DOĞRU ADRES
TUS
T IM E /
TUSTIME YAYINCILIK LTD. ŞTİ. Her hakkı saklıdır. Bu kitabın tüm yayın hakları TUSTIME YAYINCILIK LTD. ŞTİ.’ye aittir. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca tümü ya da bir bölümü izin alınmaksızın basılıp yayınlanamaz; teksir, fotokopi veya başka bir teknikle çoğaltılamaz; bilgisayar ortamları ve web hizmetlerinde kullanılamaz.
Yayın hakları: TUSTIME Yayıncılık Eğt. Danş. ve Sağ. Hiz. Tic. Paz. Ltd. Şti. Molla Gürani Mah. Oğuzhan Cad. Akkoyunlu Sok.Transal İş Merkezi No:1 Fındıkzade / İSTANBUL Tel: 0212 521 77 85 e -m a il:
[email protected] İstanbul 2014
www.tustime.com
TUSTIME Yayıncılık Eğt. Danş. ve Sağ. Hiz. Tic. Paz. Ltd. Şti. Sertifika No: 12049
Kapak Tasarımı - Sayfa Tasarımı: Ahmet KOKSAL Sayfa Düzeni: Tustime yayın ekibi Baskı: Şan Ofset Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane - İSTANBUL - Tel: 0212 289 24 24
ISBN: 978-605-9026-02-4
DOĞRU ADRgS
TIME
İSTANBUL-MERKEZ Molla Gürani Mah. Oğuzhan Cad. Akkoyunlu Sok.Transal İş Merkezi No:1 Fındıkzade / İSTANBUL Tel: 0212 521 77 85 - Faks: 0212 521 77 65
PENDİK Esenler Mah. Azizoğlu Cad. Gözde Sk. No:1 Pendik / İSTANBUL Tel: 0216 336 24 29 - Faks: 0216 336 24 82
ANKARA Mamak Cad. Dikimevi Postahanesi Yanı Dikimevi-Mamak / ANKARA Tel: 0312 417 23 45 - Faks: 0312 425 14 09
İZMİR Cumhuriyet Bulvarı No: 99/7 Kat: 2 M. Rıza İş Merkezi (Anadolubank Üstü) Pasaport / İZMİR Tel: 0232 425 11 55 - Faks: 0232 425 11 57
İSPARTA Gazi Kemal Mah. 1317 Sok. Henden Ap. No: 11 D: 9/10 Merkez / İSPARTA Tel: 0246 232 66 00 - Faks: 0246 232 77 00 - Gsm: 0507 408 01 51
TUSTIME-MANİSA (OFFLINE) Uncubozköy Mah. 5504 Sokak 13/A/25 MANİSA
TUSTIME-BALÇOVA (OFFLINE) Korutürk Mah. Poyraz Sok. 4/A B a lç o v a - İZMİR
TUSTIME-BORNOVA (OFFLINE) Ankara Cad. No:231/C Bornova - İZMİR (Ege Üniv. ana kapı karşısı)
TUSTIME-AYDIN (OFFLINE) Meşrutiyet Mah. Gençlik Cad. No:74/A M e rke z-A Y D IN
TUSTIME-KIRIKKALE (OFFLINE) Ovacık Mah. Zafer Cad. 592.Sok. No:12 - KIRIKKALE Tel: 0318 218 9900
İÇİNDEKİLER 5
MİKROBİYOLOJİ Temel Mikrobiyoloji -1 0 Bakteriyoloji-41 immünoloji - 84 Viroloji -103 Mikoloji -129 Parazitoloji -153
PATOLOJİ Hücre Hasarı ve Adaptasyon - 1 /8 Akut ve Kronik inflamasyon -189 Onarım. Hücre Çoğalması ve Yara iyileşmesi - 200 Hemodinamik Hastalıklar. Tromboz ve Şok - 211 immün Sistem Hastalıkları - 216 Neoplazi - 229 Çocukluk Çağı Tümörleri - 250 Çevre ve Beslenme ile ilgili Hastalıklar - 254 Kalp ve Damar Hastalıkları - 262 Hematopatoloji - 274 Gastrointestinal Sistem - 297 Karaciğer ve Safrayolu Hastalıkları - 310 Pankreas Hastalıkları - 318 Üriner Sistem Hastalıkları - 326 Solunum Sistemleri - 337 Sinir Sistemi - 346 Erkek Genital Sistem - 364 Kadın Genital Sistem Hastalıkları - 369 Meme Hastalıkları - 377 Endokrin Sistem Patolojisi - 388 Kemik. Eklem, Kas ve Yumuşak Doku Hastalıkları - 396 Dermatopatoloji - 408 Enfeksiyon Hastalıkları - 414
FARMAKOLOJİ Genel Farmakoloji - 454 Otonom Sinir Sistemi - 470 Santral Sinir Sistemi - 492 Otakoidier Sinir Sistemi - 522 Nonsteroidal Antiinflamatuvar Sinir Sistemi - 531 Kemoterapotikler Sinir Sistemi - 537 Kardiyovasküler Sistem - 563 Hormonlar - 599 Gastrointestinal Sistem-615 Diğer Konular - 623
ONSOZ Değerli Meslektaşlarımız,
Tıpta Uzmanlık Sınavı uzun soluklu ve zor bir eğitim sürecinin hemen ardında bizi bekleyen bir sınav. Bu sınavda başarılı olabilmek için yapılması gereken, konuya hakim olmak (teorik) ve bu hakimiyetimizi soruları cevaplarken kullanabilmektir (pratik). Sınava çalışan pek çok meslektaşımızın zaman kısıtlılığı yaşadığı, soru çözmek için pek zaman bulamadığı ve mevcut kaynak çeşitliliği (kirliliği!) TUSTIME ailesi olarak bizleri yepyeni bir kaynak hazırlamaya yöneltti. Bu kaynak 240 soruluk yeni TUS sistemine uygun, yıllar içinde TUS’un geçirdiği değişim ve dönüşüme paralel her konu ile ilgili en güncel, en kaliteli, sorulması en olası soruların biraraya gelmesiyle oluşturuldu. Her bir ders ayrı kitap olabilecekken, sizler için ekonomik olabilmesi nedeniyle 4 cilt halinde toplandı. Soru çözerek bilgisini pekiştirmek isteyenler için ÇÖZÜM BANK tek başına yeterli bir kaynak haline geldi. Eser kabaca 3 kısımdan oluşmaktadır. Öncelikle her ders (örnek biyokimya) kendi içinde konu konu (lipidler) ayrıldı. İlk kısımda konu ilgili en yeni bilgileri sorgulayan T U S ’a en uygun soru formatında açıklamalı sorular hazırlandı. İkinci kısımda ise konunun arkasına o konuya spesifik çok özel sorulardan oluşan, o konuda öğrencinin kendi durumunu ölçebileceği kendimizi deneyelim bölümleri hazırlandı. Son olarak kitabın son kısmına her ders ile ilgili deneme sınavları konuldu. T U S ’u kazanmak için her zaman tekrar edegelen bir söz vardır ‘Hızlı oku bol tekrar’. Gerçekten doğrudur; sık tekrar, bol tekrar TU S ’un anahtarı. Umarız bu eser sizlerin soru eksiğini hızlıca okuyup kapatabileceğiniz, teorikten pratiğe geçerken minimum zamanla sizlere maksimum düzeyde yardım eden ve sınavda gönlünüzdeki yeri kazanmanıza bir nebze olsun katkı sağlayabilecek bir kaynak olur. Yani Tustime Çözüm Bank TUS ile ilgili sorunlarınıza da ÇÖZÜM olur. Tustime ile çözülmeyecek soru, sorun yoktur.
TUSTIME Editör Kadrosu
TUS DERSHANECİLİĞİNDE STANDARTLARINIZI YÜKSELTMEYE DEVAM EDİYORUZ
MİKROBİYOLOJİ
DOĞRU ADRES
TUS® W TIME
DOĞRU ADRES
TİME
1-
Aşağıdakilerden hangisi bakterilerde hücre zarının özellikleri arasında sayılmaz? A) B) C) D) E)
Aktif transport Elektron transportu Hücre duvarının sentezi Antikor yapımının uyarılması Betalaktamaz salgılanması
Hücre zarı çift sıra fosfolipitten yapılmıştır. Arıtijerıik olmadığı için antikor yapımına neden olmaz. Hücre zarı ökaryot hücrelerdeki organellerin görevini (solunum, sindirim, enerji üretimi) üstlenir. Ayrıca yapısında bulunan PBP’ler sayesinde hücre duvarını sentezler, enzim ve betalaktamaz salgılar. STOPLAZMİK ZARIN GÖREVLERİ; Elektron transportu sağlar. Selektif geçirgenlik ve aktif transportu sağlar. Oksidatif fosforilasyon (solunum işlevleri) sağlar. Hücre duvar öncüllerini sentezler. Beta laktamaz (PBP) salgılanmasını sağlar. Enzim salgılar. Kemotaksis yapıları buradan salınır. Eksotoksin üretim yeri zardır.
2-
Aşağıdakilerden hangisi Gram pozitif bakterilerde bulunmaz? A) B) C) D) E)
Teikoik asit Peptidoglikan Dış membran Kapsül Spor
Gram pozitif bakteriler ile Gram negatif bakterileri karşılaştıran temel bilgi düzeyini ölçen bir soru. Teikoik asid sadece gram pozitif bakterilerde bulunan ve hedef hücreye tutunmayı sağlayan antijenik moleküldür. Bakteriyofajlar için reseptördür. Gliserol fosfat ve ribitol fosfat moleküllerinden oluşur. Peptidoglikan hem Gram pozitiflerde hem de Gram negatiflerde bulunur ancak Gram pozitiflerde daha kalındır.
Kapsül Streptococcus pneumoniae, Bacillus anthracis gibi Gram pozitiflerde ve Menengokok, Klebsiella, H. influenzae gibi Gram negatiflerde bulunur. Spor Gram pozitiflerden Bacillus ve Clostridium cinsinde bulunur. Dış membran ise sadece Gram negatif bakterilerde bulunur. Dış membranla hücre zarı arasındaki boşluğa periplazmik aralık denir. Gram negatiflerin betalaktamazları, diğer ilaç direnç enzimleri ve sindirim enzimleri bu aralıkta bulunur. Gram pozitiflerin betalaktamaz ve diğer enzimleri ise hücre dışına salınır.
3- Aşağıdakilerden hangisi görevlerinden değildir? A) B) C) D) E)
hücre
duvarının
Endotoksin içermesi Hücrenin iç ozmotik basınca karşı korunması Hücrenin şeklinin belirlenmesi İç ozmotik basıncın ayarlanması Antijenik etki göstermesi
Hücre duvarının görevleri • Bakteriyi 5-20 atmosfer olan kendi iç ozmotik basıncına karşı korur • Bakteriye şeklini verir • Gram boyanma özelliğini belirler • Antijeniktir • Endotoksin içerir (Gram negatiflerde) • Por içerir (Gram negatiflerde) Hücre zart yarı geçirgen olması sayesinde iç ozmotik basıncı ayarlayabilir. Duvar bakteriyi yüksek iç ozmotik basınca karşı korumakla beraber, tam geçirgen olduğu (seçici geçirgen olmadığı) için basıncı ayarlamada görev almaz. Hücre duvarı hipertonik bir ortama konursa, gram pozitif bakterilerden protoplast, gram negatif bakterilerden sferoplast denilen hücre duvarsız yapılar oluşur. Bu tür yapıların şekli nasıl olursa olsun daima kok şeklindedir. Protoplast ve sferoplast’ın üreyebilen formuna L (Lister) denir. L formundaki bakteriler hastalık yapabilir ya da yeniden duvar kazanabilir. Bu bakteriler fi litrelerden kolayca süzülür. Olumsuz koşullar kalkarsa L formu bakteriler tekrar eski hallerine dönerler.
Gram pozitif bakteri duvarı, peptidoglikan ve teikoik asitten oluşurken, gram negatifi erdeki peptidoglikan, lipoprotein ve dış zardan oluşur. Peptidoglikan (murein) tabaka Peptidoglikan tabaka bakterilere özgüdür. Başka canlılarda bulunmaz. Hücre duvarının sağlamlık ve direncinden sorumludur (Mikoplazmlarda hücre duvarı yok, Klamidyalarda hücre duvar yapısı var ama peptidoglikan bulunmaz). Peptidoglikan tabaka hücre zarının hemen üzerinde bulunur. Gram pozitif bakterilerin peptidoglikanı çok kalın, gram negatifi erin ki incedir. Peptidoglikan tabaka peptid ve glikan molekülerinin birleşmesinden oluşur. Glikan kısmını N-Asetil Muraminik Asit (NAMA) ve N-Asetil Glikoz Amin (NAGA) molekülleri oluşturur. Bu iki molekül birbirlerine Beta 1-4 glikozit bağlarıyla bağlanır. Lizozimin hedefi bu beta 1-4 glikozit bağlarıdır. Lizozimin diğer adı müramidazdır. Lizozim gözyaşı, tükrük, ter, süt ve mukusta bulunur. Ancak, beyin omurilik sıvısında ve idrarda bulunmaz. Lizozim peptidoglikanın fazla olduğu gram pozitif bakterilere etkilidir. Oysa virüslerde beta 1-4 glikozit bağı bulunmadığı için lizozimin anti-viral etkinliği yoktur. Yine gram negatif bakterilerde peptidoglikan tabaka daha ince olduğundan, lizozimden daha az etkildir. Gram negatif bakteriler lizozime pek geçirgen değildir. Ayrıca klamidyalar, mikoplazma, üreoplazmalar ve L-formları da lizozime dirençlidir.
4- Aşağıdaki virülans faktörlerinden hangisi hedef dokuya tutunma ve kolonizasyon ile ilişkili değildir? A) B) C) D) E)
Pilus Fimbria Kapsül Slime Flagella
Pilus (fimbria) Gram negatif bakterilerde bulunur ve dokuya tutunmayı sağlar. Teikoik asid, Protein M, Kapsül ve glikokaliks (Slime) de benzer görevler üstlenebilirler. Ancak flagella hareketi sağlar, tutunmayla ilişkisi yoktur. Flagella antijenik olup (H antijeni) Ig G sentezini uyarır. Spiroketler aksiyeI filaman la hareket ederler. Fimbrialar genellikle gram negatif bakterilerde bulunur. Flajellalardan daha kısa ve incedirler. Bunların hareketle ilişkisi yoktur. Piluslar bakterinin hedef dokulara yapışmasını sağlar. Piluslar, pili proteinlerinden oluşur. Birde sex pil usu denilen (fertikte, F pilusu) piluslar vardır. Sex pilusları, bakteriler arasındaki gen aktarımında (konjugasyon) görev alır.
Gram pemö f hücre duvarı
LTA 'H 5BSE3 ■HpfHEBMM»~ ► Pepndogftkan a» ~^vyHr‘T"'H'.“T*HZÎjZH nt?mm Sün?ınnİnlfnnn j► Hücrezan iuI uuiIUUUULmm İÜ9U1
İMİ
Gram negatifhücre duvarı
Pomn
Lipoprotein«
...... jlüUiuuuuuHulüuutur IMS
Oi%memhran
} Peri ptazmft »raUk
“ ^ n n n n ın n ın n n n n n n ın n n ın ı İHİÎ^ L- Ü İU U İÜ U U U U İU U U U İÜ U Ü U U I
,
10H
w
5- Epizomik durumdaki F plazmidinin kromozomdan parça kopararak ayrılması ve başka bakterilere aktarılması olayı aşağıdakilerden hangisinde en doğru olarak tanımlanmıştır? A) Seks (F) düksiyon B) Transdüksiyon C) Transformasyon D) Transpozisyon E) Konjügasyon
Benzer soru çeşitleri TUS sınavında birkaç kez sorulmuş olup tekrardan sorulma olasılığı yüksektir. Plazmid kromozomdan bağımsız çoğalabilen çift ipiikii dairesel DNA molekülüdür. Bazen kromozomla bütünleşebilir. Bu durumda epizom adını alır. Kromozomla birleşen F plazmidi kromozomdan parça kopararak ayrılırsa F ’plazmidi adını alır. F ’ plazmidinin aktarılmasına ise F (seks) düksiyon denir Transdüksiyon bakteriyofaj aracılığıyla genetik madde aktarımıdır. Ölen bakteriden açığa çıkan DNA parçacıklarının ortamdaki başka bir bakteri tarafından alınması transformasyondur. Transpozonların yer değiştirmesine transpozisyon denir. Konjügasyon ise canlı iki bakteri arasında F pilusu aracılığıyla genetik madde aktarımıdır.
6- Inflamasyonda aşağıdaki akut faz reaktanlarından hangisinin seviyesi düşer? A) B) C) D) E)
Alfa 1 antitripsin Fibrinojen Haptoglobulin Properdin Albumin
Negatif akut faz reaktanlarım sorgulayan bir soru. Akut faz reaktanlarının seviyesi inflamasyonda artar. Albumin, prealbumin ve transferrinin seviyeleri ise düşer * Diğerlerinin aksine seviyeleri düşer (negatif reaktanlar).
AKUT FAZ REAKTANLARI Alfa 1 antitripsin
Fibrinojen
Alfa 1 glikoprotein
Haptoglobulin
Amiloid A ve P
Plazminojen
Antitrombin III
Orosomukoid
CRP
Properdin
C1 esteraz inhibitörleri
Transferrin*
C3
Prealbumin*
Seruloplazmin
Albumin*
7- Aşağıdakilerden hangisi lipoplisakkaritler için doğru değildir?
Konjügasyon faktörü;
Krom caonı ONA tüm ünü veya b ir kısm ını ıra m le ı « J « .
Küçük dairesel DNA, bakteriye? çoğaltm a için gerekli destidir, gen İç eren; bakım sız krom o zom u çoğaltm ak a n ih tb iyo tik direne i ve/Veya patöj^nıte fottörterigendlıkle todfcmkonjugasyor» fa ktö rü can to r* yapebiftfsfntz.
P îazm it
A) B) C) D) E)
Tüm gram negatif bakterilerde bulunurlar Febril cevap oluşumuna neden olurlar Somatik O antijenik spesifitesine sahiptir Yapısı içinde lipid A içerir Isıya duyarlıdır
TUS sınavında Gram negatif bakterilerin endotoksin yapısını oluşturan lipopolisakkarit bilgisi sorulmuştur. Dış membranın en dış yüzeyinde lipopolisakkarit tabaka yer alır. LPS tabakası da üç katmandan oluşur: 1. O somatik antijeni (yüzey polisakkariti): Ana yüzey antijenidir. Bu madde, gram negatif bakterilerin türe özgü O somatik antijenidir. Bu antijene karşı Ig M yapısında antikor oluşur. 2. Kor A: Tüm Gram negatif bakterilerde bulunan ortak polisakkarit yapıdır. 3. Lipid A: Gram negatif bakterilerin endotoksin etkisinden sorumlu yapısıdır. Dış ortama endotoksin salınmaz ancak bakteri parçalandığında ortaya çıkar. Endotoksinin etkilerinden lipid A sorumludur.
Bazı gram negatif bakterilerde dış membranda lipopolisakkarit tabaka yoktur. Bunun yerine glikan yapısında çok sayıda çıkıntı bulunur (LOS: Lipooligosakkarit) LOS üzerindeki epitoplar konak yapısını taklit ederek bu organizmaların konağın immun cevabından kaçmasını sağlarlar. Lipopolisakkaridlerin lipid kısmı endotoksirı polisakkarid kısım ise somatik O antijenidir. Endotoksin makrofajlarda bulunan CD14 ve TLR4 moleküllerine aktarıldığında sitokin yapımını başlatır. Bu sitokinlerden TNF, İL-1, IL-6 ve interferon ateşin yükselmesine neden olan endojen pirojenlerdir. Bir sıvıda endotoksin varlığı limulus Uzat testi anlaşılır. Endotoksin ısıya dayanıklıdır.
Ö ^ n t i j e n le rin 4 0 a d e t te k ra rla ym ..
P o ta a k k a rt ç e k ird e k le r
O ıi3 k iw n t/ d ıfo s ( a t
Y a c asidi
Bakterinin etrafını tamamen sarar, %95’i sudur. Jelatinatöz yapıda bir katmandır. Kapsül birçok bakteride polisakkarid yapıdadır. Ancak bazı bakterilerde farklıdır. Örneğin; Bacillus anthracis kapsülü protein yapıdadır (D-glutamik asit). S. pyogenes’in kapsülü hiyalünorik asit yapısındadır. Bazı Escherichia coli (K1 kapsül) kökenleri, grup B beta hemolitik streptokoklar ve Neisseria meningitidis (serogrup B) siyalik asit yapısındadır. Kapsül bir virülans faktörüdür, fagozitozu önler ve bakterilerin insan dokularına yapışmasında rol alır. Kapsül, fagositlerin bakteriye penetre olmasını engeller, alternatif kompleman yolunu aktivasyonunu önler. Kapsül antijeniktir ve bakterilerin tanımlanmasında faydalıdır (quellung reaksiyonu). Bazı bakterilerin kapsülü yeterince antijenik değildir (şarbon basilinin kapsülü protein yapılı olduğu halde antijenik değildir). Kapsüle karşı aşı oluşturabilir (örn: pnömokok, menigokok ve Hib aşısı). Polisakkarit kapsül aşılarına oluşan bağışıklık kısa sürelidir. Çünki polisakkarit antijenler T hücresine sunulamaz ve geçici bir bağışıklık ve IgM yanıtı oluşur. Bazı bakterilerin belirgin bir kapsülü olmadığı halde, bakteri duvarından kolaylıkla ayırt edilemeyen ve duvarın devamıymış gibi görünen ince homojen yapı vardır ki buna glikokaliks denir. Bunun Staphylococcus epidermidis görülen şekli slime tabakasıdır. Bu tabaka bakterinin deri, kalp kapakları, katater, üreter ve eklem protezi gibi yabancı yüzeylere kolayca yapışmasını sağlar. Aneoroplardan Propioniobacterium acnes, slime benzeri yapıya sahiptir. Streptococus mutants’ta da dekstran ve levandan oluşan bir katmana sahiptir. Bu yapı sayesinde dişlerde biyofi İm oluşturarak endokardite neden olabilir.
Organizma
Kapsül
B. anthracis
Polipeptid (D-glutamik asit)
Enterobacter aerogenes
Polisakkarit
N. meningitidis
Polisakkarit
Pnömokok
Polisakkarit
Grup A Streptekok
Hyalüronik Asit
Streptococcus salivarius
Levan (fruktoz)
9-
8-
Bakterilerde kapsül ile ilgili aşağıdaki yanıtlardan hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Zengin besiyerlerinde meydana gelir Kapsül genel olarak karbonhidratlardan yapılmıştır Kapsül konakçıda antijenik etki yapar Kapsül virülansı arttırır Kapsül fagositozu hızlandırır
Bakteriosin (KOLİSİN) hangisine uyar?
aşağıdaki
tanımlardan
A) Bakteri RNA özelliğidir B) Bir bakteri tarafından salınıp diğer bakterileri öldüren maddedir C) Bir tip bakteri virüsüdür D) Salgılayan bakterinin kendisini de öldürür E) Bakteri mRNA sidir
DOĞRU ADR6S
TUS
TIME
Bakteriyosin Kolisin bir bakteri tarafından salınıp, diğer bakterileri öldüren maddedir. İlk önce E. Coli’de gösterildiği için kolisin de denir. Polimiksin E yapısında bir antibiyotik olan ve özellikle Pseudomonas ve Acinetobacter infeksiyonlarında kullanılan kolistinle karıştırmamak gerekir. Bir pseudomonas veya Acinetobacter cinsi bakteriye panrezistan (bütün antibiyotiklere dirençli) diyebilmek için kolistine de dirençli olduğunu mutlaka göstermek gerekir. Kolistin hücre zarını yırtarak bakterisidal etki gösterir.
10-Aşağıdakilerden hangisi bakteri kromozomunu tanımlar? A) B) C) D) E)
Çift iplikli lineer DNA Çift iplikli sirküler DNA Tek iplikli sirküler DNA Tek iplikli lineer DNA Çift iplikli sirküler RNA
Bakteriler bir adet çift iplikli sirküler DNA ’dan oluşan kromozoma sahiptirler. İstisna olarak Borrelia cinsinde kromozom lineerdir. Bakterilerde kromozom sayısı tek olduğu için bakteriler haploid canlılardır. Halbuki ökaryotlarda çift sayıda (tiiploid) kromozom bulunur.
11-Hücre zarının içe doğru katlanmasıyla oluşan ve bölünme sırasında bakteri kromozomunun tutunduğu bakteriyel yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) Ribozom B) Mezozom C) Nükleus zarı D) Peptidoglikan molekül E) Okazaki fragmanı
Hücre zarının içeriye katlanmasıyla mezozom oluşur. Septal mezozom kromozom replikasyonundan ve bakterinin ikiye bölünmesinden sorumludur. Lateral mezozom ise spor oluşumundan ve plazmidin çoğalmasından sorumludur. Ayrıca protein ve betalaktamaz salgılar.
12-Aşağıdakilerden hangisi bakteriyel kapsülün bir uzantısıdır ve bakterinin yüzeylere yapışmasında rol oynar? A) B) C) D) E)
Pili Flagella Glikokaliks Lipopolisakkarit Peptidoglikan
Glikokaliks kapsül yapısında polisakkarid bir maddedir ve dokulara tutunmayı sağlar. S. epidermidis’in glikokaliksine Slime faktörü denir. Pseudomonas aeruginosa’daki glikokaliks ise alginat içerir. Bakteriler glikokaliks sayesinde biyofilm tabaka oluştururlar. Bu biyofilm tabaka bakteriyi hem antibiyotiklerden hem de immün sistemden korur.
13-Aşağıdaki bakterilerden hangisinin hücre zarı üç tabakalıdır? A) B) C) D) E)
Borrelia Leptospira Nocardia Treponema Ureaplasma
Bakterilerin hücre zarı çift sıra fosfolipidden oluşmuştur ve kollesterol içermez. Mycoplasma ve Ureaplasma cinsinde ise üç tabakalıdır ve kollesterol içerir. Borrelia, leptospria ve Treponema’nın özellikleri spiroket olmaları dolayısıyla aksiyel filamanla hareket etmeleridir. Nocardia’nın en belirgin özelliği ise aside dirençli boyanmasıdır. Diğer önemli özellikler Gram pozitif basil olması, eksojen enfeksiyon yapması, akciğerde kavite ve vakaların üçte birinde MSS tutulumunun görülmesidir.
14-Bakteriyofajlar Gram negatif bakterilerin hangi kısmına tutunur? A) B) C) D) E)
Polisakkarid Teikoik asid Lipoteikoik asid M proteini A proteini
Fajlar Gram negatif bakteride ise dış memranda bulunan polisakkarid tabakaya (somatik antijene) ve pora, Gram pozitif bakteride teikoik aside tutunurlar. M proteini A grubu streptokoklarda bulunur. Tutunmayı sağlar, fagositozu önler. Aynı zamanda antijenik benzerlik nedeniyle akut romatizmal ateşe neden olan en önemli virülans faktörüdür. A proteini ise S. aureus’ta bulunur. Ig G’nin Fc kısmına bağlanarak opsonizasyonu, fagositozu ve komplemanın aktivasyonunu önler.
15-Bakteriyofaj aracılığıyla bakteriler arasında DNA aktarılmasına ne denir? A) B) C) D) E)
Transformasyon Transpozisyon Transdüksiyon Konjügasyon F (seks) düksiyon
Transformasyon ölen bakteriden salınan DNA parçacıklarının başka bir bakteri tarafından alınması işlemidir. Transpozisyon transpozonların yer değiştirmesidir. Transdüksiyon bakteriyofaj aracılığıyla genetik madde aktarılmasıdır. Konjügasyon seks (F) pilusu aracılğıyla canlı iki bakteri arasındaki genetik madde aktarımıdır. F düksiyon ise F’ plazmidinin (kromozomdan parça kopararak ayrılmış plazmidin) aktarılmasıdır.
16-Aşağıdakilerden hangisi Prokaryot bir hücreden alınan DNA parçacıklarının ökaryot bir hücrenin çekirdeğine enjekte edilmesini tanımlar? A) B) C) D) E)
Konjügasyon Transdüksiyon Rekombinasyon Transformasyon Transfeksiyon
17-Aşağıdakilerden yanlıştır? A) B) C) D) E)
hangisi
prokaryotlar
için
Gerçek nukleusları yoktur Mitokondri içermezler Ribozomları yoktur Genellikle hücre duvarı içerirler Kromozomları haploiddir
Gerçek hücre yapısına sahip mikroorganizmalar, prokaryot ve ökaryot olmak üzere ikiye ayrılır. Prokaryot mikroorganizmaların başlıca özellikleri; 1. Gerçek çekirdekleri yoktur 2. Kromozomları tekdir. 3. Kromozomları dairesel DNA şeklindedir (Borreila lineer DNA’y a sahip). 4. Çekirdek zarı ve çekirdekçikleri yoktur. 5. Prokaryotların ribozomları 70S (50S+30S) büyüklüğündedir. 6. Prokaryotların hücre zarı iki tabakalı lipoprotein yapıdadır. 7. Prokaryotların hücre zarlarında kolesterol bulunmaz {Mikoplazmalar hariç). Başlıca prokaryotlar; Bakteriler, Mikoplazmalar, Mavi yeşil alglerdir Eukaryotiarın başlıca özellikleri; 1. Gerçek çekirdek ve çekirdek zarları vardır. 2. Çok sayıda kromozomları vardır. 3. Endoplazmik retikulumları vardır. 4. Lizozomları vardır. 5. Golgi aygıtları ve mikokondileri vardır.
Hücre Yapısı
Prokaryot
Ökaryot
Hücre Duvarı
Peptidoglikan/ polisakkarit
Hücre duvarı yoktur
Bazılarında kapsül var
Alg ve mantarlarda var
Karbonhidrat yok
Karbonhidrat ve sterol var
Sitoplazma Zarı
Sitoplazma
Prokaryot hücrenin DNA genlerinin ökaryot bir hücrenin çekirdeğine enjekte edilmesine transfeksiyon denir. Transfeksiyonla transformasyon arasındaki fark alıcılardır. Transfeksiyonda alıcı ökaryot, transformasyonda ise prokaryottur.
Sterol yok (mikoplazma hariç) Mitokondri yok
Mitokondri var
Endoplazmik retikulum yok
Endoplazmik retikulum var
Lizozom yok
Lizozom var
Ribozom 70S (50+30S)
Ribozom 80 (60+40S)
Vakuol yok
Vakuol var
Mikrotübül yok
Mikrotübül var
Spor formasyonu olabilir Solunum enzimleri
Sitoplazma membranına yerleşik
Mitokondride
Hücre bölünmesi
Binari fizyonla olur
Mitoz var
Mitoz yok
Sex hücrelerinde diploid ürer
14-15
W
DOĞRU ADRES
18-Aşağıdaki mikroorganizmalardan hangisi hem oksijenli hem oksijensiz ortamda fermentatif metabolizma gösterir? A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
Zorunlu anaerob Zorunlu aerob Fakültatif anaerob Aerotoleran Mikroaerofil
Oksijen kullanımına göre bakterileri metabolizması Bazı bakteriler üremek için mutlak oksijene ihtiyaç duyar. Bunlara zorunlu aerop bakteri denir. Örn. Bacillus anthracis, Mycobacterium tuberculosis, Pseudomanas aeruginosa. Bazı bakteriler vardır ki; oksijen varlığında ölür. Bunlara zorunlu aneorop bakteri denir. Çünkü bu bakterilerin süperoksit dismutaz ve katalaz gibi enzimleri yoktur. Örneğin Clostridium, Peptostreptokok, Fusobacterium. Bazı bakteriler var ki hem oksijenli ortamda soluyabilir hemde oksijensiz ortamda fermetasyon yapar. Bunlara Fakültatif anaerop denir. Örneğin enterik bakteriler. Bazı bakteriler vardır ki çok az oksijen varlığında bile üreyebilir. Bunlara mikroaerofil bakteriler denir. Örneğin Brucella, Campylobacter. Yükseltilmiş (yaklaşık%3) karbondioksit atmosferinde en uygun üreme gösteren bakterilere de Kapnofilik bakteriler denir. Fakültatif anaeroplar oksijenli ortamda oksidasyon, oksijensiz ortamda fermentasyon yaparak yaşamlarını sürdürürler. Aerotoleran anaeroplart ise hem oksijenli hem oksijensiz ortamda fermentasyon yaparlar.
Mtkıooerojil
Zorunlu
anaetop
19-Bakterilerin antibiyotiklerin etkisini en hassas oldukları dönem hangisidir?
iti Fakültatif finaeıop
Zuıunlu aerop
Lag dönemi Eksponensiyal dönem Stasyoner dönem Durgunluk dönemi Ölüm dönemi
Bakterilerin üreme döngüsü beş ana dönem içerir: A) Lag dönemi: Latent faz, gizli faz da denir. Çok yoğun metabolik etkinliğe karşın hücre bölünmesi olmaz. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir. Bakterilerin boyutlarının en büyük olduğu dönemdir. B) Akselerasyon dönemi. Üremenin hızlanma fazı da denir. Bu dönemde bakteriler giderek artan hızla üremektedir. C) Log dönemi: Logaritmik faz, eksponansiyel faz da denir. Hızlı hücre bölünmesi olur. Üreme hızı sabittir. Bakterilerin antibiyotik etikisine en duyarlı oldukları fazdır. Boyutları en küçüktür. D) Stasyoner dönem: Maksimum durgunluk zamanı da denir. Ortamdaki besin maddeleri tükenmiş ve/veya toksik ürünler artmıştır. Yeni oluşan hücreler ölen hücreleri sayıca dengelediğinden bakteri sayısı sabit kalır. Taze besin maddelerinin eklenip metabolik artıkların sürekli uzaklaştırıldığı kemostat isimli özel cihazda üretilen bakteriler daima log fazında kalırlar, stasyoner faza girmezler. E) Ölüm dönemi: Canlı bakterilerin sayısında azalma olur.
20-Aşağıdakilerden hangisi bakteri ekzotoksini ile oluşmaz? A) B) C) D) E)
Botulismus Tetanoz Difteri Gazlı gangren Dissemine intravasküler koagulasyon
Bacillus anthracis
Botulizm toksini asetil kolin, tetanoz toksini glisin salınmasını engeller. Difteri toksini ADP ribozilleme ile EF2’yi inaktive eder. Gazlı gangrenin alfa toksini lesitinazdır, hücre zarını parçalar. DIC ise endotoksinin etkisi ile oluşur. Akut DİC’in en sık sebebi septik şoktur.
Protektif antijeni, ödem faktör, ı lethal faktör
Enterotoksijenik Escherichia : Isıya duyarlı ve ısıya dirençli coli enterotoksin Staphylococcus aureus
Epidermolitik toksin
Ciostridium tetani
Tetanospazmin
21-Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Kapsül - polisakkarit Kapsid - protein Zarf —lipid Flagella - Protein P o r-lip id
Temel bilgiyi ölçen bir soru. Bacillus cinsinin haricinde bakteri kapsülü genel olarak polisakkariddir. Virüslerde bulunan kapsid, kapsomer denen protein birimlerden oluşur. Virüs zarfı lipid yapıdadır. Ayrıca zarfda matriks proteinleri ve peplomer denen tutunmadan sorumlu antijenik proteinler bulunur. Flagellayı oluşturan birimler flagellin proteinleridir. Bu proteinler antijenik olup (H antijeni) bunlara karşı Ig G sentezlenir. (Polisakkarid antijenler sadece Ig M cevabını uyarırlar, Ig G’yi uyaramazlar) Porlar ise yine protein yapısında olan porinlerden oluşur.
22-Kromozoma yapışmış plazmide ne ad verilir?
A) B) C) D) E)
RTF R Belirleyicisi Epizom Profaj İntron
Plazmidler kromozomdan bağımsız olarak çoğalan çift iplikli dairesel DNA molekülleridir. Direnci kodlayan plazmide R plazmidi denir. R plazmidi RTF ve R belirleyicisi olmak üzere iki kısımdan oluşur. RTF plazmidin başka bakterilere aktarılmasını sağlar. R belirleyicisi ise hangi antibiyotiğe karşı direnç gelişeceğini belirler. R belirleyicisinde birden fazla antibiyotiğe karşı direnç genleri bulunabilir. Plazmid kromozomdan bağımsız çoğalabilmekle birlikte bazen kromozomla da birleşebilir. Kromozomla birleşen plazmide epizom denir. Kromozomdan parça kopararak ayrılmış epizoma ise F’ plazmidi denir. Profaj kromozomla bütünleşmiş bakteriyofajdır. Kromozom üzerindeki anlamlı baz dizileri ekzon, anlamsız baz dizileri ise introndur.
16-17
W
DOĞRU ADR65
TUS
TIME
23-Aşağıdakilerden hastalıklardan ekzotoksinle ilişkili değildir? A) B) C) D) E)
hangisi
Kızıl Toksik şok sendromu Difteri Botulizm Tifo
Tifo endotoksinle meydana gelen bir hastalıktır, ekzotoksinle ilişkisi yoktur. Etken Gram negatif basildir. S koloniler ve Vi antijeni taşıyan kökenler daha virülandır. Taşıyıcıların dışkılarıyla atılan basilin kontamine ettiği su ve gıdalarla bulaşır. Su katılan sütlerle, taşıyıcının elbiseleriyle ya da sineklerle de bulaşabilir. Ağız yoluyla bulaşır. Mide asidine duyarlıdır. Mideye geçebilirse peyer plaklarından bakteriyemi yapar. Bakteriyemi sonrasında karaciğer ve safra kesesine yerleşerek dışkıyla atılır. Hastalardaki en sık şikayet ve klinik bulgu ateştir. Kontinü ateş, relatif bradikardi, bakteriyel emboliye bağlı rozeoller, bilinç bulanıklığı görülür. Hastanın şuuru bulanıktır, ritmik hareketlerle örtülerini toplar (karfoloji). Garguyman (palpasyonda sağ alt kadranda sıvı ile havanın yer değiştirme hissi). Terleme ve herpes labialis görülmez. Tedavide kinolonlar ve üçüncü kuşak sefaiosporinler verilir. Yan etkileri ve tedavi süresinin uzun olması nedeniyle kloramfenikol ilk ilaç olmaktan çıkmıştır. Bilinç bulanıksa kortizon eklenebilir. Kollaps riski nedeniyle ateş düşürücü verilmez. Taşıyıcıların tedavisinde kloramfenikolün faydası yoktur. Kinolon, kotrimoksazol, ampisilin verilebilir. Mesanesinde şistozom enfeksiyonu olanlarda idrar taşıyıcılık oranı yüksektir.
24-Aşağıdaki toksin - etki mekanizması ilişkilerinden hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
C. diphterium - EF2 inaktivasyonu B. anthracis - Adenilat siklaz benzeri etki C. botulinum -A s e til kolin inaktivasyonu C. perfringens - Lesitinaz etkisi Stabil toksin - Adenilat siklaz etkisi
Toksinlerin etki mekanizması TUS’da sıkça karşılaşılabilecek soru çeşitierindendir. Difteri ve pseudomonas toksinleri ADP ribozilleme ile EF2’yi inhibe ederek, şarbon, labil toksin, kolera ve boğmaca toksinleri adenilat siklazı aktive ederek etki gösterir. Botulinum toksini asetil kolin salınmasını inhibe ederek gevşek felç yapar. C. perfringens’in alfa toksini hücre zarlarında bulunan lesitini parçalar. Stabil toksin ise guanilat siklazı aktive ederek cGMP seviyesini artırır. Böylece ishal gelişir.
25-Aşağıdakilerden yanlıştır? A) B) C) D) E)
hangisi
endotoksinler
için
Gram negatif bakterilerde bulunur Ortama serbest olarak salınmaz Isıya duyarlıdır Zayıf antijeniktir Toksisitesi ekzotoksine göre düşüktür
Endotoksinler ile Ekzotoksinler arasındaki farklar iyi bilinmelidir. Endotoksinler, gram negatif bakterilerin hücre duvarında (dış polisakkaridin Lipid A kısmı) bulunur. Endotoksin DNA tarafından kodlanır. Endotoksin ancak bakteri öldüğünde ortama saçılır. Endotoksin ısı ve proteolitik enzimlere dirençlidir. Endotoksinler organizmada makrofaj yüzeyinde bulunan CD14-Toll-like reseptör-4 (TLR-4) bileşkesine bağlanır. Bu bağlanmadan sonra makrofaj tarafından Interkökin 1 (İL—1), İL—6, İL—8, İL—12, TNF alfa, nitrik oksit, platelet aktive edici faktör gibi sitokinler salınır. Bu maddeler ateşte, enfeksiyonlara cevapta ve sepsiste oldukça önemlidir. Bu interlökinler ateşe neden olurlar. Bu maddeler aynı zamanda sepsîse bağlı semptomların ve SIRS tablosundan sorumludur. Sepsis gelişen bir hastada SIRS kriterleri denilen kriterlerden en az ikisi bulunmalıdır. SIRS kriteleri; - Takipne, (solunum sayısının 20 den fazla olması), - Taşikardi (nabızın 90’dan fazla olması), - Ateşin 38°C in üzerinde veya 36°C’ nin altında olması, - Kandaki lökosit sayısının 4000’nin altında ya da 12. 000 mm3 üzerinde olması kriterlerinden en az ikisi aranır. Endotoksinler ısıya dirençlidir, ateşi arttırırlar, pek antijenik etkileri bulunmaz. Zayıf toksik etkilidir, aşı olarak kullanılamaz. En önemli örnekleri meningokok toksinleri ve gram negatif bakteri sepsisidir. Bir sıvıdaki endotoksin varlığı limulus lizat testi ile gösterilir. Kobay derisi içine Gram negatif bakteriler enjekte edildikten 24 saat sonra Gram negatif bakteriler IV enjekte edilirse ciltteki enjeksiyon yerinde hemorajik nekroz gelişir. Buna Lokal Schvvartzman reaksiyonu denir.
26-Aşağıdakilerden hangisi ökaryotlar için yanlıştır? A) B) C) D) E)
Nukleus zarları vardır Sitoplazmik zarlarında sterol bulunur Ribozomları 80 S’tir DNA’ları histonlarla eşleşmiştir Mezozomları hücre zarı yapısındadır
Ökaryotların gerçek bir çekirdeği ve çekirdek zarları vardır. Hücre zarında sterol yapısında maddeler (mantarlarda ergosterol, insanda kollesterol) bulunur. Ribozomları 60 S ve 40 S olmak üzere toplam 80 S büyüklüğünderir. DNA’ları histon denen bazik proteinlerle eşleşmiş durumdadır. Mezozom bakteri hücre zarının sitoplazma içine doğru katlantılar oluşturması ile meydana gelir. Ancak ökaryot hücrelerde mezozom bulunmaz.
Gram boyamada, kristal viyole ve lugol basamağında tüm bakteriler mor renk alırken, alkol basamağında gram negatif bakteriler boyayı bırakır. Gram pozitif bakteriler kristal viyoleyi bırakmaz. Sonra sulu füksin basamağında gram negatifi er boyayı alır ve pembe boyanırken gram pozitifi er mor görünmeye devam eder. Bakterilerin boyanmasında metilen mavisi de kullanılabilir. Hücre duvarı bakterinin şekil, boyanma ve sağlamlığından sorumludur. Gram boyamada kritik aşama alkol aşamasıdır. Gram negatif bakterilerin hücre duvarında bol miktarda bulunan lipidler alkol ya da asetonda eriyerek bakterinin gram negatif boyanmasını sağlarlar. Bazı bakterilerin hücre duvarlarında yüksek oranda lipid (Örn: Mikobakteriler) vardır. Bu bakteriler gramla boyanamazken Erlich Ziehl Neelsen boyasıyla (EZN) boyanır.
EZN pozitif bakteriler Mikobakteriler Bacillus anthracis sporu Nocardia asteroides Legionella micdadei Rhodococcus equi
28-Bakteriler arasında bakteriyofaj aracılığıyla genetic madde aktarımı aşağıdakilerden hangisiyle gerçekleşir? A) Transfeksiyon B) Transdüksiyon C) Konjugasyon D) Transformasyon E) Transplantasyon
27-Bakterinin Gram boyanma özelliğini belirleyen hücre yapısı - kimyasal madde İkilisi hangisidir? A) B) C) D) E)
Hücre Hücre Hücre Hücre Hücre
duvarı - Kristal viyole zarı - Kristal viyole duvarı - Alkol zarı - Alkol duvarı - Sulu fuksin
Bakterilerin boyanmasında en sık gram boyama kullanılır. Bu boyamada sırasıyla kristal viyole (Jansiyen moru), lugol, alkol ve sulu füksin boyaları kullanılır. Gram boyasına göre bakteriler Gram negatif ve Gram pozitif bakteriler diye ikiye ayrılırlar.
Bakteriyofajlar bakterileri enfekte eden virüslerdir. Bu enfeksiyon 2 şekilde seyreder. Bakteri faj ile enfekte olur ve faj çoğalır bakteri ölür. Bu tip enfeksiyona litik enfeksiyon denir. İkinci tip enfeksiyonda bakteri ölmez ve fajın getirdiği genetik bilgiyi alır ve kullanır. Buna da lizojenik enfeksiyon denir. Bu şekilde bakteriyofajlar aracılığı ile olan genetik madde aktarımına Transdüksiyon denir.
29-Aşağıdaki toksinlerden hangisi adenilat siklazı aktive ederek etki gösterir? A) B) C) D) E)
TSST-1 Eritrojenik toksin Ödem faktörü Isıya dirençli toksin (Bacillus cereus) Stabil toksin (E. coli)
18-19
r
TSST-1 ve eritrojenik toksin sitokin salınımını uyaran süper antijenlerdir. Ödem faktörü adenilat siklazı aktive eder. Bacillus cereus’un ısıya dirençli toksini (HSET) stafilokların enterotoksinine benzer şekilde merkezi etki ile kusmaya neden olur. E. coli’nin stabil toksini guanilat siklazı, labil toksini adenilat siklazı aktive eder.
30-Aşağıdaki bakterilerden hangisi granülomatöz iltihap yapmaz? A) B) C) D) E)
Brucella Listeria Yersinia Treponema Mycobacterium
Granülom yapan etkenler Mycobacterium, Listeria, Brucella, Treponema, Bartonellae hensaelae, Schistosoma ve mantarlardır.
31-Aşağıdaki toksinlerden hangisi hücrelerinde öldürücü etki gösterir? A) B) C) D) E)
32-Aşağıdakilerden hangisi protein yapılı değildir? A) B) C) D) E)
Por Pilus Flagella Ekzotoksin Endotoksin
Por in, pil in ve flagell/'n’in sonunda bulunan “in“ harflerin onların protein olduğunu gösterir. Ekzotoksin de protein yapısındadır. Endotoksin ise Gram negatif bakterilerin hücre duvarında bulunan lipid A’dır.
33-Hücre duvarı öncüllerinin sentezi, solunum, sindirim, oksidatif fosforiiasyon, enzim ve toksin sekresyonunun yapıldığı bakteri kısmı hangisidir? A) B) C) D) E)
Hüre duvarı Hücre zarı Sitoplazma Ribozom Peripiazmik aralık
kanser
Boğmaca toksini Difteri toksin Kolera toksini Labil toksin Stabil toksin
Difteri toksini tümör hücreleri üzerinde öldürücü etki yapan bir sitotoksindir. ADP ribozilleme ile EF-2’yi inhibe ederek etki gösterir. Boğmaca, kolera toksinleri ve E. coii’nin labil toksini ADP ribozilleme ile adenilat siklazı aktive ederek hücre içinde cAMP seviyesini artırmak suretiyle etkinlik gösterirler. Stabil toksin ise guanilat siklazı aktive ederek hücre içinde cGMP seviyesini artırır. Böylece ishale neden olur.
Soruda hücre duvarının görevlerinin bilinip bilinmediği amaçlanmıştır. Bakterilerin solunum, sindirim, enzim ve toksin salgılanması gibi olayları hücre zarında gerçekleşir. Hücre zarı ökaryot hücredeki organellerin görevini üstlenir. Bakteriler lizozom içermediklerinden sindirim enzimlerini hücre zarından dışarıya salgılarlar. Besin maddelerini hücre dışında sindirdikten sonra hücre içine alırlar (hoiozoik beslenme). Ökaryotlar ise besin maddelerini hücre içinde lizozomda sindirirler (hoiofitik beslenme).
34-Hangi toksin IL-1 ve TNF alfa salınımını artırarak etkili olur? A) B) C) D) E)
Kolera toksini Şarbon toksini Difteri toksini Eritrojenik toksin Clostridium perfringens toksini
Staphylococcus aueus’ta bulunan TSST-1 ve Streptococcus pyogenes’de bulunan eritrojenik toksin (pirojenik ekzotoksin A) sitokinlerin salınmasını artıran süper antijenlerdir. Süper antijenler MHC ll’ye doğrudan bağlanırlar, makrofaj içinde işlenmeleri gerekmez. Ayrıca T hücre reseptörlerine non spesifik olarak bağlanarak Th lenfositleri poliklonal aktive ederler. Bu aktivasyon sonucunda yüksek miktarda salınan toksik şok sendromuna neden olurlar. Stafiiokokal toksik şok sendromunda bakteriyemi genellikle görülmez ancak streptokokal olan daima bakteriyemi ile birliktedir. Klindamisin özellikle pirojenik ekzotoksin A yapımı baskıladığı için toksik şok sendromunda vankomisin veya penisilin G’ye ek olarak verilebilir. Kimi kitaplarda metronidazol ve tetrasiklinin de toksin yapımını azalttığından bahsedilmektedir.
35-Aşağıdakilerden hangisi EF-2 (uzama faktörü -2 ) blokajı yaparak etkili olur? A) B) C) D) E)
P. aeruginosa ekzotoksin A Kolera toksini Stabil toksin Labil toksin Tetanoz toksini
Pseudomonas ve difteri toksinleri EF-2’yi inhibe ederek protein sentezini durdururlar. Kolera toksini adenilat siklazı aktive eder, hücre içinde cAMP artışına neden olur böylece sıvı elektrolit sekresyonu artar. Stabil toksin guanilat siklaz ve cGMP’yi artırır, labil toksin adenilat siklaz ve cAMP’yi artırarak ishale neden olurlar.
36-Aşağıdakilerden hangisi kapsül için yanlıştır? A) B) C) D) E)
Streptokoklarda hiyalüronik asit yapısındadır Şarbon basilinde D-Glutamik asit yapısındadır Diğer bakterilerde polipeptid yapılıdır Antifagositik özelliği vardır Antijeniktir
Şarbon basilinde D-Glutamik asit yapısı TUS’da sorulmuş bir bilgidir. Kapsül fagositozu önler, antijeniktir, yapışmayı sağlar ve bakterileri antibiyotikler başta olmak üzere çeşitli zararlı maddelerden korur. Bakterilerin kapsülü genellikle polisakkarid yapıdadır. Polisakkarid kapsülü olan bakterilerin Kapsül şişme reaksiyonu (Ouellung testi) pozitiftir. Şarbon basilinin kapsülü ise D-glutamik asit yapısında olup antijenik değildir. Bu neden Ouellung testi negatiftir. A grubu streptokokların kapsülü hiyalüronik asid yapısındadır. Bu madde insan vücudunda bulunduğu için A grubu streptokokların kapsülü de antijenik değildir.
37-Aşağıdakilerden hangisi sitoplazmadan kaynaklanarak hücre dışına taşar ve H antijeninin oluşmasına neden olur? A) B) C) D) E)
Flagella Mezozom Pili Glikokaliks Kapsül
Flagella sitoplazmadan kaynaklanarak hücre dışına kadar uzanan ve bakterinin hareketinden sorumlu protein yapısında maddedir. H antijeni flagelladan kaynaklanır ve Ig G oluşmasına neden olur. O antijeni ise polisakkarid yapıdadır ve Ig M yapımını uyarır. Bakteri hücre duvarı dışında bulunur. Kamçı, bakterinin hareketini sağlar. Bunlar uzun ip şeklinde yapılardır ve flagellin denilen proteinlerden oluşur. Flagelline karşı oluşan antikora H antikoru denilir. H antijeni protein olduğundan buna karşı IgG oluşur. Flajella tannik asitle boyanır. Bakteriler kamçı yapısına göre farklı şekiller alırlar. - Eğer bakteri hücresinde hiç kamçı yoksa buna atrikoz denir ki, bu tip bakteriler hareketsizdir. Örneğin; Shigella, Klebsiella. - Eğer bakteriden tek bir kamçı çıkıyorsa buna monotrikoz denir. Örneğin Vibrio, Campylobacter - Eğer her iki taraftan birer tane kamçı varsa lofotrikoz denir. - Bakterinin her iki tarafından kamçılar çıkıyorsa buna amfi trikoz denir. - Bakterinin her tarafından değişik şekillerde kamçılar çıkıyorsa buna peritrikoz denir. Spiroketlerde (Treponema, Leptospira, Borrelia) bakteri etrafını tamamen dolanan aksiel fi aman denilen yapılar vardır. Bunlar spiral şekilde hareket ederler. Koklar genellikle hareketsizdir.
Bazı hareketli bakteriler Proteus
O kadar hareketlidir ki, kanlı ağarda sıvanma, buğu hareketi denilen dalga dalga yayılma : hareket yapar
Listeryalar
Takla atma hareketi
Vibrio cholerae
Sinek veya kurşun gibi hızla hareket eder
38-Aşağıdakilerden yapısındadır? A) B) C) D) E)
hangisi
çitf
sıra
fosfolipid
Pili Mezozom Flagella Glikokaliks Kapsül
A
20-21
W
DOĞRU ADRES
TUS
TIME
Mezozom hücre zarının sitoplazmaya doğru invajinasyon yapmasıyla oluşur. Hücre zarı gibi fosfolipidden oluşmuştur. Septal ve lateral olmak üzere iki kısmı vardır. Septal mezozom bakteri hücresinin ikiye bölünme yeridir. Ayrıca yavru hücrelerin DNA’ları da septal mezozoma tutunur. Lateral mezozom ise betalaktamaz ve protein salgılamaya ek olarak spor oluşum bölgesidir. Bunun dışında lateral mezozom plazmidlerin çoğalmasında da görev alır.
39-Aşağıdaki yoktur? A) B) C) D) E)
bakterilerden
hangisinin
kapsülü
Streptococcus pneumoniae Haemophilus influenzae Mycoplasma pneumoniae Bacilus anthracis Klebsiella pneumoniae
Mycoplasma ve Ureaplasma cinsi bakteriler duvarsız ve kapsülsüdür. Hücre zarları üç tabakadan oluşur ve kollesterol içerir. Üreaplazmanın mikoplazmadan en önemli farkı üreyi parçalamasıdır. Pnömokok, menengokok, H. influenzae, Klebsiella ve Bacillus anthracis kapsüllü bakterilerdir. İlk dördünün kapsülü polisakkarid ve antijenik, Bacillus’un kapsülü polipeptid ve antijenik değildir.
40-Aşağıdaki toksinlerden hangisi bir lesitinazdır? A) B) C) D) E)
C. botulinum toksini C. tetani toksini C. perfringens alfa toksin Şarbon toksini Kolera toksini
Botulizm toksini asetil kolin, tetanoz toksini ise glisin salınmasını inhibe ederek etki gösterir. Alfa toksin ise bir lesitinaz olup hücre zarında bulunan lesitini parçalar. Şarbon ve Kolera toksinleri adenilat siklazı ADP ribozilleme ile aktive eder ve hücre içinde cAMP seviyesini artırır. Böylece sıvı elektrolit sekresyonu sonucu kolerada ishal, şarbonda ise deride ödem gelişir.
41-Elektron mikroskobuyla incelendiğinde, aşağıdaki yapısal özelliklerden hangisi Gram pozitif ve Gram negatif bakterileri birbirinden ayırmaya yarar? A) Hücre duvarındaki peptidoglikan kalınlığı B) Sitoplazmik zarın kalınlığı C) Nükleoidin büyüklük ve pozisyonu D) Flagellanın sayı ve yerleşimi E) İntrasellüler ribozomların sayısı
tabakasının
Gram pozitif ve Gram negatif bakterileriler arasındaki farklar çok iyi bilinmelidir. Peptidoglikan tabaka birbirlerine glikan kısmında glikozid bağları ile bağlanmış N-asetil müraminik asid ve N-Asetil glikozamin molekülleri bulunur. Peptido kısmı ise N-asetil müraminik aside bağlanmış tetrapeptidlerden oluşur. Gram pozitiflerdeki peptidoglikan Gram negatif peptidoglikandan üç önemli farklılık gösterir. 1- Gram pozitif bakterilerde peptidoglikan Gram negatif bakterilere göre çok daha kalındır. 2- Gram pozitflerde lizin, Gram negatiflerde mezodiaminopimelik asid bulunur 3- Peptidoglikan molekülleri birbirlerine Gram pozitlerde pentaglisin köprüleriyle, Gram negatiflerde ise doğrudan dipeptid bağlarıyla bağlanırlar.
42-Peripiazmik aralık için aşağıdaki hangisi doğrudur?
ifadelerden
A) Gram negatiflerde Gram pozitiflere göre daha geniştir B) Kapsül ile peptidoglikan arasında yer alır C) Gram negatif bakterilerin ilaç direnç enzimleri bulunur D) Gram pozitilerin periplazmik alanında betalaktamazlar bulunur E) Gram negatiflerin endotoksinleri bu boşlukta yerleşmiştir Periplazmik aralık hücre zarı ile dış zar arasındaki boşluğa verilen isimdir. Sadece Gram negatif bakterilerde bulunur. Gram negatif bakterilerin betalaktamazları ve diğer antibiyotik direnç enzimleri bu boşlukta bulunur. Gram pozitiflerin enzimleri ise hücre dışına salınır.
45-Tüberküloz tanısında hangisi kullanılabilir? A) B) C) D) E)
Akridin oranj adi bakterileri, kalkoflor beyazı mantarları, auramin rodamin aside dirençli bakterileri boyayan floresan boyalardır. Müsikarmin kriptokok kapsülünü, trikrom boyası ise protozoon kistlerini boyar.
46-Bakterilerin antibiyotiklerin etkisine en duyarlı olduğu dönem hangisidir? A) B) C) D) E)
43-Solunumla ilgili olarak hangisi yanlıştır? A) Süperoksidi hidrojen perokside çeviren enzim süperoksid dismutazdır B) Bu enzim mutlak anaeroplarda bulunmaz C) Hidrojen peroksidi suya çeviren enzim katalazdır D) Bu enzim aerotoleran bakterilerde bulunmaz E) Fakültatif anaeroplar süperoksid dismutaz içermezler Fakültatif anaeroplar oksijenli ortamda oksidasyon, oksijensiz ortamda ise fermentasyon yaparlar. Oksidasyon için iki enzime ihtiyaçları vardır. Süperoksid dismutaz (SOD) ve katalaz (Kat). Dolayısıyla bu enzimler hem aeroplarda hem de fokültatif anaeroplarda bulunur.
44-Bakterilerin transformasyonu hangi enzimle bloke edilir? A) B) C) D) E)
Ortamda RNAase bulunması Bakteriyofaja karşı anti serum Ortamda DNAase bulunması Seks pilusundan giren bakteriofaj Verici ve alıcı hücreler arasında temasın önlenmesi
Bir bakterinin ölmesiyle dış ortama salınan DNA’nın başka bir bakteri tarafından alınmasına transformasyon denir. Ortamda DNAse bulunursa, bu DNA parçalanır, böylece transformasyon engellenmiş olur. Bakteriyofaja karşı karşı antiserumun bulunması transdüksiyonu, Verici ve alıcı hücrler arasındaki temasın önlenmesi ise konjügasyonu önler.
Akridin oranj Kalkoflor boyası Trikrom boyama Auramin rodamin Müsikarmin
Lag dönemi Log dönemi Duraklama dönemi Ölüm dönemi Stasyoner dönem
Bakterilerin üreme döngüsü beş ana dönem içerir: A) Lag fazı: Latent faz, gizli faz da denir. Çok yoğun metabolik etkinliğe karşın hücre bölünmesi olmaz. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir. Bakterilerin boyutlarının en büyük olduğu dönemdir. B) Akselerasyon fazı. Üremenin hızlanma fazı da denir. Bu dönemde bakteriler giderek artan hızla üremektedir. C) Log fazı: Logaritmik faz, eksponansiyel faz da denir. Hızlı hücre bölünmesi olur. Üreme hızı sabittir. Bakterilerin antibiyotik etikisine en duyarlı oldukları fazdır. Boyutları en küçüktür. D) Stasyoner faz: Maksimum durgunluk zamanı da denir. Ortamdaki besin maddeleri tükenmiş ve/veya toksik ürünler artmıştır. Yeni oluşan hücreler ölen hücreleri sayıca dengelediğinden bakteri sayısı sabit kalır. Taze besin maddelerinin eklenip metabolik artıkların sürekli uzaklaştırıldığı kemostat isimli özel cihazda üretilen bakteriler daima log fazında kalırlar, stasyoner faza girmezler. E) Ölüm fazı: Canlı bakterilerin sayısında azalma olur.
Üreme fazı
Dönem
Üreme hızı
A
Lag (latent)
Sıfır
B
Hızlanma
C
Logaritmik üreme
Sabit
D
Stasyoner
Bakteri ölümü ile dengeli
E
Azalma ve Ölüm
Sıfır
: Artar
22-23
DOĞRU ADRES
47-Bakteriyel ekzotoksinler hakkında ifadelerden hangisi doğrudur? A) B) C) D) E)
aşağıdaki
Serbest salınımları yoktur Aşıları yoktur Isıya dirençlidir Gram pozitif ve gram negatif bakterilerce üretilebilir. Ateşi yükseltirler
TSST-1 IL-1 ve İL-2 sentezinin uyarılması (süper antijen etkisi) E. coli stabil toksin Guanilat siklazın uyarılması E. coli Labil toksin Adenilat siklazın uyarılması B. cereus HLET Adenilat siklazın uyarılması Kolera toksini Adenilat siklazın uyarılması Boğmaca toksini Adenilat siklazın uyarılması Pseudomonas Ekzotoksin A EF-2 (uzama faktörü 2 )’nin inaktivasyonu
Toksinlerin etki mekanizmaları ile ekzotoksinler ve endotoksinier arasındaki farklar daha öncede belirtildiği üzere iyi bilinmelidir. TUS’da sık sorulan yerlerdendir. Ekzotoksinler, birçok gram pozitif ve gram negatif bakteri tarafından sentezlenir. Protein yapısındadır. Canlı bakteriden dışarıya salınır. Ekzotoksinler bakteriyofaj, plazmid veya kromozom tarafından kodlanırlar. En iyi bilinenleri bakteriyofaj tarafından kodlanır. Ekzotoksinlerin başlıca özellikleri; 1) Isıya ve proteolitik enzimlere duyarlıdır. 2) Egzotoksinler iyi antijendir. 3) Isıtmayla (veya formaldehitle) muamele edilirse toksik kısmı yok olur. Antijenik kısmı kalır. Böylece toksoit aşılar elde edilir. 4) Egzotoksin, ancak canlı bakteriler tarafından üretilir. Egzotoksinlerin birçok etki şekilleri vardır. Örneğin; Difteri ve Pseudomanas egzotoksini EF 2 faktörünün inaktivasyonuyla etki eder. Tetanoz toksini glisin salınımmı inhibe eder. Botilusmus toksini asetil kolin salınımmı inhibe eder. \Jibrio choleraeve Bacillus cereus adenilat siklazı uyararak etki eder. 5) Bazı bakterilerin egzotoksini süper antijendir. (Örneğin Stafi lokok toksik şok sendrom toksin 1 ( TSST 1), streptokokların eritrojenik toksini, Bacillus cereus’un HSETj. Enterotoksini Süper antijendir. 6) Clostridium perfi ringens'/n alfatoksini lesitinaz özelliğindedir. Toksinlerin etki mekanizmaları: Difteri toksini EF-2 (uzama faktörü 2 )’nin inaktivasyonu Tetanoz toksini Glisin salınmasının inhibisyonu Botilinum toksini Asetil kolin salınmasının engellenmesi, Ani bebek ölümü sendromu Gazlı gangren toksini Lesitinaz etkisi (hücre zarlarının tahrib edilmesi) Ödem faktörü Adenilat siklazın uyarılması Streptokoksik Ekzotoksin A IL-1 ve İL-2 sentezinin uyarılması (süper antijen etkisi) Streptokoksik ekzotoksin B Nekrotizan fasiit etkeni
-----A bileşeni
►
cp
İbiksem için reseptör
Hedef ana hücrenin ADP-hbort
48-Bakteri ölümünden sonra ortaya çıkan DNA’nın kompetans faktörüne sahip bakterilerce ortamdan direkt alındığı metod hangisidir? A) B) C) D) E)
Transformasyon Transisyon Delesyon Addisyon İnversiyon
Bakterilerin ölmesiyle ortaya çıkan plazmid veya kromozoma ait DNA parçacıklarının ortamda bulunan başka bir bakteri tarafından alınmasına transformasyon denir. Transformasyonunun gerçekleşebilmesi için alıcı bakteride kompetans faktörünün (DNA bağlayıcı protein) bulunması gerekir. Transisyon, Delesyon ve Addisyon DNA mutasyon türleridir. Transisyon purin yerine purin, pirimidin yerine pirim idin gelmesidir. Bir veya birkaç bazın silinmesi delesyon, eklenmesi ise adisyondur (insersiyon). DNA üzerindeki bir baz grubunun ters çevrilerek yeniden yerleştirilmesine inversiyon denir (örneğin AAGCTTAGCACG yerine AAGCTGATCACG olması.
Bu enfeksiyoz moleküller arasındaki farklar iyi bilinmelidir. Virion virüsün diğer adı olup protein kapsid ve nükleik asidden oluşur, bazen en dışta lipoprotein zarf vardır. Plazmid çift iplikli sirküler DNA’dır. Detektif virüs hem Nükleik asid hem de kapsid içerir ancak yardımcı bir virüs olmadan çoğalamaz. Pseudovirion kapsid ve nükleik asid içerir ancak nükleik asid kendisinin değildir. Yanlışlıkla konak hücre DNA’sı kapsidin içine girmiştir. Prionlar ise sadece protein kapsidden oluşurlar. Viroid protein kılıfı olmayan RNA’dır. Nükleik asid içermediklerinden nükleazlara dirençlidirler. Antijenik uyarı yapmadıkları için antikor oluşumuna neden olmazlar. Serolojik tanıları yoktur. İnflamasyona yol açmazlar. İnterferondan etkilenmezler. Başlıca prion hastalıklları, kuru, CJ hastalığı, Fatal ailesel insomnia, Gertman-StrauslarSchenker deli dana hastalığıdır.
49-Hangisi dokularda granülomatöz tipte iltihaba yol açmaz? A) B) C) D) E)
Kapsit (protein tabakası)
Kedi tırmığı hastalığı Sporotrikoz Sitiliz Listeriyoz Enterokok enfeksiyonu
Virüslerin yapısı
Mikobakteriler, Treponema pallidum, Listeria, Brucella, Histoplasma, Candida, Sporothrix ve diğer mantarlar, Bartonella henselae (kedi tırmığı hastalığı etkeni), Schistosoma ve sarkoidoz granülomatöz iltihaba neden olurlar. Enterokoklar ise granülom oluşturmazlar.
50-Aşağıdaki enfeksiyoz nükleik asid içermez? A) B) C) D) E)
Virion Detektif virüs Psödovirion Viroid Prion
moleküllerden
hangisi
51-Aşağıdaki bakterilerden hangisi zar filtrelerden süzülebiiir? A) B) C) C) E)
Mycobacterium Streptococcus Mycoplasma Yersinia Borelia
Hücre duvarsız bakteriler (mikoplazma, ureaplazma ve L formlar) zar filtrelerden süzülebiiir
24-25
W
TUSÇjgpTIME 52-Aşağıdakilerden hangisi klamidyalarla virüslerin en önemli ortak özelliğidir? A) B) C) D) E)
Bölünerek çoğalmaları Antibiyotiklere dirençli olmaları Zorunlu hücre içi parazi olmaları Hem DNA hem de RNA içermeleri Hücre duvarı içermeleri
Klamidyalar, riketsiyalar ve virüsler arasındaki farklar TUS’da çıkmış sorulardandır. Klamidyalar, riketsiyalar ve virüsler zorunlu hücre içi parazitleridir. Klamidya ve riketsiyalar virüslerden farklı olarak ikiye bölünme ile çoğalırlar, hem DNA hem de RNA içerirler, antibiyotiklere duyarlıdırlar ve hücre duvarları vardır. Riketsiyaların klamidyalardan en önemli farkı ise ATP üretecek enzim sistemlerinin varlığıdır. Buna rağmen riketsiyalarda konak hücrenin enerjisini kullanırlar.
53-Mikoplazmaları hangisidir? A) B) C) D) E)
L
formundan
ayıran
özellik
Koloni morfolojisi Betalaktamlara dirençli olması Hücre zarında kolesterol bulunması Zorunlu hücre içi bakterisi olması Ribozomlarının olmaması
Mikoplazmanın da bakterilerin L formunun da hücre duvarı yoktur. Ancak mikoplazmanın farkı hücre zarında kolesterol bulunması ve zarın diğer bakterilerden farklı olarak üç tabakalı olmasıdır. Ayrıca L formlar uygun şartlarda yeniden duvar kazanabilirler ancak mikoplazmalar asla duvar sentezleyemezler. Gram poziflerin duvarsız şekline protoplast, Gram negatiflerin duvarsız şekli sferoplast, Mycobacterium tuberculosis’in duvarsız şekline Much granülü denir.
54-DNA çift sarmalında bükülme noktalarını kesip tekrar birleştirerek düzelten enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
DNA helikaz DNA primaz DNA ligaz Topoizomeraz DNA bağımlı RNApol
Genetik alanındaki soruların sayısı son sınavlarda artmıştır. Aşağıda yazılan bilgilerin tamamı çok iyi bilinmelidir. Doğada DNA (Parvovirüslerin DNA’sı hariç) çift sarmal halde bulunur. Dolayısıyla bir bakterinin kromozomu; tek parça halinde, çift sarmalli dairesel DNA şeklindedir (Boreilla hariç). Oysa RNA (Reovirüs ve rotavirüs hariç) her zaman tek sarmal halindedir. Bakteride işlevsel bir ürünü kodlayan DNA parçasına gen, bakteriyel tüm genleri oluşturan toplam genlere ise genom denir. Bakteri DNA’sı yaklaşık 1 mm kadardır. Bu kadar uzun bir yapının bakteri hücresine sığdırılabilmesi için DNA giraz enzimine ihtiyaç duyulur. Bakteri DNA'sında replikasyonu başlatan bölgeye replikon, ilgili proteinleri kontrol eden gene operon denir. Her bir operon başlatıcı bir RNA polimeraz sigma faktörü ile tanınır. Bu başlatıcıya promotor denir. DNA’dan DNA sentezine replikasyon, DNA’dan mRNA oluşmasına ise transkripsiyon denir. Her ikisi de çekirdekte gerçekleşir. Daha sonra mRNA sitoplazmaya oradan da ribozomlara geçerek protein sentezine katılır. Bakteri genleri haploiddir (nxkromozom) insan genleri ise diploiddir. Bakteri kromozomu örgü halini almış iyice sıkıştırılmıştır. DNA modülü bakteri replikasyonu aşamasında topizomeraz ile açılır. Bu açılma 5’ yönünden 3 ’ yönüne doğru işler. Daha sonra iki ana DNA sarmalının birbirinden uzaklaşması gerekir. Bunu sağlayan enzim DNA helikaz enzimidir. İki zincirin arasına girerek çatalın açılmasını sağlar. DNA bi çatal şeklinde ikiye ayrılır ki bu çatala replikasyon çatalı denir. Burada kesiksiz sentezlenen zincire ana zincire lider zincir, kesik kesik sentezlenen DNA yeniden sentezlenen zincire ise kesikli zincir denir. Lider zincirde tek bir RNA lı zincir sentezlenir. Buna primer RNA molekülü denir. Primer RNA molekülü’ne DNA polimeraz III tarafından kalıp DNA molekülü aktarılır ve karşıda yeni bir zincir sentezlenmiş olur. Kesikli yeni zincir ise lider zincirin ters yönünde olduğu için DNA polimeraz III enziminin kalıp DNA’yı yerleştirmesi için gerekli serbest ucu her defasında yeni primer RNA molekülü eklenerek sağlayabilir. Böylece kesik kesik oluşan bu dizilere okazaki segmentleri denir. DNA replikasyonu sırasında oluşan primer RNA ‘ları ortamdan uzaklaştıran enzim DNA polimeraz-l ‘dir. Yerine konulan DNA segmentleri DNA-ligaz enzimi sayesinde birleştirilir. Helikaz enzimi sarmal açık tutar. DNA plimeraz III enzimi sentez yapar. Primaz enzimi ile primer RNA’lar sentezlenir. DNA polimeraz 1 enzimi primer RNA ları uzaklaştırır. Yerine DNA doldurur. Ligaz enzimi ise ogazaki parçalarını birbirine bağlar. DNA polimeraz II ise hasarlanmış DNA tamir edilir.
DNA sentezinde rol alan başlıca enzimler ve etkenleri DNA heiikaz
Sarmalı açık tutar
DNAp l
Görevi biten primer RNA’yı zincirden uzaklaştın, yerini DNA ile doldurur
DNAp II
DNA bozukluklarını tamir eder
DNAp III
Yeni DNA’yı sentezler
Ligaz
Okazaki segmentlerini bağlar
Primaz
Primer RNA’ların yapımını sağlar
Topoizomeraz
Sentez başlarken açar sentez bitince süpersarmal oluşturur
55-Aşağıdaki maddelerden hangisi bakteri fagosite edildikten sonra öldürülmesinde etkili değildir? A) B) - C) D) E)
Süperoksit radikalleri Hidroksil radikalleri Sitokrom oksidaz Hidrojen peroksit Hipoklorit
Bakteri fagosite edilince fagozomun içine alınır. Daha sonra fagozomla lizozom birleşerek hidroksil radikalleri, süperoksit radikalleri, hidrojen peroksit ve hipoklorit gibi lizozomal enzimlerle öldürülür. Sitokrom enzimi ise solunumda görev alır, fagositozla ilişkili değildir.
56-Bakterilerin peptidoglikan bulunmayan hangisidir? A) B) C) D) E)
tabakasında
N Asetil muraminik asit D-Alanin Aspartik asid N-asetil glikozamin L-Alanin
57-Aşağıdaki bakteri organellerinden hangisinin yokluğunda hipertonik ortamda bakteri etkilenmez? A) B) C) D) E)
Hücre zarı Hücre duvarı Kapsül Glikokaliks Mezozom
Hücre duvarı bakteriyi kendi iç osmotik basıncına karşı korur. Hücre duvarı ortadan kaldırılışa içerdeki osmotik basınç hücre zarının parçalanmasına neden olur. Ancak bakteri hipertonik bir ortama konulduktan sonra hücre duvarı kaldırılırsa iç ve dış basınçlar birbirini dengeleyeceği için bakteri hücresi ölmez ve bakteri yuvarlak bir şekil alır. Gram pozitif bakterinin duvarsız şekline protoplast, Gram negatif bakterinin duvarsız şekline ise sferoplast denir. Protoplast ve sferoplastların çoğalabilen şekillerine L formu denir. Tüberküloz basilinin L formuna ise Much granülü denir.
58-Hangi bakterinin bölünme süresi en uzundur? A) B) C) D) E)
Mycobacterium tuberculosis Mycobacterium leprae Brucella mellitensis Escherichia coli Klebsiella pneumoniae
Bakterilerin bölünme süresi genellikle 15-20 dakikadır. Bu nedenle kültür sonuçları 1-2 günde çıkar. Ancak M. tuberculosis’in bölünme süresi 18-24 saat olduğu için besiyerinde 2-4 haftada ürer. İkiye katlanma zamanı en uzun olan bakteri ise ortalama 10-20 gün olan M. Leprae’dir.
Bakteri hücre duvarında bulunan peptidoglikan iki bölümden oluşur. • Glikan. N asetil müraminik asit ve N asetil glikozamin • Peptido (Tetrapeptidler). L-alanin, D-glutamik asit, L-lizin ve D-alanin. Gram negatif bakterilerde L- lizin yerine mezodiaminopimelik asit bulunur. Gram pozitiflerde peptidoglikan mollekülleri birbirlerine pentaglisin köprüleri ile Gram negatiflerde ise doğrudan dipeptid bağları ile bağlanırlar.
26-27
W
DOĞRU ADR6S
TUS
TIME
59-Gram pozitif bakterilerin hedef dokuya tutunmadan sorumlu hücre duvarı antijeni aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Flagella Teikoik asit Polisakkarit LipidA Fosfolipid
Hücre duvarı antijeniktir. Bu antijenik özellik Gram negatif bakterilerde lipopolisakkarid tabakadan, Gram pozitif bakterilerde ise teikoik asitten gelir. Teikoik asid bakterinin hedef dokuya tutunmasından sorumludur. Aynı zamanda bakteriyofaj için reseptördür. Lipopolisakkaridin lipid kısmı endotoksin, polisakkarid kısmı ise Somatik O antijenidir. Fosfolipid ise hücre zarının yapısıdır.
60-lsıya dayanıksız plastik malzemelerin sterilizasyonunda aşağıdaki yöntemlerden hangisi kullanılır? A) B) C) D) E)
Klor Ozon Tentürdiyot Alkol Etilen oksit
Soruda sterilizasyon yöntemleri sorgulanmaktadır. Sterilizasyon amacıyla en çok ısı (otoklavda basınçlı buharla ısıtma) kullanılır. Ancak ısıya duyarlı sıvıların (protein, vitamin çözeltileri) sterilizasyonunda filtrasyon, plastik maddelerin sterilizasyonunda ise radyasyon, gaz strerilizatörler (etilen oksit) ve yüksek düzey dezenfektan sıvılar (gluteraldehit, perasetik asit) kullanılır. Yüksek düzey dezenfektanlar içinde etki gücü en yüksek ve etki süresi en kısa olan perasetik asittir fakat pahalıdır. Bu nedenle daha çok gluteraldehit kullanılır. Sterillizasyona dirence göre etkenleri dirençliden zayıfa doğru şu şekilde sıralayabiliriz; Prionlar, Bakteri sporları, Mycobacterium, Zarfsız virüsler, Mantarlar, vejetatif bakteriler (Pseudomonas dahil), Zarflı virüsler.
61-Ameliyathane ve yoğun bakım ünitelerinde havanın temizlenmesi amacıyla aşağıdakilerden hangisi en çok tercih edilmelidir? A) B) C) D) E)
Pastör fırını ile havanın buharlandırılması HEPA filtre Formol buharı Plazma gazı Etilen dioksid
Ameliyathanelerde ve yoğun bakım ünitelerinde havanın temizlenmesi HEPA filtreler aracılığıyla yapılır. Sterilizasyon amacıyla en çok ısı (otoklavda basınçlı buharla ısıtma) kullanılır. Ancak ısıya duyarlı sıvıların (protein, vitamin çözeltileri) sterilizasyonunda filtrasyon, plastik maddelerin sterilizasyonunda ise radyasyon, gaz strerilizatörler (etilen oksit) ve yüksek düzey dezenfektan sıvılar (gluteraldehit, perasetik asit) kullanılır. Yüksek düzey dezenfektanlar içinde etki gücü en yüksek ve etki süresi en kısa olan perasetik asittir fakat pahalıdır. Bu nedenle daha çok gluteraldehit kullanılır. Sterillizasyona dirence göre etkenleri dirençliden zayıfa doğru şu şekilde sıralayabiliriz; Prionlar, Bakteri sporları, Mycobacterium, Zarfsız virüsler, Mantarlar, vejetatif bakteriler (Pseudomonas dahil), Zarflı virüsler.
62-Bronkoskopi, gastroskopi gibi endoskopi cihazlarının sterilizasyonunda en sık kullanılan yöntem aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Etilen oksid Otoklav HEPA filtre Pastör fırını Gluteraldehid
Sterilizasyonda en güvenilir ve en çok kullanılan yöntem (altın standart) basınçlı buhar altında ısıtmadır (otoklav). Ancak ısıya dayanıksız plastik malzeme sterilizasyonunda etilen oksit ya da x ve gama ışınları kullanılır. Isıya dayanmayan vitamin çözeltileri, aminoasit solüsyonları gibi sıvıların sterilizasyonunda bakteri filtreleri kullanılır (Mikoplazma gibi hücre duvarsız bakteriler ve virüsler bu filtrelerden geçer). Ameliyathane, yoğun bakım ve tüp bebek ünitelerinin havası hepafiltrelerle temizlenir. Gastroskopi ve diğer endoskopi cihazları gluteraldehid ya da perasetik asid gibi yüksek düzey dezenfektanlarla steril edilir.
63-Antibiyotiklerin etkisiyle parçalanan Gram negatif bakterilerin hücre duvarından açığa çıkan ve sitokinlerin salınmasına neden olan lipopolisakkarit madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatoksin B) Ekzotoksin C) Endotoksin D) Aflatoksin E) Anafilatoksin Anatoksin ekzotoksinlerden elde edilen toksoidin diğer adıdır. Ekzotoksinler canlı bakteriler tarafından dış ortama salınan protein yapısında maddelerdir. Endotoksinler ise gram negatif bakterilerin parçalanmasıyla açığa çıkan ve ateşin yükselmesine neden olan maddelerdir. Aflatoksin Aspergillus flavusta bulunan kanserojen maddedir. Anafilatoksinler ise C3a ve C5a’dır.
64-Gram negatif bakterilerin hücre duvarında bulunan O antijeni biyokimyasal olarak hangi yapıdadır? A) B) C) D) E)
Polisakkarit Murein Lipoprotein Lipid Glikoprotein
O somatik antjeni lipopolisakkaridin polisakkarid kısmıdır. O antijenine karşı Ig M türü antikorlar salınır. H antijeni ise flagelladan kaynaklanır, protein yapıdadır (flagellin). H antijeni sadece hareketli bakterilerde bulunur ve Ig G türü antikorların sentezine neden olur.
65-S ribozoma bağlanarak translokasyonu engelleyen antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? Ekzotoksin ve Endotoksin Farkları Özellik
Ekzotoksin
Endotoksin
Kimyasal yapı
Protein
Lipid A
Üretildiği bakteri
Gram pozitif ve negatif Gram negatif
Kodlayan Kromozom, genetik materyal bakteriyofaj veya Plazmid
Kromozom
Isıya duyarlılık
Duyarlı (Stafilokok enterotoksini dirençli)
Dirençli
Ateş yükseltici etki
Yok (Stafilokok ve streptokok hariç)
Var
Serbest salınım
Var
Yok
Antijenik etki
Güçlü
Zayıf
Toksik etki
Güçlü
Zayıf
Toksoid aşı (Anatoksin)
Var
Yok
Etki türü
Bakteri cinsine özel
Tüm Gram negatiflerde aynı
Reseptör
Spesifik
Non spesifik
örnek hastalıklar Tetanoz, botulizm, difteri
Menengokoksemi, gram negatif sepsis
Ek bilgi
Beta hidroksi milistik asit içerir. Bir sıvıda endotoksin varlığı limulus lizat testi ile gösterilir. Endotoksine yanıt olarak salınan TNF Schwartzman reaksiyonuna neden olur (örnek menengokok döküntüleri)
B (bağlanan) parçası bağlanmadan, A (aktif) parçası toksik etkiden sorumlu
A) Basitrasin B) Doksisiklin C) Roksitromisin D) Kanamisin E) Aztreonam Antibiyotikler konusu diğer branşlardan da sorulabileceği için çok iyi bilinmelidir. Özellikle antibiyotiklerin etki mekanizmalarına ve direnç mekamzmalrına dikkat edilmelidir. Makrolidler (roksitromisin) 50 ribozoma bağlanarak translokasyonu engellerler. Basitrasin ve aztreonam hücre duvarı sentez inhibitörüdür. Doksisiklin 30 S ribozoma tutunarak tRNA’nın bağlanmasını engeller. Kanamisin (aminoglikozid) ise 30 S ribozoma tutunarak mRNA’nın okunmasını engeller. Basitrasin prekürsör sentezini, aztreonam ise transpeptidasyonu engeller.
66-Aşağıdaki bakterilerden hangisi periplazmik aralığa salgıladığı betalaktamazlardan dolayı ampisilinden etkilenmez? A) B) C) D) E)
Streptococcus pneumoniae Streptococcus pyogenes Staphyococcus aureus Pseudomonas aeruginosa Mycoplasma pneumoniae
Pnömokok ve S. pyogenes’in betalaktamazı yoktur. S. aureus ve diğer Gram pozitif bakterilerin betalaktamazı hücre dışına Salınır. Gram negatif bakteriler ise betalaktamazlarını periplazmik aralıkta biriktirirler.
28-29
W
DOĞRU ADRES
TUS
TIME
67-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin anaeroplara etkisinin olması beklenmez? A) B) C) D) E)
İmipenem Gentamisin Sefoksitin Metronidazol Klindamisin
Çok iyi lipofil olan tetrasiklinlerin aksine aminoglikozidler lipofil olmadıkları için hücre içine aktif transportla alınırlar. Bu nedenle oksijene ihtiyaç gösterdiklerinden anaeroplarda etkili değildirler. Gram pozitif bakterilere karşı da tek başlarına etki göstermezler. Bu bakterilere etkili olmaları için hücre duvarı sentezi inhibitörleri ile kombine edilmeleri gerekir. Pseudomonas aeruginosa dahil Gram negatif basillere etki ederler. Pseudomonas’a en etkili olanları sırasıyla tobramisin ve amikasindir. Amikasin ve izepamisin dirence en dayanıklı aminoglikozidlerdir. Gonorede kullanılan tek aminoglikozid spektinomisindir. Paramomisin ise amipli dizanteri ve kriptosporidyum ishalinde kullanılabilir. Aminoglikozidler konsantrasyona bağlı bakterisidal etkinlik gösterirler. Yani kandaki seviyeleri ne kadar yüksekse etkileride o kadar yüksek olur. Post antibiyotik etkileri vardır. Bu nedenle günde tek doz kullanılırlar. Aminoglikozidlere dirençte en sık görülen mekanizma modifiye eden enzimlerin (fosfotransferaz, asetil transferaz ve adenil (nükleotidil) transferaz) salgılanmasıdır.
68-Steroid yapılı tek antibiyotik olan füzidik asid aşağıdaki bakterilerden hangisinde Protein A yapımını azaltarak fagositozu kolaylaştırır? A) B) C) D) E)
S. N. S. S. C.
pyogenes gonorrhoeae aureus pneumoniae Diphterium
Protein A S. aureus’un hücre duvarında bulunur. IgG’nin Fc kısmına tutunarak, komplemanın ve fagositlerin buraya tutunmasını önler. Böylece komplemanın aktive olmasını ve fagositozu engeller. Füzidik asid Protein A sentezini azaltarak etki gösteren steroid yapılı tek antibiyotiktir.
69-Aşağıdaki betalaktam antibiyotiklerden hangisi sadece Gram negatif bakterilere etkili olup diğer betalaktam antibiyotiklerle çarpraz allerji riski taşımaz? A) B) C) D) E)
İmipenem Azteronam Seftazidim Metisilin Azlosilin
Aztreonam Gram negatiflere etkili bir betalaktamdır. Anaerop ve Gram pozitiflere etkili değildir. Diğer betalaktamlarla çarpraz allerjik reaksiyona neden olmaz. Betalaktam alerjisi olanlarda kullanılabilen tek betalaktamdır. Başlıca kullanım yeri aminoglikozidlerin toksisite nedeniyle kullanılamadığı Gram negatif bakteri enfeksiyonlarıdır. Pahalı bir ilaç olduğu için rutin enfeksiyonlarda kullanılmaz.
70-Protein sentezi inhibitörleri için hangisi yanlıştır?
A) Aminoglikozitler 30S’e bağlanarak mRNA’nın okunmasını önler B) Tetrasiklinler 30S’e bağlanarak tRNA’nın tutunmasını önler C) Azalidler 50S'e bağlanarak peptidil transferazı inhibe eder D) Makrolidler 50S’e bağlanarak translokasyonu engeller E) Klindamisin 50S’e bağlanarak peptid bağı oluşumunu engeller
Azalidler makrolidlerin içinde bir alt gruptur, tek üyesi azitromisindir. Azitromisin ve diğer makrolidler 50 S ribozoma bağlanarak translokasyonu engellerler. 50 S’e bağlanarak peptidil transferaza etki eden antibiyotik ise kloramfenikoldür. Makrolid ve linkozamidlere benzeyen başka bir antibiyotik streptograminlerdir. Streptograminler (kinupiristin-dalfopristin) 50 S ribozoma bağlanır. En önemli kullanım yeri vankomisine dirençli enterokok infeksiyonlarıdır.
71-Gram pozitif bakteriler antibiyotik direnç mekanizmaları için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Betalaktamaz salgılayabilirler B) Antibiyotiğin bağlanacağı hedefin yapısını değiştirebilirler C) Antibiyotiğin hücre içine alınmasını azaltabilirler D) Penisilin bağlayan proteinlerde afinite azalması gösterebilirler E) Ribozomların antibiyotiğe bağlanması azaltabilirler Gram pozitif bakterilerde ilaç direnç mekanizmaları • Enzimatik direnç (betalaktamaz, aminoglikozid modifiye edici enzimler vs • Afinite azalması (PBP’de, ribozomlarda değişiklik yoluyla ilacın hedefe bağlanamaması) Gram negatif bakterilerde direnç mekanizmaları • Enzimatik direnç (betalaktamaz, aminoglikozid modifiye edici enzimler vs) • Afinite azalması (PBP’de, ribozomlarda değişiklik yoluyla ilacın hedefe bağlanamaması) ■ Geçirgenlik azalması (porlarda değişiklik) • Aktif pompalama (efflux) Gram pozitif bakterilerin duvarı tam geçirgen olup por bulunmaz. Bu nedenle geçirgenlik azalması söz konusu olamaz. Geçirgenlik azalması ile gelişen direnç Gram negatif bakterilerde özellikle Pseudomonas cinsinde görülür.
Antibiyotiklere Direnç Mekanizmaları 1. İlacın hedefinde değişiklik olması İlacın hedefinde (30s) ribozomal proteinlerde değişiklik Beta laktamlar PBP değişikliği ya da yeni PBP sentezi Eritromisin ve kindamisin ribozomal RNA’nın metilasyonu Florokinolonlar DNA giraz enziminde değişiklik
72-Hem DNA girazı inhibe eden hem de hücre duvarı prekürsörlerinin sentezini engelleyen ve Staphyloccus epidermidis ile Staphylococcus saprophyticus’un ayrımında kullanılan antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Optokin Novobiyosin Nalidiksik asid Ofloksasin Lizostafin
Novobiyosin hem hücre duvarı prekürsörlerinin hem de DNA’nın sentezini bozar. Koagülaz negatif stafilokokların ayrımında kullanılır. S. saprophyticus novobiyosine dirençli, S. epidermidis ve S. aureus ise novobiyosine duyarlıdır.
73-Aşağıdakilerden hangisi Van A tipi dirence sahip enterokoklara etkili bir ilaçtır? A) B) C) D) E)
Vankomisin Teikoplanin Kinupristin-dalfopristin Ampisilin-Sulbaktam Siprofloksasin
Streptograminler 50 S ribozoma bağlanarak etki gösteren antibiyotiklerdir. Özellikle Gram pozitif bakterilere etkilidirler. Bu grupta kinupristin-dalfopristin bulunur. En önemli kullanım yeri vankomisine dirençli enterokok infeksiyonlarıdır. Teikoplanin ise Van B ve Van C tipi dirence sahip enterokoklara etkili olmakla beraber, Van A tipi dirence etkisizdirler. Vankomisine dirençli enterokoklarda kullanılabilecek diğer antibiyotikler linezolid, tigesiklin ve daptomisindir.
Rifampin RNA polimeraz enziminde değişiklik Sülfonamidler ilaçtan etkilenmeyen yeni dihidroproteaz enzimi sentezi Trimetoprim ilaçtan etkilenmeyen yeni dihidrofolat redüktaz sentezi
74-Sefalosporinler hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Vankomisin hücre duvarındaki peptitte değişiklik 2. İlacı inaktive eden enzimler sentezlenmesi Aminoglikozitler, Asetiltransferaz, nükleotidiltransferaz ve fosfotransferaz Beta laktamlar, Beta laktamazlar Kloramfenikol, Asetiltransferaz 3. Bakteri içine giren ilaç miktarının azaltılması a) Duvar permebilitesinin azalması veya dış membran proteinlerindeki değişiklikler Beta laktamlar, kloramfenikol, kinolonlar, tetrasiklin, trimetoprim b) Aktif pompalama ile ilacın dışarıya atılması veya yeni bir membran transport sistemi
A) 1. kuşaktan 3. kuşağa doğru Gram negatif etkinlik artar, Gram pozitif etkinlik azalır B) Pnömokoklara en etkili sefalosporinler seftriakson ve sefotaksimdir C) 2. kuşaklar içinde BOS’a sadece sefuroksim geçer D) En güçlü anaerop etkisi olan sefoksitindir E) Pseudomonaslara en etkili olan seftriaksondur Pseudomonaslara en etkili sefalosporinler sırasıyla seftazidim ve sefoperazon, en etkili kinolon siprofloksasin, en etkili penisilin piperasilin, en etkili aminoglikozidler sırasıyla tobramisin ve amikasindir.
Eritromisin, tetrasiklin
30-31
W
DOĞRU ADR€S
TUS
TIME
75-Metisiline dirençli bir S. aureus enfeksiyonunda hangisi kesin olarak etkisizdir? A) B) C) D) E)
Antibiyogramda duyarlılığı saptanmış imipenem Vankomisin Teikoplanin Duyarlığı saptanmış ko-trimoksazol Duyarlığı saptanmış kinolon
MRSA tüm betalaktamlara dirençlidir. Tedavide vankomisin ve teikoplanin kullanılır. Antibiyogramda duyarlı olmaları koşuluyla beta laktam dışı antibiyotikler denenebilir. Fakat bunlara da kısa sürede direnç geliştirir. MRSA’da verilecek antibiyotikler vankomisin, teikoplanin, linezolid, kinupristin-dalfopristin, daptomsin ve tigesiklindir. Kotrimoksozal bakteriyemik olmayan MRSA enfeksiyonlarında kullanılabilir.
76-Aşağıdakilerin hangisinde bir antibiyotik, direnç mekanizması ile birlikte verilmemiştir?
A) B) C) D) E)
Antibiyotik Sefoperazon Klaritromisin Doksisiklin Siprofloksasin Vankomisin
Direnç mekanizması Beta-laktamaz yapımı 23S rRNA da değişikli Efluks mekanizması DNA giraz değişikliği Penisilin bağlayan proteinde değişiklik
Antibiyotik direnç mekanizmalarını sorgulayan güzel bir soru. Benzer soru çeşiti TUS’da sorulmuştur. Sefoperazona direncin en sık görülen şekli enzimatik inaktivasyondur. Beta laktamaz salgılayan bakteriler sefoperazon gibi 3. kuşak sefalosporinlerden etkilenmezler. Klaritromisin de en sık görülen direnç tipinde bakterinin metilaz salgılaması indüklenir. Böylece 23S rRNA’nın adenin rezidüleri metillendiği için klaritromisin ribozoma bağlanamaz. Dosisiklinde Aktif pompalama (efflux) ile ilacın dışarı atılması direnç oluşturur. Siprofloksasinde DNA Girazda afinite zalması sonucu direnç gelişir. Vankomisine direncin nedeni Dalanil-D-alanin yerine farklı pentapeptid öncüllerinin (Dalanil-D-laktat vs) sentezlenmesidir
Antibiyotik Direnci İlaç Grubu
Direnç Şekli
Aminoglikozidler
Enzim inaktivasyonu
Beta Laktamlar (Penisilinler, sefalosporinler, monobaktamlar ve karbapenemler)
Enzimatik parçalama (beta laktamazlar) Hedef molekülde değişim (metisilin direncinde olduğu gibi pbp değişimi)
Glikopeptidler
Hedef molekül değişimi
Kinolonlar
DNA jiraz ve topoizomeraz IV enzim değişikliği
Koramfenikol
Enzim inaktivasyonu
Makrolidler
50S ribozomal değişikliği
Rifampisin
DNA-dependent RNA polimeraz değişkliği
Tetrasiklinler
Efflux
77-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi 50 S ribozoma bağlanarak peptidil transferazı bloke eder? A) Amikasin B) Tetrasiklin C) Kloramfenikol D) Eritromisin E) Klindamisin Kloramfenikol 50 S ribozoma bağlanarak peptidil transferazı inhibe eder. Gram pozitif, Gram negatif, anaerop (Bakterioides, Clostridium perfringens), spiroket, klamidya ve riketsiyalara etkilidir. Pnömokok, menengokok, Haemofilus influenzae’de bakterisidal, tifo basili ve diğer bakterilerde bakteriyostatik etkilidir. Bilindiği üzere memeli ribozomları 80 S, bakteri ribozomiarı 70 S’tir. Ancak ökaryot hücre mitokondrileri de tıpkı bakterilerde olduğu gibi 70 S ribozom içerdiği için kloramfenikol kemik iliğini baskılayarak aplastik anemi, agranülositoz, lösemi yapabilir. Kemik iliği toksisitesi doza bağımlı direkt toksik etki (reversibl)veya dozdan bağımsız idiosenkrazik etki (irreversibl) şeklinde olabilir. Ayrıca henüz kloramfenikolü metbolize edecek enzimler (karaciğerde glukronil transferaz) gelişmediği için yeni doğanlarda gri bebek sendromuna neden olur. Bütün bu yan etki potansiyellerinden dolayı kloramfenikol ilk ilaç olarak genellikle kullanılmaz. Menenjitlerde, tifoda ve tifüsde diğer ilaçların kullanılamadığı durumlarda alternatif olarak kullanılırlar. Özellikle pnömokok, menengokok ve Hib menenjtinde penisilin alerjisinde alternatif olarak kloramfenikol verilir.
Tetrasikiinler gibi en fazla lipofilik antibiyotikler arasında yer aldıklarından BOS’a ve beyne yüksek oranda geçerler. Tiamfenikolün antibakteriyel etkinliği daha düşüktür ancak aplastik anemiye yol açtığı gösterilmemiştir. Kloramfenikoller immüniteyi baskılayabilirler. Bu nedenle aşılama esnasında kullanılmamaları önerilir
78-Gerıel olarak bakteriyostatik olan olan protein sentezi inhibitörlerinin tersine aşağıdaki protein sentezi inhibitörlerinden hangisi bakterisidal etkilidir? A) B) C) D) E)
Tetrasiklin Klindamisin Eritromisin Amikasin Kloramfenikol
Aminoglikozidler diğer protein sentezi inhibitörlerinden farklı olarak hem 30 S hem de 50 S ribozoma bağlanırlar ve bakterisidal etkinlik gösterirler. Bunun tek istisnası sadece 30 S ribozoma bağlanan ve bakteriyostatik etkinlik gösteren streptomisin’dir. Aminoglikozidlerin bakterisidal olmasının muhtemel nedeni ribozomlara irreversible bağlanmaları olabilir.
Sık kullanılan bazı antibiyotiklerin sidal ve bakteriyostatik ayrımı Bakterisidal
Bateriyostatik
Beta laktamlar
Linkozamidler
Aminoglikozitler
Kloramfenikol
Kinolonlar
Makrolidler
Rifampisin
Sülfonamidler
Vankomisin-Teikoplanin
Tetrasikiinler
79-Protoplastlar, L form bakteriler ve sferoplastlarda aşağıdakilerden hangisi bulunmaz? A) B) C) D) E)
Hücre duvarı Hücre zarı Kromozom Transpozon Plazmid
Bakteriler hipertonik bir ortama konulduktan sonra hücre duvarından arındırılırlarsa Gram pozitiflerden protoplast, Gram negatiflerden sferoplastlar oluşur. Bunların üreme yeteneği olanlarına L form bakteriler denir. Mikobakterilerin L formuna ise Much granülü denir.
80-Kistik fibrozisli bir çocukta pnömoni meydana gelmiştir. Çekilen akciğer grafisinde pnömatosel varlığı saptanmıştır. Bu hastada aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi faydalı olma olasılığı en azdır? A) B) C) D) E)
Sefazolin Ampisilin sulbactam Aztreonam Klindamisin Vankomisin
Kistik fibrozda en sık pnömoni etkeni Pseudomonas aeruginosa olmakla birlikte akciğerde pnöm atoseller oluşmuş ise S. aureus akla gelmelidir. Stafilokoklara bağlı pnömonide antibiyogram sonuçları çıkıncaya kadar vankomisin ya da teikoplanin başlanmalıdır. Bu hastalarda alternatif olarak yeni bir antibiyotik olan tigesiklin, linezolid, kinupristin dalfopristin verilebilir. Antibiyogram sonucunda metisiline hassas olduğu anlaşılırsa, birinci kuşak sefalosporinler, nafsilin gibi penisilinaza dirençli penisilinler ve betalaktamaz inhibitörlü penisilinler kullanılabilir. Aztreonam ise sadece Gram negatiflere etkili bir betalaktam antibiyotiktir. Gram pozitiflere ve anaeroplara etkisi yoktur. Aztreonam bir betalaktam olduğu halde diğer betalaktamlarla çarpraz allerjik reaksiyon göstermez. Betalaktam alerjisi olan hastalarda kullanılan tek betalaktamdır.
81-Bir genin ifade edilmediği sessiz bir noktadan transkripsyon ve translasyonun görüldüğü aktif bir noktaya taşınmasına ne ad verilir? A) B) C) D) E)
Koşullu letal mutasyon Programlanmış yeniden düzenleme Transpozonla indüklenmiş transformasyon Yüksek frekanslı rekombinasyon Homolog rekombinasyon
Borelia recurrentis, Neisseria gonorrhoeae ve Trypanosoma’nın programlanmış yeniden düzenleme yapabildiği unutulmamalıdır. Bakteriler programlanmış yeniden düzenleme ile sessiz genlerin yerini değiştirebilirler, böylece sessiz genleri ifade edebilirler (bir genin ifade edilmesi demek transkripsiyon ve translasyonun gerçekleşmesi demektir). Sonuçta farklı bir antijenik yapıya sahip olarak konak savunmasından kaçarlar. Borelia recurrentis, Neisseria gonorrhoeae ve Trypanosoma buna örnek olarak verilebilir.
32-33 V
82-Aşağıdaki İkililerden hangisinin etki mekanizması birbirinin aynı değildir? A) B) C) D) E)
E. coli stabil toksin - V. cholerae Bordetella pertussis - E. coli labil toksin P. aeruginosa - C. diphteriae B. antracis - V. cholerae B. pertussis - V. cholerae
Stabil toksin guanilat siklazı, Kolera ise adenilat siklazı aktive ederek etki gösterir. Etki mekanizmaları farklıdır. Boğmaca ve Labil toksin, Şarbon ve kolera basilleri, Boğmaca ve kolera basilleri adenilat siklazı aktive eder. Pseudomonas ve difteri basili ise EF-2’yi inaktive eder.
83-Aşağıdaki bakteri aşılarından hangisi kapsül aşısıdır? A) B) C) D) E)
Difteri aşısı Boğmaca aşısı Tularemi aşısı Pnömokok aşısı BCG
Difteri aşısı toksoid, tularemi ve BCG aşıları ise canlı aşılardır. Canlı aşılar bakterinin veya virüsün laboratuarda sürekli olarak pasaj edilmesi ve böylece atenuasyonu ile elde edilirler. Menengokok, H. influenzae tip B ve pnömokok aşıları kapsül aşılardır. Kapsül aşıları polisakkarid yapıdadırlar. Polisakkarid antijenlerin epitopları küçük oldukları için T hücreleri uyaramazlar. Sadece B hücreleri uyararak Ig M sentezine neden olurlar. Halbuki Ig M’den Ig G’ye anahtar çevrilmesi için T hücrelerin de uyarılması gerekir. Bu amaçla polisakkarid aşılar protein molekülleri ile konjüge edilirler. Böylece T hücresine bağımlı hale gelirler.
84-Aşağıdaki etkenlerden hangisi programlanmış yeniden düzenleme sayesinde sürekli olarak antijenik yapısını değiştirerek konak savunmasından kaçar? A) B) C) D) E)
Stapylococcus aureus Streptococcus pyogenes Borrelia recurrentis Erisipelothrix rhusiopathiae Corynebacterium ulcerans
Borrelia recurrentis antijenik yapısını sürekli olarak değiştirerek konak savunmasından kaçar. Bu nedenle dönek ateş tablosuna neden olur. Programlanmış yeniden düzenleme ile antijenik yapısını değiştirebilen diğer etkenler Neisseria gonorrhoeae ve Trypanosoma’dır.
85-Aşağıdaki toksinlerden hangisi içinde profaj bulunduran lizojen bakteriler tarafından sentezlenir? A) B) C) D) E)
Botulizm toksini Tetanoz toksini Boğmaca toksini Şarbon toksini E. coli labil toksini
Profaj tarafından kodlanan toksinler difteri, botulizm, stafilokok toksinleri (TSST-1), streptokok toksinleri (eritrojenik toksin), verotoksin, şigatoksin ve kolera toksinidir.
Fajla aktarılan toksinler Difteri toksini EHEC Verotoksini Streptokok pyogenesin eritrojenik toksini Kolera toksini ve EHEC’in verotoksini Botulismus toksini
86-Hangisi mikroorganizmaların in vitro üretilmesinde gerekli değildir? A) B) C) D) E)
Riboflavin Kükürt Nitrat Kolesterol C 02
Bakteri hücre zarında kollesterol bulunmaz. Kolesterol ökaryot hücre zarında bulunur. Bu nedenle bakteri kültüründe besiyerinde kollesterol bulunması gerekmez. Bunun tek istisnası hücre zarında kollesterol bulunuduran bakteriler olan Mycoplasma ve Ureaplasma cinsidir (Mycobacterium değil).
87-Primer bakteriyel peritonitte ilk seçenek antibiyotik hangisidir? A) B) C) D) E)
Sefotaksim Klindamisin Sefoksitin Tetrasiklin Metronidazol
Primer peritonitin asit sıvısında üreme olması ve lökosit sayısının 250/mm3’ün üzerinde olmasıdır. Siroza ve nefrotik sendroma bağlı asiti olanlarda primer peritonit sık görülür. Sirozlu hastalarda primer peritonitin en sık etkeni E. Coli ve diğer Gram negatif enterik basiller, nefrotik sendromlu çocuklarda ise pnömokoktur. Klinik bulgular sekonder peritonite benzer ancak primer peritonitte ilk seçenek olarak hem Gram negatiflere hem de pnömokoklara etkisinden dolayı sefotaksim kullanılır. Sekonder peritonit herhangi bir nedenle mide ve barsaklarda perforasyon olduğunda meydana gelir. Anaeroplar ve Gram negatiflerin neden olduğu miks bir enfeksiyondur. Tedavide metronidazol ve aminoglikozid kombinasyonu kullanılır. Diğer bir seçenek klindamisin ve üçüncü kuşak sefalosporin kombinasyonudur. Ayrıca hem Gram negatif hem de anaeroplara etkili olarak sefoksitin, ampisilin sulbaktam, piperasilin tazobaktam veya karbapenemler tek başına kullanılabilirler.
DOĞRU ADRES
TIME |B m m M ü i l l i S m
1-
Bakteri genomu haricinde sitoplazmada bulunan birtakım sindirim enzimlerini sentezleyen, ekzotoksin üreten ve bazı antibiyotik direnç genleri içeren yapısal olmayan genleri tanımlayan aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
W$k Vjp 'i §ypi i%
5-
62-
DNA repiikasyonu sırasında RNA primerlerine DNA kalıplarını 3’ (OH) serbest ucuna ekleyen enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) DNApolimeraz I B) Topoizomeraz II C) RNAprimaz D) DNApolimeraz III E) DNA ligaz
3-
4-
Aşağıdakilerden hangisi kompetans faktörü olan bakterinin alıcı bakteri olarak rol aldığı DNA aktarımını tanımlar? A) Transfeksiyon B) Transpozisyon C) Transdüksiyon D) F düksiyon E) Transformasyon
Protein yapıdadırlar Limulus lizat testini pozitifleştirirler Antijenik uyarı yapabilirler Isıya duyarlıdırlar Formaldehitle muamele edilirlerse anatoksine dönüşürler
Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin hedefine bağlanması enerji bağımlı bir safha gerektirir? A) Beta-laktamlar B) Kloramfenikol C) Aminoglikozidler D) Kinolonlar E) Linkozamidler
7-
Aşağıdakilerden bulunmaz?
hangisinin
yapısında
lipid
A) Mezozom B) Stoplazmik zar C) Dış zar D) Endotoksin E) Ekzotoksin
Karbapenem antibiyotiklerin etki mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) Sitoplazmik membranı inhibe etme B) DNA bağımlı RNA polimeraz enzimini inhibe etme C) Ribozomal 30S alt üniteye etki etme D) Ribozomal 50S alt üniteye etki etme E) Transpeptidaz enzimini bloke etme
i âğ
Aşağıda verilen ifadelerden hangisi ekzotoksinler için doğru değildir? A) B) C) D) E)
Viroid Plasmid Virion Prion Pseudovirion
£ 'şğğ
8-
Isıya dayanıksız vitamin ve protein çözeltileri gibi sıvıların sterilizasyonunda aşağıdaki yöntemlerden hangisi kullanılır? A) Etilen oksit B) Filtrasyon C) Gluteraldehit D) Kuru ısı E) Otoklav
9-
Aşağıdakilerden hangisi doğal dirence örnek olarak gösterilemez? A) B) C) D)
Enterokoklarda Sulfonamid direnci Anaeroblarda Aminoglikozid direnci Gram negatiflerde Vankomisin direnci Gram negatiflerde genişlemiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) direnci E) Enterokoklarda sefalosporin direnci
10-Aşağıdakilerden hangisi özelliklerden değildir?
teikoik
aside
ait
A) Hedef dokuya tutunmayı sağlar B) Faj reseptörüdür C) Antijeniktir D) Sadece Gram pozitiflerde bulunur E) Fagositozu önler
11-Aşağıdaki ekzotoksinlerden hangisi bakteriyofaj tarafından kodlanır? A) Tetanoz toksini B) Şarbon toksini C) Bordetella pertussis toksini D) Difteri toksini E) Clostridium difficile toksin A
12-Aşağıdakilerden hangisi transpozoniara ait bir özellik değildir? A) B) C) D) E)
Toksin yapımını kodlayabilirler Antibiyotik direncini kodlayabilirler Kromozom üzerinde yer değiştirebilirler Bağımsız olarak çoğalabilirler Plazmid üzerinde bulunabilirler
13-Gram negatif bakterilerin endotoksinini oluşturan hücre duvar yapısı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
N asetil glukozamin Glikokaliks Teikoik asit Kapsül Lipopolisakkarit
14-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi protein sentezi inhibitörüdür? A) Teikoplanin B) Sefazolin C) Aztrenonam D) Klaritromisin E) Ofloksasin
15-Aşağıdakilerden hangisi replikasyonunda görev almaz? A) B) C) D) E)
bakteri
DNA
DNA polimeraz III DNA integraz Topoizomeraz II DNA ligaz DNA polimeraz I
16-Gram pozitif bakterin duvarında bulunan ve bakteriyofajlar için reseptör içeren yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
N-asetil muraminik asit N-asetil glikozamin Teikoik asit Polisakkarit tabaka Porlar
17-Aşağıdakilerden hangisi mekanizmasını açıklar?
kinolonların
etki
A) Hücre duvarı sentezinin engellenmesi B) Folik asid sentezinin engelenmesi C) 50S inhibisyonu D) Topoizomeraz II inhibe edilmesi E) 30S inhibisyonu
18-Aşağıdaki bakterilerden hangisi hücre duvarında bulunan teikoik asit sayesinde hedef dokulara tutunabilir? A) B) C) D) E)
Serratia marcessens Klebsiella pneumoniae Neisseria gonorrhoeae Streptococcus pyogenes Moraxella catarrhalis
DOĞRU ADRGS
T U s ||)T IM E 19-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin post antibiyotik etkisi diğerlerinden daha belirgin olduğu için günde tek doz kullanılabilir? A) B) C) D) E)
ekzotoksinlerin
A) Protein yapıdadırlar B) Ateş yükselmesine neden olmazlar C) Isıyla denatüre olurlar. D) Toksik etkileri güdüdür E) Zayıf antijendirler
Gentamisin Sefriakson Seftazidim Vankomisin Sefazolin
20-20-2 (süperoksit) - > 2 H + H202 + 0°2 Bakterinin oksijenli ortamda yaşamasını sağlayan aerop ve fakültatif anaerop bakterilerde bulunan ve yukarıdaki reaksiyonu katalizleyen enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
21-Aşağıdakilerden hangisi özelliklerinden değildir?
22-Aşağıdaki bakterilerden hangisi lizozimin etkisine duyarlıdır? A) Sferoplast B) Protoplast C) Klamidya D) Gram pozitif basil E) Gram negatif basil
Peroksidaz Süperoksidaz Süperoksid dismutaz Oksidaz Katalaz
1-B, 2-D, 3-E, 4-E, 5-B, 6-C, 7-E, 8-B, 9-D, 10-E, 11-D, 12-D, 13-E, 14-D, 15-B, 16-C, 17-D, 18-D, 19-A, 20-C, 21-E, 22-D
KENDİMİZİ DENEYELİM 2 1-
Aşağıdakilerden hangisi bakteri kromozomunu tanımlar? A) B) C) D) E)
2-
3-
Çift iplikli lineer DNA Çift iplikli sirküler DNA Tek iplikli sirküler DNA Tek iplikli lineer DNA Çift iplikli sirküler RNA
Aşağıdakilerden hangisi birözellik değildir?
Kistik fibrozisli bir çocukta pnömoni meydana gelmiştir. Çekilen akciğer grafisinde pnömatosel varlığı saptanmıştır. Bu hastada aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi faydalı olma olasılığı en azdır? A) Sefazolin B) Ampisilin sulbactam C) Aztreonam D) Klindamisin E) Vankomisin
transpozonlara
ait 4-
A) Toksin yapımını kodlayabilirler B) Antibiyotik direncini kodlayabilirler C) Kromozom üzerinde yer değiştirebilirler D) Bağımsız olarak çoğalabilirler E) Plazmid üzerinde bulunabilirler
Bakterilerde kapsül ile ilgili aşağıdaki yanıtlardan hangisi yanlıştır? A) Zengin besiyerlerinde meydana gelir B) Kapsül genel olarak karbonhidratlardan yapılmıştır C) Kapsül konakçıda antijenik etki yapar D) Kapsül virülansı arttırır E) Kapsül fagositozu hızlandırır
5-
Aşağıdakilerden hangisi Gram pozitif bakterilerin hedef dokuya tutunmasını sağlar? A) Peptidoglikan B) Teikoik asid C) Pilus D) Fimbria E) Flagella
6-
Aşağıdaki bakterilerin D glutamik asit yapıdadır?
A) B) C) D) E)
hangisinin
kapsülü
A) S. aerus B) N. gonore C) B. antrasis D) S. pyogenes E) Y. pestis
7-
Aşağıdaki bakterilerden hangisini üretmek için besiyerine koiiesterol eklenmelidir?
Aşağıdaki bakteriyel enzimlerden invazyona katkıda bulunmaz? A) B) C) D) E)
9-
hangisi
hücre
A) Sindirim B) Solunum C) Betalaktamaz salgılanması D) Peptidoglikan sentezi E) Protein sentezi
10-Aşağıdakilerden hangisi epizomu tanımlar? A) B) C) D) E)
Gentamisin Sefriakson Seftazidim Vankomisin Sefazolin
13-Bakteri DNA’sı ile birleşmiş F plazmidinin bakteri DNA’sından parça kopararak ayrılması ve daha sonra başka bir hücreye aktarılması olayına ne ad verilir? A) B) C) D) E)
Konjugasyon Transdüksiyon Seks düksiyon Transformasyon Transpozisyon
14-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi sadece gram negatif basillere etkili olup, lipofilik olmadığı için anaeroplara etkili değildir?
Kollagenaz Koagülaz IgA proteaz Lökosidinler Labil toksin
Aşağıdakilerden hangisi görevlerinden değildir?
Sefazolin Penisilin G Temosilin Teikoplanin Doksisiklin
12-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin post antibiyotik etkisi diğerlerinden daha belirgin olduğu için günde tek doz kullanılabilir? A) B) C) D) E)
A) Mycobacterium B) Leptospira C) Actinomyces D) Mycoplasma E) Bacillus
8-
11-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin Gram negatif bakterilere etkisinin olması beklenmez?
zarının
A) Klindamisin B) Ornidazol C) Tetrasiklin D) Gentomisin E) Metronidazol
15-Aşağıdaki hastalıklardan hangisi tarafından meydana getirilir? A) B) C) D) E)
bir
prion
Progresif multifokal lökoensefalopati Hepatit D Progresif rubella panensefaliti SSPE Fatal ailesel insomnia
Kromozomla birleşmiş plazmid Plazmidle birleşmiş kromozom Bakteriyofajla birleşmiş kromozom Kromozom dışı bakteriyofaj Kromozomdan parça koparmış plazmid
38-39 V
DOĞRU ADR6S
16-Akut iltihabi cevapta damar geçirgenliğinde şiddetli artmaya neden olan anaflotoksinler aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
21-Aşağıdakilerden hangisi somatik antijen için doğru değildir? A) B) C) D) E)
Prostasiklin C3b Properdin C3a ve C5a Kallikrein
Polisakkarid yapıdadır Faj için reseptördür Ig G antikorlarının oluşmasına neden olur Gram negatiflerde bulunur Endotoksinle birlikte bulunur
17-Aşağıdakilerden hangisi konjügasyon için doğru değildir? A) B) C) D) E)
İki canlı bakteri arasında genetik aktarım olur F pilusu ile gerçekleşir Seks plazmidi tarafından kodlanır Kompetans faktörü gereklidir Antibiyotik direncinin aktarılmasına neden olur
18-Aşağıdakilerden hangisi gram negatif bakterilerin duvar yapısında bulunmaz? A) B) C) D) E)
Lipoprotein Dış membran Lipopolisakkarit Teikoik asit Porinler
19-Aşağıdakilerden hangisi yüksek dezenfeksiyonda kullanılan bir biyosittir? A) B) C) D) E)
20-
düzey
İyodofor % 7.5 lik hidrojen peroksit Fenol % 70 lik etil alkol Didesidildimetil amonyum klorür
Aşağıdakilerden hangisi konjügasyon için doğru değildir? A) B) C) D) E)
İki canlı bakteri arasında genetik aktarım olur F pilusu ile gerçekleşir Seks plazmidi tarafından kodlanır Kompetans faktörü gereklidir Antibiyotik direncinin aktarılmasına neden olur
1-B, 2-D, 3-C, 4-E, 5-B, 6-C, 7-D, 8-E, 9-E, 10-A, 11-D, 12-A, 13-C, 14-D, 15-E, 16-D, 17-D, 18-D, 19-B, 20-D, 21-B, 22-C
1- Bakterilerin kapsülünü kaybetmesi durumuyla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Hareket yeteneğini kaybeder. B) Gram boyanma özelliğini kaybeder. C) Diğer hücrelere tutunma özelliğini kaybeder. D) Fagositoza karşı daha dirençli hale gelir. E) Biyosentez yapma özelliğini kaybeder. Aşağıdaki tablo bazı bakterilerdeki özel kapsül yapılarını göstermektedir. Bu tablodan TUS’da çıkmış sorular bulunmaktadır. Kapsülün özellikleri Fagositozu önlediği için virulansı belirler. Kapsüllü bakterilerin kapsülünü yitirmiş varyantları genellikle patojen değildir. Splenektomili hastalarda pnömokok, menengokok ve Hib gibi kapsüllü bakteri infeksiyonları sık görülür. Kapsül antijeniktir, kapsül polisakkaridine karşı antiserum kullanılarak bakteriler tiplendirilebilir. Bu olaya kapsül şişmesi (quellung reaksiyonu) denir. Şarbon basilinin kapsülü protein yapıda olduğu halde non antijenik olduğu için kapsül şişme reaksiyonu negatiftir. Kapsül polisakkaridleri antijen olarak kullanılarak aşı oluşturulabilir (pnömokok, meningokok ve Hib aşısı). Kapsül bakterinin insan dokularına yapışmasında rol alabilir. Kapsül bakteriyi antibiyotikler gibi çevrenin zararlı etkilerinde korur. Örneğin kistik fibrozlu hastaların balgamında üretilen Pseudomonas aeruginosa suçlarının çoğu kapsüllü olduğu için daha yüksek dozda antibiyotik vermek gerekir.
2- Nekrotizan fasiitten aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
sorumlu
toksin
Pirojenik toksin A Pirojenik toksin B Eksfolyatin Pirojenik toksin C Pseudomonas ekzotoksin A
Streptokoklara ait eritrojenik toksinin üç alt grubu vardır. Pirojenik ekzotoksin A, B ve C. Ekzotoksin A ve C streptokoksik toksik şok sendromu, ekzotoksin B ise nekrotizan fasiit yapar. Nekrotizan fasit fasya ve deri altı dokuların infeksiyonudur. Hızlı doku nekrozu olur. % 5080 öldürücüdür. Nekrotizan fasiitin iki tipi vardır. Tip I nekrotizan fasit Gram negatif bakteriler ve anaeropların oluşturduğu miks enfeksiyondur. Tip II nekrotizan fasitten ise A grubu strepotokokların salgıladığı pirojenik ekzotoksin B sorumludur. Nekrotizan fasiit vakalarının çoğu Tip ll’dir. M3 serotipi tarafından oluşturulur. Erkeklerde genital bölgenin nekrotizan fasiitine Fournier gangreni denir. Genellikle anaeroplarla birlikte Gram negatifler mikst enfeksiyon yaparlar (tip I nekrotizan fasiit). Skrotumlar şiş nekroze ve ağrılıdır ancak ayrı damarlardan beslendiği için testisler sağlamdır. Tedavide Tip l’de ampisilin sulbaktam tek başına veya aminoglikozidlerle kombine edilerek, Tip ll’de ise yüksek doz penisilin verilir. Toksin yapımını azaltmak amacıyla klindamisin eklebilir. Tedavide sellüllit ve erizipelden farklı olarak acil cerrahi debridman yapılmalıdır. Eksfolyatin Staphylococcus aureus’tan salgılanır ve toksik şok sendromuna yol açar. Pseudomonas’m ekzotoksin A ’sı ise tıpkı difteri toksini gibi ADP ribozilleme yoluyla EF-2’yi inaktive ederek protein sentezini engeller.
Bakteriler ve kapsül yapıları A grubu streptokoklar
Kapsülü hiyalüronik asit
Bacillus anthracis
Kapsülü D glutamik asid
B grubu streptekoklar
Kapsülü siyalik asid
Pnömokokların kapsülü
C karbonhidratı
Escherichia coli K1 antijeni bulunduran tipleri
Kapsül siyalik asit
Neisseria meningitidis serogrup B'nin
Siyalik asit
Pseudomanas aeruginosanın
Alginat
3- Solunum yolu enfeksiyonu tanısı ile izlenen asplenik bir hastada balgam kültüründe üreyen bakterinin safrada erime testi pozitif bulunuyor. Bu hastada etken olarak öncelikle aşağıdaki Streptokok türlerinden hangisi düşünülmelidir? A) B) C) D) E)
S. S. S. S. S.
pyogenes Oralis Bovis pneumoniae Sanguis
40-41 T
TUS ® ) ™ E 5
Pnömokoklar kanlı ağarda üretilir. Kanlı ağarda a hemolitik koloniler yaparlar. Otolizin nedeniyle kolonilerin ortası çöküktür. Alfa hemolitik viridans streptokoklardan farkları Optokine duyarlı Kapsül şişme reaksiyonu pozitif (en kesin ayrım) Safrada erir (safra tuzlarının etkisiyle otolizin sentezi artar) Kobayı öldürür Asplenik hastalarda kapsüllü bakterilerle enfeksiyon daha sık ve ağır seyreder.
Başlıca Pnömokok Enfeksiyonlar Pnömokok enfeksiyonu Sıklık Pnömoni
Toplum kökenlilerde en sık etken
Menenjit
Erişkin menenjitlerinde en sık etken
Otitis media
En sık etken
Sinüzit
En sık (erişkinde E.coli) etken
Primer (spontan) bakteriyel peritonit
Çocuklarda en sık etken
5-
Aşağıdakilerden hangisi “toplum kaynaklı pnömoni” olgusunda hastanede yatırılma kriterleri arasında sayılmaz? A) B) C) D) E)
65 yaşın üzerinde olma Alkolizm Balgamda Gram pozitif diplokokların görülmesi Solunum sayısının 30 dk üzerinde olması Kan basıncının 90 dk altında olması
Pnömoni tedavisinde hastaneye yatırma kriterleri • Yaşlılık (65 yaş ve üzeri) veya 1 yaş altı bebekler • Altta yatan hastalık (Böbrek, kalp, akciğer hastalıkları, diyabet, kanser, immün süpresyon) • Staphylococcus aureus, Gram negatif basil veya anaerob şüphesi • Süpüratif komplikasyonlar (Ampiyem, artrit, menenjit, endokardit) • Ayaktan yapılan tedavinin başarısız olması • Oral ilaç alamama • Taşipne (>30), Taşikardi (>140), Hipotansiyon (B R O N ŞİA L A S TIM 5
O
___ Mt „
-•Eozinofil
ç
«r
—Mukus —M ıoblet hücresi —Bazal membran Makrofaj
Lenfosit Nö rofil (CD4+, TH2)
Eozinofil Mast hücresi
Astm alı b ir hastanınki ile norm al b ir insanın bronşiolünün karşılaştırılm ası. S ubm ukozal m ukus glandlarının hipertrofisi ve m ukozadaki m ukus sağlayan G oblet hücrelerinin sayısında artm a sonucu bronş tüm eninde m ukus birikm esine d ikkat ediniz. İlaveten, eizino fil m akrofaj ve d iğ e r iltihap hücrelerinin toplanm ası ile yoğun kronik iltihap vardır. M ukozaI ep itel altınd aki bazal m em branda kalınlaşm a ve d üz kaslarda h ipertrofi ve hip erplazi vardır.
13-Hangisi sarkoidozda görülmez?
12-Hangi hastalıkta akciğerde eozinofilik infiltratla gözlenmez? A) B) C) D) E)
Pnömocystis carinii enfeksiyonu Loefler’s sendromu Allerjik bronkopulmoner aspergillozis Bronşial astma Güvercin yetiştiricisi akciğeri
Loefler sendromu Ascaris ve Strongiloides ile meydana gelen Tip I allerjik reaksiyondur. Akciğerde interstisyel eozinofili görülür. Allerjik bronkopulmoner aspergillozis Aspergillus ile oluşan eozinofilik reaksiyon görülür. Bronş astmasında IgE rol oynar. Eozinofiller ve tip I hipersensitive reaksiyonu vardır. Güvercin besleyicisi kuş besleyenlerde inhale edilen tozlarla gelişen eozinofilik bir olaydır. Pnomosistis karini eozinofilik iltihaba yol açmaz. Akciğerde diffüz alveoler hasar meydana getirir. Diffuz interstisyel inflamasyon oluşturur. Alveol lümeninde eozinofilik köpüksü materyal içinde kistler vardır.
A) B) C) D) E)
Epiteloid histiositler Schaumann body Dev hücreler Asteroid cisimcik Kazefiye granülom
Tüberkülozda kazeifiye granülomlar bulunur. Sarkoidozda ise nonkazeifiye granülom, epiteloid histiositler, dev hücreler, protein ve kalsiyumdan oluşan tabakalı birikimler olan Schaumann cisimciği ve dev hücre içinde yıldızsı Asteroid cisimciği görülür. Bu iki cisimcik tüberkülozdada görülebildiğinden tipik değildir. Nadiren sentral nekroz odağı olabilir ki bu infeksiyoz bir zemin üzerinden geliştiğini düşündürür. Sarkoidoz sigara içmeyenlerde daha fazla görülen bir kaç hastalıktan biridir.
14-Aşağıdakilerden hangisi kronik restriktif akciğer hastalıklarından değildir? A) B) C) D) E)
İdiopatik pulmonerfibrozis Sarkoidoz Pulmoner alveoler proteinozis Hipersensitivite pnömonisi Radyasyon pnömonisi
Diffüz olarak alveol duvarı ve interstisyumdaki konnektif dokuyu tutan, kronik hastalıklardır. Bu hastalıklarda akciğer esnekliğini kaybettiği için genişleyemez. Kronik restriktif akciğer hastalıkları: a) Fibrozis yapanlar - İdiyopatikpulmonerfibrozis - Nonspesifik interstisyel pnömoni - Kriptojenik organize pnömoni - Kollajen doku hastalıkları - Pnömokonyozlar - İlaç reaksiyonları - Radyasyon pnömonisi b) Granülomatöz grup - Sarkoidoz - Hipersensitivite pnömonisi c) Eozinofilik grup 1) Sigarayla ilişkili olanlar - Deskuamatif interstiyel pnömoniler - Respiratuvar bronşiyolit 2) Pulmoner alveoler proteinozis İdiyopatik pulmoner fibrozis; bilinmeyen bir ajanın akut olarak alveolitis yapması, immün cevabı uyarması ile başlar. Epitel hücre hasarı, lenfosit, makrofaj ve tip II pnömositlerin rol oynadığı bir reaksiyon başlar.
15-Genellikle akciğer üst lobları tutulumunun olduğu ve sigara ve kömür işçisi pnömokonyozu ile en sık birlikte olan amfizem türü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Sentrasiner Panasiner Distal asiner İrregüler Büllöz
Amfizem; akciğerde terminal bronşiyol distalindeki hava yollarının kalıcı, anormal genişlemesidir. Sentrasiner; en sık görülen amfizem tipidir. Asinüslerin santral ve / veya proksimal kısımlarını tutar. Sigara ve kömür pnömokonyozunda en sık görülür. Lezyon sıklıklar üst loblarda oluşur.
A m fiz e m ç e ş itle ri
ANTİELASTAZ t
cd-ANTITRİPSİN EKSİKLİĞİ
a-| -antitripsin
SİGARA İÇİMİ
İ
„- ^ .' . \ .ELASTİK HASAR , \ S “* - "
✓ '
S AMFİZEM
*
'
i
*
S
»s. ^
✓
A m fiz e m p a to g e n e z i
16-Ekstrensek bir antijene karşı hem tip III hem de tip IV reaksiyon ile oluşan hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Amfizem Astım Mikulicz sendromu Hipersensitive pnömonisi VVegener granülomatozu
Aşırı duyarlılık reaksiyonları bol soru gelen konulardan. Hipersensitive pnömonisi; immünolojik nedenli bir inflamatuar akciğer hastalığıdır. Bronşu tutan astımdan farklı olarak primer olarak alveolleri tuttuğu için allerjik alveolitis te denir. Organik tozların solunmasında olduğu gibi ekstrensek bir antijene karşı tip III ve tip IV aşırı duyarlılık reaksiyonu görülür. İlerlemiş olgularda interstisyel fibrozis gelişebilir.
340-341 V
17-Böbrek transplantasyonu yapılan hastada pnömoni gelişmiştir. İncelemede büyük, bazofilik inklüzyon içeren ve berrak baloya sahip hücreler görülmüştür. Bu hastalıkta etken hangisidir? A) B) C) D) E)
Pnomosistis jiroveci M. avium intracelülare CMV Stafilococcus aureus Pseudomanas aureginosa
"CMV” deyince akla ilk olarak "büyük” kelimesi geliyor. Ne dersiniz. AIDS, immün yetmezlik ve immünitenin baskılandığı transplantasyon durumlarında P. carinii (yeni adı P. jiroveci dir ve protozoadan çok mantara daha yakın bulunmaktadır.) CMV ve M. avium intracelülare gibi ajanlar sık akciğer lezyonunu oluşturur. P. jiroveci özellikle AİDS’te görülen en sık enfeksiyon nedenidir. İnterstisyel pnömoni yapar. Köpüklü görünüme sahip eksüda bulunur. CMV hücreyi büyütür. İnklüzyon cisimciği ve çevresinde halo oluşturur. Bebeğe geçerse yenidoğanda azalan sırayla en sık tükrük bezi, böbrek, karaciğer ve akciğeri etkiler. Sarılık, hepatosplenomegali, anemi ve trombositopeni yanında mikrosefali, kalsifikasyon, mental retardasyon, işitme kaybı ve koryoretinit görülür. CMV AİDS’te en sık görülen viral oportunistik patojendir.
18- Bir lobta multipl tümör odağı olan, bazen bilateral lobları tutabilen periferal yerleşimli, iyi prognozlu akciğer tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Küçük hücreli karsinom Adenokarsinom Büyük hücreli karsinom Skuamöz hücreli karsinom Bronkoalveolar karsinom
Bronkoalveolar karsinom: Adenokarsinomun bir alt tipidir Tip I, tip II pnömositler (alveoler epitel hücreleri) ve Clara hücrelerinden kaynaklıdır. Alveoller boyunca yayılır. Stromal invazyon ve lenfatik/vasküler invazyon yapmaz. Bu yüzden iyi prognozludur. Pnömoniyi taklit eder tarzda yaygın multipl küçük konsolidasyonlar şeklinde görülür.
19-Ailesel olabilen ve karbonik anhidraz sistemindeki bozukluğa bağlı olarak gelişen belirgin akciğer fibrozisi ve kalp hipertrofisine neden olan hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Sarkoidoz Pulmoner alveoler proteinozis Alveolar mikrolitiyazis Hamartom Tüberküloz
Alveolar mikrolitiyazis nadir görülen, bazen ailesel olabilen ve karbonik anhidraz sisteminde bir bozukluğa bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. pH’daki artış alveol boşlukları içine kalsiyum çökelmesine neden olur. Sonuçta belirgin fibrozis ve kalp hipertrofisi görülür. Pulmoner alveoler proteinozisde alveol lümeninde PAS (+) proteinöz materyal vardır. İnterstisyel pulmoner yapı normaldir. Lösemi, lenfoma, çevresel etkenler ve enfeksiyöz ajanlara eşlik edebilir. Tedavi pulmoner lavajdır.
20-Diffüz interstisyel hangisidir? A) B) C) D) E)
fibrozis
nedeni
olmayan
Sarkoidoz Asbestoz Romatoid Artrit Tüberküloz Bleomycin
Akciğer diffüz interstisyel fibrozisi; diffüz, genellikle kronik, pulmoner konnektif dokuyu tutan, genelde periferal ve alveoler duvarın interstisyumunu etkileyen hastalıklar grubu olarak tanımlayabiliriz. Sarkoidoz, asbestozis, romatoid artrit gibi kollajen vasküler hastalıkları, diffüz alveoler hasara yol açan nedenler, bleomisin ve virüsler ile oluşabilir. Tüberkülozun diffüz interstisyel fibrozisle ilişkisi bilinmemektedir.
M in e ra l Tozlan İle O lu ş a n A k c iğ e r H a s ta lık la rı (P n ö m o k o n y o zla r)
Kömür tozu
Silika Asbest
Demir oksit Baryum sülfat Tin oksit
Hastalık Antrakozis Basit K.İ.P, Komplike K.İ.P® PMF Kaplan sendromu Akut- Kronik silikozis ® Nodüler fibrozis ®PMF Kaplan sendromu, Tbc insidansında artış Asbestozis Plevrada lokalize veya diffuz fibröz plaklar Diffuz interstisyel AC fibrozisi (asbestozis) Kaplan sendromu Mezotelyoma A.C, brinks, kolon ve özofagus mide kanseri Akciğerde Akut berilyozis Akciğerde berilyum granülomatozisi intersitisyel akciğerfibrozisi Akciğer kanseri Siderozis Baritozis Stanozis
Maruz kalma şekli Kömür madenleri Maden, taş ocakları, taş kesme, seramik, kum, cam, mermer, döküm işçiliği Maden işçiliği, izolasyon sanayi, taş değirmen işleri, gemi tersaneleri, boyası ve sıvası eski evler
Nükleer Enerji Havacılık ve Uzay Endüstrisi
Metal kaplama Madencilik Madencilik
K. i. P ;K ö m ü r iş ç is i pn o m o ko n yo zu . P M F ;P ro g re s İf m a s if fibro zis
21-Tekrarlayan akciğer infeksiyonları olan 2 yaşında bir kız çocuğun ter testinde klor seviyesinin yüksek olduğu bulunmuştur. Buna ek olarak aşağıdaki bulgulardan hangisinin bulunması beklenir? A) B) C) D) E)
Hiperkalsemi Hipotansiyon Metabolizma artışı Böbrek yetmezliği Steatore
23-İnfeksiyon, ilaçlar veya kollajen doku hastalıklarında oluşabilen ve tipik bulgusu terminal bronşiyolleri tıkayan spindle mezenkimal hücre proliferasyonu olan hastalık hangisidir?
Tekrarlayan akciğer infeksiyonları ve pozitif ter testi kistik fibrozis için karakteristiktir. Bu durumda yapışkan sekresyonlar ekzokrin bez fonksiyonlarının bozulmasına yol açar. En önemli tutulum yerleri akciğerler ve pankreastır ve hastalık tekrarlayan pnömoni atakları, zayıflama ve steatore ile kendini gösteren pankreas yetmezliği ile seyreder.
22-Pulmoner arterin küçük dallarında trombüsler hangi infeksiyonda tipiktir? A) B) C) D) E)
Mukormycozis İnfluenza virüs Adenovirüs Pnomosistis carinii Hemofilus influenza
Zor sayılabilecek bir soru. Mukormikozisin kısaca ne olduğunu hatırlamamız yetmeyebilir. Mucor türleri kan damarları invazyonu ve tromboz yapmaya eğilimlidir. Sonuçta akciğerde infarktüs gelişir, daha çok immün düşkünlerde enfeksiyon oluştururlar. P.carini noninvazivdir ve alveoler hücreleri etkileyerek interstisyel pnömoniye neden olur.
multipl
A) B) C) D) E)
Bronkopulmonersekestrasyon Bronşiolitis obliterans-organize pnömoni SARS Kistik adenomatoid transformasyon Langerhans hücreli histiositozis
Bronşiolitis obliterans organize pnömoni (BOOP); enfeksiyon, inhalanlar (silo dolduranların akciğeri), ilaçlar ve kollajen doku hastalıklarında görülür. Prognozu iyidir. Tipik bulgusu terminal bronşiolleri tıkayan spindle mezenkimal hücre (fibroblast) proliferasyonudur. (Masson body). Çevrede fibrozis ve lenfositler vardır. Bronşiolitis obliterans aynı zamanda akciğer transplantasyonu kronik red olayında da oluşur.
342-343 W
\
\
24-Tanı konduğunda yarıdan fazla oranda beyin metastazı görülen ve genellikle periferal yerleşen kötü prognoza sahip akciğer tümörü hangisidir? F) A) B) C) D)
Küçük hücreli karsinom Squamöz hücreli karsinom Büyük hücreli karsinom Bronkoalveoler karsinom Adenokarsinom
Akciğer kanserleri klinik olarak 2 alt gruba ayrılır: 1) Küçük hücreli 2) Küçük hücreli olmayan: Epitelyal akciğer tümörleri (WHO sınıflaması): Sküamöz hücreli (Epidermoid) - Adenokanser - Karsinoid tümör - Küçük hücreli - Büyük hücreli: genellikle akciğerlerin periferinde yerleşir, bu yüzden plevral effüzyona neden olabilirler. Paraneoplastik olarak erkeklerde jinekomasti oluşturabilirler. Tanı konduğunda beyin metastazları vardır. Hızlı ilerleyen kötü prognozlu epitelyal kökenli bir akciğer kanseridir.
25-35 yaşında myastenia gravesli bir hastada öksürük, dispne ve vena kava superior sendromu gelişmişse en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Küçük hücreli karsinom Timoma Bronşiektazi Pancoast tümörü Lenfoma
Timoma myastenia gravesle sık birlikte görülür ve ön-üst medyasten yerleşimlidir. Kitle nedeniyle öksürük, dispne ve vena cava superior sendromu görülür. Myastenia gravesli hastaların %15-20’sinde timoma bulunduğundan bu hastada timoma ön planda düşünülmelidir. Daha çok orta yaşlı kişilerde görülür.
26-Geç metastaz yapan, santral yerleşimli ve balgam sitolojisinin erken tanıda değerli olduğu akciğer kanseri hangisidir? A) B) C) D) E)
Adenokarsinom Epidermoid karsinom Büyük hücreli karsinom Küçük hücreli karsinom Karsinoid tümör
Akciğer kanserleri tiplerinin lokasyonlarını bilmemizi isteyen bir soru. Skuamöz hücreli (epidermoid) karsinom erkeklerde daha sıktır ve santral yerleşimlidir. Lokal lenf nodlarına yayılır ancak uzak metastaz daha geç olur. Bronş epitelinde başlayan metaplaziden yıllar içinde displazi, karsinoma insitu ve karsinom gelişir. Klinik bulgu olmadığı dönemde balgamda, lavaj materyalinde tanı konulabilir. Elektron mikroskopisinde tonofilamanlar ve desmozonlar görülür. Metastaz yapmadan önce büyük ve bronşları tıkayan kitle oluşturduğu için tanı erken konur, cerrahi çıkarılabilir ve daha iyi prognozludur. Hiperkalsemi sıktır. Kavitasyon oluşturur. High MW keratin pozitiftir. Adenokarsinomlar kadın erkek oranı eşit, sigarayla daha az ilişkilidir. Kadın da ve sigara içmeyende en sık görülen akciğer tümörüdür. Çoğunlukla periferal yerleşimlidir. Skar sonrası gelişebilir. Kolondaki adenom karsinom sekansı gibi atipik adenomatöz hiperplazi odağından gelişebilir. Erken metastaz yapar. DIC ve tromboflebit yapabilir. Low Molecular VVeight keratin, EMA ve CEA (+)’tir. % 50 olguda sürfaktan apoproteini pozitifliği primeri, metastazdan ayırmada yardımcıdır. Bronkoalveoler karsinom, özel bir adenokarsinom tipidir. Pulmoner konsolidasyonu taklit eden kitleler oluşturabilir bir lobta multipl veya bazen bilateral lobları tutabilir. Perifere yakın yerleşimlidir ve çok iyi prognozludur. Multipl kitlede 5 yıllık survey % 25 iken tek kitlelerde % 50-70’tir. Psammom body % 13 oranında görülür. Büyük hücreli karsinom daha çok periferal yerleşimli olup büyük hacme ulaşırlar. Erken fazda uzak metastaz yaparlar. Tanı konduğunda yarıdan fazla hastada beyin metastazı vardır.
A k c iğ e r K a n s e rle rin in K lin ik o p a to lo jik Ö z e llik le ri
Kanser Tipi
Lokalizasyon /Morfoloji
Diğer özellikler
Skuamoz hücreli Karsinom (epidermoid)
Çoğu santraldedir. Hücreler arası desmozomal bağlantılar ve keratin incileri (glob korn) diagnostiktir.
Küçük hücreli kanser
Santral yerleşimlidir. Lenfositlere benzeyen koyu çekirdekli, sık mitoz gösteren hücreler. Mikroskopisı lenfomalara benzer. Nöroendokrin bir kanserdir.
Adenokanser
Perifere plevraya yakın yerleşir. Skar dokusunda bez yapıları yapar. Mezotelyoma ve metastatik adenokanserlere benzer mikroskopik görüntüleri vardır. Periferide lokalizedir. Bilateral ve multifokal olabilir. Alveol duvarında kolumnar tip hücreler
Sigara içen yaşlı kişilerde sıktır. Yavaş seyirlidir. Hiperkalsemiye neden olur. Skuamoz metaplazi ® Displazi® Insitü ca ® Invaziv ca P53 mutasyonu sıktır Sigara ile en çok İlişkili kanserdir (%99) ACTH salgılar Cushing sendromu yapar Cerrahi yapılmaz, sistemik yayılım yapar. Survisi en kısa olan AC kanseridir P53 ve RB gen mutasyonu bulunur Kadınlarda sıktır Rekürren trombozis, DIC, hipertrofik osteoartropati, çomak parmak yapar. K-RAS mutasyonu sıktır
Bronkioalveoler kanser
Büyük hücreli kanser
Periferik yerleşimlidir. Büyük, pleomorfîk hücreler tabakalar oluşturur.
Radyografisi pnomoniye benzer. Prognozu iyidir, adenokansere dönüşür. Sigara ile en az ilişkili kanserdir. (Lepidik patern) K-RAS mutasyonu sıktır Nöroendokrin bir kanserdir Kötü prognozludur.
27-Kistik fibrozis için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Tekrarlayan pulmoner enfeksiyonlar Pankreas yetmezliği Magnezyum taşınması bozuktur Ter NaCI düzeyi yüksektir 2500 canlı doğumda 1 görülür
Kistik fibrozis otozomal resesif geçer. 1/3200 insidenste ve 1/25-30 oranındaki taşıyıcılığıyla beyazlarda en sıkgörülen letal genetik hastalıktır.Tümekzokrin bezlerin sekretuar fonksiyonlarında defekt vardır. Klor taşınması bozulur. Havayolu ve pankreas kanalını tıkayan koyu salgı nedeniyle rekürren akciğer enfeksiyonu ve pankreas yetmezliği oluşur. Karakteristik ve devamlılık gösteren bir anormallik olarak ter testinde NaCI yüksektir. (A,D,K) Vitaminlerin emilimi azalır.Tükrük bezi ve ter bezinde apse, rekürren sinonazal polipler, bronşektazi, akciğer apsesi, bronşit gibi pulmoner lezyonlar, bilier siroz ve mekonyum ileusu görülebilir. Ölümlerin %80-90’ı pulmoner enfeksiyon kor pulmonale ve obstrüktif akciğer hastalığı sebebiyledir. Ortalama ömür 30 yıldır.
SOLUNUM SİSTEMLERİ - SPOT BİLGİLER Sürfaktan eksikliğine bağlı gelişen atelektazi tip i: Mikroatelektazi Pnömotoraks; en sık atelektazi ile sonlanır Dev hücreli (giant celi) pnömoni oluşturan hastalık : Kızamık Tüberküloz enfeksiyonuna karşı vücudun primer savunma hücresi :T-hücresi Erişkinde fatal seyirli adult respiratuar distres sendromuna yol açan mikrobiyolojik ajan : Hantavirüs Akciğerde en sık görülen kanser tip i: Adenokarsinom Paraneoplastik sendroma en sık yol açan akciğer tümörü : Küçük hücreli karsinomdur En sık hiperkalsemi yapan akciğer tümörü : Sküamöz hücreli karsinom
344-345 W
\
\
s
m
m
SINIR SİSTEMİ 1- Siringomyeli için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
En sık servikal bölgede görülür, Ağrı duyusu azalır veya yoktur Isı duyusu azalmış veya yoktur Dokunma duyusu azalmış veya yoktur. Pozisyon duyusu korunmuştur.
Siringomyeli medulla spinaliste en çok servikal bölgede olmak üzere kavite (Syrinx) gelişmesine bağlıdır. Ağrı ve ısı duyusu azalmış veya yoktur. Buna karşın dokunma, pozisyonu ve vibrasyon duyusu korunmuştur.
2- Poliomyelitte bulunmayan hangisidir? A) B) C) D) E)
Proksimal kas güçsüzlüğü Asimetrik tutulum His kusuru vardır. Viral orijinlidir. En kötü prognoz bulber poliodadır.
Polio’da direk kas tutulumu olduğunu bilmemiz bize soruyu yaptırtıyor. Poliovirusün etken olduğu poliomyelitte proksimal kas güçsüzlüğü, asimetrik tutulum vardır, motor tutulum görülür ve his kusuru yoktur. Aşil refleksi kaybı, fasyal paralizi, hiperestezi ve fasikülasyon görülür. Respiratuar kasların veya kalp kasının tutulumuna bağlı ölüm görülebilir. Polio etkeni 1. haftada nazofarinks, boğaz çalkantı suyunda, 2 ve 3. haftalarda gaytada tespit edilebilir. 3. haftadan sora kaybolur. Bulber polio prognozu en kötü tiptir.
3- Aşağıdaki hastalıklardan hangisi anevrizmasına zemin hazırlamaz? A) B) C) D) E)
Berry
Psödoksantoma elastikum Ehlers-Danlos sendromu Marfan Fibromuskuler displazi Alzheimer hastalığı
Beyin anevrizmalarının meşhurlarından "Berry” yine karşımızda. Çilek, kese, “konjenital” anevrizmalar spontan subaraknoid kanamaların en sık nedenleridir (%65). VVillis poligonu veya onun ana dallarının çatallanma yerlerinde yerleşen arteryogramda çilek tarzındaki arter genişlemeleridirler. Bunların %90’dan fazlası ön beyin dolaşımında görülür ve şu ana yerleşim yerlerine eşit bir şekilde dağılırlar: (1) ön beyin ve ön birleştirici arterlerin kesiştiği yer, (2) internal karotis arterinin ikiye ayrılma noktası veya arka birleştirici arterle kesiştiği yer, ve (3) orta beyin arterinin üçe ayrılma noktası. Arka beyin dolaşımında baziler arterin uç kısmı çok görülen bir yerdir. Bu lezyonların arterlerin dallanma noktalarında bir kısmı doğuştan gelen, media defektleri ve elastik tabaka dejenerasyonundan kaynaklandığı düşünülür. Bu iki kritik elemanın bozukluğu sonucunda arter içi basınç bu noktalarda arteri duvarı dışarı doğru kabartır ve anevrizma oluşur. Anevrizması bulunan hastaların yarısı hipertansif olduğundan ve bu lezyonların varlığının aort koarktasyonu, polikistik böbrek hastalıkları gibi hipertansiyonun ana bulgu olduğu durumlarda artması nedeniyle hipertansiyon anevrizma oluşumunda önemli bir faktör olarak kabul edilir. Çilek anevrizmaların gelişimine yatkınlık oluşturan diğer durumlar Marfan ve Ehlers-Danlos sendromları, pseudoksantoma elastikum ve fibromusküler displazidir.
Epidural hematomlar dura ile kafatası arasından geçen arteria menengial medianın yırtılması ile oluşur. Travma sıktır. Klinikte tipik olarak lucid interval denen hastanın önce düzeldiği sonra derin komaya girdiği durum görülür. Subdural hematom köprü venlerin yırtılması ile meydana gelir. Semptomlar yavaş gelişir. Klinik olarak bilinçte açılıp kapanmalarla kendisini gösterir.
6- Kafatasının epidural apseleri hakkında hangisi doğrudur? A) En sık viral etkenlere bağlıdır B) Genellikle paranazal sinüs infeksiyonlarına sekonderdir C) Sıklıkla kafa kırıkları da eşlik eder D) BOS incelemesinde lenfositler hakimdir. E) Subdural abseye neden olmaz
W illis P o lig o n u n d a B e rry a n e v riz m a la rın s ık g ö rü ld ü ğ ü y e rle r ve y ü z d e le ri
4-
Kafa travması geçiren 30 yaşındaki bir erkekte temporal kemikte lineer kırık tespit edilmiştir. İlerleyen saatlerde hangi komplikasyonun gelişme riski daha yüksektir? A) B) C) D) E)
Subaraknoid kanama Subdural kanama Epidural kanama İntraserebral kanama Menengiom
Epidural kanama; çok büyük bir oranda kafa travması özellikle temporal kemik kırığı ile birliktedir. En sık arteria meningea media kanaması görülür. Subaraknoid ve intraserebral kanama travma ile de oluşabilirse de en sık serebro vasküler bozukluklara bağlı olarak oluşur.
5-
Arter kanaması olan travmaya uğramış bir hastanın önce bilincinin açıldığı (lucid interval), bir süre sonraysa derin komaya girdiği gözleniyor. Bu durumu hangi patoloji açıklar? A) B) C) D) E)
Subdural hematom Epidural hematom Arterio venöz malformasyon Subaraknoid kanama Hiçbiri
Kafatasının epidural apseleri genellikle paranazal ve hava sinüsleri infeksiyonlarına sekonderdir ve sıklıkla dura inflamasyonu, pakimenenjit ile birlikte olurlar. Duranın kemiğe sıkıca tutunduğu yerlerde infeksiyon dura boyunca ilerleme ve subdural mesafeye yayılarak subdural apse oluşturur. Spinal kanal epidural infeksiyonları genellikle vertebralardaki osteomyelitlere sekonderdir ve daha seyrek olarak vertebralar arası deliklerden paraspinal infeksiyonların yayılımıyle oluşurlar. Sırt ağrısı ve spinal hassasiyetten şikayet eden intravenöz ilaç alışkanlığı olanlarda spinal epidural apseler hatırlanmalıdır. En sık görülen patojen Staphylococcus aureus> tur. Bunlar tifo seyri sırasında da görülebilirler. Subdural apse (ampiyem) nispeten nadirdir. Bunun kaynağı erişkinlerde paranazal sinüs infeksiyonları, bebeklerde ise önceden mevcut menenjitlerdir. Parakraniyal infeksiyonlara sekonder apselerde Streptococcus, Bacteroides, Staphylococcus organizmaları, osteomyelit ve pyojenikderi infeksiyonlarına sekonder apselerde de Staphylococcus aureus en sık etkendir.
7-
Merkezi sinir sisteminin hangi virüsle olan enfeksiyonunda primer MSS lenfoması gelişme riski artar? A) B) C) D) E)
Toksoplazma Kriptokok HIV-I Kızamık virüsü Herpes simplex tip II
346-347 W
x
\
Sayılan tüm etkenler beyinde ansefalit oluşturabilir. HIV-I aynı zamanda B hücreli lenfoma riskini de artırır. HlV’de oluşan primer beyin lenfoması diffüz büyük B hücrelidir ve EBV pozitiftir ve tedaviye daha kötü yanıt verir.
8- Malign lenfoma veya lösemili hastaların merkezi sinir sisteminin en sık görülen granülomatöz iltihap oluşturan etkeni olan mantar hangisidir?
10-Hızlı ilerleyen demansa myoklonusun eşlik ettiği, ailesel kaynaklı olanlarda otozomal dominant geçişli, öldürücü olabilen hastalık mikroskopik olarak kortekste spongiform değişiklikler gösteriyorsa hangi tanıyı alır? A) B) C) D) E)
Kuru Progresif multifokal lökoansefalopati Creutzfeld-Jacob hastalığı Subakut Sklerozan panensefalit VVernicke ansefalopatisi
İmmün sistemi çökmüş lösemi, lenfomalı kişilerde veya immün depresan ilaç kullananlarda merkezi sinir sisteminde en sık kriptokok enfeksiyonu oluşur. Kriptokok MSS dışında en sık akciğeri tutar. Mantar enfeksiyonları granülom oluşturur. Bazıları (Mucor ve Aspergillus) aynı zamanda vaskülitte yaparlar. Histoplazmozis özellikle akciğerde görülen tüberküloza çok uyan klinik ve radyolojik bulgu verir. Mukor özellikle ketoasidozlu diabetiklerde sıktır.
Progresif multifokal lökoansefalopati (PML) ve Subakut Sklerozan panensefalit (SSPE) yavaş virüs enfeksiyonudur. Spongioform ansefalopatiler JakobsCrutzfeld hastalığı, Gerstman-Straussler Sendromu ve Kuru hastalığını içerir. Hızlı ilerleyen demensa ilave olan myoklonus, ailesel olanlarda otozomal dominant geçiş görülebilen öldürücü hastalık Jacobs Crutzfelddir. Piramidal ve ekstrapramidal bulgular ve bazen anormal refleksler ve mesane disfonksiyonu aşağı motor nöron disfonksiyon belirtisi görülür. Etken priondur. Prionlar protein yapıdaki maddelerdir. DNA veya RNA içermezler. Nükleik asitleri olmadığı için ultraviyole ışınlar, standart sterilizasyon işlemleri ve dezenfektanlara dirençlidir. VVernicke ansefalopatisi kronik alkolizmde görülen B1 (thiamin) eksikliği sonucu gelişir.
9- Alzheimer hastalığında bulunmayan hangisidir?
11-Çocukluk çağında hangisi daha seyrek görülür?
A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
Koksidiomikozis Aktinomikoz Kriptokokkus Candida Histoplazma
Lewy cisimciği Senil plaklar Amiloid anjiopati Nörofibriler düğümler Sulkuslarda daralma
Lewy cisimciği subtantia nigrada Parkinson hastalığında görülen bir cisimciktir. Alzheimer hastalığında Hirano cisimciği, senil plaklar granülovakuoler dejenerasyon, nörofibriler düğümler ile orta derecede beyin atrofisi ve amiloid anjiopati görülür. Parkinsonda görülen Lewy cisimciği Alzheimerda da görülebilir.
A) B) C) D) E)
Astrositom Oligodendrogliom Ependimoma Medulloblastoma Kranyofaringeoma
Çocukluk___çağı___tümörlerinin___%50’den___fazlası astrositomdur. Bunların çoğu serebellar yerleşimlidir. Ependimom %8, medulloblastom %20-25, kranyofaringeom %5-10 ve oligodendrogliom %1-2’den daha az oranda görülür.
12-Elli yaş üzerinde, konsantrasyon, hafıza fonksiyonu ve yüksek entellektüel işlevlerin bozulmasına ilerleyici demansın eşlik ettiği, mikroskopik olarak nörofibriller yumaklar ve senil plakların içeren hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Huntington hastalığı Alzheimer hastalığı Pick hastalığı Parkinson hastalığı VVerding Hoffman hastalığı
Çok dramatik bir tabloyla seyreden Alzheimer hastalığı sorgulanmış. Bu hastalar öyle ki ilerleyen dönemlerde aynaya bakıp kendilerini tanıyamayabiliyorlar. Alzheimer hastalığı senil demansın en sık sebebidir. Genç erişkinlerdeki demansın en sık nedeni ise HIV-1 ensefalopatisidir. Alzheimer hastalığı 50 yaştan sonra başlar. Kritik molekül Beta amiloiddir. Başlangıçta konsantrasyon, hafıza ve yüksek entellektüel fonksiyonların bozulması, daha sonra ilerleyici hafıza bozukluğu ve orientasyon kaybı, konuşma zorluğu görülür. Araya giren enfeksiyonlar ölüm sebebidir. Mikroskopik olarak nörofibriller yumaklar (esas bileşeni tau proteinidir) ve senil plaklar (esas bileşeni amiloid prekürsör proteinin parçalanması ile oluşan Beta-amiloiddir.) görülür. Plak ve özellikle yumakların sayısı kabaca demansın şiddeti ile orantılıdır. Biokimyasal olarak amigdal, hipokampus ve serebral kodekste asetil kolin ve buna eşlik eden (kolin esteraz transferaz ve asetil kolin esteraz) yetersizdir. Atrofik girus ve genişlemiş sulkuslar görülür.
N. yumak
N. yumak (gümüş)
Senil plak
13-Kırk yaşında bir hastada kaudat nukleus ve putamende atrofi lateral ventrikülde dilatasyon ile ilerleyici bunama ve korea görülmektedir. Tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Huntington hastalığı Parkinson hastalığı Fredrich ataksisi Shy-Drager sendomu VVerding Hofman sendromu
VVerding Hofman (infantil spinal musküler atrofi) Medulla oblanguata ve Medulla Spinalisin aşağı motor nöron dejenerasyonu ile oluşur. Nöromuskûler güçsüzlüğün çocuktaki en sık sebebidir, otozomal resesif geçer. Ön boynuzda nöron yitimi belirgindir. Solunum yetmezliği ve ilave olan enfeksiyonla ölür. Huntigton koreası ilerleyici bunama ve ekstramidal veya korea bezleri hareketler görülen, genellikle 20-50 yaş arasında ortaya çıkan otozomal dominant bir hastalıktır. Kaudat nükleus ve putamende atrofi, lateral ventrikülde dilatasyon ve yan kenarında karakteristik konkavite görülür. Parkinsonda maske yüz, öne eğik duruş istemli hareketlerde yavaşlama, hızlı yürüyüş, gevşeyememe ve statik tremor görülür. Striatonigral dopaminerjik sistemde bozukluk vardır. Lewy cisimcikleri görülür. Shy-Prager sendromu ise bazal gangliyon ve beyin sapının bir hastalığıdır.
14-Yirmi beş yaşında bir bayan hastada parestezi, retrobulber nörit serebellar bozukluklar görülüyor. Bu şikayetleri geçtikten bir süre sonra aynı şikayetlere ek olarak sallanarak yürüyüş, idrar ve gaita tutamama ve felç gelişiyor. Travma öyküsü olmayan bu hastada en olası tanı nedir? A) B) C) D) E)
Pernisiyöz anemi Tabes dorsalis Multipl skleroz VVerding-Hofman Amiyotrofik lateral skleroz
Genç yaş, kadın, nörolojik tutulum varsa MS ilk akla gelenlerden. Pernisiyöz anemi; medulla spinalisin lateral ve dorsal kolonlarında görülen akson ve miyelin dejenerasyonu ve belirgin vakuolizasyon yapan subakut kombine dejenerasyona neden olur. Gri cevher etkilenmez. Pernisiyöz anemi ve tabes dorsalis remisyon ve yineleme göstermez. VVerding Hofman çocukta en sık nöromuskûler güçsüzlük sebebidir. Amiyotrofik lateral skleroz (ALS) beyin sapı ve medulla spinalisin aşağı ve yukarı motor nöronlarını tutar. Fasikülasyonlar belirgindir. Sıklıkla el iç yan kol ve omuz kaslarını tutar. Birkaç yıl içinde solunum paralizisi nedeniyle ölür. Ön boynuz motor nöronları ilerleyici olarak sayıca azalır. Soruda anlatılan remisyon ve relapslarla seyreden seyreden hastalık Multipl skleroz(MS) dur. MS 20-40 yaş arası daha çok kadınlarda görülen demyelinizan hastalıktır. Plaklar demiyelinizasyon odakları, beyin ve medulla spinaliste görülür. İleri evrede entellektüel bozukluklarda ilave olur. HLA-DR 2 pozitiftir.
348-349 W
15-Sıklıkla bir malign tümör ile birliktelik gösteren, JC poiyoma virüsün etken olduğu ve demyelinizasyon sahaları ile etkilenmiş oligodendroglialar görülen sinir sistemi hastalığı hangisidir? A) B) C) D) E)
Progresif multifokal lökoensefalopati Subakut skerozan panensefalit Kuduz Poliomyelit Subakut kombine dejenerasyon
Medulla spinalisin subakut kombine dejenerasyonu vitamin B12 eksikliğinde görülür. Özellikle arka kökler ve yan pramidal traktus tutulduğu için dorsolateral dejenerasyon olarak açıklanabilir. HIV-1 ansefalopatisinde B12 vitamin eksikliğine benzer vakuoler myopati bulguları olabilir. SSPE kusurlu kızamık virüsleri ile oluşur. Progresif multifokal lökoansefalopati (PML) JC Poiyoma virüsün etken olduğu, genellikle bir malign tümörün (en sık lenfoma) eşlik ettiği immün düşkün hastalarda ilerleyici ve 3-6 hafta için de sistemik tutulum oluşanlarda ölüm görülebilen bir hastalıktır. Hemiparezi, entellektüel yıkım, körlük ve afazi vb. görülür. Demiyelinizasyon odakları ve oligodendroglialarda inklüzyonlar görülür.
17-Genellikle çocuk ve genç erişkinlerde görülen, en sık serebellum, optik sinir ve kiazma, üçüncü ventrikül duvarı gibi orta hat yapılarda, daha az olarak da beyin sapı ile spinal kordda görülen, özelikle serebellumda olduğunda prognozun çok iyi olduğu astrositom tipi hangisidir? A) B) C) D) E)
Pleomorfik ksantoastrositomlar Pilositik astrositom Fibriller astrositom Gemistositik astrositom Anaplastik astrositom
Çok kolay bir soru, öyle ki verilen bilgilerden bir kaçı bile bizi direk cevaba götürüyor. Pilositik astrositomlar; genellikle çocuk ve genç erişkinlerde görülürler ve en sık serebellum; optik sinir ve kiyazma (optik gliomlar), üçüncü ventrikül duvarı (infundibuloma) gibi ve orta hat yapılarında daha az olarak da beyin sapı ile spinal kordda olurlar. Genç erişkinlerde daha çok beyin yarımkürelerinde özellikle de temporal lobda görülürler. Oldukça iyi sınırlı ve lobüledirler. Pilositik astrositomun prognozu özellikle serebellumda olduğu zaman mükemmeldir. Hastaların çoğu 20 yıl ve üzerinde yaşarlar.
16-Spinal tümörlerle ilgili olarak hangisi yanlıştır? 18-Kordomalar için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
intrakranial tümörlerden 10 kat az görülür Yüzde 70 ekstramedüllerdir Yüzde 30 intramedüllerdir İntramedüller tümörlerin çoğu Schvvannomdur Oligodendrogliom çok nadirdir
Spinal tümörlerin intrakranial tümörlere oranı 1/10’dur. Yaklaşık %70>i ekstramedüller ve %30>u intramedüllerdir. İntramedüller tümörlerin büyük çoğunluğu, %60’ını ependimomlar oluşturur. Bunu %25 sıklıkla astrositom takip eder. Oligodendrogliom ve glioblastoma multiforme spinal kordun nadir tümörleridir.
A) Yavaş büyür B) Kemiğe ve kafatası bazal yapılarına agresif yayılma gösterir C) Çocukta sıktır. D) Yüzde 60 sakrokoksigeal yerleşimdir. E) Notokord artığından gelişir. Notokord artığından gelişen kordomalar en sık 3. 4. dekadda ve erkeklerde daha sık görülen bir tümördür. % 60 sakrokoksigeal, % 30 clivustan gelişir. Tümör yavaş büyümesine rağmen agresif bir şekilde kemiğe ve beyin tabanındaki kafatasının bazal yapılarına yayılır. Physaliphoros hücreler görülür.
19-Genellikle uzun süreli nöbet hikâyesi olan genç kişilerde görülen ve daha çok tempora! loblarda yerleşen tümör, hem korteksi hem de pia-araknoid zarları tutacak şekilde yüzeyel yerleşmiştir. Makroskopisinde kistler olan tümör, sarı renkli ve sert kıvamlı ise en olası olarak tanı nedir? A) B) C) D) E)
Pleomorfik ksantoastrositomlar Pilositik astrositom Fibriller astrositom Gemistositik astrositom Anaplastik astrositom
Pleomorfik ksantoastrositomlar (PXA); genellikle uzun süreli nöbet hikâyesi olan genç kişilerde görülür ve daha çok temporal loblarda yerleşir. Hem korteksi hem de pia-araknoid zarları tutacak şekilde yüzeyel yerleşirler, sıklıkla kistler olur ve tipik olarak sarı renkli sert kıvamlıdırlar. Mikroskopik olarak tümör hücreden zengindir ve adından da anlaşılacağı gibi büyük gioboid hücrelerden iğsi hücrelere ve değişik miktarda köpüklü sitoplazmalı hücrelere kadar pleomorfizm gösteren hücrelerden oluşurlar. Büyük hücrelerin genellikle bizarre görünümlü hiperkromatik nükleusları olur ya da çok çekirdekli görünürler. Mitoz ve nekroz nadirdir ve eğer görünüyorsa normalde gayet yavaş gelişen bu tümörün kötü seyredeceğine işaret eder.
20-Lenfositer hücre fonksiyon bozukluğu, santral sinir sistem anomalileri, serumda artmış alfafetoprotein ve carsinoembriyonik antijen bulunan ve ölümün genellikle infeksiyon ya da lenfomadan olduğu hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Nezelof sendromu Ataksi telenjiektazi Kronik mukokutaneöz candidiazis VVİskott-Aldrich sendromu Şiddetli kombine immün yetmezlik
Ataksi telenjiektazi; tekrarlayan enfeksiyonlar, Purkinje hücreleri kaybı, serebellar fonksiyon bozukluğu ve dorsal kolonda dejenerasyon görülen otozomal resesif bir hastalıktır. Konjuktivada ve diğer alanlar da telenjiektaziler ile timus yokluğu ve gonad hipoplazisi gibi sistemik bulgular eşlik edebilir.
21-Mikroskopik olarak, birbirlerine yakın dizilimli, “balpeteği” görünümü veren, sitoplazma sınırları iyi seçilebilen yuvarlak ve perinükleer halo oluşumu sebebiyle karakteristik “yağda yumurta” görünümü oluşturan hücreler GFAP ile de boyanmamış ise olası tanı nedir? A) B) C) D) E)
Ependimom Pilositik astrositom Oligodendrogliom Gemistositik astrositom Glioblastoma multiforme
Orta yaşların tümörü olan oligodendrogliomiar en çok derin frontotemporal beyaz cevherde görülür ve tüm gliomların %5-15’ini oluştururlar. Yüzeye doğru gelişme ve korteksi infiltre etme eğilimindedirler. Nispeten düzgün sınırlı, jelatinöz ve grimsi renklidirler, kistler, fokal mineralizasyon, nekroz ve kanama gösterebilirler. Mikroskopik olarak tümör, birbirlerine yakın dizilimli, “balpeteği” görünümü veren, sitoplazma sınırları iyi seçilebilen yuvarlak hücrelerden oluşur. Tipik olarak nükleuslar yuvarlak, ince kromatinli ve küçük nükleolusludur. Sitoplazma sıklıkla şeffaftır ve eğer doku uygun şekilde tesbit edilmemişse peri nükleer halo oluşumu sebebiyle karakteristik “yağda yumurta” görünümü oluşur. Perinöronal satellitozis olabilir. Tipik olarak tümör hücreleri GFAP ile boyanmazlar. Vakaların %90’ında kan damarlarında kalsifikasyonlar ve kalkosferitler görülür ve bunlar hastaların %40’ının rutin kafa grafilerinde de görülebilir.
22-On yaşındaki çocukta görme bozukluğu ve hipotalamik sendromlar yapan kalsifiye suprasellar lezyon görüldüğünde en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Medulloblastom Ependimom Hipofiz adenomu Kraniofarengeoma Kordoma
Kraniofarengeomalar 4-16 yaş arası görülen, klasik olarak görme bozukluğu ve hipotalamik sendromlar yapan kalsifiye suprasellar lezyonlardır. Multiloküledir ve kist makine yağı görünümünde kolesterol içeren madde ile doludur. Ameloblastomları anımsatan görünümü vardır. Kordoma en sık 3. ve 4. dekadda erkekte ve % 60 olguda sakrokoksigeal bölgede görülen bir tümördür.
350-351 -
\
\
23-Genellikle üçüncü ya da dördüncü dekadda, hemen daima filum terminalede görülen, sekonder olarak konuş medullaris ile kauda equina’daki sinir köklerini tutabilen tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Subependimomlar Miksopapillerependimom Ependimoblastom Malign ependimom Oligodendrogliom
Subependimomlar genellikle dördüncü ve lateral ventriküllere yerleşen, genellikle yaşlı hastaların otopsilerinde tesadüfen bulunurlar. Yerleştikleri yer ve büyüklüklerine göre BOS dolaşımını tıkayarak semptomatik olabilir ve hidrosefali oluşturabilirler. Miksopapiller ependimom hemen daima filum terminalede görülen, sekonder olarak konuş medullaris ile kauda ekuina’daki sinir köklerini tutabilen farklı bir alt gruptur. Genellikle üçüncü dördüncü onyılda görülür. Sinir köklerini çevreleyen ve iten büyük, sosis görünümlü büyük orta hat kitlesi oluşturur. Klasik olarak neoplastik ependimal hücreler sıklıkla kübiktir ve sıklıkla ortasında bir damar içeren hyalin veya miksoid bir matriks çevresinde dairesel tarzda dizilirler. Tümörün tamamen çıkarılmasından sonra prognozu mükemmeldir. Tümör tam olarak çıkarılmadığında veya kemik erode olduğunda nüksler veya uzak metastazlar ortaya çıkar. Ependimoblastom anaplastik ependimomlardan ayırdedilmelidir. Bunlar hemen daima çocukluk çağında görülen, büyük hacimlere ulaşan, embriyonel, primitif tümörlerdir. Herne kadar makroskopik olarak oldukça iyi sınırlı iseler de daima çevre dokuları invaze eder ve BOS yoluyla yayılırlar.
24-10 yaşındaki bir çocukta dördüncü ventrikülde tümör tespit edilmiştir. Cerrahi müdahaleyi kolaylaştıracak şekilde çevredeki sinir dokusundan astrositomlara göre daha iyi ayrılan sınırları olan bu tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Ependimom Pilositik astrositom Oligodendrogliom Gemistositik astrositom Glioblastoma multiforme
Öğrenmesi zordur ancakTUS’da"yaş” belirtiliyorsa istenen hastalığın en sık görülme yaşıyla genelde birebir uyumludur. Hastalıkların sık görülen yaş aralıklarını geçmeden önce bir kez daha düşünün. Ependimomlar tüm yaş gruplarındaki gliomların %4 ilâ 6’sını, çocukluk çağı ve adölesan tümörlerinin ise %10 kadarını oluşturur. Ventriküllerin bulunduğu her yerde olabilirler; %60-70’i tentoryum altında yerleşir. En çok görüldükleri yer dördüncü ventriküldür ekzofitik bir kitle seklinde ortaya çıkarlar. Ependimomlar en sık görülen intraspinal tümörlerdir. Ependimomlar cerrahi müdahaleyi kolaylaştıran bir özellikleri olan çevredeki sinir dokusundan daha iyi sınırlı olmalarıyla astrositomlardan ayırdedilirler. Bu diyagnostik farklılık özellikle spinal kordda sinir cerrahisindeki rezeksiyonun sınırını belirler (Anderson Pathology)
25-Yirmi yaşında yürüme ve hareket bozukluğu olan bir hastanın beyin tomografisinde beyincikte kitle görülüyor. Kitle içindeki sıvı analiz edildiğinde yüksek eritropoetin tesbit ediliyor. En olası teşhis hangisidir? A) B) C) D) E)
Schvvannom Hemanjioblastom Anjiosarkom Medulloblastom Ependimom
Ependimom; en sık 4. ventrikülde görülür. Medulloblastom 14 yaş altında sıktır ve beyincikte görülür. Sıklığı sonraki yaşlarda azalır. Schvvannom özellikle 8. sinir tutanlar akustik nörinom adını alır ve tek taraflı sensorinöral işitme kaybı yapar. Hemanjioblastom ise en sık beyincikte, genç erişkinde bulunur ve serebellar primer tümörlerin % 7’sini oluşturur. Yürüme ve hareket bozukluğu görülür. Kist olabilir. Sıvı incelendiğinde eritropoetin bulunabilir. Bazen polisitemiye neden olabilir. Von Hippel Lindau sendromunun parçası olabilir.
26-Kadmlarda daha fazla görülen, bazen gebelik esnasında büyüyebilen, histolojik olarak benign olan en sık beyin konveksiteleri, sfenoid kemik kanadı ve olfaktor olukta görülen tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Medulloblastom Oligodendrogliom Menengiom Astrositom Ependimom
Menengiom bir orta yaşlı erişkin tümörüdür; daha az görülen (%8-10) spinal örneklerde belirgin bir kadın hakimiyeti (10:1) görülür. Menengiom karakteristik olarak hormon reseptörleri (progesteron) içeren, bu sayede hormonal tedaviye yanıt veren bir tümördür. Meme kanseriyle birlikteliğinde bir artış olabilir ve hormon reseptörleri (özellikle progesteron) tanımlanmıştır. Bu da meninjiyomların neden gebelik sırasında daha hızlı geliştiklerini açıklar. Vakaların yaklaşık yarısında schvvannomlarda olduğu gibi monozomi 22 vardır. Nörofibromatozisin santral şeklinin (NF tip 2) 22 numaralı kromozomla genetik bir bağlantısı vardır. Meningiom ve schvvannomlar bu hastalıkta en sık görülen tümörleri oluşturur. Menenjiyomlar en çok parasagittai araknoid granülasyonlarda ve spinal kanalın dural yapraklarında bulunan leptomeningeal araknoidal hücrelerden kaynaklanırlar. Duradan kaynaklanan, belirgin, sert kıvamlı bu gelişimler için yukarıdaki iki dural bölgeye ek olarak sfenoid kanat (genellikle düzleşmiş veya en plaque), tuberculum sella (suprasellar ve intrasellar), olfaktor oluk, optik sinir, tentorium serebelli, falks ve özellikle beyin yarımkürelerinin konveksiteleri en sık yerleşim yerleridir. Gelişimleri sessizdir fakat dura, kemik ve dural sinirleri sık olarak invaze ederler. Menengiomların çoğu VVHO’ya göre grade l/IV’tür. Atipik menengiomlar özellikle belirli histolojik tipler (clear celi ve chordoid) grade ll/IV’tür. Anaplastik menenjiyom grade lll/IV’tür, sarkoma benzer, Papiller ve rabdoid tip menenjiomlar da grade lll/IV’tür. Papiller menenjiom özellikle çocuklarda görülür.
27-Aşağıki tümörlerden metastaz yapar? A) B) C) D) E)
hangisi
beyne
Biraz zor bir soru. Nokta atışı olarak koryokarsinomun beyne metastaz yapmadığını bilmemiz lazım. Beyindeki tümörlerin % 25-30’u metastatiktir. Sırasıyla akciğer, meme, melanom, böbrek ve GİS beyne olan metastazların %80’ini oluşturur. Koryokarsinom gibi nadir tümörler sık metastaz yaparken prostat kanserleri kemiğe metastaz yapmış olsalar bile hemen hemen beyine hiç metastaz yapmazlar.
28-Nörokutaneöz hangisidir? A) B) C) D) E)
sendromlardan
olmayan
Tuberoz skleroz Ataksi telenjiektazi Von Hippel Lindau hastalığı Sturge Weber hastalığı Adams-Hakim sendromu
Mutlaka bilmemiz gereken bir grubu sorgulayan önemli bir soru. Nörokutaneöz sendromlar (fakomatozlar) özellikle ve sinir sisteminde tümörler ve hamartomlarla karakterize kalıtsal hastalıklardır. Tuberoz skleroz, nörofibromatozis, Sturge Weber, ataksi-telenjiektazi ve von Hippel Lindau hastalığı bu gruptandır. Adams-Hakim sendromu bu gruptan değildir. Bayılmalarla seyreder. Ensefalofasyal anjiyomatozis, (Sturge Weber Sendromu) trigeminal sinirin duyu dallarının biri veya daha fazlasıyla ilgili sahada dağılım gösteren şarap rengi anjiyomlarla karakterize ailevi olmayan nadir bir hastalıktır; oküler ve leptomeningeal anjiyomlarla birlikte olma eğilimi vardır.
29-SSS’nin primitif nöroektodermal kaynaklı tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Ependimom Oligodendrogliom Medulloblastom Kordoma Pilositik astrositom
nadiren
Prostat kanseri Koryokarsinom Akciğer kanseri Meme kanseri Melanom
352-353 V
DOĞRU ADRGS
TIME /
Medulloblastom; özellikle çocuklarda görülür ve baskın olarak serebellum orta hattında yerleşir. Son derece malign davranan bu tümör BOS yoluyla yayılabilir. Nöroblastomda görülen Homer-VVright rozetleri medulloblastomada da görülür. 17. kromozomun kısa kolunda materyal kaybı vardır. Pinealoblastom da PNET grubudur ancak özellikle supratentoryal yerleşimlidir. Evving’s sarkom periferal yerleşimli PNET tümörüdür. Ependimoblastom ve medulla epitelyomada PNET grubudur.
30-Von Hippel bulunmaz? A) B) C) D) E)
Lindau
Sendromunda
hangisi
MSS ve retinada hemanjioblastom Böbrek malformasyonu ve tümörü Sürrenal malformasyonu ve tümörü Pankreas ve karaciğer kistleri Sebaseadenom
Sendromları klasik tarzda soran bir soru; "hangisi bulunur” , "hangisi bulunmaz”. Tuberoz Skleroz (Bourneville hastalığı) otozomal dominant bir hastalıktır. Deri ve MSS’yi tutar, epileptik nöbetler zeka geriliği ve yüzde kabarıkçıklar (sebase adenom) yapar. Kalp, karaciğer, böbrek veya pankreas tümörü eşlik edebilir. Von Hippel Lindau Sendromu ise seyrek görülen ailesel bir hastalıktır. MSS ve retinada çok sayıda hemanjiyoblastom, organların özellikle böbrek ve sürrenalin malformasyon ve tümörü ile karaciğer, böbrek ve pankras kistleri eşlik eder. Kavernöz hemanjiom sıktır.
Norokutanoz serıdrom lar (fakom atozlar) Adı
Sıklık
Bulgular
Norofibromlar (en sıkolan tm) Schvvannomlar Malign periferik sinir tümörleri Meningiomlar Pigmente deri lezyonları İrisin pigmente hamartomu (Lisch nodülleri) Nörofibromatozis Tip 2 1/40000 Sıklıkla bileteral olan 8. kranial sinirin Schvvannomu (en sık) Meningiomlar Spinal norofibromlar Tuberoz Skleroz 1/100000 Serabral kortikal anomaliler (tüber) Subependimal 1/200000 glial tümörler Zeka geriliği Kardiak rabdomiyomlar Renal anjiomiyolipomlar Karaciğer, pankreas ve böbrekte kistler Deride angiofibromlar ve lokalize kalınlaşmalar (Shagreen lekeleri) Subungual fibromlar Serebellar hemangioblastom Von Hippel-Lindau 1/30000 Retinal angiomalar Renal hücreli Hastalığı kanserler Feokremasitomalar Visserai kistler Epididimal tümörler Sturge-VVeber hastalığı 1/10000 5. kranial sinirin yayıldığı sahada kutanöz anjiomlar Meningial angiomatozis Serebral kalsifikasyon Epileptik nöbetler Zeka geriliği NörofibromatozisTip 1 1/3000
32-Aşağıdakilerin hangisinin seyrinde miyelin kaybı görülmez? 31-Anjiofibrom, bayılma ve mental retardasyon ile karakterize hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Von-Hippel Lindau hastalığı Tuberoz skleroz Leighs hastalığı Amiotrofik lateral skleroz Krabbe hastalığı
A) B) C) D) E)
Amiyotrofik lateral skleroz Akut nekrotizan hemorajik ensefalomyelit Akut dissemine ensefalomyelit Multiple skleroz Krabbe hastalığı
Yani “hangisi demiyelinizan hastalıklardan değildir”in bir başka ifadeyle sorgulanıyor. Demiyelinizan hastalıklar: - Multiplsklerozis (MS) - MS’in bir varyantı olan Devic Hastalığı (nöromyelitis optika) - Akut Dissemine Ensefalomyelit (ADEM) - Akut Nekrotizan Hemorajlk Ensefalomyelit - Santral Pontin Myelinozis - Marchiafava-Bignami Hastalığı - Progressif Masif Lökoensefalopati - Amyotrofik lateral skleroziste skleroz ve motor nöron kaybı izlenir, miyelin kaybı izlenmez.
D e m y e lin e ve d e je n e r a tif s a n tra l s in ir s is te m i h a s ta lık la rı
Hastalık Multiple skleroz Guillian Barre Sendromu Amyotrofik lateral skleroz Alzheimer hastalığı
Tutulan bölge Beyaz cevher, beyin, spinal kord Postviral asendan paralizi
Histolojisi Beyaz madde demyeiinizasyonu Demyelinizasyon
Lateral spinal kord kolonları, kas atrofisi
Kolonlarda skleroz, motor nöron kaybı
Yakın hafıza kaybı, mental kapasitede azalma
Pick hastalığı Huintington korea
Subsansia nigra, locus ceruleus Beyin; kaudat nııkleus kaybı, bozulması, demans, istemsiz çeşitli hareketler görülmesi
Senil plaklar nörofibril ağları, azalmış serebral korteks nöronları Nöron kaybı, gliozis Lewy cisimleri Kaudat nükleus ve nöron kaybı
L ö k o d is tro file r
Hastalık Metakromatik Lökodistrofi Krabbe Hastalığı
Genetik geçiş OR OR
Adrenolökodistrofi Alexander Hastalığı Canavan Hastalığı
OR ve XR OR OR
Metabolik bozukluk Aril Sülfataz A eksikliği Galaktoserebrozid Beta Galaktosidaz eksikliği Peroksizmal defekt GFAP’ta mutasyon Aspartoasilaz eksikliği
354-355
W
TUS
DOĞRU ADR6S
TIME
33-Merkezi sinir sisteminin makroskopik olarak normal görüldüğü, mikroskopik kesitlerinde ise medülla spinalis ön boynuzlarında nöronal kayıp, lateralkortikospinal yolların immünohistokimyasal boyanmasında solukluk ve motor kortekste gliozis görüldüğü sinir sistemi hastalığı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Becker musküler distrofi Nörofibromatozis tip II Guillain-Barre sendromu Creutzfeldt-Jakob hastalığı Amyotrofik lateral skleroz
Amyotrofik Lateral Sklerozis (ALS / Motor nöron hastalığı): ALS, medulla spinalis ön boynuzdaki alt motor nöronların ve kortikospinal trakt üstteki üst motor nöronların dejenerasyonu sonucu oluşan nöronal muskuler atrofi ve hiperrefleksi ile karakterize bir hastalıktır. Makroskopik olarak ön boynuz incelmiştir, mikroskopik olarak bu alanlarda myelinize motor nöronlar kaybolmuştur, yerlerinde gliozis gelişmiştir.
34-Deride pigmentasyon bozuklukları ve periferik sinirlerde daha sık olmak üzere sinir sisteminde tümöral oluşumlarla birlikte görülen kalıtsal hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Nörinom Schvvannom Ganglionörom Nörofibromatozis Von Hippel Lindau hastalığı
Nörofibromatozis; yüksek derecede penetransı bulunan otozomal dominant bir hastalıktır. Spontan mutasyon oranı yüksektir. En sıkşekli olan von Recklinghausen hastalığı sıklıkla “nörofibromatozis 1” veya NF-1 olarak bilinir. Bu hastalığın geni 17q11-12 kromozomunda bulunur. Yaklaşık 4000 kişiden birini tutar ve klinik olarak çok sayıda hiperpigmente alanlar (cafe au lait lekeleri), çok sayıda nörofibromlar, Lisch nodülleri (pigmente iris hamartomları) ve nadiren de MSS astrositomunun varlığıyla karakterizedir. Daha önceleri santral nörofibromatozis olarak bilinen ikinci şekil artık “nörofibromatozis 2” veya NF-2 olarak bilinir ve geni 22q12 kromozom lokusunda yer alır. NF1’den daha seyrektir ve yaklaşık olarak 35000 kişide 1 görülür. Hastalık iki taraflı akustik schvvannomlarla karakterizedir fakat başka intrakraniyal ve intraspinal tümörler de görülebilir. Nöral krest kökenli çok sayıda açıkça neoplastik veya hiperplastik lezyonların oluşu nörofibromatozisin bir “nörokristopati” olarak kabul edilmesine neden olur. Schvvannomlar ve nörofibromlara ek olarak bu hastalar özel bazı gliomların çıkışına da yatkındır: optik gliomlar, üçüncü ventrikülün pilositik astrositomları, ependimom ve glioblastoma multiformenin de aralarında bulunduğu beyin ve spinal kord gliomları. Multipl meningiomlar da sıktır. Nörofibromatozisli hastalarda lösemi ve VVİlms tümörü gibi nöral kökenli olmayan malign tümörler de nispeten sık görülür.
SİNİR SİSTEMİ-SPOT BİLGİLER Rosenthal fibrilleri; astrositlerdeki intrasitoplazmik inklüzyonlardır. Serebrovasküler hastalıkların en önemli nedeni: Ateroskleroz Beyin damar anomalilerinin en sık görüleni: Arteriyovenöz malformasyon (AVM) Santral sinir sisteminde en sık görülen vasküler malformasyon: Venöz malformasyon Çocukla ve gençte en sık beyin için kanama nedeni: Arteriyovenöz malformasyon (AVM) Erişkin polikistik böbrek hastalığı ile birlikteliği sık olan anevrizma: VVİllis poligonunun Berry anevrizması Sakküler anevrizmanın en sık yerleşim yeri: Anterior kominikan arter Travmatik kafa kırığında orta meningeal arterin yaralanması sonucu gelişen kanama: Epidural kanama Charcot-Bouchard anevrizmalarına neden olan patoloji: Hipertansiyon Spontan subaraknoid kanamaların en sık nedeni: Çilek, kese, “konjenital” anevrizmalar Menenjit etkenlerinden beyin tabanını sıklıkla tutan etken: Tüberküloz Viral ensefalitin tipik histopatolojik bulgusu: Perivasküler mononükleer hücre Özellikle ön boynuz motor nöronlara afinitesi olan virüs: Kuduz virüsü Lyssa cisimciklerinin görüldüğü hastalık: Kuduz Hirano cisimciklerinin görüldüğü hastalık: Alzheimer Lewy cisimciğinin görüldüğü hastalık: Kuduz En sık görülen gliom: Diffüz (fibriler) astrositom Beyin tümörleri içinde en sık görüleni: Glioblastome multiforme En sık görülen erişkin SSS tümörü: Astrositom Çocukta da en sık görülen SSS tümörü: Astrositom Çocukta en sık görülen malign SSS tümörü: Glioblastoma multiforme Blefaroplastlar’ın patognomik olduğu tümör: Ependimoma BOS ile yayılan aynı zamanda çocukta sık görülen tümör: Medulloblastom Menengiomların köken aldığı hücre: Araknoidin meningotelyal hücresi Multipl menengiomanın en sık görüldüğü hastalık: Nörofibromatozis tip II Çocukta en sık görülen intrensek (intramedüller) spinal kord tümörü: Astrositom Antoni A ve Antoni B alanlarının görüldüğü tümör: Nörilemmom
356-357
W
\ DOĞRU ADR€S
T U S M
IM E
t /
ÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI, SOLUNUM SİSTEM LERİ,
SİNİR SİSTEMİ
KENDİMİZİ DENEYELİM-! 1-
Antiglomerül bazal hastalıkta görülür? A) B) C) D) E)
membran
antikoru
hangi
4-
A) B) C) D) E)
Amiloidozis Berger hastalığı Good - pasture sendromu Nodüler glomerüloskleroz Minimal çhange hastalığı 5-
2-
Böbrek tübüllerinde tiroidizasyon hangi hastalıkta görülür? A) B) C) D) E)
3-
görünümü
Akut glomerülonefrit Kronik glomerülonefrit Berger hastalığı Akut pyelonefrit Kronik pyelonefrit
Aşağıdaki yapıların hangisi kronik fenasetin kullanımına bağlı nekrozun geliştiği yerdir? A) B) C) D) E)
Bazal gangliyonlar Epiteloid granülomlar Myokard Böbrek papillası Dalak arteriyolleri
Hangisi prerenal akut böbrek yetmezliği yapar?
Aşağıdakilerden hangisi normalden küçük patolojilerindendir? A) B) C) D) E)
6-
Prostat hiperplazisi Akut tübüler nekroz Vaskülit Sepsis Akut glomerülonefrit
böbrek olduğu
boyutlarının böbrek
Çocuk tipi polikistik böbrek Yetişkin tip polikistik böbrek Medüller sünger böbrek Ailevi Jüvenil Nefronofitizis Hidronefroz
Aşağıdakilerden hangisi mesanede transizyonel epitel hücreli karsinomu gelişimi için risk faktörlerinden değildir? A) B) C) D) E)
Analjezik kullanımı Östrojene maruziyeti Naftilamin Mesanede taş Gen polimorfizmi
7-
8-
Uzun süreli ateş, künt ağrı ve idrardan ağrısız kan gelmesi şikayetleriyle hastaneye gelen 70 yaşındaki hastanın 30 yıldır günde 1 paket sigara içtiği öğreniliyor. Yapılan tetkikler sonucunda akciğerlerinde multipl şüpheli odaklar belirleniyor. Bu odaklarnda yapılan biyopsi sonucunda berrak sitoplazmalı hücrelerden oluşan solid, papiller - tübüler yapıda karsinom infiltrasyonu tespit ediliyor. Bu hastada karsinomun en olası primer odağı hangisidir?
12-Bronkioloalveoler karsinomu, tümörlerinden ayıran en aşağıdakilerden hangisidir?
A) B) C) D) E)
13-Aşağıdaki histolojik yapı ve neden olduğu akciğer tümörü eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
Neonatal ve erişkin respiratuar distres sendromunda hangi tip ateiektazi görülür? A) B) C) D) E)
9-
Akciğer Böbrek Karaciğer Santral sinir sistemi İskelet sistemi
Rezorbsiyon atelektazisi Mikroatelektazi Kompresyon atelektazisi Kontraksiyon atelektazisi Obstrüktif ateiektazi
Aşağıdakilerden hangisi Streptococcus pneumoniae pnömonisi olan bir hastada en az beklenen belirti veya komplikasyonlardan biridir? A) B) C) D) E)
Kanlı balgam Ampiyem Hipoksi Lökositoz Pnömotoraks
10-Pnömokonyozların bütün çeşitlerinde ortak olan aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Nonkazeifiye granülomların varlığı Plevral kalınlaşma Adenokanser karsinom riskinde artış Tüberküloz riskinde artış İntertisyel pulmonerfibrozis
11-Aşağıdakilerden hangisi Streptococcus pneumoniae pnömonisi olan bir hastada en az beklenen belirti veya komplikasyonlardan biridir? A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
diğer akciğer önemli fark
Tümör çapı Tümör hücrelerinin kökeni Müsin üretimi Çekirdek yapısı İnvazyon yapmaması
Nöroendokrin hücre - Adenokanser Skuamöz metaplazi - Epidermoid akciğer kanseri Nöroendokrin hücre - Karsinoid tümör Nöroendokrin hücre - Küçük hücreli akciğer kanseri Atipik adenomatöz hiperplazi - Bronkioloalveoler akciğer kanseri
14-Beyinde onarımdan sorumlu olan astrositler bu amaçla hangi proteinin üretirler? A) B) C) D) E)
Kollajen tip III Kollajen tip I LamininGranulasyon dokusu oluşumu NSE Glial fibriler asidik protein
15-Meningomiyelosel ile birlikte görülen en sık malformasyon hangisidir? A) B) C) D) E)
Sakral agenezi Arnold-Chiari Dandy - VValker Menenjiyom Dermoid kist
16-Kanamalı serebrovasküler hastalıklar hangisine bağlı olarak gelişir? A) B) C) D) E)
en
sık
Hipertansiyon Kan diskrazileri İnfeksiyonlar Travma Tümörler
Kanlı balgam Ampiyem Hipoksi Lökositoz Pnömotoraks
358-359 L.
J
17-Santral sinir sisteminde malformatif ve neoplastik olmayan kitle lezyonlarının en sık görüleni hangisidir? A) B) C) D) E)
Lipoma Epidermoid kist Dermoid kist Kolloid kist Kranyofaringeoma
18-Aşırı BOS yapımı olabilen ve etyolojide papovavirüsün rol aldığı düşünülen tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Ependimom Oligodendrogliom Miksopapiller ependimom Gangliositom Koroid pleksus papilloma
19-Erişkinde beynin en sık görülen glial tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Pilositik astrositoma Glioblastome multiforme Kraniofarengeoma Oligodendroglioma Grade II diffüz astrositoma
20-Temporal loblarda lokalize olarak epilepsiye neden olabilen en olası santral sinir sistemi tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Kraniofaringeom Schvvannom Gangliositoma Meninjiyoma Ependimoma
21-Üç yaşındaki erkek çocuğun sağ gözünde şaşılık saptanıyor. Ayrıntılı incelemelerinde iriste hamartomatöz yapıların olduğu ve subkutan yerleşimli çok odaklı nörofibromların varlığı tespit ediliyor. Bu hastada en olası tanı ve lökokori sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Von Hippel Lindau hastalığı - Retinal hemanjiyoblastom B) Nörofibromatozis tip II - Optik sinir glioması C) Tuberoskleroz - İris hamartomu D) Nörofibromatozis tip I - Retinoblastom E) Nörofibromatozis tip I - Optik sinir glioması
22-Aşağıdakilerden hangisinin görülmesi beklenir? A) B) C) D) E)
Alzheimer’da
Lewy cisimcikleri Nörofibriler yumaklar Lenfosit infiltrasyonu Psammoma cisimciği Lafora cisimcikleri
1-C, 2-E, 3-D, 4-D, 5-D, 6-B, 7-B, 8-B, 9-E, 10-E, 11 -E, 12-E, 13-B, 14-E, 15-B, 16-A, 17-E, 18-E, 19-B, 20-C, 21 -E, 22 - B
■
■
KENDİMİZİ DENEYELIM-2 1-
Çocukluk çağında nefrotik sendromu yapan en sık böbrek patolojisi hangisidir? A) B) C) D) E)
2-
3-
yetmezliğinin
7-
en
sık
Amiloidoz Diabetes Mellitus Pyelonefrit Polikistik böbrek hastalığı Kronik glomerülonefrit
Hematüri Kronik pyelonefrit Hidronefroz Squamöz hücreli mesane karsinomu Granülom yapıları
Mezengioproliferatif glomerülonefrit Membranöz glomerülonefrit Diabet Fokal segmenter glomerüloskleroz Lipoid nefroz
Legionella Pneumophila Streptekokus Pnömonia Pnemosistis Carini Pseudomonas Aureginoza Stafilokokus Aureus
ciddi
AİDS hastalığı olan 28 yaşındaki bir erkekte nefrotik sendrom saptandığında en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Panasiner amfizem Sentrlobüler amfizem Paraseptal amfizem Kompansatuar amfizem Senil amfizem
Aşağıdakilerden patojenlerden hangisinin yaptığı pnömonide yalnızca akciğerin interstisyumu tutulur? A) B) C) D) E)
9-
5-
Erişkin tipi polikistik hastalık Üremik medüller kistik hastalık Kistik displazi Basit kistler Çocuk tipi polikistik hastalık
nedeni 8-
en
kistlerle hastalığı
Genç erişkinlerde spontan pnömotoraksa sık neden olay amfizem türü hangisidir? A) B) C) D) E)
Schistozoma hematobiumun komplikasyonu hangisidir? A) B) C) D) E)
Böbrekte kortikomedüller hatta karakterize olan kistik böbrek aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
VVegener granülomatozisi Good - pasture sendromu Hemolitik üremik sendrom Alport sendromu Henoch - Schönlein sendromu
Kronik böbrek hangisidir? A) B) C) D) E)
4-
Çocuk tipi polikistik böbrek Minimal değişiklik hastalığı Fokal segmental glomerüloskleroz Hızlı ilerleyen glomerülonefrit Membranoproliferatif glomerülonefrit
Hangi böbrek patolojisi bazal membranın kalıtımsal olarak yapısal bozukluğuna bağlıdır? A) B) C) D) E)
6-
Erken ve geç dönem lezyonlarının bir arada görülebildiği akciğer hastalığı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
İdiyopatik pulmonerfibrozis Nonspesifik interstisyel pnömoni Asbestozis Kistik fibrozis Hipersensitivite pnönonisi
10-İmmotil silia sendromunun hangi hastalığa yol açması beklenir? A) B) C) D) E)
Kalp yetmezliği Hepatit Pankreatit Bronşektazi Siroz
360-361 W
\
\
11-Aşağıdaki hangisinde restriktif tipte bir akciğer hastalığı görülür? A) B) C) D) E)
Amfizem Astım Bronşiektazi Kistik fibrozis Akut Respiratuar Distres Sendromu
12-Bilateral ve multifokal yerleşen bir akciğer karsinomu büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Büyük hücreli akciğer karsinomu Bronşiyal karsinoid Skuamoz (Epidermoid) hücreli karsinom Bronkoalveolar karsinom Küçük hücreli akciğer karsinomu
13-Yutma zorluğu ve kas güçsüzlüğü şikayeti ile doktora başvuran erkek hastanın yapılan fizik muayenesinde periorbital ödem ile üst göz kapaklarında menekşe rengi deri döküntüleri ve el eklemleri ekstansör yüzlerde kabarık kırmızı erüpsiyonlar görülüyor. Hızlı kilo kaybı ve halsizlik şikayeti de olan bu hastada saptanması en olası iç organ malignitesi hangisi kaynaklıdır? A) B) C) D) E)
Akciğer Mide Pankreas Böbrek Prostat
14-Serebrovasküler hastalıkların en önemli nedeni hangisidir? A) B) C) D) E)
Atheroskleroz Vaskülitler Travma Vazospazm Hematolojik hastalıklar
15-Hayatın ilk iki dekadında görülen, tipik olarak 4.ventrikül yakınına yerleşen tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Astrositom Medülloblastom Glioblastom Ependimom Koroid pleksus papilloma
16-Genellikle çocuk çağında görülen ve lateral ventrikülde yerleşen, erişkinde görüldüğünde ise genellikle 4.ventrikülde yerleşim gösteren tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Kolloid kist Ependimom Subependimom Oligodendrogliom Koroid pleksus papilloma
17-Aşağıdaki malign tümörlerden hangisinin metastaz yapma olasılığı en düşüktür? A) B) C) D) E)
Seminom Medülloblastom Nöroblastom Glioblastom Malign melanom
18-Beyin omurilik sıvısı salgılayarak hidrosefali yapabilen beyin tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Subependimom Medülloblastom Menenjiyom Kraniofarenjiyom Koroid pleksus papillomu
19-Çocukluk yaşlarda geçirilmiş kızamık enfeksiyonuna bağlı olarak sonraki yıllarda ortaya çıkan tipik ensefalit hangisidir? A) B) C) D) E)
Periventriküler nekrotizan ensefalit Progresif multifokal ensefalopati Temporal lob ensefaliti Subakut sklerozan panensefalit Otoimmün ensefalit
20-Nörokutanöz sendromiardan Nörofibromatozis tip 1 ile birlikte sık görülen benign periferik sinir kılıfı tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Nöroblastoma Lipoma Nörofibroma Ganglionöroma Retinoblastoma
21-Aşağıdaki hastalıklardan hangisi demyelinizan hastalıklardan biri değildir? A) B) C) D) E)
Santral pontin myelinozis Akut nekrotizan hemorajik ensefalomyelit Krabbe hastalığı Akut dissemine ensefalomyelit Multiple skleroz
22-Aşağıdakilerden hangisi sıklıkla posteriorfossada görülen ve histolojik olarak benign bir tümördür? A) B) C) D) E)
Glioblastoma multiforme Rabdomiyosarkom Anaplastik astrositom Hemanjiyoblastom Retinoblastom
1-B, 2-D, 3-E, 4-D, 5-D, 6-B, 7-C, 8-A, 9-B, 10-D, 11 -E, 12-D, 13-A, 14-A, 15-D, 16-E, 17-D, 18-E, 19-D, 20-C, 21 -C, 22-D
362-363
W
ERKEK GENİTAI SİSTEM 1- Hipospadias için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Üretra penisin ventral yüzünde sonlanır Üriner enfeksiyon riski artar Hidronefroz riski artar Steriliteye sebep olabilir Tümör gelişimi artar.
Eğer erkek çocuk arkadaşlarıyla yaptığı çiş yarıştırmada birinci oluyorsa hipospadiasdan şüphelenmezsiniz, her şey yolundadır :) Üretranın penisin ventral kısmına açılmasına hipospadias, dorsal yüzünde sonlanmasına epispadias denir. Bu anormal çıkışlar darlığa neden olduklarından parsiyel obstrüksiyon yapar, üriner enfeksiyon ve hidronefroza sebep olabilir. Orifis penis tabanına yakınsa steriliteye sebep olabilir, kriptorşidi ile sık birliktedirler. Ancak hipospadias veya epispadiasın kendisi tümör gelişim oranını artırmaz.
2- Hangisi priapizm nedenlerinde değildir? A) B) C) D) E)
Kokain Lösemi Pelvis tümörleri Lerisch sendromu Orak hücreli anemi
Priapizm; ağrılı, devamlı anormal penis ereksiyonu olup cinsel istek eşlik etmez. Orak hücreli anemi, kokain, lösemi, uzun süreli cinsel aktivite, pelvis tümörleri ve enfeksiyonlarına sekonder olarak korpus kavernozumda tromboz oluşabilir. Korpus spongiosum ve glans penis olayın primer yeri değildir. Lerisch sendromu aort terminal bölümündeki tıkanmaya bağlı claudicatio intermittent ve cinsel iktidarsızlık görülmesidir. Priapizm nedeni değildir.
3- Peniste ülsere lezyon meydana getirmeyen ve cinsel yolla geçen infeksiyoz hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Herpes genitalis enfeksiyonu Sifilis Şankroid Granüloma inguinale Gonore
Peniste ülsere lezyon yapan hastalıklar Herpes genitalis enfeksiyonu, sifilis, şankroid ve granüloma inguinaledir. Gonore sık görülen bir (ABD’de) veneriel hastalıktır. Penil ülserler görülmez. Mukopürülan eksuda oluşur. Anterior üretra ve meatus hiperemik, ödemli ve inflamasyonludur ancak ülsere değildir. Granüloma inguinale Calymmatobakterium granulomatis tarafından oluşturulur. Lenfatik tıkanma ve dış genital organlarda lenf ödeme, yaygın nedbe gelişimine yol açar. Ülserler oluşturur. Şankroidin aksine lenf bezleri genel olarak fazla etkilenmez. Ülser kenarında pseudoepitelyomatöz hiperplazi oluşturabilir. Makrofajlar içinde Donovan cisimcikleri denen mikroorganizma görülebilir. Şankroid etkeni H. ducrei’dir. Dış genital organlarda ağrılı ve sifilizden farklı olarak yumuşak ülser oluşturur. İnguinal bölge lenf nodlarını etkiler, (Bubon oluşumu) sonra bunlar yüzeye açılıp kronik ülser yapabilir. Herpes simplex ağrılı, eritematöz vezikül oluşturur, bu da ülsere olabilir. Covvdry tip A inklüzyonu görülür.
4- Penisin hangi hastalığı prekanserözdür? A) B) C) D) E)
Balanitis Fimozis Bovven hastalığı Herpes simplex T.pallidum enfeksiyonu
Balanitis; glans penisin iltihabıdır.Balanopostit glans penis ve sünnet derisinin iltihabıdır. Fimozis prepisyum ağızının daralması ve glans penis üzerine çekilememesidir. Bunlar enfamasyon, hidronefroz ve skara yol açabilir. Sayılan patolojiler içinde sadece Bowen Hastalığı (yani karsinoma insitu) prekanserözdür. Yaklaşık %10 oranında invazif kansere dönüşür (Peniste skuamöz hücreli karsinom görülür ve erkekteki kanserlerin % 0,4 oluşturur. Yavaş ve sinsi seyirlidir. 5 yıllık survey % 70’dir). Oueyrat eritroplazisi de epitel displazisidir. Kansere dönüşme ihtimali Bowen hastalığından daha fazladır. Bovvenoid papülozis de karsinoma insitudur ama invaziv karsinoma ilerlemez, HPV tip 16’ya bağlıdır.
5- İnmemiş testiste en sık görülen malign tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Koriokarsinom Seminom Embrional karsinom Leydig hücreli tümör Teratom
Testis tümörlerinin %10’unda kriptorşidi hikayesi vardır. Abdominal testiste inguinalde olanlardan daha çok olmak üzere inmemiş testiste malignite oluşabilir, en sık seminom görülür. Diğer tümörler çok az oranda görülebilir. Seminom aynı zaman testiste de en sık görülen tümörüdür. 3-5. dekadlar arasında sık görülür. Erişkinde inmemiş testislerin %2-3’ünde karsinoma insitu yani intratubuler germ hücreli neoplazi bulunur. Androjene duyarsızlık sendromunda %25 ve gonadal disgenezide neredeyse %100 oranında karsinoma insitu görülür.
6- Testis tümörleri içinde en malign seyirli olan ve erken dönemde hematojen metastaz yapan hangisidir? A) B) C) D) E)
Leydig hücreli tümör Seminoma Koryo karsinom Teratokarsinom Embrional karsinom
7- Hangisi germinal olmayan testis tümörüdür? A) B) C) D) E)
Seminom Teratom Koryokarsinom Leydig hücreli tümör Embriyonel karsinom
Testis ve överin germinal - nongerminal tümörlerini öğrenmekten başka çaremiz yok. Sık sık sorgulanıyor. Testis tümörlerinin % 95’i germ hücre kökenlidir. Germinal testis tümörleri; (% 95) Seminom Embriyonel karsinom Endodermal sinüs tümörü (Yolk kesesi tümörü) Teratom Koryokarsinom Poliembriyoma Mikst tümörler (%60) Non-germinal testis tümörleri (%5); Leydig hücre tümörü Sertoli hücre tümörü Leydig hücreli tümör (intersitisyel) Överin sertoli leydig hücreli tümörüne benzer. Sitoplazmasında Reinke kristalleri görülür. Çocuklarda erken puberte, erişkinde jinekomasti ile kendini gösterir.
8- Hangi testis tümöründe ilkel glomerüloid yapılar (Schiller-Duval cisimciği) ve eozinofilik hiyaien globüller görülür? A) B) C) D) E)
Yolk sac tümörü Seminom Koryokarsinoma Teratom Embrional karsinom
Yolk sac tümörü (Endodermal sinüs tümörü); 3 yaşın altındaki erkek çocuklarda en sık görülen testis tümörüdür. Maligndir ama prognozu iyidir. Serumda alfa-feto-protein (AFP) artışı yapar. Tümör hücreleri damarlar çevresinde toplanıp, glomerülodi yapı oluşturur. Bu yapılara Schiller-Duval cismi denir.
Koryokarsinom; germ hücrelerinin trofoblastik hücre diferansiasyonu göstermesi ile oluşan oldukçaa agresif tümörlerdir. 20-30 yaş arasında sıktır. Primer tümör çok küçükken bile yaygın sistemik metastaz yapabilir.
364-365
W
DOĞRU ADRGS
TIME
9- Yirmi yaşında erkek hasta testis tümörü nedeniyle ameliyat ediliyor. Tümörün patolojisinde belirgin nükleollü anaplastik epitelyal hücrelerin oluşturduğu alveolar, tübüler ve papiller yapılar görülüyor. Tanınız nedir? A) B) C) D) E)
Kistik seminom Spermatositik seminom Embriyonal karsinom Koryokarsinom Teratom
Yukarıdaki vakada gerek yaş grubu gerekse histolojik görünümü bakımından Embriyonal karsinom tarif edilmektedir. Seminom en sık 40-50 yaş grubunda görülürken embriyonel karsinom 20-30 yaş grubunda görülür. Mikroskopik olarak hücreler tümüyle indiferansiye ve tabakalar halinde sıralanmış tübüler veya papiller yapıdan oluşur. Yolk kesesi tümörleri 3 yaş altında sıktır ama büyükte de görülebilir. Embriyonel karsinomlar testisin germ hücreli tümörlerinin yaklaşık % 40’ını oluşturur. Kanda % 90 oranında HCG ve/veya AFP yüksek ölçülür. Testisin en sık görülen germ hücreli tümörü seminomdur. Genel olarak genitoüriner sistem tümörleri içerisinde de tedaviye en iyi cevap veren tümörler testis tümörleridir. Koryokarsinom vakaların % 100’ünde HCG yüksek olarak ölçülür. Yolk sac tümörlerde % 100 alfa-Fetoprotein yüksek olarak ölçülür.
10-Testis tümörlerinden hangisi radyoterapiye daha duyarlıdır? A) B) C) D) E)
Embrionel karsinom İnfantil embrioner karsinom Seminom Teratokarsinom Koryokarsinom
Belki de en masum testis tümörü olan seminom sorgulanıyor. Hem RT duyarlı, hem de prognozu çok iyi 5 yıllık survey % 90-98’dir. Radyoterapiye çok duyarlıdır.
11-50 yaşında bir erkekte iki taraflı jinekomasti ve feminizasyon vardır. Muayenesinde testiste 1-2 cm’lik çok sayıda nodül palpe edilmektedir. Bu hastada görülen testis tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Koryokarsinom Teratom Embrional karsinom Leydig hücreli tümör Adenomatoid tümör
Testis stromal tümörlerinden olan Leydig hücreli tümör genelde 2-6. dekadlar arasında görülen benign seyirli bir tümördür. Testiste çok sayıda küçük nodül vardır. Androjen, östrojen veya her ikisini yapabilecek şekilde farklılaşabilir. Germ hücreli değildir. İnterstisyumdan kaynaklanır. Tümör puberteden önce görülürse androjen yapımına bağlı puberte prekoks, erişkinde yüksek östrojene bağlı olarak gelişen iki taraflı jinekomasti ve feminizasyon belirtileri yaklaşık 1/3 hastada görülür. Adenomatoid tümör epididimin mezodermal kaynaklı benign bir tümörüdür. Leydig hücreli tümörde Reinke kristalleri tipiktir. Schiller-Duval cisimciği, yolk sac tümöründe görülür. E. colinin neden olduğu ve histiositlerin yoğun olarak bulunduğu malakoplakide Michalis Gutmann cisimcikleri görülür.
12-İki buçuk yaşındaki bir çocukta sol testiste kitle saptanıyor. Bunun üzerine orşiektomi yapılıyor. Orşioktemi materyalinin ayrıntılı incelemesinde iyi sınırlı bir kitle olduğu, histolojik olarak, glandüler yapılar ve Schiller-Duval cisimcikleri gözleniyor. Bu çocukta ilk olarak hangi tümör düşünülür? A) B) C) D) E)
Klasik seminom Matür kistik teratom Spermatositik seminom Embryonel karsinom Yolk sac tümörü
Yolk sac tümörü (Endodermal sinüs tümörü); 3 yaşın altındaki erkek çocuklarda en sık görülen testis tümörüdür. Maligndir ama prognozu iyidir. Serumda alfa-feto-protein (AFP) artışı yapar. Tümör hücreleri damarlar çevresinde toplanıp, glomerülodi yapı oluşturur. Bu yapılara Schiller-Duval cismi denir.
13-Call-Exner cisimciklerinin görüldüğü ve erken cinsel gelişmeye yol aşabilen över tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Disgerminom Gynandroblastom Granüloza hücreli tümör Sertoli-Leydig hücreli tümör Struma överi
Patolojinin vazgeçilmezi, bitmek tükenmek bilmeyen cisimcikleri, yine karşımızda. Seks-kord stromal tümörlerden olan granüloza hücreli tümör malign potansiyelli, östrojen salgılama kapasitesi dolayısıyla prepubertede erken seksüel gelişimi, yetişkinlerde endometrial hiperplazi, endometrial karsinom ve memenin kistik değişiklikleriyle birlikte olabilen bir tümördür. Mikroskopisinde; Call-Exner cisimcikleri ve kahve çekirdeği görünümü vardır. Disgerminom seminomun överde görülen karşılığıdır. Struma överi överde bazen fonksiyone olabilen tiroid dokusu olmasıdır. Gynandroblastom granülosa-teka hücreleri ve SertoliLeydig hücrelerinin eşit karışımından oluşan bir tümördür.
14-Testiküler atrofi oluşturan hangisi bulunmaz? A) B) C) D) E)
sebepler arasında
Klinefelter sendromu Orşit Hipopituitarizm Siroz Prostat hiperplazisi
Testis atrofisine en sık kriptorşidi sebep olur. Diğer atrofi sebepleri testis kan akımında aterosklerotik daralma, son devre orşit, hipopituitarizm, uzun süre kadın seks hormonları kullanımı, karaciğer sirozu, bazı malnütrisyonlar, Prader-VVilli sendromu, radyasyon ve Klinefelter sendromudur.
15-Prostat nodüler hiperplazisi ile ilgili olarak hangisi yanlıştır? A) 75 yaşında % 95 görülür. B) Periferik bölgeleri tutar. C) Skuamöz metaplazi görüldüğünde karsinomla karışabilir. D) Kanser gelişimine öncülük etmez E) Dihidrotesteron ve östrojen oluşumunda rol oynar.
Nodüler prostat hiperplazisinde (Benign prostat hipertrofisi); olay hipertrofiden ziyade hiperplazidir. 5. dekaddan itibaren yaşla birlikte artar. 75 yaşındaki erkeklerin % 95’inde görülür. Olayın sebebi bilinmiyor ancak endokrin temeli vardır. Testesteronun biyolojik aktif metaboliti olan dihidrotestestoronun(DHT) hiperplazinin son mediatörü olduğuna inanılır. DHT hem stromada hem de bezlerde mitojenik etki gösterir. 5 alfa redüktaz inhibitörleri DHT’un etkisini azaltarak prostatik volümü ve üriner obstrüksiyonu azaltır. Östrojen reseptörlerin boşalımını artırarak prostat dokusunu dihidro testesteronun büyümeyi uyarıcı etkisine duyarlı kıldığı kabul edilmektedir. Nodüller karakteristik olarak üretranın etrafından kaynaklanır verumontanumun proksimaline drene olan bezlerde gelişir. Bu dağılım (arka lob) periferik bölgeleri tutan karsinom ile zıtlık gösterir. Periüretral bölgede görülen skuamöz metaplazi yanlışlıkla karsinom tanısı verdirtebilir. Sık idrara çıkma, noktüri, rezidüel idrar kalması, hidronefroz ve enfeksiyon görülebilir.
16-Altmış yaşında bir erkek hastanın kemiklerinde osteoblastik lezyonlar tespit edilmiştir. En olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Prostat kanseri Mesane kanseri Böbrek kanseri Kolon kanseri Pankreas kanseri
Prostatik Adenokarsinom: Erkeklerde en sık görülen, ikinci sıklıkla ölüme yol aşan tümördür. %70 olgu dışta posterior periferik zondan gelişir ve rektal incelemede palpe edilebilir Prostatik asinüs epitelinden gelişen biradenokarsinomdur. Etiyolojide ileri yaş, aile öyküsü, ırk, testesteron ve gevresel faktörler suçlanmaktadır. A, E vitamini ve selenyumun prostat ca dan koruyucu rol oynadığına dair bulgular vardır. Kemik metastazları osteoklastik ve sıklıkla osteoblastik tarzda oluşur. Erkek bir hastada osteoblastik karakterde kemik metastazı varsa ilk odak olarak prostat araştırılmalıdır. Tümör yayılımı: Komşuluk yoluyla en sık veziküla seminalis ve mesane tabanına yayılır.Hematojen yolla en sık kemiklere yayılım yapar. Kemik metastazları sıklıkla lomber vertebralarda olur. Lenfatik yayılım önce obturator nodlara, daha sonra perivezikal, hipogastrik, iliak, presakral ve paraaortik nodlara olur. Tanı transrektal USG ile konur, transrektal biyopsi ile kesinleştirilir. Kesin tanısı transrektal ultrasonografi eşliğinde yapılan tru-cut (iğne) biyopsilerinin patolojik incelenmesi ile konulur.
366-367 W
\
\
P ro s ta t K a n s e ri İç in G le a s o n S k o rla m a (G ra d e le n d irm e ) S is te m i
Gleason skor 1
Tümör çok iyi forme glandlardan oluşur, glandlar birbirine yakın durur Gleason skor II Glandlar gevşel kümeler oluşturur, birbirinden uzak durur. Gleason skor III Bir hücre tabakası içerisinde çok sayıda lümen formasyonu (kribriform yapılar=elek şekli) bulunur. Gleason skor IV III +solid yapılar vardır Gleason skor V Yanlızca solid kordon, ada ve tabakalar vardır.
P ro s ta t ve k o m ş u lu k la rı. PZ: p e rife rik z o n S Z : s a n tra l zo n
ERKEK GENİTAL SİSTEM HASTALIKLARI - SPOT RİLGİLER En sık görülen malign penis tümörü: Skuamöz hücreli karsinom Skrotal şişliklere en sık sebep olan patoloji: Hidrosel Testis tümörlerinin en sık görüldüğü yaş aralığı: 20-34 yaş İleri yaş bir erkekte en sık görülen testis tümörü: Lenfoma Üç yaşın altındaki çocuklarda en sık görülen testis tümörü: Yolk sac tümörü Reinke kristalleri; leydig hücreli tümör (Hilus hücreli tümör) için patognomiktir Prostatın en sık görülen malign tümörü: Adenokarsinom
KADIN GiNİTAl SİSTEM HASTALIKLARI 1- Vulvanın Paget hastalığı için hangisi doğrudur? A) B) C) D) E)
Pubik kemik anomalisi Lenfatik parazitik infestasyon İyi diferensiye skuamöz celi karsinom Deride intraepitelyal adenokarsinoma Vulva damarlarını dolduran metastatik tümör
Paget hastalığı; terimi meme ve meme dışı Paget hastalıklarını kapsar. Hastalık klinik olarak memede veya bir başka bölge cildinde eritemli, erozyonlu, bir plak şeklinde ortaya çıkar. Memedeki lezyonlar sıklıkla meme başını tutar. Diğer lezyon yerleri de aksilla, umblikus çevresi, skrotum ve vulva ve perianal bölge gibi apokrin ter bezi bulunan alanlardır. Deri spongiyotik dermatitteki (“egzema”) gibi bir görünüm alır ve lezyonun merkezden çevreye doğru genişlemesi Paget hastalığı için önemli bir ipucudur. Epidermiste çoğunlukla tek tek duran atipik hücre infiltrasyonu ve bazan da epidermis içinde bez benzeri yapıların oluşumu görülür. Atipik hücreler büyüktür, nukleuslarda belirgin hiperkromazi ve pleomorfizm, geniş ve genellikle şeffaf bir sitoplazma görülür. Paget hücreleri immunohistokimyasal karsinoembriyonik antijen (CEA) ile gösterilebilir ve bu bulgu lezyonun malign melanomdan ayırdedilmesinde faydalıdır. CEA pozitifliği ekrin veya apokrin duktus veya salgı yapıcı bir epitelin özelliği olup meme karsinomları ve adenokarsinomların genel bir bulgusudur. Meme başının Paget hastalığında hemen daima altta yatan bir duktai meme karsinomu vardır; perianal Paget hastalığının nedeni de rektum adenokarsinomu olabilir. Tümüyle deriye ait lezyonlarda ise Paget hücreleri %30 olguda alttaki bir ter bezi karsinomundan veya yüzey epidermisindeki keratinositlerin aberran diferansiasyonundan kaynaklanabilir.
2- Sarkoma botryoides için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Çoğunlukla 5 yaş altında görülür Üzüm salkımı şeklinde polipoid gelişim gösterir Rabdomyosarkomun bir alt tipidir Leiomyosarkomun bir alt tipidir Vajenden dışarı sarkabilir
Sarkoma botryoides; 5 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde görülen vajinadan üzüm salkımı şeklinde dışarı sarkan polipoid gelişimli, rabdomyosarkomun embriyonal alt tipi olan nadir bir tümördür. Üreme çağında vajinada en sık görülen benign tümörler rabdomiyomlar ve stromal poliplerdir. Vajende en sık primer malign tümör yassı hücreli karsinomdur. Vajendeki skuamöz hücreli karsinoma primer diyebilmek için servikste tümör olmamalıdır. Dietilstilbestrole maruz kalanlarda 17 yaş civarında clear celi adenokarsinom gelişebilir. Ama vajende en sık görülen malign tümör serviks kanserinin vajene yayılımıdır.
3- Elli yaşında bir kadında, vajen alt 1/3’ e yayılmış serviks kanseri, hidronefroz ve non-fonksiyone böbrek tesbit edilmiştir. Bu hastada tümör hangi evrededir? A) B) C) D) E)
Evre II A Evre II B Evre III A Evre III B Evre IV
Serviks karsinomu sınıflaması; Evre 0: karsinoma insitu Evre I: Tümör serviksle sınırlıdır. Evre I A: Mikroinvazif karsinom (3 mm’den az) Evre I B: Evre I A' daki diğer formlardır. Evre II: Karsinom pelvis yan duvarlarını tutmadan uterusa yayılmıştır. Vajen 1/3 alt kısmı dışında tümör ile tutulmuştur. Evre II A: Parametrial tutulum yoktur. Evre II B: Parametrial tutulum vardır. Evre III: Karsinom pelvis yan duvarlarının üstüne dek ilerlemiştir. Vajen alt 1/3 kısmına da yayılmıştır. Evre III A: Pelvis yan duvarına yayıl ım yok. Evre III B: Pelvis yan duvar tutulumu, hidronefroz ve non-fonksiyone böbrek vardır. Evre IV A: komşu organlara invazyon. Evre IV B ise uzak metastaz görülür.
368-369
V
4- Papanicolaou smear hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Skuamokolumnar bileşke örneklendiği zaman en güvenilir tarama testidir. B) Serviksin bazal, parabazal ve intermediate hücre lerini içermelidir. C) Dökülmüş olan hücrelerin örneklenmesine dayanır. D) Hücrelerin eozinofilik ve bazofilik kısımlarını boyar E) Tanısal bir testtir. Öğretici bir soru. Smear’ı bilmeden olmaz. Papanicolaou testi; servikal kanser tanısında tek başına yetersiz olan bir tarama testidir. Serviks özellikle de skuamokolumnar bileşkeden dökülen hücrelerin incelenmesi esasına dayanır. Ardından hücrelerin asidofilik ve bazofilik bölgeleri boyanır. Normal serviks mukozasında en altta tek sıralı bazal hücreler, bunun üstünde 2-3 sıralı parabazal hücreler ve bununda üstünde birçok tabakadan oluşan intermediate hücreler bulunur. Mutlaka skuamokolumnar bileşke örneklenmelidir, çünkü teorik olarak tüm servikal neoplaziler buradan başlar.
5- Bir servikal Pap smear raporunda “koilositik atipik hücre varlığı” aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) B) C) D) E)
Yüksek evreli servikal intraepiteliyal neoplazi Herpes virüs tip ll’nin sitolojik etkisi İnsan papilloma virüsün sitolojik etkisi Klamidyal enfeksiyon varlığı İnvaziv skuamöz hücreli karsinom varlığı
Basit bir soru. Koilositoz HPV’de görülür. Skuamöz hücrelerin HPV tarafından enfeksiyonu, berrak bir hale tarafından çevrilmiş buruşuk çekirdekler oluşturur. Buna koilositozis denir. Bu durumun servikste düşük veya yüksek evreli bir lezyonun göstergesi olup olmadığı kolposkopi ile elde edilecek doku örneğinden anlaşılabilir.
6- Serviks karsinomu etyolojisinde hangisi yoktur? A) İlk cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması. B) Birden çok seksüel eşin olması C) Önceki eşinde servikal kanser bulunan erkekle ilişki. D) Penil kondiloma sahip erkeklerle ilişki. E) Bir çocuklu anne Serviks karsinomunda ilk cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması, birden çok seksüel eşin olması, yüksek riskli erkek eşlerle ilişki (Örneğin: Rastgele ilişkileri olan, önceki eşinde servikal kanser bulunan veya penil kondilomlara sahip erkekler) düşük sosyo-ekonomik gruptakiler ve evlilik sayısı ve doğum sayısı ile artan oranda görülür. Bakirelerde seyrektir. HPV özellikle tip 16 ve 18 etyolojide önemlidir. Oral kontraseptifler ve nikotin riski artırır.
7- Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin genellikle benign bir seyir izler? A) B) C) D) E) S e rv ik a l d is p la z ile r
Vajinal adenozis Adenomyozis Meme dışı Paget hastalığı Endometriyal hiperplazi Adenoakantom
Adenomyozis; myometrium içinde benign eRdometrium bezlerinin ve stromanın varlığıdır. Diffüz uterus genişlemesinin ve menstrüel düzensizliklerin sık bir nedenidir ancak prekanseröz değildir. Vajinal adenozis, DES (Dietilbesterol) ilişkili bir lezyon olup berrak hücreli adenokarsinomun prekürsörüdür. Normalde çok katlı yassı epitelle örtülü vajende endoserviks kolumnar epiteli ile örtülü olanlar bulunmasıdır. Meme dışı Paget hastalığı intraepiteliyal biradenokarsinomdur. Endometrial hiperplazi, endometriyal karsinomun öncülüdür. Adenoakantom, benign bir bileşen olarak olgun skuamöz hücreler içeren adenokarsinomdur.
8- Gebelik sırasında endometrial bezlerde glandüler proliferasyon, belirgin mitotik aktivite ve selüler atipi görülen fenomen aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Adenomatoid değişiklikler Schiller-Duvall cisimcikleri Hidradenom Arias-Stella reaksiyonu Mikrokistik glandüler hiperplazi
İsminin havalı olduğuna bakmayın, normal bir gebelikte görülebilen fizyolojik bir fenomen AriasStella reaksiyonu soruluyor. Soruda anlatılan Arias-Stella reaksiyonu tüm gebeliklerin %25>inde görülür. Adenokarsinom ve endometriozisle karışabilir. Patoloğa mutlaka hastanın hamile olup, olmadığı söylenmelidir. Eğer biyopside plasental villuslar yoksa ve doktor hastanın hamile olduğunu biliyorsa bu durum iç veya dış gebeliği ilaçlar veya mol hidatiformu düşündürmelidir.
9- Kırk yaşında bir bayan kronik endometrit tanısı almışsa en olası sebep hangisidir? A) B) C) D) E)
Anovulatuar siklus Endometrial hiperplazi Rahim içi araç Myoma uteri Overgranüloza hücreli tümör
Kronik endometrit tanısı endometriumda kronik değişiklikler, parçalanmış bezler, bağ doku lifleri ve en önemlisi plazma hücrelerinin görülmesi ile konulur. Kronik endometrit: kronik gonokoksik PID’ la ilişkili olarak, milier tüberküloz yayılımı ile, tüberküloz salpenjitin direne olması, doğum ve düşük sonrası kavitede gebelik dokusunun kalması ve rahim içi araç kullananlarda görülür. Diğer şıklardaki cevaplar kronik endometrit sebebi değildir.
10-Aşağıdakilerden hangisi endometrium karsinomunun patogenezinde yer almaz? A) Endometrium adenomatöz hiperplazisi B ) Birlikte överin granüloza hücre tümörü C) Diabetes mellitus D) Endometriozis E) Şişmanlık Endometriozis bir tümör değildir ve maligniteyle açık bir ilişkisi yoktur. Endometrium karsinomunun patogenezinde en önemli faktör östrojen tedavisi veya östrojen salgılayan tümörler (över granüloza hücreli tümör) gibi uzun süreli östrojen uyarısıdır. Östrojen uyarısının bir sonucu olan adenomatöz hiperplazi sık görülen bir endometrium karsinomu öncüsüdür. Şişmanlık ve ona eşlik eden diabetes mellitus ve hipertansiyon gibi diğer durumlar periferdeki yağ hücrelerinde östrojen sentezlenebildiğinden hiperöstronizme katkıda bulunabilirler. Östrojen fazlalığına bağlı olarak örneğin hiperplaziye bağlı oluşan kanserler daha iyi diferansiye ve daha iyi prognozludurlar.
11-Endometriyal adenoakantomayı en iyi tanımlayan aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D)
Benign skuamöz bileşeni olan adenokarsinom Papiller yapılı adenokarsinom Benign glandüler bileşeni olan skuamöz karsinom Malign glandüler ve skuamöz bileşenlerin beraber olması E) Benign glandüler ve skuamöz bileşenlerin beraber olması
Endometrial__kanserlerin__%80’i__adenokarsinomdur. Adenokarsinomada benign skuamöz eleman varsa adenoakantoma denir. Sekretuar hücreler varsa sekretuar adenokarsinom isimlerini alır ve benzer daha iyi biyolojik aktivitelere sahiptirler. Malign skuamöz epiteli varsa adenoskuamöz karsinom; papiller yapı varsa papiller adenokarsinom isimlerini alırlar ve daha kötü prognoza sahiptirler. Diğer kötü prognoza sahip endometrial kanserler ise papiller seröz karsinom, berrak hücreli(clear celi) karsinom ve primer skuamöz karsinomdur.
12-Uterus miyomları için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Miyomlar menopozdan sonra nadiren ortaya çıkar Menopozdan sonra gerileyebilir Gerçek kapsüllüdür Hyalin dejenerasyon sıktır Malign dejenerasyon tartışmalıdır
370-371
W
DOĞRU ADR6S
S
e t im e
Bir yaştan sonra hemen tüm kadınların yarısında görülen miyomların özellikleri sorgulanıyor. Sık görüldüğünden TUS’da bu tip sorular çıkacaktır. Leiomyoma (Myom, fibroid); düz kastan kaynaklanan benign tümördür en sık uterusta görülür ancak fallop tüpleri, vajina, GİS (en sık midede) ve diğer yerlerde de görülebilir. Miyomların gerçek kapsülü yoktur. Ancak iyi sınırlıdır. Miyomların menopozdan sonra nadiren oluşması ve varolan miyomun büyümesinin yavaşlayıp durması östrojene bağlı olarak büyüdükleri tezini destekler. Gebelikte büyümesi hızlanır. Hyalin dejenerasyon en sık görülen dejenerasyon tipidir. Mukoid, kalsifiye, yağlı, kistik ve kırmızı dejenerasyon da görülebilir. Malignite bulgusu değildir.
13-Uterusta homolog elemanlar içeren malign miks mülleryan tümörü oluşturan yapılar hangisinde verilmiştir? A) Karsinomatöz epitel elemanları ve uterin olmayan sarkomatöz doku B) Karsinomatöz epitel elemanları ve normal uterus mezenkimine benzeyen sarkomatöz doku C) Benign epitel elemanları ve normal uterus mezen kimine benzeyen sarkomatöz doku D) Benign epitel elemanları ve uterin olmayan sarkomatöz doku E) Benign stromal elemanları ve normal uterus mezenkimine benzeyen sarkomatöz doku Malign mikst müllerian tümörler; totipotansiyel endometrial stromal hücrelerden gelişir, epitel ve stromal hücrelerinediferansiyasyonkapasitesivardır.Karsinomatöz epitel elemanları ve normal uterus mezenkimine benzeyen sarkomatöz dokudan oluşur. Sarkomatöz elemanlar uterusta bulunan mezenkimal dokuların malign karşılığı ise homolog, uterusta bulunmayan örneğin kemik, kıkırdak gibi mezenkimal elemanlar içeriyorsa heterolog elemanlar denir.
14-İlk defa hekime başvuran, hafif pembemsi vajinal akıntısı olan hastaya yapılan ultrasonografisinde uterusiçinde sıvı doku veziküler saptanmıştır. Muhtemel tanı nedir? A) B) C) D) E)
Normal gebelik Mol hidatiform Över kisti İntrauterin bebek ölümü Kronik endometrit
Bir bayan için psikolojik olarak çok yıkıcı olabilen Mol hidatiform sorgulanıyor. Mol hidatiform hafif şekilde ağrısız kanamayla seyreder USG’de “kar fırtınası manzarası” çok sayıda sıvı dolu kistik yapılar nedeni ile oluşur. Mikroskobik olarak avasküler villuslar görülürken koryokarsinomda villus yapıları yoktur. Mol Hidatiform 2 tiptir: Komplet mol hidatiformda koryonik villusların tümü anormaldir. Tipik mol hidatiformda uterus beklenen gebelik gününe göre daha büyüktür. İdrar ve serumda HCG yüksektir (Komplet molde parsiyelden daha yüksektir. Uterus kavitesi ışığı geçiren, ince duvarlı, üzüm benzeri yapılarla doludur. Koryonik villuslarda hidropik şişme vardır ve villuslarda damar yoktur. Komplet molde fetusa ait parçalar nadir görülür, koryonik villusların tümü anormaldir. Epitel hücreleri çoğunlukla diploiddir. Boş bir ovumu bir veya iki spermin döllenmesi ile oluşur. 46XX veya 46XY’dir, sadece paternal kromozomlar bulunur. %17 invaziv mole, %2 oranında koryokarsinoma dönüşür. Parsiyel mol hidatiform fetusa ait parçalar ve bir miktar normal koryon villusu içerir. Hemen her zaman triploiddir. Dolu bir ovumu bir veya iki spermin döllenmesi ile oluşur. 69 XXY veya 69 XXX olabilir. Maternal ve paternal kromozomları içerir. Nadiren koryokarsinom gelişir. Klinikte ağrısız vajinal kanama vardır. İnvazif mole; komplet molün, nadiren parsiyel molün myometriumun derinine veya damarlara penetre olmasıdır. Uterus duvarlarında kanama ve rüptür olabilir. K a d ın g e n ita l s is te m h is to lo jis i
Özellik Vilöz ödem Normal kolyon villuslarda Atipi Karyotip Trofoblast polifersayonu Serum HCG Karyokarsinom riski
Komplet mol Tüm villuslarda Sıklıkla var 46XY (diploidi) Diffuz çepeçevre Yüksek 2%
Inkomplet mol Bazı villuslarda + Triploidi (69XXY) Fokal-hafif Hafif yüksek %80) Organik nedenler (kanser, hiperplazi, polip) Kanama diskrazilari
16-Şiddetli eritroblastozis fetaliste plasenta aşağıdaki mikroskopik değişikliklerden hangisini göstermez? A) B) C) D) E)
Eritrositoz Genişlemiş kapiller Ödemli villuslar Sitotrofoblast kalıcılığı Kapillerde nükleuslu eritrositler
Eritroblastozis fetaliste fetal eritrosit sayısında azalma olur. Bu hastalıktaki plasenta immatür plasentanın birçok özelliğine sahiptir. Ayrıca sinsityal boğumlarda fazla sayıda değildir. Vasküler yetmezlik sonucunda ödem görülür. Fetus eritrosit açığını kapatmak için plasental eritopoeze başlar bunun sonucunda nükleuslu eritrositler görülür.
17-Aşağıdakilerden hangisi hastalık riskini artırmaz? A) B) C) D) E)
peivik
inflamatuar
Abortus Rahim içi araç Histerosaipingografi Oral kontraseptif Cinsel aktivitenin erken yaşta başlaması
Çok ciddi problemlere yol açabilen peivik inflamatuar hastalık sorgulanıyor. İntrauterin araçlar ve cinsel ilişkiye erken yaşta başlanması Peivik inflamatuar hastalık (PID) riskini artırır. Bakterilerin yukarı doğru çıkışını kolaylaştıran işlemler, abortus, histerosaipingografi, küretaj, RIA yerleştirilmesi gibi işlemler riski artırırken oral kontraseptif PID>a karşı projesteron ve bakteri transportunu adet kanamasını azaltarak engelleyerek PID riskini azaltır. PID>ı en çok kolaylaştıran olay adet kanamasıdır ve PID genellikle adetten hemen sonra oluşur.
18-İntrauterin araç kullanan 30 yaşındaki bir kadının pelvisinden tek taraflı tuba ovaryen apse çıkarılmıştır. Kültür yapıldığında üremesi en olası etken hangisidir? A) B) C) D) E)
Klamidya Mikoplazma S.aureus Aktinomyces Bakterioides
İntrauterin araca bağlı gelişen peivik inflamatuar hastalıktan büyük oranda Actinomyces israili patojeni sorumludur. Bu özellikle tek taraflı peivik apsenin varlığında söz konusudur. Sülfür granülleri oluşturur. Actinomyces, RIA kullanmayanlarda son derece nadirdir.
19-Stein-Leventhal sendromunda hangisi görülmez? A) B) C) D) E)
Amenore Infertilite Östrojen fazlalığı Aşırı androjen üretimi FSH yüksekliği
372-373 W
\
Orta zorlukta bir soru. Ezber bilgi istiyor. Stein-Leventhal sendromu (polikistik över hastalığı); genellikle menarş sonrası kızlarda överlerde subkortikal yerleşimli 0,5-1,5 cm çaplı multipl kistlerin fazla miktarda östrojen ve daha büyük oranda androjen salgılanmasına sekonder olarak oligomenore, hirsutizm, infertilite ve bazen şişmanlık görülmesidir. Nadiren viriiizm görülebilir. Biyokimyasal olarak aşırı androjen üretimi (östrona dönüşür), LH düzeyinde yükseklik ve FSH düzeyinde düşüklük vardır. Wedge rezeksiyonlar ile över kitlesinde azalma durumu düzeltebilmektedir. Polikistik över hastalığında tip II diabetteki gibi insülin rezistansı olabilir.
22-Psammom cisimleri içeren ve en sık görülen çift taraflı över tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Brenner tümörü Disgerminom Müsinöz kistadenom Müsinöz kistadenokarsinom Seröz kistadenokarsinom
Tüm över kanserlerinin yaklaşık %40’ını oluşturan seröz kistadenokarsinom en sık görülen malign över tümörüdür. Kistler papiller yapılar, kanama,nekroz ve çok sayıda Psammom body içerir. Benign seröz tümörleri %25’i çift taraflı iken malignlerin %65’i çift taraflıdır. Müsinöz tümörler ise seröz tümörlerle karşılaştırıldığında daha az görülür, daha az oranda maligndir ve malignleri daha az oranda çift taraflıdır.
20- Aşağıdakilerden hangisinde hCG artışı görülmez? A) B) C) D) E)
Gebeliğe bağlı karsinomlar Granüloza hücreli tümör Mol hidatiform Gebelik Non seminomatöz testis tümörü
Ovaryan ve testiküler neoplazmların salgıladıkları maddeler sıklıkla karşımıza çıkıyor. Granüloza hücreli tümörler klasik olarak östrojen salgılarlar ve hCG salgısıyla bir ilişkileri yoktur.
21- Över tümörlerinden hangisi germ hücrelerinden köken almaz? A) B) C) D) E)
Teratom Endometrioid tümör Endodermal sinüs tümörü Koryokarsinom Disgerminom
Germ hücrelerinden kaynaklanan tümörler tüm över tümörlerinin %15-20’sini oluşturur. En sık 0-25 yaş arası görülür. Teratom, disgerminom, endodermal sinüs tümörü ve koryokarsinom germ hücrelerinden kaynaklanır. Endometrioid tümör ise yüzey epitelinden kaynaklanır.
23-Meme ve uterusda atrofi, vücudda aşırı kıllanma, akne ve ses değişikliklerinin gözlendiği över tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Granüloza hücreli tümör Sertoli-Leydig hücreli tümör Disgerminom Endodermal sinüs tümörü Embrional karsinoma
Granüloza hücreli tümör hiperöstrojenizme bağlı bulgular oluşturur. Sertoli-Leydig hücreli tümör (Androblastom)’ ün endokrin aktivitesi sıklıkla androjeniktir. Amenore, meme ve uterus atrofisi de dahil maskulinizasyon, en azından defeminizasyon, kıllanma, akne, saç hattının gerilemesi, kliteromegali ve ses değişikliklerine yol açabilir.
24-20 yaşında bayan hastanın sol ovaryumunda 5 cm çapında, içinde kistik yapıların bulunduğu kitle tespit ediliyor. Kitle çıkarıldıktan sonra ayrıntılı incelemesinde tiroid follikül epitel yapılarına benzeyen bir tümör görülüyor. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Disgerminom Dermoid kist Stromaovari Fibrom Seröz kist adenom
Bu lezyon için en uygun tanımlama özelleşmiş teratom; stroma ovaridir. Disgerminom ovaryumda germ hücrelerinden gelişen teratomlardan sonra ikinci sıklıkta görülen solid tümördür. Fibrom ise ovaryumda seks kord stromal hücrelerden gelişen solid tümördür. Seröz kistadenom ise ovaryum yüzey epitelinden gelişen kistik benign tümördür.
25-Peritoneal kavitenin yumurta akını anımsatan bir materyal ile dolu ve tüm serozal yüzeylerde çok sayıda tümör implantı ve batın organlarının birbirine yapışık ise hangi overtümörü düşünülür? A) B) C) D) E)
Brenner tümörü Seröz kistadenom Seröz kistadenokarsinom Disgerminom Müsinöz kistadenokarsinom
Kliniğinin ağır olduğu birtablo olan psödomiksoma peritonei tariflenmiş soruda. Tarif edilen bulgular psödomiksoma peritoneiye aittir ve bu överin veya diğer organların müsinöz kistadenokarsinomun metastazı veya rüptürü ile oluşur. Borderline vakalarda da pseudomiksoma peritonei görülebilir. Müsinöz tümör çocukta en sık görülen över yüzey epiteli kaynaklı tümördür. Müsinöz tümörler multilokülerdir. Atipik hücreler 4 sıradan az ise borderline, çok ise ve invazyon varsa müsinöz karsinom adını alır.
26-Ağrı, pelvik kitle, hidrotoraks ve assiti olan 45 yaşındaki bayanda hangisi tümörün varlığı beklenir? A) B) C) D) E)
Meigs sendromu, hatırlanması kolay bir tablo. Soruda verilen anahtar kelimelerle aklınıza gelmesi gerekir. Överde tümör (Fibrom), sağ tarafta hidrotoraks ve asit Meigs sendromudur ve fibromda görülür. Sert, unilaterai bir tümördür. Bazal hücreli nevüs sendromu ile birlikte görülebilir. 10 büyük büyültme alanında üçten fazla mitoz varsa fibrosarkom denir. Endodermal sinüs tümörü alfa fetoproteinin belirleyici olduğu ve Schiller Duval cisimciğinin görüldüğü nadir, germ hücreli bir tümördür.
27-lmmatür teratomla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) B) C) D) E)
En sık görülen malign germ hücreli tümördür. Genellikle tek taraflıdır. İçinde saç, tırnak görülebilir. Genellikle 20 yaş üstünde görülür. Embriyonel doku içerirler.
Immatür teratomlar disgerminomdan sonra ikinci en sık malign germ hücreli tümördür. Bu tümörlerin %75’i 20 yaş altında tanı alır. Nadiren bilateraldir. Immatür teratomlar embriyonel doku içerirler. Tümörün grade’i nöro ektodermal dokunun matüritesine ve miktarına bağlıdır. Tümörlerin %40’ında saç vardır, kalsifiye kemik ise genellikle bulunur. Immatür teratomlar alfa-feto-protein ve hCG üretmezler.
28-Aşağıdakilerden hangisi germ hücreleri ve seks-kord stromal hücrelerden oluşan, seksüel anomalili olan kişilerde beklenen tümördür? A) B) C) D) E)
Gonadoblastom Fibrotekoma Steroid hücreli tümör Gynandroblastom Immatür teratom
Gonadoblastom; germ hücre + seks-kord stromal hücrelerden oluşan kombine bir tümördür. Seksüel anomali olan kişilerde gelişir. Y kromozomu taşıyan, XY gonadal disgenezi durumlarında oluşur. Risk %25’tir. Disgerminoma benzer primitif germ hücreleri ve sertoli hücresi ve granüloza hücresine benzeyen seks kord stromal hücreler birliktedir.
Müsinöz adenokarsinom Disgerminom Koryokarsinom Fibrom Endodermal sinüs tümörü
374-375 L.
A
k
g e f «m h ü c r e
Y tlZ E V C N T E L H Ü C R E L E R İ (Y O t* y « p rM k -ttra m * h ü a * tû m O rte rtl
Oken
S E K S K O flO -S TR O M A
ÖVERİİME
%$
O r« n » ı üiMık H (M o v * A.
Jk
»90
» » -» S
b«r ftk ıte n o n y a t g ru b u T ıp ı*
2 0 ya « û z a rı » Ş o rtu n lO m B r • M u o n o u * « û m *r • E n d o rn a n o tf u t o • E O c r* lu m o *
* Br*nn* u m * •KıMacRnofıpnom»
«W » 3
G-2S y * f u t * • T o rn io jn • O yagarm ınom • E n o o C rm a f j n j t M M *
•Koryafcannamt
Tüm y ttH ' • H X (V » huoM Ü M r - S * îo » ü»»og
hücr* tum*
Ö v e r tü m ö rle rin in s ın ıfla m a s ı
KADIN GENİTAL SİSTEM HASTALIKLARI - SPOT BİLGİLER En sık görülen vulva kanseri: Epidermoid karsinom Vajinal akıntının incelenmesinde Clue cell’in görüldüğü vajinit: Gardnerella vajiniti VVhiff reaksiyonu görülen vajinit: Gardnerella vajiniti Servikste en sık görülen tümör: Benign epitelyal kaynaklı polip Endometriozis’in en sık görüldüğü yer: Ovaryum Gebelikte progesteron etkisiyle oluşan karekteristik endometrium: Desidua Meme kanseri nedeniyle tamoksifen kullanan hastada gelişim riski artan kanser: Endometrium kanseri Endometrium kanserlerinin en sık görülen histolojik tipi: Adenokarsinom Berrak hücreli adenokarsinomun en sık görüldüğü organ: Över Spontan abortusta en sık görülen kromozomal anomali: Trizomi Hematosalpenksin en sık sebebi: Ektopik tubal gebelik Över stromasındaki teka hücrelerinin epitel halini alarak steroid yapımına başlamalarına verilen isim: Luteinizasyon Över tümörlerinin en sık kaynaklandığı kısım: Yüzey örtücü epiteli Över karsinomunun en sık metastaz yaptığı yer: Periton
MEME HASTALIKLARI 1- Post-menapozal normal memenin histolojik incelemesinde aşağıdakilerden hangisi görülür? A) Normal üretken çağ histolojisi görülür. B) Adipoz dokuda belirgin atrofi ve parankimde mini mal değişim C) Asiner bez ve duktal elemanlarının sayısı ve büyüklüğünün azalması ile parankimin kaybolması D) Parankim dansitesinin artması ile meme büyüklük ve sertliğinde artma E) Asiner hücrelerin sayı ve büyüklüğünün art ması, duktus lümenlerinin genişlemesi ve meme büyüklüğünün artması Menapozdan sonra meme involüsyona uğrar, yani memeyi oluşturan yağ doku ve parankim küçülür. Temel bilgi sorusu. Asiner ve duktal elemanlar azalarak gene! bir atrofi olur. Parankimal elemanların yerini yağ doku alarak memenin daha yumuşak olmasına neden olur. Memede menarşın başlaması ile terminal duktusların ucunda lobül yapıları artmaya başlar. Gebeliğin üçüncü trimesterında terminal duktus lobuler ünitteki epitelyal hücrelerde lipid içerikli sekretuar vakuoller oluşur. Ancak yüksek progesteron düzeyleri süt üretimini inhibe eder. Menstrül siklus değişiklikleri de memeyi etkiler.
2- 55 yaşında rutin meme muayenesine gelen kadının ileri meme incelemesinde duktuslarda dilatasyon, sekresyonlarin koyulaşması, belirgin periduktal ve interstisyel ( granülomatöz veya plazma hücreleri içeren reaksiyon gösteren meme biyopsisinin vardır. Multipar, sigara içmeyen hastada en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Duktal ektazi Yağ nekrozu Zuska hastalığı Periduktal mastit Lenfositik mastopati
3- Kesitlerinde yaprak şeklinde yarıklar ve çatlaklar görülen, anaplazi ve yüksek mitotik aktivite ile birliktelik gösteren stroma hücreleri bulunan tümör hangidir? A) B) C) D) E)
Intraduktal papillom Intraduktal karsinom Filloides tümör Invazif duktal karsinom Medüller karsinom
Fibroadenomlar nadiren 10-15 cm'e kadar çıkabilir. Keeit yüzlerinde yaprak şeklinde yarık ve çatlaklar (Filloides) gösterirler. Bu nedenle filloides tümör adını alır. Genellikle benigndir. Nadiren malignleşme gösterir. En belirgin özelliği anaplazi ve yüksek mitotik aktivite ile artmış stroma hücreleridir. Çevreye invazyon ve uzak metastaz yapabilir. High-grade lezyonlar sarkoma benzer. Stroma malign ve epitel benigndir.
4- Intraduktal papillom ile intraduktal papiller karsinom için hangi bulgu intraduktal papillom lehine yorumlanır? A) B) C) D) E)
Myoepitelyal hücrelerin olması Anöploidi Pseudostratifikasyon Kribriform patern Apokrin metaplazi yokluğu
Intraduktal papillom; ortalama 48 yaşında görülür. Polipoid intralüminal kitle oluşturur. 3 cm’den küçük olması “papiller karsinom”dan ayrımında önemlidir. Yumuşak, frajildir, kanayabilir. Kanlı meme başı akıntısının en sık nedenidir. Papiller bir meme lezyonunda benigniteyi düşündüren özellikler; papiller çıkıntılarda iyi gelişmiş stroma, iki tip hücre varlığı, myoepitelyal hücrelerin gösterilmesi (S-100, düz kas aktini, kaldesmon), mitoz ve nekroz yokluğu, apokrin hücre varlığı ve kribriform yapının olmamasıdır. Papillomlar multipl olduğunda karsinom riski artar.
Soruda duktal ektazi anlatılmaktadır. Meme başında çekilmeye neden olabileceği için karsinomla karışabilir. Periduktal mastit ve subareolar apsede sigara içimi %90 vardır. Zuska hastalığında duktuslarda skuamöz metaplazi görülür.
376-377 W
X
\
NORMAL T e rm in a l d u k ta l lo b ü le r unit
L o b ü le r strom a
LEZYON Kist S kle ro zan ad en o zis Küçükduktuspapilfom u H ip e rp la z i A tip ik h ip e rp la z i K an ser
w.. ı
F ib ro ad en o m P hylloides tü m ö r
M
W - *
M e m e başı v e a re o la
«r *v H
D üz kas B üyük d u k tu s la r ve D u kt e k ta z i la k tife rö z sinüsler R e k ü rre n s u b a re o le r S o liter d u k ta l p a p illo m İn te rlo b ü le r strom a Paget's h asta lığ ı
P ek to ral k a s la r
ş ife
Yağ n ekro zu Lipom Fibroz tü m ö r Psödoanjiyom atözstrom a 1 h ip e rp la z i F ib ro m atozis S arko m
Tr-j -
' J L k '~ y * " '■:7'
G ö ğ ü s d u v a rıv e k a b u rg a la r M e m e le z y o n la rın ın lo k a liza s y o n u
5- Aşağıdakilerin hangisinde lokalizasyon hastalık yanlış olarak eşleştirilmiştir?
A) B) C) D) E)
ve
Meme duktusu - Medüller karsinom Laktiferöz kanal - Intraduktal papillom Majör kanal - Sklerozan adenozis Terminal duktus - Lobüler karsinom Stroma -Fibroadenom
Fibroadenomlar memenin en sık görülen benign tümörüdür ve stromada yerleşir. 35 yaş altındaki kadınlarda görülür ve duktuslara bası yapar. Medüller karsinom majör kanallardan köken alır. Intraduktal papilloma laktiferöz kanallarda görülür. Lobüler karsinom terminal duktuslarda görülür. Komedokarsinomların çoğu majör kanallardan köken alır. Sklerozan adenozis, terminal duktus ve lobülleri içerir. Paget hastalığı meme başını tutar.
M e m e K a n s e rin in R is k F a k tö rle ri F aktör
G ö re c e li Risk
İyi Tanımlanmış Etkenler Coğrafi Faktörler Yaş
Değişik bölgelerde farklılık göstermekte 30 yaşın üzerinde risk artmakta
Aile öyküsü Birinci derece yakınında meme kanseri Premenopozal Premenopozal ve bilateral Premenopozal ve bilateral
1.2-3.0 3.1 8.5-9.0 4.0-5.4
Menstrüel öykü Menarş yaşı 55
1.3 1.5-2.0
Gebelik 25-29 yaşlarında ilk canlı doğum 30 yaşın üzerinde ilk canlı doğum 35 yaşın üzerinde ilk canlı doğum Doğum yapmamış kadınlarda
1.5 1.9 2.0-3.0 3.0
Gebelik Atipi içermeyen proliferatif hastalık Atipik hiperlazi içeren proliferatif hastalık Lobüler karsinoma in situ
1.6 >2.0
7- Puberte öncesinde veya genç kadınlarda sık görülen, kapsül, stromal proliferasyon ve yarık şeklinde duktusların görüldüğü meme lezyonu hangisidir? A) B) C) D) E)
Fibrokistik değişiklik Meme duktus ektazis Intraduktal papillom Fibroadenom Fibrosarkom
Fibroadenom:__memenin__en__sık__görülen__benign tümörüdür. Atipi göstermeyen proliferatif değişikliklerden biridir. Gelişiminde östrojen salgısı rol oynayabilir. Belirgin kapsül içeren bu tümör genellikle puberte esnasında ve genç kadınlarda rastlanır. 3 cm'den küçük, iyi sınırlı ve serttir. Menstrüel siklusun geç döneminde ve hamilelikte büyüyebilir. Postmenapozal dönemde geriler, kalsifiye olabilir. Sıklıkla multipl ve bilateraldir. Mammografide popcorn tarzı kalsifikasyon gösterir. Siklosporin A kullananlarda böbrek nakli sonrası fibroadenom gelişebilir. Sklerozan adenozis ve papiller apokrin değişiklikler varsa "kompleks özellikler" içeren fibroadenom denir, karsinom riski 1,5-2 kat artar. Malignleşme %0,1 oranındadır ve çoğu DCIS ve LCIS'tır.
6.9-12.0
Az Tanımlanmış Faktörler Ekzojen östrojen, Oral konstraseptif, Obezite, Aşırı yağlı diyet, Alkol kullanmımı, Sigara içimi
Bilimoria MM, Morrow M: The vvomen at increased risk for breast cancer: evaluation and management strategies. CA Cancer J Clin 46:263, 1995’den geniş ölçüde değiştirilerek alınmıştır.
6- En fazla meme kanseri şüphesi uyandıran bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Her iki memede difüz nodülarite Sol meme alt iç kadranında tek bir nodül Sağ meme üst dış kadranında tek bir nodül Her iki memede multipl kistik kitleler Adetten önce görülen memede kitle
Tek, sert nodülün kanser olma ihtimali daha fazladır. Meme kanseri en sık üst dış kadranda (%50) olur. Post menapozal kadın memesinde her sert kitleden biyopsi alınmalı veya aspirasyon yapılmalıdır.
8- Memede genellikle multifokal ve sıklıkla bilateral kitle oluşturan, apokrin metaplazi, adenozis görülen ve atipi derecesi ile malignleşme riski artan lezyon hangisidir? A) B) C) D) E)
Fibroadenom Fibrokistik değişiklik Intraduktal papillom Yağ nekrozu Paget hastalığı
Meme lezyonları birbiriyle karıştırılabiliyor, fibroadenomla fibrokistik değişiklik gibi, hata yaparsanız soru gider. Fibrokistik değişiklik; genellikle multifokal ve sıklıkla bilateral olan, kistik dokular, artmış bağ doku, adenozis, apokrin metaplazi görülen ve epitel atipisi olmadığında malign dönüşmenin yok veya minimal olduğu, ancak atipi arttıkça riskin arttığı bir hastalıktır ve en sık görülen meme lezyonudur. Dikkat ediniz, en sık görülen benign meme tümörü fibroadenomdur, Intraduktal papillom en sık kanlı meme başı akıntı sebebi olan tümördür.
378-379 A
NORMAL
PAGET HASTALIĞI
Deri yüzeyinde soyulma Epidermis içinde Paget's hücreleri
Areola düz kası Derinin normal skuamöz epitel
DCIS ile tutulmuş duktus
İki tabakalı kuboidal epitel
P a g e t H a s ta lığ ı
10-Meme kanseri için hangisi risk faktörü değildir?
9- Meme karsinomu nedeniyle aksiler lenf nodu diseksiyonu yapılan bir hastada gelişen kol ödeminin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Yüksek kan hidrostatik basıncı Azalmış plazma ozmotik basıncı Lenfatik obstruksiyon Sodyum ve su retansiyonu Inflamasyon
Lenf nodu diseksiyonuna bağlı olarak eksize edilen koltukaltı bezlerine lenfatik drenaj olmaz. Sonuçta kol ödemi görülmesi beklenen bulgulardandır.
A) B) C) D) E)
Ailede meme kanseri öyküsü Çok çocuk doğurma Bir memede önceden kanser varlığı Fibrokistik değişiklik Östrojen düzeyi yüksekliği
Yine bir kanser risk faktörlerini soran, sonraki yıllarda çıkması beklenen sorulardan. Kırk yaş üzeri, ailede birinci derece akrabasında meme kanseri öyküsü olan, çocuk doğurmamış veya geç yaşta gebe kalanlar, diğer memede önceden kanser varlığı, fibrokistik değişiklikler (atipi varlığı) ve östrojen yüksekliği risk faktörleridir. Emzirmenin koruyucu etkisi vardır. Endometrium karsinomu, obezite, yaşamın cinsel olgunluk süresi yani erken menarş ve geç menapozda risk artar. Intraduktal papillom tek olduğunda daha yüksek kanser beraberliği riskine sahip değildir. Multipl papillom (papillomatozis) varlığında ise kanserle beraberlik belirgin derecede artmıştır. Radyasyon özellikle 30 yaş altında maruz kalma önemlidir. Meme kanserlerinin %13'ü kalıtsaldır ve bunların bir kısmında DNA tamir genlerinden BRCA 1 ve 2 mutasyonları vardır. ERB-B2 protoonkogeni varlığında risk artar.
11-Ostrojen reseptörü pozitif olan meme kanserleri için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Cerrahi, radyoterapi ardından tamoksifen verilmesi ile %100 kür şansı vardır. B) Östrojen reseptörü negatif olan tümörlere göre prognozu daha iyidir. C) Metastatik hastalık rekürrensine yaklaşım açısından önem taşımaz. D) Hormon tedavisine cevap vermez. E) Başlangıç tedavisini etkiler ancak rekürren tümör tedavisine etkisi yoktur. Östrojen hormonal tedaviye hastaların %60‘ında olumlu cevap vardır. Östrojen reseptörü negatif tümörlerde bu oran %10'dur. Östrojen reseptörü pozitif tümörlerde sağ kalım çok az artmıştır ancak uzun süreli sağ kalım oranı çok düşüktür. Tamoksifen verilmesi venöz tromboemboli, endometrium hiperplazisi ve kanseri ile katarakt gelişimini artırabilir. M e m e c a H is to lo jik T ip le ri ve Tedavi S o n ra s ı 10 Y ıllık S ü rv i O ra n la rı
intraduktal karsinom Tübüler kanser Papiller kanser Medüller ve Müsinoz kanser İnvaziv Lobüler kanser İnvaziv Duktal kanser Taşlı yüzük hücreli kanser
%75 >%65 %65 %58 %34 %29 1 10
40
Kemik yüzeyinde çıkıntı, histolojik olarak normal kemiğe benzer Gardner send romunda oluşur. Ağrılıdır. Kortikal tümörlerdir. Perferde kemik trabekülleri, merkezde nidus Osteoid osteomla aynı içeri modüler kaviteye doğru düzensiz ve dışsrı korteksi destrükte edecek şekilde büyür. Malign sarkomatoz hücreler osteoid sentezi yaparlar. Paget hastalığı komplikasyonu ile oluşur.
K ık ırd a k y a p a n tü m ö rle r
Osteokondrom (Ekzostozis) Kondrom (Ekzostozis)
Uzun tübüler kemiklerin metafizi. 10-30 Diz eklemi çevresi El ve ayakların küçük kemikleri 30-50
Kondromiksoid fibroma Kondroblastoma
Uzun tübüler kemiklerin metafizi. Diz eklemi çevresi kemiklerinin epifizi
20 20-30
Kondrosarkom
Omuz, pelvis kemikleri
40-60
Dev hücreli tümör
Uzun kemiklerin epifizleri
20-30
Evving sarkomu
Uzun kemiklerin Diofiz ve metofizleri Distal femur-proksimal tibia metafizi
10-20
Üzeri kıkırdakla kaplı kemik çıkıntı. Kodeksten dışarı çıkar Normal kıkırdağa benzer iyi sınırlı tümör Kemiklerin medüllasına doğru gelişirler Kondrosarkomu taklit eder Polihedral kondroblastlardan oluşan sellülerite Lobule çekirdekli kondroblastlar. Miksoid stroma Nonneoplastik osteoklastik tip dev hücreler vardır. Kalsifikasyonu alanlarında Chicken Wire görünümü Modüler kaviteden gelişir korteksi aşındırır. İyi diferansiye veya anaplastik olabilir
D iğ e r k e m ik tü m ö rle ri
Fibroz kortikal defekt / Nonossifıying fibroma
>2 yaş
Medüller kaviteden gelişir korteksi aiındırır. iyi diferansiye veya anaplastik olabilir. Modüler kaviteden gelişirler. Sitoplazmaları glikojen içeren PAS (+) küçük yuvarlak hücreler. Agresif seyirlidir. 2 yaşından büyük çocuklarda %30-50 bulunur. Bir gelişim bozukluğu olduğu kabul edilir. %50 vakada multiple ve bilateraldir.
16-Yirmi yaş altındaki gençlerde, uzun kemiklerin sıklıkla metafizini tutan, ana kemik korteksi ile devamlılık gösteren ve kıkırdak dokusu ile örtülü kemik tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Osteokondrom Dev hücreli tümör Kondrom Osteoid osteoma Osteosarkom
Kemik neoplazmlarmda ayırıcı olarak kemiğin hangi bölgesini tuttuğuna göre sınıflandırmak, soruları çözmede ciddi pratiklik sağlayacaktır. Osteokondrom %30, Dev hücreli tümör %20, Kondrom %10, Osteoid osteoma %10 sıklıkla görülen benign kemik tümörleridir. Osteokondrom (egzositoz) 20 yaş altında uzun kemiklerin özellikle femurun metafizinde görülür ama epifizeal kıkırdaktan kaynaklanır. Lezyonlar tek veya çok olabilir. Osteokondromda kıkırdak cap vardır, büyüme plağı kapanınca büyümesi durur. Genellikle asemptomatiktir. Çıkarılması genellikle gerekmez. Malignite belirtileri; >8 cm, çap > 3 cm ve irregüler cap’tır. Daha çok herediter sendromlarda, nadiren kondrosarkom veya diğer sarkom tipleri gelişebilir.
İlk iki dekadda en sık görülen yumuşak doku sarkomu rabdomyosarkomdur. En sık baş ve boyun bölgesi sonra genitoüriner traktus ile retroperitoneal bölgede görülür. %66 oranında Embrional tip rabdomyosarkom görülür. Bu orana sarkoma botryoidesde dahildir. 10 yaş altı çocuklarda tipik olarak nazal kavite, orbita orta kulak, prostat ve paratestikuler bölgede yerleşir. Alveolar rabdomyosarkom ekstremite derin kaslarından çıkar. Pleomorfik rabdomyosarkom yetişkinde derin yumuşak dokudan çıkar. Rabdomyosarkomlar oldukça malign tümörlerdir. t(2:13) translokasyonu ile myogenin ve Myo D1 ekspresyonu tanıda faydalıdır.
19-Gut hastalığı için hangisi yanlıştır?
17-Genç erkeklerde sık görülen, ağrılı ve radyolojik olarak nidus görüntüsü veren tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Dev hücreli tümör Kondrosarkom Osteoid osteoma Kondrom Osteokondrom
Osteoid osteoma; daha çok genç erkeklerde görülür. 2 cm’den küçüktür, osteoblastların PGE2 üretimine bağlı olarak geceleri daha şiddetli olan aspirin ile hafifleyen ağrı tipiktir. Radyografide nidus görünümü vardır. En sıkfemur, tibia ve humerusta görülür. Uzun kemiklerin metafizyal bölgesinde ve vertebra pediküllerinde yerleşir. %85 kodekste, %13 medullada başlar. Yüksek seviyelerde prostoglandin tespit edilir. Osteoblastom; histolojiside osteoid osteomaya benzer, ancak daha sık olarak vertebrada yerleşir ve aspirinle geçmeyen ağrılar vardır.
A) B) C) D) E)
Hiperürisemi vardır Tofüs oluşumu Artrit Eklemde kalsiyum birikimi Hipoksantin fosforibozil transferaz eksiktir
Gut hastalığı; pürin metabolizmasının son ürünü olan ürik asit metabolizmasının hastalığıdır. Ürik asit yapımı artışı veya atılımının azalmasına bağlı olarak oluşan hiperürisemi sonucu akut ve kronik artrit gelişir. En sık ayak baş parmağı etkilenir. Tofüs oluşur. Eklemlerde monosodyum ürat birikir. Lösemi, lenfoma tedavisi sırasında hızlı hücre yıkımı veya böbrek yetmezliğinde atılımın azalmasına bağlı olarak hiperürisemi oluşabilir (sekondergut). Gutta eklemlerden sonra en sık tutulan organ böbreklerdir. Ürat nefropatisi gelişir. Ürik asit sentezinde hipoksantin fosforibozil transferaz enzimi eksikliği önemli rol oynar. Bu enzimin tam eksikliği Lesch-Nyhan sendromuna neden olur (aşırı ürik asit atılımı, mental retardasyon, self, mutilizm vardır). Von Gierke hastalığı da hiperürisemi oluşturduğu için nadiren gut benzeri semptomlar oluşturabilir. Psödogut ve chondrocalsinozisde kalsiyum pirofosfat kristali birikir.
18-Çizgili kas tümörleri içinde en sık görülen ve en sık baş ve boyun bölgesini tutan tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Embrional rabdomyosarkom Alveolar rabdomyosarkom Pleomorfik rabdomyosarkom Anjiosarkom Leiomyosarkom
20-Radyolojik olarak sabun köpüğü görünümlü litik lezyonlar ve histolojik bulguların tümörün biolojik davranışı hakkında tam olarak bilgi vermediği tümör hangisidir? A) B) C) D) E)
Multipl myelom Kondrosarkom Evving sarkom Dev hücreli tümör Osteosarkom
400-401 A
Dev hücreli kemik tümörü (osteoklastom); genelde benign ancak lokal olarak agresif davranabilen bir tümördür. Yeterli eksizyon yapılmadığında % 50 oranında tekrarlar ve sarkoma dönüşme ihtimali artar. 20-40 yaş arası, bayanda sıktır. Epifizyal bölgede en sık distal femur, distal radyus ve proksimal humerusta görülür. Bu tümör iskelet gelişimi açısından immatür kişilerde görülmez, iyi huylu kemik tümörlerinin %20’sini oluşturur. Mikroskobisinde osteoklast tipi multinükleer dev hücreler vardır. Radyolojik olarak sabun köpüğü litik lezyonlar vardır. Mikroskobisi ile davranışını tahmin etmek zordur. Nekroz, hemoraji ve reaktif kemik oluşumu da sık görülür. K e m ik T ü m ö rle ri S ık Y erleşim Yerleri
Yaş (y ıl)
M o rfo lo ji
Osteoma
Yüz Kemikleri, kafatası
40-50
Osteoid osteoma
Femur ve tibia metafizi
10-20
Ostoblastom
Omurga
10-20
Kemik yüzeyine bağlı ekzofitik gelişimler, histolojik olarak normal kemiğe benzer Ağrılı kortikal tümörler; histolojik olarak ham kemik trabekilleri ağı Vertebra transvers ve spinoz çıkıntılarında gelişir; histolojisi osteoid osteomaya benzer
Distal femur, proksimal tibia ve humerus metafizleri Femur, humerus, pelvis
10-20
T ü m ö r Tipi K e m ik Yapan İYİ HU Y LU
K Ö TÜ HU Y LU
Primer osteosarkora
Sekonder osteosarkora
>40
Dışa doğru büyüyerek periostu kaldırır, içe medular kaviteye doğru büyür; mikroskopik olarak osteoid yapan maliga hücreler, kıkırdak da olabilir Poliostotik Paget hastalığı komplikasyonu, histolojik olarak primer osteosarkoma benzer
K ık ırd a k Yapan İYİ HUYLU
Osteokondrom Kondrom
Uzun tübüler kemiklerin metafizi El ve ayakların küçük kemikleri
10-30 30-50
Kıkırdak bir başlıkla örtülü kemik çıkıntılar, tek ya da çoklu ve herediter olabilir Normal kıkırdağa benzeyen iyi sınırlı tek tümör; kemiğin medüller kavitesinde ortaya çıkar; nadiren çoklu ve herediter
K Ö T Ü HU Y LU
Kondrosukom
Omuz ve pelvis kemikleri, proksimal femur, kaburgalar
40-60
Medüller kavitede oluşur ve kodeksi aşındırır; mikroskopik olarak iyi diferansiye kıkırdak benzeri ya da anaplastik
Uzun kemik epifizleri
20-60
Kodeksi aiındıran litik lezyon; mikroskopik olarak osteoklast benzeri dev hücreleri ve yuvarlak-iğ şekilli mononükleer hücreler; çoğu benign Medüller kavitede oluşur; mikroskopik olarak glikojen içeren küçük yuvarlak hücre tabakaları; agressif neoplazi
D iğ e r
Dev hücreli tümör (genellikle benign)
Evving tümörü (malign) Diafiz ve metafiz
10-20
21-On beş yaşındaki bir erkek hasta bacak ağrısı ve şişme şikayetiyle geliyor. Radyografik incelemesinde alt ekstremitesinde Codman üçgeni görülmekte ise en olası tanı nedir? A) B) C) D) E)
Osieokondrom Kondrosarkom Multipl myeiom Osteosarkom Osteomyelit
Sorularda sevilen bir metod olark, özgün bir radyolojik lezyonun hangi patolojiye ait olduğu sorgulanmış. Osteosarkom neoplastik hücrelerin osteoid yapımı ile karekterize oldukça malign bir kemik tümörüdür. Uzun kemiklerin metafizer uçlarından gelişir. En sık görülen primer malign kemik tümörüdür. 10-20 yaş arasında ve genç erkeklerde daha sıktır. Sporadik tümörlerde de Retinoblastom geni mutasyonu sıktır. %60 diz çevresinde, %15 kalça eklemi, %10 omuz, %8 çenede görülür. Yaşlılarda Paget zemininden, kemik infarktından ve ışınlama sonrası görülür. Radyolojik olarak Codman üçgeni görülür. 5 yıllık survey %5-20'dir. En sık akciğere metastaz yapar. Retinoblastom (Rb geni) ve LiFreumeni sendromu (p53 geni) ile sık birliktelik gösterir Kötü prognoz; Paget's, radyasyona bağlı olanlar, multifokal, fokal dediferensiye olanlar ve telenjiektatik tip. Yaş ve cinsiyetin prognoza etkisi yoktur.
22-Eklemlerinde ürat kristallerinin görüldüğü ve self mutiiizasyon görülen hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Fabry hastalığı Hunter sendromu Hürler sendromu Lesch Nyhan sendromu Cori hastalığı
Gut hastalığında başta ayak baş parmağı olmak üzere eklemlerde ürat kristallerine bağlı ağrı atakları belirgindir. Lesch-Nyhan sendromu hipoksantin guanin fosforibozil transferaz (HGPRT) enziminin total eksikliği ile sadece erkeklerde görülür.Pürin metabolizmasında yetersizlik ile sonuçlanır ve aşırı ürik asit üretimi görülür. Gut, mental retardasyon, koreatetoz, spastisite, self mutilasyon ve agresif davranış görülebilir.
23-Sinovyal sarkom için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
15-35 yaş arası sıktır Alt ekstremitede sıktır Bir kaç haftalık klinik öykü vardır Bifazik pattern görülür Prognoz kötüdür
Biraz zor bir soru, tabi çalışırken sinoviyal sarkoma burun kıvırmışsanız. Sinovyal sarkom; 20-40 yaş arası daha sık olmak üzere her yaşta görülebilir. X kromozomu ile 18. kromozom arasında resiprokal translokasyon vardır. En sık alt ekstremitelerde, diz, ayak ve ayak bileğinde oluşur. Tendon eklem veya bursaların bulunduğu her yerde görülür. Tüm yumuşak doku sarkomlarının %10'unu oluşturur. Sıklıkla iyi sınırlıdır, ağrılı olabilir.Tanı öncesi uzun bir klinik süreci vardır. 6 ay, 2 yıllık öykü sıktır ve bazen 10 yıl kadar uzun olabilir. Radyolojik olarak kalsifikasyon görülebilir. Prognozu kötüdür. Akciğere sık metastaz sıktır. Histolojik olarak epitelyal ve spindle hücrelerden oluşan bifazik pattern vardır.Tümör hücreleri diğer sarkomlardan farklı olarak keratin ve EMA ile pozitif boyanır.
24-Kaslarda hipotoni, splenomegali, kardiomegaii ve kardiopulmoner yetmezlik nedeniyle üç yaş altında ölümüm görüldüğü hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Cori hastalığı Mc Ardle hastalığı Von Gierke hastalığı Gaucher hastalığı Pompe hastalığı
Pompe tip II; glikojen depo ve aynı zamanda lizozomal depo hastalığıdır. Alfa 1-4 glikozidaz eksiktir. Glikojen karaciğer, kalp ve iskelet kasında birikir (Pompe=pump). Kardiomegaii, kas hipotonisi ve splenomegali vardır. Kardiopulmoner yetmezlik sonucu üç yaş civarında ölürler. Cori hastalığında debranching enzim, amilo 1-6 glikozidaz eksiktir. Hepatomegali ve hipoglisemi görülür. Von Gierke tip I hepatorenal glikojenoziste Glukoz 6 fosfataz eksiktir. Hepatomegali, renomagali ve hipoglisemiye neden olur. Konvülzüyona yol açabilir. Hiperlipidemi ve hiperürisemi gut ve deride ksantomlar oluşur. Trombosit disfonksiyonuna bağlı kanama olabilir. Uzun yaşayan hastalarda hepatik adenom gelişebilir.
402-403
W
\
G lik o je n d e p o h a s ta lık la rı S ay ıs a l
E p on im
E n zim E ks ik liğ i
K lin ik b u lg u la r
L a b o ra tu v a r
T ip
Tanı
b u lg u la rı
H e p a tik fo rm la r
1
Von Gierke
Glikoz-6fosfataz
III
Cori
Debrancher
IV
Anderson
Brancher
VI
Hers
VIII
Yok
Karaciğer fosforilazı Fosforilaz Betakinaz
Artan laktat, piruvat, trigliserid, kolesterol, ürik asit Normal laktat ve ürik asit, kolesterol, trigliseridler Artan transaminaz normal glikoz toleransı Minimal
Azalan enzim aktivitesi veya karaciğer biyopsisinde artan glikojen Karaciğer, kas lökositlerde ya da eritrositlerde enzim ölçümü
Siroz, hepatosplenomegali, asit, karaciğer yetersizliğinde erken ölüm Hafif hepatomegali, hafif hipoglisemi Belirgin hepatomegali, cinsiyete Minimal bağlı hastalık
Normal karaciğer glikojeni
Masif kardiyomegali, hipotoni kardiorespiratuar yetersizlikten erken ölüm; erişkinlerde hafif şekli Egzirsizde kaslarda ağrı ve kramplar, rabdomiyolizis
Artan CPK
Lökositlerde enzim ölçümü
Masif hepatomegali, kısa boyluluk, gelişme geriliği, ağır hipoglisemi retine lezyonları Tip l’e benzer fakat, daha hafiftir; erişkinlerde miyopati
Karaciğerde enzim ölçümü, karaciğerde artan glikojen Lökositlerde enzim ölçümü
K as tip le ri
II
Pompe
Alfa-1.4 glikozidaz (asit maltaz)
V
McArdle
Kas fosforilazı
25-Mukopolisakkaridozlar olarak bilinen hastalıkların temel belirtileri arasında olmayan hangisidir? A) B) C) D) E)
Hepatomegali Kas güçsüzlüğü iskelet deformiteleri Koroner arter hastalığı Kardiak valvüler lezyonlar
Mukopolisakkaridozlar; spesifik lizozomal enzim eksikliği ile oluşur. Mukopolisakkaridler özellikle mononükleer fagositik sistemde birikir ve hepatosplenomegaliye yol açar. Koroner arter ve valvüller genellikle tutulmuştur. İskelet sisteminde baş büyük ve uzun, burun geniş ve basıktır. Kas güçsüzlüğü daha çok glikojen depo hastalıklarında görülür.
Zaman zaman artan Kas biyopsisinde artan glikojen CPK, egzersizlerde ve azalan enzim aktivitesi kanda laktat yokluğu
26-Palmar aponevrozun kontraktür ve hipertrofisi sonucu özellikle IV. ve V. parmaklarda fleksiyon kontraktürü oluşmasına ne ad verilir? A) B) C) D) E)
Carpal tünel sendromu Volkman kontraktürü Dupuytren kontraktürü Peyronie hastalığı De Quervain hastalığı
Dupuytren kontraktürü; palmar fasyada %50 oranında bilateral, yavaş ilerleyen fleksiyon kontraksiyonu gelişmesidir, özellikle elin 4.-5. parmaklarında kontraktür vardır. Penil fibromatozise Peyronie hastalığı denilir. De Oeurvain hastalığı baş parmak ekstensör kılıfının daralmasıdır.
27-X'e bağlı resesif geçişli ve sıklıkla erkek çocuklarda pelvis kuşağı kaslarını tutan, çocuk yürümeye başlayınca bulguların ortaya çıktığı ve kreatin kinazın yüksek olduğu hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Myastenia graves Becker distrofi Trişinoz Duchenne musküler distrofi Poliomyelit
Genetik kaynaklı, ilerleyici bir motor nöron hastalığı sorgulanıyor. Duchenne__ musküler__ distrofi__ (DMD):__ musküler distrofilerin en ağırı ve en sık görülenidir. X'e bağlı resesif olarak geçer. Erkeklerde sıktır. Baldır kaslarında psödohipertrofi görülebilir. Çocuk yürümeye başlayınca sandalyeden kalkmada, ayağa kalkmada, yürümede zorluk görülür. Solunum kaslarını da tutması sebebiyle yaklaşık 20 yaşlarında ölüm sıktır. Kreatin kinaz seviyesi yüksektir. Becker musküler distrofi(BMD) Duchenne musküler distrofiye göre daha hafif klinik gösterir. Distrofilerde kas dokusunun yerini yağ ve bağ doku alır. Lif boyutları arasında belirgin fark vardır, hipertrofik ve atrofik lifler görülür. İmmünohistokimyasal olarak DMD'de distrofin gösterilemezken, BMD'de azalmış miktarda distrofin bulunur.
28-Grip benzeri bir hastalıktan sonra akut olarak başlayan asendan paralizi, derin tendon refleksleri kaybı ve BOS'ta protein artışı görülen hastadan yapılan periferik sinir biyopsisinde segmental demyelinizasyon ve akson hasarı tespit edildi ise en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Tip 2 kas atrofisi Guillane-Barre sendromu Myastenia gravis Lepra Denervasyon atrofisi
Guillane-Barre sendromu (akut inflamatuar demyelinizan poliradikülopati); distalde başlayıp proksimale ilerleyen paralizi (asendan paralizi) ile karakterizedir. Histolojik olarak spinal sinir kökleri ve periferal sinirlerde inflamasyon ve demyelinizasyon vardır. Hastaların 2/3'ünde influenza benzeri hastalık vardır. Campylobacter jejuni, CMV, EBV ve Mycoplazma pnomonia da neden olabilir. Plazmaferez tedavide etkili olabilir. Tip 2 kas lifleri hızlı hareketten sorumludur. pH 4.2'de ATPaz boyası ile açık renkli, pH 9.4'te koyu renkli boyanır. Lipid içeriği azdır. Glikojen boldur. Hızlı kasılır. Rengi beyazdır. Tip 2 atrofisi daha çok uzun süre yatalak kalan hastalarda görülür.
29-30 yaşında bayan hastada ilerleyici yaygın güçsüzlük ve diplopi vardır. Egzersizle kas güçsüzlüğünün önce ekstrensek göz kasları, yüz ve dilde görüldüğü gözlenmiştir. Asetil kolin reseptörlerine karşı antikorun tespit edildiği hastada olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Myastenia graves SLE Duchenne müsküler distrofi Becker distrofi Polimyozit
Klasik bir tablo, göz kapaklarında günün ilerleyen vakitlerinde güçsüzlükle başlayan klinik tanımlanmış. Üstelik hangi hücresel yapıya karşı gelişen antikorların sorumlu olduğu dahi söylenmiş. Sadece "Myastenia graves" denmemiş. Myastenia graves: Genç kadında generalize kas güçsüzlüğü ve ekstraoküler kas tutulumu olan 3-4. dekadda kadınları sık tutan bir hastalıktır. Myastenia graviste nöromusküler kavşakta asetilkolin reseptörlerine karşı antikor gelişir. Anti-kolinesteraz ajanlarla yapılan Tensilon testi en tanısal testtir. Kadında sıktır. Timik hiperplazi %70 hastada, timoma %15 hastada görülür. Timektomiden sonra klinik hafifler.
30-Radyasyona maruz kalma sonucu en sık görülen yumuşak doku tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Sinovyal sarkom Leiomyosarkom Fibrosarkom Malign fibröz histiositom Rabdomyosarkom
Radyoterapi sonrası en sık görülen yumuşak doku sarkomu Malign fibröz histiositom(MFH)dur. MFH aynı zamanda en sık görülen yumuşak doku tümörüdür. Postradyasyon yumuşak doku sarkomlarından en sık görüleni MFH'dur ve %70'ini oluşturur. Sonra sırasıyla osteosarkom, fibrosarkom, kondrosarkom ve anjiosarkom gelir ve çoğu high-gradelidir. Snovyal sarkom tipik olarak bifazik pattern gösterir. 15-35 yaş arası daha sıktır.
404-405 V
\
31-On yaşında bacakta bölgesel ağrı, hassasiyet ve ateş şikayeti ile gelen çocuğun radyolojik incelemesinde soğan zarı görünümü ile çevre dokuya yayılım varsa en olası tanı nedir? A) B) C) D) E)
Osteosarkom Multipl myelom Evving sarkom Lenfoma Nöroblastom
Evving sarkom; 10-15 yaş arasında daha çok uzun kemiklerde (özellikle femur ve pelvisin yassı kemikleri), ayrıca orbita, yumuşak doku, meninks gibi beklenmeyen yerlerdede rastlanabilen bir tümördür. Çocuklarda osteosarkomdan sonra ikinci en sık malign tümördür. Medüller kavitede ve sıklıkla metafizde ve diafizde oluşur. Kemiği invaze eder. Radyolojik olarak kemik şaftı etrafında yeni kemik oluşumuna bağlı soğan zarı görünümü vardır. Mikroskobik olarak sitoplazmada PAS pozitif granül içeren hücreler görülür, MIC 2 (CD 99) pozitiftirler. Bu hücreler nöroblastom, VVilms, lenfoma ve rabdomyosarkom gibi küçük yuvarlak mavi hücreli tümörler ile karışır. 11 ve 22. kromozomlarda resiprokal translokasyon gösterilmelidir. Klinik olarak lokal ağrı, duyarlılık ve ateş ile osteomyeliti taklit eder. Tümör hızlı büyüyerek akciğer ve beyne metastaz yapar. 5 yıllık survey %75’tir.
32-Progressif sistemik sklerozisde aşağıdakilerden hangisi beklenmez? A) 2. - 3. dekadda erkeklerde daha sık görülür B) Ciddi renal vasküler lezyonlar izlenebilir C) Hastaların çoğunda gastrointestinal sistem tutulu mu gözlenir D) Ekstremide lezyonlar distalden proksimale ilerleyen bir seyirde gösterir E) Hastaların üçte birinde intramyokardiyal arteryal kalınlaşma, perikardiyal effüzyon izlenir Sistemik sklerozis (Skleroderma); en sık 5.-6. dekadda ve kadınlarda 3 kat daha sık görülür. Artmış kollajen biyosentezi vardır. Hastaların % 95'inde deriyi tutar. Deride kollajen artışı, deri eklerinde azalma, kayıp ve epidermiste incelme görülür. GIS, böbrek, akciğer, kalp ve çizgili kasları da etkiler. Derideki değişiklikler (fibrozis) distalden proksimale doğru gelişir.
Subkutan kalsifikasyonlar, vasküler oklüzyon nedeniyle parmaklarda otoamputasyon ve yüzde maske görünümü olabilir. GIS yarıdan fazla hastada tutulur ve GIS' te en sık özofagus tutulur ve fibrozis ile yutma güçlüğü gelişir. Akciğerde bal peteği görünümü, akciğerdeki değişiklikler nedeniyle sağ kalp hipertrofisi, Raynoud fenomeni çok sık hemen hemen tüm hastalarda görülür. Bir de sınırlı skleroderma (morfea) veya CREST sendromu diye bilinen durumlar vardır. (C: kalsinozis R: Raynoud Fenomeni, E:özofagial dismotilite S: Sklerodaktili T: Telanjiektazi) Sistemik sklerozda hastaların %50'sinde ölüm nedeni böbrek yetmezliğidir.
33-Marfan sendromu için hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Otozomal dominant geçer Elastik doku ve mikrofibriller bozuktur Lens subluksasyonu sıktır Floppy kapak sıktır Ortalama yaşam 10 yıldır
Marfan ve Ehier-Danios sendromunu kıyaslamak olarak ezberlemek işimizi kolaylaştıracaktır. Marfan sendromu; otozomal dominant geçen, fibrillin-l genindeki mutasyon sonucu konnektif dokunun iki majör komponenti olan kollajen ve elastinin bozuk olduğu bir sendromdur. %75'i familyaldir. Klinik bulgular en sık üç sistemle ilgilidir. Bunlar iskelet, kardiovasküler sistem ve gözlerdir. İskelet anomalileri en göze çarpan anomalilerdir. Anormal uzun bacak ve kol yapısı (araknodaktili) ile ince eionge vücut yapısı pektus ekskavatum ve kifoskolyoz vardır. Baş sıklıkla dolikosefaliktir. Eklemler gevşek ve hiperekstensıbldir. Lens subluksasyonu, ektopia lentis, aortta anevrizmal dilatasyon, kistik medyonekroz, kalp kapağında özellikle mitral ve trikuspitte ileri derecede yetersizlik (Floppy kapak sendromu) olabilir. Aortik disseksiyonların rüptürüne bağlı ölüm her yaşta görülebilir ve en sık ölüm nedenidir. Ortalama ömür 30-40 yıldır. Homosistinürinin Marfan sendromuna dış görünüm olarak benzediği hatırlanmalıdır. Ehler-Danlos sendromunda kollajen yapımı bozuktur.
34-Otozomal resesif geçen derinin hiperekstensibl, eklemlerin hipermobil olduğu ve kornea rüptürü ile retinal ayrılmanın görüldüğü hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Artrokalazik Enler - Danlos (EDS) vasküler Kifoskolyotik tip EDS Klasik tip EDS Dermatospiroksis
O to zo m a l d o m in a n t h a s ta lık la r
Sistem
Hastalık
Sinir
Huntington hastalığı Nörofibromatozis Myotonik distrofi Tuberous sklerozis Polikistik böbrek hastalığı Familial polipozis koli Herediter sferositoz Von VVİllebrand hastalığı Marfan sendromu Ehler Danlos sendromu Osteogenezis İmperfekta Akondroplazi Familyal hiperkolesterolemi Akut intermitan porfiri
Üriner Gastrointestinal Hematopoetik iskelet
Ehler-Danlos sendromu(EDS) fibriller kollajenin sentez ve yapısındaki bazı defektler sonucu meydana gelir. Deri hiperekstensıbidir ve son derece frajildir. Eklemler hipermobildir ve sık disloke olur. Basit travmalarla ciddi internal komplikasyonlar görülebilir. Klasik EDS'nda diafragmatik herni görülür. Vasküler EDS'de kolon ve büyük arter rüptürü, Kifoskolyotik EDS'de kornea rüptürü ve retinal ayrılma görülür. Kifoskolyotik EDS'de en sık görülen tiptir, otozomal resesif geçişli ve kollajen çapraz bağları için gerekli olan lizil hidroksilaz aktivasyonunda kısıtlılık vardır. Vasküler EDS'de tip III kollajen anomalileri vardır ve otozomal dominant geçer. Artrokalazi ve Dermatosparoksis tip EDS'de tip I prokollajenin kollajene dönüşmesinde defekt izlenir. Bu arada Marfan sendromunun da elastik lifler ile ilgili bir bozukluk olduğu hatırlanmalıdır. Kollajen sentezinde mutasyonun olduğu diğer hastalıklar osteogenezis imperfekta, Alport sendromu ve epidermolizis bülloza'dır.
Metabolik
i KEMİK-EKLEM-KAS ve YUMUŞAK DOKU HASTALIKLARI - SPOT BİLGİLER İntrauterin çok sayıda kırığa neden olabilen kemik deformitesi: Osteogenezis imperfecta Paranazal sinüs osteomlarının en sık görüldüğü sinüs: Etmoid sinüs Sinüs maligniteleri en sık görüldüğü sinüs: Maksiller sinüs Karbonik anhidraz enziminde eksikliğe bağlı olarak oluşan kemik hastalığı: Osteopetrozis Erlenmeyer flask deformitesinin görüldüğü kemik hastalığı: Osteopetrozis Osteoidin yetersiz mineralizasyonunun olduğu kemik hastalığı: Osteomalazi Hipertrofik osteoartropatinin en sık birlikte görüldüğü hastalık: Bronkojenik karsinom Tipik olarak retinoblastomla sık birliktelik gösteren tümör: Osteosarkom Multipl myelom’dan sonra en sık primer malign kemik tümörü: Osteosarkom Kemiğe en sık metastaz yapan tümör: Prostat tümörü Erişkinde en sık görülen yumuşak doku tümörü: Lipom Liposarkom en sık görüldüğü vucüt bölgesi: Uyluk ve diz En sık görülen malign yumuşak doku tümörü: Malign fibröz histiositom Çocuklarda en sık görülen malign yumuşak doku: Rabdomyosarkom Rabdomyosarkom en sık görüldüğü vucüt bölgesi: Baş ve boyun
406-407
W
\
\
DiRMATOPATOlOJİ 1- Melanositlerin olduğu ancak tirozinaz enzimindeki defekt nedeniyle melaninin üretilemediği hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Albinizm Vitiligo Lentigo Çil Melasma
Dermatolojik hastalıklarda lezyonların hiç olmazsa bir cümlelik tanımlarını bilmemiz lazım Vitiligo; epidermiste melanositlerin komple veya kısmi yokluğudur. Albinizmin çoğu formunda melanositler vardır ancak tirozinaz enziminde defekt veya eksiklik nedeniyle melanin üretilemez. Freckle (ephelis, çil); çocuklarda en sık görülen pigmente lezyondur, güneşe maruz kalan yerlerde görülür. Yaz ve kış artma, azalma göstermesi ile lentigodan ayrılır. Melasma; gebelikte görülen fasyal hiperpigmentasyondur. Gebelik maskesi de denilir. Oral kontraseptif kullananlarda da oluşabilir. Lentigo; bazal hücre tabakasında lineer melanositik hiperplazisidir. Sıradan bir artış olabileceği gibi malign bir lezyonun parçası da olabilir. Vitiligo pernisiyöz anemi, Addison ve otoimmün tiroidit gibi otoimmün hastalıklarla sık birliktelik gösterir.
2-
Sıklıkla ağız çevresi ve travmaya maruz kalan bölgelerde, simetrik olarak yerleşen pigment kaybı ile karakterize kronik hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Akantozis nigrikans Vitiligo Pemfigus Epidermolizis bullosa Mastositoz
Vitiligo; sıklıkla ağız çevresi ve travmaya maruz kalan bölgelerde, simetrik olarak yerleşen pigment kaybı yapan kronik bir hastalıktır. Hastalık gözün koroid tabakası, meninksler ve pigment bulunan herhangi bir yeri, muhtemelen otoimmün bir mekanizmayla tutar.
3- Sebase foliküllerde sıklıkla folikülleri parçalayan ve deride skar oluşumuna yol açan inflamatuar deri hastalığı hangisidir? A) B) C) D) E)
Akne vulgaris Diskoid lupus eritematozis Akne rozasea Alopesi Psöriyazis
Akne vulgaris; sebase folliküllerin sıklıkla follikülleri parçalayan ve deride skar oluşumuna yol açan inflamatuar bir hastalığıdır. Tipik olarak adölesan çağda görülür fakat erişkin yaşlara doğru da devam edebilir. En çok tuttuğu yerler yüz, göğüs ön kısmı ve sırt üst kısımlarıdır. Derin nodül ve püstüller, bazı kişilerde kistler ve dışarı açılan sinüs yolları (kistik akne) oluşur.
4-
Yetmiş yaşındaki bir hastada yüzde güneşe bağlı oluşan, atipik melanositlerle karakterize olan ancak bazal tabakayı aşmayan bir lezyon vardır. Bu hastada hangi deri lezyonunu düşünürsünüz? A) B) C) D) E)
Lentigo maligna Seboroik keratoz Akral lentiginöz melanoma Solar lentigo Lentigo maligna melanoma
Size dememiş miydim, bu soruyu çözebilmek için deri lezyonlarının tek cümlelik tanımlarını bilmeniz yeterli. Lentigo Melanoma (LM); yaşlılarda (70 yaş) güneş gören yüz-boyun gibi bölgelerde uzun bir süre bazal tabakayı aşmadan kalan malign melanom tipidir. Bazal tabakayı aşmadığı için iyi prognozludur.
6-
Histolojik olarak skuamöz hücreli karsinomu taklit eden ve tedavisiz kendiliğinden iyileşebilen deri lezyonu hangisidir? A) B) C) D) E)
C la r k ’ın in v a zy o n d e re c e le m e s i
Bazal hücreli karsinom Epidermal kist Pilar kist Keratoakantoma Dermoid kist
Keratoakantom; hızla ilerleyen buna rağmen tedavisiz spontan iyileşebilen bir deri hastalığıdır. İyi diferensiye skuamöz hücreli karsinomu taklit eder. 50 yaş üzeri erkeklerde ve güneşe maruz kalan yerlerde daha sıktır. Histolojik olarak keratinle dolu kraterler ve squamöz hücreler vardır. Keratoakantomda lezyonların 5-6 aydan uzun sürmemesi karsinomdan ayırmada oldukça önemli bir kriterdir. Deri hastalıklarında özellikle non-tümöral hastalıklarda aynı görüntüyü bir kaç hastalık oluşturabilir, bu nedenle ayrıca tanıda klinik ön tanılar çok önemlidir. Level I: Level II: Level III: Level IV: Level V:
Lezyonun sadece epidermisde olması Lezyonun papillar dermişe girmesi Papillar dermişin lezyon ile tamamen dolması Lezyonun reticular dermişe girmesi Subkutaneous yağ dokuya girmesi
7-
A) B) C) D) E)
5- Aşağıdakilerden hangisinin malign melanomaya dönüşme riski en fazladır? A) B) C) D) E)
Spitz nevüs Compound nevüs Junktional nevüs Displastik nevüs Blue nevüs
Spitz nevüs; kırmızı pembe renkli ve çocuklarda sıktır. Klinik olarak hemanjiomla karışır. Blue nevüs siyah-mavi renkli nodül sıklıkla malign melanomla karışır. Displastik nevüs compound nevüse benzer ancak hücreleri sitolojik atipiye sahiptir. Sınırları düzensizdir ve sıklıkla 5 mm'de büyüktür ve çok büyük oranda malign melanoma dönüşür. Halo nevüste nevüs hücreleri etrafında yoğun lenfositik infiltrasyon vardır. Junktional nevüs dermoepidermal junktionda nevüs hücreleri bulunur ve malign melanoma dönüşme riski vardır. Konjenital nevüs de büyük olduğunda malign melanoma dönüşebilir.
Aşağıdaki tümörlerden hangisi apokrin diferensiasyon gösterir ve sıklıkla alın ve skalpte yerleşir? Ekrin poroma Siringoma Silindiroma Trikoepitelyema Sebase karsinom
Silindiroma; apokrin diferensiasyon gösteren deri eki tümörüdür. Genellikle alın ve skalpte oluşur. Zamanla nodüllerin birleşmesi ile turban tümör oluşabilir. Siringoma; ekrin diferensiasyon gösterir, özellikle alt göz kapağın da görülür. Trikoepitelyoma; foliküler diferensiasyon gösteren bir deri eki tümörüdür. Sebase karsinom; göz kapağı meibomian glanddan gelişen malign bir tümördür. Ekrin poroma; özellikle avuç içi ve ayak tabanında yerleşir.
8-
CD4+ T hücresi kaynaklı ve deri tutulumu ile seyreden lenfoma türü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
MALT lenfoma Mukozis fungoides Hodgkin lenfoma Burkitt lenfoma Folliküler lenfoma
408-409
w
Çok sık sorulan, derinin T hücreli lenfoması burada en yalın sorusuyla karşımızda. Mukozis Fungoides (Derinin T hücreli lenfoması); CD4 + T lenfositlerle oluşan primerderi lenfomasıdır.
Bazal hücreli karsinom insanda en sık görülen deri kanseridir. Bazal hücreli karsinom yavaş büyür ve çok nadiren metastaz yapar. SCC gibi immünsüpreselerde ve DNA tamir bozukluklarında sık görülür. PTCH geninde bozukluk vardır. Gorlin sendromunda familyal olarak çok sayıda BCC görülür. Histolojik olarak bazal hücreler periferde palizadik dizilime sahiptir. Tümör adaları çevre stromadan çekilmeler gösterir (trikoepitelyoma ile ayrımda önemli). Pigmente formları vardır. Rodent ülser tipiktir. Güneşe maruz kalan yerlerde daha sıktır. Skuamöz hücreli karsinomun aksine HPV ile ilişkili değildir. Bazal hücreli nevüs sendromunda herediter bazal hücreli karsinom, erken yaşta ve çok sayıda ortaya çıkar. Kemik anomalileri, sinir, göz ve üreme sisteminde anomaliler vardır.
10-Yetmiş yaşında bir hastada deride büllöz lezyonlar tesbit ediliyor. Sonrasında oral mukozada lezyonlar gelişiyor. Büller muayenede rüptüre olmuyor, histolojik olarak subepidermal non-akantolitik lezyon görülürse en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
M F p la k la rı
9-
Bazal hücreli karsinomla ilgili olarak hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Yavaş büyür Nadiren metastaz yapar Rodent ülser oluşturur Papilloma virüs ile ilişkilidir Güneş ışığı ile ilişkilidir
Dermatitis herpetiformis Epidermolizis bülloza Psöriyazis Büllöz pemfigoid Pemfigus vulgaris
Pemfigus vulgariste önce oral sonra deri lezyonları başlar, suprabazal ayrılma görülür. Büllöz pemfigoid ise daha yaşlıda görülen otoimmün bir hastalıktır. Büller önce deride sonra ağızda görülür. Büller kolay rüptüre olmaz ve infekte olursa skarsız iyileşir. Ayrılma subepidermal ve nonakantolitiktir. Büllöz pemfigoidde bazal membranda lineer immünoglobulin ve kompleman depolanması görülür. Dermatitis herpetiformis ürtiker ve veziküller ile seyreder. Çölyak hastalığı ile sık birlikte görülür. Dermal papillalarda Ig A depozitleri görülür.
B. P e m fig o id d e b ü lle r
11-Epidermisin yüzeyei bakteriyel enfeksiyonunu ifade eden klinik bir tanıdır. 1-2 mm çapında küçük papülier olarak başlar ve küçük, ince tavanlı veziküllere dönüşür. Veziküllerin patlaması ile sarı ya da bal renkli yüzey kurutu oluşur. Tarif edilen hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
İmpetigo Vitiligo Tinea (dermatofitozis) Epidermolizis bullosa Mastositoz
İmpetigo; epidermiste yüzeyei bakteriyel enfeksiyonu ifade eden klinik bir tanıdır, impetigo contagiosa (büllöz olmayan tip) 1-2 mm çapında küçük papülier olarak başlar ve küçük, ince tavanlı veziküllere dönüşür. Veziküller patlar ve sarı ya da bal renkli yüzey kurutu oluşur. Dermişteki inflamasyondan kaynaklanan bir eritem vardır. Bu papülier değişik ölçülerde plaklar oluşturacak şekilde birbirleriyle birleşerek perifere doğru genişler ve bazen merkezden itibaren düzelme gösterirler.
Ig birikimleri deri hastalıklarında değerli bir bulgu oluyor, üşenmeden öğrenmeye çalışın. Dermatitis herpetiformis (Duhring hastalığı); şiddetli kaşınan veziküllerin, papüllerin ve ürtiker benzeri lezyonların bulunduğu kronik deri hastalığıdır. Dermal papillalarda Ig A depozitleri bulunur. Hastaların %75'inde bir kısmı semptom vermeyen glütene bağlı enteropati (çölyak) görülür. İktiyozisde deride aşırı pullanma vardır. İchtiozis fitanik asit eksikliğine bağlı gelişen ve polinevritik değişiklikler ile kendini gösteren herediter bir ataksi olan Refsum sendromu ve Sjögren-Larsson sendromunun özelliğidir. Sjögren-Larsson sendromunda herediter zeka kusuru ve spastik felç görülür. Bu iki sendrom otozomal resesif geçişlidir. Dermatitis herpetiformis (Duhring hastalığı) sıklıkla diyetteki glütene hassasiyetle birlikte giden, IgA aracılığıyla gelişen, nadir bir blister oluşturucu hastalıktır. Lezyonlar çok kaşıntılıdır ve küçük veziküller bacakların ekstensör yüzlerinde, gövdenin alt kısmı ve gluteal bölgelerde simetrik olarak yerleşirler. Lezyonlar gross olarak Herpes simpleks veya zoster enfeksiyonunu andıran gruplar oluşturdukları için "herpetiformis" olarak isimlendirilirler fakat hastalığın Herpes virüsüyle hiçbir ilişkisi yoktur. İnflamasyonda nötrofiller belirgindir ve büllöz pemfigoide göre daha az eozinofil bulunur. İmmünfloresan mikroskopiyle, özellikle klinik olarak blisterin bulunduğu yerlere komşu alanlardaki dermal papilla uçlarında granüler IgA birikimleri gösterilebilir.
13-Lokalize mast hücre degranülasyonu ve bunun sonucunda dermal damarlarda geçirgenlik artışının rol oynadığı hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Egzema Ürtiker Psöriyazis Liken planus Dermatitis herpetiformis
Soruda ürtikerin mekanizması anlatılmaktadır. Aynı zamanda kaşıntılı, ödemli, plak tarzında lezyonlar görülür. Tip I aşırı duyarlılık örneği olabilir. Anjiyoödem ürtikerle ilişkili bir kavramdır, ödem daha derinde, dermiş ve subkutan yağ dokuda oluşur. Egzemada olay epitelde hücreler arası sıvı birikimine bağlı oluşan spongiotik dermatittir.
12-Şiddetli kaşıntısı olan, vezikül ve dermal papillalarda Ig A depozitleri görülen hastada en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Büllöz pemfigoid iktiyozis Dermatitis herpetiformis Liken planus Epidermolizis bülloza
410-411 L.
J
\
15-Bazal hücrelere benzer hücrelerden oluşan ve küçük keratin kistleri içeren deri lezyonu hangisidir? A) B) C) D) E)
Seboreik keratoz Polip Akantozis nigrikans Melasma Psöriyazis
Seboreik keratoz; erişkin ve yaşlıda özellikle gövdede görülür. Bazal tabaka hücrelerinden oluşur ve keratin kistleri içerir. İç organlarında malign bir hastalığı olan kişilerde akut olarak gövde üst kısmında bazıları garip görünümlü birçok seboreik keratoz çıkabilir. Bu durum bazen "Leser ve Trelat işareti" olarak isimlendirilir ve çeşitli mide, akciğer, kolon karsinomlarıyla lenfomalara eşlik edebilir. Akantozis nigrikans; derinin hiperpigmente alanlarının kalınlaşmasıdır. Özellikle fleksör yüzlerde görülür. Pitüiter, pineal bez tümörleri ve diabet ile sık birlikte görülür. Aynı zamanda otozomal dominant geçiş gösterebilir. Bazen bir iç organ adenokarsinomuyla birlikte bulunabilir.
A k u t e g z a m a tö z d e rm a tit
14-En sık görülen pannikülit formu aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Eritema nodosum Pannikulitis adiposus Eritema marginatum Faktitisyal pannikülit Sitofajik histiyositik pannikülit
Pannikülit; subkutan yağ dokusunun iltihabıdır. En sık rastlana pannikülit formu Eritema nodosumdur ve genellikle dizin alt kısmında sınırları düzensiz plak/nodül şeklindedir..
16-Özellikle ekstremitelerde simetrik dağılan deri lezyonları ile oral lezyonların bulunduğu hastanın deri biyopsisinde retelerde testere dişi görünümü ve Civatte body'ler ile üst dermişte bant tarzında infiltrasyon görülmekte ise en olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Psöriyazis Skleroderma Lupus eritematozus Aknevulgaris Liken planus
Cevabı bulabilmemiz için bir çok ipucu verilmiş. Örneğin Civatte cisimcikleri bizi cevaba götürür. Sayılan bulgular Liken planus için tipiktir. Aynı zamanda özellikle mukozal lezyonlarda skuamöz hücreli karsinom riski artmıştır. Sklerodermada bağ dokusu aşırı artmıştır. Deri ekleri yok veya minimaldir.
L İK E N P L A N U S A = L iken p la n u s iezyonu B= Derm opiderm al bileşkede bant benzeri lenfosit infilitrasyonu
(Cevap E)
DERMATOPATOLOIİ - SPOT BİLGİLER Stratum korneumun hiperplazisine ; hiperkeratoz denir Epidermiste interselüler ödeme ; spongioz denir Epidermal hiperplaziye ; akantoz denir Bazal hücre tabakasında lineer melanositik hiperplazi görülmesine ; lentigo denir Gebelikte görülen fasyal hiperpigmentasyona ; melasma denir Munro mikroabselerinin görüldüğü deri hastalığı: Psöriyazis Okronozis ; kıkırdak ve fibröz dokuda koyu pigmentasyondur. Okornozis’in görüldüğü hastalık : Alkaptonüri Derideki mantarları göstermek için kullanılan histokimyasal yöntem : PAS boyası Köpüklü stoplazmalı histiyositlerin dermişte yoğun olarak bulunduğu lezyon : Ksantoma Sezary-Lützner hücrelerinin görüldüğü tü m ö r: Mycozis fungoides Malign melanomun en kötü prognoza sahip tip i: Nodüler melanom
1
412-413
J
DOĞRU ADRG5
TU S M M TIM E.
ENFEKSİYON HASTALIKLARI 17-Hangi koruyucu mekanizma gastrointestinal sistemde mikrobial invazyona karşı primer savunmada hangisi rol almaz? A) B) C) D) E)
Epitel hücrelerini örten mukus Gastrik sıvıdaki asit Pankreatik enzimler Deterjan etkili safra tuzları IgG
GIS'te savunma mekanizmaları mide asiditesi, epiteli örten mukus, pankreatik enzimler, deterjan etkili safra tuzları ve salgılanan antikorlar (Ig A) dan oluşur. IgA, M hücreleri denilen MALT'a lokalize B hücrelerinden salınır. Ig G ise bakteri dokuyu invaze ettikten sonra olaya karışır.
19-Lenfoproliferatif hastalık görünümü oluşturan, generalize lenfadenopati, boğaz ağrısı ve periferik kanda atipik lenfositlerin bulunduğu, Paul-Bunnel testi ile yüksek antikor titrasyonu hangisinde görülür? A) B) C) D) E)
Burkitt lenfoma Kronik nonspesifik lenfadenit infeksiyöz mononükleoz Sarkoidoz Tüberküloz
Bu bulgular Ebstein Barr virüsünün neden olduğu infeksiyöz mononükleozda görülür. EBV'nin insan hücrelerine girdiği reseptör CD21'dir. EBV'nin Burkitt lenfoma ve Nazofarenks karsinomuna da yol açtığı hatırlanmalıdır.
18-Anneden fetusa geçen hangi patojen fetusta ağır fetal osteokondrit ve periostite yol açabilir? A) B) C) D) E)
Toxoplasma Rubella Treponema Klamidya Sitomegalo virüs
Rubella ilk 3 aylık dönemde konjenital kalp hastalığı (PDA v.s.) zeka geriliği, katarakt ve sağırlığa yol açabilir. Treponemalar yanlızca ikinci trimester sonunda fetusu invaze etkilediklerinde sifilize neden olurlar ve çok sayıda kemiği tutarak öldürücü fetal osteokondrite ve periostite yol açarlar.
20-Hangi mikrobik etken ecthyma gangrenosum denen iyi sınırlı nekrotik ve hemorajik deri lezyonlarına hangisi yol açar? A) B) C) D) E)
Legionella pnomoni S. aureus S. pnomonia CMV Pseudomonas auroginosa
Opurtunistik aerobik gram negatif bir basil olan P. auroginosa kistik fibroziste en sık ölüm nedeni olan enfeksiyon ajanıdır. Hastane enfeksiyonlarının sık bir nedenidir. Respiratuar cihazlarda, hatta antiseptik şişelerinde bile üreyebilir. Lens kullananlarda korneal keratit, intravenöz ilaç kullananlarda özellikle sağ kalpte endokardit ve osteomyelit, eksternal otit (svvimmer's ear) ve diabetiklerde şiddetli eksternal otit yapar. Vaskülit yapabilir. Yanıklarda ürer. Bakteriemiye sık sebep olur, bu sırada deride iyi sınırlı, hemorajik, nekrotik ektima gangrenosum denen deri lezyonları görülür. DIC gelişebilir.
21 -Sifiliz hastalığının lezyon hangisidir? A) B) C) D) E)
birinci
evresinde
görülen
Aort yetmezliği Tabes dorsalis Şankr Gom Condyloma lata
Sifilizin primer lezyonu ağrısız şankırdır. Primer lezyon vücuttaki tüm müköz membranlarda veya deride görülebilir. 2-6 ay sonra sekonder sifiliz ortaya çıkar. Vücutta simetrik maküler papulosquamöz lezyonlarla karakterizedir. Condilomata lata II. dönem sifilizin siğil benzeri genital lezyonudur. Hastanın immünitesinin zayıflaması ile 3. dönem sifiliz oluşur. 3. devir sifiliz parankimde harabiyetin başladığı dönemdir. Deri ekleri ve lenf bezi tutulumu hemen hemen yoktur. 3. evrede tipik olarak gom ve tüberküller görülür. 3. evrede gom, kardiyovasküler lezyonlar (aort yetmezliği, dissekan aort anevrizması), paralizi general ve tabes dorsalis izlenir. 1 ve 2. evredeki lezyonlarda yüksek oranda patojen bulunur ve bu evrelerde bulaştırıcı iken hastalık 3. evrede bulaşıcı değildir. Patojen ajan genellikle izole edilemez. Sifiliz lezyonlarında yoğun plazma hücreleri ve endarteritis obliterans görülür. Gomlar derin yerleşimli nodüllerdir. En çok kemiklere yerleşir. Tüberküller ise en sık baş boyun bölgesinde görülür. Kemiklere ve periosta yerleşebilir. Sinir sisteminde meninkslere de yerleşebilir. Damarlarda endarteritis obliterans (Aort) parankimde ise tabes dorsalis (SSS) geliştirir. Karaciğerde hepar lobatum oluşturur.
22-Aşağıdaki lezyonlardan evrelerinde bulunur? A) B) C) D) E)
hangisi
sifilizin
tüm
Condylomata lata Vaskülit Şankr Gom Tabes dorsalis
Sifilitik vaskülit küçük damarlar etrafında lenfosit ve plazma hücre infiltrasyonudur ve tüm sifiliz evrelerinde görülür. Şankr primer sifilizde, mukoza ve deri lezyonları olan Condyloma lata sekonder sifilizde saptanır. Gom ve tabes dorsalis tipik olarak tersiyer sifilizin bulgularıdır Tabes dorsalis büyük eklemlerin (Charcot eklemi) dejenerasyonudur.
23-Bir annenin sağlıklı olan 7 aylık kızında aniden başlayan yememe, kabızlık, letarji ve genel halsizlik gelişiyor. Hikayesinde çocuğun bir süredir bal ve bisküvi karışımı ile beslendiği öğreniliyor. En olası tanı hangisidir? A) B) C) D) E)
Hipotiroidi Poliomyelit Botulizm Civa intoksikasyonu Hiperglisemi
Clostridyum botulinum sporları sıklıkla balda bulunur ve klinik belirtilerine yol açan toksin bebeğin gastrointestinal kanalında ortaya çıkar. Konjenital hipotiroidi daha sinsidir ve uzamış kabızlık, zayıflık ve gelişme geriliği görülür.
24-Gözde pannus oluşumun görüldüğü hangisidir? A) B) C) D) E)
hastalık
Glokom Katarakt Konjuktivit Trahom VVİlson hastalığı
Pannus konjuktiva ve korneanın damardan zengin bir çeşit granulasyon dokusudur. Trahomda görülür. Clamidya'nın A, B, Ba, C tipleri trahom oluşturur. Diğer Clamidyalar D, K tipleri üretrit, konjuktivit, L1, L2, L3 tipleri ise lenfogranuloma veneruma sebep olur. Klamidyal hastalıklarda özellikle HLA B 27 pozitiflerde reaktif artrit görülür. Reiter sendromu denen bu tabloda artrit, üretrit, konjuktivit ve mukokutaneöz lezyonlar vardır. N. gonore ve C. trachomatis enfeksiyonları sıklıkla birlikte görülür.
25-Selülitin en doğru tanımı hangisidir? A) B) C) D) E)
Fibrinle karışık nötrofiller Yoğun pü birikimi Akut inflamasyonda sıvı birikimi Yüzey epitelinin fibrinopürüian eksüda ile örtülmesi Dokulara diffüz olarak yayılan akut iltihap
414-415
w
\
\
/
26-Hücresel hedefi depolarize eden ve pore protein salgılayarak sitotoksik T lenfositlere benzer şekilde temas yoluyla sitolize yol açan etken hangisidir? A) B) C) D) E)
E. Histolitica G. Lamblia E. Granulosus V. Cholera T. cruzi
E. histolitica hücresel hedefi depolarize eden ve öldüren kanal oluşturucu pore protein salgılayarak sito toksik T lenfositlere benzer biçimde temas yoluyla sitolize yol açar. Sonuçta kolon mukozasında ülser oluşturur.
27-Aşağıdakilerden oluşturmaz? A) B) C) D) E)
hangisi intersitisyel
A) B) C) D) E)
Onchocerca volvulus S. hematobium S. mansoni L. donovani Acantomoeba
Yetişkinde onkoserkoma denilen subkutaneöz lezyonlar, körlük, punktate keratit ve kronik pruritik dermatit yapan parazit Onchocerca volvulustur. (Nehir körlüğü) Leopard veya fil derisi görünümü, gözde sklerozan keratit, kornea opasitesi, iridosiklit ve glokoma neden olabilir. Mazzotti reaksiyonu görülebilir. Temiz olmayan kontakt lens kullananlarda Acantomoeba şiddetli keratokonjiktivit oluşturabilir.
pnömoni
Ortomyxovirüs Adenovirus Chlamidya Mycoplasma pnomonia S.pnömonia
S.pnömonia lober veya lobüler pnömoni (bronkopnömoni) oluşturur. Diğerleri interstisyel pnomoni etkenleridir.
28-Legionella pneumophila ile oluşan bir akciğer enfeksiyonunda hangi hücre infiltrasyonu görülür? A) B) C) D) E)
29-Punktat keratit, körlük ve subkutaneöz nodüller oluşturan parazit hangisidir?
Lenfosit Plazma hücresi Makrofaj Bazofil Eozinofil
30-Schistosoma mansoni olarak hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
infestasyonuyla
ilgili
Hematürinin sık nedenlerindendir. Yumurtaları feçesle atılır. Siklusunda tatlı su salyangozu vardır. Karaciğer fibrozisi gelişebilir Derinin suyla teması ile bulaşır
Tüm şıklar genel olarak Schistosomalar için doğrudur. S. mansoni primer olarak GIS ve karaciğeri etkiler, ortasında miracidium içeren yumurta çevresinde granülom görülür. Karaciğerde pipe-stem fibrozis oluşturur. Ven lümeni kaybı ile presinüzoidal portal hipertansiyon, şiddetli splenomegali ve özofagus varisi oluşturur. Mesaneyi tutan ve hematüriye neden olan ise S. hematobiumdur. En sık komplikasyonu üretral duvarın inflamasyonu ve fibrozisi ile sekonder gelişen hidronefroz ve pyelonefrittir. Mesanede skuamöz hücreli karsinom da gelişebilir.
31-Ecinococcus granulosus en sık hangi organı tutar ? Legionella infeksiyonu primer olarak makrofaj cevabını uyarır. Erken lezyonlarda görülür ve genellikle fagosite organizmalar içerir.
A) B) C) D) E)
Beyin Böbrek Dalak Karaciğer Akciğer
Kist hidatik (E. granülosus) en sık %70 karaciğerde sonra % 5-15 akciğerde ve diğer organlarda görülür. Kompleman birleşme testi olan VVeinberg testi ve Casoni testi yapılır. Bunların doğruluk olayı % 70 civarında iken immün floresan antikor testi % 85-95 doğruluk oranına sahiptir.
32-Aşağıdakilerden hangisinin T hücre yetmezliğine eşlik etmesi daha muhtemeldir? A) Haemophilus influenzae menenjiti B) Tekrarlayan stafilokok fronküliti C) Dalak ve lenf düğümlerinde germinal merkezle rin bulunmayışı D) Pneumocystis carinii pnömonisi E) Transfüzyonla verilen kanda bulunan IgA'ya karşı şiddetli anafilaktik reaksiyon P. carinii fırsatçı infeksiyonu, T hücre immün yetmezliğinin klasik örneği olan AIDS'Iİ hastaların yaklaşık yarısında görülür. T hücre fonksiyon bozukluğu veya eksikliğinde, bakteri infeksiyonlarına karşı direnç büyük oranda etkilenmez. HIV virüsü beyne monositlerle taşınır. SSS'deki rezervuarı ise mikroglialardır. Lenfoid germinal merkezlerin yokluğu T hücresinden ziyade B hücre fonksiyon bozukluğunu özellikle Bruton hastalığını düşündürür. Anaflaktik reaksiyonlar plazma hücrelerinin (B hücrelerinden kaynaklanır) sentezlediği IgE antikorlarıyla gerçekleştirilir.
33-Yenidoğan bir çocukta osteokondrit, periostit ve keratit yapan ajan hangisidir? A) B) C) D) E)
C.Trachomatis CMV HBV Toxoplasma T. pallidum
Sifiliz etkeni 5. aydan sonra plasentayı invaze eder ve yeni doğanda sifilitik periostit, osteokondrit, daha sonra interstisyel keratit, Hatchinson dişleri, sekizinci sinir zayıflığı ve meningovasküler sifilise bağlı gelişen optik sinir atrofisine neden olur.
34-Menenjit sebebiyle yoğun bakımda yatan 12 yaşındaki hastadanın BOS kültüründe N. menengitis üremesi olmuştur. Devamında hipotansiyon, şok, deride purpuralar ve akut adrenokortikal yetmezlik geliştiğine göre bu hastada en olası tanı nedir? A) B) C) D) E)
Addison krizi Henoch Schönlein purpurası İdiyopatik trombositopenik purpura Dissemine intravasküler koagülasyon VVaterhouse-Friderichsen sendromu
35-Çocukların larinksinde multipl papillomlar oluşturmasıyla bilinen ve puberteden sonra gerileyen lezyonları hangi viral etken oluşturur? A) B) C) D) E)
HIV H.influensa HPVtip 16 ve 18 HPVtip 6 ve 11 HHV-8
ENFEKSİYON HASTALIKLARI - SPOT BİLGİ Kızamıkta görülen ... hücreler; Warthin-Finkeldey hücreleri
416-417 V
tus
JM
t im e /
ENDOKRİN SİSTEM PATOLOJİSİ, KEMİK-EKLEM-KAS ve YUMUŞAK DOKU HASTALIKLARI, DERMATOPATOLOJİ
KENDİMİZİ DENEYEIIM-1 1- Postpartum kanama sonrasında iskemiye sekonder olarak gelişen hipofiz infarktı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
Pitüiter apopleksi Sheehan sendromu Kraniofarengiom Mac cune albright sendromu Rathke yarık kisti
2- Pankreastaki hangi tip hücre insulin ve glukagon salmımım inhibe eden hormon salgılar? A) B) C) D) E)
5- Aşağıda verilen troiditlerinden hangisi klinik ve makroskopik olarak anaplastik kanserlerle en fazla karışır?
Alfa Beta Delta PP Enterokromafin hücreler
6- Doğum yaptıktan bir kaç gün sonra çarpıntı, titreme, halsizlikşikayetiyle gelen hastanın yapılan tetkiklerinde sT3 ve sT4 yüksek, TSH düşük, AntiTPO seviyesinin hafif yüksek olduğu görülmüştür. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
3- Aşağıdakilerden hangisi Plummer sendromu denen hipertiroidi tablosunu oluşturur? A) B) C) D) E)
Graves hastalığı Basit guatr Hashimoto tiroiditi Foliküler karsinom Multinodüler guatr
4- Aşağıdaki paratiroid hastalıklarından hangisi böbrek end organ cevapsızlığı ile karakterizedir? A) B) C) D) E)
Primer hiperparatiroidizm Sekonder hiperparatiroidizm Tersiyer hiperparatiroidizm Hipoparatiroidizm Psödohipoparatiroidizm
Hashimoto troiditi De Ouervain troiditi Lenfositiktroidit Riedel troiditi Akuttroidit
7-
Graves hastalığı Hashimoto tiroidit Subakut lenfositik tiroidit Multinodüler guatr Riedel tiroiditi
Aşağıdaki tiroid kanserinden hangisinde amiloid birikimi tipiktir? A) B) C) D) E)
Papiller karsinom Folliküler karsinom Tiroid adenomu Medüller karsinom Anaplastik karsinom
8-
Tip ilb (Tip III) MEN sendromunda olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
9-
Feokromasitoma Meduller ca Mukokutanöz ganglionöromlar Marfanoid görünüm Prolaktinoma
Osteoblastik hangisidir? A) B) C) D) E)
kemik
11-
yapan
12-
A) B) C) D) E) hangisinin
Femur başı Metatarsal kemikler Naviküler Kalkeneus Os lunatum
Subperiosteal apse İnvolukrum Osteopenik kist Sekestrum Osteoskleroz
Evving sarkomu Dev hücreli tümör Memenin metastatik duktal karsinomu Multipl enkondromlar Osteosarkom
Osteosarkom Kondrosarkom Enkodrom Evving sarkomu Multipl miyelom
için
lens
Ailevi hiperkolesterolemi Marfan sendromu Fenil ketonüri Hungtinton hastalığı Kistik fibrozis
aseptik
13-Küçük, yuvarlak hücreli ve diferansiye olmamış hücrelerle karakterize kemik tümörü hangisidir? A) B) C) D) E)
Evving sarkomu
15-Aşağıdaki hastalıkların hangisinin subluksasyonu ile birlikteliği sıktır?
Aşağıdaki tümörlerden hangisi kemiğin Paget hastalığına eşlik edebilir? A) B) C) D) E)
hangisi
tümör
Akut ve kronik Osteomyelitlerde, iskemik ve süpüratif hasar sonucu oluşan segmenter, nekroze olmuş ölü kemik dokularına ne denir? A) B) C) D) E)
Aşağıdakilerden yanlıştır?
A) Küçük yuvarlak mavi hücreli tümörler grubundandır B) İlk dekadda kemiğin en sık malign tümörüdür C) Sitoplazmalarında PAS (+) glikojen bu lunur D) Kemikte tipik soğan zarı görünümü yapar E) Kemikte en sık epifize yerleşirler
Akciğer Prostat Kolon Böbrek Tiroid
10-Kienböck hastalığı nekrozudur? A) B) C) D) E)
metastazı
14-
16-Aşağıdaki tümörlerden hangisi kemiğin Paget hastalığına eşlik edebilir? A) B) C) D) E)
Evving sarkomu Dev hücreli tümör Memenin metastatik duktal karsinomu Multipl enkondromlar Osteosarkom
17- Epidermisde melanositlerin kısmi yokluğu hangi hastalıkta görülür? A) B) C) D) E)
veya
tam
Albinizm Vitiligo Lentigo Çil Melasma
18- Bazal hücre tabakasında lineer hiperplazi görülmesine ne denir?
melanositik
A) Çü B) C) D) E)
Albinizm Vitiligo Lentigo Melasma
19-DNA hasarının tamirinde defekt ile karakterize hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Diskoid lupus eritematozus Liken planus Seboreik keratoz Kseroderma pigmentosum Kaposi sarkom
418-419 V
20- Özellikle beyaz tenlilerde kanser gelişimine yol aşabilen hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
21-
22-Aşağıdaki deri hastalıklarının hangisinin patogenezinde desmogleine karşı gelişen otoantikorlar rol oynar?
Solar Elastozis Porfiri Alkaptonüri Aktinik keratoz Liken planus
A) B) C) D) E)
Pemfigus vulgaris Psöriyazis Seboreik keratoz Eritema nodosum Displastik nevüs
Yetmiş altı yaşında bir erkek hastanın yüzündeki nevusun 20 yıl içinde sürekli büyüdüğünü, sonra yüzeyinin kanamaya başladığını ifade ediyor. Hastanın yapılan biopsisi sonucu malign melanom tanısı konuluyor.Bu hastada aşağıdakilerden hangisinin görülme olasılığı en fazladır? A) B) C) D) E)
Lentigo maligna melanom Yüzeyel yayılan melanom Nodüler melanom Akral lentiginöz melanom Mukozis fungoides
1-A, 2-C, 3-E, 4-E, 5-D, 6-C, 7-D, 8-E, 9-B, 10-E, 11 -D, 12-E, 13-D, 14-E, 15-B, 16-E, 17-A, 18-D, 19-D, 20-D, 21 -A, 22-A
KENDİMİZİ DENEYEIIM-2 1- Anterior hipofiz patolojileri için tipik olmayan hangisidir? A) B) C) D) E)
Prostat kanseri Hipopituitarizm Kriptorşidizm Klinefelter sendromu Testis tüberkülozu
Aşağıdakilerden hangisinde adrenal korteks her iki tarafta da atrofiktir? A) B) C) D) E)
Diabetes insipitus Galaktore Kısırlık Jigantizm Görme bozukluğu
2- Aşağıdakilerden hangisi jinekomasti gelişiminde rol oynar? A) B) C) D) E)
3-
4-
Eksojen steroid kullanımı Adrenokortikal hiperplazi Adrenal korteks adenomu Adrenal korteks karsinomu Ektopik ACTH salınımıx
VVaterhause Frederichsen sendromuna en sık hangisi neden olur? A) B) C) D) E)
N. meningitidis septisemisi Pnömokok Stafilokok H. influensatip B Candida
v
5- Özellikle postpartum tiroidit hangisidir? A) B) C) D) E)
dönemde
çıkan
ailesel
kanserlerle
Folliküler Tiroid karsinom Papiller Tiroid karsinom Medüller Tiroid karsinom Anaplastik Tiroid karsinom Tiroid lenfoması
7- Troidin papiller kanseri mikroskopisinde aşağıdakilerden hangisi izlenmez? A) B) C) D) E)
Papiller uzantılar Psammoma cisimcikleri Kalsifikasyon Orphan Annie hücreleri Amiloid birikimi
8- Aşağıdakilerden hangisi multipi endokrin neoplazi (MEN) sendromiarının özelliklerinden biri değildir? A) B) C) D) E)
Tümörler erken yaşlarda görülür Tümörler multipi odaklıdır Genellikle tümörleri iyi seyididir Otozomal dominant geçerler Tümör ortaya çıkmadan prekürsör hücrenin hiperplazisi görülebilir
9- Hangisi gargolizm denilen iskelet bozukluğuna yol açar? A) B) C) D) E)
Marfan sendromu Ehler-Danlos tip I Ehler-Danlos tip IV Nieman Pick sendromu Hürler sendromu
10- Patolojik kırıklar ve kemik ağrısı görülebilen genetik hastalık hangisidir? A) B) C) D) E)
Von Gierke hastalığı Hürler sendromu Hunter sendromu Gaucher hastalığı Nieman Pick hastalığı
11- Osteomiyelitin deriyle ağızlaştığı bölgede oluşan deri malignitesi aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Subakut lenfositik tiroidit Riedel tiroidit Tiroid apsesi Hashimoto tiroiditi Subakut granülomatöz tiroidit
6- Hangi tiroid kanserinin yakından ilişkisi vardır? A) B) C) D) E)
ortaya
Adenokarsinom Osteosarkom Bazosellüler karsinom Epidermoid karsinom Fibrosarkom
12- On dokuz yaşında bir erkek hastanın distal femurunda epifizde lokalize tümöral doku bulunuyor. Mikroskopisinde miksoid stromada dev hücreler, polihedral kondroblastiar ve Chicken Wire görünümlü kalsifikasyon tespit ediliyor. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Osteoblastoma Osteoid osteoma Kondroblastoma Kondromiksoid fibroma Osteokondroma
13-Aşağıdakilerden hangisi bulgularından biri değildir? A) B) C) D) E)
osteoartroz
Ankiloz Osteofit Eklem faresi Eburnasyon Eklem kıkırdağında hasar
14- Aşağıdakilerden tanımlar?
hangisi
osteoartriti
en
iyi
A) Sinoviyal zarda oluşan iltihabi infiltrasyon B) Monosodyum ürat kristallerinden oluşan granülo matöz iezyon C) Eklem kıkırdağında oluşan dejeneratif İezyon D) Polimorf nüveli lökositlerden oluşan pürülan iltihap E) Kazeifikasyon nekrozu ve epiteloid histiyositlerden oluşan granülomatöz İezyon
15- Sağ bacağında ağrı ve şişlik şikayetiyle geien 16 yaşında erkek hastanın ileri radyolojik incelemesinde tibia korteksinden kabarık, nidusu olan 1,5 cm lik kitle tespit ediliyor. Hastanın tipik olarak aspirin alınca ağrısının azaldığını öğreniliyor. Bu hastada hangi kemik tümörünü düşünürsünüz? A) B) C) D) E)
Ewing sarkomu Ostaoblastom Osteokondrom Osteoid osteom Osteoma
420-421 W
DOĞRU ADRGS
TUS
TIME
16-Dokuz yaşında erkek çocuğun femur diafizinde yerleşimli, medüller kaviteyi genişleterek litik lezyon oluşturan ve radyografide lamellar kemik yapımına bağlı soğan zarı görünümü izlenen kitlede için hangisini düşünürsünüz? A) B) C) D) E)
17-
Evving sarkomu Kondrosarkoma Osteokondroma Metastatik tümör odağı Dev hücreli tümör
20- HPV enfeksiyonda görülen en önemli histopatolojik bulgu aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
21-
Papillomatozis Hiperkeratoz Koilositoz Akantoliz Likenifikasyon
Derinin T hücre kökenli, serebriform hücreler (Sezary hücresi) ve Pautrier mikroabseleri ile karakterize hastalığı hangisidir?
Epidermiste interselüler ödeme ne denilir?
A) B) C) D) E)
Hiperkeratoz Akantoz Parakeratoz Spongioz Eksositoz
A) B) C) D) E)
2218-
Üst ve alt gözkapağının medialinde yerleşen, hafif kabarık sarı plaklara ne denir?
A) B) C) D) E)
Ksantelezma Otanevüs Kalazyon Medülloepitelioma Malign melanom
Psöriyazis Mastositoz Mikozis fungoides Langerhans hücreli histiositoz Dermatofibrosarkoma protuberans
Munro mikroabseleri görülür? A) B) C) D) E)
hangi
deri
hastalığında
Liken planus Lupus eritematozis Aknevulgaris Psöriyazis Pemfigus
19-Pilonidal sinüs hangisiyle karakterizedir? A) B) C) D) E)
Supradermal bül oluşumu Yüz, aksilla ve kalçada kist Konjenital kollajen defekti Yağ doku artışı Kıl etrafında yabancı cisim dev hücreleri
1-A, 2-D, 3-A, 4- A, 5-A, 6-C, 7-E, 8-C, 9-E, 10-D, 11 -D, 12-C, 13-A, 14-C, 15-D, 16-A, 17-D, 18-A, 19-E, 20-C, 21 -C, 22-D
1- Vasküler zedelenmede görülen normal hemostatik mekanizmalar;
4-
I) doku faktörünün sentezi ve trombin oluşumu, II) geçici vazokonstrüksiyon, III) trombositlerin, ekstraselüler matrikse yapışması, IV) fibrin ağının oluşumudur.
A) B) C) D) E)
Bu mekanizmaların oluş sırası aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) B) C) D) E)
2-
I-II-III-IV I-III-II-IV II - 1- III - IV II - III - I - IV III - II - 1- IV
5-
6-
3-
Enkondrom Osteokondrom Kondroblastom Kondromiksoid fibrom Kondrosarkom
Safra kanallarında taş iritasyonu sonucu kolumnar epitelin yerine çok katlı yassı epitelin geçmesi, aşağıdaki hücresel adaptasyon mekanizmalarından hangisine örnektir? A) B) C) D) E)
Hiperplazi Hipertrofi Metaplazi Atrofi Displazi
Psödopolipler Bazal plazmositozis Epiteloid granülomlar Kript apseleri Müsin kaybı
Büyüme faktörü gibi davranarak Tirozin kinaz aktivitesi göstererek Transkripsiyon faktörü gibi davranarak Büyüme faktörü reseptörü gibi davranarak Apoptozu inhibe ederek
Temel patolojisi selektif ve progresif nöron kaybı olan hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
7-
kolitin
Philadelphia kromozomundaki BCR-ABL translokasyonu (t(9;22)) aşağıdakilerden hangisine yol açarak onkojenik sinyal oluşturur? A) B) C) D) E)
Sıklıkla el ve el bileği kemiklerinin medüller boşluklarında görülen, bazen patolojik kırığa yol açan benign kıkırdak tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Aşağıdakilerden hangisi, ülseratif morfolojik özelliklerinden biri değildir?
Devic hastalığı Parkinson hastalığı Krabbe hastalığı Multipl skleroz Binsvvanger hastalığı
Özelleşmiş bağ dokuları arasında yalnızca kemikte bulunan, serum düzeyi ölçülebilen ve osteoblastik aktivite için duyarlı ve özgün protein aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Fibronektin Osteonektin Alkalen fosfataz Trombospondin Osteokalsin
422-423
W
y
8-
Aşağıdaki çene kemiği lezyonlarından hangisi düzgün radyolusent bir hat ile çevrilidir? A) B) C) D) E)
9-
Sementoblastom Kemik adası Kondensing osteit Fokal sementoosseöz displazi Fibröz displazi
A) B) C) D) E)
Coğrafik dil (eritema migrans)’in aşağıdaki hastalıklardan hangisi ile birlikteliği ve histopatolojik benzerliği vardır? A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
hangisi en önemli
malignite
Pleomorfizm Mitoz Invazyon Metastaz Hiperkromazi
11 -Lökositlerin damar tümeninden interstisyel dokuya geçişini sırasıyla izleyen olaylar aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Marjinasyon - adezyon - yuvarlanma - diapedez migrasyon B) Marjinasyon - yuvarlanma - adezyon - diapedez migrasyon C) Migrasyon - marjinasyon - yuvarlanma - adezyon - diapedez D) Yuvarlanma - adezyon - marjinasyon - diapedez migrasyon E) Marjinasyon - migrasyon - diapedez - yuvarlanma - adezyon
kahverengi-
Melanin Karaten Antrakotik pigment Lipofuksin Hemosiderin
13-Aşağıdaki hücrelerden hangisi mononükleer fagositik sistem elemanlarından biri değildir? A) B) C) D) E)
Skleroderma Liken planus Pemfigus vulgaris Sistemik lupus eritematozus Psöriazis
10-Aşağıdakilerden kriteridir?
12-Aşağıdaki pigmentlerden hangisi siyah renkli endojen bir pigmenttir?
Kupffer hücreleri Osteoklastlar Mikroglial hücreler Alveolar makrofajlar T lenfositler
14-Aşağıdakilerden hangisi koroner tıkanmasına sıklıkla neden olur? A) B) C) D) E)
arter
Enfeksiyöz vaskülit Yağ embolisi Kronik ateroskleroz Travmatik nedenler Kistik medial dejenerasyon
15-Nörosekretuvar fonksiyonla karakterize malign tiroid tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Anaplastik karsinom Papiller karsinom Foliküler karsinom Immünoblastik lenfoma Medüller karsinom
16-Cilt biyopsisinde epidermis içinde belirlenen Pautrier mikroapseleri aşağıdaki hastalıklardan hangisine ait bir bulgudur? A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
A) B) C) D) E)
Psöriazis Mikozis fungoides Liken planus Eritema multiforme Pitriazis rosea
17-Mikozis fungoides’te epidermisi eden Sezary hücrelerinin immün aşağıdakilerden hangisidir?
infiltre fenotipi
CD4 (+) CD7 (+) CD8 (+) CD20 (+) CD30 (+)
18-Oligodendrogliomların astrositomlardan ayrımında kullanılan ve oligodendrogliomlar için prognostik önemi olan genetik değişiklik aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
20-Aşağıdaki merkezi sinir sistemi tümörlerinden hangisi, neoplastik nöronal komponent içerir?
EGFR amplifikasyonu PTEN mutasyonu Kromozom 1p/19q kaybı VEGF amplifikasyonu İN 11 mutasyonu
Gangliogliom Oligoastrositom Menenjiyom Glioblastom Ependimom
21-Çocuklarda ve gençlerde serebral hemisferlerde meninkslerle ilişkili yüzeyel kitle oluşturan tümör aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Pilositik astrositom Santral nörositom Kordoid gliom Supependimom Pleomorfik ksantoastrositom
22-Akut inflamasyonda nötrofillerin damar içinde yuvarlanmasında etkili olan adezyon molekülü aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Selektin Integrin Kemokin Sitokin PECAM-1
19-Aşağıdakilerden hangisi çocukluk çağında ortaya çıkan nöroblastom için iyi prognostik özelliklerden biridir? A) B) C) D) E)
Diploid DNA N-myc amplifikasyonu Ganglion hücre yokluğu Yüksek telomeraz ifadesi Reversible ikinci faz reaksiyonları > irreversible (kovalent bağ içerdiği için) REAKSİYON ÖRNEK İLAÇLAR Oksidatif reasiyonlar N-dealkilasyon
Kafein, teofilin, imipramin, diazepam, kodein, eritrominis,
O-dealkilasyon
Dekstrometorfan, indometazin,
Alifatik hidroksilasyon Aromatik hidroksilasyon N-oksidasyon
Siklosporin, midazolam, tolbutamid, ibuprofen, pentobarbital Amfetamin, varfarini fenitoin, fenobarbital, propranolol, Meperidin, dapson,
S-oksidasyon
Omeprazol, simetidin, klorpromazin
Deaminasyon
Amfetamin, diazepam,
Hidroliz reaksiyonları Kokain, prokain, meperidin, enalapril, aspirin indmetazin, prokainamid, lidokain Konjugasyon reaksiyonları Glukronidasyon
Lorazepam, asetaminofen, morfin,
Sülfat
Metildopa, steroidler
Asetilasyon
Klonazepam, sülfonamidler, izoniazid, hidralazin
30-Aşağıdaki maddelerden hangisi etkisini sitokin reseptörleri üzerinden göstermez? A) Prolaktin B) Büyüme hormonu C) Epidermal kaynaklı büyüme faktörü D) Eritropoietin E) İnterferon
31-Aşağıdaki mediyatörlerden hangisinin reseptörü JAK-STAT kenetli değildir ? A) Büyüme hormonu B) Prolaktin C) interferon D) İnsülin E) Eritropoetin
32-Aşağıdaki reseptörlerden hangisi iyon kanalıdır? A) Muskarinik M4 B) GABA B C ) 5HT2 D) Glutamat NMDA E) Adrenerjik alfa 1 RESEPTÖRLER 1) G PROTEİNLERİ İLE KENETLİ RESEPTÖRLER - Hücre membranının intrastoplazmik yüzünde bulunurlar - Membranı yedi kez kat ederler buna serpantin yapı da denir. - Alfa, Beta, Gama olmak üzere 3 alt birimden oluşur, bu proteinlere bağlı GDP bulunur. - Dışardan gelip reseptörü uyaran maddeye 1. haberci veya ligand adı verilir. Agonist veya ligand gelip reseptöre bağlandığı zaman alfa alt birimi kompleksten ayrılır ve GDP de GTP’ye dönüşür. - GTP-alfa; Hücre membranında bulunan adenilat siklaz ve fosfolipaz C gibi effektör enzimi etkiler. - Enzimin aktive olması ile cAMP örneğinde olduğu gibi bir ikinci haberci oluşur ve bu ikinci haberci de gidip protein kinaz enzimini uyarır - Protein kinaz hücre içi bazı hedef proteinleri fosforile eder ve böylece sinyal kaskadı tamamlanmış olur. 1) Gs subtipi; alfa- GTP kompleksi aktifleşince hücre membranının diğer tarafında bulunan adenilat siklaz enzimini stimüle eder. Bu enzim uyarılınca ikinci haberci olarak cAMP üretilir. cAMP protein kinaz-A enzimini uyarır. Protein kinaz-A (PK-A) da hedef proteinlerde fosforilasyonu sağlayarak fizyolojik etki ortaya çıkar. 2) Gi subtipi; Gs reseptörden farklı olarak agonist veya ligand tarafından reseptör uyarılınca, aktif hale gelen alfa-GTP kompleksi adenilat siklaz enzimini inhibe eder. Sonuçta adenilat siklaz inhibisyonuna bağlı olarak cAMP düzeyi azalır. cAMP miktarı azalınca Protein kinazAaktivasyonu ve Protein kinaz A’nın hedef proteinlerde fosforilasyonu inhibe olur. 3) Gq subtipi; Reseptör ligand tarafından uyarılınca alfa-GTP kompleksi burada Gs ve Gi alttiplerden farklı olarak fosfolipaz C enzimini uyarır. Fosfolipaz C enzimi inositol 4-5 bifosfatı parçalayarak iki tane ikinci haberci açığı çıkarır.
Birinci açığa çıkan ikinci haberi diaçilgliserol (DAG)’dür. DAG Protein kinaz-C’yi uyarır ve fosforilasyon ile sinyal kaskadı tamamlanır. Diğer açığa çıkan ikinci haberci ise inositol trifostat (IP3’)dür. IP3 sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salınımını artırır. Kalsiyum kalmodüline bağlanır ve kalsiyum 2.haberci işlevi görür. 2) İYON KANALI RESEPTÖRLERİ En hızlı yanıt alınan reseptör çeşidi iyon kanalı reseptörleridir.
İYON KANALI ÖZELLİĞİ TAŞIYANRESEPTÖRLER: - Serotonin 5 HT3 (Na -K) kanaI reseptörü, emetik reseptördür. Ondansetron kemoterapinin indüktediği emezis tedavisinde kutlanılan 5HT3 reseptör blokörüdür. - Gba - Glisin (Cl kanalı), inhibötör nörotransmitterlerdir. Glutamat - Aspartat (Na-K-Ca kanalı), eksitatör nörotransmitterler. - Nikotinik Asetilkolin reseptörleri (Na-Kkanalı) - Adenozin veya ATP için pürinerjik reseptörler adı da verilen P2X reseptörleri de iyon kanalıdır. Adenozin ve ATP pürinerjik reseptörlerin endojen ligandıdır. İyonotrop reseptörler olarak bilinen P2X reseptörleri katyon kanallarıdır. Özellikle K iyonunu geçirirler.
Agonist reseptöre bağlanınca Guanilat Siklaz enzimi aktifleşir ve ikinci haberci olarak cGMP oluşur. cGMP protein kinaz G yi aktifleştirir ve miyozin hafif zincirinde defosforilasyon gerçekleşerek sinyal kaskadı tamamlanır. Guanilat Siklaz enzimi iki çeşittir: 1 - Membran veya Zar Guanilat Siklazı Membran guanilat siklazının ligandları Natriüretik peptidler ve Guanilindir. 2 - Sitoplazmik veya Solubl Guanilat Siklaz 35 Sitoplazmik veya solübl guanilat siklazın primer ligandı Nitrik Oksit (NO) tir. 6) HÜCRE İÇİ RESEPTÖRLER Lipofilik hormonlarda aynen lipofilik ilaçlarda olduğu gibi hücre membranını kolayca geçerler ve bunların reseptörleri hücre içerisindedir. Bu hormonların diğer bir özelliği aynen lipofilik ilaçlarda olduğu gibi plazma proteinlerine fazla bağlanmalarıdır. Kortikosteroidler, Mineralokortikoidler, Östrojen, Progesteron, Testosteron, D vitamini ve A vitamini (Retionik Asit) reseptörleri sitoplazmada bulunur.
3) TİROZİN KİNAZ RESEPTÖRLERİ Reseptörün ekstraselüler kısmına ligand veya 1. habercinin bağlanması ile birlikte sitozolik kısımdaki tirozin kinaz enzimi aktifleşir Bu reseptörün en önemli özelliği aynı zamanda enzimatik özelliğinin bulunmasıdır.
33-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi önemli bir transporter protein olan P-glikoproteini inhibitörü değildir? A) Kinidin
Tirozin kinaz reseptörleri ile kenetli olan horman ve liaandlar: İnsülin PDGF (platelet kaynaklı büyüme faktörü) VEGF IGF-1, IGF-2 EDGF (epidermal kaynaklı büyüme faktörü) MCSF(makrofaj koloni stimulan faktör) 4) SİTOKİN- JAK STAT RESEPTÖRLERİ Mekanizma olarak Tirozin kinaz reseptörlerine benzer. Burada farklı olarak fosfofilasyon JAK (januskinaz) proteinleri tarafından yapılır.
Sitokin-iak stat reseptörlerini kullananlar: Sitkinler interferon Prolaktin Leptin Büyüme hormon Eritropoetin 5) GUANİLAT SİKLAZ RESEPTÖRLERİ Bu reseptör sisteminde aktive olan enzim; Guanilat Siklaz enzimidir. Burada reseptör ve enzim bir arada bulunur. Yani reseptör aynı zamanda enzim fonksiyonu gösterir.
B) Verapamil C) Siklosporin D) Digoksin E) Eritromisin P -glikoproteini ilaç transportunda rol oynayan önemli bir taşıyıcı proteindir. P-glikoproteini antineoplastik ilaçların ve tetrasiklin gibi antibiyotiklerin hücre dışına atılmasında yani effüks mekanizmasında majör rol oynar. Hücre içine alınan ilaçların geri atılmasını sağlayarak ilaçların plazma düzeyini düşürür. Pglikoproteini inhibe eden ilaçlar, bu protein aracılığı ile transportu yapılan digoksin gibi ilaçlarla birlikte verildiğinde bu ilaçların plazma seviyelerini yükseltebilirler. Digoksin P- glikoproteini inhibe etmez ancak p- glikoproteini ile atılır. Farmakolojide en önemli p- glikoproteini inhibitörleri; Verapamil, kinidin ve siklosporindir. Bu yüzden veramapimil ve kinidinle digoksin kombine edilecekse intoksikasyona yol açmamak için yarı doz digoksin kullanılmaldır.
46 2-46 3
/■
önemli P- glikoproteinin İnhibitörleri: • Verapamil • Siklosporin • Kinidin • Eritromisin • Diltiazem • Amiodarone • Ketokonazol
2) Veriliş yeri ile ilgili faktörler: A) Dokunun içinden geçen kan akım hızı Kan akımının azalmasına neden olan durumlarda (şok, hipotansiyon, kalp yetmezliği, miksödem ve arter tıkanıklıkları) absorpsiyon hızı azalır.
B) Absorbe edilen yüzeyin genişliği İlaç ne kadar geniş bir yüzeye uygulanmışsa ve bu yüzey ne kadar fazla geçirgen ise absorpsiyon o kadar hızlı olur.
C) Membranın kalınlığı 34-Aşağıdakilerden hangisi bir ilacın lipofilikliğini etkileyen en önemli faktördür?
Inhalasyon ile alınan gaz ve buhar şeklindeki ilaçlar, alve olar membranın inceliğinden doğan yüksek geçirgenlik nedeni ile hızlı absorbe edilirler
A) İlacın iyonizasyon derecesi B) İlaç konsantrasyonu C) İlacın plazma proteinlerine bağlanma oranı D) Molekül büyüklüğü
35- Aşağıdakilerden hangisi parsiyel agonist değildir?
E) İlacın verildiği dokunun içinden geçen kan akım hızı Farmakokinetiğin temel prensipleri TUS farmakolojisinde her zaman önemlidir. Absorpsiyon hızına etki eden faktörler: 1) İlaçla ilgili faktörler: A) İlacın fizikokimyasal özelliği (en önemli faktör) i) Molekül büyüklüğü Büyük moleküllü ilaçlar, ufak moleküllü ilaçlara göre daha yavaş absorbe olur. ii) Farmosötik şekli Tablet, draje ve benzeri katı farmasötik şekillerin absorbe olabilmesi için iki aşamadan geçmesi gerekir.
Disintegrasyon: İlacın ufak taneciklere ayrışması Dissolüsyon: ilaç moleküllerinin mide-barsak sıvısında çözünmesi iii) Lipofiliklik iv) İyorıizasyorr, İlacın lipofilikliğini belirleyen en önemli faktördür, iyonize ilaç molekülleri lipidlerde pek çözünmezler, dolayısıyla membranlardan geçişleri ve absorpsiyonları güçleşir.
B) İlacın uygulandığı yerdeki konsantrasyonu ilacın uygulandığı yerdeki konsantrasyonu yüksek ise, absorpsiyonu hızlı olur.
C) İlacın farmakolojik özelliği Vazokonstriktör etkili ilaçlar uygulandıkları yerden geçen kan akımını azaltarak kendi absorpsiyonlarını yavaşlatırlar.
A) Nalorfin B) Tamoksifen C) Kaptopril D) Ergotamin E) Pindolol Parsiyel agonist kavramı genel farmakolojinin olmazsa olmazlarındandır.!
AGONİST-ANTAGONİST; Agonist; Reseptörü uyardığı
zaman reseptör düzeyinde eylem oluşturarak farmakolojik etki ortaya çıkaran ilaçtır. Agonist tarafından reseptörün uyarılması ile aktivasyon veya inhibisyon görülebilir. Agonistin potensini belirleyen parametre; pD2’dir.
pD2; -log EC50’dir. Antagonist; Reseptöre
bağlanarak reseptör düzeyinde farmakolojik etki ortaya çıkartmayan maddedir. Antagonistlerin blokör olarak tanımlanmasının nedeni reseptörü boş yere doldurarak , reseptörün agonist tarafından uyarılmasını engellemelerinden dolayıdır. Antagonistin potensini belirleyen parametre; pA2’dir. pA2 değeri, agonistin aynı etkiyi
oluşturabilmesi için iki kat daha yüksek konsantrasyonda kullanılmasını gerektiren antagonist konsantrasyonunun negatif logaritmasıdır. Efikasite Emax olarak ifade edilen maksimum etkiye denilir.
Her ilaç için o ilaca özgü reseptörü aktive etme değeri olarak nitelendirilebilen bir değeri vardır. Bu değer ilacın etkinliği ile ilgili bir parametredir ve “intrinsik aktivite” olarak ifade edilir. İlaçların intrinsik aktivite değerleri 1 ile 0 arasında değişir; Full agonist için □ değeri 1 olarak ifade edilir. Yani agonist reseptörü bir birim uyarır. Antagonist; için ise □ değeri 0 olması ifade edilir. Yani antagonist reseptör düzeyinde hiçbir etki oluşturmaz. Parsiyel agonist ise ; □ değerinin 0 ile 1 arasında olduğu bir ilaç grubudur. Tek başlarına verildiklerinde
agonist gibi davranırlar fakat etkileri full agonistten daha zayıftır. Full agonistle birlikte parsiyel agonist verildiğinde full agonistin etkiniğini azaltarak antagonist gibi davranmaya başlarlar.
etki /
k
x
/V
,
-----"
% 50
/
T P °2 *
P °2 y
cons
İLACIN KONSANTRASVON-RTKİ GRAFİĞİ Yonsnıı Oluşturan İlaç Konsantrasyonu Potens Değerini Verir)
EC50; ED50;
kademeli doz cevap ilişkisinde potensi gösterir. kuvantal doz cevap ilişkisinde potensi gösterir.
pD2; Agonistin potensini gösterir. pA2; Antagonistin potensini gösterir. EC50, ED50, pD2, pA2 değerlerinden hangisi daha küçük ise o ilaç diğerlerine göre daha güçlüdür.
Bazı önemli parsiyel agonist örnekleri: Saralazin Ergotamin Pindolol Asebutolol Nalorfin Tamoksifen
DOĞRU ADRES
TUS
TIME
ENEYELİM 1. Ufak parçacıklara ayrılan ilaç molekülünün absorbe edileceği yüzeye ulaşabilmesi için midebarsak sıvısı içinde bir miktar çözünmesi olayına ne ad verilir? A) Absorbsiyon B) Redistrübisyon (Yeniden dağılım) C) Disintegrayon
5. Aşağıdakilerden hangisi bazik ilaçtır? A) Amfetamin B) Sulfadiazin C) Metotreksat D) Salisilat E) Fenobarbital
D) Dissolüsyon E) Metabolizma
6. Bir ilacın kararlı plazma konsantrasyonuna erişmesi için geçen süre aşağıdakilerden hangisine bağlıdır? 2. İlaçların biyolojik membranlardan geçerken en sık kullandıkları yol aşağıdakilerden hangisidir? A) Kolaylaştırılmış difüzyon B) Aktif transport C) Reseptör aracılı endositoz D) Pinositoz
A) Infüzyon hızı B) Doz aralığı C) Doz D) Sanal dağılım hacmi E) Eliminasyon yarı ömrü
E) Pasif difüzyon
3. Aşağıdakilerden hangisi ilaçların absorbsiyonunu etkileyen faktörlerden değildir?
7. Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin plazma proteinlerine bağlanma oranı düşük değildir.? A) Parasetamol B) Asiklovir C) Lityum D) Gentamisin E) Furosemid
A) İlacın lipit/su partisyon katsayısı B) ilacın uygulama yolu C) İlacın disosiasyon sabitesi
D) Absorbe edilen yüzey E) İlacın konsantrasyonu
4. insülin moleküllerinin hücre içine aşağıdaki yollardan hangisi ile olur? A) Pasif difüzyon B) Aktif transport C) Reseptör aracılı endositoz D) Kolaylaştırılmış difüzyon E) Pinositoz
alınması
8. Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin dağılım hacmi en büyüktür? A) Tiazidler B) imipramin C) Lityum D) Diazepam E) Verapamil
9.
Aşağıda verilen ilaç ile sekestrasyona uğradığı doku/organ eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
14.
G proteinlerinin aktivasyonu aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmez?
İlaç
Doku/organ
A) Adenilat siklaz aktivasyonu
A) Griseofulvin
keratinize doku
B) Guanilat siklaz aktivasyonu
B) Tetrasiklin
Kemik, Diş
C) Fosfolipaz C aktivasyonu
C) Kalp glikozidleri
Çizgili Kas
D)
D) Klorokin
Retina
E) cGMP fosfodiesteraz aktivasyonu
E) Radyoaktif iyot
Gonadlar
sonucu
Adenilat siklaz inhibisyonu
15. Aşağıdakilerden hangisinin reseptörü tirozin kinaz aktivitesi gösterir? 10.
Aşağıdaki ilaçlardan hangisi ön ilaçtır? A) ANH A) kaptopril
B) KORTİZOL
B) karbamazapin
C) PTH
C) noradrenalin
D)
D)
E) HİSTAMİN
simvastatin
TGF-B
E) gentamisin 16. Aşağıdakilerden hangisi, CAMP üzerinden etki etmez? 11.
Aşağıdakilerden hangisi reaksiyonu değildir?
Faz
I metabolizma A) TSH reseptörü B) AT-2 reseptörü
A) N - oksidasyon
C) Glukagon reseptörü
B) Deklorinasyon
D)
C) Hidroliz
E) Parathormon reseptörü
H2 histamin reseptörü
D) Metilasyon E) Alifatik hidroksilasyon 17. Aşağıdaki reseptörlerden hangisi iyon kanalı ile kenetli değildir? 12.
Aşağıdaki ilaç İkililerinden hangisi arasında tubüler reabsorpsiyon düzeyinde bir etkileşim söz konusudur? A) Salisilat - Sodyum bikarbonat
B) Probenesid - Penisilin G
A) Glutamat NMDA B) Serotonin 5-HT3 C) Adenozin reseptörleri D)
GABA-B
E) Asetilkolin nikotinik
C) Rifampin - Fenitoin
D) Kolestiramin - Asetaminofen E) Verapamil - Digoksin
18.1. Tirozin kinaz. II. İyon kanalı reseptörü III. Guanilat siklaz enziminin aktivasyonu IV. Nükleus üzerinden
13.
Aşağıdakilerden hangisi sistemik ilaç uygulama yolu değildir?
Aşağıdaki endojen maddelerden hangisi yukarıdaki mekanizmalardan hiçbirisini kullanmaz?
A) İnhalasyon
A) Serotonin
B) Sublingual
B) ANH
C) İntra artiküler
C) insülin
D) İntravenöz
D)
E) Rektal
E) Adrenalin
Kortizol
/
19.
Aşağıdaki durumların hangisinde doz-cevap” eğrisi kullanılır?
“kuvantal
21. Aşağıdaki ilaç çiftlerinden hangisinin arasında fizyolojik antagonizma vardır?
A) Kan şekerini düşüren ilacın etkinliğini araştırmak için
A) Fizostigmin - Asetilkolin
B) Bulantı ve kusmayı önleyen ilacın etkinliğini araştırmak için
C) Diazepam - Flumazenil
B) Protamin - Heparin D) Gentamisin - Amfoterisin B
C) Kalp hızını artıran ilacın etkinliğini araştırmak için
E) NSAİİ - ACE inhibitörleri
D) Damar düz kasını gevşeten ilacın etkinliğini araştırmak için E) İdrarda su ve tuz atılmasını değiştiren ilacın etkinliğini araştırmak için
20.Glukagon hangi antogonizma sayesinde bloker zehirlenmesinde kullanılır?
22. Fetus üzerinde zararı kesin olan, fakat gebe kadında kullanılmasının yararının, fetusa zararına göre fazla olması söz konusu olduğu durumlarda kullanılabilen ilaçlar hangi gruba girer? betaA) A B) B
A) Kimyasal antagonizma B) Fizyolojik antagonizma C) Farmakolojik antagonizma D) Negatif antagonizma
C) C D) D E) X
E) Non kompetif antagonizma 1-D, 2-E, 3-C, 4-C, 5-A, 6-E, 7-E, 8-B, 9-E, 10-D, 11-D, 12-A, 13-C, 14-B, 15-D, 16-B, 17-D, 18-E, 19-B, 20-B, 21-E, 22-D
OTONOM SİNİR SİSTEMİ
DOĞRU ADRES
T U S O H tfT T M E
TUS
1-
DOĞRU ADRGS
TIME
Aşağıdakilerden hangisi asetilkolin sentezleten enzimdir? A) Kolinesteraz B) Monoamin oksidaz C) Lipooksijenaz D) Peptidil dipeptidaz E) Kolin asetiltransferaz
2-
Asetilkolin sitoplazmada sentezlendikten sonra, bir takım taşıyıcılarla depolanacakları veziküllere taşınır. Bu taşıyıcıların spesifik inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Hemikolinyum B) Kürar C) Kolinesteraz D) Atropin E) Vezamikol
Asetilkolin sinaptik aralıkta etki ortaya çıkardıktan sonra kolinesteraz enzimi tarafından parçalanır. Bu parçalanma ile kolin ve asetat açığa çıkar. Asetat vücuttan atılır, ancak kolin vücut için çok değerli bir maddedir. Vücut kolinden vazgeçemez. Bu yüzden kolini presinaptik nöron içine reuptake eder. Reuptake edilen kolin, kolin asetiltransferaz enzimi tarafından asetil CoA ile birleştirilir ve asetilkolin sentezlenir. Presinaptik nöron sitoplazmasında sentezlenen asetilkolin bir taşıyıcı proteinin sırtında vezikül içerisine alınır ve döngü tamamlanmış olur. Asetilkolin sentezinde hız kısıtlayan basamak, kolinin membranlardan geri transportudur. Hemikolinyum bu transportun spesifik inhibitörüdür. Asetilkolin sentezlendikten sonra, bir takım taşıyıcılarla depolanacakları veziküllere taşınır. Vezamikol ise bu taşıyıcıların spesifik inhibitörüdür.
3- Aşağıdakilerden hangisi feniletanolamin N-metiltransferaz enzimiyle ilgili olarak yanlıştır? A) Noradrenalinden adrenalin sentezinden sorumludur B) Yaygın olarak dokularda bulunan bir enzimdir C) Metil vericisi S-adenozil metiyonindir D) Glukokortikoidler tarafından aktivitesi artırılır E) Adrenalin tarafından aktivitesi azaltılır Feniletanolamin N-metiltransferaz (PNMT) S-adenozil metiyonini metil vericisi olarak kullanarak N-metilasyonla noradrenalinden adrenalin sentezler. PNMT sadece adrenal medullada bulunur. PNMT aktivitesini glukokortikoidler artırır, adrenalin azaltır.
4- Aşağıdakilerden hangisinin inaktivasyonunda COMT enziminin etkisi yoktur? A) Adrenalin B) Noradrenalin C) İzoprenalin D) Dopamin E) Fenilefrin
f j NORCHNCH* ıNSCHTEZS • K k .B îb 'jt.ı
Ş İP B P O W2>CÜl • kR N i U P lA K t
oK»I ,
•CuM nı n t M k M V N
N^rcrnda lNtorepmfriv — yly - » T>a/^
Sm M
c
v e Sefımmı
6- Noradrenalinin endotel hücresine reuptake’ini (uptake-2) bloke eden madde aşağıdakilerden hangisidir?
jJ A) Trisiklik antidepresanlar B) Amfetamin C) Tiramin D) Kokain E) Steroidler
a
MORfcPlNÇRRM
UZAKLAŞTIR*.MA5 # ‘>HİI « r Uy>«ml|r-
*G$lfiamn
9*n
7- Sinaptik aralığa salınan noradrenalinin sinaptik kavşaktan uzaklaştırılmasında rol oynayan mekanizma aşağıdakilerden hangisidir?
i*rMd:iHW*
5-
Hem asetilkolin, hem de noradrenalin salınımını artıran madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Hemikolinyum B) Rezerpin C) Latrotoksin D) Trisiklik antidepresanlar E) Kortikosteroidler
Latrotoksin: Hem sempatik sistemin nörotransmitteri olan noradrenalinin, hem de parasempatik sistemin nörotransmitteri olan asetilkolinin salınımını artırır. Yani hem sempatik, hem de parasempatik etki ortaya çıkartır.
Parasempatik ve Sempatik Sistemi Etkileyen Maddeler PARASEMPATİK
SEMPATİK
Re-uptake’i bloke eden:
H em ikolinyum
TAD
Hız kısıtlayıcı basamak:
K olinin re -uptake’i
Tirozin hidroksilaz
Hız kısıtlayıcı basamağı bloke eden
H em ikolinyum
M etitirozin
V esam ikol
R ezerpin
Latrotoksin
Latrotoksin
Batulin Toksini
N öron blokörleri
M agnezyum
M agnezyum
Depolanmayı inhide eden: Salınımı aktive eden: Salınımı bloke eden:
A) COMT tarafından parçalanma B) Efektör hücreler tarafından alınması C) Presinaptik nörona reuptake D) MAO tarafından parçalanma E) Sistemik dolaşıma karışma Etkinin Sonlanımı Sinaptik aralıkta etkiyi oluşturan Nöradrenalin’dir. Noradrenalin sinaptik aralığa salındıktan sonra Noradrenalinin sinaptik aralıktan uzaklaşması büyük bir oranda (% 75) presinaptik nörona geri alınması RE- UP TAKE yolu ile olur. Bu reuptake’i geçekleştiren pompaya aminerin sinaptik aralıktan sitozole geçişini sağladığı için sitoplazmik amin pompası adı verilir. Ayrıca bu pompa sempatik nöronlar üzerinde bulunduğu için NöronalUptake de denmektedir. Bu pompanın bir diğer adı ilk bulunan geri alım sistemi olduğu için Uptake-1’dir. Nöronal Uptake= Sitoplazmik amin pompası= Uptake-1 Trisiklik antidepresanlar bunun en güzel örneğidir. Sitoplazmik amin pompasını kapattıkları için amin yapısındaolan katekolamin, seratonin (5-hidroksitriptamin) ve dopaminin geri alınmasını engellerler. Böylece katekolaminerjik ve serotonerjik aktivite arttığı için trisiklik antidepresanlar depresyon tedavisinde kullanılırlar. Fakat bunlar sinaptik aralıkta dopamin de biriktirdikleri için yani dopaminerjik aktiviteyi arttırdığı için bir hiperdopaminerjik status olan şizofreni de kontrendikedirler. En önemli Up take-1 inhibitörleri; Kokain Trisiklin Antidepresanlar Amfetamin Fenoksibenzamin Veziküler amin pompası inhibitörü: Rezerpin Sinaptik aralıktaki Noradrenalinin bir kısmı difüzyonla plazmaya geçer. Plazmaya geçen bir katekolaminler vaskuler endotel ve adipöz doku hücreleri tarafından geri alınır.
470-471
İşte sempatik nöronlar dışındaki farklı dokularda bulunan bu ikinci geri alım sistemine Up-take 2 veya ekstanöronal uptake de denir. En önemli Up take- 2 inhibitörleri; Glukokortikoidler Mineralokortikoidler Metilliksantinler Fenoksibenzamin Glukokortioidler en önemli Up-take-2 inhibitörleridir. Fenoksibenzamin ise hem Up take-1 hem de Up take - 2 inhibitörüdür.
8-
Aşağıdakilerden hangisi a1 adrenerjik reseptör uyarımına bağlı olarak ortaya çıkar? A) Bronkodilatasyon B) Vazodilatasyon C) Renin salınımı D) Kalp hızı artışı E) Midriyazis
9-
Aşağıdakilerden hangisi b2 reseptörler aracılığı ile gerçekleşmez? A) Uterus düz kasında gevşeme B) Bronkodilatasyon C) Karaciğerde glikojenolizin artması D) Glukagon salınımının artması E) Vazokonstrüksiyon
10-Hepatositlerden glikojenoliz, pankreas alfa hücrelerinden glukagon salınımı ve uterus, bronş gibi düz kaslarda gevşemeye neden olan adrenerjik reseptör aşağıdakilerden hangisidir? A) Alfal B) Alfa2 C) Betal D) Beta2 E) Beta3
Doku Vasküler düz kaslar a, Gözde radyal kas Pilomotor düz kas Sfinkterler Karaciğer Kalp «2 Bazı vasküler düz kaslar Yağ hücreleri Pankreas Böbrek Trombosit
Etki Konstrüksiyon Kontraksiyon (©midriyazis) Kontraksiyon Konstrüksiyon Glukojenoliz/glukoneogenez Kontraktiliteyi artırır Kontraksiyon Lipolizin inhibisyonu insülin salınımının inhibisyonu Renin salınımının inhibisyonu Agregasyon
P,
Kalp Böbrek Yağ hücreleri P2 Vasküler ve diğer düz kaslar Karaciğer Pankreas iskelet kası Mast hücreleri
(+) inotrop ve kronotrop Renin salınımı Lipoliz Relaksasyon Glukojenoliz/glukoneogenez Glukagon salınımı ® insülin salınımı Potasyumun hücre içine aliminin ve tremor Histamin salınımında inhibisyon
P3 Yağ hücreleri
Lipoliz (+) inotrop ve kronotrop
P< Myokard ve SA nodül
KATEKOLAMİNLER KATEKOLAMİNLERİN ETKİLERİ Kalbe Olan Etkisi, Beta-1 reseptörler üzerinden pozitif inotrop, pozitif kronotrop ve pozitif dromotrop özelliği vardır. Aynı zamanda katekolaminler kalpte beta1 reseptörler aracılığıyla özellikle akut miyokard infaktüsü ve konjestif kalp yetmezliği zemininde aritmiye neden olabilirler. Yani beta-1 reseptörün aritmojen özelliği de vardır. Damara Olan Etkisi, a1 reseptörler cilt ve mukazalardaki arteriyoller ile splahnik yatakta bulunurlar. Vazokonstrüksiyon ve hipertansiyona neden olurlar. P2 reseptörler ise İskelet kası kan damarlarında bulunur ve iskelet kası kan damarlarında vazodilatasyona neden olur. Adrenalinin damar üzerine etkileri damar yatağında hangi reseptörün daha fazla olmasına bağlı değişir.Örneğin Adrenalin ciltteki arteriyolleri burada a1 reseptörler yoğun olduğu için kasar, halbuki iskelet kası kan damarlarını burada p 2 adrenerjik reseptörler yoğun olduğu için gevşetir. Noradrenalinin a1 reseptörlere afinitesi çok fazladır. Noradrenalin koroner arterler hariç tüm vasküler yatağı kasar. İzoproterenolün ise alfa reseptörler üzerinde bir etkisi yoktur. p2 adrenerjik reseptörler üzerinden tüm vasküler yatağı gevşetir.
Noradrenalin
Sistol t - Diastot T
Bradikardi
Adrenalin
Sistol T - Diastol i
Taşikardi
İzoproterenol
Sistol t - Diastol t-
Taşikardi
Kan Basıncı Üzerine Etkileri: Noradrenalin verdiğimiz hastada alfa -1 reseptörler üzerinden vazokonstriksiyon olacak ve PVR artacaktır. Dolayısıyla diyastolik kan basıncı artacaktır. Diyastolik kan basıncı arttığı için ortalama arteryel basınç ta artacaktır. İzoprotrenol ise beta-2 reseptörler üzerinden vazodilatasyona yol açarak diyastolik kan basıncını düşürecek dolayısıyla ortalama kan basıncımda düşürecektir. Adrenalinin ise alfa ve beta reseptörlere afinitesi eşittir. Fakat (32 reseptörler geniş vasküler yatak olan iskelet kası kan damarlarında bulunduğu için net etkisi vazodilatasyon ve bir miktar ortalama arteryel kan basıncında düşüştür. Adrenalin Total Periferik
NA İzoproterenol
Dopamin
it
ÎT
u
n
U
ÎT
w
n
Koroner Kan Akımı
ît
T
t
T
Renal Kan Akımı
i
4.
4.
îî
Direnç Ortalama Kan Basıncı
Adrenalin, İzoprotrenol ve Noradrenalin'in üçüde kardiyak outputu artırdığı için sistolik kan basıncını yükseltirler. Göz’e Olan Etkileri; a 1; Radial kası kasarak midriazis oluşturur. Silier kasta az gevşeme yaptığı için akomodasyon bozukluğu yapmazlar. Yani siklopleji yapmaksızın midriyazis yaparlar. P aköz hümör salınımmı artırır..a aköz hümör drenajını artırır.Bu yüzden glokom tedavisinde alfa agonistler ve beta blokörler kullanılır. Düz Kaslarda; p 2 reseptör üzerinden damar, bronş, GIS ve mesane gibi tüm düz kaslarda gevşeme yaparken, a 1 adrenerjik reseptörleri üzerinden iç sfinkterleri kasarlar, p-2 adrenerjik reseptör ile Mesane detrüssör kasını gevşetir ve a 1 adrenerjik reseptörler ile de mesane boynu sfinkterini kasarlar. Dolayısıyla idrar retansiyonu oluştururlar. Metabolik Etkiler, Karaciğer ve kasta glukojenolizi P 2 reseptörler aracılığıyla stimüle eder. Yine p 2 reseptörler aracılığıyla Glukagon salınımına neden olur. Sonuçta plazmada hiperglisemiye neden olur. Kan glukozu yükseldiği zaman kan glukozunu düşürmek için insülin salınımı da artar. Yani p 2 reseptörler hiperglisemiye yanıt olarak insülin salınımmı artırırlar. a2 reseptörler ise İnsülin salınımmı inhibe eder. Lipoliz-, p 1 ve p 3 reseptörler hormona duyarlı lipazı uyararak lipolize neden olur.
Özellikle yüksek dozda laktik asit miktarını artırıp metabolik asidozise neden olabilirler. P 2 reseptörler ayrıca Potasyum ve Fosfatın hücre içine girişini artırırlar. Beta blokörler hiperkalemiyaparlar.. Endokrin Etkileri;En önemli stres hormonlarından biri olan katekolaminler yine bir stres hormonu olan ve travmaya sistemik yanıtta artan ACTH sekresyonunu artırır. Katekolaminlerin en önemli endokrin etkilerinden biri de GnRH sekresyonunu artırmalarıdır.
11-Aşağıdaki sempatomimetik ilaçlardan hangisi düşük dozlarında vazodilatör etki oluştururken yüksek dozlarında vazokonstriktör etki oluşturur? A) Fenilefrin B) Noradrenalin C) Psödoefedrin D) Dopamin E) Terbutalin ADRENALİN; En önemli endikasyonları; Anafilaktik şok, kardiyopulmoner resüsitasyon ve lokal anesteziklerle kombinasyondur. Lokal anesteziklerle kombine edilmesinin nedeni adrenalinin vazokonstrüksiyon yaparak lokal anesteziklerin absorbisyonunu yani sistemik dolaşıma geçme oranlarını azaltmalarıdır. Subkutan, intravenöz, topikal ve inhaler kullanılabilir. NORADRENALİN; Sadece intravenöz kullanılır.Kalpte bradikardi yapar. Alfa reseptörlere afinitesi belirgindir, beta-2 ve beta-3 reseptörlere afinitesi yoktur. Beta-2 reseptörlere afinitesi olmadığı için metabolik etkisi de yoktur. İZOPROTERENOL; Alfa reseptörlere afinitesi yoktur. Sadece p reseptörleri üzerinden etki gösterir, beta-1, beta-2 ve beta-3 reseptörlere afinitesi eşittir. Beta-2 reseptörler üzerinden düz kasları gevşetir. Diğer katekolaminlerin aksine sadece COMT tarafından parçalanır. DOPAMİN; Dopamin etkileri doz bağımlı olarak değişen katekolamindir. Düşük dozlarda D-1A reseptörleri aracılığıyla renal kan akımını artıran, yüksek dozlarda a-1 reseptörler aracılığıyla renal kan akımını azaltan katekolamin dopamin’dir Primer endikasyonu şok tedavisidir. Kardiyojenik şok, septik şok, hipovolemik şok, hemorajik şok vs...
r
472-473
/
Ayrıca akut kalp yetmezliği ve dekompanse kalp yetmezliğinde de kullanılır. Dopamin ve dobutamin aynı zamanda dijital dışı pozitif inotrop ilaçlardır. DOBUTAMİN; P 1 adrenerjik reseptörlere selektiftir,Dopamin reseptörlerini etkilemez. Dopamin gibi kardiyak kontraktiliteyi ve kardiyak outputu artırır. Dopaminin aksine myokardın oksijen ihtiyacını artırmaz. Özellikle dekompanse kalp yetmezliğinde (dobutrex infüzyonu) ve şok tedavisinde kullanılır.
12-a-adrenerjik reseptörler üzerine en belirgin etki ortaya çıkartan aşağıdakilerden hangisidir? A) Adrenalin B) Noradrenalin C) İzoproterenol D) Dopamin E) Dobutamin a 1/2: Adrenalin > Noradrenalin » izoproterenol P,: İzoproterenol > Adrenalin = Noradrenalin P2: İzoproterenol > Adrenalin » Noradrenalin P3: İzoproterenol = Noradrenalin > Adrenalin
13-Adrenalinin aşağıdaki etkilerinden hangisi fentolaminle bloke edilebilir ancak propranolol ile bloke edilemez? A) Uterusta gevşeme B) Yağ dokuda cAMP miktarında artış C) Bronşiyal düz kaslarda gevşeme D) Sinüs nodu stimülasyonu E) İris radyal kaslarının kasılması Pupilde radyal kasların kasılması midriyazis yaptırır. Bu alfa reseptörün etkisidir ancak diğerleri |3 reseptör etkisidir. Propranolol p, fentolamin a bloker olduğundan iris radiyal kaslarının kasılması fentolaminle bloke olur ancak propranolol ile bloke olmaz.
14-Aşağıdaki reseptörlerden hangisinin uyarılması adrenal bezden katekolamin salınımına yol açar? A) Muskarinik B) a, C ) a2 D) Nikotinik E) P2 Adrenal bezlerdeki nikotinik reseptörlerin uyarılmasıyla katekolamin salınımı artar. Dolaşımdaki adrenalin düzeyi yükselir.
15-Aşağıdakilerden hangisi parasempatik sinir sisteminde kotransmitter olarak fonksiyon görür? A) Nöropeptid Y B) ATP C) Adrenalin D) VIP E) Noadrenalin -► N A -----------
VIP Nöropeptit Y/Somafostatin/Nörotensin
16-Muskarinik agonistler aşağıdakilerden hangi enzimi aktive ederek vazodilatasyon yaparlar? A) Guanilat siklaz B) Adenilat siklaz C) Fosfolipaz C D) Protein kinaz C E) Diaçil gliserol Muskarinik agonistler belirgin vazodilatasyon oluştururlar. Asetilkolin aracılı vazodilatasyonun intakt endotel varlığına gereksindiği bilinmektedir. Muskarinik agonistler endotel hücrelerinden düz kas gevşemesine neden olan gevşetici bir faktör salıverirler (endotel kaynaklı gevşetici faktör; endotelium derived relaxing factor veya EDRF) (NO). Bu madde, guanilat siklazı aktive eder,
cGMP’yi artırır ve düz kasta gevşemeye yol açar.
17-Asetilkolinin etkileri için aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
A) Gastrointestinal
sistem
19-Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin önceden verilmesi asetilkolinin etkisini belirgin olarak potansiyelize eder?
peristaltizminde azalma
B) Bronkospazm
A) Skopolamin
C) Miyozis
B) Glikopirolat
D) Sistemik arterlerde vazodilatasyon
C) Vekuronyum
E) Atriyumda gevşeme
D) Pralidoksim E) Neostigmin
18-Parasempatik sistemin etkilerinden olmayan aşağıdakilerden hangisidir?
Asetilkolini sinaptik kavşakta parçalayan enzim kolinesteraz enzimidir. Bu enzimi inhibe etmek asetilkolinin parçalanmasını engeller. Dolayısıyla etkisini belirgin olarak artırır. Şıklar içerisindeki tek kolinesteraz inhibitörü neostigmindir.
A) Miksiyon oluşturma B) Kalp hızında azalma C) Bronkokonstrüksiyon D) AV iletim zamanında kısalma E) Miyozis PARASEMPATOMİMETİKLERİN ETKİLERİ Asetilkolinin tüm sistemler üzerindeki etkileri şu şekilde formüle edilebilir: Damar düz kaslarında ve sfinkter kaslarında gevşeme, diğer düz kaslarda kasılma ve tüm dış salgılarda artış. Damarlar: Arter ve venlerde, endotelden M3 reseptörleri aracılığı ile NO salınımına yol açarak vazodilatasyon oluştururlar.
20-Kardiyovasküler sistemdeki muskarinik reseptörlere etkisi en fazla olan parasempatomimetik kolin esteri ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Asetilkolin B) Betanekol C) Karbakol D) Metakolin E) Pilokarpin
KVS: Negatif inotrop: Bu etki atriyumlarda görülür. Ventriküllerde parasempatik innervasyon bulunmadığı için ventrikülde negatif inotrop etki göstermez. Negatif kronotrop
21-Sadece oftalmik amaçla kullanılan kolin esteri aşağıdakilerden hangisidir?
Negatif dromotrop: AV iletim hızında yavaşlama ortaya çıkartırlar.
A) Metakolin
Solunum Sistemi: Bronş düz kasında kasılma yaparak bronkokonstrüksiyona neden olurlar. Bronşiyal bezleri stimüle ederler ve sekresyonu artırırlar.
C) Betanekol
Gastrointestinal sistem: Tüm GİS çeperindeki düz kasları kasarak tonus ve motiliteyi artırırlar. GİS sfinkterlerinde ise gevşeme yaparlar ve midenin boşalma hızını artırırlar..
B) Karbakol
D) Asetilkolin E) Arekolin
Dış Salgı Bezleri: Tüm dış salgıları artırırlar. Göz: İrisin sirküler kaslarını kasarak miyozis oluştururlar. Karanlıkta görme bozulur (gece körlüğü). Silyer kası kasıp akomodasyon spazmı oluştururlar. Bu kas gözü yakın görmeye odaklar ve uzak görme bozulur (miyopi). Mesane: Detrussör (çeper) kası kasıp, sfinkteri gevşettiği için miksiyon oluştururlar. Nörojenik mesanede (flask tip) kullanılırlar.
22-Mesane afonisini azaltmak için kullanılan ve kolinesterazlar tarafından hidrolize edilmeyen ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Asetilkolin B) Karbakol C) Betanekol D) Metakolin E) Pilokarpin
474475
X,
\
Karbakol: Kolinesteraza dayanıklıdır Karbokol daha çok nikotiniktir, glokomda lokal oftalmik kullanımı mevcuttur NikotiniloMuskarinik BetanekokKolinesterazlara dayanıklıdır. Sadece muskarinik reseptörlere afinitesi vardır. GIS ve mesane üzerine en güçlü muskarinik özelliği vardir. Dolayısıyla mesanenin kasılamadığı flask tip mesane, paralitik ileus gibi durumlarda betanekol kullanılır. GÖR’de ise düz kastan oluşan fonksiyonel sfinkteri kastığı için tarihi endikasyon olarak kullanılırdı. Metakolin: En güçlü muskarinik aktiviteye sahip olan kolin esteridir. Özellikle kardiovasküler depresan etkisi en güçlüdür. İntravenöz verildiğinde belirgin bradikardiye neden olan kolin esteridir. Astım tanısı şüpheli olan hastalarda Bronş hiperreaktivitesindin test etmek için özellikle metakolin kullanılır. Kolinesteraza duyarlılık
Muskarinik etki
Nikotinik etki
Asetilkolin
++++
+++
++/+++
Metakolin
+
+++
+
Karbakol
-
+
+++
Betanekol
-
++
-
25-Aşağıdaki reversibl kolinesteraz inhibitörlerinden hangisi kan-beyin bariyerini geçer? A) Fizostigmin B) Edrofonyum C) Neostigmin D) Ambenonyum E) Malation
26-Aşağıdakilerden etkisidir?
hangisi
ekotiofatın
gözdeki
A) Silyer kasta gevşeme B) Katarakt insidansında azalma C) Göz içi basıncında artma D) Midriyazis E) Sikloplejinin geri döndürülmesi
27-Aşağıdaki antikolinesterazlardan hangisi Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılır? A) Rivastigmin
23-Aşağıdaki reversibl kolinesteraz inhibitörlerinden hangisi en uzun etkilidir?
B) Distigmin C) Pridostigmin
A) Ambenonyum B) Fizostigmin C) Neostigmin D) Distigmin E) Rivastigmin
D) Neostigmin E) Edrofonyum
2824-Aşağıdakilerden hangisi en asetilkolinesteraz inhibitörüdür?
kısa
etkili
Etki bakımından fizostigmin ile asetilkolin arasındaki en önemli farklılık aşağıdakilerden hangisinde görülür? A) Mesane
A) Trimetafan B) Neostigmin C) Fizostigmin D) Edrofonyum E) Ekotiofat
B) Tükürük salgısı C) Peristaltizm D) Kan basıncı E) Trakeobronşiyal düz kas
29-Aşağıdaki maddelerden hangisinin etkisi nikotinik etkisine eşittir?
muskarinik
A) Efedrin B) Distigmin C) Betanekol D) Arekolin
Fizostigmin; Tersiyer amin yapısındadır. Bu özelliğinden dolayı Antikolinesterazlar içerisinde SSS’ne en fazla geçendir. Dolayısıyla; Atropin zehirlenmesinde SSS’ne iyi geçen kolinerjik ilaç olan fizostigmin kullanılır. Yine klasik antipsikotiklerin üyesi olan fenotiyazinlerin antikolinerjik yan etkileri vardır.
E) Karbakol
Yine fenotiyazin zehirlenmesinde de fizostigmin kullanılır.
ANTİKOLİNESTERAZLAR;
Fizostigmin verilen hastalarda daha fazla kardiyak aritmiye bağlı ölüm, daha fazla epileptik nöbet gelişimi izlendiği için Trisiklik anti depresan zehirlenmesinde fizostigmin kontrendikedir.
Asetilkolinesterazı inhibe ederek tüm sinaptik kavşaklardaki Ach miktarını artırırlar Böylece hem muskarinik hem nikotinik etki ortaya çıkartırlar. Böylece sempatik gangliyonlardaki nöronal nikotinik reseptörlerin uyarılmasına da bağlı olarak Fizostigmin örneğinde olduğu gibi antikolinesterazlar; diğer kolinerjik ilaçlardan farklı olarak kan basıncını yükseltir Çizgili kas sinir kavşağındaki yani Nöromuskuler kavşaktaki Ach miktarını artırarak çizgili kas üzerindeki müsküler tip Nikotinik reseptörlerin uyarılmasını sağlarla ve kas kasılmasını stimüle ederler. Özellikle periferik etkili antikolinesterazlar; Otoimmün bir hastalık olan çizgili kas sinir kavşağındaki müsküler tip nikotinik reseptörlere karşı otoantikorların geliştiği ve bu reseptörlerin tahrip olduğu Myastenia Graves tedavisinde kullanılırlar. **Reversıble İnhibitörler; Edrofonyum; Eliminasyon yarı ömrü en kısa olan reversible kolinesteraz inhibitörüdür. Kolinerjik tedavi almakta olan bir miyastenia graves hastası acil servise verilen kolinerjik ilacın yetersiz gelmesi ile myastenik kriz ile, kolinerjik ilacın dozunun fazla gelmesi ile de kolinerjik kriz ile gelebilir. Edrofonyum; işte bu kolinerjik- myastenik kriz ayrımında kullanılır ( Tensilon Testi). Edrofonyumu verdiğimiz zaman tablo düzeliyorsa hasta myastenik krizdedir, yani verdiğimiz kolinerjik ilaç dozu yetersiz gelmiştir. Edrofonyumu verdiğimiz zaman tablo daha da kötüleşiyorsa hasta verdiğimiz ilacın dozunun fazla gelmesine bağlı kolinerjik krizdedir. Edrofonyum nadiren paroksismal supraventriküler taşikardilerin tedavisinde de kullanılır. Distigmin; Reversible antikolinesteraz inhibitörleri arasında en uzun etkilisidir. İrreversible antikolinesterazlar asetilkolinesterazı kovalen bağla geri dönüşümsüz inhibe ederler bu yüzden her zaman için reversible inhibitörlere göre daha uzun etkilidirler.
Fizostigminin bir diğer endikasyonu ise glokomdur. Asetilkolinin injeksiyonu vazodilatasyon yapar ve kan basıncını düşürür. Damarların parasempatik innervasyonu olmadığı halde kolinerjik reseptörler bulunur. Etkisini fosfoinositol sistemi üzerinden gösterir. Fizostigmin ise asetilkolinesterazın inhibisyonu ile tüm vücutta kolinerjik aktivitenin artmasına neden olur. Damar yatakları böyle bir innervasyonu olmadığından etkilenmez. Neostigmin; Özellikle periferik etkisi belirgindir .Myastenia graves, paralitik ileus ve kürar grubu yani non depolarizan ( kompetetif etkili ) nöromusküler blokörierin etkisini geriye çevirmek için kullanılır.Burada çizgili kas - sinir kavşağında asetilkolin biriktirerek kürar tarafından bloke edilen müsküler tip nikotinik reseptörlerin uyarılmasını sağlar. Ambenonyum; İleus tedavisinde kullanılır Pridostigmin; Glokom, Myatenia gravis ve ileus tedavisinde kullanılır. Demekaryum; Özellikle Glokom tedavisinde kullanılır Takrin / Eptastigmin
Rivastigmin/ Galantamin/ Donapezil/
Alzheimer hastalığı bilindiği gibi beyinde kortikal atrofi, kolinerjik aktivite azalması ve nöronal senil amiloid plaklarla karakterize bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavisinde beyinde asetilkolin miktarını artırmak için santral etkili kolinesteraz inhibitörleri kullanılır. Böylece beyinde asetilkolin miktarı artırılarak hastanın semptomları azaltılır. Takrin; Hepatotoksiktir. Galantamin: modülatörüdür.
Aynı
zamanda
nikotinik
reseptör
Rivastigmin: Asetilkolinesterazın yanı sıra; Bütiril kolinesterazı yani psödokolinesterazı da inhibe eder. Donapezil: Hastalığın ağır seyrettiği vakalarda kognitif fonksiyonları düzeltmek için kullanılır. Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılan diğer bir önemli ilaç ise Glutamat NMDA reseptör blokorü olan Memantin’dir.
r
476477
X
\
**İrreversıble Arıtikolinesterazlar; Reversible kolinesteraz inhibitörleri kolinesteraz enziminin serin bölgesini karbamil’lerler. İrreversible inhibitörler ise asetilkolinesteraz enziminin serin bölgesine fosfat kovaien bağını kurarlar. İrreversible inhibitörlerin diğer adı ise organofosfatlardır. Organofosfatların fosfat kovaien bağını kurması yaklaşık 2-4 saat sürer. Buna yaşlanma yani "aging,, proçesi denir. Bu yüzden organofosfat intoksikasyonunda ilk 2 saat son derece önemlidir. Bu döneme altın saatler adı verilir. Tabun-Sarin-Soman (sinir gazı); Bu grubun içerisindeki en toksik olanlardır. Savaşlarda kimyasal silah olarak kullanılırlar. Malation-Paration; insektisit yani Böcek ilacı olarak kullanılırlar. Bu grup içerisinde terapötik indeksleri oldukça geniştir. Fakat böcek ilacı olarak yaygın kullanıldıkları için en sık zehirlenme tablosu da bunlarla oluşur. Ekotiofat-İzofiurofat; Glokom tedavisinde kullanılırlar. Antikolinerjiklerin oluşturduğu sikloplejiyi geri döndürür.. Silyer kası kasar. Kolinerjik etkinliği artırdığı için gözde miyozise neden olur. Ekotiofat iridokorneal açıyı genişleterek göz içi basıncı düşürür. Hem açık, hem de dar açılı glokom tedavisinde kullanılır.
31-Aşağıdakilerden hangisi sjögren sendromu tedavisinde kullanılan M3 reseptör agonistidir ? A) Sevimelin B) Arekolin C) Pilokarpin D) Oksotremorin E) Amanitin Kolinerjik ilaçların bazıları özellikle potansiyel soru değeri taşır Pilokarpin: Dış salgılar ve ekrin ter bezleri üzerine etkilidir.Pilokarpin sekresyonları belirgin artırır. Primer endikasyonu glokomdur. Dar açılı glokamda sirküler kası kasarak miyozise neden o lur. Böylece iridokorneal açı genişler ve schlem kanalından drenaj hızlanır. Açık açılı glokamda ise schlem kanalı düz kaslarını kasarak , schlem kanalının peristaltizmini artırarak akuöz hümör drenajını artırır. Arekolin: Öğrenme ve bellekle ilgili M1 reseptörlerinin selektif agonistidir. Pimer endikasyonu Alzhemier hastalığıdır. Oksotremorin:
30-Tarlasında böcek ilacı ile zehirlenen bir hastaya organofosfat intoksikasyonu tanısı konuluyor. Bu hastanın tedavisinde yeri olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Fizostigmin B) Atropin C) Pralidoksim D) Cildin yıkanması E) Giysilerin çıkarılması Organofosfat zehirlenmesinde vücuda en önemli giriş yolu cilttir. Bu nedenle ilk olarak giysiler çıkartılır, cilt bazik bir maddeyle veya sabunla ve bol suvla yıkanır. Damar yolu açılarak hasta atropinize edilir. Ağız kuruluğu gibi Atropin intoksikasyonu bulguları ortaya çıkana kadar hastaya atropin verilir. Gold standart tedavi ilk saat içinde Asetilkolinesteraz enziminin reaktivasvonunu sağlayan oksimler(pralidoksim. obidoksim ve diasetilmonoksimVin verilmesidir. Bir kolinerjik ilaç zehirlenmesinde reversible kolinesteraz inhibitörü olan fizostigmin kontrendikedir.
Oksotremorin striatumdaki muskarinik reseptörleri uyarır yani bu terazideki kolinerjik aktiviteyi artırır. Dopamin aleyhine denge bozulur. Bir nevi parkinson benzeri tablo oluşur. İlaçla parkinson oluşturduğumuz için deneysel parkinson yapan ilaçtır. Parkinsonun olmazsa olmaz bulgusu istirahat tremorudur. Başka bir ifadeyle deneysel tremor yapan ilaçtır. Sevimelin: Selektif M3 reseptör agonistidir, Özellikle sjögren sendromunda ve kserostomi tedavisinde kullanılır Amanitin: Amanita Phalloides mantarında bulunur.RNApolimeraz 2’yi inhibe eder. Böylece mRNA sentezlenmez. Amanitin zehirlenmesinde karaciğer yetmezliği olur. Muskarin: Amanita muscarina adlı mantardan elde edilmiştir. Muskarinik reseptörleri belirgin uyarır. Zaten muskarinik reseptörler adını muskarin den almıştır. Muskarin zehirlenmesinde antimuskarinik ilaç olan atropin kullanılır.
32-Hangisi kalpteki blokörüdür?
M2
reseptörlerinin
selektif
A) Darifenasin B) Pirenzepin C) Benztropin D) Tripitramin E) İpratropium Pirenzepi n/Telenzepin: s M, reseptörlerinin selektif blokörleridir. Gastroselektiftirler. Mide asit salgısını azaltırlar. Tripitramin: s Kalpteki M2 reseptörlerinin selektif blokörüdür.
İpratropium/Oksitropium/Tiotropium: Bronşlara selektiviteleri oldukça yüksektir. Bronkodilatasyon oluştururken mukosiliyer aktiviteyi bozmazlar. Bu da atropine belirgin bir üstünlüktür, inhalasyon yoluyla kullanıldıkları ve bronş mukozasından önemsiz derecede absorbe edildikleri için sistemik yan etkileri görülmez. Bronkodilatatör etkileri (32 agonistlerden daha zayıftır. En bronkoselektif olan ve en uzun etkilisi tiotropiumdur. Glikopirolat: Tükürük salgısını inhibe edici etkisi en güçlü olan antikolinerjiktir. Propantelin/Metantelin: Enurezis nokturna tedavisinde kullanılır (bu endikasyonda ilk tercih olarak imipramin kullanılır). Hiyozin-N-butilbromür: Safra kanallarına en güçlü etki gösteren antispazmodiktir.
Darifenasin: S Glandlar ve düz kaslardaki M3 reseptörlerinin selektif blokörüdür. 35-Aşağıdakilerden hangisi parasempatolitik ilaçların endikasyonlanndan biri değildir? A) Peptik ülser 33-Kuarterner amonyum türevi parasempatolitiklerden olmayan aşağıdakilerden hangisidir?
C) Organofosfat zehirlenmesi
A) Tiotropium
D) Preanestezik medikasyon
B) Glikopirolat
E) Dar açılı glokom
C) Metantelin D) Homatropin E) Hiyozin N-butilbromür
34-
B) Enürezis noktüma
Muskarinik reseptörlerden başka, sempatik ve parasempatik ganglionlardaki nikotinik reseptörleri de bloke eden ve antispazmotik olarak kullanılan aşağıdakilerden hangisidir? A) Ipratrapium bromür B) Propantelin
Parasempatolitiklerin kullanım Endikasyonları • Hareket hastalığı • Preanestezik medikasyon • AV blok • İntoksikasyon • Parkinson hastalığı • Midriazis oluşturmak için Parasempatolitiklerin Kullanım Kontrendikasyonları • Dar açılı glokom • İleus • BPH • Reflu • Ateşli hastalık
C) Metantelin D) Homatropin E) Hiyozin-N-butilbromür 36-Atropin aşağıdaki etkilerden hangisini bloke eder? KUARTERNER AMİN TÜREVLERİ A) Mekamilamin ile ortaya çıkan hipotansiyon SSS’ye girmezler. Sadece muskarinik reseptörleri değil, sempatik ve parasempatik gangliyonlardaki nikotinik reseptörleri de bloke ederler ve sempatolitik yan etkiler oluştururlar. Çok yüksek dozlarda nöromusküler kavşaktaki nikotinik reseptörleri de bloke ettikleri için nöromusküler blokaj oluşturabilirler.
B) Nikotin ile oluşan kan basıncındaki artış C) Neostigminin oluşturduğu iskelet kas gücündeki artış D) Egzersiz ile ortaya çıkan taşikardi E) Betanekolün oluşturduğu motilite artışı
478-479
DOĞRU ADRGS
TIME
37-Parasempatolitik ilaçlara en dirençli muskarinik reseptörlerin olduğu doku aşağıdakilerden hangisidir? A) Tükürük bezi B) Ter bezi C) Santral sinir sistemi D) Midenin pariyetal hücreleri E) Sinoatriyal düğüm
38-Atropin zehirlenmesinde aşağıdaki hangi bulgu görülmez? A) Ağız kuruluğu B) Nemli ve ıslak cilt C) Taşikardi D) Midriyazis E) Hipertermi Atropin Non selektif antimuskarinik ilaçtır. Parasempatolitik ilaçların prototipidir. Eliminasyon yarı ömrü 4 saattir. Gözdeli midriyatik etkisi 24 saat sürer. Atropinin en geç düzelen bulgusu ise sikloplejidir ve 1 hafta sürer. Atropin damarda histamin salınımına bağlı vazodilatasyon yapar. Bu yüzden atropin flushing’e neden olabilir. Farmakolojide önemli histamin salan ilaçlar; Atropin, kürar, morfin ve Vankomisin dir. Göz: Sirküler kası gevşeterek midriyazis ve fotofobiye yol açar. Atropinin bu etkisi 24 saat sürer. Siliyer kası felç ederek akomadasyon felcine, başka bir ifadeyle sikloplejiye yol açar. Böylece gözde yakını görme yetisi yitirilir . Yani geçici hipermetropiye yol açar. Atropinin sikloplejik etkisi 1 hafta sürer. Kalp: Düşük dozlarda santral vagal nükleusu uyararak bradikardiye neden olur. Fakat atropin taşikardiye özdeşleşmiştir. Kalpte bulunan M2 reseptörleri bloke eder ve taşikardi oluşturur. Atriyoventriküler ileti hızını artırır. Bu yüzden bradikardi ve A -V blok tedavisinde kullanılır. Solunum Sistemi: Sekresyonları azaltır ve bronkodilatasyona yol açar. Dış Salgılar. Ekrin ter bezlerini bloke ettiği için terlemeyi azaltır. Tükrük sekresyonlarını azaltır. Tüm dış salgıları azaltır. Ağız kuruluğu atropinin yani antikolinerjik ilaçların önemli bir yan etkisidir.
Gastrointestinal Sistem: Parasempatik sistemin motiliteyi artırıcı etkisini ortadan kaldırdığı için konstipasyona neden olur. Ayrıca düz kasları gevşettiği için spazm giderici özelliği de vardır. Genitoüriner Sistem: Mesane düz kaslarını yani detrüsörü gevşetir. Mesane boynu sfinkterini kasar. Sonuç idrar retansiyonudur. Santral Sinir Sistemi. Atropin santral sinir sistemine geçer . Fakat düşük dozlarda bir etkisi yoktur. Yüksek dozlarda ise eksitasyona neden olur. Sonuç olarak; Ağız kuruluğu, midriyazis, taşikardi, konstipasyon ve idrar retansiyonu en önemli antikolinerjik bulgulardır. Skopolamin: Atropin gibi santrale geçer. Fakat atropinin düşük dozlarda santral etkisi yokken skopolamin sedasyon yapar. Anterograd amneziye neden olur. (Midazolam gibi) Hareket hastalığının en etkili ilacıdır. (Hareket hastalığında yine H1 reseptör blokörleride kullanılır. Özellikle dimenhidrinat, buklizin, meklizin) ATROPİN ZEHİRLENMESİ Kemik kadar kuru, pancar kadar kırmızı, yarasa kadar kör Hastanın ekrin ter bezleri bloke olduğu için ve sekresyonları azaldığı için kemik kadar kurudur. Histamin salınımına bağlı vazodilatasyon veflushing olduğu için pancar kadar kırmızıdır. Ayrıca terleme azaldığı için gelişen hipertermide buna katkıda bulunur. Sikloplejiye bağlı hasta yakını göremez bu yüzden yarasa kadar kördür. İlk bulgu ağız kuruluğudur. Ani başlayan görme bozukluğu ise en spesifik bulgudur. Atropin santralede geçebilen antikolinerjiktir.Tedavide santrale geçebilen kolinerjik ilaç olan fizostigmin kullanılır. En kolay bloke olan tükürük ve ter bezleridir. En dirençli olan ise midenin pariyetal hücreleridir.
39-Antimuskarinik ilaçların göz üzerindeki etkilerinden olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Siklopleji B) Midriyazis C) Göz yaşı salgısında azalma D) Akomodasyon kaybolmaz E) Akut glokoma yol açabilir
Antimuskarinik ilaçların göz üzerine etkileri: Pupiller konstrüktör kas muskarinik kolinerjik akti vasyona bağ ımİ ıd ır. Bu aktivasyon topikal olarak atropin ve diğer tersiyer antimuskarinik ilaçların uygulanmasıyla etkin biçimde bloke edilir ve karşı konulamayan sempatik dilatatör aktivite ve midriyazis ile sonuçlanır.
41-Aşağıdakilerden hangisi noradrenerjik sinapsta transmitter “reuptake”inin inhibisyonuna bağlı olarak periferik sempatomimetik etki gösteren lokal anesteziktir? A) Kokain B) Bupivakain C) Lidokain
Antimuskarinik ilaçların ikinci önemli oküler etkisi silyer kas paralizisi veya sikloplejidir. Siklopleji sonucu akomodasyon yapma yeteneği kaybolur, tam olarak atropinlenmiş göz yakın görme için odak yapamaz. Midriyazis ve siklopleji oftalmolojide terapötik olarak yararlıdır. Aynı zamanda potansiyel olarak tehlikelidir. Çünkü dar bir ön kamera akut glokoma zemin hazırlar. Antimuskarinik ilaçların üçüncü oküler etkileri gözyaşı salgısını azaltmalarıdır. Yüksek dozda antimuskarinik ilaç alan hastalar kuru ve kum dolu gözlerden yakınır.
40- Presinaptik nörondan salınan noradrenalin kendi salimim aşağıdaki reseptörlerden hangisi üzerinden keser? A) Presinaptik |31 reseptörü üzerinden B) Postsinaptik a 1 reseptörü üzerinden C) Postsinaptik (32 reseptörü üzerinden D) Presinaptik a2 reseptörü üzerinden E) Postsinaptik |33 reseptörü üzerinden Presinaptik nörondan salınan noradrenalin sinaptik kavşakta belli bir konsantrasyona ulaştıktan sonra presinaptik a2 reseptörlerine bağlanır. Presinaptik nörondaki a2 reseptörleri otoreseptördür ve noradrenalinin presinaptik salınımını keser. Bu reseptör üzerinden etki gösteren ilaçlar bu nedenle isminin tam tersi etkiyi ortaya çıkartır. Örneğin; s
Klonidin a2 reseptörlerinin agonistidir. Ancak sonuç etki olarak sempatolitik etki ortaya çıkartır. Çünkü presinaptik nöron a2 reseptörlerine bağlanan klonidini agonist olduğu için noradrenalin zanneder ve aşırı noradrenalin çıktığını düşünüp noradrenalin salınımını keser.
s Yohimbin a2 reseptörlerinin antagonistidir. Ancak sonuç etki olarak sempatomimetik etki ortaya çıkartır. Çünkü yohimbin a2 reseptörleri kapatınca noradrenalin a2 reseptörlere bağlanarak salınımını kesemez. Bu nedenle de noradrenalin salimim artarak devam eder.
D) Prokainamid E) Prilokain Kokain “reuptake”inin inhibisyonuna bağlı olarak şiddetli amfetamin benzeri etkiler oluşturur. Bu özellikler ve sigara gibi içilebildiği, enfiye gibi buruna çekilebildiği veya çabuk etki için injekte edilebildiği gerçeği onu yüksek oranda suistimal edilen bir ilaç haline getirmiştir. Normalde noradrenalinin 2/3’ü tekrar nörona döner. Buna noradrenalin reuptake’i denir. Kokain ve trisiklik antidepresanlar bu reuptake’i engelleyerek sempatik tonusu artırır.
42-
Hem ekrin, hem de apokrin ter bezlerini bloke eden maddeler sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir? A) Fentolamin-Skopolamin B) Atropin-Glikopirolat C) Glikopirolat-Neostigmin D) Neostigmin-Atropin E) Atropin-Fentolamin
Ekrin ter bezlerinde nörotransmitter asetilkolin ve reseptör muskarinik reseptördür. Dolayısıyla ekrin ter bezlerinde blokaj oluşturanlar antikolinerjiklerdir (Atropin). Apokrin lenf bezlerinde nörotransmitter noradrenalin ve reseptör alfa reseptörüdür. Dolayısıyla apokrin ter bezlerinde blokaj oluşturanlar alfa blokörlerdir (Fentolamin).
43-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi uygulanmadan önce prazosin verilmesi hipotansiyon ortaya çıkartır? A) Verapamil B) Metaraminol C) Adrenalin D) Propranolol E) İzoprenalin r
480481
\ \
Adrenalin hem a, hem de [i reseptörleri üzerinden etki ortaya çıkartır. Prazosin a, blokördür. Adrenalinden önce verilirse a reseptörlerini kapatır. Dolayısıyla adrenalinin kan basıncını yükseltici etkisi ortadan kalkmış olur. Bu sefer adrenalin bütün gücüyle (3 reseptörlerine yüklenir ve bu reseptörler üzerinden çizgili kas damarlarında vazodilatasyon ortaya çıkartarak kan basıncını düşürmeye başlar.
47- Sempatomimetik özellik gösterdiği halde kalpte bradikardiye neden olabilen ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) izoproterenol B) Fenilefrin C) Dopamin D) Adrenalin E) Noradrenalin SEMPATOMİMETİK AMİNLER
44-Spinal anestezi sonucu oluşan hipotansiyonu aşağıdaki ajanlardan hangisi düzeltir?
Etki kalıbı noradrenaline (alfA) benzeyen: Fenilefrin Etki kalıbı adrenaline (alfa + betA) benzeyen: Efedrin Böbrek kan akımını artıran: Dopamin
A) Atropin
Kalbin oksijen ihiyacını artırmayan pozitif inotropik: Dobutamin
B) Efedrin C) Fentolamin
Bezold Jarisch Noradrenalin
D) Fenoksibenzamin E) Rezerpin
Etkisi
ile
bradikardi
yapan;
Antihipotansif; Vazokonstriktörler (Alfa—1 agonist)= Efedrin Reynauld Fenomeni; agonist)= Nilidrin
45-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi alfa adrenerjik reseptörleri uyarır ve kan basıncını yükseltirken beta adrenerjik reseptörleri bloke eder ve atriyoventriküler iletimi yavaşlatır?
Vazodilatatörler
(Beta-2
ALFA AGONİSTİ SEMPATOMİMETİK AMİNLER Efedrin a ve p reseptörleri üzerine afinitesi eşit olduğu için; Etki kalıbı olarak adrenaline benzer Efedrine Çok çabuk tolerans gelişir (taşifilaksi)
A) Metoksamin
Keyif verici etkisi vardır
B) Metaraminol
SSS stimülasyonu yapar
C) Fenilefrin
Kas kontraktilitesini ve zihinsel performansı artırır
D) Efedrin
Spinal anestezi sonrası sempatik gangliyonların blokajına bağlı
E) Amfetamin
Hipotansiyon tedavisinde ve enürezis nokturna tedavisinde kullanılır. Fenilefrin 46- Siklopleji olmaksızın midriyazis yapmak aşağıdakilerden hangisini kullanırsınız? A) Atropin
için
a 1 reseptörler üzerinden etki gösterir Etki kalıbı olarak noradrenaline benzer Bu yüzden bradikardiye yol açan sempatomimetik amindir.
B) Fenilefrin
Nazal dekonjestan olarak kullanılır
C) Pilokarpin
Siklopleji yapmaksızın Midriazis oluşturur
D) Homatropin
Hidroksiamfetamin
E) İzoproterenol
Pür periferik etkilidir Santral etkisi yoktur
Hipotansiyon tedavisinde ve gözde midriazis amaçlı kullanılır Horner sendromu tedavisinde kullanılır. Metaraminol Efedrin gibi mikst etkilidir. İntravenöz verildiğinde FMF nöbeti oluşturur. Dolayısıyla FMF teşhisinde kullanılır. Metaraminol’ün FMF nöbetlerini nasıl agrave ettiği net anlaşılamamıştır. Midodrin a 1 agonisttir. Ön ilaçtır. Ortostatik hipotansiyon tedavisinde kullanılır Metoksamin Direk etkili a 1 agonisttir. Ortostatik hipotansiyon ve şok tedavisinde kullanılır
48-Sistemik etkili olan dekonjestan aşağıdakilerden hangisidir? A) Propilheksedrin B) Tetrahidrozoiin
C) Psödoefedrin D) Nafazolin E) Siklopentamin DEKONJESTİFLER Lokal etkililer:
Etkileri klonidine benzer ve esas olarak a2reseptörlerini uyarırlar, ancak lokal uygulandıklarından a, reseptörler üzerinden vazokonstrüksiyon oluştururlar. S
Nafazolin
S
Tetrahidrozoiin
s
Ksilometazolin
s
Oksimetazolin
49-1. Miyozis II. Burun tıkanıklığı III. Apokrin ter bezlerinin salgısında artış IV. Ejekülasyon inhibisyonu V. Bradikardi a- adrenerjik reseptör blokörlerinin etkilerinden olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) I, IV B ) II, III
C) III, V D) IV, V E) II, V SEMPATOLİTİKLER(SORU OLABİLİR) 1. a ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKÖRLERİ 2. ERGOT ALKALOİDLERİ 3.SELEKTİF BLOKÖRLER 4.ADRENERJİK NÖRON BLOKÖRLERİ a - adrenerjik reseptör blokörleri: V En önemli etkileri sempatik tonusu ortadan kaldırarak vazodilatasyon yapmalarıdır. Hem arteriyolleri, hem de venülleri gevşetirler. Şiddetli ortostatik hipotansiyon oluştururlar. Kan basıncının postural homeostazını a-reseptörler sağlar. ■/ Venöz dönüşü azalttıklarından kalp atış hacmini azaltırlar, fakat oluşturdukları taşikardi bunu kompanse eder. V Bu ilaçlar refleks olarak su ve sodyum retansiyonu oluştururlar. Buda yaptıkları hipotansiyonu azaltır. V Miyozis V Burun tıkanıklığı V Ejekuiasyonu inhibe ederler. V Apokrin ter bezlerinin salgısını azaltırlar. V Sedasyon, letarji ve yorgunluk oluştururlar. a -A drenerjik Reseptör Blokörleri a 1 SELEKTİFLER a 2 SELEKTİFLER
NON-SELEKTİFLER
• Prazosin
• Yohimbin
• Fenoksibenzamin
Terazosin Doksazosin Tamsulosin
Piperoksan Korinantin
• Fentolamin ■ Ergot • Tolazolin
■s İndanozolin s
Siklopentamin
V
Tuaminoheptan
V
Metilheksamin
s
Propilheksedrin
Sistemik etkililer:
50-Aşağıdakilerden hangisi endikasyonu değildir?
ergot
alkaloidlerinin
■s Psödoefedrin s
Fenilpropanolamin
Hem lokal hem sistemik:
V
Fenilefrin
V
Efedrin
A) Serebral dolaşım bozukluğu B) Migren C) Raynaud hastalığı D) Parkinson E) Postpartum atoni kanaması
r
482483
X.
\
51-Terapötik dozlarda vazokonstrüktör etkisi en belirgin olan ergot alkaloidi aşağıdakîierden hangisidir? A) Ergotoksin B) Ergotamin C) Ergokristin D) Dihidroergotoksin E) Ergonovin
52-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi uterus düz kaslarında kasılmaya yol açarak kanamaların durdurulmasında kullanılır? A) B) C) D) E)
Ergotamin Ergonovin Fentolamin Pindolol Propranolol
ERGOT ALKALOİDLERİ Alfa adrenerjik reseptörler, seratonerjik reseptörler ve dopaminerjik reseptörler üzerine parsiyel veya full agonist etki oluşturabilen maddelerdir. Esasen dopaminerjik reseptörler üzerine daha çok full agonist gibi davranırlar. Ergotoksin En vazodilatatör özelliği sahip olan ergot derivesidir. Vazodilatasyonu belirgin yapmasının nedeni alfa blokör etkisinin en fazla olmasıdır. Senil serebral yetmezlik tedavisinde denenmiştir. Ergotamin En fazla vazokonstrüksiyona neden olandır. Akut migren krizinde kullanılır Ergotamin ileSumatriptanın birlikte kullanılmasının kontrendikedir. Çünkü bu iki ilaçta vazokontrüktör özellik gösterir. Dolayısıyla ciddi hipertansiyon ve koroner vazospazm riski vardır. Ergonovin ( Metil Ergonovin) Özellikle uterus üzerine kasıcı etkisi belirgindir. Yani oksitosik etkilidir. Doğum indüksiyonunda kullanılan oksitosin ve PG analoglarının aksine uterusu ritmik kasmazlar. Doğum indüksiyonunda kullanılmazlar. Metil Ergonovinin en önemli endikasyonu postpartum kanamaların en sık nedeni olan uterin afonidir.
Burda tonusunu kaybeden uterusu ciddi kasarak postpartum hemorajiyi durdururlar. Ergonovinin bir diğer endikasyonu ise koroner vazospazmı indüklemek için varyant anjina tanısında kullanılmasıdır. Bromokriptin /Kabergolin/ Lizürid/Pergolid Dopaminerjik etkileri belirgindir, Fizyolojik laktasyonun baskılanmasında, prolaktinoma ve akromegali tedavisinde kullanılırlar. Ayrıca bunların önemli bir diğer endikasyonu parkinson tedavisidir. Dopaminerjik etkinin artmasına bağlı yan etkiler artaya çıkabilir.. Ergot zehirlenmesi; Ekstremite uçlarında gangrene varan vazospazm, Ciddi hipertansiyon, Bulantı - kusma Halüsinasyona Abortusa yol açabilir.. Ergot zehirlenmesinin tedavisinde amaç aşırı yükselen kan basıncını düşürmektir. Bu nedenle N a- Nitroprusiyat kullanılır. Ergotlar alfa-1 reseptörler aracılığıyle kan basıncını yükseltirken, N a- Nitroprusiyat; NO - soluble Guanilat siklaz reseptöleri aracılığıyle kan basıncını düşürür. Yani güzel bir fizyolojik antagonizma örneğidir. Yine Nitrogliserin gibi organik nitratlarda kan basıncını düşürmek için tedavide kullanılabilir.
53-Prostat hiperplazisinin semptomatik tedavisinde kullanılabilen ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Sotalol B) Atenolol C) Prazosin D) Fentolamin E) Fenoksibenzamin
54-Aşağıdaki alfa-1 adrenerjik reseptör blokörlerinden hangisi prostata spesifiktir? A) Terazosin B) Alfuzosin C) Tamsulosin D) Doksazosin E) Prazosin
Prazosin / Terazosin / Doksazosin / Alfuzosin/ Tamsulosin Selektif a-1 reseptör blokörlerinin primer endikasyonu benign prostat hiperplazisi (BPH)’dir. Çünkü bu ilaçlar mesane boynu iç sfinkterini ve prostat düz kaslarını gevşetirler. Böylece miksiyon kolaylaşır. Arteriyo-veno dilatatör özellikleri vardır.
56- Hangisi rezerpinin etkisi değildir? A) Parkinson benzeri yan etkiler oluşturabilir B) Antiaritmik olarak kullanılabilir C) Veziküler amin pompasını irreversibl bloke eder D) Dopamin ve serotonin depolarını boşaltır E) Meme kanseri insidansını artırır
Sodyum ve su tutulumuna bağlı antihipertansif etkilerine zamanla tolerans gelişir. En önemli yan etkileri ortostatik hipotansiyondur. İlk doz senkopuna en fazla yol açan prazosindir.. Selektif a-1 reseptör blokörlerinin bir diğer önemli özellikleri olumlu lipid profili çizmeleridir. Yani LDL’yi azaltırlar, HDL kolestrolü ise artırırlar. Bu yüzden antiatherosklerotik lipid profili çizerler. Bu ilaçlar hipertansiyonu olan, aterosklerozu olan ve BPH’ı olan ileri yaş erkek hastalarda ilk tercihtir. Eliminasyon yarı ömrü en kısa olan; Prazosin Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan; Doksazosin Biyoyararlanımı en yüksek olan; Terazosin
57-Akut etki ile transmitter salınımını bloke eden, sempatik sinir ucunda membran stabilizasyonu ile veziküllerin boşalmasını azaltan ve SSS geçişi olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Rezerpin
B) Guanetidin C) Bretilyum D)
Bethanidin
E) Guanfazin Tamsulosin a-1A’nın blokörüdür. Dolayısıyla prostata spesifiktir. İlk doz senkopu gibi sistemik yan etkileri son derece azdır. Klinikte en çok reçetelenen BPH ilacıdır.
ADRENERJİK NÖRON BLOKÖRLERİ Presinaptik adrenerjik nöronlardan katekolamin salgılanmasını
Tolazolin PulmonerHipertansiyon tedavisinde kullanılır,pulmoner kan basıncını düşürür Labetolol
engelleyerek
sempatolitik
etki
gösteren ilaçlardır.
Bu ilaçların etki gösterebilmeleri için Up-take-1 ile adrenerjik nöron içine girmeleri gerekir. Dolayısıyla trisiklik antidepresanlar gibi up-take-1 inhibitörleri bu ilaçların antihipertansif etkilerini belirgin azaltır.
Hem a hem 3 reseptörleri bloke eder,hipertansif kriz ve feo tedavisinde kullanılır.
• Rezerpin
Yohimbin Presinaptik a 2 reseptörleri inhibe eden sempatomimetik ilaçtır. Erektil disfonksiyonda kullanılır. Yohimbinin erektil disfonksiyonu nasıl düzelttiği net olarak anlaşılamamıştır.
• Guanetidin
• Bretilyum
• Gunedret • Debrisokin • a metil tirozin
Rezerpin Veziküler amin pompasını irreversible bloke eder. 55-Aşağıdakilerden hangisi adrenerjik nöronlarda veziküler amin pompasının inhibitörüdür? A) Kokain B) Botilunum Toksini C) Hemikolinyum D) Vezamikol E) Rezerpin
Katekolamin, dopamin ve seratonin veziküle alınıp depolanamaz. Yani rezerpin katekolamin eksikliği, serotonin eksikliği ve dopamin eksikliğine neden olur.
Eskiden hipertansiyon tedavisinde kullanılırdı. Santral sempatik inhibisyona bağlı renin salınımını azaltır. Sinaptik aralığa katekolamin salınımını azalttığı için ortostatik hipotansiyon gibi sempatolitik yan etkilere yol açar, Sempatolizise bağlı meydan parasempatik sisteme kalacaktır. Rezerpin bu yüzden parasempatik baskınlık sendromuna yol açan ilaçtır.
484-485
\
Dolayısıyla vagusun etkisiyle hastalarda bradikardi, mide asit sekresyonun artmasına bağlı peptik ülser ve GIS kanaması gelişebilir. Dopamin eksikliğine bağlı hiperprolaktinemi ve parkinsonizm benzeri ekstrapiramidal yan etkilere yol açar. Serotonin ve katekolamin eksikliğine bağlı depresyona yol açar. Guanetidin Up-take-1 presinaptik adrenerjik nörona girer Noradrenalin depolarının boşalmasını sağlar. Yalancı nörotransmitterdir. Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan antihipertansif ilaçtır ( yaklaşık 120 saat) Sadece periferik etkilidir. alfa Metil Tirozin Katekolamin sentezinde hız kısıtlayıcı basamak olan Tirozin hidroksilazın inhibitörüdür. Dolayısıyla katekolamin salgılayan adrenal medullanın tümörü feokromositomada kullanılabilir. Feokromasitoma İlaçları Fenoksibenzamin Fentolamin Labetolol Alfa-Metil tirozin
60-Aşağıdaki etkilerden hangisi otonomik gangliyon blokörlerine ait değildir? A) Midriyazis B) İdrar retansiyonu C) Ağız kuruluğu D) İmpotans E) Hipertansiyon
61-Aşağıdakilerden hangisi hipertansif kriz tedavisinde ve nöroşirurjide kontrollü hipotansiyon oluşturmak için kullanılan gangliyon bloke edici bir ilaçtır? A) Trimetafan B) Rezerpin C) Guanabenz D) Nikotin E) Pirenzepin GANGLİON BLOKÖRLERİ Kompetitif blokörler
Trimetafan kamsilat
Depoiarizasyonla blok oluşturanlar z
Nikotin
Heksametonyum Mekamilamin
58-
Kompetitif tipte gangliyon blokajı ortaya çıkartmayan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Trimetafan kamsilat B) Pankuronyum C) Mekamilamin D) Pentolinium E) Klorizondamin
59-Gangliyon blokörlerinin etkisi olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Hipotansiyon B) Miyozis C) İdrar retansiyonu D) Mide asit salgısında azalma E) Gastrointestinal sistemde tonüs ve motilite azalması
S
Pentolinium
V
Klorizondamin
Sempatik gangliyonları bloke ettikleri için sempatolizise, parasempatik gangliyonları bloke ettikleri için parasempatolizise yol açarlar. Yani otonom sinir sistemini işlevsiz hale getiren //aç/ard/r.Aslında sempatik sinir sistemi kardiovasküler sistemde hakimdir. Sempatolizise bağlı hipotansiyon geliştirirler. Geriye kalan yerlerde parasempatik hakimdir. Dolayısıyla atropin benzeri parasempatolitik etkiler ortaya çıkanlar. Etki kalıpları; Atropin+ Hipotansiyon’dur(soruların hepsi bu cümleyle çözülebilir) Ganglion Blokörlerinin En Önemli Endikasyonları Medulla spinalis zedelenmesinde ki otonomik hiperrefleksi Aort diseksiyonu Hipertansif krizdir.
TRİMETAFAN KAMSİLAT: Eliminasyon yarı ömrü en kısa olandır. İntravenöz kullanılır. En önemli endikasyonları;Hipertansif kriz tedavisi ve aort diseksiyonudur. MEKAMİLAMİN: Omurilik zedelenmesine bağlı gelişen hiperrefleksi tedavisinde kullanılır. Nadiren konvülziyona yol açabilir.
otonomik
BUNGAROTOKSIN: Kobra toksinidir. Hem gangliyonlardaki nöronal tip nikotinik reseptörleri, hem de nöromusküler kavşaktaki musküler nikotinik reseptörleri bloke eder. Yani çizgili kasları felç eder ve otonom sinir sistemini çökertir. Yüksek doz nikotinde depolarizasyonla blokla benzer etkiyi gösterir.
Yapı
Baskın tonus
Arteriyoller
Sempatik
Venler
Sempatik
Kalp
Parasempatik Parasempatik Parasempatik Parasempatik
Göz-iris Göz-sirküler kas Gİ kanal
Tükürük bezleri
Parasempatik Parasempatik
Ter bezleri
Sempatik
Mesane
Gangliyon blokajının etkisi
Vazodilatasyon, periferik kan akımının artması, hipotansiyon Venodilatasyon, periferde kan göllenmesi, venöz dönüşün azalması, kalp debisinde azalma Taşikardi Midriyazis Siklopleji Tonus ve motilitede azalma, konstipasyon Üriner retansiyon Tükürük sekresyonunun azalması, ağız kuruluğu (kserostomi) Terlemede azalma (anhidroz)
DOĞRU ADRES
TUS( Î P T,IV1E /
KENDİMİZİ DENEYELİM 1-
Nöromuskuler blokerlerin etkisini antagonize etmek için kullanılan ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
5-
Aşağıdaki ilaçlardan üzerinden göstermez?
hangisinin
etkisi
enzim
A) Asetaminofen A) Betanekol B) Distigmin C) Dantrolen D) Süksinilkolin E) Lobelin
2-
Zehirlenmesinde bradikardi,istemsiz kasılmalar ve hipersalivasyona neden olmayan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Muskorin B) Pilokarpin C) Betanekol D) Organofosfat E) Atropin
3-
Asetilkolin hangi bölgede nikotinik reseptörler üzerinden etki eder?
B) Kaptopril C) Neostigmin D) Kafein E) Propranalol
6-
Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin alfaadrenerjik reseptörleri bloke edici özelliği bulunmaz? A) Fenoksibenzamin B) Karvedilol C) Metildopa D) Prazosin E) Fentolamin
7- Aşağıdaki sempatik etkilerden hangisi beta adrenerjik reseptörler aracılığı ile gerçekleşmez? A) (+) inotropik etki
A) Ekrin ter bezleri B) Mesane C) silier kas D) Adrenal medulla E) Kalp
4-
Alzheimer hastalığı tedavisinde kullanılan asetilkolinesteraz inhibitörü ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Disstigmin B) Atropin C) Takrin D) Memantin E) Neostigmin
B) vazokonstriksiyon C) glikoneogenez D) renin salınımı E) lipoliz
8- Aşağıdaki reseptörlerden hangisinin uyarılması adenilat siklaz enziminin inhibisyonuna neden olur? A) D3 B) Beta2 C ) 5HT2 D) Alfa 2 E) H1
9-
Neostigmine bağlı zehirlenmelerde bulgulardan hangisinin görülmez?
aşağıdaki
14-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi kan basıncını artırdığı dozlarda bradikardi yapar?
A) Bronkokonstruksion
A) Betanekol
B) Tükrük salgı artışı
B) Adrenalin
C) Taşikardi
C) Atropin
D) Görme bulanıklığı
D) Fenilefrin
E) istemsiz kasılmalar
E) İzoproterenol
10-Aşağıdakilerden hangisi pilokarpinin etkilerinden biri değildir?
15-Refleks taşikardi ve ilk doz senkopu yapabilen antihipertansif ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kseroftalmi tedavisinde kullanılma B) Glokom krizinde kullanılma
A) Klonidin
C) Midriazis yapma
B) Alfa metildopa
D) Ter bezlerinde salgılamayı artırma
C) Terazosin
E) Midenin tonüs ve motilitesini artırma
D) Amlodipin E) Rilmenidin
11-Aşağıdaki terden hangisi sempatomimetik etkinlik göstererek nazal dekonjestan olarak kullanılan ilaçlardan biri değildir?
16-Beta blokerlere cevap vermeyen beta blokör zehirlenmesinde hangi ilaç kullanılır?
A) Efedrin
A) Somatostatin
B) Salbutamol
B) Glukagon
C) Fenilefrin
C) Insülin
D) Oksimetazolin
D) Bretilyum
E) Psödoefedrin
E) Atropin
12-Aşağıdakilerden hangisi sempatik etkiye bağlı gözde oluşan etkilerden değildir?
17-Karvedilol tek başına hangi iki ilacın yaptığı etkiyi yapar?
A) Aköz humor salgısının artması
A) Atenolol - Fenoksibenzamin
B) Aköz humor drenajının artması
B) Metapronalol- Terazosin
C) Midriyazis
C) Prazosin - Atenolol
D) İris radiyal kaslarının kasılması
D) Metoprolol - Fenoksibenzamin
E) Siklopleji
E) Labetolol- Piperoksan
13-Aşağıdakilerden hangisi alfa 2 reseptörlere bağlı bir etkidir?
18-Aşağıdakilerden hangisi gangliyon ilaçların etkilerinden biri değildir?
A) Vaskuler kaslarda dilatasyon
A) Midriazis
B) Renin salgılanmasında artma
B) Mide hareketlerinde azalma
C) insülin salgısında artış
C) Mide asid salgısında azalma
D) Lipolizin inhibisyonu
D) Tükrük salgısında azalma
E) Trombositlerde antiagregan etki
E) Hipertansiyon
blokörü
19-Aşağıdakilerden hangisi fentolaminle bloke olmaz?
21-Atropin zehirlenmesinde en geç düzelen bulgu hangisidir?
A) Fenilefrinle oluşan midriyazis B) Adrenalinle oluşan pilomotor ereksiyon C) Noradrenalinle oluşan bradikardi D) Adrenalinle oluşan artmış kalp kasılma gücü E) Noradrenalinle oluşan vazokonstriksiyon
20-Myastenia Gravis tanı ve tedavisinde kullanılan ilaçlar hangileridir? A) B) C) D) E)
Pralidoksim ve skopolamin Skopolamin ve Fizostigmin Edrofonyum ve Neostigmin Rivastigminve Donapezil Fizostigmin ve Atropin
A) Taşikardi B) Midriyazis C) Flipertermi D) Terlemede azalma E) Bronkodilatasyon
22-
Aşağıdakilerden hangisi propranalol un özelliği değildir? A) A-V iletim süresinin uzaması B) Membran stabilize edici etki C) Bronkokonstruksiyon D) Parsiyel agonistik etki E) renin salgısını inhibe etme
1
1-B, 2-E, 3-D, 4-C, 5-E, 6-C, 7-B, 8-D, 9-C, 10-C, 11-B, 12-E, 13-D, 14-D, 15-C, 16-B, 17-C, 18-E, 19-D, 20-C, 21-B, 22-D
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ
DOĞRU ADRES
TUS
TIME
\
1-
\
Aşağıdakilerden hangisi peptid yapılı nörotransmitterdir? A) Histamin B) Glisin C) Aspartat D) Adenozirı E) Enkefalin
Amin yapılı nörotransmitterler
Amino asid yapılı nörotransmitterler
Asetilkolin Noradrenalin/Adrenalin ✓ Serotonin ✓ Dopamin Y Histamin V GABA Glisin Glutamat Aspartat
Nükleotid yapılı
ATP Adenozin
nörotransmitterler
✓
Peptid yapılı
s Hipotalamohipofizer hormonlar
nörotransmitterler
(ADH, Oksitosin, ACTH, GH, TRH, GnRH) V Endojen opioid hormonlar (Enkefalin, Endorfin, Dinorfin) V Taşikininler (SP, CGRP, Nörokinin A, Nöropeptid Y) s Barsak hormonları (VİP, Kolesistokinin, Gastrin, insülin, Somatostatin)
2-
Nörotransmitter salınımından sorumlu kalsiyum kanalları aşağıdakilerden hangisidir? A) N tipi voltaj bağımlı hızlı kalsiyum kanalları B) L tipi voltaj bağımlı hızlı kalsiyum kanalları C) N tipi voltaj bağımlı yavaş kalsiyum kanalları D) T tipi voltaj bağımlı yavaş kalsiyum kanalları E) Ltipi voltaj bağımlı yavaş kalsiyum kanalları
Nörotransmitter Salımmı: Presinaptik nörondan nörotransmitterin salınmasını sağlayan, N tipi voltaj bağımlı yavaş kalsiyum kanallarıdır.
3-
Dopaminle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) D2 reseptörünün uyarılması ile adenilatsikiaz aktive olur B) Bulantı-kusmaya neden olur. C) Bromokriptin D2 agonistidir. D) L - dopa’ dan sentezlenir. E) Prolaktin salınımını azaltır.
DOPAMİN L - dopa’dan L - amino asit dekarboksilaz (kofaktör piridoksin) ile sentezlenir. Dopamin sentezinde hız kısıtlayıcı basamak tirozin hidroksilazdır. En yoğun nigrostriatal yolakta bulunur. Bütün dopamin reseptörleri metabotropiktir (G Proteini ile kenetli) D1: Adenilat siklaz aktivasyonu D2: Adenilat siklaz inhibisyonu, D3: Adenilat siklaz inhibisyonu D4: Adenilat siklaz inhibisyonu D5: Adenilat siklaz aktivasyonu Dopaminerjik azalma: Parkinson Dopaminerjik artış: Hungtington Koresi ve şizofreni. PRL, GnRH, GH salınımını azaltır. Bulantı-kusmaya neden olur. D1: En çok nigrositriatal yolakta bulunur. Lökomotor sistemle ilgili hareketlerin başlatılmasında rol alır. D2: Striatum ve mezolimbik yolda bulunur. Extrapiramidal sistemle ilgili motor fonksiyonlarda rol alır. Özellikle haloperidol gibi antipsikotik ilaçların ekstrapiramidal yan etkilerinden D2 blokajı sorumludur. D3: Limbik sistemdedir. Emosyonel ve kognitif süreçlerde rol alır
D4: Özellikle şizofrenide gelişen negatif semptomlardan sorumludur.
NEDEN OLDUĞU DENEYSEL DURUM
İLAÇ Pikrotoksin/ Perıtilentetrazol Oksotremorin Fensiklidin
4- Glutamat NMDA reseptörlerinin blokörü olmayan aşağıdakilerden hangisidir?
Striknin Streptozosin Kloramfetamin
Deneysel epilepsi Deneysel Parkinson Deneysel Şizofreni Deneysel Konvülsion Deneysel diyabet Deneysel serotonin eksikliği
A) Dizosilpin B) Etomidat C) Riluzol D) Ketamin E) Fensiklidin
7-
NMDA Reseptör Antagonistleri: s Magnezyum S Fensiklidin S Ketamin s Riluzol s Memantin
5-
Aşağıdaki toksinlerin hangisi santral sinir sisteminde glisin reseptörlerinin kompetetif antagonistidir? A) Sitriknin B) Bungarotoksin C) Batrakotoksin D) Apamin E) Tübokürarin
Santral sinir sisteminde kolinerjik reseptörlerin en çok yerleştiği bölge aşağıdakilerden hangisidir?
8- Serotoninle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) İştahı azaltır
A) Hipotalamus B) Nigrostrial yol C) Raphe nucleusu
B) Trombositlerde agregasyon oluşturur C) Metoklopramid 5-FIT3 reseptör blokörüdür D) 5-HT4 reseptörü prokinetik etkilidir E) 5-HT1 iyon kanalı özelliğinde bir reseptördür
D) Nucleus basalis E) Locus coreuleus
Serotonin Reseptörlerinin Yerleri ve Tipleri: N örotransm itterlerİn SSS'dc En Fazla Bulundukları Yerler
NA
5 -H T ,
„nr----------
5-HT%
m....... /Zn
...... ; > Locus Coreuleus
Asetilkolin oac= = £ > Nuc. Basalis
uuı----------b a m a r/T ro m b o s ît
Serotonin oac------£> Raphe Nucleusu Histamin
unc= = £ > Hipotalamus
Dopamin
nnr= C >
GABA
1
Glutamat)
___ ^
N ig ro stria l Yolak
liüi------- S S S
Herhangi özel b ir îokafizasyon yok uuı---------- S S S
6-
Aşağıdakilerden hangisi oluşturmak için kullanılır? A) Fensiklidin B) striknin C) Kloramfetamin D) Oksotremorin E) Aminoglutetimid
deneysel
konvulzion
Serotoninin Etkileri: s Damarlarda vazokonstrüksiyon (özellikle ven ve venüllerde), diğer düz kaslarda konstrüksiyon ortaya çıkartır. s 5-HT3 reseptörleri ile bulantı-kusma oluşturur. s 5-HT4 reseptörü prokinetik etkilidir s İştahı azaltır. S Trombositlerde agregasyon (5-HT2) ortaya çıkartır.
r
492-493
9- Aşağıdakilerden hangisi benzodiazepinlerin etki mekanizmasını en iyi açıklar? A) Benzodiazepinler spinal korda GABA-B reseptörlerini aktive ederler B) GABAtransaminazı inhibe ederek GABA düzeylerini yükseltirler C) Glutamat reseptörlerini bloke ederler D) GABA-A reseptör kompleksinde bulunan klor kanallarının açılma sıklığını artırırlar E) Santral sinir sisteminde GABA reseptörlerini direkt olarak aktive ederler Bu ilaçlar GABA-A reseptörüne bağlanıp bu reseptörün ortasında bulunan klor kanallarını açarlar. Etki oluşturabilmesi için ortamda mutlaka GABA bulunması şarttır
10-Aşağıdakilerden hangisi benzodiazepinlerin en önemli avantajlarındandır?
A) Aktif metabolitlerinin olmaması B) Etanolla birlikte kullanılabilmeleri C) Vücuttan hızlı uzaklaştırılmaları D) Yüksek terapötik indekslerinin olması E) Çok nadir amnezi oluşturmaları Bu ilaçların en önemli avantajları terapötik indekslerinin yüksek olmasıdır. Etanolle birlikte kullanılmamalıdırlar. Vücuttan yavaş elimine olurlar. Aktif bileşiklerine metabolize olurlar. En önemli etkileri amnezi oluşturmalarıdır.
11 - Benzodiazepin vebarbitüratlar için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Barbitüratların antikonvülzan etkileri daha güçlüdür B) Benzodiazepinlerin anksiyolitik ve hipnotik ilaçları farklıdır C) Barbitüratlar büyük oranda ön-ilaçtır D) Benzodiazepinler barbitüratlara oranla daha güvenli ilaçlardır E) Benzodiazepinin etki gösterebilmesi için ortamda GABA olması gerekir
BENZODİAZEPİNLER
■=> GABA bağımlı etki ■=> Büyük oranda önilaçtırlar ■=> Enzim indüksiyonu yapmazlar o
BARBİTÜRATLAR ■=> GABA'dan bağımsız etki Ön-ilaç değildirler => Enzim indüksiyonu yaparlar Öksürük oluştururlar
Antitussif değildirler
■=> Hiperaljezi yaparlar
Analjezi yapmazlar
■=> Anksiyolitik ve hipnotik olanları aynıdır
Anksiyolitik ve hipnotik olanları farklıdır ■=> Daha az bağımlılık ve tolerans o
Daha az uyku bozukluğu
Daha fazla bağımlılık ve tolerans ■=> Daha çok uyku bozukluğu
=> Terapötik aralıkları daha geniş
■=> Terapötik aralıkları daha dar
o
Solunum/KVS depressan etkileri daha az
o
Solunum/KVS depressan etkileri daha fazla
■=> Kas gevşetici etkileri daha güçlüdür
o
Antikonvülzan etkileri daha güçlüdür
12-Aşağıdakilerden hangisi 50-100 saatlik yarı-ömre sahip uzun etki süreli bir benzodiazepindir? A) Flurazepam B) Triazolam C) Midazolam D) Flunitrazepam E) Temazepam Flurazepam 50-100 saatlik uzun bir yarılanma ömrüne sahiptir. Bu kadar uzun süre vücutta kaldığından içkinin yaptığı sersemliğe katkıda bulunur. Diazepamında etki süresi flurazepamayakındır. Etki süreleri triazolamda 2-5 saat, midazolamda 2-3 saat, flunitrazepamda 12-20 saat ve temazepamda 10-20 saattir.
13-Epilepsinin kronik tedavisinde tercih edilen benzodiazepin aşağıdakilerden hangisidir?
16-
Benzodiazepin olmamasına rağmen benzodiazepin reseptörlerine bağlanabilen hipnotik etkiye sahip ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klonazepam A) Flumazenil
B) Lorazepam
B) Zolpidem C) Buspiron D) Tiyotiksen
C) Nitrazepam D) Diazepam E) Flunitrazepam Klonazepam epilepsinin kronik tedavisinde tercih edilen benzodiazepindir. Çocuklarda gece korkusunu önlemede de kullanılır.
E) Pimozid Zolpidem: Benzodiazepin olmamasına rağmen benzodiazepin reseptörüne bağlanabilen hipnotik etkiye sahip bir ilaçtır. Antikonvülzan ve kas gevşetici etkisi yoktur. Yoksunluk belirtilerine neden olmaz. Tolerans gelişmez ya da çok az görülür. Gastrointestinal sistemden hızla emilir ve etkisi çabuk başlar. Kabuslar, ajitasyon, baş ağrısı gibi yan etkileri görülebilir.
14-Aşağıdaki benzodiazepin türü ilaçlardan hangisinin anksiyolitik etkinliği yanında antidepresif etkinliği de vardır? A) Diazepam B) Klordiazepoksid
17-
Benzodiazepinler aşağıdaki durumların hangisinde en az etkilidir?
C) Flurazepam D) Alprazolam E) Triazolam Alprazolam triazolobenzodiazepin türevi bir anksiyolitik ilaçtır. Anksiyolitik etkinliğinin yanında antidepresan etkinlik de gösterir. Alprazolam panik bozukluğunda ve panik nöbetli agorafobide de ilaç olarak kullanılır.
15-Karaciğer fonksiyonu bozuk yaşlı hastada aşağıdaki benzodiazepinlerin hangisi tercih edilir?
A) Alkol yoksunluk sendromları B) Anestezi rejiminin hazırlanmasında C) Obsesif-kompulsif bozukluk D) Sosyal fobiler E) Fensiklidin aşırı dozunun tedavisinde Benzodiazepinlerin klinik kullanımı: •s Anksiyetedurumları: panikvefobikbozukluklarda s Uyku bozuklukları: s Nöbet kontrolü (klonazepam) ve kas rijiditesi (diazepam) özel kullanım alanlarındandır. Etanol ve diğerhipnosedatiflerin fizyolojik bağımlısı olan kişilerde yoksunluk semptomlarının giderilmesinde uzun etkili ilaçlar (diazepam, klordiazepoksiD) kullanılır.
A) Oksazepam B) Klorazepat C) Diazepam D) Klordiazepoksid E) Flurazepam Karaciğer fonksiyonu bozuk hastalarda karaciğerde mikrozomal enzimlerle metabolize edilen ve aynı zamanda ön-ilaç olan benzodiazepinler kullanılmaz. Farklı Bir Metabolit Oluşturmayan Benzodiazepinler: S
Lorazepam
S
Oksazepam
18-Aşağıdakilerden hangisi barbituratlara bağlı bir etki değildir? A) Antitusif etki B) Sedasyon C) Hiperaljezi D) Beyin oksijen tüketiminde azalma E) Antikolestaz etki Genel Özellikleri Benzodiazepinlerden daha güçlü ilaçlar oldukları için benzodiazepinlere göre daha iyi antikonvülzan özellik gösterirler.
/
Barbitüratların antikonvülzan etkilerine benzodiazepinlerin anksiyolitik ve solunum depresan etkilerine, opiyatların miyotik etkilerine, konstipasyon ve prokonvüizan etkilerine tolerans gelişmez. Fenobarbital febril konvülziyonda kullanılır. Serebral kan akımını ve beynin oksijen tüketimini azaltırlar. Bu nedenle kafa travması ile gelen bireylerde ve KİBAS’lı hastalarda iyi tercihlerdir. İntraoküler basıncı düşürürler. Karaciğerde glukronil transferaz enziminin aktivitesini indüklerler, bilirubini bağlayıp atan Y proteininin düzeyini yükseltirler.
A) Buspiron B) Kloralhidrat C) Ondansetron D) Pentobarbital E) Ketanserin Buspiron daha selektif bir anksiyolitiktir. Limbik sistem yapılarında 5-HT1A reseptörlerine parsiyel agonistik etki göstererek etki oluştururlar. Sedasyon, tolerans ve bağımlılık oluşturmazlar. Alkolle etkileşmezler. Hipnotik, antikonvülzan ve kas gevşetici etkisi yoktur.
Hiperaljeziye neden olan ilaçlardır. Termoregülatör merkezi inhibe ederek hipotermiye neden olurlar. Barbitüratlar laringospazm ve öksürük yaparlar. Osteomalazi ve osteoporoza neden olabilirler. Megaloblastik anemi ve K yapabilirler.
vitamini eksikliği
19-Çok kısa etkili barbitüratların etki süresinin kısa olma nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Karaciğerde yavaş metabolize olmaları B) Artmış liposolübilite nedeniyle beyinden redistribüsyona hızla uğraması
21-Nondepoiarizan kas gevşeticilerinden en hızlı etki başlangıç zamanına sahip olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Atrakuryum B) Rokuronyum C) Mivakuryum D) Pipekuranyum E) Pankuronyum Rokuronyum: Nondepolarizan kas gevşeticilerin en hızlı etki başlangıç zamanına sahip olanıdır. Bu nedenle anestezi indüksiyonu ve endotrakeal entübasyonun hızla başlatılması için tercih edilen ilaç olabilir.
C) Düşük liposolübilite nedeniyle beyinde düşük konsant rasyona neden olması D) Proteinlere yüksek oranda bağlanma E) Atılımın yavaş olması Alınımlarından sonra barbitüratların liposolübilitesi yüksek olduğundan ve beynin kanlanması fazla olduğundan beyinde toplanırlar ve etki gösterirler. Ancak liposolübilitenin yüksek olması nedeniyle hızla redistribüsyona uğrar ve beyin dışı dokularda toplanır.
22-Aşağıdaki nöromusküler blokörlerden hangisi karaciğer ve böbrek bozukluğunda rahatlıkla kullanılabilir? A) Atrakuryum B) Gallamin C) Doksakuryum D) Vekuronyum E) Alkuronyum
20-Limbik sistem yapısındaki 5-HT1A reseptörlerine parsiyel agonistik etki göstererek selektif anksiyolitik olan aşağıdakilerden hangisidir?
Atrakuryum bezilat plazmada nonenzimatik olarak (Hoffman eliminasyonu) yıkılır. Bu nedenle karaciğer ve böbrek bozukluklarında rahatlıkla kullanılabilir.
23- Nöromusküler kavşaktaki nikotinik reseptörlere ek olarak, M2 muskarinik reseptörlerini de bloke eden nöromusküler blokör aşağıdakilerden hangisidir? A) Atrakuryum B) Rokuronyum C) Mivakuryum D) Pankuronyum E) Vekuronyum Pankuronyum: Sadece nöromusküler kavşaktaki nikotinik reseptörleri bloke etmekle kalmaz, kalpteki M. (muskarinik) reseptörlerini de bloke edip tasikardi oluştururlar. Bu etkiyi en belirgin olarak Gallamin oluşturur, ancak artık kullanılmamaktadır.En uzun etkili nöromusküler blokördür. Plazma psödokolinesterazlarını inhibe eder.
24-Kompetitif nöromusküler blokör uygulandığında ilk felç olan kas aşağıdakilerden hangisidir? A) İnterkostal kaslar B) Diyafragma C) Sternokleidomastoid kas D) Orbicularis oculi E) Masseter kası Kompetitif blokörler çizgili kasları belli bir sıraya göre bloke ederler:En çabuk bloke olan kaslar; göz (orbicularis oculi), yüz, orofarenks ve parmaklardaki ufak kaslardır. En geç bloke olan kaslar; diyafragma ve interkostal kaslardır.
25-Nondepolarizan ilaçlarla yapılan nöromusküler blokajın geri döndürülmesi için aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A) Atropin B) Kolinesteraz inhibitörü C) Pralidoksim D) Obidoksim E) Skopolamin Nondepolarizan kasgevşeticilerle yapılan nöromusküler blokajı kolinesteraz inhibitörleri geri döndürebilir.
26-Depolarizan ve nondepolarizan aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
blokaj
için
A) Asidoz nondepolarizan bloğun derecesini artırır B) Halotan depolarizan blokajı antagonize eder C) Nondepolarizan bloktan önce belirgin kas fasikülasyonları görülür D) Depolarizan blok asetilkolinesterazlarla antagonize edilemez E) Nondepolarizan kas gevşeticiler asetilkolinin reseptöre ulaşmasını önlerler Depolarizan Bloğun Özellikleri
Nondepolarizan Bloğun Özellikleri
=> Depolarizan gevşeticilerin, agonist ve asetilkolini taklit eden etkisi ile gelişir. Blok süresince sodyum kanalları açık durumda kalır ve kas lifi diğer uyarılara yanıt vermez. ■=> Bloktan önce depolarizasyona bağlı fasikülasyonlar görülür. o Asetilkolinesterazlarla antagonize edilemez, aksine derinleşir. => Etkisine taşiflaksi gelişir. ■=> Asetilkolin, izofluran, enfluran, respiratuvar alkaloz, hipotermi ve magnezyum etkisi ile potansiyelize olur. o Eter, halotan, asidoz ve nondepolarizan gevşeticilerle antagonize olur.
=> Nondepolarizan kas gevşeticilerin, asetilkolinin reseptöre ulaşmasını önleyerek, motor son plağın depolarizasyonuna engel olması ile gelişir. => Bloktan önce fasikülasyon görülmez. ■=> Antikolinesterazlarla antagonize olur. => inhalasyon anestezikleri, magnezyum ve hipotermi (33 °C'nin altı) etkisi ile potansiyalize, hafif hipotermi ile antagonize olur. => Asidoz bloğun derinlik ve süresini artırır. ■=> Adrenalin, süksinilkolin ve asetilkolin bloğu azaltır. ■=> Paralitik kas lifi direkt elektrik ve mekanik uyarılara yanıt verir.
27-Nondepolarizan kas gevşeticilerin etki süresini aşağıdakilerden hangisi uzatmaz? A) İnhalasyon genel anestezikleri B) Aminoglikozidler C) Kalsiyum kanal blokörleri D) Alkaloz E) Miyotoniler Nondepolarizan kas gevşeticilerin etki süresini uzatan faktörler; K İnhalasyon genel anestezikleri (halotan, enfluran, isofluran)
I
I
DOĞRU ADRGS
TIME
v' Antibiyotikler (aminoglikozidler, polimiksinler, tetrasiklinler) s Lokal anestezikler ve antidisritmikler (prokainamid, kinidin, kalsiyum kanal blokörleri) ■s Myastenia ve myastenik sendrom S Miyotoniler s Respiratuvar asidoz s Hipokalemi v' Hipokalsemi S Hipermagnezemi v' Hipotermi S Organ yetmezlikleri
28-Süksinilkolin verilen hastada 5 dakika sonra ikinci bir ilaç dozu verildiğinde aşağıdakilerden hangisi gözlenir? A) Taşikardi B) Hipertansiyon C) Konvüzyon D) Bradikardi E) Bronkospazm
29- Kolinesteraz inhibitörleri tarafından etkisi geri çevrilemeyen kas gevşetici aşağıdakilerden hangisidir? A) Atrakuryum B) Rokuronyum C) Süksinilkolin D) Pankuronyum E) Vekuronyum
30-
Çizgili kas gevşeticilerden hangisi gangliyonları uyarır? A) Tubokürarin B) Süksinilkolin C) Pankuronyum D) Mivakuryum E) Gallamin
31-Aşağıdakilerden hangisi süksinilkolin klorürün bir etkisi değildir? A) B) C) D)
Etkisi bir dakikada başlar Psödokolinesteraz ile yıkılır Malign hipertermi oluşturabilir Belirgin hipopotasemi oluşturur
E) Kaslarda rijidite ve ağrıya sebep olur Süksinilkolin: s
Etkisi bir dakikada başlar ve beş dakika kadar sürer. S Plazmada psödokolinesterazla yıkılır. s Solunum kasları diğer kas gevşeticilere göre erken bloke olur. s KVS’de önce bradikardi (parasempatomimetik etki), daha sonra taşikardi (ganglionlarda nikotinik etki) oluşturur. •/ Uzun süren apne nöbetleri ve malign hipertermi oluşturabilir. ■s intragastrik basınç ve göz içi basıncı artırır. s En önemli yan etkilerinden bir tanesi kaslarda rijidite ve ağrıdır. S Belirgin hiperkaiemi oluşturur. Bu nedenle kronik böbrek yetmezliği gibi hiperkalemisi olan hastalarda kullanılmamalıdır. S Süksinilkolin; ilk önce kardiyovasküler sistemde asetilkoline benzer muskarinik etki ile bradikardi, daha sonra sempatik gangliyonlarda nikotinik etki ile taşikardi oluşturur s Süksinilkolin kardiyak aritmilere neden olur. İlk dozdan beş dakika kadar sonra ikinci bir ilaç dozu verildiği zaman defalarca bradikardi gözlenmiştir. ✓ Süksinilkolinin yaptığı nöromusküler blokaj antikolinesterazlar ile azaltılmaz, tam aksine artırılır.
32-Glisinerjik reseptörlere agonist etki gösteren santral kas gevşetici aşağıdakilerden hangisidir? A) Baklofen B) Siklobenzaprin C) Diazepam D) Tiokolşikozid E) Klorzoksazon
Tiokolşikozid: Glisinerjik reseptörler üzerindeki, GABA-A reseptörlerinde agonistik etkisi vardır.
Baklofen bir GABA türevidir. GABA-B agonistidir. Omurilikte diğerlerinden farklı olarak hem mono, hem de polisinaptik refleksleri inhibe ederler. Esas olarak multipl sklerozdaki ve omurilik lezyonlarına bağlı diğer nörolojik hastalıklardaki spastisiteye karşı kullanılır.
33-Aşağıdaki kas gevşetici ve etki mekanizması eşleştirmelerinden hangisi doğrudur?
A) Süksinilkolin -Nikotinik reseptörlerin stimülasyonu B) Baklofen - GABA B antagonisti C) Tizanidin - Alfa-1 reseptör agonisti D) Roküronyum - Muskarinik reseptör blokajı E) Botilinum toksini - Sarkoplazmik retikulumdaki kalsiyum kanal blokajı Santral kas gevşeticiler ve nöromüsküler blokörler TUS farmakolojisi için önemli konulardır. Baklofen: GABA B agonistidir. Omurilik yaralanmalarında spastik kasılmaları önlemede kullanılır. Tizanidin : Alfa-2 agonisti santral miyorelaksandır. Roküronyum: Nöromüsküler blokördür. Sinir kas kavşağındaki muskülertip nikotinik reseptörleri bloke eder. Botilinum toksini: Presinaptik kolinerjik nöronlardan Asetilkolin salınımını engeller Süksinilkolin: Sinir kas kavşağındaki musküler tip nikotinik reseptörleri sürekli uyararakyani depolarizasyonlu blok yaparak etki gösteren nöromüsküler blokördür.
34-Sedasyon yapmaksızın miyoklonik nöbetleri kontrol etmede etkili olan ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
36-Amiyotrofik lateral sklerozlu hastalarda nöron harabiyetini azaltmak için kullanılan madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Riluzol B) Baklofen C) Diazepam D) Gabapentin E) Tizanidin Riluzol: Amiyotrofik lateral sklerozlu hastalardaki motor nöron harabiyetini yavaşlatmak için kullanılır. Glutamat NMDA reseptör antagonistidir.
37-Aşağıdakilerden hangisi atipik nöroleptik değildir? A) Klozapin B) Sülpirid C) Kuetiapin D) Risperidon E) Olanzapin TİPİK NÖROLEPTİKLER
A) Fenitoin
=>
Fenotiyazinler
B) Klonazepam C) Valproik asid D) Asetazolamid E) Karbamazepin
^
H aloperidol
=> ■=>
SELEKTİF ETKİLİLER
ATİPİK NÖROLEPTİKLER
Sülpirid
■=>
Klozapin
Pimozicl
o
K uetiapin
Tiyoksantinler
■=>
R isperidon
Loksapinler
^
O lanzapin
o
S ertindol
■=>
Bazı miyoklonik nöbetlerde valproik asid oldukça etkilidir ve sedasyon yapmaz.
35-Aşağıdaki santral etkili kas gevşeticilerden hangisi hem mono, hem de polisinaptik refleksleri inhibe eder? A) Baklofen B) Dantrolen sodyum C) Propandiol türevleri D) Diazepam E) Orfenadrin
38-Antipsikotiklere bağlı gelişen aşağıdaki yan etkilerden hangisinin tedavisinde antikolinerjik ilaç tedavisi uygun değildir? A) Tardif diskinezi B) Tortikolis C) Rijidite D) Bradikinezi E) Akut distoni
\
\
39-Tardif diskinezi en çok aşağıdaki bölgelerden hangisini tutar? A) Boyun B) Ağız ve dil C) Kollar ve eller D) Bacaklar ve ayaklar E) Göz kapaklan
Soruda tariflenen tablo nöroleptik malign sendromdur. Fenotiyazin türevleri ve butirofenonlarla %0.1 oranında oluşan bir sendromdur. Erken teşhis edilip ilaç kesilmezse fatal olabilir. Mekanik soğutma, kas gevşeticiler (parenteral dantrolen ve diazepam) ve dopaminerjik agonistler ile tedavi edilir. Nöroleptik malign sendromda dantrolen ilk tercihtir.
Akut distonik reaksiyonlar Parkirısanizm Akatizi (motor hareketlilik f )
Bu yan etkiler reversibidır. ►Tedavide; antikolinerjik ilaçların kullanılması yararlıdır
Perioral tremor
Tardif diskinezi ekstrapiramidal bulguların irreversibl olanıdır ve tedavisinde kolinerjik etkili ilaçlar faydalıdır. Arıtipsikotiklerin ekstra piramidal yan etkileri iyi bilinmelidir. Tardif diskinezi klasik antipsikotiklerin en geç ortaya çıkan ekstrapiramidal yan etkisidir. Başlangıç genellikle bukolingomatikatuvar sendrom (yüzde tikler, ağızda çiğneme, dilin dışarı çıkması vB) şeklinde olur. Uykuda kaybolur. Tardif diskinezi geliştiğinde, ilaç hemen kesilmelidir.. Bu da patogenezde bazal gangliyonlarda postsinaptik D2 reseptör süpersensitizasyonu olduğunu düşündürür. Kolinerjik ve GABA erjik aktivite azalmıştır. Antikolinerjik ilaçlar, tardif diskineziyi kötüleştirir. Tardif diskinezi tedavisi: Genelde irreversible bir tablodurKesin tedavisi yoktur. Kolinerjik etkinliği artıran ilaçlar: Kolin, Lesitin, Fizostigmin Atipik nöroleptik: Klozapin GABAerjik etkinliği artıran ilaçlar: Diazepam, Valproat, Baklofen,
40- Kiorpromazin tedavisi almakta olan bir hastada ateş, kaslarda rijidite ve akinezi, bilinç bulanıklığı ve otonomik instabilite belirtileri vardır. Kas kaynaklı kreatin fosfokinaz düzeyi yükselmiştir. Bu klinik tablo aşağıdakilerden hangisini düşündürmelidir? A) Tardif diskinezi B) Nöroleptik malign sendrom C) Tetanoz D) Menenjit E) Malign hipertermi
41-Fenotiyazinlerin etkileri hangisi yanlıştır?
için
aşağıdakilerden
A) Flipertermi B) Konstipasyon C) Kilo alımı D) Ortostatik hipotansiyon E) Fliperprolaktinemi
42-Aşağıdakilerden hangisi fenotiyazinlerin bir etkisi değildir? A) Sedatif etki B) Prokonvülzan etki C) Prolaktin salgısında azalma D) Hipotermi E) Kilo alımı Fenotiyazinlerin Etkileri(herzaman soru gelebilir)
43-En güçlü antiemetik ve antivertigo etki gösteren nöroleptik aşağıdakilerden hangisidir? A) Flufenazin
46-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi belirgin miktarlarda retinada birikir ve retinayı hasara uğratır? A) Tioridazin
B) Mezonidazin
B) Klorpromazin
C) Trifluopenazin
C) Klonazepam
D) Klorpromazin
D) Lityum
E) Promazin
E) Haloperidol
44- En fazla antikolinerjik ve kardiyotoksik etki gösteren nöroleptik aşağıdakilerden hangisidir?
Tioridazin güçlü antimuskarinik etki gösterir. Ayrıca retinada hasara neden olur. Tioridazinde antimuskarinik etki diğer fenotizayinlere göre çok daha yüksektir. Bu etkisi nedeniyle ekstrapiramidal yan etki görülme olasılığı çok azdır. Tioridazin retinada birikir ve ileri aşamalarda retinitis pigmentosa’ya benzeyen bir durum oluşur.
A) Asepromazirı B) Levomepromazin C) Klorpromazin D) Flufenazin E) Tıoridazin
47-Aşağıdaki antipsikotik ilaçların hangisinin fotosensitivite, kolestatik sarılık ve retinitis pigmentosa gibi majör yan etkileri vardır? A) Klozapin B) Venlafaksin
45-Haloperidol kullanan bir şizofreni olgusunda kas krampları ve tortikolis gibi akut distoni belirtileri ortaya çıkıyor. Bu durumda yapılması gereken aşağıdakilerden hangisidir? A) Tedaviye klozapin eklenmesi B) Plaloperidolün kesilip hastanın gözlenmesi C) Difenhidramin verilmesi D) İlacın kesilip flufenazin başlanması E) Benztropin verilmesi Akut distoni genellikle çok ağrılıdır ve antikolinerjiklerle tedavi gerektirir. Klozapin eklenmesi bu belirtiyi ortadan kaldırmaz. Bu durumda en etkin tedavi antikolinerjik etkili benztropin, biperiden ve triheksifenidil gibi ilaçların kullanılmasıdır. Akatizi, parkinsonizm ve tardif diskinezi nöroleptik kullanan hastalarda ortaya çıkan diğer ekstrapiramidal yan etkilerdir. Tardif diskinezi nöroleptiklerin genelde en geç ortaya çıkan ve irreversibl olabilen yan etkisidir. Dopamin reseptörlerinde upregülasyona bağlıdır. Kesin bir tedavisi yoktur.
C) imipramin D) Haloperidol E) Klorpromazin Antipsikotik ilaçların çok geniş bir yan etki yelpazesi vardır. Klozapin hastada fatal agranülositoza yol açarken, klorpromazinin fotosensitivite, kolestatik sarılık ve retinitis pigmentosa gibi yan etkileri vardır. Klorpromazin en fazla hipotansiyon ve sedasyon oluşturan antipsikotiktir. Haloperidol ekstrapiramidal yan etkileri en çok olan nöroleptiktir. Tioridazin de pigmenter retinopati yapar.
48-Aşağıdaki fenotiyazinlerden hangisi üzerine en fazla toksik etkiye sahiptir? A) Klorpromazin B) Mezoridazin C) Asepromazin D) Tioridazin E) Flufenazin
karaciğer
49-Aşağıdaki nöroleptik ilaçlardan hangisinin ekstrapiramidal yan etkisi en fazladır? A) Loksapin B) Perfenazin C) Klorpromazin D) Haloperidol E) Klorprotiksen
50-Ağır ekstrapiramidal yan etkiler nedeniyle klasik antipsikotik ilaçları kullanamayan hastalarda aşağıdaki ilaçlardan hangisi tercih edilir? A) Amitriptilin B) Klozapin C) Trazodon D) Loksapin E) Sülpirid Klozapin: s 0 ^ 3 ve özellikle D4 reseptörlerinde belirgin blokör etkisi bulunmaktadır. s Negatif semptomları olan dirençli şizofrenilerde en etkili ilaçtır. s Serotonerjik reseptörlerden en belirgin olarak 5-HT2Ave 5-HT2Creseptörlerine karşı antagonistik etki gösterir. 6 ve 7 numaralı reseptörleri de bloke eder. s Çok az sedasyon oluşturur. S Ekstrapiramidal yan etkileri en az (kuetiapin gibi) olandır. S En önemli yan etkisi agranülositoz oluşturmasıdır. ✓ Olanzapin ile birlikte antikolinerjik yan etkisi en çok olan antipsikotik ilaçtır.
51-Antikolinerjik yan etkisi en az olan antipsikotik aşağıdakilerden hangisidir? A) Klorpormazin B) Nortriptilin C) Haloperidol D) Amitriptilin E) Karbamazepin
Antikolinerjik yan etkisi en az olan antipsikotik ilaçlardan biri haloperidoldür. Bununla beraber kan basıncı ve kardiyak ritm üzerine olan güvenliği, onu en geniş spektrumlu antipsikotik ilaç yapmıştır. Amitriptilin ve karbamazepin antipsikotik değildirler. Amitriptilin potent antikolinerjik etkisi olan bir trisiklik antidepresandır.
52-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi prokonvülsan etki ortaya çıkartmaz? A) Antipsikotikler B) Antidepresanlar C) Opiyatlar D) Hipnosedatifler E) Antihistaminikler Prokonvülsan etkililer:Normalde sedasyon oluşturan bazı ilaçlar epileptik bir hastada prokonvülsan özellik taşırlar; v' Antipsikotikler S Antidepresanlar •S Opiyailar S Antihistaminikler
53-Muskarinik reseptörleri en potent bloke eden trisiklik antidepresan aşağıdakilerden hangisidir? A) Desipramin B) Maprotilin C) Amitriptilin D) İmipramin E) Protriptilin En güçlü muskarinik reseptör blokörü trisiklik antidepresan amitriptilindir. Amitriptilin adrenerjik reseptörleri uyarmaz, a 1 reseptörleri bloke eder. Etki mekanizması serotoninin sinir sonlanmalarından alınımının inhibe edilmesidir. Bu ilaç kardiyak aritmi yapabilir.
54- Aşağıdakilerden hangisi trisiklik antidepresanların kontrendikasyonu değildir? A) Prostat hipertrofisi B) Epilepsi C) Glokom D) Hipertansiyon E) Böbrek yetmezliği Trisiklik antidepresanların kontrendike olduğu durumlar; ■/ Tüm kalp hastalıkları S Glokom s Prostat hipertrofisi S Karaciğer yetmezliği S Hipertansiyon ■s Epilepsi
55- Depresyon nedeniyle imipramin kullanan bir hastada aşağıdaki yan etkilerden hangisi beklenmez? A) Ağız kuruluğu B) Parkinsonizm C) Sedasyon D) Tremor E) Midriyazis Trisiklik antidepresanların genel yan etkileri önemlidir. Antikolinerjik etkiler en sık görülen yan etkileridir (kabızlık, ağız kuruluğu, midriyazis). Alfa-blokajı (hipotansiyon, ejakulasyon bozukluğu) Antihistaminik (sedasyon, yorgunluk, kilo alımı) etki Kardiyotoksisite(taşikardi, aritmi) Sempatomimetik etki (terleme, uykusuzluk) Tremor (en sık nörolojik bulgu dur) Prokonvülzan Mani ve psikozu alevlendirebilirler (mani agrevasyonu diğer antidepresanlardan daha çok trisiklik antidepresan kullanımında görülür) iştah artışı ve kilo alımı
56-Aşağıdaki antidepresanlardan hangisi en uzun etkilidir? A) Protriptilin B) Doksepin C) Trimeprimin D) Opipramol E) Dibenzepin
En uzun etkili antidepresanlar protriptilin ve fluoksetindir. Protriptilinin özellikle uyku apnesine neden olması önemlidir.
57-Obsessif-kompulsif hastalıkta en etkili olan trisiklik antidepresan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Viloksazin B) Amitriptilin C) Klomipramin D) Protriptilin E) Nortriptilin Bazı antidepresan ilaçlar ve önemli bazı özellikleri şöyledir: Klomipramin: Antidepresan ilaçlar arasında antiobsesyonel etkisi en güçlü olandır. İmipramin: Anksiyolitik etkisi en güçlü olan, panik bozuklukları ve enürezis noktürnada kullanılan antidepresan ilaçtır. Desipramin: Noradrenalin reuptake’ini en güçlü bloke eden antidepresandır. Amitriptilin: En güçlü antikolinerjik ve en fazla kardiyotoksik olan antidepresan ilaçtır. Protriptilin: En uzun etkili antidepresan ilaçtır. Viloksazin: En kısa etkili antidepresan ilaçtır. Amoksapin: Tek ekstrapiramidal yan etki oluşturan antidepresan ilaçtır. Trazodon: En fazla sedasyon oluşturan antidepresan ilaçtır. Bupropion: En fazla konvülsiyon oluşturan antidepresan ilaçtır. Mianserin: Aplastik anemi yapabilen antidepresan ilaçtır. Maklobemid: Etkisi en çabuk başlayan ve atipik depresyonda kullanılan antidepresan ilaçtır.
58-Tüm antidepresanlar içinde sedatif etkisi en fazla olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Nortriptilin B) Amitriptilin C) Trazodon D) Amoksapin E) Mianserin Trazodon: v' Tüm antidepresanlar içinde sedatif etkisi en fazla olandır. S Trisiklik/Nontrisiklikler içinde antikolinerjik etkisi en az olandır. s En kısa etkili antidepresandır. s Erkeklerde belirgin priapism oluşturur.
5 0 2-50 3
59-Depresyon tedavisinde kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisi diğerlerine göre daha az sedasyon yapar?
61-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi antidepresan etkisini a2ve 5-HT2otoreseptörlerini bloke ederek gösterir? A) İmipramin
A) Amitriptilin
B) Mianserin C) Sertralin D) Venlafaksin E) Maprotilin
B) Bupropion C ) Trazodon D) Klomipramin E) Doksepin Bupropion yapısal olarak amfetaminlere benzeyen dopamin agonisti özelliğide bulunan antidepresandır.
Mianserin/Mirtazapin:Serotonin ve noradrenalin otoreseptörlerini bloke ederek, bu nörotransmitterlerin salınımını artırır.
En eksitatif ve en konvülzan antidepresandır. En az sedasyon ve en az seksüel disfonksiyon yapan antidepresandır. Bupropion kullanılır.
ayrıca
nikotin
bağımlılığı
tedavisinde
62-Aşağıdaki antidepresanlardan hangisi ekstrapiramidal yan etki oluşturur? A) Protriptilin B) Amoksapin C) Nortriptilin D) İmipramin E) Klomipramin
60-
Noradrenalin re-uptake’ineenselektifantidepresan aşağıdakilerden hangisidir?
Amoksapin: Hem bir nöroleptik, hem de antidepresandır. Ekstrapiramidal yan etki oluşturan tek antidepresandır.
A) Sitalopram B) Trazodon C) Mirtazapin D) Maprotilin 63-Aşağıdaki antidepresanlardan hangisinin etkisi serotonin, noradrenalin reuptake’inin önlenmesi veya MAO enzimlerinin blokajı değildir?
E) Fluoksetin
NA re-uptake’ine en selektif antidepresan
Maprotilin/ Oksaprotilin
5-HT re-uptake’ine en selektif antidepresan
Sitalopram
NA re-uptake’ine en güçlü antidepresan
Desipramin
5-HT re-uptake’ine en güçlü antidepresan
Paroksetin
A) Amitriptilin B) Sertralin C) Desipramin D) Bupropion E) İzokarboksazid Bupropion serotonin veya norepinefrin reuptake’ini önlemez. Ayrıca MAO enzimlerini de bloke etmez. Etkisi santral stimulan olan amfetamine benzer. Dopamin reuptake’ini selektif olarak bloke eder. Ayrıca dopamin agonisti etki gösterir.
64-En az antikolinerjik yan etki oluşturan antidepresan aşağıdakilerden hangisidir? A) Amitriptilin B) Nortriptilin C) Venlafaksin D) İmipramin
Lityumun yan etkileri :Tremor, sedasyon, ataksi, afazidir. Tiroid büyümesi oluşabilir ama tiroid disfonksiyonu seyrektir. Tedavi dozlarında reversibl nefrojenik diabetes insipidus ortaya çıkar. Ödem sık görülür, akneiform deri döküntüleri oluşur ve daima lökositoz mevcuttur. Gebelikte lityum kullanımı konjestif kardiyak anomali insidansını ı'Ebstein anomalisi) artırabilir. Emziren annelerde kontrendikedir.
E) Maprotilin
En antikolinerjik
Amitriptilin
En kardiyotoksik
İmipramin / Amitriptilin
En az antikolinerjik
Venlafaksin / Trazodon / Fluvoksam in
En az hipotansif
Paroksetin / Venlafaksin / R eboksetin / F lu oksetin
En hipotansif
Doksepin / A m itriptilin /T rip itra m in /
67-Lityumun plazma düzeyini yükseltmeyen ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Tiazid B) Kaptopril C) Naproksen D) ibuprofen E) Mannitol
N efazodon
En sedatif
Mirtazapin / D oksepin / Trazodon
En konvülzan/ajitatif
Bupropion / Maprotilin
En fazla seksüel
S S R I’lar
disfonksiyon
65-
Selektif serotonin geri alım inhibitörlerinin en sık görülen yan etkisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Ajitasyon B) Gastrointestinal rahatsızlıklar C) Antikolinerjik etkiler D) Sedasyon E) Hipotansiyon
SSRI grubu ilaçların en önemli yan etkileri GIS intoleransı ve seksüel disfonksiyondur.
66-Tedavi alan bir psikiyatrik hastada tremor, tiroidde büyüme, nefrojenik diabetes insipidus ve lökositoz gelişiyorsa aldığı ilaç en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir? A) Klomipramin B) Haloperidol C) İmipramin D) Lityum E) Sertralin
Lityumun plazma düzeyini artıranlar: v' Dehidratasyon, hiponatremi s Tiazid grubu diüretikler s ACE inhibitörleri s NSAİİ (aspirin ve sulindak hariç) s Renal yetmezlik Lityumun plazma düzeyini azaltanlar: ■/ Teofilin ve aminofilin S Osmotik diüretikler (mcnnitol) s Gebelik
68-Aşağıdakilerden hangisi fenitoin tedavisinin yan etkisi değildir? A) Nistagmus B) Gingiva hipertrofisi C) Allerjik döküntüler D) Saçlarda ve vücut kıllarında azalma E) D vitamini eksikliği Fenitoinin Yan Etkileri: s Vestibüloserebellar sistemde disinhibisyon v' Gingiva hipertrofisi v' Hirsutizm v' Osteomalazi s Megaloblastik anemi (folik asit eksikliğine bağlı) v' Yaygın LAP v' Hodgkin gelişim insidansında artış S Teratojenite
r
5 0 4-5 0 5
69-Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisi özellikle status epilepticus tedavisinde kullanılır? A) Fenobarbital B) Valproik asit C) Diazepam D) Primodon E) Karbamazepin
71-Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisinin etkinliği primer olarak santral sinir sisteminde GABA düzeyi artışına bağlıdır? A) Karbamazepin
B) Fenobarbital C) Vigabatrin D) Klonazepam E) Lamotrigin
70-Aşağıdaki antiepileptiklerden hangisinin absens nöbet tedavisinde kullanılması uygun değildir?
GABA üzerinden etki gösteren antiepileptik ilaçlar ve etki mekanizmaları şöyledir: V Gabapentin: GABA analoğudur. V Benzodiazepinler ve barbitüratlar: GABA-A reseptör agonistidirler. v Progabid: GABA-A ve B agonistidir. V Valproik asid: GABA’yı parçalayan GABA transaminaz enzimini inhibe eder ve SSS’de GABA düzeyini artırır. v Tiagabin: GABA re-uptake blokörüdür.
A) Fenitoin B) Etosüksimid C) Klonazepam D) Valproik asit E) Lamotrigin
V Vigabatrin: GABA’yı parçalayan GABA transaminaz enzimini inhibe eder ve SSS’de GABA düzeyini artırır.
EPİLEPSİ TİPİ
UYGUN ANTİEPİLEPTİK İLAÇ
Status epileptikus
Diazempam
Febril konvülziyon
Diazepam, fenobarbital
Absens nöbet
Etosüksimid
Tonik klonik-Grand mal
Fenitoin, karbamazepin
infantil spazm
ACTH, Vigabatrin
Myoklonik nöbet
Valproik asit
Lennox-Gastaut sendromu
Lamotrijin, felbamat
Esansiyel tremor
Primodon
Trigeminal nevralji
Karbamazepin
Absens nöbetlerinde kullanılan ilaçlar o Etosüksimid o Valproik asit o Lamotrigin o Klonazepam o Asetazolamid o Trimetadion
72-Adenozin agonisti olan antiepileptik ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Felbamat B) Fenitoin C) Karbamazepin D) Valproik asid E) Etosüksimid
73-Karbamazepin aşağıdaki klinik tablolardan hangisinde kullanılmaz? A) Trigeminal nevralji B) Diabetes insipidus C) Miyoklonik nöbetler D) Kanser ağrısında diğer analjeziklere yardımcı olarak E) Bipolar bozukluk
Karbamazepin: Adenozin agonistidir. Sodyum kanal blokajı yapar. Fenitoinin kullanıldığı tüm epilepsi türlerinde ilk tercihtir. Trigeminal nevraljide en tercih edilen ilaçtır. Plazma vazopresin düzeyini yükselttiği için diabetes insipidus tedavisinde kullanılır. Yapıca imipramine çok benzediğinden, antikolinerjik yan etkileri en fazla olan antiepileptiktir. Porfiria’lı hastalarda kullanılmamalıdır. Karbamazepin absens nöbetleri ve miyoklonik nöbetler hariç tüm epileptik nöbet türlerine karşı kullanılır. Parsiyel nöbetlerde ilk tercih edilen ilaçtır. Antimanik antidepresan özelliği de vardır. Trigeminal nevraljide tek başına veya fenitoin ile birlikte ağrıyı keser. Diyabetik, postherpetik, üremik vb. nevraljilerde etkilidir. Kanser ağrısına karşı, gereken durumlarda klasik analjeziklere yardımcı olarak yararlı olur. Diabetes insipidus tedavisinde kullanılabilir (plazma vazopresin düzeyini yükseltir). Bazı migren tiplerini önleyebilir.
74-Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisi fatal hepatit ve pankreatit oluşturabilir? A) Fenobarbital B) Fenitoin C) Valproik asid D) Asetazolamid E) Vigabatrin
75-Sürekli tonik-klonik konvülsiyonlar ile acil servise getirilen hastada ilk tercih aşağıdakilerden hangisidir? A) Etoksüksimid B) Karbamazepin C) Valproik asid D) Fenobarbital E) Diazepam Yetişkin hastalarda epilepsi acillerinin (status epilepticus) tedavisinin en önemli ilacı, antikonvülzan etkisi en güçlü benzodiazepin olan diazepamdır. Yenidoğanlarda ise bu endikasyonda en iyi ilaç fenobarbitaldir.
76-Glutamat ve aspartat salın imini inhibe ederek etki gösteren ve folik asit antimetaboliti olan antiepileptik aşağıdakilerden hangisidir? A) Lamotrigin B) Felbamat C) Gabapentin D) Vigabatrin E) Trimetadion
Lamotrigin: s Folik asit antimetabolitidir. ■/ Glutamat ve aspartat salınımını inhibe eder. s Ayrıca fenitoin gibi voltaj bağımlı hızlı sodyum kanallarını bloke eder. s Parsiyel nöbetlerde etkilidir. s Ciddi cilt reaksiyonları yapabilir.
77-Levodopa tedavisi alan parkinsonlu hastada aşağıdaki hangi bulguda en belirgin düzelme görülür? A) Akinezi B) Rijitide C) Tremor D) Bradikinezi E) Siyalore
78-Aşağıdakilerden azaltmaz?
hangisi
levodopanın
etkisini
aşağıdakilerden
hangisi
A) Haloperidol B) Piridoksin C) Atropin D) Klorpromazin E) Flufenazin
79-Levodopa yanlıştır?
hakkında
A) Melanom hikayesi olan hastalar levodopa kullanılmamalıdır B) Levodopa, karbidopa ile beraber alınırsa davranışsal yan etkiler daha sık görülür C) Levodopada yüz ve distal ekstremitelerde koreatoid hareketler sık görülür D) Levodopa, antipsikotik ilaçların ekstrapiramidal etkilerini antagonize eder E) Levodopa tedavisi uzadıkça, levodopaya olan cevapta dalgalanmalar olur Levodopa, L-dopa analoğudur ve dopaminin prekürsörüdür (Dopamin doğrudan santral sinir sistemine geçemediği için prekürsörü kullanılır). Periferdeki dopa dekarboksilaz enzimi de L-dopa’yı dopamine dönüştürür. Dopa dekarboksilaz inhibitörü ilaçlarla (benserazid, karbidopA) birlikte kullanmak gerekir.
5 0 6 -5 0 7 W
Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan dopaminerjik etkili ilaçlar bradikineziyi, antikolinerjik ilaçlar ise tremor ve rijiditeyi düzeltir. Şıklar içerisindeki tek antikolinerjik biperidendir. Diğerleri dopaminerjik etkili ilaçlardır.
L-Dopa’yı dopa dekarboksilaz inhibitörü ile kombine etmenin 2 avantajı vardır: 1. Periferde levodopanın dopamine dönüşümü azalacığı için SSS’deki düzeyi artar ve tedavi için gereksinilen doz azaltılmış olur. 2. L-Dopa periferde daha az dopamine dönüşeceği için, yüksek doz kullanıma bağlı periferik yan etkileri de azaltılmış olur. Piridoksin, dekarboksilaz enzimlerinin kofaktörüdür. Levodopanın periferde dopamine çevrimini artırarak, levodopanın santral etkisini azaltır. Antipsikotikler santral dopaminerjik reseptör blokörleridir. Bu nedenle dopa ile antagonist etkiye sahiptirler. Atropin antikolinerjiktir. Antikolinerjik ajanlar parkinson hastalığı tedavisinde kullanılır. Atropinin periferik yan etkileri çok fazla olduğu için yine bir türevi olan santral etkili antikolinerjik benztropin kullanılır. Levodopa idiyopatik parkinsonun tedavisinde ana ilaçtır. Ancak antipsikotiklerle oluşan tremor, rijidite ve akinezi gibi etkileri antagonize etmez. Antipsikotikler dopamin reseptörlerini bloke ederler. Bu ilaçların parkinson benzeri yan etkileri ilacın dozunu azaltmak suretiyle önlenebilir
81-Parkinson hastalığının başlangıç döneminde kullanılan ve ilerlemesini geciktiren MAO-B enziminin selektif ve irreversibl inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Lizurid B) Pergolid C) Apomorfin D) Selejilin E) Biperidin Selejilin dopamini yıkan MAO-B enziminin selektif ve irreversibl inhibitörüdür. Böylece dopaminerjik aşırımı güçlendirir. Hastalığın başlangıç döneminde kullanılır ve ilerlemesini geciktirir. Levodopa ile kullanılması levodopanın yan etkilerini azaltır. (C evapp
82- Dopaminin salınımını artırarak ve reuptake’ini azaltarak dopaminerjik etkileri artıran ve livedo retikularise neden olan antiviral ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Amantadin B) Asiklovir C) Benztropin D) Rezerpin E) İnterferon
80-Parkinson hastalığında kullanılan hangi ilaçtremor ve rijiditeyi düzeltmek için verilir? A) Bromokriptin B) Amantadin C) Biperiden D ) Levodopa E) Selejilin
Amantadin influenza A tedavisinde kullanılan bir antiviraldir. Ancak dopaminerjik geçişi artırarak antiparkinson etki yaparlar. İlacın yararı kısa sürer, tedaviden birkaç hafta sonra etkinliği kaybolur. Amantadin ödem, santral sinir sistemi eksitasyonu gibi yan etkiler yapabilir. (Cevap A
83-Aşağıdaki antiparkinson ilaçlarından hangisi etkisini enzim inhibisyonu ile ortaya çıkartmaz? A) Tolkapon B) Benserazid C) Karbidopa D) Lizurid E) Selejilin Lizurid: S Postsinaptik D2 reseptörlerini aktive eder. Selejilin: v' MAO-B enziminin selektif ve irreversibl inhibitörüdür. S Hastalığın başlangıç döneminde kullanılır. Entakapon/Tolkapon: s Periferik etkili COMT inhibitörleridir. Karbidopa/Benserazid: S Dopa dekarboksilaz inhibitörüdür.
84-Aşağıdaki ilaç gruplarından hangisi Parkinson hastalığı tedavisinde kullanılmaz?
aşağıdakilerden
A) Bronkodilatasyon B) Çizgili kasları gevşetirler C) Pozitif inotropi D) BOS basıncı düşer E) Diüretik etki
86-Kafein, teofilin ve teobromin gibi konvülsiyon yapıcı ilaçların etki mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
87-Aşağıdaki amfetamin türevlerinden hangisi öncelikle narkolepsi tedavisinde kullanılır? A) Metilfenidat B) Modafinil C) Kloramfetamin D) Metilen dioksi metamfetamin E) Fenfluramin
A) MAOa inhibitörleri B) Antikolinerjikler C) Dopamin (D2) agonistleri D) COMT inhibitörleri E) Dopamin prekürsörleri
85-Teofilin kullanan hastalarda hangisi gözlenmez?
Teofilin: 1. Sinir uçlarındaki inhibitör Adenozin-A1 reseptörlerini bloke edip, beyinin adenozinerjik inhibitör sisteminin etkinliğini azaltırlar. 2. Fosfodiesteraz enzimini inhibe ederler. Sonuçta nöronlarda cAMP ve cGMP düzeyini artırırlar. s Solunum merkezini güçlü bir şekilde stimüle eder. s Psikostimülan etki oluşturur. s Uykusuzluk yapıp yorgunluğu azaltabilir. s Pozitif inotrop ve kronotrop etkisi vardır. s BOS basıncını düşürür. Periferik damarları genişletmesine rağmen beyin damarlarını kasar. s Bronş düz kaslarını gevşetir. -/ Mide asit salgısını artırır. s Diüretik etkisi vardır. s Çizgili kasların kasılmasını artırır.
Fosfoinozitol yolu Kalsiyum kanal blokajı Na+-K+ATPaz inhibisyonu Fosfodiesteraz inhibisyonu Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salınımında azalma
88-Amfetaminin etkisi olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Vazodilatasyon B) Fiziksel performans artışı C) İştahta azalma D) Hiperglisemi E) Hipertermi Amfetamin: v' Psikostimülan bir ilaçtır. ■s Psişik bağımlılık oluştururlar, fiziksel bağımlılık oluşturma potansiyelleri çok azdır. S Keyif artırıcıdır, psişik eksitasyon ve öfori yapar. S Mental performansı artırır. s Fiziksel performansı artırır. S Dikkat ve kendine olan güveni artırır. S Narkolepsi tedavisinde kullanılır. S İştahı azaltır. Doygunluk merkezini stimüle eder, v' Bazal metabolizmayı artırıp kalbi stimüle eder, vazokonstrüksiyon oluşturur, v' Hipertermi oluşturur, v' Hiperglisemi yapar.
ı-5l
Amfetamin Türevlerinin Önemli Endikasyonları; V Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu tedavisi; Metilfenidat v' Obezite tedavisi; Fenfluramin v' Narkolepsi tedavisi; Modafinil s Horner sendromu tedavisi; Hidroksiamfetamin s Deneysel serotonin eksikliği oluşturan; Kloramfetamin v' Doping amaçlı s Suistimal edilenler; Metilen dioksi metamfetamin (Ecstasy), Fenetilin (Captagon)
91-Azot protoksid yanlıştır?
için
aşağıdakilerden
hangisi
A) Kas gevşetici etkisi yoktur B) Malign hipertermi oluşturmaz C) Renal toksisitesi mevcuttur D) B12 vitamin eksikliği oluşturabilir E) Difüzyon hipoksisi (Fink fenomeni) oluşturabilir Azot protoksid (N20): S Kas gevşetici etkisi yoktur. V Malign hipertermi oluşturmaz. s Solunum ve kalp-damar sisteminde belirgin bir depresyon oluşturmaz.
89-İnhalasyon genel anestezikleri için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Solunum sisteminde tidal volümde azalma ve solunum hızında artma B) Bronkodilatasyon C) Beyin kan akımında artış, beyin vasküler direncinde azalma D) Kan basıncında artma E) Efektif renal plazma akımında azalma KVS: Kan basıncını azaltır. Solunum sistemi: Tidal hacimde azalma ve solunum hızında artma SSS: Beyin metabolik hızını azaltır. Buna rağmen beyin kan akımını artırır, çünkü beyin vasküler direncini azaltır. Böbrek: Glomerüler filtrasyonu ve efektif renal plazma akımını azaltır, filtrasyon fraksiyonunu artırır. Karaciğer: Hepatik kan akımında azalmaya yol açar. Uterus düz kasındaki etkisi: Uterus kasını gevşetir.
v' Karaciğer ve böbrek üzerinde toksik etkisi yoktur. V Hastalar anestezi sırasında seksüel içerikli rüyalar görebilir. s
B12 vitamin eksikliği oluşturabilir.
V Methemoglobinemi oluşturabilir. V Vücut bölümlerinde birikmeye yol açar. s Ayılma sırasında difüzyon hipoksisi denilen bir durum oluşabilir.
92. Otuz altı yaşında tonik -klonik nöbet hikayesi bulunan ve antiepileptik tedavi almakta olan bir erkek hastada trafik kazası sonucu sol femur kırığı gelişmiştir. Acil operasyon planlanan bu hastada aşağıdaki genel anesteziklerden hangisinin kullanılması uygun değildir? A) Desfluran
90-Aşağıdakilerden hangisinin uterus tonusunu değiştirmez ve solunum depresyonuna neden olmaz? A) Enfluran B) Ketamin C) Eter D) Azot protoksid E) Halotan
B) Enfluran C) Sevofluran D) Metoksifluran E) Halotan Enfluran santral sinir sisteminde eksitatör etki gösterebilen ve özellikle postoperotif epilepsi nöbetlerinin sıklığını artıran bir anestezikdir. Bu nedenle epilepsi tanısı alan hastalarda kontrendikedir.
93-Vücutta en çok metabolizmaya uğrayan genel anestezik aşağıdakilerden hangisidir? A) Izofluran B) Nitroz oksid C) Enfluran D) Halotan E) Metoksifluran inhalasyon yoluyla uygulanan genel anestezikler esas olarak karaciğerde fluoroasetik asit metabolitlerine yıkılır. Bu yıkılma sırasında flor açığa çıkar. En çok flor, metoksifluranın metabolizması sırasında açığa çıkar.
94-Aşağıdakilerden hangisi halotanın bir etkisi değildir? A) Kardiyak output’ta düşme B) Bronkospazm C) Hipotansiyon D) Malign hipertermi E) BOS basıncında artış Halotanın etkileri: S Kalp kontraktilitesini doz bağımlı olarak azaltarak, kardiyak outputu %20-50 oranında düşürür. ✓ Kalbin katekolaminlere duyarlılığını artırır. Bu da aritmilere neden olmaktadır. s Şiddetli hipotansiyon oluşturabilir. Bu etkisi aslen myokard depresyonuna (kardiyak output azalır) bağlıdır. S BOS basıncında artış yapar.. s Bronkospazm oluşturmaz. Bu nedenle hava yolu obstrüksiyonu olan hastaların anestezisinde tercih edilir. Fakat tüm genel anestezikler gibi silyer fonksiyonu bozar. S Malign hipertermiye en belirgin yol açan genel anesteziktir. Bazı kişilerde bu duruma karşı yatkınlık bulunmaktadır. Bunun nedeni endoplazmik retikulumun uptake mekanizmasındaki bir bozukluktur.
95-İntravenöz anestezik ajanlarla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Bulantı propofol ile diğer ajanlardan daha sık oluşur B) Hipotansiyon ketamin kullanımının anasınırlayıcısıdır C) Midazolamın neden olduğu postoperatif solunum depresyonu flumazenil ile önlenebilir D) Fentanilin ana etkisi kas gevşemesi yapma yeteneğine bağlıdır E) Tıopental serebral kan akımını büyük olasılıkla artırır
Propofol antiemetik etkilidir. Ketamin disosiyatif anestezi denen durum oluşturur. Ketamin kardiyovasküler stimülandır. Kardiyak outputu ve dolayısıyla kan basıncını artırır. Kafa içi basınçta da artış oluşturur. Midazolam bir benzodiazepindir. Hem anksiyolitik, hem de hipnotik etki ortaya çıkartır. Etkisi, benzodiazepin reseptör antagonisti olan flumazenil ile ortadan kaldırılır. Fentanil anestezi uygulamalarında analjezi elde etmek için kullanılan bir opioiddir. Bu gruptaki diğer opioidler gibi belirgin kas rijiditesi ortaya çıkartır. Tiopental anestezi indüksiyonunda ve kısa süreli cerrahi müdahalelerde kullanılır. Solunum ve dolaşım depresyonu ortaya çıkartır. Santral sinir sistemi kan akımını azalttıkları için kafa içi basıncı düşürürler.
96-Aşağıdakilerden hangisi ketaminin özelliklerinden değildir? A) Sempatoadrenal inhibisyon yapma B) Disosiyatif anestezi oluşturma C) Analjezik etkiye sahip olma D) Salgıları artırma E) Nistagmus yapma
97-Anesteziden ayılma sırasında halüsinasyonlara neden olan ve Glutamat NMDA reseptörlerinde blokaj oluşturan IV anestezik aşağıdakilerden hangisidir? A) Ketamin B) Propofol C) Metohekzital D) Lorazepam E) Tiopental Ketamin: s SSS’deki nöronlarda glutamat NMDA reseptörlerini nonkompetitif bir şekilde bloke eder. s Katalepsi hafif sedasyon, amnezi ve analjezi ile karakterize tablo, yani disosiyatif anestezi oluşturur. s Oldukça kuvvetli analjezik etkisi vardır. ■s Dış salgı bezlerinin salgısını artırır ve antikolinerjik bir ilaçla premedikasyon yapılmasını gerektirir. s Kan basıncı ve kalp hızında bir artış olur. s Beyin kan akımı, metabolizma hızı, oksijen tüketimi ve BOS basıncını artırır. s Bulantı-kusma yapmaz.
5 10 -511
L
s s
Anesteziden uyanma oldukça gürültülüdür. Halusinasyonlar, korkulu rüyalar, dezoryantasyon ve cinsel içerikli rüyalar ortaya çıkartabilir. ■S Nistagmus yapar.
98-İntrakraniyal basıncı artırıcı etkisi en az olan genel anestezik aşağıdakilerden hangisidir? A) Enfluran B) Azot protoksid C) Ketamin D) İzofluran E) Halotan Kafa İçi Basıncını Artıranlar
Kafa İçi Basıncı Azaltanlar
v ■/ K V ■K
V Propofoi ■/ Etomidat K Tiopental
Ketamin Azot protoksid Halotan Enfluran Metoksifluran
99-Azot protoksit inhale ettirilerek genel anestezi uygulanan hastaya, bir narkotik analjezik ilacın (fentanil) ve nöroleptik bir ilaç olan droperidolün IV olarak kullanılmasına verilen isim aşağıdakilerden hangisidir? A) Nörolept anestezi B) Anestezi indüksiyonu C) Rejiyoner intravenöz anestezi D) Anestezi idamesi E) Anestezi premedikasyonu Nörolept anestezi: Azot protoksit inhale ettirilerek genel anestezi uygulanan hastaya, bir narkotik analjezik ilacın (fentanil) ve nöroleptik bir ilaç olan droperidolün IV olarak kullanılmasıdır. Bu kombinasyonun parkinsonlu hastalarda kullanılması kontrendikedir. *
Nörolept Anestezi *
Fentanil Droperidol
J
w Nitröz Oksid
Nörolept Analjezi
100-Aşağıdakilerden hangisi nörolept analjezinin özelliklerinden biri değildir? A) Başlıca diagnostik ve küçük cerrahi girişimlerde kullanılır B) En sık kullanılan ajanlar droperidol ve fentanildir C) Sıklıkla hipertansiyon yapar D) Azot protoksidle birlikte kullanılabilir E) Yan etki olarak konfüzyon oluşturur Nörolept analjezi bir nöroleptikle güçlü bir narkotiğin kombinasyonundan oluşur. En yaygın kullanılan ajanlar droperidol (bir butirofenondur) ve fentanildir (bir opioiD). Nörolept analjeziye azot protoksid ve oksijen eklenirse nörolept anestezi oluşur. Droperidol ve fentanil hipertansiyona değil, hipotansiyona neden olur; ancak nörolept analjezi için bu iki ajanın kullanımının genellikle kalp-damar sistemine etkisinin düşük olduğu kabul edilir. Sık gözlenen diğer yan etkiler konfüzyon ve mental depresyondur. Nörolept analjezi başlıca diagnostik (ör. endoskopi) ve küçük cerrahi girişimler için kullanılır.
101-Aşağıdakilerden hangisi lokal anesteziklere bağlı bir etki değildir? A) Bradikardi B) Solunum depresyonu C) Aritmi D) Hipotansiyon E) Hipotermi
102-Lokal anesteziklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Küçük çaplı sinir lifleri büyük çaplı olanlara göre daha kolay bloke olur B) En son Aa lifleri bloke olur C) Hipopotasemi etkilerini artırır D) Sodyum blokajı yaparlar E) İnfekte dokularda etkinlikleri azalır
Lokal anestezikler: Etkilerini nöron membranında Na+ kanalını bloke ederek oluştururlar. İnfekte dokularda etkinlikleri azalır Bu ilaçlara karşı sinir liflerinin duyarlılıkları şu şekilde sıralanır; s İlk önce ağrı duyusu kaybolur. S Sonra sırasıyla sıcaklık duyusu s Dokunma duyusu s En son olarak ta propriosepsiyon kaybolur. Kaybolan duyuların geri dönmesi ise tam tersi sıra ile olur. Bağlanma yerleri için, Ca^ ve Na+ iyonu ile kompetisyona girerler. Ortamda Na+ ve Ca++’un konsantrasyonu artırılırsa etkileri zayıflar. Buna karşılık ortamda K+konsantrasyonu artırılırsa etkileri güçlenir. Lokal anestezikler, ester ve amid yapılı olmak üzere ikiye ayrılır. Sistemik yan etkiler amid yapılı olanlarda daha fazladır. Ester yapılı olanlarda ise hipersensitivite reaksiyonları sıktır. S Hipotansiyon v' Bradikardi (yüksek dozlarda taşikardi) S Vücut ısısında artış S Kardiyak aritmiler ve kalp durması s Solunum depresyonu
103-Artan konsantrasyonlarda lokal anestezik uygulandığında, duyu modalitelerinin etkilenme sıralaması aşağıdakilerden hangisidir? A) Ağrı lifleri - duyusal lifler - motor lifler B) Duyusal lifler - ağrı lifleri - motor lifler C) Ağrı lifleri - motor lifler - duyusal lifler D) Duyusal lifler - motor lifler - ağrı lifleri E) Motor lifler - duyusal lifler - ağrı lifleri İlk önce miyelinsiz, küçük çaplı lifler ve iletim hızı yavaş lifler (ağrı duyusunu ileten Aa ve C lifleri gibi) bloke olurlar. Lokal anesteziklere duyarlılıkları şu şekilde sıralanır; A>C>B>D>ö=p>a
Prokain: s Vücutta PABA’ya çevrilir. •s Etkisi geç başlar ve güçlü değildir. s En kısa etkili lokal anesteziktir. s Yüzeysel anestezide etkisizdir. Sadece infiltrasyon anestezisinde kullanılır. S Kullanımı sırasında allerjik reaksiyonlar oldukça sık görülür.
105-Opioidlerin analjezik etkisi aşağıdaki reseptörlerden hangisi üzerinden olur? A) Mü reseptörü B) Kappa reseptörü C) Sigma reseptörü D) Delta reseptörü E) Gama reseptörü Opioidlerin temel etkileri 4 farklı reseptör grubu tarafından oluşturulur; S
Mü reseptörleri
S
Kappa reseptörleri
s
Delta reseptörleri
S
Sigma reseptörleri
Analjezik etkisini temel olarak p,(mü) reseptörleri üzerinden gösterir.
106- Morfinin etkisi olmayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Analjezi B) Bulantı, kusma supresyonu C) BOS basınç artışı D) Bronkokonstrüksiyon E) Konstipasyon Morfinin etkileri: s Analjezi ile birlikte sedasyon, öfori ve bazen de disfori yapar.
104- Vücutta PABA’ya çevrilerek etkisi başlayan ve en kısa etki süreli lokal anestezik aşağıdakilerden hangisidir? A) Kloroprokain B) Benzokain C) Tetrakain D) Prokain E) Ropivakain
S Solunum merkezini doz bağımlı olarak inhibe eder. S Kemotrigger zonu stimüle ederek bulantı-kusma oluşturur. v' Miyozis oluşturur. s Sadece yüksek dozlarda vazomotor merkezi inhibe ederek hipotansiyon ve bradikardi oluşturur. S Periferik dirençte azalma oluşturur ve pulmoner ödeme bağlı dispnenin tedavisinde kullanılır.
512-513
\
v' Respiratuvar depresyon ile C 0 2 birikimi yapar. Bunun sonucunda serebral vazodilatasyon ve BOS basıncında artma oluşturabilir. s Öksürük merkezini deprese eder. Histamin salınımına yol açtığından bronkokonstrüktif etkisi de bulunmaktadır, v' Barsaklarda spazmojenik etkiyle konstipasyon oluşturur. Ayrıca anal sfinkter tonüsünde artma oluşturur. Oddi sfinkteri ve safra yollarında da spazm oluşturur. Üriner retansiyon da oluşturabilir. •S Tükürük bezlerinin salgısını artırır. S GH-RH ve CRH düzeyini azaltır, prolaktin ve GH düzeyini artırır. Ayrıca ADH düzeyi de artar.
107- Aşağıdakilerden hangisinin opiyat yoksunluk sendromununda görülme olasılığı en fazladır ? A) Bronkospazm B) Piloereksiyon C) Konvülsiyon D) Pinpoint pupiller E) Respiratuvar depresyon Morfin yoksunluk sendromunun bulguları: o Kaz derisi görünümü (piloereksiyon) o Üşüme ve terleme o Diare o Lakrimasyon o Ejekülasyon o Midriyazis o Tremor o Morfin yoksunluk krizi sırasında konvülsiyon görülmez. Morfin yoksunluk sendromu tedavisinde santral etkili sempatolitik ilaç olan klonidin kullanılır.
Dört tanesi kontrendikasyon, bir tanesi endikasyon! Morfinin kontrendikasyonları - Kafa travması ve KİBAS - Epilepsi - KOAH, Astım - Gebelik - Hipotansiyon, adrenal yetmezlik, - Safra koliği Akut miyokard infarktüsü ise akut akciğer ödemi gibi morfinin önemli endikasyonlarındandır.
109- Aşağıdakilerden hangisi inhalasyon yoluyla genel anestezi uygulanacak bir hastaya anesteziden önce morfin verilmesinin amacı olamaz? A) Genel anestezik maddeye bağlı bulantı ve kusmaları önlemek B) SSS depresyonuna yardım etmek C) Öksürük refleksini baskılamak D) Ağrıyı kaldırmak E) Anesteziden çıkma sürecinde görülebilecek eksitasyonu azaltmak Narkotik analjezikler klinikte analjezik, antitussif, anestezi premedikasyonunda ve antidiaretik olarak kullanılır. Morfin ve türevleri bulantı-kusmayı arttırır. Bu sebeble bir morfin türevi olan apomorfin bulantı ve kusma oluşturmada kullanılır. Apomorfin emetik ilaçtır.
110-Aşağıdakilerden hangisi karma etkili (agonistantagonist) opioid ilaçtır? 108-Aşağıdaki durumlardan hangisinde morfin kontrendike değildir?
A) Metadon B) Naloksan
A) Kafa travması B) Epilepsi C) Gebelik D) Astım E) Akut miyokard infarktüsü
C) Levorfanol D) Butorfanol E) Fentanil
111-
Plazmada esterazlar tarafından parçalandığı için sadece intravenöz infüzyonla kullanılabilen opiyat aşağıdakilerden hangisidir?
A) Meperidin B) Sufentanil C) Alfentanil D) Metadon E) Remifentanil S u fe n tan il/F en tan il/A lfen tan il/R em ifen tan il: Analjezik etki gücü en yüksek olan opiyatlardır (en güçlüsü sufentanildir). Analjezik etki güçleri: Sufentanil > Remifentanil > Fentanil > Alfentanil > Morfin > Meperidin Remifentanil; plazmada psödokolinesterazlar tarafından parçalandığı için en kısa etkilidir. Bu nedenle sadece intravenöz infüzyonla kullanılır.
112-Opioid bağımlılığının tedavisinde kullanılan opioid agonisti aşağıdakilerden hangisidir? A) Klonidin B) Metadon C) Nalokson D) Naltrekson E) Lofeksidin
Meperidin:Antitussif etkisi yoktur.Antikolinerjik yan etkileri nedeniyle miyotik etkisi çok azdır. Yüksek dozlarda atropin benzeri etkisi nedeniyle, tam tersine midriyazis yapabilir. Doğum ağrılarını, uterus kontraksiyon kuvvetini düşürmeden geçirmesi nedeniyle obstetride tercih edilir. Meperidin, antikolinerjik yan etki ortaya çıkartır. Bu nedenle diğer opioidlerden farklı olarak toplu iğne başı pupile neden olmaz, aksine pupiller dilatasyon yapar.
115-Nadiren konstipasyona neden olan, analjezik etkisi olmayan ve bağımlılık da yapmayan antitussif aşağıdakilerden hangisidir? A) Difenoksilat B) Kodein C) Dekstrometorfan D) Nalokson E) Metadon Dekstrometorfan etkili bir antitussiftir ve bağımlılık potansiyeli yoktur. Dekstrometorfan suistimal edilmez, ayrıca kodeinden daha az konstipasyon yapar. Belirgin analjezik etkisi yoktur.
Metadon: Morfin bağımlılığının tedavisinde kullanılır. Bu ilacın kesilmesi ile en geç başlayan ve en uzun süren, ancak opiyatlar içerisinde en hafif abstinens sendromu oluşur. 116- Aşağıdaki opiyatlardan hangisinin fiziksel bağımlılık oluşturma potansiyeli en düşüktür? 113-
Opioidlerden hangisi pupiller dilatasyon yapar?
A) Metadon B) Meperidin C) Kodein D) Fentanil E) Propoksifen
114-
Antitussif etki oluşturmayan opioid aşağıdakilerden hangisidir?
A) Meperidin B) Kodein C) Dekstrometorfan D) Hidrokodon E) Levopropoksifen
A) Morfin B) Nalbufin C) Fentanil D) Meperidin E) Remifentanil Parsiyel agonist opiyatlar: Tek başına verildiklerinde agonist, full agonist ile birlikte verildiklerinde antagonist etki oluştururlar. Daha az solunum depresyonu ve daha az bağımlılık oluştururlar. ✓ Nalorfin Nalbufin ✓ Pentazosin Butorfanol ■/ Buprenorfin Tramadol
514-515
\
1-
Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisi beraber kullanılan diğer ilaçların plazma düzeylerini etkilemez?
5-
A) Klonazepam B) Etosuksimid C) Diazepam D) Triazolam E) Valproik asit
2-
Ciddi cilt reaksiyonlarına neden olabilen anti epileptik ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
Etilen glikol zehirlenmesinde kullanılan ve alkol dehidrogenaz inhibitörü olan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Disulfiram B) Etanol C) Diazepam D) Fomepizol E) Nalokson
6-
Aşağıdakilerden hangisi SNRI grubu antidepresandır? A) Trazodon
A) Fenitoin B) Karbamazepin C) Lamotrijin D) Valproik asit E) Etosuksimid
B) Amitriptilin C) Venlefaksin D) Sertralin E) İmipramin
73-
Opioid ilaçların aşağıdaki etkilerinden hangisi tolerans gelişmeyen etkilerinden değildir?
Aşağıdaki genel anesteziklerden hangisinin anestezik etkisi en geç baslar? A) Nitröz oksit
A) Miyozis B) Konstipasyon C) Analjezi D) Konvulsiyon E) Antagonist etki
4-
COMT enzimini inhibe ederek Parkinson tedavisinde kullanılan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Karbidopa B) Pribedil C) Benserazid D) Tolkapon E) Benztropin
B) Desfluran C) Sevofluran D) Flalotan E) izofluran
8-
Kemoterapiye bağlı kusmayı azaltan esrar preparatı aşağıdakilerden hangisidir? A) Metoklopramid B) Ondansetron C) Sisaprid D) Meskalin E) Dronabinol
9-
Antidepresan ve antipsikotiklerin hangi yan etkisi ortaktır?
14- Gaz/kan partisyon katsayısı en düşük ve en yüksek olan inhalasyon anestezikleri aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir?
A) Hiperprolaktinemi A) Enfluran ve halotan B) İsofluran ve sevofluran
B) Tükrük salgı artışı C) İshal D) Miyozis E) Ortostatik hipotansiyon
C) Desfluran ve metoksifluran D) Eter ve isofluran E) Metoksifluran ve sevofluran
10-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi nikotin bağımlılığı tedavisinde kullanılır? A) Klorpromazin B) Bupropion C) Fluoksetin D) Naltrekson E) Pimozid
A) Kokain B) Mepivakain C) Prokain D) Bupivakain E) Lidokain
11-Nöroleptiklerın aşağıdaki yan etkilerinden hangisi ön planda dopamin blokajına bağlı değildir?
ester
A) Lidokain B) Bupivakain C) Etidokain D) Tetrakain E) Ropivakain
17-Nörolept analjezi için fentanil ve droperidol kullanılması ile; I. Sedasyon II. Bilinç kaybı III. Uyarılara karşı aldırmazlık hali Olaylarından hangileri gerçekleşmez? A) YalnızI B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
13-Santral sinirsistemindeen yoğun bulunan eksitatör ve inhibitör nörotransmitterler aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir? Eksitatör A) Glisin B) Serotonin C) Glutamat D) GABA E) Glisin
16-Aşağıdakilerden hangisi ketaminin farmakolojik özelliklerinden değildir? A) Kafa içi basıncı azaltma B) Disosiyatif anestezi oluşturma C) Analjezik etkiye D) Sempatik etki E) Ayılma sırasında psikoz hali
A) Amenore B) Ortostatik hipotansiyon C) Parkinsonizm D) Tardif diskinezi E) Akatizi
12-Aşağıdaki lokal anestezilerden hangisi yapılıdır?
15- Pelvis cerrahilerinde spinal anestezide kullanılan lokal anestezik aşağıdakilerden hangisidir?
İnhibitör GABA Asetilkolin GABA Noradrenalin Aspartat
18-MAK değeri en düşük inhalasyon anesteziği aşağıdakilerden hangisidir? A) İzofluran B) Enfluran C) Halotan D) Metoksifluran E) Halotan
5 16 -5 17
19- Aşağıdaki narkotik ilaçlardan hangisinin analjezik özelliği yoktur? A) Kodein
21- Diazepam aşağıdaki kullanılmaz?
durumların
hangisinde
A) İskelet kası spazmlarını çözmede B) Patolojik anksiyete C) Majör depresyon D) Status epileptikus E) Alkol yoksunluk sendromu
B) Metadon C) Dekstrometorfan D) Propoksifen E) Fentanil
20- Aşağıdaki narkotiklerden hangisi oral kullanılır ve zayıf analjezik etkinlik gösterir?
22- En uzun etki süreli barbitürat aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tramadol B) Metadon C) Buprenorfin D) Propoksifen
A) B) C) D)
E) Dekstrometorfan
E) Tiyopental
Sekobarbital Pentobarbital Hekzobarbital Fenobarbital
1-B, 2-C, 3-C, 4-D, 5-D, 6-C, 7-D, 8-E, 9-E, 10-B, 11-B, 12-D, 13-C, 14-C, 15-D, 16-A, 17-B, 18-D, 19-C, 20-D, 21-C, 22-D
■
S
■
I H m gm
İ l a mm
1- Aşağıdakilerden hangisi etkilerinden değildir?
barbitüratların
A) Hiperaljezi B) Anksiyolitik etki C) Flipno- Sedatif etki D) Solunum merkezi depresyonu E) Beyin kan akımında artma
2- En fazla histamin salınımına neden olan nöromusküler blokör ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Atraküryum B) Roküronyum C) Tübokürarin D) Panküronyum E) Galamin
ğrm m ğ/m
3- Aşağıdaki antidepresan ilaçlardan hangisinin antimuskarinik yan tesir oluşturma potansiyeli en düşüktür? A) Sertralin B) İmipramin C) Nefazadon D) Amitriptilin E) Klomipramin
4- Trisiklik antidepresan zehirlenmesi ile acil servise getirilen bir hastada aşağıdaki bulgulardan hangisinin görülme olasılığı en düşüktür? A) Tükrük salgısında azalma B) Midriazis C) Taşikardi D) Artmış barsak hareketi E) Hipotansiyon
5- Aşağıdaki ilaç çiftlerinden hangisi birlikte kullanıldığında “serotonin sendromu” yapabilir?
10-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi DEHB sendromunun tedavisinde kullanılır? A) Atropin B) Teofilin C) Metilfenidat D) Striknin E) Gabapentin
A) Desipramin - Bupropion B) Fluoksetin - Moklobemid C) Maprotilin - Klorjilin D) Mirtazapin - Selejilin E) Sertralin - Lityum
11-
6- Aşağıdaki hastalıkların hangisinde karbamazepin kontraendikedir?
I. II.
Entokapon Piridoksin
III. Karbidopa İlaçlarından hangilerini n etkinliğini azaltır?
A) Bipolar affektif bozukluk B) Absans nöbet C) Trigeminal nevralji D) Grand-mal epilepsi E) Kompleks parsiyel nöbet
verilmesi
L-dopanın
A) Yalnız I B) Yalnız il C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
7- Plazma poteinlerine en düşük oranda bağlanan antiepileptik ilaç aşağıdakilerden hangisidir? 12-Aşağıdaki lokal anestezilerden hangisinin etki süresi daha uzundur?
A) Fenitoin B) Diazepam C) Valproik asit D) Karbamazepin E) Pregabalin
8- Metil alkol zehirlenmesinde hangisi uygun değildir?
A) Kokain B) Prilokain C) Prokain D) Benzokain E) Tetrakain aşağıdakilerden 13-Moklobemidin farmakol ojik özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hâıngisi yanlıştır?
A) Fomepizol verilmesi B) Hemodiyaliz yapılması C) Bikarbonat verilmesi D) Etil alkol verilmesi E) Aktif kömür verilmesi
9- Amfetaminler aşağıdakilerden kontraendikedir? A) Narkolepsi B) Santral sinir sistemi stimülasyonu C) Şizofreni D) Parkinson hastalığı E) DEHB
A) MAO A enzimini selektif olarak inhibe eder B) Diğer antidepresanlara göre etkisi daha hızlı başlar C) Sinaptik aralıkta doparrıiin miktarını artırır D) Atipik depresyonda etk Iidir E) Sağlam kişilerde de ps şik stimülasyon yapabilir
hangisinde
14-Atipik psödokolinesteracz ı olan hastalarda uzamış apne sendromuna yol gçan nöromüsküler blokör aşağıdakilerden hangisid ir ? A) Tübokürarin B) Panküronyum C) Süksinilkolin D) Atraküryum E) Rokünyum
518 -519
15-Baklofenin çizgili kaslarda kas tonusunu azaltıcı etkisi aşağıdaki mekanizmalardan hangisi tarafından gerçekleştirilir? A) GABA-A resptörleri aracılığı ile nöronal I hiperpolarizasyon B) Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salınımının engellenmesi C) GABA-B reseptör aktivasyonu ve spinal kanal daki motor nöronlar ve nöronlar arasındaki monosinaptik ve polisinaptik uyarımının azaltılması . D) Hücre içine kalsiyum girişinin önlenmesi ile azalmış uyarılma E) Nöromüsküler bileşkede asetilkolin salınımının inhibisyonu
16-Morfin aşağıdaki endikasyonlardan hangisinde kullanılmaz? A) Abdominal cerrahi sonrası ağrı tedavisi B) Terminal kanser hastalarında ağrı tedavisi C) Travmatik kafa yaralanmalarında akut dönemde ağrının önlenmesi D) Obstetrik epidural anestezi amacıyla E) Terminal kanser hastalarında ağrı tedavisi
17-Aşağıdakilerden hangisi morfine bağlı bir etki değildir? A) Hipotermi B) Miyozis C) Konstipasyon D) Hipotansiyon E) Bronkodilatasvon
18-Aşağıdakilerden hangisi selektif serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI) endikasyonlarından biri değildir?
19-Metabolik sendrom tanısı konulan ve vücut kütle endeksi 36 kg/m2 olan bir şizofreni hastasında aşağıdaki antipsikotiklerden hangisi öncelikle tercih edilmemelidir? A) Risperidon B) Klozapin C) Olanzapin D) Sertindol E) Ketiapin
20-
Non-Kompetetif çizgili kas gevşeticiler içerisinde en kısa etki süresine sahip olan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Mivaküryum B) Vekuronyum C) Rokuronyum D) Rapakuronyum E) Tübokürarin
21-Antidepresan ilaçlar arasında antiobsesyonel etkisi en güçlü olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Amitriptilin B) İmipramin C) Klomipramin D) Desipramin E) Amoksapin
22-Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisinin gebelikte kullanımı doğacak bebeklerde nöral tüp defekti oluşma riskini artırır? A) Etoksüksimid B) Valproik asid C) Fenobarbital D) Karbamazepin E) Primidon
A) Depresyon B) Anksiyete bozukluğu C) Morbid obezite D) Erektil disfonksiyon E) Fibromiyalji
1-E, 2-C, 3-A, 4-D, 5-B, 6-B, 7-E, 8-E, 9-C, 10-C, 11-B, 12-B, 13-C, 14-C, 15-C, 16-C, 17-E, 18-D, 19-C, 20-A, 21 -C, 22-B
OTAKOİDLER SİNİR SİSTEMİ
DOĞRU ADRES
TUS^StfTIME
DOĞRU ADRG5
» İT İM E
1-
Aşağıdakilerden hangisi arasında değildir?
histaminin
etkileri
3-
A) Difenhidramin B) Antazolin C) Prometazin D) imetit E) Tiyazol etilamin
A) Arteriyel kan basıncını düşürür B) Kapiller permeabiliteyi artırır C) Cilt içine enjekte edildiğinde Levvis’in üçlü cevabına neden olur D) Mide pariyetal hücreleri üzerine inhibitör etki gösterir E) Pozitif inotrop, pozitif kronotrop ve negatif dromotrop etki gösterir Histaminin farmakolojik etkileri: s Arteriyel kan basıncını düşürür. S Kapiller permeabiliteyi artırır. ^ Dokuya lökosit migrasyonunu artırır. S Cilde düşük doz histamin injeksiyonu Levvis’in üçlü cevabına neden olur. s Trakeobronşiyal düz kasları büzer, trakeobronşiyal mukozanın mukus salgısını artırır. S Uterus düz kasını büzer. v' Pozitif inotrop, pozitif kronotrop ve negatif dromotrop etkilidir. S H2 reseptörlerini aktive ederek midenin asid ve pepsin salgısını artırır
2-
4-
Histamin damarda vazodilatasyon (hem Hı hem H2 ile) ve permeabilite artışı yaparken bronşlarda konstriksiyon (Hı), dilatasyon (H2) ve sekresyon artışı (H2), midedeasit salınımı (H2) gibi etkileri vardır. Ayrıca yara iyileşmesini hızlandırır, büyümeyi ve gelişmeyi de artırır.
Etkisi en geç başlayan ve en uzun süren antihistaminik aşağıdakilerden hangisidir? A) Astemizol B) Triprolidin C) Klorfeniramin D) Prometazin E) Doksilamin
5-
Antihistaminik grup içinde en fazla antiaritmik etki gösteren aşağıdakilerden hangisidir? A) Betahistin B) Betazol C) Doksilamin D) Mepiramin E) Antazolin
Histaminin aşağıdaki etkilerinden hangisi, yanında yazılı reseptörleri aracılığıyla gerçekleşmez? A) Mide asit sekresyon artışı - Hı B) GastrikHCI salınımı-H2 C) Vazodilatasyon - Hı D) Bronkodilatasyon - H2 E) Bronkokonstriksiyon - Hı
Antihistaminik grup içinde en fazla sedasyon oluşturan aşağıdaki lerden hangisidir?
6-
Aşağıdakilerden hangisi renin salgılatan bir ajan değildir?
A) Klonidin B) Afferent arteriyollerde vazodilatasyon C) Diüretikler D) Beta reseptör agonisti E) Makula densada Na+ ve Cl konsantrasyonunun azalması
Renin salgılatan faktörler
k
K v
S
V s •s
v' K v
7-
Makula densa’da özellikle Cl‘ ve sonra Na+konsantrasyonunun azalması Afferent arteriyollerde vazodilatasyon Sempatik uyarı ((31-agonistler) ve a-blokörler Prostaglandinler (cAMP üzerinden) Renal arter stenozu Direkt vazodilatatörier Loop diüretikler Genel anestezikler Kan volümünde azalma Karaciğer sirozu
Renin salınındım inhibe edenler K A-ll S Adenozin K K ✓ ADH K Kan basıncı artışı K a-agonistler V (3-blokörler (Propranolol) / Metildopa ve Klonidin (santral sempatolitik etki ile) ✓ PAF K ANP V NO
Anjiotensin için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Güçlü vazokonstrüktördür B) Pozitif inotroptur C) En güçlü aldosteron salgılatıcı maddedir D) ADH salgısını azaltır E) Dipsojenik (su içmeyi artırıcı) etkisi vardır Anjiotensinin etkileri: V En güçlü vazokonstrüktör ajanlardan biridir. Böbreklerde afferent ve efferent arteriyoller en duyarlı damar segmentidir. Kalpte pozitif inotropi s En güçlü aldosteron salgılatıcı maddedir. s Santral ve sempatik stimülasyona neden olur. S Mitojenik etkili (hücre proliferasyonunu artırıcı) s Dipsojenik 'K ADH, oksitosin ve ACTH sekresyonunu stimüle eder.
8- Pulmoner arteryel hipertansiyon tedavisinde kullanılan endotelin reseptör blokeri madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Bosentan B) Losartan
C) Aprepitant D) Kapsazepin E) Fosforamidon
Bosentan : Endotelin-l’in ET--A ve ET-B reseptörlerini bloke eden bir ilaçtır ve Pulmonerrarteryel hipertansiyon tedavisinde kullanılmaktadır. Losartan: Anijotensin 2’ nin AT1 reseptörlerinin blokörüdür. reseptör blokörüdür. Aprepitant: Nörokinin Kemoterapinin indüklediği eme^is is tedavisinde kullanılır, Kapsazepin: Subtans P bcokörüdür. Özellikle yanık analjezisinde kullanılır. Fosforamidon: Endotelin cjönüştürücü enzim (ECE) inhibitörüdür.
9- Endotelin için aşağıdaki erden hangisi değildir?
doğru
A) Histamin salınımına yol] açan en güçlü endojen
B) C) D) E)
maddedir. Mitojenik özelliği olan otdkoidlerden biridir. Endotelinin etkileri son derece hızlı başlar. ET-A ve ET-B reseptör blokörü Bosentan’dır. Endotelin damar dışı düz kaslarıda kasar.
Endotelin damarlarda ciddi vazokonstrüksiyon yapar, Tüm otakoidlerin tersine endotşliınin etkileri yavaş başlar .Ürotensinden sonra bilinen en /azokonstriktör maddedir, Bosentan pulmoner hipertansiyton tedavisinde kullanılan endotelin reseptör antagonistidiı
10-Kalikreini inhibe eden aşağıdakilerden hangisidir? A) Saralazin B) Aprotinin C) İrbesartan D) Sileksetil E) İketibant Aprotinin: Kalikreini inhibe eder. Akut pankreatit ve karsinoid sendrom gibi aşırı kalikrein s;algılanmasının eşlik ettiği hastalıkların tedavisinde ve hiperfibrinolizise bağlı kanamaları durdurmak için kullah ılır.
11-Kininlerin etkisi hangisidir?
olmzyan
aşağıdakilerden
A) Ödem B) Vazodilatasyon C) Ağrı oluşumu D) Permeabilite artışı E) Tüm düz kaslarda dilatasyon
522-523
Bradikininin etkileri: s Bradikininin etki kalıbı histaminin etki kalıbına uyar (vazodilatasyon + diğer düz kas konstrüksiyonu). s Kininler, güçlü vazodilatatör maddelerdir, bütün damar yataklarında kan akımını artırırlar. s Postkapiller venüller düzeyinde damar permeabilitesini artırırlar. Cilt içine enjekte edilirlerse aynı histamin gibi Levvis’in üçlü cevabını oluştururlar. v' Bradikinin, bilinen en güçlü ağrı oluşturan maddedir. v Proinflamatuvar etkilidirler. Ağrı oluşturması, damar permabilitesini ve PG sentezini artırması nedeniyle bu etkiyi gösterirler.
14-Aşağıdakilerden hangisi nitrik oksidin etkilerinden biri değildir? A) Pozitif inotropiktir B) Vazodilatasyon ve venodilatasyon C) Tüm düz kaslar ve sfinkterlerde gevşeme D) Agregasyon ve adezyonu inhibe eder E) Bakteriyostatiktir NO’nun etkileri: s Vazodilatasyon ve venodilatasyon oluşturur. V Tüm düz kasları ve sfinkterleri gevşetir. V Ereksiyon oluşumunda primer fonksiyonu vardır. s Agregasyon ve adezyonu inhibe eder. s Proinflamatuvardır. V Bakteriyostatiktir. v' Antimitotiktir. v (-) inotropiktir. v' Aşırı NO salınımı konvülsiyona yol açar.
12-Aşağıdaki otakoidlerden vazokonstrüksiyon ortaya çıkartmaz?
hangisi
A) Bradikinin B) Nöropeptid Y C) Üretensin D) Anjiotensin E) Endotelin
15-Aşağıdakilerden hangisi PAF’ın etkisi olamaz? A) Agregasyon ve adezyon B) Vazodilatasyon C) GIS kanallarında kasılma D) Ülserojenik etki
Bradikinin diğerlerinden farklı olarak vazodilatasyon oluşturur. Diğer şıklardakiler vazokonstrüksiyon oluşturur. Ürotensinin en güçlü vazokonstrüktör madde olduğu söylenmektedir.
13-Aşağıdakilerden blokörüdür?
hangisi
bradikinin
reseptör
A) Remikren B) Fosforamidon C) İkatibant D) Ketanserin E) Tritokalin İkatibant/Deltibant: Bradikinin reseptör blokörleridir.
E) Doğum eyleminde gecikme PAF: V Biyolojik olarak aktif bir fosfolipiddir. Araşidonik asidden sentezlenir. v' Trombositleri stimüle ederek agregasyon, adezyon, degranülasyon ve TxA2 salınımına yol açar. V Lökositleri aktive eder, lökositlerin kemotaksisine yol açar. S Güçlü vazodilatasyon ve hipotansif etkisi bulunmaktadır. V GIS, bronş ve uterus düz kaslarını kasar. v' Damar permeabilitesini artırır. V Bilinen en güçlü ülserojenik maddedir. ■s Överde folliküllerin olgunlaşmasında, ovülasyonda, fertilizasyonda ve implantasyonda önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Doğum eylemi sırasında amniyon mayisinde düzeyi yükselmektedir. PAF antagonistleri doğum eylemini geciktirmektedir.
16-Aşağıdaki siklooksijenaz ürünlerinden hangisi aktif değildir?
18-Luteolizise hangisidir?
A) PGJ2 B) PGD2
A) T xA2
C) PGI2 D) PGA, E) T xA2
C) PGE2
PG
aşağıdakilerden
D) PGF2o E) PGI2 PGF2 : Güçlü oksitosiktir. Corpus luteumun gerilemesinde (luteolizis) önem i katkıları vardır. PGE’lerin yaptığı gibi sulu diyare tablosu ortaya çıkarabilir.
Siklik cndopcroksitlcr PG&z
olan
B) PGE1
AA
„„„
neden
H idro peroksidaz oaı__ ______ O T x sente+az 1^
, P 6H 2
p s i2
Endoperoksidaz | Bm tetaz
P rim er
PG
(P 6 D , E, F) TXÂ;
peı 2
Î5 - Ö N dehidrogenaz
/ P S Jj
PG6, P 6 C ^ }
19-SSS’de en fazla bulunan aşağıdakilerden hangisidir?
prostaglandin
* Daire içindekiler inaktif metabolitlerdir. A) PGE2 B) PGD2
C ) PGF2a D) PGH2 17-
Aşağıdakilerden hangisi PGD2 için yanlıştır? A) Mast hücrelerindeki en önemli lipit mediyatörüdür B) Vazokonstrüksiyon yapar C) Dehidratasyona uğrayarak aktif metaboliti olan PGJ2’ye dönüşür
E) PGG2 SSS’de en fazla bulunan PG; PGE2’dir, Bu madde termoregülasyonun düzenlenmlîsinde primer role sahiptir, Ayrıca GABA düzeyini artıraırşk antikonvülsan etki de gösterir.
D) Antiagregan etkilidir E) Bronkokonstrüksiyon yapar PGD2: V Sadece trombositlerde ve mast hücrelerinde bulunur. Mast hücrelerindeki en önemli lipid mediyatörüdür. S Dehidratasyona uğrayarak aktif metaboliti olan PGJ2’ye dönüşür. s
Vazodilatasyon (sadece pulmoner vazokonstrüksiyon) oluşturur.
20-Sadece damar enıdotelinde sentezlenen siklooksijenaz ürünü aşaıığıdakilerden hangisidir? A) PGG2 B ) T xA2 C) PGI2
V Bronkokonstrüksiyon geliştirir.
D) LTA4
v Antiagregan etkilidir.
E ) PGF2a
S Glikojenolizi stimüle eder. S SSS ile ilgili fonksiyonları bulunur: Uyku indüksiyonu, koku fonksiyonu S PGJ2, kanser tedavisinde oldukça etkilidir. Hücre siklusunu Gt fazında durdurur. Ayrıca viral replikasyonu da inhibe eder.
PGI2:Primer olarak endotel hücrelerindeki siklooksijenaz tarafından sentğzlenir. Vücutta en önemli antiagregan maddedir. İki taline metaboliti vardır. İlk metaboliti 6-Keto-PGF1a’dır ve inaktiftir. İkinci metaboliti 6-Keto-PGE/dir ve fibrinolitik etkilidir. Vazodilatasyon oluşturur (en belirgin olarak pulmoner damarları gevşetir).
A
5 24-525
DOĞRU ADRES
îğrtTIME
21-Tromboksan sentetaz enziminde inhibisyon ortaya çıkartan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Anagrelid B) İndometasin C) Kaptopril D) Tirofiban E) Absiksimab Dazoksiben/Niktindol/Anagrelid:Trom boksan sentetaz enzimini inhibe ederek TxA2sentezini engellerler.
22-Hemodializ ve kalp cerrahisi sırasında ekstrakorporal dolaşım sisteminde pıhtı oluşmasının önlenmesi ve trombosit kaybının azaltılması için hangi PG analoğu kullanılır? A) İloprost (PGI2) B) Mizoprostol (PGE2) C) Rioprostil (PGE2) D) Enprostil (PGE2) E) Gemeprost (PGE^ PROSTAGLANDİN ANALOĞU İLAÇLAR Mizoprostol: ■s PGE1 analoğudur. s Midede asit sekresyonunu inhibe eder, NSAİİ’lerin ülserojenik etkisini önler. •/ Abortus oluşturmak için kullanılır. [Mifepriston (RU 486) da aynı amaçla kullanılır]. Alprostadil: s PGE1analoğudur. S Direkt olarak korpus kavernozumlara enjekte edilerek erektil impotans tedavisinde kullanılabilir. Duktus arteriyozusu açık halde tutmak için kullanılır. Raynaud sendromu ve tromboangiitis obliterans gibi periferik vasküler hastalıkların tedavisi için de yararlıdır. Epoprostenol: V PGI2 analoğudur. V Vazodilatatör ve antiagregan etki için kullanılır. Karboprost s PGF2a analoğudur. S Abortus oluşturmak için kullanılır.
Dinoproston: s PGE2 analoğudur. S Tıbbi abortus, serviksin olgunlaştırılması, doğum indüksiyonu ve diğer obstetrik amaçlarla kullanılır. İloprost: •/ PGI2 analoğudur. -4 Ekstrakorporal dolaşıma alınmış olan kanın pıhtılaşmasını önlemek ve trombosit kaybını azaltmak için kullanılır. Latanoprost / Bimatoprost / Travaprost / Unoproston: ■s PGF2r analoğudur. v Kronik açık açılı glokom tedavisinde kullanılır.
23-Aşağıdakilerden hangisi lökotrienlerin bir etkisi olamaz? A) Vazokonstrüksiyon B) Bronkokonstrüksiyon C) Kapiller permabilitede azalma D) İmmünmodülatör E) LH ve LH-RH salınımında artış LT’lerin etkileri: V Vazokonstrüksiyon V Bronkokonstrüksiyon s Kapiller permabiliteyi artırırlar. Postkapiller venüllerde permabiliteyi artırarak ödeme yol açarlar. Tip I aşırı duyarlılık reaksiyonunda rol alırlar. V Solunum yolu mukozasında mukus yapımını ve salgılanmasını stimüle ederler. s İmmünmodülatör fonksiyonları vardır. V LH ve LH-RH salınımını artırırlar.
24-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi özellikle inflamatuar barsak hastalığı tedavisinde kullanılan 5-Lipooksijenaz inhibitörüdür? A) Sulfasalazin B) Zileuton C) Gosipol D) Likofelon E) Montelukast
LÖKOTİRİENLER ÜZERİNDEN ETKİ GÖSTEREN İLAÇLAR Sulfosalazin; 5-LO inhibitörüdür. Ülseratif kolit gibi inflamatuar barsak hastalıklarının tedavisinde kullanılır Zileuton; 5-LO inhibitörüdür, Astım tedavisinde kullanılır. Gosipol; hem lipooksijenaz (LO)enzimini ve hem siklooksijenaz(COX) enzimini inhibe eder.. Zafirlukast, Montelukast; SisLT-2 adıda verilen lökotiren reseptörlerinin blokörüdürler.
25-Migren patogenezinde rol oynayan serotonin reseptör subtipi aşağıdakilerden hangisidir?
27-Hem 5-HT„ hem de a. aşağıdakilerden hangisidir?
reseptör
blokörü
A) Prazosin B) Yohimbin C) Ketanserin D) Aprotinin E) Dihidroergonovin Ketanserin / Ritanserin: Vazokonstrüktör etkili ik i reseptör olan 5-HT_2AVe«1 reseptörlerini bloke ettiği için, güçlü vazodilatasyon oluşturur. Raynaud sendromunun tedavisinde kullanılan en güçlü ilaçlardır.
A ) 5-HT1D B ) 5-HT1b C) 5-HT1F D) 5-HT2 E ) 5-HT4 SEROTONİN RESEPTÖRLERİ VE ETKİLERİ: 5-HT1a: Anksiyolitik etki gösterir.5-HT1B: Presinaptik inhibitördür.5HT1D: Migren patogenezinde rol oynar. Beyindeki AV şantları kapatır. 5-HT2: Damar (vazokonstrüksiyon) ve trombositlerde (agregasyon) bulunur. 5-HT3: GİS’de bulantı ve kusma ile ilgili reseptördür. 5-HT4: GİS’de miyenterik pleksuslarda bulunur.
26-Aşağıdakilerden hangisi serotoninin bir etkisi olamaz? A) Trombosit agregasyonu B) Pozitif inotropi ve kronotropi C) Uterus, mesane ve üretrada konstrüksiyon D) Gastrointestinal sistemde peristaltizmde artma E) Çizgili kas damarlarında vazokonstrüksiyon Serotonin:. V Damar yataklarında konstrüksiyon (renal ve splenik), çizgili kas damarlarında dilatasyon v Pozitif inotropi ve kronotropi ^ s V V
Gastrointestinal sistemde peristaltizmde artma Solunumu stimüle eder, hafif bronkokonstrüksiyon Uterus, mesane ve üretrada konstrüksiyon Trombositlerde agregasyon
V SSS’de direkt olarak ağrı ve indirekt olarak kusma merkezini uyarır.
r
526 -5 27
KENDİMİZİ DENEYELİM 1-
5HT3 ü bloke 5HT4 ü aktive ederek antiemetik ve prokinetik etki gösteren ilaç hangisidir?
5-
A) Damar geçirgenliğinde artma B) Mide asit salgılanmasında artma C) Cilt içine verilince Levvis’in üçlü yanıtına neden olma D) Tükürük ve bronş salgısında artma E) Negatif inotropik etki
A) Apomorfin B) N-aseti! sistein C) Metoklopramid D) Trimetobenzamid E) Asetazolamid
2-
Histamin aşağıdaki etkilerden hangisine neden olmaz?
6-
A) Vazodilatasyon B) Permeabilite artışı C) GİS’de tonus artışı D) Bronkodilatasyon E) Sekresyon artışı
3-
Vazodilatör hangisidir?
etkili
C) Metoklopramid D) Flunarizin E) Aspirin
otakoid
aşağıdakilerden
7-
B) N-asetil sistein C) İkatibant D) Aprotinin E) Sinorfan
Migren profilaksisinde aşağıdaki hangisinin kullanımı uygun değildir?
ilaçlardan
A) Propranolol B) Metiserjit C) Amitriptilin D) Flunarizin E) Triptanlar
8Bradikinin B2 reseptör antagonisti olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Apomorfin
Migren krizi için ergotamin verilen hastaya aşağıdaki ilaçlardan hangisi 24 saat geçmeden kullanılmamalıdır? A) Sumatriptan B) Naproksen
A) ADH B) Serotonin C) ANP D) Anjiotensin E) Endotelin
4-
Aşağıdakilerden hangisi histaminin etkilerinden değildir?
ilaç
PPAR reseptörleri üzerinden antidiyabetik etki gösteren ve en uzun etki süresine sahip anjiotensin reseptör blokörü ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Losartan B) İrbesartan C) Kandesartan D) Telmisartan E) Eprosartan
9-
Kallikrein kinin sistemini aktive ve inhibe eden maddeler aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir?
A) Mide karsinoidi B) Bazofilik lösemi C) Ürtiker D) Gastroösefajial reflü E) Mide ülseri
A) Faktör Xlla ve Aprotinin B) Okreotid ve Somatostatin C) Terlipresin ve Enalapril D) Losartan ve Tripsin E) Heparin ve Kortizol
10-Prostaglandin türevi ilaç ve kullanım endikasyonu eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Latanoprost - Glokom tedavisi B) Misoprostol - Gastrik ülser tedavisi C) Alprostadil - Patent duktus arteriozus tedavisi D) Epoprostenol - Pulmoner hipertansiyon tedavisi E) İlioprost - Doğum indüksiyonu
11-Aşağıdakilerden hangisi trombositlerin yüzeyinde bulunan glikoprotein llb-llla reseptörlerine antagonistik etki göstererek antitrombositer etki oluşturur?
hangisinin
primer
A) Latanoprost B) Mizoprostol C) Alprostil D) Epoprostrenol E) Beraprost
13-En güçlü antiemetik etki gösteren antihistaminik (H1 reseptör blokörü) aşağıdakilerden hangisidir? A) Astemizol B) Siproheptadin C) Prometazin D) Difenhidramin E) Klorfeniramin
15-Endotelin, bir metalloprpıteinaz olan endotelin dönüştürücü enzim (ECE) tarafından, proendotelinden oluşturul ur. ECE’nin spesifik inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Fosfodiesteraz B) Fosforamidon C) Bosentan D) Deltibant E) Kapsazepin
16-Mikroorganizma ve tümöır hücresinde ölüme neden olan, antimitotik vı» proinflamatuvar etkili otakoid aşağıdakilerden hi ııngisidir? A) PAF B) Endotelin C) Nöropeptid Y D) TxA2 E) Nitrik oksid
A) Tiklodipin B) Aspirin C) Tirofiban D) Klopidogrel E) Sülfinpirazon
12-Aşağıdaki ilaçlardan endikasyonu glokomdur?
14-Aşağıdakilerden hangisi F2 reseptör blokerlerinin endikasyonlarından biri değildir ?
17-Aşağıdakilerden hangisi anjiotensinojenden anjiotensin I oluşumunu in hıibe eder? A) Teprotid B) Pepstatin C) Losartan D) Saralazin E) Enalapril
18-Doğum eyleminde de rolü olduğu düşünülen, bilinen en güçlü ülserojenik madde aşağıdakilerden hangisidir? A) TxA2 B) PGI2 C) Serotonin D) LTB4 E) PAF
528 -5 29
/
19-Diğer damar yataklarında vazodilatatör etkisi olmasına rağmen, özellikle pulmoner yatakta vazokonsrüksiyon oluşturan prostoglandin aşağıdakilerden hangisidir? A) PGI2 B) PGE2 C) T xA 2 D) PGF2alfa E) PGD2
20-Aşağıdakilerden hangisi prostaglandin sentezi hakkında doğrudur? A) Glukokortikoidler hem tromboksan, hem de lökotrien sentezini inhibe eder B) Sodyum salisilat reversibl olarak siklooksijenazı inhibe eder C) Aspirin hem tromboksan, hem de lökotrien sentezini inhibe eder D) Glukokortikoidler özellikle tromboksan sentezini inhibe eder E) Indometasin siklooksijenaz enzimini irreversibl inhibe eder
21-Aşağıdaki maddelerden hangisi 5-lipooksijenaz enziminde inhibisyon ortaya çıkartır? A) Dazoksiben B) Latanoprost C) Zileuton D) Anagrelid E) İndometasin
22-Bronşiyal astım, psöriasis, pulmoner fibrozis gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan LTD4ve LTE4 reseptör blokörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Pobilukast B) Sikaprost C) Alprostil D) Mizoprostol E) Zileuton
1-C, 2-D, 3-C, 4-C, 5-E, 6-A, 7-E, 8-D, 9-A, 10-E, 11-C, 12-A, 13-C, 14-C, 15-B, 16-E, 17-B, 18-E, 19-E, 20-A, 21-C, 22-A
NONSTEROİDAL
ANTİİNFLAMATUVAR SİNİR SİSTE
TUS
\
1- Aspirin aşağıdakilerden kontrendikedir?
hangisinde
3- Aşağıdakilerden belirtisidir?
hangisi
B) Patent duktus arteriosus C) Artralji D) Geçici iskemik atak E) Koroner ateroskleroz Aspirin terapötik dozlarında ürik asit atılımını azaltır (kan ürik asit düzeyi artar). Ancak günlük 5 gram ve üzerinde ürikozürik etki gösterir. Fakat bu doz aynı zamanda toksik etkilere de neden olabileceği için, pratikte aspirin gut tedavisinde kontrendikedir.
Salisilizm; baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, görme bulanıklığı, işitme kaybı ve kulak çınlaması, hiperventilasyon, bulantı, kusma ve bazen diyare ile kendini gösterir. Salisilata bağlı işitme kaybı ilaç kesildikten sonra geçer. İşitme kaybı ve kulak çınlaması aspirin intoksikasyonunun erken işaretleri olarak kabul edilirler.
4- Aşağıdakilerden hangisi etkilerinden biri değildir? Aşağıdakilerden intoksikasyonunda değildir?
hangisi görülen
aspirin bulgulardan
A) Gastrik ülser B) Renal yetmezlik C) Metabolik alkaloz D) Kulak çınlaması E) Respiratuar yetmezlik Aspirin intoksikasyonunun buigularıı: - Gastrik iritasyon - Çınlama - Santral hiperventilasyon - Vasomotor kollaps - Renal /respiratuzar yetmezlik -Ölüm Aspirin intoksikasyonunda metabolik asidoz görülür.
erken
A) Kulak çınlaması ve işitme kaybı B) Bulantı, kusma ve diyare C) Dispne D) Halüsinasyon E) Deliryum
A) Akut gut krizi
2-
salisilizmin
anyon
gap
artmış
asetil
salisilik asitin
A) Antipiretik etki B) Lipogenezde azalma C) Antiinflamatuvar etki D) Su ve tuz retansiyonu E) Fibrinolitik aktivitede azalma Salisilatların Etkileri: ^ Analjezik etki,Antiinflamatuvar etki,Antipiretik etki s Düşük dozlarda; respiratuvar alkaloz. Yüksek dozda ise; metabolik asidoz + respiratuvar asidoz S Gastroenteropatik yan etkiler s Düşük dozlarda ürik asit atılımında azalma, yüksek dozlarda ise ürikozürik etki s Yüksek dozlarda hiperglisemi s Su ve tuz retansiyonu s Lipogenezde azalma S Katekolaminlerle stimüle lipolizin inhibisyonu s Hiperkalemi s Düşük dozlarda antiagregan etki, yüksek dozda ise pıhtılaşma faktörlerinin sentezini doz bağımlı olarak azaltarak protrombin ve koagülasyon zamanında uzama
5- Aşağıdakilerden hangisi antiinflamatuvar ajanların karakteristik özelliklerinden değildir? A) Aspirin yüksek dozlarda ürikozüriktir B) Sülindakın yarı ömrü uzundur C) Indometasin frontal baş ağrısı yapar D) İbuprofen, aspirinden daha güçlü antiinflamatuvar etkilidir E) Fenilbutazon kısa süreli uygulamalarda ankilozan spondilit tedavisinde yararlıdır
Aspirinin yüksek dozları ürikozüriktir. Sülindakın yarı ömrü uzundur. İndometasinde ise SSS yakınmaları ve bunlardan biri olan frontal başağrısı sık görülür. İbuprofen aspirin ile eşit güçte bir antiinflamatuvar ajandır. Fenilbutazon, oldukça toksik olduğundan ankilozan spondilit ve gut hastalığının kısa süreli tedavisinde tercih edilmelidir.
6.Aşağıdakilerden hangisi etkilerinden biridir?
asetaminofenin
yan
A) Reye sendromu riskini artırır B) Kanama zamanını uzatır C) Probenesidin ürikozürik etkisini antagonize eder D) Uzun süre kullanımında peptik ülser yapar E) Yüksek dozlarda hepatotoksisite yapar.
7- Analjezik ve antipiretik etkisi antiinflamatuar etkisi oldukça aşağıdakilerden hangisidir?
8- Intravenöz olarak patert duktus arteriozusun kapatılması için kullanılan nonsteroidal antiinflamatuvar ilaç aşağ dakilerden hangisidir? A) Aspirin B) Asetaminofen C) Dipiron D) İndometasin E) Diklofenak İndometasin intravenöz olarak patent duktus arteriozusun kapatılması için kullanılır.AIprostadil konjenital kalp hastalığı ile doğlaın ve cerrahi operasyona kadar duktus arteriozusun açıl; olarak devam etmesinin gerekli olduğu çocuklarda duktj su açık tutmak amacıyla kullanılır.
9- Aşağıdakilerden değildir?
hangisi
indometasinin
etkisi
A) Frontal baş ağrısı B) Su-tuz retansiyonu C) Hipoaldesteronizm D) Kan basıncında düşme E) Epilepside kontrendikediı İndometasinin su ve tu;z retansiyonu, frontal baş ağrısı ve hipoaldesteroılıi;izm gibi etkileri vardır. Patent duktus arteriosusun tedavisinde kullanılır. Epilepside kontrendikedir Ayrıca gastrointestinal sistem kanamalarına yol açar, Şodyum ve su retansiyonu yaptığından kan basıncı yükselir.
olduğu halde az olan ilaç
A) Asetaminofen B) İndometazin C) Aspirin D) Flurbiprofen E) Nabumeton Asetaminofen (parasetamol) diğer NSAİ ilaçlardan farklı olarak periferde siklooksijenaz inhibisyonu yapmaz. Etkisini SSS’nde siklooksijenaz inhibisyonu yaparak gösterir. Bu yüzden antipiretik ve analjezik etkileri vardır; ancak antiinflamatuar, antitrombositer ve GİS iritasyonu yapıcı etkileri yoktur. Yüksek dozlarında ise karaciğerde hepatotoksisite oluşturabilir. Bu durumdan bir metaboliti sorumludur. Parasetamol zehirlenmesinde n-asetilsistein verilerek hepatotoksisite engellenmeye çalışılır.
10-Aşağıdaki nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlardan hangisi dismenorede faydalıdır? A) Fenilbutazon B) Kolşisin C) Asetaminofen D) İndometasin E) İbuprofen Naproksen ve ibuprofen pnopiyonik asit türevi analjezik antiinflamatuvar, antipiretik etk ilaçlardır. Dismenorede uterus tonusunu azaltırlar ve etkiilidirler.
5 32-533
\
11-Nefrotoksik etkisi en az olan nonsteroidal antiinflamatuvar ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Fenasetin B) İndometasin C) Asetil salisilik asid D) Oksifenbutazon E) Sulindak Sulindak: Ön-ilaçtır. Karaciğerde aktif metabolitine dönüşür.Aktif metaboliti böbrek enzimleri tarafından inaktive edildiği için; böbrekle ilgili yan etkileri en azdır.Safra ile atılır.
12-Önemli ölçüde sıvı retansiyonuna neden olan nonsteroidal antiinflamatuvar ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspirin B) Diklofenak C) Tolmetin D) Fenilbutazon E) Asetaminofen Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar arasında pirazolon türevleri olan fenilbutazon veoksifenbutazon alanlarda su ve tuz retansiyonu belirgindir.
14-Aşağıdaki salisilat türevlerinden hangisi kan beyin bariyerini geçmez? A) indometasin B) Sodyum salisilat C) Diflunisal D) Naproksen E) Asetil salisilik asid Diflunisal salisilat türevi bir nosteroidal antiinflamatuvar ilaçtır ve santral sinir sistemine geçmez. Bu nedenle antipiretik etki ortaya çıkartmaz.
15-Aşağıdaki NSAİ ilaçlardan hangisinin COX-ll inhibisyonu yapar ?
daha çok
A) Aspirin B) Meloksikam C) Parasetamol D) indometazin E) Asetaminofen COX-ll selektif kabul edilen ilaçlar nimesulid, meloksikam, seiekoksib , rofekoksib ve etorikoksib. Bu ilaçlar içinde COX-ll seçiciliği en yüksek olan etorikoksib, en uzun etkili olanı ise meloksikamdır.
13-Nonsterodial antiiflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) aşağıdaki diüretiklerden hangisinin etkisini inhibe etmez? A) Aldosteron antagonistleri B) Karbonik anhidraz inhibitörü diüretikler C) Mannitol D) Tiazid E) Triamteren Tiyazidlerin, kıvrım diüretiklerinin, spironolakton ve triamterenin etkileri renal prostoglandin üretimine bağlıdır. NSAİİ’ler ise prostaglandin sentezini inhibe ederler.
16-İnflamasyon olan ekleme lökosit göçünü inhibe ederek etki gösteren, gut tedavisinde kullanılan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Probenesid B) Aspirin C) Naproksen D) Kolşisin E) Asetaminofen
17-Aşağıdaki gut ilaçlarından hangisi ürik asidin renal atılımın! değiştirmez? A) Fenilbutazon B) Allopurinol C) Sulfinpirazon D) Probenesid E) Benzbromaron
A) Ergotamin B) Flunarizin C) Naproksen Sodyum D) Amitriptilin E) Propranolol
GUT TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR Antiiflamatuvar Etki
Ürik Asit Sentezinde
Ürikozürik
Azalma
Etki
Kolşisin
+
-
-
Allopürinol
-
+
-
Probenesid
-
-
+
Benzbromaron
-
-
+
Sülfinpirazon
-
-
+
Fenilbutazon
+
-
+
İndometazin
+
-
-
18-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi romatoid artritte mortalite ve morbiditeyi azalttığı gösterilmiş primidin antagonisti olarak etki gösteren ilaçtır? A) İnfliksimab B) İmatinib C) Meselazin D) Leflunamid E) Salazoprin
Akut migren krizi tedavisinde kullanılan ilaçlar > Tiptanlar > Ergotamin > NSAİD( aspirin, Naproksje n, Flurbiprofen vs..) > Kodein, Propoksifen gibi oral kullanılabilen opiyatlar > Flunarizin Migren Profilaksisindei ku Ilanılan ilaçlar Pizotifen, Metiserjid gibi sğırotonin 5-HT2A reseptör blokörleri > Beta blokörler, propranolibl gibi. > Kalsiyum kanal blokörler > Trisiklikantidepresanlar, SSRI > Antiepiletik ilaçlar, valpro k asit gibi > Flunarizin Burda flunarizinin hem akut migren tedavisinde hemde migren profilalksisinde kullanılabildiğine dikkat edilmelidir.
21-Aşağıdakilerden hangisi propionik asid türevi bir nonsteroidal antiinflamatu var ilaçtır?
Leflunamid uzun dönemde, romatoid artritin yıkıcı etkileri ortaya çıkmış hastalarda güvenle kullanılmaktadır. Leflunamid kullanan hastada en olası komplikasyon tüberküloz sıklığının belirgin olarak artmış olmasıdır.
19- Aşağıdaki lerden hangisi tedavisinde kullanılmaz?
20-Aşağıdaki ilaçlardan harııgisi hem akut migren krizi tedavisinde hem de migren profilaksisinde kullanılır?
romatoid
artrit
A) D-penisilamin B) Klorokin C) Siklofosfamid D) Altın tuzları E) Allopurinol Romatoid artrit tedavisinde kullanılmayan ilaçlar: S Asetaminofen (antiinflamatuvar etkisi yoktur) S Allopurinol (guta spesifik bir ilaçtır) S Kolşisin (gut dışındaki artritlerde nadiren etkilidir)
A) Sulindak B) Piroksikam C) Naproksen D) Mefenamik asid E) Asetil salisilik asid Fenilpropionik asid türev eri: v' İbuprofen s Naproksen s Tiaprofenik asid S Ketoprofen S Fenoprofen
1-
Antiinflamatuar etki gücü en yüksek olan NSAİ ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) İndometazin B) Aspirin C) Ibuprofen D) Naproksen E) Dipiron
2-
Aspirinin antitrombositer etkisi aşağıdakilerden hangisi aracılığı ile olur? A) Tromboksan sentetaz inhibisyonu B) Glikoprotein llb-llla inhibisyonu C) Siklooksijenaz (COX)-l inhibisyonu D) Prostasiklin sentetaz inhibisyonu E) ADP yolunun inhibisyonu
5- Kanama bozukluğu olan hastada hangi ilaç tercih edilir? A) Aspirin B) Fenasetin C) Meloksikam D) İndometazin E) Parasetamol
6- Ağır aspirin intoksikasyonunda aşağıdakilerden hangisi görülür? A) B) C) D)
Metabolik asidoz + Respiratuvar asidoz Metabolik asidoz + Respiratuvar alkaloz Metabolik alkaloz + Respiratuvar asidoz Metabolik alkaloz + Respiratuvar alkaloz
E) r
7- Asetil salisilik asit ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? 3-
Aşağıdaki nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlardan hangisi plazma proteinlerine en düşük oranda bağlanır? A) Tenosikam B) Parasetamol C) Ketoprofen D) Aspirin E) İndometazin
4-
Etkisi en hızlı başlayan ve en kısa etkili NSAİD ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Tenoksikam B) Meloksikam C) Lornoksikam D) Piroksikam E) Nabumeton
verilen
A) Antiinflamatuar etkisi doz arttıkça artar B) Antiagregan etkisi doz arttıkça artar C) Düşük dozda ürik asit atılımını artırır D) TXA2 sentezini engeller E) İntoksikasyonunda anyon açığı artmış metabolik asidoz görülür.
8- Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarların farmakodinamik özellikleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) COX-2 inhibitörü haricindeki NSAİİ’ler trombosit agregasyonunu irreversibl inhibe ederler B) Aspirin haricindeki NSAİİ’ler COX’un reversibl inhibitörüdürler C) Böbrek hastalığı olan hastalar için nonnefrotoksik bir NSAİİ seçilmelidir D) Bazı NSAİİ’ler gastrik iritasyona neden olmaz E) NSAİİ’ler antipiretik etkileri olmalarına karşın analjezik etkilerinden dolayı tercih edilirler 1-A, 2-C, 3-B, 4-C, 5-E, 6-A, 7-B, 8-B
KEMOTERAPOTİKLER S N R S STE
TUS
DOĞRU ADR6S
TIME
DOĞRU ADRES
1- Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi bakteriyostatik etki gösterir?
3-
A) Rifampin B) Eritromisin C) Vankomisin D) Amfoterisin B E) Gentamisin
Yan etkileri arasında hipokalemi olan ve trombosit fonksiyonlarını bozan, aminoglikozidlerle kimyasal geçimsizlik gösteren penisilin aşağıdakilerden hangisidir? A) Azlosilin B) Mezlosilin C) Piperasilin
Bakteriyostatik
Bakterisid
S s s s
V S V V
D) Karbenisilin E) Metisilin
Eritromisin Linkozamidler Kloramfenikol Sulfonamidler s Tetrasiklinler
fi-laktamlar Vankomisin Aminoglikozidler (streptomisin hariç) Amfoterisin B V Fluorokinolonlar V Rifampin Metronidazol
KISACA Metisilin en kısa etkili penisilindir Antipsödomonal etkinliği en güçlü olan penisilin piperasilindir Ampisilin ebstein barr virüsün neden olduğu enfeksiyöz mononükleozlu hastalarda yaygın makülopapüler döküntüye neden olur Nafsilin; safra ile itrah edilir.
2- Aşağıdakilerden hangisi hücre duvarı sentezini inhibe ederek etki göstermez?
Karbenisilin; hipokalemik alkaloz ve hipernatremiye neden olur.
A) Basitrasin B) Teikoplanin C) Sefalopsorinler D) Kloramfenikol E) Vankomisin ANTİBİYOTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI(HERZAMAN SORU GELEBİLİR) Bakteri hücre duvarının sentezini inhibe ederek ve litik enzimleri aktive ederek etki gösterirler; Bu grup antibiyotikler hücre duvarı sentezini önledikleri için bakteriyi öldürürler. Bu ilaçlar gelişimini tamamlamış bakterilere etkisizdirler. Çünkü gelişimini tamamlamış hücrelerde, hücre duvarı zaten sentezlenmiştir. s p-laktamlar s Basitrasin s Vankomisin s Teikoplanin V Novobiosin v' Sikloserin
4-
Aşağıdaki sefalosporinlerden hangisi böbrek yetmezlikli hastada doz ayarlaması yapılmadan kullanılabilir? A) Moksalaktam B) Sefaperazon C) Sefaklor D) Seftriakson E) Sefuroksim
Sefaperazon safraya en fazla geçen sefalospori nd ir. Bu nedenle böbrek yetmezliği olan bir hastada doz ayarlaması gerekmez.
5- Aşağıdaki sefalosporinlerin hangisinin kullanımına bağlı koagülopati gelişebilir?
8* Daha önce penisilin alllerjisi olduğu bilinen kimsede gram negatif hakteriyemide hangisi kullanılmalıdır?
A) Sefaperazon B) Sefaleksin C) Sefiksim D) Sefaklor E) Sefmatazol Sefalosporinler; karaciğerde K vitamini bağımlı pıhtılaşma faktörlerinin sentezini inhibe ederler. Bu nedenle protrombin zamanını uzatırlar. Bu etkiyi en fazla oluşturan sefalosporinler; s
Moksalaktam
A) Sefazolin B) İmipenem + Silastatin C) Ampisilin + Sulbaktam D) Aztreonam E) Tikarsilin + kiavulanik asit Penisilin allerjisi olan birinde diğer penisilin türlerinden de kaçınılmalıdır. Bu tür has|t;:alarda sefalosporin de kullanılmamalıdır. Penisilinler ve aztreonam arasında çapraz reaksiyon yoktur, [ îu nedenle aztreonam kullanılabilir.
v" Sefamandol S Sefaperazon
6- Disüifiram benzeri reaksiyon ortaya çıkartan sefalosporin aşağıdakilerden hangisidir? A) Sefotaksim B) Seftriakson C) Sefaklor
üniteyi etkileyerek 9- Ribozomlarda 50S alt hücre içinde iyi translokasyonu önleyen etki gösteren yoğunlaşan, bakteriyos:ıatik hangisi örnektir? antibiyotiklere aşağıdakile den < A) Eritromisin B) Streptomisin C) Sefuroksim D) Lorakarbef E) Fosfomisin
D) Sefaperazon E) Sefazolin Sefaperazon ve moksalaktam; disüifiram benzeri reaksiyon oluşturabilirler.
Ribozomun 50S alt ünitesine etki ederek bakteriyostatik etki gösterdin ilaçlar makrolidler, linkozamidler ve streptogram nlerdir.
10-Protein sentez inhibitörü olan makrolidlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yiftnlıstır? 7- İmipenem tek başına kullanıldığında böbrekte bulunan dihidropeptidaz enziminin etkisiyle beta laktam halkası açılır ve inaktive olur. Bunu engellemek için aşağıdaki ilaçlardan hangisiyle kombine edilmelidir? A) Klavulonik asit
A) Prostat sıvısına geçer B) Makrofajlar içinde birikir C) Plasentadan geçemezler D) BOS’a geçemezler E) Penisilin allerjisi olanlarda kullanılabilir
B) Sulbaktam
Makrolidler:
C) Azlosilin
irreversibl bağlanır. v' 50S subunitelerine Kloramfenikol, linkozaıınidler de makrolidlerle Birlikte kullanılmalıdır. aynı bölgeye bağlam Bakteriyostatiktirler.
D) Silastatin E) Seftazidim İmipenem silastatinle kombine olarak verilir. Silastatin dihidropeptidaz inhibitörüdür ve imipenemin böbrekteki tübüler metabolizmasını inhibe ederek nefrotoksik bileşiklerin oluşumunu engeller.
s
Penisilin alerjisi olanlarda kullanılabilir,
S Eritromisinlerin büyük bölümü safrayla itrah edilir. v' Klaritromisin idrarla atılır s
BOS’a geçemezler.
538-539
TUS
DOĞRU ADR€S
TIME
S Tüm makrolidler oral yolla kullanılabilir. s
Intravenöz uygulaması sonucu tromboflebit gelişir.
S Prostat sıvısına geçer. s
Eritromisinin en ciddi yan tesiri kolestatik hepatittir.
11-Aşağıdaki infeksiyonların hangisinde eritromisin en tercih edilen ilaç değildir?
13-Pseudomonas aeruginosa’ya karşı en aminoglikozid aşağıdakilerden hangisidir?
etkili
A) Tikarsilin B) Tobramisin C) Netilmisin D) Kanamisin E) Streptomisin Pseudomonas infeksiyonlarında tobramisin ve gentamisin en etkili aminoglikozidlerdir. Bir antipseudomonal penisilinle birlikte kullanılırlar. Tikarsilinin antipseudomonal etkinliği olmasına rağmen aminoglikozid değil penisilinler grubundadır.
A) Lejyoner hastalığı B) Difteri portörlüğü C) Boğmaca D) Mycoplasma pneumoniae pnömonisi E) Trahom Makrolidlerin İlk Tercih Olduğu Durumlar: s
Boğmaca (Bordetella pertussis)
s
Lejyoner hastalığı
s Mycobacterium avium-intracellulare v' Atipik pnömoni S Difteri/Difteri portörlüğü (penisilinler ile birlikte) S Gebelikteki klamidyal infeksiyonlar Chlamydia trachomatis infeksiyonlarında tetrasiklinler eritromisine tercih edilirler. Trahom tedavisinde tetrasiklinlerden (sistemik ve lokal) sonra gelen ikinci sıradaki ilaç eritromisindir.
14- Aşağıdakilerden hangisi aminoglikozidlerin özelliği değildir? A) Gastrointestinal sistemden emilimleri iyi değildir B) Bakterisidal etkilidirler C) Oral yolla uygulandıktan sonra yeterli serum konsantrasyonuna ulaşırlar D) Anaerobik mikroorganizmalara etkisizdirler E) Ribozomun 30S ünitesine bağlanırlar Tüm aminoglikozidlerin gastrointestinal sistemden emilimi yeterli değildir. Parenteral yolla uygulanırlar ve bakterisidal etkilidirler. Fonksiyonel ribozomal aparatın biraraya gelmesini ya da ribozomun 30S ünitesinin genetik kodu yanlış okumasına neden olurlar. Anaerobların oksijene bağımlı taşıyıcı mekanizmaları olmadığından aminoglikozidler hücre membranından geçemezler ve mutlak anaerob bakterilere etkisizdirler.
12-Aşağıdaki makrolid antibiyotiklerden en uzun etkilisi hangisidir? A) Telitromisin B) Eritromisin C) Spiramisin
15-Apse içinde aktivitesi en fazla kaybolan antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir?
D) Klaritromisin E) Azitromisin Azitromisin:.En uzun etkilisidir.
A) Klindamisin B) Tetrasiklinler C) Metisilin D) Nitrofurantoin E) Aminoglikozid
Aminoglikozidler lipofilitesi en düşük olan antibiyotiklerdir. Bu nedenle bakteri hücresi içine girebilmek için mutlaka ortamda enerji olmalıdır. Enerji yani ATP üretebilmek için de ortamın oksijenizasyonunun iyi olması gerekmektedir. Dolayısıyla apse gibi anaerobik ortam oluşturan durumlarda etkisi belirgin olarak azalır.
16-Aşağıdaki aminoglikozidlerden hangisi barsak amibiyazisi tedavisinde kullanılır? A) Gentamisin B) Paromomisin C) Tobramisin D) Neomisin E) Netilmisin Paromomisin barsak amibiyazisinin tedavisinde kullanılır.
17-Aşağıdaki aminoglikozidlerden hangisinin kullanım endikasyonu, hastayı barsak ameliyatlarına hazırlamak ve karaciğer komasıdır? A) Tobramisin B) Amikasin C) Neomisin D) Netilmisin E) Gentamisin
19-Tetrasiklinlerin antibakteıiyel etki mekanizması aşağıdakilerden hangisidiı ?
Neomisin sistemik olarak verildiğinde toksik etki oluşturduğu için ancak dermatolojik ve oftalmik preparatlar şeklinde kullanılır. Ayrıca hastayı barsak ameliyatlarına hazırlamak için ve karaciğer komasında da ağız yolu ile verilir.
18-Streptomisinin en ciddi aşağıdakilerden hangisidir?
Neomisin En zor tolere edilebilen, dolayısıyla en toksik aminoglikozit türevidir. En ototoksik, en nefrotoksik ıke en fazla nöromusküler blokaj yapandır. Tobramisin Psödomonasa karşı en ptkili olan aminoglikozit türevidir. Kistik fibrozis hastalarında gelişen psödomonas enfeksiyonlarında inhaler kullanı ır. Amikasin Direnç gelişimi en az olaındır. Ayrıca en geniş spektruma sahip aminoglikozit türevidir. Netilmisin En iyi tolere edilen aminoıglikozit türevidir. Özellikle ototoksik etkisi minimaldir. Paramomosin Antiamibik ve antihelmlp,ıtik özelliği bulunan aminoglikozit türevidir. Spektinomisin Gonore tedavisinde intramıısküler kullanılan yapıca aminoglikozitlere benzeyen bir antibiyotiktir. Aminoglikozitlerin Yanı E t k i l i1eri *En önemli yan etkileri Nefpotoksiteleridir. Genelde reversibledir. ‘ Ototoksik etki iç kulakta birikmelerine bağlıdır, tinnitus ilk bulgusudur. * Nöromuskuler blokaj
toksik
etkisi
A) Kardiyak aritmi B) Santral sinir sistemi depresyonu C) Kolestaz D) Oküler hastalıklar E) Vestibüler disfonksiyon Streptomisinin en ciddi toksik etkisi vestibüler disfonksiyondur. Vertigo ve denge kaybına yol açar. Genelde irreversibldır. AMİNOGLİKOZİDLERİN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ Gentamisin En potent aminoglikozid türevidir.
A) Transketol aktivitesinin a::, azalması B) Ribozomal peptidil transtı ;ırazın selektif inhibisyonu C) RNApolimerazın inhibisyonu D) Bakteri ribozomlarına ami noaçil t-RNA’nın bağlanmasının inhibisyo nu E) Peptidoglikan çapraz baç tlarının açılması Tetrasiklinler aminoaçil tRNA’nın ribozomlara bağlanmasını bloke ederek nrotein sentezini önlerler.
20-Antibiyotik etkisi yanında ADH inhibisyonu etkisi olan ve deride güneş ala n bölgelerde kırmızılığa yol açan ilaç aşağıdakilerdıen hangisidir? A) Minosiklin B) Kloramfenikol C) Demeklosiklin D) Doksisiklin E) Streptomisin
Demeklosiklin demetil klortetrasiklindir. Biyoyararlanımı iyidir ve dokulara kolayca geçer, tetrasiklinlerle hipersensitivite olur, ancak demeklosiklinle daha sıktır. ADH’yı inhibe ettiği için uygunsuz ADH sendromunda kullanılır.
23- Tetrasiklinlerin pıhtılaşma üzerine bozucu etkilerinin mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) Antitirombin lll’ün sentezini artırmaları B) Barsakta K vitamini sentezini azaltmaları C) T xA2yapımını azaltmaları D) Katabolik asidoz yapmaları E) Karaciğer üzerine toksik etki göstermeleri
21-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi MRSA tedavisinde kullanılan bir tetrasiklin türevidir? A) Tıgesiklin
Tetrasiklinler barsakta mikroflorayı bozup K vitamini sentezini azaltmak ve kalsiyumla şelasyon yapmak suretiyle kan pıhtılaşmasını bozarlar ve oral antikoagülanların etkilerini artırırlar.
B) Doksisiklin C) Telitromisin D) Dalbavansin E) Daptomisin TİGESİKLİN Sadece intravenöz kullanılır.Oldukça uzun etkilidir. Geniş spektrumlu bir tetrasiklin türevidiR.. Özellikle MRSA ve VRSA tedavisinde etkilidir. 24-Aşağıdaki tetrasiklinlerden hangisinin kullanımı sırasında vestibüler yan etkilerinden dolayı denge bozukluğu gelişebilmesi en olasıdır? A) Minosiklin 22-İlacın aktif olarak hücre dışına pompalanması şeklinde gelişen rezistans aşağıdakilerden hangisinde görülür?
B) Doksisiklin C) Demekloksiklin D) Oksitetrasiklin
A) Penisilinler
E) Metasiklin
B) Aminoglikozidler C) Rifampin
Tetrasiklinlerin önemli yan etkileri şunladır:
o
Dişlerde ve kemiklerde renk ve gelişme bozukluğu, bu yüzden 8 yaşın altında kontrendikedirler. Bebeklerde psödotümör serebri tablosu
Tetrasiklinlere dört mekanizma ile direnç gelişir:
o o
s Tetrasiklin moleküllerinin aktif transportunu yapan taşıyıcı proteinin bozulması (en önemli mekanizma)
o
Gebelerde; karaciğer ve pankreasta fatal akut yağ nekrozu
o
Üremi
o
Minosiklin; iç kulağa iyi geçer ve vestibüler bozukluklar oluşturur,
o o
Fotosensitivite (Demekloksiklin)
D) Kloramfenikol E) Tetrasiklinler
s Tetrasiklinleri inaktive eden enzim salgılanması v' Tetrasiklinleri dışarı pompalayan, enerji bağımlı aktif transport sistemi oluşması s
Ribozom koruyan proteinlerin oluşması nedeniyle tetrasiklinlerin ribozoma sokulmalarının engellenmesi
Renal tubüler asidoz ve fanconi sendro-munu andıran bir tablo
Nefrojenik Dİ (Demekloksiklin)
25-Yenidoğan bir bebeğe infeksiyon antibiyotik tedavisine başlanmıştır. diyare, düzensiz ve hiperkapneik abdominal distansiyon, hipotermi ve grisi renk gelişmiştir. Bu tablo aşağıdaki hangisine bağlıdır?
nedeniyle Bebekte solunum, ciltte kül ilaçlardan
A) Eritromisin B) Kloramfenikol C) Streptomisin D) Penisilin G E) Tikarsilin 50S ribozoma alt üniteye bağlanarak Peptidil transferaz enzimini bloke eder.
28-Aşağıdaki infeksiyonları|n hangisinde trimoksazol kullanılmamalliir ?
Ko-
A) Pneumocystis carinii pnörfıonısı B) Shigella enteriti C) Sistemik Salmonella infekjsiyonları D) İdrar yollarının komplike itıfeksiyonları E) Grup A streptokoklara bağlı farenjit Grup A streptokoklar her n ; kadar ko-trimoksazole duyarlı iseler de bunların yapfı ğı farenjit ve tonsillitte bu ilacın kullanılması kontren dikedir. Çünkü daha geç eradikasyon yapar veya bazen hiç yapmaz. Bu nedenle romatik ateş ve akut glomeriğlonefrit gibi immünolojik komplikasyonların olasılığını art rır.
En lipofilik oldukları için vücutta dağılımları çok iyidir. Oral biyoyararlanımı tamdır. Kloramfenikol toksisitesine sendromuna yol açar.
bağlı
gri
bebek 29-Dihidrofolat redüktaz enziiplinde inhibisyon ortaya çıkartmayan ilaç aşağıdakilterden hangisidir?
En önemli yan etkisi aplastik anemidir. Ayrıca bir miktar immünsupresyona neden olur.
A) Metotreksat B) Aminopiterin C) Trimetoprim D) Primetamin E) Dapson 26-En uzun etkili hangisidir?
sulfonamid
aşağıdakilerden Dihidropteroat Cjihidrofolat sentetaz redüktaz PA8A »o l - CT:--- FA doi
A) Sulfadoksin B) Sulfadiazin
Suifonamid Süifoniar
Triı \etoprim
PAS
Mefotreksct Inopiterln
C) Sulfametaksazol
TH F
Piri T is ta m in
Memeli hücresi folik asidi dışardan alabilir . T ek yapması gereken dihidrofolat
D) Sulfametizol
redüktaz enzimi ile folik asiti a k tif şekl ğian te tra h id ro fo lata çevirmektedir.
E) Sulfizoksazol
PABA'yı a lır, dihidropteroat sentetaz enzi li aracılığı ile folik aside çevirir,
Ancak ba kteri folik asiti dışarıdan alamaz
Kendisi sentezlemek zorundadır,
Bu iki basamağı bloke eden yedi tane öneıtjtli ilaç vardır.
Sulfadoksin en uzun etkili sulfonamid türevidir.
27-Ko-trimoksazolün en sık görülen aşağıdakilerden hangisidir?
yan
etkisi
A) Akut hemolitik anemi B) Diyare C) Deri lezyonları D) Methemoglobinemi
30-Aşağıdaki antibiyotiklerdien hangisi gebelerde doğuma yakın dönemdie kullanıldığında kern ikterus riskini artırır? A) Trimetoprim B) Sulfonamidler C) Nalidiksik asid D) Kloramfenikol E) Neomisin
E) Kontakt inhibisyon Ko-trimoksazolün en sık görülen yan etkisi deri lezyonlarıdır.
Sulfonamidlerin yan etki eri: Ürtiker, makülopapüler döküntü, Steven-Johnson sendromu, hepatit, inteırı ıtisyel nefrit, miyokard bozukluğu gibi alerjik rea ksiyonlara yol açabilirler. Böbrek yetmezliği olgularında kullanılmamalıdır.
542-543
\
\
Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliğine bağlı hemolitik anemi yapabilirler. Doğuma yakın dönemde alındığında kernikterus riskini artırırlar. Doğumdan sonraki ilk iki ay bebeklerin ve emziren annelerin sulfonamid kullanması sakıncalıdır.
31-Bakteriler aşağıdaki hangi ilaca karşı “rRNA’nın metilasyonu ile reseptörde değişiklik yaparak” direnç kazanırlar? A) Penisilinler B) Aminoglikozidler C) Eritromisin D) Tetrasiklinler E) Sefalosporinler
Fluorokinolonların yan etkileri: s GIS belirtileri; bulantı, kusma, diyare, karın ağrısı (en sık) v' Fotosensivite v' Ağızda metalik tat S Kandida infeksiyonu s Eklem harabiyeti s Konvülsiyon
iştahsızlık,
34-Alt üriner sistem enfeksiyonu geçiren 24 yaşındaki bir erkek hastada aşağıdaki florokinolonlardan hangisinin tedavide kullanılması uygun değildir? A) Siprofloksasin B) Levofloksasin C) Gatifloksasin D) Moksifloksasin E) Pefloksasin
32-Aşağıdaki enzimlerden hangisi kloramfenikole karşı bakteri direncinden sorumludur? A) Metilaz B) Glukuronil transferaz C) laktamaz D) Asetil transferaz E) Adenilaz Penisilinler
u------ o fj- laktamaz
Makrolidler
mı.-
4.jenerasyon florokinolonların soru değeri taşıyan önemli özellikleri vardır. Moksifloksasin; Farmakokinetik olarak diğer kinolonlardan farklıdır. Böbrekten değil de karaciğerden elimine edilir. Bu yüzden böbrek yetmezliğinde güvenle verilebilir. Karaciğer yetmezliğinde kullanılmaz. Renal eliminasyona uğramadığı için idrar yolu enfeksiyonlarında etkinliği yoktur. Moksifloksasin eliminasyon yarı ömrü en uzun olan florokinolon türevidir.
> Metilaz
Aminoglikozidler o = o A s e tila z /F o s fo rila z Kloramfenikol
m
t> Asetil transferaz
33-Fluorokinolonların en sık karşılaşılan yan etkisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Santral sinir sistemi depresyonu B) Kolestatik sarılık C) Bulantı, kusma ve diyare D) Nefrotoksisite E) Deri döküntüsü
35-Aşağıdakilerden hangisi prokaryotlarda direkt nükleik asit sentezini inhibe eder? A) Kloramfenikol B) Trimetoprim C) Rifampin D) 5-Fluorositosin E) 5-Fluorourasil Rifampin bakteriyel RNA polimerazın beta alt birimine bağlanır ve DNA template ile enzimin etkileşmesini önler; ribonükleik asit sentezi doğrudan inhibe edilir.
36-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi hücre membranında delikler oluşturarak hücrenin depolarizasyona yol açar ve bakterisit özellik gösterir?
39-Peptidoglikan sentezindi; N-asetil muramik asit yapımını bozan antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? A) Aztreonam
A) Vankomisin
B) Teikoplanin
B) Teiokoplanin
C) Fosfomisin
C) Linezolid
D) Basitrasin
D) Daptomisin
E) Sikloserin
E) Streptogramin B Fosfomisin: Antibiyotik direnci günümüzde giderek artan bir sorundur. Dolayısıyla yeni antibiyotikler geliştirilmektedir. Daptomisin potansiyel soru değeri taşıyan önemli bir ilaçtır. Hücre membranında delikler oluşturarak hücrenin depolarizasyona yol açar Bakterisit özellik göstermektedir. Daptomisinin etki spektrumu; Geniş aerobik ve anaerobik gram pozitif etkinliğe sahiptir
37-Aşağıdakilerden hangisi özellikle mikroorganizmalara etki gösterir?
anaerobik
S Bakterihücreduvarsentezjininerkenbasamaklarında blokaj ortaya çıkartır. V Sitoplazmik bir enzime ı ol; ıın enolpirüvattransferaz enzimini inhibe ederek fosfoenolpirüvatın UDPN-asetilglukozamin’e eklenmesini engeller. Böylelikle N-asetil muranrrıik asid’in prekürsörü olan UDP-N-asetil muramik dsid oluşumu engellenmiş olur.
40- Bacteroides fragilis’e b;^ğlı infeksiyonlarda ilk seçilecek antibiyotik aşağ dakilerden hangisidir?
A) Metronidazol
A) Demeklosiklin
B) Polimiksin
B) Kloramfenikol
C) Vankomisin
C) Eritromisin
D) Trimetoprim
D) Vankomisin
E) Emetin
E) Klindamisin KLINDAMISIN Anaerobik abdominal infeksiyonlara neden olan B. fragiliste ilk seçilecek ilaçtır.
38-Aşağıdakilerden hangisi metronidazolün endikasyonlarından biri değildir? A) Pnömosistitis karini pnömonisi B) Amipli dizanteri C) Giardiyazis
41-İleri derecede böbrek yetmezliği olan birinde aşağıdaki ilaçlardan hangisinin dozunun ayarlanması gerekmez?
D) Helicobacter E) Trichomonas vaginalis Metronidazolün Etki Spektrumu: Anaerobik mikroorganizmalara etki gösterir Psödomembranöz enterokolit tedavisi ve H. pilori eradikasyonu önemli endikasyonlarıdır. Trikomonas vajinalis,Giardia Lambiia ve amip tedavisinde kullanılır
A) Ampisilin B) Tetrasiklin C) Ko-trimoksazol D) Klindamisin E) Sefazolin Klindamisin, nafsilin, izoniazid, ketokonazol, eritromisin, doksisiklin ve sefaperazon böbrek fonksiyonlarını etkilemez. (SAIFRA İLE ATILIRLAR)
r
TUS
DOĞRU ADRES
TIME
42-Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin sistemik Lupus Eritemazosus (SLE) benzeri tablo oluşturması beklenmez? A) Prokainamid B) Moksifloksasin C) İzoniazid D) Fenitoin E) Hidralazin Lupus tablosu oluşturan önemli ilaçlar: S Hidralazin ✓ İNAH s Prokainamid S Sülfonamidler s Penisilamin s Fenitoin s Labetolol S Etosüksimid
45-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi disulfiram benzeri reaksiyona neden olmaz? A) Metronidazol B) Sefoperazon C) Griseofulvin D) Klorpropamid E) Gentamisin Disulfiram benzeri etki gösteren önemli ilaçlar, metronidazol, klorpropamid, bazı sefalosporinler (sefoperazon, moksolaktam), griseofulvin, prokarbazindir.
46-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi tüberküloz tedavisinde ikinci seçenek bir ilaçtır? A) Siprofloksasin B) Etambutol C) İzoniazid D) Pirazinamid E) Rifampin
43-İdrar yolu astiseptiği olan, bakterilerde DNA giraz enzimini inhibe ederek etki eden aşağıdakilerden hangisidir?
Birinci Sınıf
A) Furazolidan B) Metenamin C) Nalidiksik asid D) Nitrofurantoin E) Nitrofurazon
İlaçlar
kullanılanlar) ✓
İNAH
✓
Fluorokinolonlar
v Rifabutin
✓
Rifampin
✓
Etionamid
S V s V V
Tıasetazon Sikloserin Rifabutin
v' Klaritromisin/ Azitromisin
✓
Etambutol ✓ Streptomisin S Pirazinamid
s Morfazinamid 44. Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin G6PD eksikliğinde hemolitik anemiye neden olması beklenmez? A) Asetilsalisilik asit B) Klorokin C) Primakin D) Nitrofurantoin E) Sefazolin G6PD eksikliğinde hemolize neden olan en önemli ilaçlar: • Sülfonamidler • Antimalaryaller • Aspirin ve NSİAD • Florokinolonlar • Nitrofurantoin
İkinci Sınıf İlaçlar
Üçüncü Sınıf İlaçlar (M. avium kompleksine karşı
v Fluorokinolonlar v' Amikasin
PAS Diğer aminoglikozidler
47-Ortamda oksijen düzeyinin düşük olduğu ve mikroorganizma üremesinin yavaş olduğu kazeöz lezyonlarda en etkili tüberküloz ilacı aşağıdakilerden hangisidir? A) İNAH B) Etambutol C) Rifampin D) Streptomisin E) Pirazinamid
Kaviter
Hücre İçi
Lezyon
Kazeöz Lezyon
INAH
++
+
Rifampin
++
+
+++
++++
-
-
Streptomisin Pirazinamid Etambutol
+++ +
±
INAH: Sentetik piridoksin a laloğudur. Antitüberküloz ilaçların en güçlüsüdür. Bakterisic al etki yapar. Mikolik asidin oluşumunu engeller. INAH ve ciğer antitüberküloz ilaçlar arasında çapraz rezistans yoktur, Tüberküloz profilaksisinde tek başına kullanılır. Hücre için deki mikobakteriyi etkiler. Karaciğerde N-asetilasyona uğrar. Tükürük ve anne sütüne geçer. Teratojenik değildir Yan etkileri; s Periferik nörit (B6 eksikliği ıe bağlı en sık yan etki) S Hepatit S Fenitoinin etkilerini artırır ^yıkımını azaltır). s SLE benzeri sendrom S G6PD eksikliğinde hemol
48-Aşağıdaki antitüberküloz ilaçlarından hangisini alan hasta sık sık görme keskinliği, yazı okuyabilme kabiliyeti ile test edilmelidir? A) PAS B) İzoniazid C) Rifampisin D) Pirazinamid E) Etambutol
51-Aşağıdaki antitüberküloz i açlardan hangisi alanin rasemaz enzimini inhibe edıerek hücre duvarındaki mukopeptide P-alanin ekleınmesini inhibe eder? A) Etionamid B) Etambutol C) Streptomisin
Görme keskinliğinde azalma, optik nörit ve retina hasarı etambutolün yan etkileridir.
D) Sikloserin E) PAS Sikloserin: SSS’ye iyi geçer, Alanin rasemaz enzimini inhibe eder ve alanin antimeiıtaboliti gibi davranır.
49-BOS’a geçişi en fazla olan antitüberküloz ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Etambutol B) izoniazid C) Streptomisin D) Rifampin E) Pirazinamid Pirazinamid: Nikotinamid analoğudur. İntrasellüler (makrofaj içindeki) bakterilere karşı en etkili antitüberkülozdur. SSS’ye en fazla geçendir. Hepatotoksiktir. Etambutol gibi hiperürisemi oluşturabilir.
52-Aşağıdakilerden hangisi dapsonun yan etkisi değildir? A) G6PD eksikliğinde hemol B) Methemoglobinemi C) Deriyi kırmızıya dönüştürme D) Periferik nöropati E) Eritema nodozum leprozLjm Dapson: PABA antagonistidir. Folat sentezini engeller. Bakteriyostatiktir. GIS’ten emilimi iyidir. Enterohepatik siklusa girer. Yan etkileri;
50- Antitüberküloz ilaçlardan hangisi sentetikpiridoksin analoğu olup karaciğerde N-asetilasyona uğrar?
G6PD eksikliğinde hemoli Methemoglobinemi Periferik nöropati
A) B) C) D) E)
INAH Pirazinamid Etambutol Rifampin PAS
Eritema nodozum leprozdm Eritema nodozum leprozum t alidomid ve kortikosteroidlerle tedavi edilir.
DOĞRU ADR€S
TUS
TIME
53-Cilt, kornea ve bütün vücut sıvılarında kırmızı kahverengi renk değişikliği yapan aşağıdakilerden hangisidir?
55-Amfoterisin B kullanan hasta aşağıdaki laboratuvar bulgularından hangisi ile izlenir? A) Tam kan tetkiki B) Böbrek fonksiyon testleri C) Karaciğer fonksiyon testleri D) Hemostaz testleri E) Nörolojik tetkikler
A) Klofazimin B) Streptomisin C) Rifampin D) Pirazinamid E) Etambutol Klofazimin kullanımında dozla ilişkili olarak, karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi abdominal semptomlar, cilt, kornea ve bütün vücut sıvılarında kırmızı, koyu kahverengi diskolorasyon görülür. Bu pigmentasyon ilaç kesildikten aylar ve yıllar sonra düzelir.
56-Kronik kullanımda Ca++, K+ ve Mg++ kaybettiren, böbrek bozukluğuna ve hipokrom normositer anemiye yol açan ve fungal menenjitte intratekal infüzyonla kullanılan ilaç hangisidir? A) Griseof ulvin B) Nistatin C) Itrakonazol D) Amfoterisin B E) Flusitozin
54-Duyarlı fungus türlerinin hücre membranında bulunan sterollere irreversibl bağlanarak etki eden antifungal aşağıdakilerden hangisidir? A) Flusitozin B) Ketokonazol C) Mikonazol D) Amfoterisin B
Amfoterisin B’nin Yan Etkileri:Nefrotoksiktir(en ciddisi). Tübülüs hücrelerinde zedelenme yapar. Glomerüler filtrasyon hızında azalma oluşturur. Böbrekten potasyum, kalsiyum ve magnezyum kaybını artırır. Hipokalemi yaparlar. Hepatotoksiktir. Flebit oluşturabilirler.İntravenöz uygulamada; ateş ve titremeler oluşabilir (ilaç ateşi).Anafilaksi ve bronkokonstrüksiyon oluşturabilir.
E) iyodürler Amfoterisin B, duyarlı fungus türlerinin hücre membranında bulunan bazı sterollere irreversible bir şekilde bağlanır ve böylece membranın permabilitesini bozar. A n tifu n g a lle rin E tk i M ekan izm aları
Ketokonazol
Amf b /Nist
Terbinafin Naftifin
(-)l 1 4 a -d e m e tila z
V {-)/
erg ostero l
Sgualen
y
'^ e p o k s id a z sgualen
57-Mikrotübül proteinine bağlanarak mitozu inhibe eden fungustatik hangisidir? A) B) C) D) E)
Nistatin Griseofulvin Klotrimazol Ekonazol itrakonazol
Griseofulvin: Dermatofitlerin yaptığı yüzeyel infeksiyonlara karşı etkilidir. Mikrotübül proteinine bağlanarak mitozu inhibe eder..
58-Onikomikoz tedavisinde aşağıdakilerden hangisidir?
en
etkili
ilaç
A) Terbinafin B) Nistatin C) İtrakonazol D) Amfoterisin B E) Flusitozin Terbinaf in/Naftifin: Skualen epoksidaz enzimini inhibe edip ergosterol sentezini bloke ederler ve membranda skualen birikimine neden olurlar. Dermatofitlere karşı en güçlü ilaçlardır. Özellikle dermatofitlere bağlı onikomikozisin tedavisinde kullanılır.
59-Beyin omurilik sıvısına yeterli ölçüde geçen, bu nedenle Coccidioidal menenjit tedavisinde kullanılabilen, ayrıca değişmeden idrarla atıldığı için idrar yollarında güçlü antifungal etki gösteren ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
61-Aşağıdaki antifungallerder hangisi yan etki olarak hipertansiyon, hipokalemi ve ödeme neden olur? A) Flukonazol B) Ketokonazol C) İtrakonazol D) Amfoterisin B E) Terbinafin İtrakonazol: Azollerin yerli bir üyesidir. Endokrin sistemi etkilemez. Blastomikozıjıın tedavisinde ilk tercihtir, BOS’da yeterli konsantrasyıdnlara ulaşamaz. Geniş spekturumludur, oral kullanılır, Eenzer ilaç etkileşimlerinde bulunur. Yan etkileri; s GİS belirtileri (bulantı-ku;ışıma) s Hipertansiyon, hipokalpımi, ödem s Baş ağrısı S Deri döküntüleri
62-Duyarlı mantar hücreler nde timidilat sentetazı inhibe eden metabolik bir antagonist olan 5-Florourasile dönüşen aıritifunga! aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ketokonazol B) İtrakonazol C) Flukonazol D) Terkonazol E) Mikonazol
A) Flukonazol B) Griseofulvin C) Nistatin D) Flusitozin E) Mikonazol
Flukonazol:Ketokonazole üstünlüğü SSS’ye yeterli ölçüde geçmesidir. Coccidioidal menenjitte amfoterisin B’ye tercih edilir. Değişmeden idrarla atılır. Bu nedenle idrar yollarında güçlü antifungal etki gösterir.
FLUSİTOZİN Duyarlı mantar hücreleıinde timidilat sentetazı inhibe eden metabolik bir antagonist olan 5-Fluorourasile dönüşür.
60- Lanosterol demetilasyonunu inhibe ederek ergosterol sentezini önleyen antifungal aşağıdakilerden hangisidir?
63-Amibisidler yanlıştır?
A) Griseofulvin B) Amfoterisin B C) Flusitozin D) Nistatin E) Ketokonazol İmidazol Türevleri (Ketokonazol, İtrakonazol, Flukonazol):Fungus membranında ergosterol sentezleyen 14a-demetilaz enzimini inhibe ederler. Ergosterol oluşumunu engellerler. Bu nedenle Amfoterisin B ile birlikte kullanılmamalıdırlar.
hakkında
Aşağıdakilerden
hangisi
A) Metronidazol barsak lüıjnen nde çok az etkiye sahiptir B) Diloksanid furoat luminâl amibisiddir C) Paromomisin ekstraintşıstinal amibiyaziste etkilidir D) İyodokinol periferik nöırğpati ve tiroidde büyümeye neden olur E) Paromomisin güçlü dir^l>kt amibisid olan tek antibiyotiktir Paromomisin amibiyazis tedavisinde kullanılan aminoglikozid bir antibiyotiktir've güçlü direkt amibisiddir. Absorpsiyonu çok az olduğundan sadece lümende etkilidir. Barsak florasında boz .ılımaya neden olabilir.
TUS
DOĞRU ADRGS
TIME
64-Aşağıdaki amibisidlerden hangisinin toksisitesi, dispne, prekordiyal ağrı ve EKG bozukluklarına neden olur?
Malaryanın Yaşam Döngüsü Oosit
A) Paromomisin
Sporozoit
B) Diloksanid furoat
Sam etositler
C) Klorokin
(Dişi, erkek)
D) Tetrasiklinler
IP ir im e ta m in
P rim a k in
Karaciğer 'P rim a k in
Klorokin
E) Emetin
Kan K lo ro k in
Emetin ve Dehidroemetin: Toksisitesi fazla olan bir ilaçtır; ✓
İshal (%50)
v' Çizgili kaslarda güçsüzlük s
Hipotansiyon
s
Dispne, prekordiyal ağrı ve EKG bozuklukları yapar.
Primakin parazitlerin karaciğer formlarını eradike eder. Eritrositik formlarını eradike eden klorokinle beraber kullanılmalıdır.
67-Klorokine rezistan P. falciparum profilaksisinde hangisi en çok tercih edilen ilaçtır? 65-Trypanosoma, Leishmania ve Pneumocystis carinii infeksiyonlarınm üçüne de etkili olan ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Primakin B) Proguanil C) Meflokin
A) Suramin
D) Kinin
B) Nifurtimoks
E) Pirimetamin
C) Sodyum stiboglukonat D) Ko-trimoksazol E) Pentamidin Pentamidin izotionat:Kala-Azar tedavisinde kullanılır. AİDS’de fırsatçı infeksiyon olan P. carinii infeksiyonlarında aerosol olarak kullanılır.
66-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi Plasmadium vivax ve Plasmodium ovale’nin karaciğerdeki formlarının eradikasyonu için en iyi tercihtir? A) Amodiyakin
Klorokine rezistan Plazmodium falciparum’da profilaksi için en çok meflokin tercih edilir. Meflokine alternatif olarak doksisiklin tercih edilir. Meflokin şizontosittir ve klorokine rezistan P. falciparumda supresif tedavi sağlar.
68-Trematodların tedavisinde kullanılan ve hücre zarının kalsiyum geçirgenliğini artırarak parazitte spastik paraliziye neden olan antihelmint aşağıdakilerden hangisidir? A) Pirantel pamoat
B) Klorokin
B) Mebendazol
C) Meflokin
C) Niklozamid
D) Primakin
D) Dietil karbamazin
E) Kinin
E) Prazikuantel
Prazikuantel: Geniş spekturumlu bir şiştozomisid ve helmintisiddir. Üç Schistosoma türüne de etkilidir (İLK TERCİH). Hücre zarının kalsiyum geçirgenliğini artırarak spastik paraliziye sebep olur
72-Aşağıdaki antihelmintik iIpçlardan hangisi hücre aracılı immün cevapta artıış yaparak konakçının savunmasını artırır? A) Albendazol B) Levamizol C) Prazikuantel
69-Sestodların anaerobik metabolizmasını bozarak tenyasid etki yapan aşağıdakilerden hangisidir? A) Niklozamid B) Pirvinyum pamoat C) Mebendazol D) Piperazin E) Levamizol
D) Niklozamid E) Paromomisin Levamizol makrofaj ve T hücre stimulasyonu yapar. Levamizol bu etkiileri nedeniyle immün potansiyalizasyon yapar..
Niklozamid: Pek çok sestod infeksiyonunda ilk seçilecek ilaçtır. Sestodların anaerobik metabolizmasını bozarak tenyasid etki yapar
70-Mebendazol ve tiabendazolün antiparazitik etki mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) Tıamin alınımının önlenmesi B) Mikrotübül sentez ve montajının önlenmesi C) PABA’dan folat sentezinin inhibisyonu D) Sinir/kas kavşağında asetilkolin reseptörlerinde stimülasyon E) GABA sentezinde inhibisyon Mebendazol ve tiabendazol tübüiin proteinlerine bağlanarak mikrotübül sentez ve montajını önler. Mebendazol ayrıca asetilkolin salıverilmesini ve glukoz uptake’ini inhibe eder. Tiabendazol mitokondriyal enzimlerden fumarat redüktazı inhibe eder.
73-Aşağıdaki antivirallerder ı hangisi diğerlerinden daha erken basamaklarc a virüs replikasyonunu bloke eder? A) Amantadin B) Asiklovir C) Foskarnet D) Vidarabin E) Ribavirin
Amantadin
71-Parazitte spastik felç oluşturarak etki ortaya çıkartan aşağıdakilerden hangisidir? A) İvermektin B) Piperazin C) Mebendazol D) Pirantel pamoat E) Metronidazol
Fomivirscn
Pürin ve pirimidin analogiam Revers transkriptaz inhibitörieri
Methisazon Proteaz inhibitöricri
Spastik felç oluşturanlar
Flask felç oluşturanlar
o Pirantel pamoat
^ Piperazin
=> Levamizol ■=> Prazikuantel
5 5 0 -5 51
DOĞRU ADRGS
|g |)T IM E
74-Aktive olmak için fosforilasyona gerek duymayan. tüm herpes virüslere etkili olan ve asiklovire dirençli HSV infeksiyonlarının tedavisinde kullanılabilen ve miyelosüpressif etkisi olmayan. antiviral ajan aşağıdakilerden hangisidir?
76-Kaposi sarkomu, hairy celi lösemi ve genital uçukların tedavisinde kullanılan ve tedavinin başlangıcında çok büyük çoğunlukla grip benzeri sendroma (Flu-lîke syndrome) neden olan antiviral aşağıdakilerden hangisidir?
A) Asiklovir
A) Asiklovir
B) Foskarnet
B) Foskarnet
C) Valgansiklovir
C) Ribavirin
D) Sidofovir
D) İnterferon a
E) Gansiklovir
E) Dideoksimozin
Foskarnet sodyum:Ne pürin, ne de pirimidin analoğudur. Pirofosfat analoğudur. Aktivasyon (fosforilasyon) gerektirmeden direkt olarak viral DNA polimeraz, RNA polimeraz ve HIV revers transkriptazı inhibe eder. Asiklovire dirençli HSV infeksiyonlarının tedavisinde kullanılır.. Diğer antivirallerden farklı olarak miyelosüpressif etkisi yoktur.
75-Amantadinle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Baş ağrısı, ateş, titreme ve kas ağrısı interferon tedavisi ile sık görülen yan etkilerdir. Bu hastalar asetaminofen alabilir. Interferonlar nörotoksisite, kemik iliği depresyonu ve kardiyovasküler fonksiyon bozukluklarına neden olabilir.
77-Nükleosid analoğu olmayan revers transkriptaz inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Zanamivir B) İndinavir
A) Konakçı hücrede influenza A virüsünün yerleşmesini bloke eder
C) Efavirenz
B) Viral DNA polimeraz inhibisyonu yapar
D) Ribavirin
C) Viral nükleik asidin açığa çıkışını bloke eder
E) Zidovudin
D) İnfluenza A aşısına karşı immün yanıtı değiştirmez E) Hastalığın başlangıcından sonra verilirse semptomların süresini kısaltmada faydası vardır Amantadin: Konakçı hücrede influenza A virüsünün yerleşmesini veya viral nükleik asidin açığa çıkışını bloke eder. İnfluenza A virüsü epidemilerinde profilaktik olarak kullanılır, influenza A aşısına karşı olan immun yanıtı değiştirmez. Bu nedenle ilaçla birlikte aşı uygulanmalıdır. Aşıya antikor yanıtı düşük immün yetmezlikli hastaları ve diyaliz uygulanacak aşıya karşı antikor yanıtı düşük olan hastaları korumada yardımcı olur. Hastalığın başlangıcından sonra verilirse semptomların süresini kısaltmada yardımcı olur. Amantadin parkinson hastalığında da kullanılır.
Nükleozid
Nonnükleozid
Proteaz
Füzyon
Revers
Revers
İnhibitörleri
İnhibitörleri
Transkriptaz
Transkriptaz
İnhibitörleri
İnhibitörleri
Zidovudin Didanozin Stavudin Zalsitabin Lamivudin Abakavir Tenofovir Emtrisitabin
Nevirapin Efavirenz Delavirdin
Sakinavir indinavir Nelfinavir Amprenavir Lopinavir Atazanavir Fosamprenavir Ritonavir Tipranavir
Enfuvirtid
78-AIDS tedavisinde kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisi hücre içine HIV girişini engelleyip “füzyon inhibitörü” olarak etki gösterir? A) Didanozin B) Ritonavir C) Tenofovir D) Nevirapin E) Enfuvirtid Enfuvirtid: HlV’in hücre içine girmesine engel olur. Bu etkiyi virüsün zarf glikoproteininin gp41 subünitine bağlanarak yapar.
79-AIDS tedavisinde kullanılan HIV proteaz inhibitörlerinden hangisi en az yan etkiye neden olur ve en iyi tolere edilir?
81 - BOS’a en fazla geçen rever s transkriptaz inhibitörü aşağıdakilerden hangisidiı? A) Lamivudin B) Didanozin C) Stavudin D) Zalsitabin E) Zidovudin Zidovudin (Azidotimidin = AZT): y Timidin analoğudur. y Timidin kinaz enzimi t;:arafından virüsün içinde önce monofosfat, dahî ı sonra trifosfat türevine dönüştürülür. Trifosfgt türevi aktif şeklidir, Revers transkriptazı i^ıhibe ederek viral DNA sentezini durdurur. y Kan beyin engelini en iyi geçen revers transkriptaz inhibitörüti ür.
etkisine dirençli 82-Çoğu kemoterapötikleıji n olduğu için doz artışı geıÇektiren hücre siklus fazı aşağıdakilerden hangisidir 9
A) Zidovudin B) Didanozin C) Sakinavir D) İndinavir E) Adefovir Sakinavir: En iyi tolere edilen proteaz inhibitörüdür. En az yan etkiye sahiptir.En sık gastrointestinal sistem yan etkileri görülür.
80-Aşağıdaki antiviral ilaçlardan hangisi pankreatit ortaya çıkartabilir? A) Stavudin B) Zidovudin C) Oseltamivir D) Didanozin
A) M fazı B) G2 fazı C) S fazı D) GO fazı E) G1 fazı G0 fazı hücrelerin kemote rapötik ilaçların etkisine en dayanıklı olduğu döne tidir ve kemoterapötiklerin dozunun artırılması gerekebilir, çünkü bu ilaçlar aktif bölünme dönemindeki hüpreler üzerinde letal etki oluşturur.
83-Aşağıdaki antikanser ilaç gruplarından hangisi hücre siklusuna nonspes ifiktir? A) Alkilleyici ajanlar B) Antimetabolitler C ) Bleomisin D) Bitkisel alkaloidler E) Podofilin alkaloidleri
E) Zalsitabin Hücre Siklusuna Spesifik
Hücre Siklusuna
Didanosine (ddl):
İlaçlar
slonspesifik İlaçlar
y
Deoksiadenozin analoğudur.
=> Antimetabolitler
=> Alkilleyiciler
y
Doz bağımlı olarak, periferik nöropati ve pankreatit tablosu oluşturur. Pankreas eğer hafif zedelenmiş ise asemptomatik hiperamilazemi geliştirebilir.
Bleomisin => Podofilin alkaloidler
❖
Antibiyotikler Sisplatin
=> Bitkisel alkaloidler
5 5 2-5 53
DOĞRU ADRGS
tu s( 2
84-
» t im e
Antineoplastik ilaçlar içinde hangi grubun hücrede oluşturduğu yapısal bozukluk radyoaktif ışınların yaptığı yapısal bozukluğa benzer? A) Alkilleyiciler B) Antimetabolitler C) Bitkisel kaynaklı antineoplastikler D) Antineoplastik antibiyotikler E) İmmünmodülatör ilaçlar
Alkilleyicilerin hücrelerde oluşturdukları yapısal bozukluklar radyasyonun hücrede yaptığı etkiye benzer. Bu nedenle bu ilaçlara radyomimetik ilaçlar adı da verilir.
85-Aşağıdakilerden hangisi alkilleyici ilaçlar için yanlıştır? A) Pürin ve pirimidin analoglarıdır B) Faza spesifik değildirler C) Bu gruptaki tüm ilaçlar ön ilaçtır D) DNA’ya bağlanır E) En fazla G, ve S dönemlerini etkiler Alkilleyiciler: Kemoterapide kullanılan ilk ilaçlardır. Faza spesifik değildirler. Bütün dönemlerde etkindir ama en fazla G1 ve S dönemlerinde etkilidir. Bu gruptaki tüm ilaçlar ön ilaçtır. DNA ve nükleofilik gruplara kovalent şekilde bağlanırlar (Alkillenme).
87-Pankreas başı kanserinin medikal tedavisinde ilk tercih edilmesi gereken antineoplastik ajan aşağıdakilerden hangisidir? A) Metotreksat B) Sitozin arabinosid C) 5-Fluorourasil D) Gemsitabin E) Sisplatin Gemsitabin yeni bir nükleozid analoğudur. Pankreas kanserinde birinci tercihtir. 5-Fluorourasil’le karşılaştırıldığında surveyde artış yaptığı gösterilmiştir. Kemik iliği supresyonu yapar. Küçük hücreli akciğer kanseri, meme ve Flodgkin hastalığı tedavisinde de kullanılmaktadır.
88-Aşağıdakilerden hangisi antimetabolit etkili bir antineoplastik değildir? A) Metotreksat B) Sitarabin C) 5-Fluorourasil D) 6-Merkaptopürin E) Vinkristin Folik Asit
Pürin
Pirimidin
Antimetabolitleri
Antimetabolitleri
Antimetabolitleri
v' Metotreksat
6-Merkaptopürin
5-Fluorourasil
v Aminopiterin
Tioguanin
Sitarabin
Azotiopirin
Floksuridin
Fludarabin
Azasitidin
Kladribin
Gemsitabin
86-Çok lipofilik olduğu için santral sinir sistemi tümörlerinde kullanılan alkilleyici ajan aşağıdakilerden hangisidir? A) Nitrozoüreler B) Azotlu hardallar C) Klorambusil D) Siklofosfamid E) Retinoidler Karmustin/Lomustin/Semustin (Nitrozoüreler): Proteinlerde lizin karbamilasyonu ortaya çıkartırlar. SSS tümörlerinin tedavisinde kullanılırlar.
Raltitreksed
89-
Metotreksat için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) S dönemine etkili bir ilaçtır B) Dihidrofolat redüktazı kompetitif olarak inhibe eder C) Psöriasis tedavisinde kullanılabilir D) Böbreklerden elimine edilir E) İntratekal olarak uygulanmaz
Metotreksat, kompetitif olarak dihldrofolat redüktazı inhibe eder ve psöriasis tedavisinde epidermis hücrelerinin proliferasyonunu suprese etmek için kullanılır. Metabolize olmadan özellikle böbrekler yoluyla elimine olan bir folik asid antagonistidir. Hücrelerin “S” dönemine girmesini yavaşlatır. Beyinde lösemik infiltrasyonu önlemek için intratekal yolla uygulanır.
90-Aşağıdaki antineoplastiklerden hangisi kullanımını takiben ilk 24 saatte kolinerjik sendrom ortaya çıkartır? A) Metotreksat B) İrinotekan C) Doksorubisin D) Sisplatin E) 6-Merkaptopürin
A) Vinkristin B) Vinblastin C) Paklitaksel D) Glutamid E) Asparaginaz Paklitaksel: Reversible ol arak tübüline bağlanır, Vinka alkoloidlerinden farklı olarak polimerizasyonu ve mikrotübüi oluşumunu artırır.
94-Ribonükleotid redüktaz enzimini inhibe ederek antineoplastik etki ortaya çıkartan madde aşağıdakilerden hangisidi ?
91-Aşağıdaki kemoterapötiklerden hangisi neoplastik hücrelerde topoizomeraz I inhibisyonu yaparak etki gösterir? A) Metotreksat B) Sisplatin C) İrinotekan D) Doksorubisin E) Paklitaksel İrinotekan/Topotekan: v Topoizomeraz I inhibitörleridir. V İrinotekan ön ilaçtır ve aktif metabolitine dönüşür. s İrinotekan; ilk 24 saat içinde asetilkolinesteraz enzimini inhibe ederek kolinerjik sendrom oluşturur (diyare, salivasyon vb.).
92-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi üzerinden etki göstermez?
93-Aşağıdaki antineoplastik erden hangisi Vinka alkoloidlerinden farklı ola|r;ak polimerizasyon ve mikrotübüi oluşumunu artıırır?
mikrotübüller
A) Siklofosfamid B) Vinkristin C) Kolşisin D) Mebendazol E) Griseofulvin Mikrotübüi üzerinden etki gösteren önemli ilaçlar • Vinkristin, Vinblastin, Paklitaksel • Kolşisin • Griseofulvin • Mebendazol, Albendazol
A) Asparajinaz B) Pentostatin C) İrinotekan D) Hidroksiüre E) Etopozid Hidroksiüre: Ribonükleotid redüktaz enzimini inhibe Böylelikle deoksiribonükleotidler sentezlenemez. Kullanım Endikasyonları: V Polisitemia verada ilk ilaçtır. V Sickle celi anemi Topoizomeraz 1
Topoizomeraz II
irinotekan Topotekan
Etopozid
eder.
Ribonükleotid
Adenozin
redüktaz
deaminaz
Hidroksiüre
Pentostatin
95- Kalp hücrelerinde serbesloksijen radikalleri düşük miktarda olduğundan kaıı diyotoksik etki gösteren ve DNA çift zincirine intııırkalasyon yaparak DNA bağımlı RNA sentezini inhibe eden antrasiklin antibiyotik aşağıdakilerd^ın hangisidir? A) Adriamisin B) Tamoksifen C) Siklofosfamid D) Sisplatin E) L-Asparajinaz Daktinomisin DNA çift zincirine interkalasyon yaparak DNA replikasyonufuıu ve transkripsiyonunu (mRNA sentezini) bozar, Döneme özgü etki göstermeyen bir ilaçtır.Akul ve kronik kardiyotoksik etki ortaya çıkartırlar.
5 5 4-5 5 5 W
X
/'
96-Akciğer fonksiyon testlerinde restriktif patoloji görülen hastada aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz? A) Adriamisin B) Sisplatin C) Siklofosfamid D) Radyoiyodin E) Bleomisin Pulmoner fibrozise neden olan antineoplastikler
Bleomisin Busulfan Metotreksat
97-İleri evre prostat kanserlerinde ilk seçilecek antineoplastik ajan aşağıdakilerden hangisidir? A) Androjen B) Löprolid C) Tamoksifen D) Aminoglutetimid E) Mitotan GnRH analogları:Hipofizden FSH ve LH salıverilmesinden sorumludurlar. Fizyolojik siklusa uygun şekilde verilirse gonadotropin salıverilmesini uyarır. Hipogonadizme bağlı infertilite tedavisindeki uygulama şekli budur. Löprolid, goserelin, buserelin sürekli yüksek dozda verildiğinde oluşan desensitizasyon nedeniyle gonadotropin salıverilmesini baskılar. Prostat kanseri, endometriozis, polikistik över sendromu, puberte prekoks tedavisinde bu şekilde uygulanır.
98-Aşağıdaki antineoplastiklerden hangisinin kullanımı sırasında nöropatiye bağlı vokal kord paralizisi veya paralitik ileus gelişebilir? A) Siklofosfamid B) L-Asparijinaz C) Vinkristin D) Bleomisin E) Metotreksat
Antineoplastik ilaçların doz sınırlayıcı yan etkileri her zaman önemlidir. ANTİNEOPLASTİKLERİN SPESİFİK YAN ETKİLERİ s Allerjik Reaksiyon L-Asparijinaz s Anaflaksi Paklitaksel s Hiperürisemi Pürin antimetabolitleri V Nefrotoksite Sisplatin s Kardiyotoksite Doksurobusin, Daunorubisin s s
Sekonder kanser En fazla Alkilleyicilerde Periferik Nöropati Vinkristin (Paralitik ileus, DTR azalması) •/ Psikonöropati Vinblastin S Akciğer Toksisitesi Bleomisin, Busulfan s s v' v'
Steril Hemorajik Sistit Siklofosfamaid İdrarı kırmızıya boyayan Doksorubisin Derin Hipomagnezemi Sisplatin Pankreas toksisitesi (=Diabet tablosu) L-Asprajinaz •/ Kolinejik sendrom (=Bradikardi) İrinotekan
99-Kemik iliğine en az toksik olan antineoplastik aşağıdakilerden hangisidir? A) Sisplatin B) L-Asparaginaz C) Karboplatin D) Bleomisin E) Adriamisin L-Asparajinaz: S G1 dönemine etkilidir. S Kemik iliğini depresse etmez. s En sık yan etkisi protein yapıda olduğu için allerjik reaksiyondur. Bu nedenle steroidle kombine olarak verilir. s Sadece ALL tedavisinde kullanılır. En dar spektrumlu antineoplastiktir. S Pankreasa toksik olduğu için insülin sentezini bozarak hiperglisemi oluşturabilir. s Hipoalbüminemi yapabilir. s Pıhtılaşma bozuklukları oluşturur (pıhtılaşma faktörlerinin sentezini inhibe eder) ve intrakraniyal hemoraji yapabilir.
100-
Sisplatin kullanan hastada aşağıdaki laboratuvar bulgularından özellikle hangisi takip edilmelidir?
A) Nörolojik muayene B) Immun elektroforez C) Karaciğer fonksiyon testleri D) Tam kan tetkiki
103-Aşağıdaki antineoplastikleırden hangisi adenozin deaminaz enzimini inhibe eder? A) Karmustin B) Streptozosin C) Amsakrin D) Pepstatin E) Pentostatin
E) Böbrek fonksiyon testi SİSPLATİN
deaminaz Pentostatin: Adenozji n inhibitörüdür. Hairy celi lösemi’d 3 kullanılır.
enzim
Nefrotoksisite iyi bir hidrasyon ve diürezie birlikte ortadan kaldırılabilir. Kemik iliğine toksisitesi düşüktür. Karboplatin genelde daha az toksik türevidir.
101-Doksorubisin ve daunorubisin tarafından indüklenen kardiyotoksisitenin önlenmesinde kullanılan şelatör aşağıdakilerden hangisidir? A) Trencam B) Deksrazoksan C) Tiron
104-İntravezikal olarak mefsane tümörlerinde ve malign effüzyonların tedavisinde kullanılan antineoplastik ilaç aşağ ıdakilerden hangisidir? A) Siklofosfamid B) Busulfan C) Tiotepa D) Semustin E) Dakarbazin
D) Enterokolin E) Desferritiosin Antineoplastik ilaçların önemli antidotları
Tiotepa; plevral ve perito leal malign effüzyonların tedavisinde kullanılır. Ayrıca mesane tümörlerinde intravezikal olarak kullanılıı. Mesane tümörlerinde intravezikal olarak kullanılan bi diğer ajan BCG’dir.
Metotreksat: Folinik Asit (= Lökoverin) 5-Florourasil: Urasil Siklofosfamid: Mesna Alkilleyiciler ve sisplatin: Amifostin Antrasiklinler: Deksrazoksan testosteron reseptör 105-Antineoplastik etkili antagonisti aşağıdakileriden hangisidir?
102- Monoaminoksidazı inhibe ettiği için tiramin içeren yiyecekler ile birlikte alındığında hipertansiyona neden olan kemoterapötik aşağıdakilerden hangisidir? A) Mitotan B) Hidroksiüre C) Prokarbazin D) Metotreksat E) Sisplatin
A) Prednizolon B) Östrojenler C) Flutamid D) Progestinler E) Löprolid Flutamid: Sentetik nonsl;1eroidal bir antiandrojendir. Testosteron reseptör antaımonistidir. Serum LH ve testosteron konsantrasyonun^ artırır (negatif feed back’i kaldırır). Genellikle GnRH aırjaloglarıyla birlikte kullanılır (Löprolid veya goserelin). Ora kullanılır. Böbreklerde itrah edilir. Jinekomasti ve dispeptil yakınmalara neden olabilir.
Monoamin oksidaz inhibisyonu yapan ilaçlar peynir reaksiyonu denilen bir tablo ortaya çıkartır. Prokarbazin bu etkisi nedeni ile hipertansiyona neden olabilir.
5 5 6 -5 5 7
DOĞRU ADR€5
»M T1M E
KENDİMİZİ DENEYELİM-1 1-
Proteaz inhibisyonu yapan ve HIV virüsüne etkili olan ajan aşağıdakilerden hangisidir?
5-
A) Ritonavir B) Nevirapin C) Zidovudin D) Efavirenz E) Didanozin
2-
A) Metronidazol B) Sefoksitin C) Klindamisin D) Azitromisin E) İmipenem
GABA etkinliğini artırarak gevşek felç oluşturan antifilaryal ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
6-
A) İvermektin B) Prazikuantel
Aşağıdaki antikanser ilaçlardan hangisi G2 fazına özgüdür?
7-
A) Hidroksiüre B) Bleomisin C) L - Asparajinaz D) Metotreksat E) Vinkristin
4-
Aşağıdakilerden hangisi antinematodal ilaçtır? A) ivermektin B) Tiabendazol C) Prazikuantel D) Piperazin E) Albendazol
Aşağıdaki antikanser ilaçlardan hangisi pirimidin antimetabolitidir? A) Metotreksat B) Tioguanin C) 6 merkaptopurin D) Sitozin arabinozid E) Vinkristin
C) Mebendazol D) Piperazin E) Niklozamid
3-
Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin antianeorop etkinliği yoktur?
Aşağıdakilerden hangisi tesirlerinden değildir?
tetrasiklinlerin
yan
A) Dişlerde ve kemiklerde renk ve gelişme bozukluğu B) Psödotümör serebri C) Gri bebek sendromu D) Fanconi sendromu E) Vestibüler bozukluk
parazitte felç yapan
8-
Aşağıdaki immunsupresif ilaçlardan hangisi ile olan zehirlenmenin tedavisinde lokovorinle (folinik asid) kurtarma yapılır? A) Azotioprin B) Siklosporin C) Takrolimus D) Metotreksat E) Siklofosfamid
9- Kist hidatik tedavisinde hangisi ilk tercihtir?
aşağıdaki
ilaçlardan
A) Niklozamid B) Albendazol C) Prazikuantel D) İvermektin E) Metronidazol
10-Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi intraselüler bakterilere en etkilidir? A) Penisilin B) Makrolid C) Tetrasiklinler D) Aminoglikozidler E) Florokinolonlar
11- Absorbsiyonu kalsiyum ve alüminyum içeren gıdalar ve ilaçlar tarafından bozulan antibiyotikler hangisin de birlikte verilmiştir? A) Tetrasiklin - Florokinolon B) Aminoglikozid - Kloramfenikol C) Penisilin - Sefalosporin D) Makrolid - Linkozamid E) Sulfonamid - Metronidazol
12-Diabetes insipitus tablosu oluşturan tetrasiklin hangisidir? A) Doksisiklin B) Metasiklin C) Oksitetrasiklin D) Demeklosiklin E) Minosiklin
13-Aşağıdakilerden hangisi beta laktamaza dayanıklı bir penisilin değildir? A) Metisilin B) Nafsilin C) Piperasilin D) Oksasilin E) Kloksasilin
14-Aşı yapıldığı dönemde kınanılmayan antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? A) Tetrasiklin B) Makrolid C) Sulfonamid D) Kloramfenikol E) Aminoglikozid
15-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi MRSA tedavisinde tercih edilmez? A) Linezolid B) Vankomisin C) Teikoplanin D) Daptomisin E) Sefoperazon
16-AİDS’de görülen pnömosi stit karini enfeksiyonu ve sıtma tedavisinde kıı Hamlan, mitokondriyal elektron transport zinciri li inhibe edip ATP ve pirimidin sentezini bozarak etki gösteren ubikinon antimetaboliti ilaç aşağıda Fosfodiesteraz inh
s Semptomlu WPW sendromu •/ Akut myokarditler
D o p a m in /D o b u ta m in n = > (51 ( S s ) « o e = ç > cAMP f
Protein kinaz
c°
10-Digoksintoksisitesinintedavisindeaşağıdakilerden hangisi en etkili tedavi yöntemidir?
1
Ca kanallarını
fo s fa tla r
A) Lidokain B) Atropin C) Digoksin-dijitoksin antikorları D) Propranolol E) Kolestiramin Digoksin toksisitesinin tedavisi:
12-Akut dekompanse kalp yetmezliğinde kullanılan, pozitif inotrop, kalsiyum duyarlaştırıcı ve potasyum kanal aktivatörü ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
■s İlk önce ilaç kesilir. S Serum potasyum düzeyi ölçülür. Hipokalemi varsa, oral veya parenteral potasyum verilir. S Aritmi tedavisi için lidokain ve fenitoin kullanılır. s Ventriküler taşikardilerde propranolol kullanılabilir (AV blok varsa kontrendikedir). S Dijitoksin enterohepatik sirkülasyona uğradığından zehirlenmesinde kolestiramin yararlıdır. s
Digoksin ve dijitoksin antikorları kullanılır. En etkili tedavi yöntemidir.
s
Dijitale bağlı aritmi tedavisinde elektriksel konversiyon kullanılması kontrendikedir.
A) Nesiritid B) Levosimendan C) Metalazon D) Amrinon E) Dobutamin Levosimendan: Troponin C’ye bağlanarak, miyofibrilleri kalsiyuma karşı daha duyarlı hale getirir. ATP duyarlı potasyum kanallarını açarak vazodilatatör etki gösterir. Preload ve afterload’u azaltır. Akut konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda kullanıldığında mortalite ve morbiditeyi azaltır.
13-Aşağıdakilerden hangisi akut konjestif kalp yetmezliğinde kullanılabilen (^-selektif ilaçtır? A) B) C) D) E)
Enalapril Furosemid Digoksin Dobutamin Prazosin
Dobutamin: Kalpteki (3, adrenerjik reseptörleri selektif olarak aktive ederek pozitif inotropik etki yapan bir katekolamin türevidir. Dobutamin özellikle akut konjestif kalp yetmezliğinin tedavisinde kullanılır. Taşikardi, aritmiler, baş ağrısı, bulantı ve tremor gibi yan etkiler dozun artırılmasını engelleyebilir.
14-Brain natriüretik peptid analoğu olarak dirençli kalp yetmezliği tedavisinde aşağıdakilerden hangisi kullanılmaktadır? A) Omapatrilat B) Levosimendan C) Nesiritid D) Sildenafil E) Amrinon Nesiritid:Beyin natriüretik hormon preparatıdır. Kalp yetmezliğinin akut tedavisinde kullanılır.
15-Konjestif kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan bir ilaç olan karvedilolün etki mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A) a-adrenerjik antagonist B) p-adrenerjik agonist C) p-adrenerjik antagonist D) Karma a ve p agonist E) Karma a ve p antagonist Rasemik karışım olan karvedilolün S(-) izomeri nonselektif p-adrenerjik antagonist, hem S(-), hem de R(+) izomeri a-adrenerjik antagonisttir. Karvedilol ve p-adrenerjik antagonistler konjestif kalp yetmezliğinde de sağ kalımı artırırlar. Diğer bir a ve p-adrenerjik antagonist ise labetololdür. Karvedilolün labetolol’den farkı antioksidan özellik taşımasıdır.
16-Kronik kalp yetersizliğin de kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisinin n ortalite üzerine yararı gösterilememiştir? A) Spirinolakton B) Karvedilol C) Perindopril D) Valsartan E) Amrinon Spirinolakton, ACE inhibi örleri, beta blokörler ve Valsartan-Kandesartan gibi AitlB’ ler kalp yetersizliğinde mortaliteyi azaltırlar. Digoksinin mortalite üzerin^ etkisi ise nötraldir. Amrinon, Milrinon gibi tip fosfodiesteraz inhibitörleri ise kronik kalp yetmezliğinde nhortaliteyi artırırlar.
17-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi kalp yetersizliği tedavisinde öncelikle te cih edilen ilaçlardan biri değildir? A) Ramipril B) Metoprolol C) Furosemid D) Spirinolakton E) Nifedipin Dihidropiridin grubu kalsiyum kanal blokörleri kalp yetmezliği standart tedavisinde yeri olmayan ilaçlardır. Dipinler içerisinde sadece amlodipin kalp yetmezliğinde gerekirse ku,;I a n ıla b ilir : KALP YETMEZLİĞİNDE KULLANILAN İLAÇLAR ACE inhibitörleri P blokörler ARB Blokörleri Diüretikler (Furosemid) Aldosteron reseptör antaçjonistleri(spironolakton) Kalp glikozidleri
18-Asetazolamidin klinik endikasyonu aşağıdakilerden hangis dir? A) Glokom B) Konjestif kalp yetmezi ği C) İdrarın alkalileştirilmes i D) Metabolik alkaloz E) Akut dağ hastalığı
olmayan
19-Aşağıdakilerden olamaz?
hangisi
asetazolamidin
etkisi
A) Etkilerine kısa sürede tolerans gelişir B) Hiperkloremik asidoz geliştirebilir C) Uzun süreli kullanıma bağlı hiperpotasemi gelişebilir D) Epilepsi hastalığının tedavisinde kullanılabilir E) İdrarın alkalileştirilmesinde kullanılabilir Asetazolamid bir karbonik anhidraz inhibitörüdür. Etkilerine kısa sürede tolerans gelişir. s Hiperkloremik asidoz gelişir (bikarbonatın idrarla atılımına bağlı). s İdrarı alkalileştirmede kullanılabilir. S Epilepsi tedavisinde kullanılabilir. Asetazolamidin endikasyonları; Glokom İdrarın alkaliieştirilmesi Metabolik alkaloz Akut dağ hastalığı Epilepsi Ödem Ağır hiperfosfatemi seyrinde fosfat atılımını artırmak için s Hipokalemik periyodik paralizinin bazı şekillerinde S Ödem tedavisinde
■s s s s S s S
20-
Bir diğer önemli endikasyonları; Oligürik seyreden akut böbrek yetmezliğidir. Burda hastanın volüm açığı giderilerek idrar çıkışı mannitol ile zorlanır. Bu olaya zorlu(forced) diürez denmektedir. Glokomda vitreustan su çekerek göz içi basıncı düşürür. Kontrendikasyonları Anürik hastalar, konjestif kalp yetmezliği, Akut akciğer ödemi ve aktif intrakraniyal kanama
21-Aşağıdakilerden hangisi diüretik etkisini toplayıcı tübüller üzerinden gösterir? A) Eplerenon B) Furosemid C) Asetazolamid D) Hidroklorotiyazid E) Mannitol
Natriüretiketkisi en az olan diüretik aşağıdakilerden hangisidir? A) Bumetanid B) Tiazidler C) Triamteren D) Osmotik diüretikler E) Furosemid
Osmotik Diüretikler (mannitol, üre, izosorbid, glukoz, gliserin): Proksimal tübülden Na ve su reabsorbsiyonunu azaltırlar. Su elimini daha fazla engelledikleri için hipernatremi oluştururlar. Osmotik diüretiklerin etkileri henlenin inen koluna kadar sarkar. Endikasyonları Mannitolürı en önemli endikasyonu; Beyin ödemidir.
22-Aşağıdaki hangi hastalığın tedavisinde diüretik tedavisinin yeri yoktur? A) Akut glomerülonefrit B) Konjestif kalp yetmezliği C) Periferik veya pulmoner ödem D) Karaciğer sirozu E) Hipertansiyon
26- Nefrojenik diabetes insipiıllusta, idiopatik kalsüri ve kalsiyum taşlarının tedaviisinde aşağıdakilerden hangisi kullanılır?
Diüretik ilaçların klinik farmakolojisi: s Ödemli durumlar S Konjestif kalp yetmezliği v' Karaciğer sirozu: Loop diüretikleri kullanılır.
A) Furosemid
s
B) Minipres
İdiopatik ödem
S Hipertansiyon
C) Triamteren
■/ Nefrolitiyazis: Tiazid grubu kullanılır.
D) Osmotik diüretikler
v' Hiperkalsemi: Loop diüretikler kullanılır.
E) Tiazid
s Diabetes insipidus: Tiazid grubu kullanılır. TİAZİDLERİN Endikasyorıları
24-Loop diüretikleri aşağıdakilerden hangi durumda kullanılmaz?
Esansiyel hipertansiyon tedavisinde ilk tercih edilmesi gereken diüretik; ti]yâzid diüretiklerdir. Nefrojenik kullanılırlar.
A) Akciğer ödemi
diabetes
insipidus
tedavisinde
B) Akut böbrek yetmezliği Lityuma bağlı gelişen nefrpjjenik diabetes insipidus tedavisinde K tutucu diüretikl rden amilorid kullanılır, Çünkü tiyazid diüretikler terapö' ik indeksi dar bir ilaç olan lityumun plazma düzeyini belirg n yükseltir.
C) Hiperkalsemi tedavisi D) Hipertansiyon E) Siroz
İdrarda hipokalsüriye yol aıçiığı için; İdiopatik kalsiüri ve Ca taşlarının tedavisinde ktAllanılır. 25-Yaygın anterior miyokard infarktüsü geçiren 65 yaşındaki erkek hastada akut sol kalp yetmezliği ve akciğer ödemi gelişiyor. Bu hastada aşağıdaki diüretiklerden öncelikle tercih edilmelidir ?
GFR 30 ml/dk altında etkili değillerdir.
hangisi
A) Furosemid B) Mannitol C) Asetazolamid D) Klorotiazid E) Spironolakton
27-Tiazid grubu diüretik ilaçların en sık ve en önemli yan etkisi aşağıdakilerder hangisidir? A) Hiponatremi B) Dehidratasyon
Etki gücü en fazla olan kıvrım diüretikleri (örn. Furosemid) acil durumların tedavisinde tercih edilen ilaçtır
C) Hiperglisemi D) Hipokalemi E) Azotemi
Furosemidin Endikasyonları - Akciğer ödemi
Tiyazid diüretiklerin yan âtkileri
- Akut sol ventrikül yetmezliği
Hiperkalsemi ve bunun sonucu olarak akut kolesistit
- Akut böbrek yetmezliği
Hipokalemi,
- Hipertansiyon
hiponatremi
- Hiperkalsemi
Hiperürisemi
- Hiperkalemi
Hiperglisemi Hiperlipidemi
Glomerüler filtrasyon hızı 30 ml/dk altına indiği zaman etkili olan diüretik Furosemidtir.
ErektiI disfonksiyon (Tiyazid diüretikler diğer antihipertansiflere göre daha Uzla impotansa neden olur)
1-51
DOĞRU ADRES
TUS
TIME
28-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi spironolakton analoğu bir potasyum tutucu diüretiktir? A) Diazoksid B) Eplerenon C) Triamteren D) Amilorid E) Amrinon
30-Aşağıdakilerden hangisi potasyum tutucu bir diüretik değildir? A) Metolazon B) Spironolakton C) Eplerenon D) Triamteril E) Amilorid
29-Erkekte jinekomasti, libido kaybı ve impotans, kadında menstrüasyon düzensizliği ve hirsutizm yapan diüretik aşağıdakilerden hangisidir? A) Tiazid B) Spironolakton C) Furosemid D) Triamteril E) Amilorid Potasyum tutucu diüretikler: Toplayıcı tübüllerde Na geri emilimini inhibe edip, K+ ve H+ atılımını azaltırlar.Potasyum retansiyonu ve asidoz oluştururlar. İdrarda bikarbonat atılımını artırırlar. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılmaları kontrendikedir.Diyabetik hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (insülin eksikliği nedeniyle). Spironolakton. Eplerenon (Aldosteron antagonisti): S Aldosteronun kompetetif antagonistidir. Aşırı mineralokortikoide bağlı hipertansiyon vakalarında tercih edilir. ■S Hiperglisemi oluşturabilir, fakat ürik asit atılımını bozmaz. v' Karaciğerde oluşan aktif metaboliti kanrenondur. Y Yan etki olarak antiandrojenik etki yapar. Jinekomasti ve libido azalması oluşturabilir. Y Dişlerde zayıf östrojenik etkisi nedeniyle menstrüasyon bozukluğu yapabilir. Y Siroz da ilk tercih olan diüretiktir. Amilorid/Triamteren: Y Diüretik etkileri aldosterona bağlı değildir. Y Toplayıcı tübüllerde Na+’un aktif reabsorpsiyonunu inhibe ederler. Y Lityuma bağlı gelişen nefrojenik diabetes insipidus tedavisinde K tutucu diüretiklerden amilorid kullanılır. Çünkü tiyazid diüretikler terapötik indeksi dar bir ilaç olan lityumun plazma düzeyini belirgin yükseltir.
Metolazon hem distal, hem de proksimal kıvrımlı tübüller üzerine etkisi olan tiazid benzeri bir diüretiktir.
31-Esansiyel hipertansiyonu olan genç bir hastada aşağıdakilerden hangisi ilk seçilecek ilaçtır? A) ACE inhibitörleri B) Beta blokör C) Kalsiyum kanal blokörü D) Diazoksid E) Alfa reseptör blokörü Hipertansiyonlu hastada ilaçla tedavide ilke olarak, kan basıncının 140/90 mmHg’lik sınırının altına düşürülmesi öngörülür. 60 yaşını geçmemiş veya hipokalemi görülen hastalar gibi bazı hafif hipertansiyonlu genç hastaların tedavisinde ilk ilaç olarak beta-blokörler seçilir. Gerekirse diüretikle kombine edilebilir. Tuzsuz diyet önerilir.
32-Beta adrenerjik blokörler mekanizmalardan hangisiyle hipertansiyonu tedavi ederler?
aşağıdaki esansiyel
A) Kardiyak outputu ve renin salınımını inhibe ederek B) Kana kalsiyum geçişini inhibe ederek C) Vagal stimulasyonla asetilkoiin salınımını artırarak D) Anjiotensin reseptörlerini bloke ederek E) Nitrik oksid üretimini artırarak
33- Propranolol gibi p-adrenerjik reseptör blokörlerinin angina pektoriste terapötik etki göstermelerinin mekanizması aşağıdakilerden hangisidir?
N o n -s e le k tifle r
[1 ,-s e le k tifle r
fV * e te k tifle r
P3-s e le k tifle r
r
v
Propranolol
/
Metoprolol
/
Butoksamin
r
Nadolol
/
Atenolol
/
vletilpropranolol
A) Katekolamin üretiminde azalma
r
Pindolol
/
Asebutolol
B) Koroner damarlarda dilatasyon
v
Labetolol
/
Esmolol
C) Periferik rezistansta artma
/
Sotalol
/
Bisoprolol
D) Myokardiyal oksijen ihtiyacında azalma
r
Tertatolol
/
Betaksolol
■r Oksprenolol
/
Celiprolol
/
/
Nebivolol
E) Katekolaminlere duyarlılıkta artma Kalpte yoğun olarak bulunan (3 1 adrenerjik reseptörü bloke ederek, kardiyakkontraktiliteyi azaltır. Yani negatif inotropik etki ile kardiyak outputu, dolayısıyla sistolik kan basıncını düşürürler. Yine p 1 reseptörün blokaji ile jukstaglomerüler aparattan renin salınımını inhibe ederler. Böylece anjiotensin 2 ve aldosteron oluşumu azalır. Anjiotensin 2’nin vazokonstrüktif etkisi, aldosteronun Na ve su reabsorbsiyonunu artırıcı etkileri azalmış olur. Bu etkiler özellikle diyastolik kan basıncı düşüşüne katkıda bulunur. Beta blokörler renin salınımını inhibe ederler ve kısmen RAAS blokajı yaparlar.
Timolol
Bupranolol
V Karteolol •r Penbutolol /
Bopindolol
/
Medroksalol
•r Bucindolol •r Levobunolol V Metipranolol
En selektif beta blokör; Neıbivolol Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan; Nadolol. Eliminasyon yarı ömrü ep kısa olan beta blokör ise; Esmolol
Ayrıca santal sempatik inhibisyon ve baroreseptör duyarlılığını artırmalarının da antihipertansif etkinlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikleyenijenerasyon (3.jenerasyon) betablokörlerin NO ve PGI2 salınımını artırarak vazodilatasyona neden olmaları da antihipertansif etkinlikte rol oynamaktadır
34-Selektif (3, hangisidir?
reseptör
blokörü
aşağıdakilerden
A) Pindolol B) Atenolol C) Sotalol D) Timolol
nonselektif 36-Aşağıdakilerden hang si p-blokördür ve glokom tetjlıavisinde kullanılır?
bir
A) Asebutolol B) Labetolol C) Sotalol D) Pindolol E) Timolol Timolol nonselektif bir 3 adrenerjik blokördür. (hem p ,, hem de P2 reseptörleriUe etkileşir) Aköz humorun yapımını azaltarak intraoküle basıncı düşürür ve bu nedenle glokomun tedavisinbe yararlıdır; bu amaçla kullanılmak üzere göz damlalaı ı bulunmaktadır.
E) Karteolol
35-Selektif p 2 blokör olan madde aşağıdakilerden hangisidir? A) Salbutamol B) Oksprenolol C) Propranolol D) Nadolol
37-Aşağıdaki p-blokörlerdefı hangisi diyabetik bir hastada iyi bir tercihtir? A) Nadolol B) Metoprolol C) Propranolol D) Pindolol E) Labetolol
E) Butoksamin
5 70 -5 71 W
X
\
38- KOAH’lı hastalarda neden tercih edilir?
metoprolol
propranolole
A) Sadece metoprolol renin salınımını etkiler B) Metoprolol daha az kalp depresyonu yapar C) Metoprololün a adrenerjik reseptörleri etkilemesi hipotansiyon yapar D) Propranolol oral kullanılmaz E) Metoprololün bronkokonstrüktör etkisi daha azdır Kardiyoselektif (p,) olanların non-selektiflere bazı üstünlükleri vardır: s KOAH’lı hastalarda daha az bronkokonstrüksiyon oluştururlar. Y Diyabetli hastalarda daha güvenilirdirler. ■S Hamilelerde uterusta kasılma oluşturmazlar.
ISA (+)
ISA (-)
Pindolol
✓
Propranolol
Asebutalol
S
Atenolol
Labetolol
s
Metoprolol
✓
Penbutalol
s
Nadolol
✓
Karteolol
✓
Sotalol
Seliprolol
V
Timolol
Oksprenolol
s
Tertatolol
s
Betaksolol
s
Esmolol
KİMYASAL YAPILARINA GÖRE SINIFLANDIRMA Lipofilikler
39- Depresyonlu bir hastada aşağıdaki p-blokörlerden hangisi iyi bir tercihtir? A) Propranolol B) Labetolol C) Pindolol D) Nadolol E) Timolol
40-Aşağıdaki p-biokörlerden hangisi sempatomimetik aktivite gösterir?
Santral sinir sistemine kolay geçerler ve sedasyon oluşturabilirler.Santral sempatik aktiviteyi belirgin baskıladıkları için depresyonu agrave edebilirler. En lipofilik olan beta blokör; Propranolol Örneğin; Metoprolol
Propranolol,
Pindolol,Timolol,Labetolol,
Hidrofilikler Hidrofilik özelliği olan beta blokörlerin santral sinir sistemine geçişi azdır. Bu yüzden sedasyon yapmazlar ve depresyon bulgularını agrave etmezler.
intrinsik
A) Nadolol B) Asebutalol C) Propranolol D) Esmolol E) Timolol
Örneğin; Atenolol, Nadolol, Sotalol, Seliprolol PARSİYEL AGONİSTİK SINIFLANDIRMA
ETKİLERİNE
A) Pindolol B) Nadolol C) Esmolol D) Propranolol E) Metoprolol
GÖRE
Beta blokörlerde intrinsik sempatomimetik aktivite (İSA) terimi parsiyel agonizmayı tanımlamaktadır. ISA(+)’LER Parsiyel agonist oldukları için bradikardik hastalarda taşikardiye, taşikardik hastalarda bradikardiye yol açarlar. Bradikardik hastalarda tercih bloker grubudur.
41-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi belirgin membran stabilize edici aktivite gösterir?
Bisoprolol,
edilebilen
beta
İSA pozitif beta blokörler; beta blokörler içerisinde lipid profilini en az olumsuz etkileyen beta blokör grubudur. Örneğin; Pindolol, Asebutolol, Seliprolol, Karteolol, Labetolol, Penbutolol ISA(-)’LER Örneğin; Metoprolol, Propranolol, Nadolol, Atenolol, Sotalol, Timolol, Betaksolol
LOKAL ANESTEZİK ETKİYE GÖRE SINIFLANDIRMA Bazı beta blokörler; aynen lokal anestezikler gibi membranda bulundan voltaj bağımlı Na kanallarını bloke etmektedirler. Bu özelliğe membran stabilizan özellik denir. Lokal anestezik özelliği bulunan beta blokörlerin sedasyon yapıcı özelliği belirgindir ve bu özelliği en belirgin olan beta blokör; propranolol dür. Örneğin; Propranolol, Asebutolol, Metoprolol, Labetolol BİYOYARARLANIMA GÖRE SINIFLAMA Biyoyararlanımı en fazla olan; Pindolol ve sotalol dür.
42-Hem p adrenerjik reseptör blokörü olan, hem de potasyum kanallarını bloke eden ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Sotalol B) Pindolol C) Labetolol D) Propranolol E) Nadolol Sotalol: Selektif olmayan, intrinsik sempatomimetik etkinliği ve membran stabilize edici özelliği bulunmayan bir p-blokördür, p-blokör etkisine ek olarak sınıf III antiaritmik etkinlik gösterir. Bu etkiyi potasyum kanallarını bloke ederek repolarizasyon uzaması ile oluşturur.
44-Antianginal amaçla (i-blokğır kullanılacak ise en iyi tercih aşağıdakilerden haındisidir? A) Asebutalol B) Atenolol C) Pindolol D) Seliprolol E) Karteolol p-Blokörlerin antianginal kullanımcAngina tedavisinde esas olarak P 1 selektif ISA (-)’ler (ör. atenolol) kullanılır.
45-Hem Raynaud fenomeni dian, hem de hipertansif bir hastada p-blokör kulla nılmak istense en iyi tercih aşağıdakilerden han gisidir?
A) Butoksamin B) Labetolol C) Nadolol D) Metoprolol E) Propranolol enomeni gibi tıkayıcı Metoprolol: Raynaud arter hastalığı olan hipertan^iflılerde ilk tercihtir. Böyle durumlarda damar düz kaslarını etkilemedikleri için p i blokörler tercih edilir.
46-p reseptör blokörler nin aşağıdakilerden hangisidir? 43-Selektif P 1 bloke edici etkisinin yanı sıra nitrik oksit (NO) salınımına neden olan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Propranolol B) Nebivolol C) Pindolol D) Labetolol E) Asebutolol Nebivolol: İntrensek sempatomimetik etki ortaya çıkarmaksızın P 1 selektif blokaj etkisi gösterir. Bu etkiye ek olarak NO salınımına da neden olur. Bu da sistemik vasküler rezistansı düşürücü etki oluşturur. Arteriyal kan basıncını sol ventrikül fonksiyonlarını deprese etmeden düşürür. Hipertansiyon ve diyastolik kalp yetmezliği tedavisinde faydalıdır.
etkisi
olmayan
A) Sistolik ejeksiyon hızı azalır B) Portal kan basıncını artır r C) Normal insanlarda diyas ol sonu basınç değişmez D) EKG’de PR mesafesi; i artaı E) Renin salgısını inhibe: ıedeı BLOKORLERIN GENEL E TKILERI Kardiyovasküler sistem üzerine önemli etkileri; Negatif inotrop, negatif kronotrop ve negatif dromotrop özellik gösterirler, Dolayısıyla miyokardı gevşetirler, bradikardiye yol açarlar ve A-V düğüm üzerinde ileti hızını azaltır aır. Yani PR intervalini uzatırlar. Beta -1 reseptörleri bloıke ettikleri için renin salınımında azalmaya yol âçarlar. Yani kısmi RAAS blokajı özellikleri vardır.
r
5 72-5 73
DOĞRU ADRGS
TIME
Faz-4 eğimi artırarak ve membranları stabilize ederek otomatisiteyi azaltırlar. Yani beta blokörler antiaritmik özellik gösterirler. Bilindiği gibi sınıf 2 antiaritmikler beta blokörlerden oluşmaktadır. Bradikardiye neden oldukları için miyokardın oksijen ihtiyacını azaltırlar. Ayrıca koroner perfüzyon büyük bir oranda diastolde olduğu için diastol zamanını da uzatırlar. Dolayısıyla antianjina!özellikleri vardır.
47- Aşağıdakilerden hangisi propranolol için yanlıştır? A) 5’-deiyodinazı inhibe eder B) Serebral kan akımını azaltır C) Lokal anestezik etki D) Su ve tuz retansiyonu E) Kolesterol düzeyi artar
Bronşlarda, uterus ve gastrointestinal sistemde kasılmaya yol açarlar. Glikojenolizi ve glukojen saliminim azaltır, kan şekerini düşürürler. DM’li hastalarda kullanılmaları kontrendikedir. Çünkü bu ilaçlar hipoglisemi komasında oluşan sempatik aktivasyon bulgularını suprese ederek, hipoglisemi komasını maskelerler. Kolesterol düzeyini artırır. Bu nedenle aterosklerotik hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. T4’ü T3’e çeviren 5’-deiyodinazı inhibe ederler. Antitrombositik etkinlikleri vardır. Egzersize toleransı azaltır. Hiperkalemi yapabilir.
49-Aşağıdakilerden hangisi propranolol kullanımı için kontrendikasyondur?
A) Paroksismal atriyal taşikardi
48-Propranolol yanlıştır?
hakkında aşağıdakilerden
hangisi
A) Antiaritmik etkinin primer nedeni membran stabilize edici etkisidir B) a adrenerjik reseptörleri bloke etmez C) Nonselektif p adrenerjik blokördür D) Kesilirken yavaş yavaş doz azaltılarak kesilmelidir E) İlk geçiş eliminasyonuna yüksek oranda maruz kalır Nonselektif p-blokörler (Propranolol): Propranolol bir nonselektif p blokördür. a adrenerjik reseptörleri etkilemez. İlk geçiş eliminasyonuna uğrar. Membran stabilize edici etki ve lokal anestezik etki gösterir. Ancak antiaritmik etkinin primer nedeni p adrenerjik blokajdır. Beyin damarları hariç, tüm damar yataklarında kan akımı azalır. Bu etkileri en belirgin olarak karaciğerde oluşur. Bu nedenle bazı ilaçların eliminasyonunu yavaşlatırlar. Portal ven basıncını düşürürler, bu nedenle kanamalarının tedavisinde faydalıdır. Böbrek kan akımı ve dolayısıyla glomerüler filtrasyon hızını azaltmaları nedeniyle, su ve tuz retansiyonu yaparlar.
B) Esansiyel tremor C) Kalp bloğu D) İdiopatik hipertrofik subaortik stenoz E) Stabil angina
S •S Y s s s Y
p-Blokörlerin Kontrendikasyonları: Astım (Nonselektifler) Kardiyojenik şok Şiddetli unstable dekompanse kalp yetmezliği İkinci veya üçüncü derece kalp bloğu Hipoglisemi (Nonselektifler) Şiddetli hemoraji Metabolik asidoz
50-Topluluk önünde konuşma yapacak olan bir kişi p-blokör kullanacak iseen iyi tercih aşağıdakilerden hangisidir?
A) Atenolol B) Propranolol C) Metoprolol D) Penbutolol E) Labetolol
Sosyal fobi: En sık propranolol kullanılır. Propranolol santral sinir sistemine en fazla geçer. Sedasyon, bellek bozulması, yorgunluk, isteksizlik gibi reaksiyonlar ortaya çıkarabilir.En iyi tercih ise santral sinir sistemine geçmeyen ve lokal anestezik etki oluşturmayan nadolol ve atenololdur
55-Epidural aralığa uygulanırı ğında analjezik etki, opioid kullananlarda yok:günlük semptomlarının iyileştirilmesi ve hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaç aşağıdakiler^en hangisidir? A) Klonidin B) Hidralazin C) Guanetidin
51-Vücutta a-metil noradrenaline dönüşen ve a2 agonistik etki ile kan basıncını düşüren ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
D) Terazosin E) u-metildopa SANTRAL ETKİLİ SEMPAİÎOLİTİKLER-
A) Fentolamin B) Guanfazin C) Klonidin D) Prazosin E) Metildopa
52-Aşağıdakilerden hangisi yalancı nörotransmitter etkilidir? A) B) C) D)
L-Dopa Metildopa Serotonin Rezerpin
E) GABA
a 2 AGONİSTLER Klonidin / Metildopa / Gıipnfasin / Guanabenz / Deksmedetomidin / Tizanidin Beyin sapında yer alan vjazomotor merkez veya nükleus traktus solitariustaki presinaptik yerleşimli alfa-2 adrenerjik reseptörlerii uyararak, sinaptik aralığa Noradrenalin sekresj onunu azaltır. Böylece santral etki ile sempatolizis ya parlar. Periferik etkinlikleri yoktur. Kan basıncını santral eli kileriyle düşürürler. Bu grubun en belirgin özelliğ sedasyon yapmalarıdır, Bu yüzden bu ilaç grubunda yer alan; deksmedetomidin yoğun bakım ünitelerinde sec.asyon amacıyla yaygın kullanılır. diğer yan etkileri, Santral sempatolitiklerin hipotansiyon ve rölatif olaııjak baskın hale gelen parasempatik aktivite sonucu ge lişen bradikardidir. Klonidin
53-Aşağıdakilerden hangi antihipertansif otoimmün hemolitik anemi oluşturur? A) Metildopa B) Propranolol C) Klortiazid D) Hidralazin E) Guanetidin
Yapıca morfine benzer ve Opiat reseptörleri üzerine agonistik etki gösterir Morfin yoksunluk gelişen S3Indromunda sempatomimetik bulguları ort,:îdan kaldırdığı için ve yapıca morfine benzediği için rr üptelayı bir miktar tatmin ettiği için abstinensin şiddetini ^zaltır. Bu yüzden morfin yoksunluk sendromunun tedaıvisinde klonidin kullanılır Santral sempatik inhibisyç na bağlı Renin salgısını azaltır.
54-Santral etkili sempatolitik grupta yer almayan aşağıdakilerden hangisidir? A) Klonidin B) pı-metildopa C) Guanabenz
D) Guanetidin E) Guanfasin
Büyüme hormonu salımı % \ını artırır . Bu yüzden Growth hormon stimülasyon testi için kullanılır. Klonidin zehirlenmesinde şntidot olarak Naloksan kullanılır. Çünkü yapıca morfine benzer. Tedavi sırasında kesildiğiıjıde rebound hipertansif krize yol açabilir. Trisiklik antidepresanlar kloııi dinin presinaptik nörona girip etki göstermesini engeli eyeceği için klonidinin antihipertansif etkinliğini azaltır.
5 74-5 75
TUS
DOĞRU ADRES
TIME
Metildopa Bir ön ilaçtır. Adrenerjik metil noradrenaline dönüşür. nörotransmitterdir.
nöronlarda alfa Bu bir yalancı
Yalancı nörotransmitter oluşturan diğer önemli ilaç ise Guanetidindir. Santral dopa dekarboksilaz enzmini inhibe eder. Yani santral sinir sisteminde dopamin eksikliği oluşturur, parkinsorıizm, ekstrapiramidal yan etkiler ve hiperprolaktinemi yapar.
57- Aşağıdaki lerden hangisi kalsiyumantagonistlerinin bir etkisi olamaz? A) Refleks taşikardi B) Negatif kronotrop etki C) Periferik arteriyollerin dilatasyonu D) Negatif dromotrop etki E) Negatif inotrop etki
YAN ETKİLERİ Parkinsonizm, ekstrapiramidal yan etkiler ve hiperprolaktinemi Coombs (+) otoimmun hemolitik anemiye neden olan ilaçtır. İlaç ateşi yapar. Hepatotoksik ilaçlardan biridir. Kronik aktif hepatite neden olabilir. Aynı zamanda SLE benzeri tabloya yol açan ilaçlardan biridir.
56-Adrenerjik nöron blokörü olan guanetidinin hipotansif etkisini aşağıdaki ilaçlardan hangisi bloke edemez? A) Kokain B) Pargilin C) Fenotiyazin D) Trisiklik antidepresan E) Amfetamin Guanetidinin hipotansif etkisi için nörona alınmasının gerekli olması nedeniyle, katekolamin alınmasını bloke eden yahut sinir ucunda aminle yer değiştiren ilaçlar etkilerini bloke eder. Bunlar; Y Kokain Y Amfetamin Y Trisiklik antidepresanlar Y Fenotiyazinler Y Fenoksibenzamin
58-Aşağıdakilerden hangisi kalsiyum blokörlerinin bir etkisi değildir?
kanal
A) Digoksin plazma konsantrasyonunu %50-100 artırır B) Lipit metabolizmasını etkilemez C) Böbrek ve serebral akımı azaltır D) Antiagregan etkileri vardır E) Myokardda oksijen gereksinimini azaltır Kalsiyum antagonistleri; Y
Kalp ve damar düz kas hücrelerinin membranındaki voltaj bağımlı Ltipi («1 alt birimi) yavaş kalsiyum kanallarını bloke edip, bu kanallardan hücre içine kalsiyum girişini inhibe ederek etki oluştururlar.
Y
Myokarda oksijen gereksinimini azaltırlar. Angina ve taşiaritmisi olanlarda verapamil ve diltiazem tercih edilir.
Y
Negatif kronotrop etki ,Periferik arteriyollerin dilatasyonu,Negatif dromotrop etki,Negatif inotrop etki
Y
Kalsiyum antagonistlerinin vazodilatatör etkisi arteriyollerde belirgindir. Etkilerinin venüllerde belirgin olmaması nedeniyle oluşturdukları hipotansiyon ortostatik tipte değildir.
Y
Antiagregan etkileri bulunmaktadır.
Y
Glukoz toleransını azaltırlar. Çünkü |3 hücrelerine kalsiyum girişini inhibe ederek insülin salınımını azaltabilirler.
Y
Böbrek ve serebral kan akımını azaltmazlar.
Y
Lipit metabolizmasını etkilemezler.
59-Aşağıdakilerden hangisi kalsiyum kanal blokörlerinin endikasyonlarından biri değildir? A) Atriyoventriküler blok B) Serebral vazospazm C) Aritmi D) Angina pektoris E) Esansiyel hipertansiyon KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİNİN ÖNEMLİ ENDİKASYONLARI Hipertansiyon Vazospatik anjina Reyno fenomeni Tokoiiz İHSS Anjina pektoris Diffüz özofagus spazmı Subaraknoid kanama Supraventriküler taşikardi Migren profilaksisi Antineoplastik ilaç direnci
60-Serebral vazospazmda ve subaraknoid kanamayı izleyen infarktta aşağıdaki hangi kalsiyum kanal blokörlerinden hangisi tercih edilir? A) Bepridil B) Nimodipin C) Israipin D) Nikardipin E) Verapamil Nimodipin: Oral bioyararlanımı %13’tür. Plazma yarılanma süresi en kısa olandır (t1/2 = 1-2 saat). Geniş ölçüde metabolize edilir. SSS’ye geçişi fazla olduğundan serebral vazospazmda kullanılabilir.
61-Hem kalsiyum kanal blokörü etkisi olan, hem de antihistaminik etki oluşturan vazodilatatör aşağıdakilerden hangisidir? A) Pentoksifilin B) Sinarizin C) Alprostadil D) Epoprostenol E) Papaverin
Sinarizin: Piperazin türevi antihistaminik bir ilaçtır, Aynı zamanda kalsiyum kanal blokörüdür. Aynı nitelikteki verapamil ve nifedipin gibi anıtianginal ilaçlardan farklı olarak koroner damarlar üzeri rjdeki vazodilatatör etkisi belirgin değildir; fakat diğer dar|nar yataklarını genişletir, Damar düz kaslarının sodyum ^anallarını da bloke eder; sitoplazma membranlarını stabilbe eder.
62-Kardiyak depresan etkisi on fazla olan Ca kanal blokeri ilaç aşağıdakilerdep hangisidir? A) Nifedipin B) Amlodipin C) Felodipin D) Diltiazem E) Verapamil KARDİYOSELEKTİFLER Verapamil Kardiak depresyonu en güçlü yapandır En (-)inotrop, kronotrop, dı omotrop özelliği olandır. Verapamil verilebilmesi fonksiyonları normal olmalıdır. Bu yüzden konjestif kalp yetmezliğinde ve miyokjard infaktüsünde tercih edilmez. En sık görülen yan etkisi korlstipasyondur. Digoksin ile kombine e 1ilecekse dozu belirgin azaltılmalıdır. Özellikle beta blokör tolejee edemeyen hastalarda Antianjinalolarak kullanılır. Supraventriküler taşikardilârin tedavisinde oldukça etkilidir. Aynı zamanda sınıf 4 antiaritmik ilaçlardır. Zorunlu bir endikasyon olm;adığı sürece p blokörlerle kombine edilmemelidir. Verapamil aynı zamandr migren profilaksisinde kullanılır. Verapamilin kontrendike olduğu durumlar;Konjestif kalp yetmezliği, WPWsendromo/, A-Vblok, Mfkardiyojenik şok, hasta sinüs sendromu Diltiazem Verapamile oranla kalp üzer ne etkisi zayıftır.
62-Aşağıdaki Angiotensin converting enzim (ACE) inhibitörlerinden hangisi ön ilaç değildir? A) Lizinopril B) Enalapril C) Perindopril D) Benazepril E) Silazapril
5 76 -5 77
63-Aşağıdaki antijotensin dönüştürücü inhîbitörlerinden hangisi peptid yapılıdır?
enzim
A) Teprotid
66-Nefrotik sendroma yol açan ACE aşağıdakilerden hangisidir?
inhibitörü
A) Silazaprin B) Kinapril C) Lizinopril D) Ramipril E) Kaptopril
B) Kaptopril C) Enalapril D) Lizinopril E) Silazapril
64-Aşağıdakilerden hangisi ACE inhibitörlerinin yan etkilerinden değildir? A) Öksürük B) İlaç ateşi C) Hiperkalemi
67-Atılım yolu sadece böbrek olmayan ACE inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Fosinopril B) Silazapril C) Enalapril D) Perindopril E) Lizinopril
D) Hiperürisemi E) Makülopapüler döküntü 68-Aşağıdakilerden hangisi etkilerinden değildir?
65-Antihipertansifler içerisinde metabolik yan etkisi en az olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Propranolol
ACE
inhibitörlerinin
A) Aldosteron seviyesinde artış B) Renin seviyesinde artış C) İdrarda potasyum atılımında azalma D) Bradikinin seviyesinde artış E) Anjiotensin II seviyesinde azalma
B) Lizinopril C) Tıazidler D) Nifedipin E) Verapamil
Glukoz
|l-blokörler/
Lipid
regülasyonunda
regülasyonunda
bozulma
bozulma
+
+
+
-
-
-
Diüretikler Kalsiyum kanal
69-ACE inhibisyonu yanı sıra atriyal natriüretik peptid yıkımından sorumlu nötral endopeptidaz inhibisyonu da yapan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Teprotid B) Saralazin C) Losartan D) Omopatrilat E) Labetolol
blokörleri ACE inhibitörlerl
ANJİOTENSİN İNHİBİTÖRLERİ
KONVERTİNG
ENZİM
(ACE)
ACE enzimini inhibe ederek Anjiotensinl’den Anjiotensin 2’ye dönüşünü engellerler.
Aynı zamanda bradikinini de parçalayan enzimde olduğu için ACE inhibitörleri bradikinin retansiyonuna neden olurlar. Bradikinin damar endotelinden NO ve Prostoglandin sentezini artırarak vazodilatasyona neden olur. ACE inhibitörlerinin aniihipertansif etkinliğinde iki mekanizma önemli rol oynamaktadır. Birincisi Anjiotensin2’nin oluşamaması, diğeri ise bradikinin biriktirmesidir. Arteriyo venodilatatör ilaçlardır. Bradikinin retansiyonuna neden oldukları için klinik olarak en sık görülen yan etkileri non pürülan, non prodüktif özelliği bulunan kuru öksürüktür. Ayrıca nadiren bradikinin birikimine bağlı anjionörotik ödem yapabilirler. Bilinmesi gereken en önemli özellikleri remodellingi engelledikleri için kalp yetmezliğinde ve miyokard infaktüsünde mortaliteyi azaltmalarıdır Kaptopril ve Lizinopril hariç hepsi ön ilaçtır.
ACE inhibitörlerinin Önemli Kontrendikasyonları Bilateral renal arter stenozu Gebelik Hiperpotasemi Ciddi Aort Stenozu ACE inhibitörleri yan etkileri ^ En sık görülen yan etki öksürüktür. ^ Hiperkalemi 'A Teratojenîktir. 'A Makülopapüler döküntü A İlaç ateşi A Anjio ödem A Ürik asit atılımını artı dıklarından hiperürisemi oluşturmazlar, v Vital organlara olan kan akımını azaltmazlar, A Kardiyovasküler sisteme ait yan etkileri yoktur, A Santral sinir sistemine ai t yan etkileri yoktur, A Glukoz ve lipid metaboli: masını bozmazlar.
Kaptopril En kısa etkilisidir. Acil servise hipertansiyonla gelen hastaya dilinin altına konularak çiğnetilir. Sülfidril grubu içerir. Spesifik yan etki olarak proteinüriye yol açar. Agranülositoza neden olabilir.
70-Anjiotensin IPnin kompet tif reseptör inhibitörü ve analoğu olan aşağıdakileıpen hangisidir?
Perindopril En uzun etkili ACE inhibitörüdür. Trandolapril/ Fosinopril Böbrekten atılan diğer ACE inhibitörlerinin aksine büyük bir oranda safra ile atılırlar.
A) Kaptopril B) Saralazin C) Diazoksid D) Enalapril E) Lizinopril
Fosinopril ayrıca fosforil grubu içerir. Teprotid intravenöz inhibitörüdür.
kullanılan
peptid
yapılı
bir
ACE
Lizinopril Hidrofiliktir Enalapril Oral biyoyararlanımı iyi değildir. tedavisinde intravenöz kullanılabilir.
Hipertansif kriz
Saralazin anjiotensin II reseptörlerinin kompetitif inhibitörü ve analoğudur. Saralazin infüzyonla verilen anjiotensin ll’nin aldosteron açığa çıkaran ve basıncı yükseltici etkilerini bloke eddr ve renal arter stenozu gibi yüksek reninli durumlarca kan basıncını düşürür, Saralazinin ayrıca hafif agonistik etkisi de vardır, böylece kanda anjiotensin-ll seviyesi ^üksek olmayan hastalarda uygulanması veya çabuk enj kte edilmesi halinde kan basıncını düşürmekten dahass k olarak artırabilir.
Aplastik anemiye neden olabilir. Omapatrilat ACE inhibisyonu yanı sıra nötral endopeptidaz enzimini de inhibe eder. ACE inhibitörlerinin Endikasyonları hipertansiyon, özellikle diyabet ve metabolik sendrom gibi yüksek kardiyometabolik riski olan hastalar Konjestik kalp yetmezliği Akut miyokard infaktüsü Proteinüri, kronik böbrek hastalığı
71-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi plazma renin düzeyini artırır ? A) Propranolol B) Aspirin C) Hidralazin D) Adrenerjik nöron bloker eri E) Klonidin
578-579
\
\
Antihipertansif ilaçlar içerisine renin salınımını azaltan en önemli ilaçlar; Betablokörler, adrenerjik nöron blokerleri ve klonidin gibi santral etkili sempatolitik ilaçlardır. Aspirin gibi NSAİD ilaçlar yine COX inhibisyonu yaparak Prostoglandin sentezini engelleyerek renin salınımını azaltırlar.
72-Direkt etkili vazodilatatör olup; venüllere etkisiz, PGI2 salarak NO benzeri etki oluşturan ve yan etki olarak SLE benzeri tablo yapan aşağıdakilerden hangisidir? A) Minoksidil B) Rezerpin C) Hidralazin D) Fentolamin E) Prokainamid
75-Aşağıdaki ilaçlardan hangisi venlerde dilatasyon ortaya çıkartmaz? A) Prazosin B) İzosorbid dinitrat C) Minoksidil D) Sodyum nitroprusiat E) Nitrogliserin
76-Aşağıdaki antihipertansiflerden hangisi hastalara tek başına verilmemelidir? A) Fosinopril B) Losartan C) Asebutolol D) Hidralazin E) Amlodipin DİREK ETKİLİ VAZODİLATATÖRLER HİDRALAZİN Etki mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte endotelde NO sentezini artırmasıdır.
73-Ön ilaç olup, potasyum kanallarını açarak etki eden antihipertansif aşağıdakilerden hangisidir? A) Verapamil B) Minoksidil C) Diltiazem D) Amilodipin E) İsradipin
Guanilat siklazı enzimini aktive etmesi ve hücre içine kalsiyum girişini inhibe ederek direkt arteriyodilatatör özellik göstermektedir. Arteri gevşettiği için belirgin hipotansiyona yol açar. Bu yüzden hipotansiyona yanıt olarak refleks taşikardiye ve Renin-Aldosteron sistemi üzerinden su-tuz tutulumuna neden olur. Bu iki kompansatuvar mekanizma hidralazinin antihipertansif etkinliğini belirgin azaltarak hızlıca tolerans gelişmesine yol açar. Hidralazin monoterapide tek başına kullanılmaz. Refleks taşikardiyi engellemek için beta blokörlerler, Na ve su tutucu etkiyi engellemek için diüretikle kombine edilmelidir.
74-Gebelikte rastlanan hipertansiyonda aşağıdaki ilaçlardan hangisinin antihipertansif amaçlı kullanımı kontrendike değildir? A) Hidralazin B) Kaptopril C) Lizinopril D) Etakrinik asid E) Furosemid
Renal kan akımını ve uteroplansental kan akımını belirgin artırır. Bu yüzden metildopa gibi preeklampside tedavisinde kullanılır Böbrekten renin salınımını artırır. Koroner arter hastalığında refleks taşikardiye ve koroner çalma fenomenine yol açması nedeniyle miyokard infaktüsüne neden olabilir. Hidralazinin yan etkileri-, N-asetil transferaz enzimi ile parçalanır. Yavaş asetilleyicilerde etki süresi uzar. Piridoksin eksikliğine bağlı nöropati yapar. SLE benzeri tabloya yol açan ilaçlardan biridir.
78-Aşağıdaki antihipertansifl|eırden hangisi sadece arteriyollerde dilatasyon ohaya çıkartmaz?
Renal Kan Akımını Artıran Önemli İlaçlar; Kalsiyum kanal blokörleri (dihidropiridinler) ACE inhibitörleri ve ARB'ler Hidralazin Pindolol Metildopa K KANAL AKTİVATÖRLERİ
A) Prazosin B) Hidralazin C) Kalsiyum kanal blokörleri
D) Diazoksid E) Minoksidil
Minoksidil Bir Ön ilaçtır. Minoksidil disülfata dönüşürek ATP bağımlı K kanallarını aktive eder Mlnoksidilin önemli bir yan etkisi vücutta kıllanma
artışı yani hipertirikozdur. Diazoksit ATP
duyarlı
K
kanal
aktivasyonu
yaparak
arteriyodiiatatör özellik gösterir. İnsülin salınımında en önemli nokta ATP bağımlı potasyum kanallarının kapatılmasıdır insülinoma tedavisinde kullanılır. Hipertansif kriz tedavisinde kullanılır. Bir tiyazid türevi olmasına rağmen antidiüretik özellik gösterir.
Sadece arteriyollerde dilatasyon antihipertansifler; s Kalsiyum kanal blokörler ■S Hidralazin
ortaya çıkartan
s Minoksidil s Diazoksid Prazosin; a, blokördür. Hem arterlerde, hem de venlerde dilatasyon orta /a çıkartır.
79-Aşağıdaki periferik vazıödilatatörlerden hangisi kladikasyo intermitans tedavisinde kullanılır? A) Pentoksifilin B) Nilidrin C) Niasin
77-Acil hipertansiyon ve ciddi kalp yetmezliği tedavisinde arteriyel ve venöz damarları dilate ederek, periferik damar direncini ve venöz dönüşü azaltan, hücre içi cGMP’yi artırarak etki eden aşağıdakilerden hangisidir? A) Dipiridamol B) Sodyum nitroprusiat C) Metoprolol D) Rezerpin E) Deprisokin Sodyum Nitroprusiat: Hipertansif kriz tedavisinin
en önemli ilacıdır. Eliminasyon yarı ömrü çok kısa, yaklaşık 4 dakikadır.
D) Rezerpin E) Papaverin
80-Aşağıdakilerden hangisi periferik arter hastalığı tedavisinde kullanılan npn selektif fosfodiesteraz inhibitörüdür? A) Silositazol B) Sildenafi I C) Pentoksifi lin D) Amrinon E) Teofi lin
Ortama NO açığa çıkararak hem arteriol hem venülleri gevşetir NO yanısıra siyanür iyonu da açığa çıkarır.
Na Nitroprussiyat Siyanür intoksikasyonuna yol açarsa tedavide-, N a- tiyosülfat Amilnitrit inhalasyonu Hidroksikobalamin NO açığa çıkardığı için methemoglobinemiye neden olabilir. Laktik asidoza neden olur. Guatrojen ilaçtır yan etki olarak hipotiroidiye yol açabilir.
81 - Aşağıdakilerden mekanizmasıdır?
hangisi
papaverinin
etki
A) P2 reseptörlerin katekolaıminlere duyarlılığını artırır B) Fosfodiesteraz enzimi li inhibe eder C) Parasempatik liflerden asetilkolin salınımına neden
olur D) Damar düz kaslarınınl vazokonstrüktör maddelere duyarlılığını azaltır E) NO oluşumuna nederl olur
580 -58 1
\
tusM
\
t im e
82-Aşağıdaki periferik vazodilatatör ilaçlardan hangisinin primer etkisi p-adrenerjik reseptörler aracılığıyla gerçekleşir?
83-Antiaritmik ilaçların etki mekanizmaları aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
için
A) Faz O’da etkili olan ilaçlar Na+ kanal blokerleridirler
A) Papaverin B) Nifedipin C) Nikotinik asid D) Nilidrin E) Fenoksibenzamin PERİFERİK VAZODİLATATÖRLER Papaverin: Fosfodiesteraz inhibitörüdür. s İntrakavernöz injeksiyonla ereksiyon amacıyla kullanılır. Nilidrin: •/ Daha çok çizgili kas damarlarını gevşetir. S p-adrenerjik reseptörler aracılığıyla Sildenafil: s Ereksiyon oluşturmak için kullanılır. S cGMP’yi parçalayan fosfodiesteraz 5 enzimini inhibe eder. Dolayısıyla kavernöz cisimleri innerve eden parasempatik sinir uçlarından salınan NO etkinliğini artırır. S Mavi diskromatopsi yapabilir. s Nitratlarla birlikte kullanılmamalıdır. S Hipertansif hastalarda kullanılmamalıdır. Pentoksifilin: s Fosfodiesteraz enzimini inhibe ederek etki gösterir. s İntermitten kladikasyo tedavisinde kullanılır. Ginkgo Biloba: v' PAF blokörüdür. s Kanın akışkanlığını ve kan akımını artırmaktadır. Fosfodiesteraz irıhibitörleri TUS farmakolojisi açısından önemlidir.!... FOSFODİESTERAZ İNHİBİSYONU YAPAN ÖNEMLİ İLAÇLAR Amrinon/ Milrinon ( Tİp 3 PDE inhibitörü) Sildenafi I (Tip 5 PDE inhibitörü) Metilli ksantinler (Tİp 3 ve Tip 4 PDE inhibitörü) Silositazol (Tip 3 PDE inhibitörü) Papaverin (Non selektif PDE inhibitörü) Pentoksifi lin (Non selektif PDE inhibitörü) Dipiridamol (Non selektif PDE inhibitörü
B) K+ kanal blokerleri faz 3’te repolarizasyonu uzatırlar
C) Ca++ kanal blokerleri faz 4’te etkilidirler. D) Sınıf II antiaritmik ilaçlar p blokerlerdir E) Sınıf l’lerin lokal anestezik etkileri vardır.
84-Aşağıdakilerden hangisi sınıf I antiaritmik ilaçların etki mekanizmasıdır? A) Na+-K+ATPaz blokajı B) Kalsiyum kanal blokajı C) Sodyum kanal blokajı D) Klor kanal blokajı E) Potasyum kanal blokajı Antiaritmik etki mekanizmaları: Sınıf—I sodyum kanal blokajı (membran stabilize edici etki, lokal anestezik etki), Sınıf—II beta reseptör blokaj, Sınıf—III potasyum kanal blokajı (refrakter periyod ve repolarizasyon fazı uzar), Sınıf—IV kalsiyum kanal blokajı (refrakter periyod ve faz 2 uzar). Kalsiyum faz 4 te değil 2 de etkili..
85-Aşağıdakilerden ilaçlardandır?
hangisi
sınıf
IC
II
IC
antiaritmik
A) Prokainamid
B) Verapamil C) Fenitoin D) Flekainid E) Bretilyum IA
Kinidin
İB
III
IV
Lidokain
Flekainid
Propranolol Amiodaron Verapamil
Prokainamid Fenitoin
Enkainid
Asebutolol Sotalol
Diltiazem
Dizopiramid Meksiletin Propafenon Esmolol
Bretilyum Bepridil
imipiramin
Dofetilide
Tokainid
Lorkainid
Atenolol
Morisizin
Metoprolol İbutilide
86-Myokard infarktüsü sırasında iskemik epizodlarda aritmi oluşumunu engellemek için aşağıdakilerden hangisi kullanılır? A) Kinidin B) Amiodaron C) Prokainamid D) Disopramid E) Lidokain
89-QRS kompleksinin süresini en fazla uzatan antiaritmik ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Amiodaron B) Flekainid C) Adenozin D) Lidokain E) Prokainamid Depolarizasyon hızını en fazla deprese eden ilaç grubu; v' Flekainid V Propafenon
87-Lidokain için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Ventriküler aritmi tedavisinde etkilidir B) Lokal anestezik etkilidir C) Dijital intoksikasyonunda kullanılır D) Karaciğerde metabolize edilir E) Supraventriküler aritmi tedavisinde kullanılır 1B ALT GRUBU Na kanal blokajı yaparlar. Sadece ventriküler taşikardilerin tedavisinde kullanılırlar.(SORU) Lidokain(ÖNEMLİ) En dar spektrumlu antiaritmiktir. Sadece ventriküler taşikardilerin acil tedavisinde İV ya da infüzyon şeklinde uygulanır. Normal hücrelerde refrakter periyodu kısaltıp depolarize hücrelerde refrakter periyodun uzamasına yol açan ilaç lidokaindir. Özellikle iskemik dokuda antiaritmik etkisi artar. Myokard infarktüsü geçiren hastalarda profilaktik kullanıldığında mortaliteyi artırdığı gösterilmiştir Fenitonde olduğu gibi ilk intoksikasyon bulgusu horizontal nistagmustur. Lokal anestezik etkilidir. Dijital intoksikasyonunda kullanılaır. Meksiletin Lidokainden farklı olarak oral kullanılır. Sadece Ventriküler taşikardilerin tedavisinde kullanılır.
88-Myokard infarktüsü sonrası gelişen ventriküler prematür atışlarda kullanılmaları kontrendike olan aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D)
Flekainid Lidokain Kinidin Meksiletin
E) Tokainid
s Enkainid V Lorkainid V Morisizin (-) inotropik etkileri bulu n maktadır. Kardiyak arrest oluşumuna ve fazla oranda aritın lilere yol aşabildiklerinden, sadece şiddetli ventriküler taşiaritmilerde kullanılır. Myokard infarktüsü sonrıası gelişen ventriküler prematür atışlarda kullan İmaları kontrendikedir (proaritmik). QRS kompleksinin sürıesini en fazla uzatan; sodyum kanallarını en güçlü bloke eden, dolayısıyla depolarizasyonu en fazla baskıl a;yan ilaç olan flekainiddir. (QT intervalini uzatmazlar)
90- K+ kanal blokajı ile dışa ıtönelik K+ akımını bloke ederek, böylecefaz O’ı etkilemeden hızlı hücrelerde (purkinje lifleri ve ventrikııl myokard hücreleri gibi) aksiyon potansiyelini uzatan ilaç hangisidir? A) Adenozin B) Fenitoin C) Meksiletin D) Sotalol E) Amiodaron
91-Ciltte mavi diskolorasyon, karaciğerde yağlanma ve korneada mikroopasiiteler yapan antiaritmik aşağıdakilerden hangisic ir? i A) Bretilyum B) Guanetidin C) Flekainid D) Amiodaron E) Propranolol
2-5!
\
\
./
Amiodaron Ana etki mekanziması K kanal blokajıdır. Fakat Na kanal blokajı, beta reseptör blokajı ve kalsiyum kanal blokajı özelliği de vardır. Yani amiodaron sınıf 1, sınıf 2 ve sınıf 4 özellğide taşıyan mikst etkili bir antiiaritmik ilaçtır. Çoklu iyon kanallarını inhibe ederek etki göstermektedir. Faz O’ı hiç etkilemezler. Belirgin K+ kanal blokajı ile dışa yönelik akımını bloke ederler. En geniş spektrumlu antiaritmik ilaçtır. En uzun etkili antiaritmik ilaçtır. Sınıf 1C antiaritmiklerin aksine kalp yetersizliği hastalarında gelişen aritmilerin tedavisinde en uygun antiaritmiktir. Amiodaron tüm vücut dokularında çok iyi dağılır ve dokularda depolanır. Yan etkileri Pulmoner fibrozis hipotirodi, hipertirodi, T4-T3 konversiyonun bozulması gibi hemen hemen her tip tiroid fonksiyon bozukluğu yapar. Görme bulanıklığı gelişir. Karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluğa yol açabilir. QT yi uzatır. Mavi diskolarasyona neden olur. **Plazma proteinlerine en fazla bağlanan ilaçtır.
94-Atriyoventriküler düğümün iletkenliğini en fazla azaltan ilaç aşağıdakiierden hangisidir? A) Lidokain B) Amiodaron C) Adenozin D) Verapamil E) Esmolol
95-Etki mekanizması, artmış potasyum hareketi ve cAMP’ye bağlı kalsiyum içe akımının inhibisyonu ile belirgin hiperpolarizasyon olan ve kalsiyuma bağlı aksiyon potansiyellerini suprese eden, yarılanma ömrü çok kısa (10 saniye) olan antiaritmik aşağıdakiierden hangisidir? A) Diltiazem B) Flekainid C) Verapamil D) Bepridil E) Adenozin Adenozin
93-Aşağıdakilerden hangisi aritmilerde etkisizdir?
supraventriküler
A) Propranolol B) Lidokain C) Digoksin D) Adenozin E) Verapamil Supraventriküler aritmilere karşı etkisiz ilaçlar: s Lidokain S Fenitoin V Meksiletin V Morisizin V Tokainid
ATP nin parçalanması ile elde edilen Adenozin, A-V nod hücresindeki potasyum kanallarını aktive ederek nod hücrelerinin hiperpolarizasyonuna neden olur. Dolayısıyla A-V düğümdeki ileti hızını belirgin azaltır. En negatif dromotrop antiaritmik ilaçtır. Dolayısıyle PR intervalini en fazla uzatır. Adenozin en kısa etkili antiaritmik ilaçtır. Bu yüzden İV bolus yapılır, intervalli verilirese plazmada 10-15 sn içerisinde hızlıca yıkılır. Supraventriküler taşikardi tedavisinde ilk tercih antiaritmik ilaçtır. Adenozin bronkonstrüktör bir madde olduğu için en önemli kontrendikasyonu bronş reaktif hastalığı, astımdır. Adenozin pacemaker aktivitesini baskılamaz. Antitrombositer etkisi vardır.
96-Normal hücrelerde refrakter periyodu kısaltıp depolarize hücrelerde refrakter periyodu uzatan antiaritmik aşağıdakilerden hangisidir?
99-Supraventriküler taşikardde birinci tercih tedavi yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Verapamil
A) Propafenon
B) Propranolol
B) Amiodaron C) Bretilyum
C) Digoksin D) Vagotonik manevra
D) Kinidin
E) Fenitoin
E) Lidokain Normal hücrelerde refrakter periyodu kısaltıp depolarize hücrelerde refrakter periyodun uzamasına yol açan ilaç lidokaindir.
SVT tedavisi
1 . tercih
2. tercih
3. tercih
Verapamil
Propranolol
Vagotonik manevra
Digoksin
97-Aşağıdakilerden hangisi kinidinin toksisite belirtisi değildir? 100-Atriyoventriküler ileti sisteminde fonksiyonel refrakter periyodu uzatan ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Allerjik trombositopenik purpura B) Nistagmus C) Kulak çınlaması, işitme kaybı D) Torsades de pointes E) Fotofobi
A) Atropin B) Adenozin C) Rezerpin
Kinidin toksisitesinde; K Hipotansiyon ( a blokür etkisi ile) V Çinkonizm: Kulak çınlaması, işitme kaybı, çift görme, fotofobi, konfüzyon ve delirium K Allerjik trombositopenik purpura K Dolaşım kolapsı K Torsades de pointes: Ventriküler taşikardi ve buna sekonder gelişen kinidin senkopu. Re-entry tipinde ventriküler taşikardi.
D) Digoksin E) Metildopa Digoksin atriyal fibrilasy Dn ve flatterdeki etkisini atriyoventriküler ileti sistem nde fonksiyonel refrakter periyodu uzatarak gösterir.
haıjıgisi angina pektoris 101 - Aşağıdakilerden tedavisinde hedeflener amaçlardan biri değildir? 98. Atriyal flatter ve atriyal fibrilasyonda birinci tercih tedavi şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Preload’u azaltma B) Kalpteki sempatik etkir liği azaltma
A) Digoksin B) Kardiyoversiyon C) reseptör antagonisti D) Verapamil E) Vagotonik manevra
C) Afterload’u azaltma D) Kalbin oksijen tüketimimi azaltma E) Kalp debisini artırma Antianginal etkinin rhekanizmaları: V Koronerarterdevedanaryatağındavazodilatasyon
1. tercih
Atrial fibrilasyon, flatter Kardiyoversiyon tedavisi
2 . tercih
3. tercih
V Kalbin art yükünün ve ön yükünün azaltılması ile yaptığı işin hafifletilme si
Digoksin
Verapamil
V Kalbin hemodinamiğir lin ıdüzeltilmesi
p blokör
V Kalp üzerindeki sempatik ik dürtünün azaltılması
5 84-58 5
\
102-Aşağıdakilerden hangisi organik nitratların vazodilatatör etkisinin mekanizmasıdır?
Angina tedavisinde nitratların potansiyel yararlı etkileri; V Ventriküler hacim azalması
A) B) C) D) E)
SSS’de vazomotor merkezin blokajı a, adrenerjik reseptörlerin blokajı p2 adrenerjik reseptörlerin uyarılması Nitrik oksid oluşumu Vazokonstrüktör maddelere karşı duyarlılığın azaltılması
s Arteriyel basıncın azalması V Ejeksiyon zamanının azalması V Epikardiyal koroner arterlerde genişleme s Sol ventrikül diyastolik basıncının azalması
Organik Nitratlar: Düz kas hücreleri içine girerler ve S-nitrozotiol türevlerine dönüşürler. Bu dönüşüm sırasında NO ve siyanür salınır. NO solübl guanilat siklaz enzimini aktive eder ve cGMP sentezine yol açıp defosforilasyona bağlı dilatasyon oluşturur.
105-Nitrat kullanımının kontrendike olmadığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Kafa içi basıncın arttığı haller B) Kor pulmonale
103-Nitrogliserinin en sık oluşan aşağıdakilerden hangisidir?
yan
etkisi
A) Baş ağrısı B) Diyare C) İdrar retansiyonu D) Kabızlık E) Depresyon
C) Hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopati D) Kronik konjestif kalp yetmezliği E) Arteriyel hipoksemik durumlar Nitratların kullanım kontrendikasyonları: V Hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopati (IHSS) V Siyanotik hastalıklar •/ Kor pulmonale
Nitratlar: En sık oluşan yan etkisi baş ağrısıdır. Bunun nedeni koroid pleksusların genişlemesi nedeniyle BOS salınımının artması ve kafa içi basıncının yükselmesidir. KİBAS durumunda kullanılmamalıdır.Aköz hümör salgısını artırıp göz içi basınç artışı oluşturabilir. Ayrıca yüz ve boyunda flushing ve senkop (şiddetli hipotansiyon) yapabilir. Akut zehirlenme durumunda dolaşım kollapsı gelişir. Kor pulmonalede kullanılırsa hipoksiyi artırır.
v' KİBAS S Glokom
106-Aşağıdaki organik nitratlardan hangisi en uzun etkilidir? A) Amilnitrit
104-Hangisi angina tedavisinde kullanılan nitratların yararlı etkisi olamaz? A) Sol ventrikül diyastolik basıncının azalması B) Epikardiyal koroner arterlerde genişleme C) Refleks taşikardiye bağlı diyastolik perfüzyon zamanının azalması D) Ejeksiyon zamanının azalması E) Ventriküler hacim azalması
B) İzosorbid dinitrat C) izosorbid mononitrat D) Pentaeritriol tetranitrat E) Nitrogliserin Amilnitrit: En kısa etkili nitrattır. İzosorbid Mononitrat:En uzun etkili nitrattır.
107-Varyant angina tedavisinde aşağıdakilerden hangisidir?
en
etkili
ilaç
110-p blokör ilaçlar, nitır atların aşağıdaki yan etkilerinden hangisini ( inlemek için nitratlarla kombine olarak kullanılır;ar?
A) Koroner dilatatörler B) Dijital C) Kalsiyum kanal blokörleri D) blokörler E) Organik nitratlar Kalsiyum kanal blokörleri: Antianginal etkinin mekanizması; p-blokörlere benzer. Ancak farklı olarak koroner vazodilatasyon ortaya çıkartırlar. Koroner arter spazmını önlerler ve bu nedenle variant anginada kullanılırlar.
108-EKG’de QT mesafesini aşağıdakilerden hangisidir?
uzatmayan
111-Aşağıdaki p-blokörlerde ı hangisinin antianginal olarak kullanılması sakır calidir?
QT’yi uzatan kardiyak
QT’yi uzatan nonkardiyak
ilaçlar
ilaçlar
Kinidin Prokainamid Dizopiramid İmipiramin Amiodaron s Sotalol V Bretilyum v" Dofetilide s İbutilide
p blokörler nitratların sebep olduğu refleks taşikardiyi önlerler. Ayrıca ıitratlar da p blokörlerin yan etkileri olan preload artışı kontraktilite azalması ve ejeksiyon süresindeki uzamayjı düzelttikleri için nitrat-p blokör kombinasyonu angina tıejdavisinde kullanılır.
ilaç
A) Amiodaron B) Lidokain C) Terfenadin D) Bepridil E) Probukol
v V v" v" v
A) Preload artışı B) Refleks taşikardi C) Kontraktilite azalması D) Ejeksiyon süresinde uzaıtna E) Negatif kronotrop etki
Probukol
S Terfenadin/Astemizol ✓
Eritromisin
s Trisiklik antidepresanlar s Fenotiyazinler s Haloperidol V V
✓
A) Nadolol B) Pindolol C) Metoprolol D) Atenolol E) Propranolol Pindolol intrinsik seın^patomimetik aktivitesi olan yani parsiyel agonist etki ortaya çıkartan bir p-blokördür. Dolayısıyla brı^dikardi oluşturmaz tam tersine taşikardi oluşturur, Antinginal olarak eğer p-blokör kullanılacaksa bu p blokör pi selektif ve ISA (-) olmalıdır.
Sodyum Stiboglukonat Sisaprid Artemisinin
112-Hem nitrik oksid salı nımına yol açan, hem de potasyum kanal açıcı etkisi olan ilaç aşağıdakilerden hangisiildir? 109-Aşağıdaki antianginal ilaçlardan hangisi izole olarak sadece kalp hızını düşürür? A) Verapamil B) İvabradin C) Metoprolol D) isosorbid mononitrat E) Nikorandil Modern ilaçların TUS farmakolojisinde önemi artmaktadır ve bilinmelidir. İvabradin; sinoatriyal düğümde bulunan İf kanallarını inhibe eder.
A) Levosimendan B) Nikorandil C) Dipiridamol D) Bepridil E) Diazoksid Nikorandil: Hem nitrik oksıid salınmama yol açar, hem de potasyum kanal açıcı etkisi Dulunmaktadır. Nitratlar gibi hem arteriyolleri, hem de veıtıülleri gevşetir. Birkaç gün içerisinde baş ağrısı yapıcı et disine karşı tolerans gelişir ve ağrı azalarak kaybolur, Su 3ıaraknoid kanamaya bağlı kronik vazospazm ve arter•daralİmasını çözebilir.
X,
\
113-
Hidroksimetilglutaril-KoAredüktazinhibitörlerinin yan etkisi olmayan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Miyozit benzeri tablo B) Malignite insidansında artış C) Hepatotoksik D) Lens opasitesi E) Deri döküntüsü HMG-KoA redüktaz inhibitörlerinin yan etkileri; s
Hepatotoksik (amino transferaz artışı)
v Miyozit benzeri tablo (plazma kreatin kinaz aktivitesinde artma)
Simvastatin: Ön ilaçtır. HDL’yi diğer statinlerden daha fazla artırır. Karaciğer CYP3A4 enzimi tarafından yıkılır. Pravastatin: Plazma fibrinojen düzeylerini düşürür. CYP3A4 enzimi tarafından önemli ölçüde metabolize edilmez. İdrarla atılır. Atorvastatin: Antioksidan özelliği vardır. Etki gücü yüksektir. Fluvastatin: En kısa etkili statindir. Biyoyararlanımı en yüksektir. Serivastatin: Gravimetrik etki gücü en yüksek olan statindir. Rosuvastatin: En uzun etkili statindir.
V Lens opasitesi
İzoenzim
Lipofilite
V GIS irritasyonu
Proteine
Aktif
bağlanma
metabolit
{%)
■/ Deri döküntüsü
114-En uzun etkili HMG-KoA redüktaz inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Lovastatin
ömrü (saat)
Lovastatin
3A4
+
>95
+
3
Simvastatin
3A4
+
95-98
+
2
Pravastatin
Yok
-
-5 0
-
1.8
Fluvastatin
2C9
+
>90
-
1.2
Atorvastatin
3A4
+
96
+
14
Rosuvastatin
2C9/2C19
-
Belli değil
-
20
3A4
+
>99
+
2
B) Simvastatin C) Atorvastatin
Yarılanma
Serivastatin
D) Serivastatin E) Rosuvastatin
116- İlaç tedavisinin etkisiz olduğu hiperlipoproteinemi tipi aşağıdakilerden hangisidir? 115-Gravimetrik etkisi en güçlü olan Hidroksimetilglutaril-KoA redüktaz inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tip I hiperlipoproteinemi B) Tip II hiperlipoproteinemi C) Tip III hiperlipoproteinemi
A) Lovastatin
D) Tip IV hiperlipoproteinemi
B) Simvastatin
E) Tip V hiperlipoproteinemi
C) Atorvastatin D) Serivastatin E) Rosuvastatin HMG-KoA REDÜKTAZ İNHİBİTÖRLERİ Lovastatin; Ön ilaçtır. Aslen safra yoluyla atılır. Karaciğerde CYP3A4 enzimi tarafından yıkılır.
Tip I hiperlipoproteinemi (familyal hiperşilomikronemi) lipoprotein lipaz eksikliğine bağlı olarak gelişir. Kanda artmış şilomikronlara bağlı olarak plazma süt gibidir. Ateroskleroz riski artmamıştır. İlaç tedavisinin bir faydası yoktur.
117-Lipoprotein lipaz aktivitesini artırarak etki gösteren ve Kolesterol taşı oluşma riskini artıran hipolipidemik ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Gemfibrozil B) Nikotinik asit C) Kolestipol D) Kolestiramin
Nikotinik asit: Primer etkisi; yağ dokusunda lipolizi ve sonuç olarak kaıra ciğerde VLDL sentezini azaltır. VLDL’de azalma sonucu plazma LDL düzeyi düşer. Karaciğerde ayrıca Apo B sentezini de azaltır, Nikotinik asit vücutta aterojııje nik bir lipoprotein olan lipoprotein A sentezini de azaltır. HDL düzeyini en fazla oranda yükselten ilaçtır, Geniş spekturumlu (kolesterol/ trigliserid) bir antilipidemik ilaçtı
E) Probukol
Yan etkileri; S Flushing (belirgin vazodi atasyon yapar) v' Bazı antihipertansiflerin raptığı hipotansiyonu artırabilir.
118. Antitrombositik etkisi bulunan fibrik asit türevi ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
v' GIS yakınmaları ve peplik ülser aktivasyonu Hepatit ve kolestatik sar IIık
A) Bezafibrat B) Siprofibrat C) Klofibrat D) Gemfibrozil E) Fenofibrat FİBRİK ASİT TÜREVLERİ: Fibrik asid türevleri karaciğerden safraya kolesterol salgılanmasını artırırlar. Karaciğer bozukluklarında ve safra kesesi hastalıklarında kullanılmaları kontrendikedir. Bu ilaçlar gebelerde kullanılmamalıdır. Endotel bağımlı lipoprotein lipaz sentezini artırır. Trigliserid yüksekliği ile seyreden durumların tedavisinde kullanılırlar. Gemfibrozil: Hipertrigliseridemilerde ilk tercih edilecek ilaçtır. HDL düzeyini bir miktar yükseltebilir. Klofibrat: Antitrombositik - antikoagülan etkisi belirgindir.
✓
Fliperglisemi S Fliperürisemi Buna göre DM, gut ve karaciğer hastalığı olanlarda kontrendikedir.
121-Gebelerde kolesterolü düşürmek için kullanılan ilaç aşağıdakilerden har gisidir? A) Atorvastatin B) Neomisin C) Kolestiramin D) Serivastatin E) Gemfibrozil
119-Aşağıdaki hangi antilipidemik hepatite neden olabilir? A) Fenofibrat B) Probukol C) Nikotinik asit D) Gemfibrozil E) Kolestiramin
122-Aşağıdakilerden hangisi safra asidini bağlayan reçinelerin (kolestiramin. kolestipol) bir özelliği değildir? A) Trigliserid yüksekliği ile seyreden durumlarda kullanılmaları kontrend kı;edir B) Hepatotoksik etki oluşiıtiırabilirler
120- Niasinin antihiperlipidemik etkisi aşağıdakilerden hangisi ile en doğru tanımlanır?
C) Psödomembranöz enıtorokolit tedavisinde kullanılabilir D) Yağda eriyen vitaminle in emilimini bozar E) Karaciğerde LDL reseıbtörlerini artırır
A) Kolesterolün safraya atılımını artırır B) Kolesterolden safra asidi sentezini artırır C) Periferik yağ dokusunda lipolizi inhibe eder D) Karaciğerde VLDL sentezini baskılar E) HDL aktivitesini artırır
SAFRA ASİDİ BAĞLAYAN REÇİNELER (Kolestiramin/ Kolestipol / l^olesevelam) Safra asitlerinin enterohbp,atik dolanımını keserek bunların feçesle itrahını artırır ar
8-5!
DOĞRU ADR6S
M
t im e
Ayrıca karaciğerde LDL reseptörlerini artırıp hücre içine alınmalarını artırırlar. Trigliserid yüksekliği ile seyreden durumlarda (VLDL ve IDL düzeyinin yükseldiği Tip llb, III, IV, V’de) kullanılmaları kontrendikedir. Bu ilaçlar ayrıca, Cl. difficile’de oluşan toksinleri de bağladığı için psödomembranöz enterokolit tedavisinde de kullanılır.En sık görülen yan etkileri konstipasyon ve yağda eriyen vitaminlerin emiliminde bozulmadır. GIS’den emilime uğramadıkları için; gebelikte ve çocuklarda kullanılabilecek olan tek kolesterol düşürücü ilaçlardır.
123-Aşağıdaki kardiyovasküler sistem ilaçlarından hangisi teratojenik değildir? A) ACE inhibitörleri B) Metildopa C) Oral antikoagülanlar D) HMG-KoA redüktaz inhibitörleri E) Anjiotensin reseptör blokörleri Kardiyovasküler sistemle ilgili teratojenik ilaçlar: ^ ACE inhibitörleri •s Anjiotensin reseptör blokörleri S Oral antikoagülanlar S Statinler (HMG CoA Redüktaz İnhibitörleri)
124-Hiperlipidemi tedavisinde kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisi kolesterolün intestinal emilimini bozarak etki gösterir? A) Gemfibrozil B) Probukol C) Fluvastatin D) Ezetimib E) Niasin Ezetimib: Kolesterolün intestinal emilimini bloke eder ve plazma total kolesterol ve LDL-kolesterol seviyelerini azaltır. Barsakta glukuronidasyona uğrar ve aktif metaboliti karaciğer tarafından safraya atılır.Statinlerle kombinasyonu LDL’yi daha da azaltır. Bu kombinasyonda statin dozu düşürülür ve miyopati riski azalır.
125-Heparin sodyum kullanımı aşağıdakilerden hangisi görülmez?
sonucu
A) Faktör IXa’nın inhibisyonu B) Trombin inhibisyonu C) Faktör Xa’nın inhibisyonu D) Antitrombin III aktivasyonu E) Fibrinojenin fibrine dönüşmesi engellenir
126-Heparin kullanmanın kontrendike olduğu durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Serebrovasküler olay B) Konstrüktif perikardit C) Unstabil angina pektoris D) Atriyal fibrilasyon E) Derin ven trombozu
127-Derin ven trombozu nedeniyle heparin kullanan hastada aşağıdakilerden hangisi görülmez? A) Osteoskleroz B) Aldosteron salınımında artma C) Serbest tiroksin düzeyi artışı D) Lipoprotein lipazı aktive eder E) Trombositopeni Heparin: Sadece parenteral kullanılır. Çabuk etki gösterir.Karaciğerde K vitaminine bağımlı olarak sentezlenen bir a2-globulin olan antitrombin lll’ün etkinliğini artırır. Heparinin etkisine en fazla katkıda bulunan, trombin ve faktör Xa’nın inhibisyonudur. Sonuçta fibrinojenin fibrine dönüşmesi engellenmiş olur. Heparinin yan etkileri: S En önemli yan etkisi spontan kanamadır. Hematüri erken oluşan bulgu olabilir. Bu yan etki hafif fraksiyonda daha azdır. x Trombositopeni oluşturabilir. Bu etki doz bağımlı değildir. s
Lipoprotein lipazı aktive eder.
V D vitamininin aktif türevine dönüşümünü engeller. Bu nedenle uzun süre kullanımında osteoporoz oluşur. V Aldosteron salınım hızını baskılar, v
Serbest tiroksin düzeyi artar.
S Geçici alopesi yapar. Heparinin kullanım kontrendikasyonları: s Ciddi hipertansiyon V İnfektif endokardit s
Dissekan aort anevrizması
V Pankreatit V Karsinom V Aktif tüberküloz V Aktif kanayan hastalar V Hemofili V Trombositopeni V Purpura V Düşük tehditi v
Vasküler retinopati
130-Oral antikoagülanların yan aşağıdakilerden hangisic ir?
etkisi
olmayan
A) Ciltte nekroz B) Trombositopeni C) Teratojenite D) Ayak baş parmağında mlan traneksamik asiddir.
139-Aşağıdaki fibrinolitik ilaçlardan hangisi pıhtıdaki fibrine en spesifiktir? 141 - Aşağıdakilerden hangisi plazminojenden plazmin oluşumunu inhibe ed^ırek doku plazminojen aktivatörünün etkisini a rttagonize eder?
A) Ürokinaz B) Etamsilat C) Streptokinaz D) Anistreplaz E) Aminokaproik asit
A) K vitamini B) Streptokinaz C) Protamin çinko D) Aminokaproik asit E) Ürokinaz
140-Myokard infarktüsünde kullanılan trombolitik ilaçlar için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Plazminin aktivasyonunu sağlarlar B) Antidotları protamin sülfattır C) Semptomları başlangıcından 4-6 saat içinde en etkilidirler D) İskemik myokardın reperfüzyonunu sağlarlar E) İnjeksiyon yerlerinde kanamaya neden olabilirler
ANTİFİBRİNOLİTİKLER (