Mikrobiyoloji Ders Notları

Recommend Stories

Empty story

Idea Transcript


 Virüslerin genel özellikleri ve sınıflandırma

VİRÜS YAPISI SINIFLANDIRILMASI VE REPLİKASYON ÖZELLİKLERİ

 viral yapı ile ilgili tanımlar  kapsid simetrisi  Virus genom yapısı  Replikasyon

1

virüsler

2

Virüslerin Genel özellikleri  Virüslerde tek bir nükleik asit bulunmaktadır

 hastalık yapabilen en küçük (20-400 nm )canlı  enfeksiyon etkenidirler, tam bir hücre yapısı göstermezler  yaşamak için gerekli olan enerjiyi ve makromolekülleri

 ya DNA ya da RNA'dan oluşur  Virüsler yalnızca canlı hücreler içerisinde replikasyon denilen,

sentez edemezler.  enfekte ettikleri hücrelerin metabolik sistemlerinden yararlanırlar.  zorunlu hücre içi paraziti olarak yaşamlarını devam ettirirler.  hücre içine girdikten sonra hem kendi, hem de hücrenin metabolik yollarını kullanırlar.  Bu nedenle virüsler hücre dışında metabolik olarak inaktif, hücre içinde ise canlı olarak kabul edilirler.

nükleik asidin kopyasının çıkarılması şeklinde, yani eşleşme yoluyla çoğalırlar  Virüsler yalnızca canlı hücrelerin bulunduğu hücre kültürlerinde ya da

embriyonlu yumurtada üreyebilirler.  Virüsler bakteriyolojide kullanılan filtrelerden küçük olmaları

nedeniyle geçebilirler

3

4

Dirençlilik

Virüslerin Genel özellikleri

 Virüsler genellikle yüksek ısıya karşı dayanıksızdırlar.  Virüslerin birçoğu 55 - 60 0 C ısıda birkaç dakika içinde inaktive olurlar.

 Virüslerde ribozom, endoplazmik retikulum, mitokondri, golgi aygıtı

gibi hücre organelleri bulunmaz.

 Virüsler soğuğa karşı ise oldukça dayanıklıdırlar

 Virüsler antibiyotiklerin varlığından hiç etkilenmezler

 En iyi saklama ısısı -70 ile -1960C arasındaki ısılardır

 virüsler interferon varlığında üremelerini sürdüremezler.

 Normal koşullarda çoğu virüsler, pH 5 - 9 arasında canlılıklarını sürdürürler.

 Virüsler daha iyi antijenik özellik gösterir ve organizmada daha

kuvvetli ve daha kalıcı bir antikor yanıtı oluştururlar.

 Virüslerin hemen hemen tamamı alkali ortamlarda kısa sürede inaktive olur, bazı virüsler ise asit ortama dirençlilik gösterebilir.  Ultraviyole, X ve gama ışınları virüsleri kısa sürede inaktive ederler. nukleik asitlerin yapılarını bozarlar.

 Bakteriler ise daha zayıf antijenik özellik gösterir ve daha kısa süreli

antikor yanıtı meydana getirirler

 formaldehit, hidroklorik asit, sodyum hipoklorit virüsler üzerine etkili maddelerdir  Viral enfeksiyonlara karşı içme sularının klorlanmasında, klor oranı daha yüksek tutulması gerekir 5

6

1

viral yapı İle İlgili tanımlar

viral yapı ile ilgili tanımlar

 Capsid = protein kılıf

 Küçük ,zorunlu hücre içi parazitidirler  Virion

 Nucleocapsid: viral nükleik asit + onu saran bir protein kılıfdan oluşur  Viral genomun paketlenmiş bir biçimini temsil etmektedir

 Tam virus partikülüdür.

 Structural unit = protein subunit

 nükleik asid ve protein kılıf (kapsid) dan oluşur

 Virion = virus partikülü

 Zarflı virüslerde bu yapıyı zarf çevreler  Hücreleri konağı infekte eden formdur

 Bacteriophage  Prokaryotik (bakteriyel) hücrelerini enfekte eden virüs.

 Viral genom  Kapsid ile çevrili RNA veya DNA dan oluşur



.

7

8

Viral Yapı

Kapsid  Viral genomu çevreleyen, protein yapısında kılıfa kapsid adı verilir.

Nucleic acid

 Kapsidi oluşturan yapıtaşlarına kapsomer adı verilir.

Nucleocapsid Capsid

 Bu kapsomerlerin farklı virüslerde farklı şekilde dizilimleri virüslerin

simetrik yapılarını oluştururlar.

Envelope protein Membrane protein Spike protein

 Bu simetrik yapı ise virüslere şeklini vermektedir.

Viral envelope**

9

10

kapsid simetrisi

VİRAL KAPSİDİN GÖREVLERİ

 Büyüklük,şekil ve simetri açısından farklılıklar gösterir  kapsid simetrisi 3 tiptir:

 Virüs partikülüne morfolojik karakterini verir.

 Cubic (icosahedral)

 Viral nükleik asidi dış etkilerden ve nükleazlardan korur.  Viral nükleik asidin paketlenmesi için uygun bir klıf

oluşturur.



20 eşkenar üçgen şeklinde dizilen kapsomerlerin birleşmesiyle oluşan, 12 köşesi bulunan bir yapıdır.



Örneğin. Adenovirüs

 Helical  

 Virüse antijenik özelliğini

özgüllüğünü verir.

ve konak hücreye olan

11



kapsomerler nukleusun etrafında bir eksen boyunca üst üste kıvrılarak boru şeklinde dizilmişlerdir. örneğin Coronavirus

 complex  ne kübik ne de sarmal örneğin poxvirus 12

2

Zarf

Zarf

 Bazı    

virüslerde nukleokapsidin çevresini lipit bir yapıçevreler. Bu tür virüslere zarflı virüsler adı verilir. Bu virüsler içinde üredikleri hücreden tomurcuklanma ile ayrılırlar. lipit içermeleri nedeniyle eter ve kloroform gibi lipit eriticilere duyarlıdırlar. Zarf üzerinde virüse özgül fonksiyonları olan proteinler bulunur

 Viral zarf üzerinde başlıca iki grup protein bulunur.  Glikoproteinler  Zarf üzerinde bulunan dikensi çıkıntılardır, peplomer denir  Virüsün konak hücreye adsorbsiyonu,penetrasyonu ,nörotoksik etki

hemaglutinasyon yapma,nöroaminidaz etki gibi çok çeşitli görevleri vardır.  Matriks proteinleri  M proteinleri olarak da adlandırılırlar  glikoprotein çıkıntıların taban kısmında, virüsü çevreleyen proteinlerdir.  zarfın lipit tabakasına bağlanırlar.  Matriks proteinleri virüslerin hücre membranından tomurcuklanmasında

önemli rol oynarlar. 13

14

15

16

Viral yapI

(a) (b) (c) (d) (e) (f)

The helical virus of rabies. The segmented helical virus of influenza. A bacteriophage with an icosahedral head and helical tail. An enveloped icosahedral herpes simplex virus. The unenveloped polio virus. The icosahedral HIV with spikes on its envelope.

Virüs genom yapısı

Virus genom yapısı

 Virüslerde tek bir nükleik asit bulunmaktadır  ya DNA ya da RNA'dan oluşur

 Genomlar iki şekilde incelenebilir

 Nükleik asitler tek ya da çift iplikcikli olabilir

 (+) sense: Pozitif polariteli - viral RNA viral mRNA ya identiktir

ve hemen konak hücre tarafından proteine çevrilir. RNA polimeraz yoktur

 DNA veya RNA genomu :  ss – tek zincirli

 Picornaviruslar, Caliciviruslar, Togaviruslar, Coronaviruslar,

Retroviruslar pozitif polariteli RNA virüsleridir.

 ds – çift zincirli

 (-) sense: Negatif polariteli - Viral RNA mRNA'ya tamamlayıcıdır

 DNA virüslerinde Çift iplikçikli nükleik asit yapısı yaygındır.

ve translasyondan önce bir RNA polimeraz ile pozitif sense RNA dönüştürülür.  Retroviruses ?  Orthomyxoviruslar, Paramyxoviruslar, Rhabdoviruslar, Bunyaviruslar, Arenaviruslar negatif polariteli virüslerdir

 Parvovirus hariç bütün DNA virüsleri çift iplikçiklidir.

 RNA virüslerinde ise Tek iplikçikli nükleik asit yapısı

yaygındır.  Reovirus hariç bütün RNA virüsleri tek iplikçiklidir. 17

18

3

Virüs genom yapısı

Virüs genom yapısı

 Bir çok virüslerde genom tek molekül halinde

bulunmaktadır.  Bazı virüslerde ise genom parçacıklı olarak görülür.  DNA virüslerinde parçacıklı genom görülmez.

 Virüslerde nükleik asit yapıları düzlemsel (linear) ya da çembersel

 Parçacıklı nükleik asit yalnızca bazı RNA virüslerinde

 Bütün RNA virüslerinin nükleik asitleri linear yapı gösterir.

yapıda olabilir.

vardır.  Parçacıklı genom içeriği bu virüslerde yüksek sıklıkta rekombinasyon oluşmasına neden olur.  Buna bağlı olarak da yeni yeni antijenik tipler ortaya çıkmaktadır.

 DNA virüslerinde ise hem linear hem de çembersel nükleik asit

yapısı görülür.

19

20

Viral Replİkasyon Virion İçi Enzimler

 RNA Polimeraz Enzimi :

 Virüsler zorunlu hücre içi parazitlerdir  canlı bir hücrenin yardımı olmadan çoğalamazlar ve kendi genlerini ifade edemezler

 Viral RNA'yı mRNA şekline transkribe ederler.  Bu enzim yalnızca negatif polariteli virüslerde bulunur.  Bu enzim insan ya da hayvan hücresinde bulunmaz.

 Tek bir virüs partikülünün (virion) öncelilkle hücre içine girmesi gereklidir

 DNA Polimeraz Enzimi :  DNA'dan DNA sentez eden bir enzimdir.  DNA virüslerinde bulunur.

 Replikasyon için gerekli bileşenlerden yoksundur .

 Revers Transkriptaz Enzimi :

 Bir virüs, bir hücreyi infekte ettiği zaman , hücrenin ribozom,

 RNA'dan DNA sentezini yöneten bir enzimdir.

enzimler ve çoğaltmak için hücresel makineyi kullanırlar

 Bu enzim sayesinde hücre içerisne giren virüs RNA'dan çift iplikçikli

DNA oluşturarak, yeni oluşan bu DNA'nın hücre kromozomu ile entegre hale gelmesini sağlar.  Retrovirüslerde bulunan bir enzimdir.

 replikasyon döngüsünün süresi 6-8 saat - 40 saate arasında değişir

21

22

Viral Replikasyon basamakları Viral Replİkasyon  Bir virüs, bir hücreyi infekte edince, nükleik asit kılıfından soyulmuş

olmalıdır ve hücrenin metabolik aktivitesine integre olmalıdır.  Vİral Replİkasyon basamakları

 bir virüs konağı infekte edince

 attachment – tutunma

 viral progeni bileşenleri konak hücre sistemleri ile oluşturulur

 Virion proteini ile hücre yüzey reseptörünün spesifik bağlanması

 viral kapsid oluşturulması enzimatik olmayan bir işlemdir. Genellikle

 penetration – penetrasyon

kendiliğinden gerçekleşir.  Virüsler genellikle sadece sınırlı sayıda konağı infekte edebilir.  Çünkü virüs partikülü üzerindeki bazı proteinler sadece belirli konağın hücre yüzeyindeki belirli reseptör uygun olmalıdır.

 Konak hücre sitoplazmasına viral partikülün girişi  hücre içine nükleik asidin girişi enerji bağımlı (37 ºC)  3 şekilde penetre olur  a.receptor-mediated endocytosis  b. direct penetration (viropexis)  c. cell fusion

23

24

4

Vİral Replİkasyon basamaklarI

Viral Replikasyon basamakları  Uncoating –kılıftan soyulma  Viral kapsidin viral genomdan fiziksel olarak ayrılması  Viral replikasyonda zorunlu basamaktır

 virüs genlerinin erken ekspresyonu  Virüs nükleik asidinin kopyalanması ,replikasyonu  Yeni virion bileşenlerinin sentezi  Yeni virionların biraraya getirilmesi ve paketlenmesi  Hücreden çıkış  2 şekilde çıkış olur:  1. hücre membranının rüptürü veya lizisi ile

1.

Attachment & adsorption

2.

Penetration

3.

Uncoating

4.

Early viral mRNA synthesis

5.

Early viral protein synthesis

 2. dış membranından tomurcuklanarak(Budding)

25

26

27

28

Vİral Replİkasyon basamaklarI 6. Viral genome replication

7. Late viral mRNA synthesis 8. Late viral protein synthesis 9. Assembly 10. Release

Viroids ve Prions Virüslerin sınıflandırılması-özet

Viroids  Tek zincirli RNA (ss RNA) genomuna sahip bilinen en küçük

 Nükleik asit yapısı

 bitkileri etkiler

 Virüsün büyüklüğü

 Prions

 Morfolojisi

patojendir.

   

tamamen protein olan bulaşıcı parçacıklar. nükleik asit yok Son derece ısıya dayanıklı Sinir dokusunu etkileyen hayvan hastalıkları yapar   

 Kapsid simetrisi  genom yapısı  Polarite

Bovine spongiform encephalitis (BSE) “mad cow disease”, deli dana Scrapie in sheep İnsanlarda kuru & Creutzfeldt-Jakob Disease (CJD)

 Zincir yapısı  Virion İçi Enzimler  Hücreden dışarı salınım şekli 29

30

5

 Virüs-konak İlişkileri  Virüs-konak İlişki Tipleri  Virüslerin Konağa Giriş Yolları  Virüslerin Organizmada Yayılım yolları Virüsün Konak Hücrede Oluşturduğu Hasarın Mekanizması  Viral Enfeksiyonlarda Hastalık Oluşumunu Etkileyen Faktörler  Klinik  Viral Hastalıklarda Patogenez  Viral Enfeksiyon Tipleri

2

VİRÜS-KONAK İLİŞKİLERİ

VİRÜS-KONAK İLİŞKİLERİ  yaşamaları ve çoğalmaları için mutlaka canlı hücrelere ihtiyaçları

vardır

 Üretken İlişki

 Progeni :Bir virüsün konak hücreye girmesi ve hücre içinde

 virüs konak hücreye girer kendine benzer yeni virüsler (progeni)

çoğalması sonucunda, kendine benzer yeni virüsleri oluşturmasıdır.  Bir virüs konak hücreye girdiği zaman, bu hücre içerisinde replikasyon yoluyla yaklaşık 105-106 adet progeni oluşur.

sentez eder  hücrede bazı patolojik değişikliklere (sitopatik etki) neden olurlar.  Bu ilişkiye permissive ilişki , Konak hücreye ise permissive hücre adı

da verilir.  Üretken Olmayan İlişki  progeni yapımı gerçekleşmez.

 Virüs-konak hücre ilişkileri 2 grupta incelenir.

 Bazı hücrelerde virüsün hücreye tutunması ve adsorbsiyonu için  

Üretken İlişki (Prodüktif İlişki) Üretken Olmayan İlişki (Non produktif İlişki)

gerekli reseptörler yoksa da virüs için o hücre üretken değildir.  Bu özelliğe non permissive özellik ,Bu tür hücreye ise non permissive

hücre denir

3

Abortif İlişki

4

Onkojenik Transformasyon  Onkojenik yeteneği olan bazı DNA virüsleri in vitro olarak hücre kültürlerinde onkojenik transformasyon adı verilen bazı değişikliklere neden olurlar.

 Bazı virüsler hücre içine girerler , viral nükleik asit ve protein de

sentezlerler ancak tüm virüs partikülü (progeni) oluşamaz.  Bu yüzden infeksiyoz progeni yapımı gerçekleşemez

 Onkojenik transformasyonda virüs hücre içine girer.

 Bu tür üretken olmayan ilişkiye ise abortif enfeksiyon adı verilir.

 Viral DNA hücre kromozomuna entegre hale gelir ve bazı erken viral genomlar kodlanır.  Transforme hücrelerde Virüse özgül kodlanan iki antijen saptanır.

 Örneğin adenovirüsler maymun hücrelerini enfekte eder, çekirdekte viral

 1. genellikle hücre çekirdeğinde lokalize olan Tümör antijeni (T antijeni) ,

nükleik asit sentezi meydana gelir.

 2. hücre membranında yer alan tümöre özgül transplantasyon antijenidir.

 Sentez edilen mRNA'lar sitoplazmaya taşınarak viral protein sentezini

gerçekleştirir.  Ancak viral proteinler tekrar çekirdeğe taşınıp tüm virüs partikülü

oluşmadığı için replikasyon tamamlanamaz. 5

6

1

Transforme olan hücrelerde ortaya çıkan birtakım yapısal değişiklikler

interferans  Bir virüsün bir hücreyi enfekte ettikten sonra, ikinci bir virüsün bu

 Transforme hücrelerde temas inhibisyonu kaybolur.  hücreler kalın tabaka yapacak şekilde üst üste ürerler.

hücreyi enfekte etmesini engellemesi olayına interferans adı verilir.  iki farklı mekanizmayla oluşur

 Hücre morfolojisinde değişiklik oluşur.  fibroblastik hücre transformasyona uğrayınca epitelyal morfoloji kazanır

 virüs, içinde bulunduğu hücrenin yüzeyini değiştirerek, virüsün

hücreye tutunmasını sağlayan virüse özgül reseptörleri bloke eder  Hücre içerisine giren ilk virüs, içinde bulunduğu hücreden interferon

salgılanmasını sağlar. Bu da virüslerin hücre içerisine girmesine

 Transforme hücrelerin katı yüzeylere tutunma

engel olur

yetenekleri azalır 7

Virüslerin Organizmada Yayılım yolları

Virüslerin Konağa Giriş Yolları  Solunum Yolu

8

- Damlacık enfeksiyonu ile

 

 Oral Yol

- su ve gıdaların alınmasıyla

 Deri ve Mukoza Yolu

- Deride oluşan çizikler, travmalar, böcek sokmaları,

vücuda giren virüsün hastalık oluşturabilmesi için primer replikasyonu takiben, hedef organlara ulaşmak üzere yayılım göstermesi gerekir. Lokal Yayılım 



hayvan ısırmaları

çevreye yayılırlar Rhinovirus Primer Hematojen 

 Enjeksiyon ve Transfüzyon Yolu  Genital Yol

belirli bir mukozal yüzeyde, ya da organda üreyerek buradan sınırlı bir





virüsler çeşitli yollardan direkt olarak kan dolaşımına karışarak, kan yoluyla hedef organlarına ulaşırlar hepatit B

- cinsel ilişki

 Plasenta Yolu 9

Virüslerin Organizmada Yayılım yolları



Sekonder Hematojen Yayılım



virüsler ilk önce vücuda girdikleri bölgede primer çoğalma gösterirler,lenfatik yolla kana karışarak hedef organa ulaşırlar Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak Nöral Yayılım

10

Virüsün Konak Hücrede Oluşturduğu Hasarın Mekanizması

 

yüzeyel dokulardan vücuda girdikten sonra periferik sinirlere ulaşarak, sinir sistemi yoluyla merkezi sinir sistemine doğru yayılırlar  Kuduz 



Virüslerin konak hücrede oluşturduğu hasar mekanizması 2 grup altında incelenir.

   

Litik virüslerin oluşturduğu hasar hücre içerisinde ürediklerinde konak hücreler üzerine öldürücü etki yaparlar. Litik olmayan virüslerin oluşturduğu hasar Litik olmayan virüsler içinde üredikleri konak hücreleri öldürmezler



Bu virüsler litik virüslerin tam tersine, enfekte hücrenin virionları ürettiği ve saldığı, ancak genel hücresel mekanizmanın çok az etkilendiği persistan bir enfeksiyon oluşturur.

. 11

12

2

Viral Enfeksiyonlarda Hastalık Oluşumunu Etkileyen Faktörler

Hastalık Tablosu

 Virüsün Sayısı ve Virulansı



Virüsler organizmaya girdikten sonra virüsün özelliğine ve vücuda giriş yollarına göre iki türlü

 Giriş Yolu ve Hedef Organa Olan Uzaklığı



enfeksiyon oluşturur. Lokal ya da yerel enfeksiyonlar

 Virüsün yalnızca konağa girdiği bölgede sınırlı yayılım

 Bağışıklık Durumu

göstermesi ile oluşan enfeksiyonlardır

 İmmün cevapta lokal IgA'lar önemli rol oynarlar, bağışıklık

 Konağın Genetik Özellikleri

kısa sürelidir,

 nezle

 Konağın Beslenme Durumu



 Konağın Genel Durumu

Sistemik enfeksiyonlar

 bütün vücudu etkileyen enfeksiyonlardır.  Virüs birden çok bölgede üreme gösterebilmektedir.  Kızamık virüsü - solunum yolu epitel hücreleri - kan - hedef

 Konağın kötü alışkanlıkları (sigara, içki ,ilaç

organ deri

bağımlılığı gibi)  Konağın Psikolojik Durumu

 Sistemik enfeksiyonlarda hem lokal Ig A, hem IgG hem de

IgM antikorları oluşur

13

VİRAL HASTALIKLARDA PATOGENEZ

14

VİRAL HASTALIKLARDA PATOGENEZ

 Çoğu viral enfeksiyonlar semptomsuz seyretmektedir.  Farklı virüsler aynı klinik bulguları oluşturabilmektedir.

 Viral patogenezde virüse bağlı faktörler ve konağa bağlı faktörler rol

 Aynı virüs de farklı klinik bulgulara yol açabilir.

oynamaktadır

 Oluşan hastalıkların virüsün morfolojisiyle hiçbir ilgileri

bulunmamaktadır.  Bazı özel durumlar virüs ile konak hücre arasındaki etkileşimlerden kaynaklanmaktadır

 konağı enfekte edip hastalık oluşumuna yol açan bir virüse patojen

denir.

 Virüslerin virülansı in vitro kültürlerdeki sitopatik etki ile doğru orantılı

değildir.

 Kültürde CPE oluşturan virüsler, insan için (in vivo) zararsız

olabileceği gibi,

 CPE oluşturmayan virüsler insan için oldukça zararlı olabilirler . 15

16

VİRAL ENFEKSİYON TİPLERİ

Viral Patogenez Basamakları

 Çeşitli faktörlerin etkisiyle, virüsün organizmaya girmesi sonucu

 Virüsün konak organizmaya girişi

üç türlü enfeksiyon oluşur.  Belirtisiz enfeksiyon

inapparent ve subklinik enfeksiyonlardır Virüsün tipi, konağın fizyolojik durumu ve yaşı önemli faktördür.  Akut enfeksiyon  Hastalığa özgül tipik bulguları ön planda olan, hızlı gelişen enfeksiyon şeklidir  prodromal dönem, hastalık dönemi ve iyileşme dönemi görülür.  İnatçı viral enfeksiyon  uzun süreli ya da ömür boyu süren enfeksiyon şeklidir  Latent enfeksiyon, Kronik enfeksiyon, Yavaş enfeksiyon 

 Virüslerin organizmada yayılışı



 Hücrelerde hasar oluşumu ve hastalık tablosu  Hastalığın sonlanması

17

18

3

İnatçı viral enfeksiyonlar 

Latent Enfeksiyon 

İnatçı Viral Enfeksiyon Oluşumundaki Faktörler

Organizmaya giren virüslerin, konakta oluşan immun yanıta rağmen tamamen inaktive olmayıp konağın belirli hücrelerine yerleşerek, hiçbir belirti oluşturmaksızın canlı olarak

 

kalması 



Bu tür virüsler korku, heyecan, malign hastalıklar gibi çeşitli hazırlayıcı faktörlerin

  

etkisiyle reaktivasyona geçerek, tekrar hastalık tablosu oluştururlar. (HSV) Kronik Enfeksiyon 

Persistan enfeksiyonlar olarak da adlandırılırlar



Bazı akut enfeksiyonları takiben organizmada yeterli antikor oluşmaması nedeniyle,

 

virüs organizmadan temizlenmeyerek uzun süreli, yani yıllarca süren enfeksiyon 



Virüse bağlı faktörler İmmünolojik olmayan bazı virüslerin yeterli antikor oluşturamaması ve konaktan temizlenememesi Bazı defektli virüslerin hücresel genetik maddelerle birleşerek yaşamlarını sürdürebilmeleri Konağa Bağlı Faktörler makrofaj içinde virüsün üremeye devam edebilmesi Konağın bağışıklık sistemindeki yetersizlik nedeniyle yeterli antikor oluşamaması İmmün sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış kişilerde virüslerin organizmadan temizlenememesi nötralizan antikorların oluşmaması nedeniyle Viral antijenlere karşı tolerans gelişim

oluştururlar. (HBV) Yavaş Enfeksiyon 

Bazı akut enfeksiyonlardan sonra tamamen iyileşmeye rağmen, yıllar sonra enfeksiyonun geç komplikasyonları ortaya çıkabilmektedir.



Örnek : Kızamık - Subakut Sklerozan Pan Encephalit ( SSPE ) tablosu ortaya çıkar

19

20

4

 Morfoloji ve Viral Yapı özellikleri  Taksonomi  Genom yapısı ve replikasyon

Adenovirüsler ve Coronavirüsler

 Tipleri ,Patogenez ve Hastalık spekturumu  Risk faktörleri ,Epidemiyoloji  Tanı  Korunma ve tedavi

İNSAN ADENOVİRUSLARI  İlk defa 1935 yılında insan adenoid dokularında izole

edilmiştir.  İnsan adenovirusları Mastadenovirus cinsine dahildir  En az 49 antijenik tipi insanlardan izole edilmiştir  Bütün insan serotipleri Adenoviridae ailesi içinde tek bir

genus içinde bulunur

Morfoloji  ds-linear DNA virus    

70-90nm Zarfsız ikosahedral virus Kapsid 3 yüzey kılıf proteininden oluşur  Fiberlar  Pentonlar  Hexonlar

Antijenik Yapı Bütün insan Adenovirusleri ortak grup-spesifik antijene sahiptir. Tip spesifik antijenler serotiplemede önemlidir

Sınıflama

Replikasyon Siklusu 1)

Adenovirusler 6 gruba ayrılır (A -F) : 2)

 fiziksel,  kimyasal  biyolojik özellikleri temel alınarak

3) 4)

Absorpsyon ve Penetrasyon  Hücre yüzey reseptörüne bağlanma  Endositoz ile hücreye giriş Transkripsiyon  Erken Transkripsiyon – yapısal olmayan,düzenleyici proteinlerin kodlanması  Geç Transkripsiyon – replikasyon substratlarının kodlanması Assembly Lizis ile hücreden çıkış

Antijenik yapı - 49 insan serotipi var ,bunların yaklaşık 1/3’ü adenovirüs hastalıklarından sorumludur

1

patogenez:  Bulaş (Direkt,İndirekt)  Hava kaynaklı,su kaynaklı  El ve göz teması  Fekal/Oral

patogenez :  Adenovirusler epiteliyal hücreleri infekte eder ve replike

olur :  farenks,  konjuktiva,  İdrar kesesi  İnce bağırsak

 Cinsel temas  Damlacık *inkubasyon süresi 2-9 gün 

Patogenez  Virus lenfoid dokuda latent kalmaya eğilimlidir,  İmmunosupresyon da virüs tekrar reaktive olur

Klinik  Adenovirüslerde primer infeksiyon  çocuklar  Daha az sıklıkla erişkinlerde görülür  Çeşitli klinik sendromlar Adenovirus infeksiyonu ile

ilişkili olabilir.

Klinik

A. Respiratuvar hastalıklar

A. Respiratuvar hastalıklar B. Göz infeksiyonları C. Gastrointestinal hastalıklar D. Diğer hastalıklar E. Immunokompromize konakta Adenoviral infeksiyonlar

 Respiratuvar hastalıklar da en önemli etiyolojik

etkendir  Genç çocuklarda ve daha az oranda erişkinlerde

Akut Respiratuvar hastalıkların % 5 inden sorumludur

2

A. Respiratuvar hastalıklar : 4 farklı infeksiyon görülür.  Akut febril farenjit:

A. Respiratuvar hastalıklar :  Akut Respiratuvar hastalık

:

 Infant ve genç çocuklarda,

 farenjit,ateş,öksürük ve kırıklık .

 Öksürük , burun tıkanıklığı,ateş ve boğaz ağrısı.

 Epidemi yapar (yorgunlukta ve aşırı kalabalık

 Faringo konjuktival ateş:  Akut febril farenjit belirtilerine ek olarak konjuktivit eklenir  Yüzme havuzu konjuktiviti(yaz kampları)

ortamlarda,kışla vs)  Pnömoni:  Akut Respiratuvar hastalığın komplikasyonu olarak görülür  genç ve erişkinlerde

B. Göz İnfeksiyonları: C. Gastrointestinal hastalık:  Hafif konjuktivit:  Respiratuvar faringeal sendromların bir parçası olarak ortaya çıkabilir.

1. Bir hastalık olmaksızın 1.

Birçok Adenovirüsler bağırsak hücrelerinde çoğalır ve GIS hastalığı ile ilişkili olmadan dışkıda mevcuttur .

 kalıcı bir sekel kalmadan tam iyileşme ile sonuçlanır  Sporadik olarak ya da salgınlar halinde ortaya çıkabilir Epidemik kerato konjuktivit :  

son derece bulaşıcı ve daha ciddi hastalık yetişkinlerde görülür Kornea tutulumu değişik derecelerde görme bozukluğuna neden olabilir

D. Diğer Hastalıklar:  Akut Hemorajik sistit  tip 11, 21 (çocuklarda özellikle erkek)

2. Infantil gastroenteritis 1.

Two serotip (40, 41) etiyolojik olarak ilşkilidir

E. İmmün sistemi baskılanmış konakta Adenoviral infeksiyonlar

 En sık: 

pneumonia,



hepatitis



gastroenteritis.

3

Adenoviruslarda(Adv) immunite

Tanı  Virus sıklıkla adenoid doku,tonsiller ve peyer plakları gibi bazı

1.

lenfoid organlarda latent infeksiyon oluşturabilir Latent virus immun sistemin baskılanması sonucu aktive olabilmektedir Adv infeksiyonuna karşı oluşan konakcı cevabı virusun tipine, dozuna ,bulaş yoluna, primer lokalizasyon yerine bağlıdır Mukozal yüzeylerde oluşan IgA antikorları korunmada belli bir süre etkin olabilir sIgA özellikle solunum sistemi infeksiyonlarında etkindir Ig G tipi antikorlar ise uzun süreli korunmada rol oynarlar

2.

    

Enterik Adenovirusleri üretmek çok güçtür Lab Tanı direkt tespite dayanır

Laboratuar tanı

Laboratuar tanı

 Direkt tanı:

Direkt tanı :  Dışkıda EM ile Virus partikül tespiti

 İzolasyon  Seroloji

 adenoviral antijenlerin ELISA ile tespiti. Enteric Adenoviruses  PCR ile adenoviral NA tespiti  Doku örnekleri ve vücut sıvılarında

Laboratuar tanı İzolasyon  Enfeksiyonun yerine bağlı olarak boğaz veya konjuktival swab ve idrar

Laboratuar tanı Seroloji  Haemaglutinasyon inhibisyon  Nötralizasyon testleri spesifik antikor tespiti için

kullanılabilir

 Dışkı ve rektal swablardan

izolasyon zordur

4

Korunma ve Kontrol      

Su ve sabunla El yıkama korunmada en basit yöntem. Öksürürken ve aksırırken ağzımızı kapatmak Gözümüze ,ağzımıza ve burnumuza elimizi sürmemek Hasta kişilerle yakın temastan kaçınmak Hastayken ev istirahati Hipoklorit ,ile çevresel yüzeylerin dezenfeksiyonu

coronaviruslar

 Yüzme havuzlarının klorlanması  Amerikada A adenovirus tip 4 ve 7 aşısı 2011 yılında FDA onayı almıştır.sadece askeri personele kullanılmaktadır. Genel topluma uygun değildir.

Coronavirus sınıflaması

Coronavirus •İlk coronavirus 1937 de tavuklardan izole edilmiştir

•coronaviridae ailesi ve coronavirus genusu •(ssRNA)RNA virusudur

•Pleomorfik ve zarflı virüstür



•Zarfında topuz şeklinde çıkıntıları vardır

Coronavirusların 4 major grubu vardır

•Zarflı bir virus olduğu için eter,asit ve ısıya duyarlıdır

 group 1- HCoV-229E (6 tür)  group 2- HCoV-OC43 (7 tür)

•Coronavirüsler ortamda 3 saate kadar canlı kalabilmektedir

 group 3- Avian CoV (1 tür)

•Viral genom yapısı:  segmentsiz RNA genomu vardır

 SARS- CoV (1 tür)- 2003 deki SARS salgınından sorumlu

Genom boyutu 27 - 32 kb arasında değişir ,6 ORFs içerir http://www-micro.msb.le.ac.uk/3035/Coronaviruses.html#SARS

Genome organizasyonu

Rota. P. et. al

Characteristic gene order of Typical coronaviruses and SARS: 5’-- Replicase (Rep)-- Spike (S)-- Envelope (E)-- Membrane (M)-- Nucleocapsid (N) –3’

Virion yaklaşık 100 - 140 nm çapındadır

www.cell-research.com/ 20033/sars.jpg

Replikasyon

Viral giriş Spike proteinleri ile bağlanır,membran füzyonu veya reseptör aracılığı ile endositoz içine alınır,sarmal simetrili nükleokapsid sitoplazmada olgunlaşarak intrasitoplazmik membran aracılığı ile tomurcuklanarak dışarı salınır

5

Coronavirusların elektronmikroskobik görüntüsü

Coronaviruslar  Coronavirus’ler, mikroskop altında incelendiğinde

bir halkaya veya taca benzeyen bir virus grubudur.  Bu viruslar, insanlarda hafif-orta derecede üst

solunum yolu enfeksiyonlarına neden olurlar  Hayvanlarda (kedi, köpek, domuz, fare, kuş) da

solunum, mide barsak, karaciğer hastalıkları ve nörolojik hastalıklara neden olmaktadır

Salgın

SARS

•Çin’in güneyinde kasım 2002 de çok bulaşıcı atipik pnömoni görülmüştür ,virus 2003 de Hong

 İngilizce ‘Severe Acute Respiratory Syndrome’

kelimelerinin başharflerinden oluşan bir kısaltma olan SARS ,‘Ani gelişen ciddi solunum yetmezliği hastalığı ’ dır.

Kong ABD ve Almanyada da görülmüştür

• tüm dünyayı saran ve çok kısa sürede ölümlere yol açan bir sağlık sorunu olarak, en az on yıldan bu yana ilk kez Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından küresel bir tehlike olarak nitelendirilmiştir. •Yapılan çalışmalar sonucunda Coronavirusların (SARS- CoV) 2003 deki SARS (Severe Acute Respiratory Syndrome) salgınından sorumlu olduğu anlaşılmıştır

www.medizin.de/news/ kw04/images/sars-cdc.gif

SARS doğal konak  Bilim adamları hastalığın temel etkeninin “coronavirus” denen bir gruba ait olduğunu göstermiştir. Ancak bu virus diğer coronavirus’lerden farklıdır.  Halen SARS’ın etkeni kesin olarak saptanamamıştır.

misk kedisi (Paguma larvata) rezervuar olarak gösterilmiş ancak daha sonra rezevuar olmadıkları görülmüş,rakkun yüzlü asya köpeği raccoon dog (Nyctereutes procyonoides) ve SARS ın Çinde yabani şeytan kuşundan( wild horseshoe bats) orijin alabileceği düşünülmüştür

www.genomenewsnetwork.org/.../ Paguma_larvata.jpg www.kostich.com/ Indian_Civet.jpg

 Bulgular yeni bir tür Coronavirus olabileceğine işaret etmektedir. 

6

Bulaş  SARS-CoV

temel olarak damlacık yolu ile solunum sistemi salgıları ile direkt veya indirekt temas ile geçiş gösterir  Daha az olarak oral-fekal yol ilede geçiş olabilir dışkıda 10. gün pik yapar 13-14 gün virüs bulunur 

Klinik • Klinik süreç:  inkubasyon süresi kısadır (ort.6 gün,216 gün arasında değişir)  3 fazı vardır:  1.hafta: soğuk algınlığı belirtileri,ateş,miyalji,titreme boğaz ağrısı  2.hafta, ateş tekrar eder,diare eklenir,oksijen saturasyonu bozulur  %80 hastada ventilasyon cihazı desteği gerekebilir semptomlar çıktıktan sonra yaklaşık 10 gün yoğun bakımda tutulmalıdır Ölüm oranı % 10

Sudden onset of high fever (>38°C) & dry cough

www.health24.com/ images/center/sars_flu.jpg

Chills and shivering & muscle aches

Breathing difficulties 3-7 days from onset of symptoms

Tanı EPİDEMİYOLOJİK KRİTERLER  Semptomların başlangıcından önceki 10 gün içinde

SARS’ın lokal yayılım gösterdiği ülkelerden birine seyahat (hava alanından transit geçiş yapmış olmak dahil)  Semptomların başlangıcından önceki 10 gün içinde bilinen ya da şüpheli SARS hastasıyla yakın temasta bulunmuş olmak

•Hücre Kültürü •SARS hastalarından alınacak solunum sekresyonları, dışkı veya kan gibi örneklerde hücre kültürleri ile virüs izole edilebilir. İzolasyonu takiben virüsün SARS etkeni olduğu diğer testlerle doğrulanır •Antikor testleri • ELİSA (Enzyme Linked Immuno Sorbant Assay) SARS hastalarının kan serumunda oluşan antikorları hastalık belirtilerinin ortaya çıkışından 21 gün sonra güvenilir olarak belirleyebilmektedir. • Immunofloresans Assay SARS hastalarında antikorları hastalık belirtilerinin ortaya çıktığının 10. gününden itibaren belirleyebilmektedir. •Moleküler testler •PCR, SARS virüsünün genetik materyalini kan, dışkı, solunum yolu salgıları ve vücut dokuları gibi örneklerden belirleyebilmektedir.

Antiviral ilaçlar/aşı ve korunma  SARS-CoV için spesifik tedavisi yoktur  yakın temastan kaçınılmalı  Maske kullanılmalı  Hastalık konusunda eğitim verilmeli  Aşı çalışmaları devam etmektedir  İnaktive ,rekombinant,attenue  Çind ve ABD de bazı aşı uygulamalrı yapılmaktadır

Yeni bir Coronavirus "MERS-CoV  Ortadoğu solunum yolu sendromu “Middle East Respiratory Syndrome

Coronavirus” (MERS-CoV) ilk kez 2012 yılında Sudi Arabistan'da rapor edilmiştir.  Birçok ülkede ciddi hastalıklara ve ölüme neden olmuştur.  Ciddi akut solunum yolu hastalıklarına neden olur.  ateş,öksürük,solunum zorluğu gibi belirtiler görülür.  MERS-CoV infeksiyonu tespit edilen hastaların % 30 unda ölüm

görülmüştür.

7

 Morfoloji ve Viral Yapı özellikleri  Taksonomi

İnsan Papilloma ve Polyoma virusleri

 Genom yapısı ve replikasyon  Tipleri ,Patogenez ve Hastalık ilişkisi  Risk faktörleri ,Epidemiyoloji  Tanı  Korunma ve tedavi

İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARI  İlk olarak Deri papillomlarında viral etyolojik ajan olarak ortaya atılmış

İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARI  Yapı  Papillomaviridae ailesi içinde

sınıflandırılmaktadırlar

 Insan papillomaviruslar 50-55 nm

 Alt genital sistem malignansileri özellikle servikal kanserle ilişkisi saptanmıştır.

 zarfsız DNA virüslerdir.  Çift iplikli çembersel DNA içerir,  72 kapsomerli ikozahedral kapsid ile

çevrilidir.

İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARI  Viral genom, üç farklı bölgeden    

oluşmaktadır. 1) erken (El -E8), bölge transformasyon ve replikasyondan sorumlu 2) geç (L 1 - L 2) bölge kapsid proteinlerini sentez eden 3) kodlama yapmayan bölge (NCR veya LCR) replikasyonun orijin aldığı, transformasyon ve replikasyonun kontrol edildiği üç farklı bölgeden oluşmaktadır.

İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARI  epidermis ve mukoz membranları infekte eder  HPV kadınlarda cervix, vulva, vagina, ve anus, erkeklerde ise anus ve penis kanserlerine neden olur.  DNA homolojileri ve dış kapsid protein L1 göz önüne alınarak bugüne kadar yaklaşık 130 HPV tipi identifiye edilmiştir  30-40 HPV tipi mukozal epiteli infekte eder  Seksüel yolla geçen bazı HPV tipleri genital siğillere neden olabilir  İdentifiye edilen 100’ ün üzerinde HPV tipi numaralandırılmıştır  Tip 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, and 68 “yüksek-risk“li tiplerdir (kanserler açısından)

1

İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARINDA PATOGENEZ  Papillomaviruslar deri ve müköz membranların skuamöz epitel hücrelerini enfekte eder ve replike olur.  Sınırlı ve intakt bazal membrana sahip olan bu lokalize hiperplaziye “verruka” veya papillom adı verilir. infekte bir basal hücrenin monoklonal çoğalmasıdır.  papillomun oluşumu ıse virusun inokülasyonundan 6 hafta 2 yıl gibi bir zaman süresi içinde gerçekleşmektedir.  İnkubasyon genellikle 3-4 aydır  Skuamoz epitelin bütün tiplerini infekte edebilirler  HPV 1-4 plantar siğiller  HPV 6 ve 11 anogenital siğiller  HPV 16 ve 18 servikal displaziler

İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARINDA KLİNİK  İnfeksiyonlar bazen semptomsuz benign seyrederken,

zaman zaman da tekrarlayıcı ve tedaviye direnç gösteren, sürekli proliferasyon ile giden bir tablo karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan bazıları kansere dönüşebilir  100 den fazla farkllı tiplerde HPV vardır  Bazı tipleri deriyi infekte eder  Bazı tipleri muköz membranları infekte eder  Bazı tipleri servikal kanserlere neden olabilen değişikliklere neden olur

İnsanPapillomavirus Tipleri ve Hastalık ilişkisi

HPV Klinik  Genital, respiratuvar, oral mukazalar ve konjunktiva

mukozal/genital (~40 tip)

nonmukozal/kutaneoz (~60 tip)

etkilenen bölgelerdir  HPV infeksiyona bağlı gelişen klinik tablolar  anogenital siğiller

Yüksek riskli tipler 16, 18, 31, 45 (ve diğer)

düşük riskli tipler 6, 11 (ve diğer)

 rekürren respiratuvar papillomatosis  servikal kanser prekürsörleri (servikal intraepithelial

neoplazi  Kanser (cervical, anal, vaginal, vulvar, penile, ve bazı baş

ve boyun kanserleri)

Genital lezyonlar ve serviks kanserleri  Bazı İPV tiplerinin (özellikle tip 16 ve 18) serviks kanseri-

etyolojisinde rol aldığı epidemiyolojik ve moleküler biyolojik verilere dayanarak kesinlik kazanmıştır.  Ancak, bir lezyonun malign karakter kazanmasında İPV yanında, diğer bir infeksiyon kaynağı (Herpes simplex virus, sitomegalovirus ve paraziter infeksiyon), onkojen ekspresyonu, sigara, diyet ve immün sistemde değişiklik gibi çeşitli kofaktörlerin de eşlik etmesi gerekmektedir.

•Düşük dereceli servikal bozukluklar •Kanser prekürsörleri •anogenital kanserler

deri siğilleri (eller ve ayaklar)

•Düşük dereceli servikal bozukluklar •genital siğiller •laringeal papillomalar

Deri infeksiyonları  Deri infeksiyonları  Derideki verrukalar(siğil) en sık  çocuklarda ve genç erişkinlerde bulunur.  Yüzme havuzu gibi ortamlarda özellikle plantar verruka geçişi olabilmektedir.  İPV-1 plantar verruka,  IPV-2 genel verrukalarla ve  IPV-3 ve 10 derideki düz verruklarla iişkilidir.  Bu sık görülen deri lezyonlarında malign transformasyon görülmez.  “epidermodisplasia verrucoformis” denilen hastalıkta ve seneler sonra bu lezyonlar üzerinde skuamoz hücreli karsinom geliştiği bilinmektedir.  Buna ek olarak sadece güneş gören deri bölgelerinde oluşmaktadır

2

Epidemiyoloji Oral kavite infeksiyonları ve respiratuvar papillomlar  Oral kavite infeksiyonları  oral papillomlar

en sık görülen benign lezyon her yaş grubunda görülebilir. .  Larengeal papillomlar

Larenksin en iyi huylu epitelyal tümörüdür. Ancak solunum yolu tıkanmasına neden oldukları için çoçukluk çağının tehlikeli tümörlerindendir .

HPV risk faktörleri  Erken yaşta cinsel temasta bulunmak  Çok sayıda partneri olmak  Çok sayıda partneri olan kişi ile cinsel temasta

bulunmak

Tanı  Viral nükleik asit saptanması  Geçirilmiş veya geçirilmekte olan IPV infeksiyonunu

göstermede güvenilir serolojik bir test olmaması ve virus izolasyonunun yapılamaması nedeniyle,  kesin tanı İPV DNA’sının örnekte gösterilmesine dayanmaktadır.  Genellikle DNA hibridizasyon teknikleri (“dot blot”, “slot biot”, “FISH”, in-situ hibridizasyon v.s.), İPV genomunun gösterilmesine olanak vermekle birlikte  son yıllarda polimeraz zincir reaksiyonu ile İPV tiplerinin daha duyarlılıkla gösterilebileceği kanıtlanmıştır

 en sık seksüel temasla bulaşan hastalıklar arasında yer almaktadır.  İnfeksiyon açısından en yüksek riski 20 -24 yaşında kadın ve erkekler    

HPV ;Servikal kanserlerin gelişmesinde en önemli risk faktörüdür HPV infeksiyonu seksüel olarak aktif genç kadınlarda oldukça sıktır Geçiş hızı tek bir cinsel deneyimden sonra çok artmaktadır (% 26) Kansere gidişte İPV varlığının yanı sıra servikal kanser etyopatogenezinde tanımlanan diğer risk faktörlerinin (cinsel aktivite özellikleri vs) bu süreci etkilediği öne sürülmektedir

tanı  Morfolojik tanı  Viral infeksiyon varlığını gösteren karakteristik sitolojik

değişikliklerin Papanicolau boyası ile saptanması servikovaginal hücrelerde tarama amacı ile bugün kullanılmaktadır.  Ancak kesin tanı için immünolojik veya nükleik asit tanı yöntemleri kullanılmalıdır.

Tedavi ve korunma  Papillomaviruslar ile oluşan verruka lezyonları genellikle

kendiliğinden iyileşerek kaybolurlar.

 Geleneksel tedavi yöntemleri olarak  krioterapi,  yakıcı ajanların uygulanması (podofilin, triklorasetik asit

v.s.),

 DNA inhibitörlerinin kullanımı (5- florourasil)  cerrahi müdaheleler yer almaktadır.  Bu yöntemlerin uygulanması ile kür oranı %90’ı geçmesine

rağmen IPV’lar latent olarak kalabilir ve tekrar lezyon oluşumuna yol açabilirler.

3

HPV Korunma

AŞI  Günümüzde, korunmadaki en önemli faktör infekte doku

ile direkt temastan kaçınılmasıdır.

 Prezervatif kullanımı  Düzenli jinekolojik muayene.(yılda 1)  Sigara içilmemesi  HPV aşısı

İnsan Papillomavirus Aşısı

 Immünpatogenenzin de aydınlatılması ile etkin bir aşı

günümüzde kullanılmaya başlanmıştır  (İPV) aşısı İPV ların servikal kanser,genital siğil,bazı nadir

görülen anal,vulva ,vagina,penis kanserleri ile ilişkili belli türleri için koruma sağlar  İki tip İPV aşısı vardır Gardasil ve Cervarix  Her iki aşıda kadınlara uygulanabilir, Gardasil erkekler için uygundur

Rutin HPV Aşı Önerileri

 İmmunizasyon için İPV L1 major capsid proteini antijen

olarak kullanılır  Maya hücrelerinde L1 proteini recombinant teknoloji ile

eksprese ettirilir  HPV4 (Gardasil)  tip 16 ve 18 (yüksek risk) ve tip 6 ve 11 (düşük risk) içerir  HPV2 (Cervarix)  tip 16 ve 18 (yüksek risk) içerir 

Aşı için özel durumlaar  Şüpheli veya anormal Pap test  Pozitif HPV DNA test  Genital siğil  Immunosupresyon  emzirme

           

11-12 yaş kız çocukları (9 yaşta da uygulanabilir)(13-26) Genç kız ve genç kadınlar 26 yaş, genç erkek 21 yaşına kadar. HPV4 (Gardasil) Erkek – kadın 9-26 yaş, HPV4- 0, 2, 6 ay HPV2 (Cervarix) kadın 10-25 yaş ,erkeklere uygulanmaz HPV2- 0, 1, 6 ay Üçüncü doz birinci dozdan en az 24 hafta sonra uygulanmalı Minimum aralıklarla şema uygulanmamalıdır Şema herhangi bir nedenle kesilirse baştan başlamaya gerek yoktur İmmün yetmezliği olanlarda da kullanılabilir

İPV Aşısı  Aşı yan etkileri  Lokal reaksiyonlar

% 84

(ağrı,şişme)  Ateş

%10

 Ciddi yan etki rapor edilmemiştir

 Hamilelikte aşı kullanımı  Hamilelik bittikten sonra uygulanmalıdır  Aşı başlandıktan sonra hamile kalınılırsa şema

hamilelikten sonra tamamlanmalıdır

 Aşı kontraendikasyonları  Aşı komponentlerine allerji

*Vaccine can be administered

4

Aşı saklanma koşulları  2°C-8°C de saklanmalıdır  Işıktan korunmalı  Dondurulmamalı  Buzdolabından çıkarılır çıkarılmaz kullanılmalı

İNSAN POLYOMAVIRUSLARI

BK ve JC viruslarının genel özellikleri

 JC virus (JCV) ve BK virus(BKV),  dünyada yaygın olarak bulunan  özellikle immun sistemi baskılanmış kişilerde reaktive olarak

infeksiyon oluşturan latent viruslardır.  JCV ilk kez Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML)’li bir hastanın beyin dokusundan,  BKV ise böbrek transplantasyonu yapılan bir hastanın idrarından izole edilmiş ve 1971 yılında ardı ardına tanımlanmışlardır

 Papovaviridae ailesi, Polyomavirus genusunda SV4O (Simian

Vacuolating agent-40) virusu ile birlikte sınıflandırılmaktadırlar.  4O nm çapında,  çembersel, çift iplikli DNA  Zarfsız, ikozahedral yapılı,  Isı ve formaline duyarlı, eter ve kloroforma dirençlidirler.  Polyomaviruslar bazı hücrelerde üretken (litik) infeksiyon

oluştururken bazılannda üretken olmayan (transformasyon) infeksiyona neden olurlar.

Genom yapısı  Hücreye pinositoz ile giren virionların kapsidi soyulduktan sonra      

nükleik asitlerin çekirdeğe taşınması ile replikasyon başlamaktadır. Polyomaviruslar tarafından sentezlenen erken proteinler tümör antijenleri (büyük-T, orta-MT, küçük-t) olarak bilinmektedir. “T” antijenleri çekirdekte, “ t “ antijenleri stoplazma veya çekirdekte tesbit edilirken, MT antijenleri membrana bağlanmaktadır. T ve MT antijenlerinin viral replikasyonun yanısıra transformasyondan da sorumlu oldukları ileri sürülmektedir. Virion partikülleri olan VP-1 , VP-2 ve VP3 ise geç proteinlerdir

Insan Polyomavirus infeksiyonları ve klinik bulgular  primer infeksiyon genellikle asemptomatik veya minimal semptomatik  akut üst solunum yolu hastalığı veya nadiren akut sistit geçiren

çocuklarda BK virürisi ve serokonversiyon bildirilmektedir.

 JCV un ise kemik iliği, dalak ve periferal kan lenfositlerinde polimeraz

zincir reaksiyonu (PCR) ile gösterilmiş olması, lenfoid dokuların primer ve/veya latent infeksiyon bölgeleri olduğunu ortaya koymuştur.

 Birçok toplumda Polyomaviruslara karşı yüksek oranda saptanan

antikor titreleri, kişilerin yaşamları boyunca bu viruslardan biriyle veya her ikisiyle birden, birbirinden bağımsız olarak karşılaştığını göstermiştir.

5

klinik

Patogenez ve immunite

 Hamile kadınlar ve kanserli hastalarda JCV veya BKV virürisi

ortaya çıkabilmektedir

 giriş yolu tam olarak bilinmemekle birlikte solunum yolu ve/veya oral yol ile

 Bu durum hücresel immun sistem ve/veya hormonal

değişikliklerin sonucu olarak virusun reaktivasyonuyla açıklanmaktadır.

 Hamilelik sırasında Polyomavirus reaktivasyonunun bilinmesine

karşın transplasental geçiş ve konjenital infeksiyon ile ilgili kesin kanıtlar elde edilememiştir.

 Transplantasyon yapılan hastalarda ise immunsüpresif ilaçların

kullanılması vücutta latent olarak bulunan Polyomavirusların reaktivasyonuna yol açmaktadır.

 Dolayısıyla böbrek ve kemik iliği transplantasyonu yapılan

hastalarda Sitomegalovirus’un yanısıra BK ve JC viruslarının önemi de gözardı edilmemeli,

immunite

 Genellikle çocukluk döneminde kazanılan primer infeksiyon sırasında viremi ile böbreklere giden virus latent döneme geçmektedir.  Lösemili, AİDS’li hastaların periferal kan mononükleer hücrelerinde Polyomavirus genom dizileri gösterilmiştir ancak kandan virus izolasyonu yapılamamıştır.  Normal bireylerin %30-50’sinin böbrek dokusunda Polyomavirus nükleik asit dizileri saptanmaktadır.  Bu viruslar organ transplantasyonu vb. gibi immun süpresyon durumunda reaktive olarak virüri yaptıklarını ve genellikle asemptomatik infeksiyon oluşturmakla birlikte üretral stenoz ve hemorajik sistit gibi bazı klinik bulgulara neden oldukları gösterilmiştir.

Polyomavirus infeksiyonlarının laboratuvar tanısı

 Primer Polyomavirus infeksiyonu sırasında diğer viral infeksiyonlarda

olduğu gibi hümoral immun cevap ortaya çıkmaktadır.

 İnfeksiyonun akut döneminde IgM antikorlarının yanısıra IgA tipi

antikorlar da oluşmaktadır.  Polyomaviruslara karşı oluşan IgM ve IgG tipi antikorların nötralizan etkisi olmasına karşın IgA antikorlannın biyolojik rolü tam olarak bilinmemektedir.  İnfeksiyon sırasında oluşan hümoral immun cevaba rağmen yüksek antikor titreleri virusun reaktivasyonunu ve idrarla salınımını önleyememektedir.  Bu durum hücresel immunitenin daha büyük önemi olduğunu vurgulamaktadır.

Laboratuvar tanı

 Primer Polyomavirus infeksiyonlarının genellikle belirtisiz yada hafif ve

spesifik olmayan belirtilerle seyretmesi nedeniyle klinik tanı mümkün olmamaktadır.  Ancak, ayırıcı tanı, transplantlı ve/veya immunsüpresif hastalarda tanı ve epidemiyolojik çalışma amaçlı olarak Polyomavirusların laboratuvar tanısına gereksinim duyulmaktadır.  Polyomavirusların laboratuvar tanısı; virus izolasyonu, sitolojik inceleme, elektron mikroskopi. serolojik testler ve moleküler biyolojik yöntemlerle yapılabilir.  İdrar örneklerinin hücre kültürlerine ekilmesiyle virus izolasyonu mümkün olabilmekle birlikte rutin tanıda pratik değildir.

Laboratuvar tanı

 idrar sedimentinden hazırlanan preparatların sitolojik incelemesi ve



  

infekte üriner epitelyal hücrelerin görülmesi oldukça yaygın olarak kullanılan pratik bir yöntemdir. Papanicalou, hematoksilen eosin veya giemsa ile boyanan hücrelerde karakteristik görünüm çekirdeğin büyümesi ve çekirdek içi bazofilik inklüzyon cisimciğinin varlığıdır. Hücrelerin bu görünümü” kuş gözü (bird eye)” olarak adlandırılmaktadır. Polyomavirusların Oluşturduğu sitopatolojik değişiklikler malignansi veya diğer viral infeksiyonlarda oluşan etkilerle karışabilir. Son yıllarda ise idrar, kan ve beyin omurilik sıvısı (BOS) örneklerinde PCR yöntemi ile viral nükleik asitlerin saptanması mümkün olabilmektedir.

 Seroloji  Polyomavirus infeksiyonlarında antikorların saptanmasında

kullanılan temel serolojik yöntem Hemaglütinasyon Önlenim (HÖ) testidir. Bu yöntem daha ziyade kazanılmış bağışıklığı belirlemekte ve seroepidemiyolojik çalışmalar için önerilmektedir.  ELISA testi ile IgM arıtikorlarının saptanması ve akut infeksiyonun tanısı mümkün olabilmektedir.  Ayrıca serolojik tanı için immunofloresans, nötralizasyon, western immunoblotting ve RIA yöntemleri de daha nadiren de olsa kullanılabilmektedir. 

6

Epidemiyoloji  insan Polyomavirusları dünya üzerinde oldukça yaygındır

,antikor pozitifliği %70-90 arasındadır

 BKV’un 3-4 yaşlarında, JCV’un ise 10-14 yaşlannda olmak üzere

her ikisinin de çocukluk döneminde kazanıldığını vurgulamaktadır.  Ülkemizde de toplumda %78 Oranında seropozitiflik saptanırken 11-17 yaş grubunda bu oran yaklaşık %90 bulunmuştur.  Polyomavirusların doğada yaygın olmalarına karşın kaynağın ne olduğu bilinmemektedir. Hayvan rezervuarının olmadığı gösterilmiştir ve bugün için insandan insana bulaştığı kabul edilmektedir.

tedavi, korunma ve kontrol  Polyomavirus infeksiyonlannın tedavisinde kullanılan bir antiviral ajan

olmadığı gibi infeksiyonların sıklıkla asemptomatik seyretmesi nedeniyle tedaviye de gerek duyulmamaktadır.  Bu virusların toplumlarda çok yaygın olduğu ve bulaşma yollarının da tam olarak bilinmediği dikkate alınırsa Polyomavirus infeksiyonlarının kontrolü pek mümkün görünmemektedir.

7

Herpesviridae

Prof. Dr. Buket Cicioğlu Arıdoğan

2

Herpesviridae

Herpesviridae

 Bu aile içerisinde inceleyeceğimiz virüsler arasında

 Virüsün yapısı

 Herpes simplex tip 1 ve 2 (HSV-1, HSV-2),

 Yaşam siklusu

 Varicella Zoster virus (VZV)

 Geçiş yolları

 Cytomegalovirus (CMV)

 Klinik  Tedavi ve Korunma

 Epstein – Barr( EBV),  Human herpes virus 6-7( HHV-6, HHV-7)  Human herpes virus 8 (HHV-8) bulunmaktadır.

3

Herpesviridae

4

Herpesviridae  Bu ailede 3 alt aile bulunmakta olup, bunlar Alphaherpesvirus, Betaherpesvirus ve

 Herpesviridae ailesinde yer alan virüsler insanlarda ve hayvanlarda hastalıklara neden

Gamaherpesvirus alt aileleridir.

olur

 Herpesviridae ailesindeki 8 virüs insanlarda infeksiyon oluşturabilmektedir

 180 - 250 nm büyüklüğünde,ikozahedral simetrili,, çift iplikçikli DNA içeren, zarflı

virüslerdir.  Bu ailenin üyeleri herpesviruslar olarak da bilinir  Familya ismi yunanca bir kelime olan herpein ("to creep"),den köken almaktadır

 Alphaherpesvirinae alt ailesindeki virüsler hızlı ürerler ve akut hastalıklara neden

olurlar ,bu grupta  H.simplex tip 1 ve 2 (HSV-1, HSV-2), varicella Zoster virus (VZV) bulunur

 Deri, mukoza, salgı bezleri ve lenfoid dokularda enfeksiyon oluştururlar  Betaherpesvirinae alt ailesindeki virüsler yavaş ürerler, ve cytomegalovirusler olarakda

 Primer enfeksiyonu takiben organizmadan atılamayan bu virüsler salgı bezleri, sinir

adlandırılırlar, bu grupta  Cytomegalovirus(CMV),Human herpes virus 6-7( HHV-6, HHV-7) bulunur

gangliyonları ve lenfoid dokuda latent hale gelerek ömür boyu vücutta kalırlar.

 Gama Herpesvirinae alt ailesinde ise Epstein – Barr( EBV), Human herpes virus (HHV-

 İmmün sistemi bozuk kişilerde ağır hastalıklara neden olurlar

8) bulunmaktadır.



5

6

1

Herpesviridae

Viral Yapı

İnsan herpesvirus ailesi

 Herpes viruslerin hepsi ortak yapıya sahiptir  Bütün herpes virüsler geniş çift zincirli linear DNA ya sahiptir,  DNA genomu 100-200 gen tarafından kodlanmaktadır  ikosahedral simetrili kapside sahiptir  çift katlı lipid tabakadan oluşan zarfa sahiptir bu yapının bütününe

virion denmektedir.  Virüsler infekte hücrenin nükleusunda replike olur,nükleusda

karakteristik inkluzyon cisimciği oluştururlar,bazıları ayrıca sitoplazmik inkluzyon cisimciği de oluşturabilir 7

Herpesvirus

8

Herpesvirus genome

9

10

Virüs grubunun oluşturduğu hastalıklar

Hücre siklusu  Virüsün hücreye girişi  Herpes virus gen ekspresyonu  Tam virüs partikülü oluşumu,  zarfını kazanma ve salınım

11

12

2

HERPES SİMPLEX VİRÜS İNFEKSİYONLARI (HSV)

Herpes simplex virus tip 1 ve 2 Alphaherpesvirus alt ailesinde bulunurlar Primer hedef hücre mukoepitheliyal hücrelerdir Latent kalma yeri nöronlardır HSV -1 ve HSV -2 arasında ve VZV arasında benzer epitoplar nedeniyle antijenik çapraz reaksiyon görülür  HSV için doğal konak insandır    

 Dünyada yaygın görülen infeksiyonlardır.  İnfeksiyon tipleri başlıca 3 tiptir  1.Asemptomatik infeksiyon  2.Hafif seyirli cilt yada mukoza lezyonları  3.Ansefalit, organ veya sistemik tutulumu yapabilirler

 Primer infeksiyonlar latent kalır ve zaman zaman tekrar

eden uçuk, zona,genital ülserler gibi hastalıklara yol açabilirler.

13

HSV’un latentlikte yaşam siklusu

14

Epidemiyoloji

 Virus aktif lezyon yeri olan epitelde replike olur ve trigeminal gangliyona hareket eder  Stres,travma,soğuk,UV,menstruel siklus,immün süpresyon gibi çeşitli uyaranlar nörondaki virüsü aktive eder.  Virüs, nöronda yeniden çoğalır.  Periferik duyu sinirleri yoluyla geri dönerek dermatomda lezyona neden olur

 Bulaşma yakın temas(öpüşme) veya infekte sekresyonlar

(tükrük,gözyaşı,genital ve diğer salgılar) la direkt temas yoluyla olur

 HSV'nin doğal rezervuarı insandır.  HSV-1, daha çok oral, (belden yukarı) daha çok küçük yaşlarda  HSV-2 ise genital sekresyonlarla bulaşır(belden aşağı) puberteden

sonra cinsel aktivite ile birlikte alınır

 Sadece aktif hastalığı olanlar değil, asemptomatiklerde infeksiyonu

yayarlar.  Virüsün giriş yeri, mukozalar veya bütünlüğü bozulmuş deridir.  Ülkemizde yetişkinlerin %90‘ında HSV Ab +.  Gelişmiş toplumlarda ise bu oran daha düşüktür.

15

16

İmmün Cevap

Patogenez

 HSV infeksiyonunun kontrolü, hem hücresel hem de

 Virüs, önce giriş yerindeki mukoza (genellikle) veya cildin epidermis ve dermisinde

humoral immün cevapla olur.

ürer  Primer infeksiyon süresince,HSV mukoepiteliyal hücreleri infekte ederler ve veziküler lezyonlar oluştururlar ve kısa süreli viremi oluştururlar

 Humoral immün cevapta  Ab'lar hücre dışındaki virüsleri nötralize ederek yayılımı sınırlar.  Hücresel immün cevapta ise  natural killer hücreler,  Makrofajlar  sitotoksik T lenfosit (CTL) grupları ve  bu hücrelerden salınan sitokinler (IFN)etkilidir. 

 Virus vücuda yayılır ve HSV-1 trigeminal gangliona ve HSV-2 ise sacral gangliona

yerleşir  Virus nöronlarda latent olarak kalır ve latent infeksiyon oluşturur  Latentliğin kesin mekanizması bilinmemekle beraber ,  Latentlikte viral replikasyonun olmadığı, viral persistansta ise düşük düzeyde viral

replikasyon olduğu düşünülmektedir.  Reaktivasyonu ise travma,soğuk,UV,menstruel siklus, gibi fiziksel veya psikolojik

Stresler, immün süpresyon ile gerçekleşir 17

18

3

HSV İnfeksiyonları

HSV infeksiyonlarının klinik formları

 Oro-fasial HSV İnfeksiyonları  

 HSV infeksiyonlarının klinik formları

Gingivostomatit (HSV- 1) Herpes Labialis (Uçuk) (HSV- 1)

 Oküler Hsv İnfeksiyonları (HSV- 1)

 virüsün tipi,infeksiyonun yeri, konağın yaşı, konağın immün durumuna göre değişkenlik gösterir.

 Deri İnfeksiyonları

 HSV-1oral, HSV-2 ise genital infeksiyon yaparlar.

 Eksema Herpetikum (kaposi'nin Variselli Form Döküntüsü)  Herpetik Dolama  Herpes Gladyatorum

 Uygunsuz cinsel ilişki durumlarında ters yerleşimli olarak da infeksiyon yaparlar

 Genital Herpes (HSV- 2)

 Primer infeksiyon, HSV Ab'u bulunmayan kimselerde oluşan ilk HSV infeksiyonudur.

 Neonatal Herpes  SSS İnfeksiyonları

 %95’i asemptomatik seyirlidir.

 

Menenjit (HSV- 2) Ansefalit(HSV- 1)

19

İmmünyetmezliklilerde HSV inf:

20

Laboratuvar Tanı

 Genellikle latent inf.reaktivasyonudur

 Tanı klinikle konur,Eritematöz zemindeki multipl veziküller tanı koydurur

 Progresif ciddi seyirlidir.

 Lab.testler tanıyı desteklemek için yapılır  Lezyondan Wright veya Giemsa ile boyama (Tzanck testi) , multinükleer dev hücreler

 HIV/AIDS'lilerde yaygın perineal veya orofasial ülserasyonlara yol

ve intranükleer inklüzyonlar görülür

açar.

 HSV-1'in intranükleer inklüzyon cisimciklerine Cowdry A (Tzank hücreleri de

denir)  Virüsü izole etmek kesin tanıyı koydurur.  Herpetik lezyonlarda multinükleer dev hücrelerin gösterilmesi faydalıdır ancak

diagnostik değildir.  Asidofilik intranükleer inklüzyon cisimlerinin (Cowdry gösterilmesi ile tanı konabilir. 

Antikorlar 2-4 hafta içinde pik yaparlar.

21

Laboratuvar Tanı

22

Lab Tanı

 Direkt Tespit  Elektron mikroskopu kullanılır,vezikül sıvısı kullanılır,hızlı sonuç verir ancak HSV

ve VZV birbirinden ayırd edemez

 Immunofluorescence (deri döküntüleri) - HSV ve VZV birbirinden ayırd eder  Ensefalitlerde erken tedaviye başlamak için, hızlı tanı amacıyla biyopsi

materyallerinde floresan antikor testleri uygulanabilir.

 Virus İolasyonu  HSV-1 ve HSV-2 kültürü en kolay yapılan virüslerdir (1-5 günde sonuç alınabilir)

 Seroloji  ELISA  Akut fazda kullanışlı değildir çünkü antikor oluşumu için 1-2 hafta gereklidir  Anti-HSVIgM,neonatal infeksiyonun tanısını koydurur

Cytopathic Effect of HSV in cell culture: Note the ballooning of cells. (Linda Stannard, University of Cape Town, S.A.)

 Blot Teknikler  Western Blot

 Moleküler Testler

Positive immunofluorescence test for HSV antigen in epithelial cell. (Virology Laboratory, New-Yale Haven Hospital)

 PCR - HSV ansefalitin tanısında rutin olarak kullanılır 23

24

4

Tedavi

VARİCELLA ZOSTER VİRÜS  Alphaherpesvirus alt ailesinde bulunurlar

 Pirofosfataz analogları viral polimeraza direkt inhibitör

 Zarflı Çift zincirli DNA virüsüdür  HHV içinde en küçük genoma sahiptir

etki gösterir  Foscarnet . toxic  Aciclovir; Valacyclovir; Penciclovir; Famciclovir  Cidofovir

 Sadece bir antijenik serotipi vardır ancak HSV ile bazı çapraz reaksiyonlar görülebilir  Yavaş replikasyon gösterir  Primer hedef hücre mukoepitheliyal hücrelerdir  Latent kalma yeri nöronlardır  VZV, bilinen en bulaşıcı virüslerdendir.  Epidemilere yol açar. Tek rezervuarı insandır  VZV, (HSV)'e benzer.  HHV – 3 olarak da isimlendirilir  25

26

Patogenez

Epidemiyoloji  VZV su çiçeği (varicella,chickenpox) çocuklukta görülür

 İnkubasyon süresi 14 gün

 Su çiçeği hastalığında döküntüden 1 gün önce ve 6-7 gün sonra      

bulaşıcılık devam eder Klasik çocukluk çağı hastalığıdır ,en fazla 4-10 yaşlarında görülen endemik bir hastalıktır, Dış ortama çok duyarlı ama çok infeksiyözdür Yayılım solunum(damlacık) ve yakın temas ile olur Immunokompromize bireylerde ciddi dissemine hastalık oluşabilir Zona (herpes zoster,shingles) rekürren infeksiyondur, erişkinkinlerde görülür Herpes zoster(zona), su çiçeğinin aksine sporadik oluşur yıl boyunca görülebilir

 Ana hedef organ deridir  Virüs Latent olarak dorsal kök veya

kraniyal sinir gangliyonunda kalır  Ganglionda virüs reaktive olunca

sensory sinirin inerve ettiği deri bölgesinde dermatomda veziküler formunda döküntü olur

27

28

Neonatal Varicella

Konjenital VZV İnfeksiyonu  Hamile kadınların % 90 bağışık olduğu için primer infeksiyon nadir

 Şüpheli varicella vakaları ile temas etmiş hamilelere

görülür ,hamilelik sırasında primer infeksiyon ciddi bir hastalık riskidir.  İlk 20 haftada infeksiyon olmas halinde fötusa geçiş oranı % 3 e kadar yükselebilmektedir  Konjenital varicella sendromu;

Zoster immunoglobulini verilmelidir.  Hamileliğin son 7 gününde veya doğumdan sonraki ilk 14

günde suçiçeği olan annelerin bebeklerine de Zoster immunoglobulini verilmelidir

 Derinin skarlaşması  kol ve bacakların hipoplazisi  SSS ve göz defektleri  ölüm

29

30

5

VZV Lab Tanı

Tedavi

 Tanı klinik ile konur  Virüs izolasyonu zordur ve nadir kullanılır 2-3

 Kendi kendini sınırlayan infeksiyondur  Acyclovir, valacyclovir, famcyclovir, pencyclovir etkindir

hafta gerektirir  Direkt Tanı

 elektron mikroskobu  Immunofluorescense  PCR

 Seroloji  VZV IgM varlığı yeni primer infeksiyonu(Ab

 AŞI Cytopathic Effect of VZV in cell culture: Note the ballooning of cells

 Su çiçeği aşısı canlı virüs aşısıdır.  Rutin aşı şeması içinde yer alır

seviyesi genellikle düşüktür) gösterir

 VZV IgG varlığı geçirilmiş infeksiyonu ve

bağışıklığı gösterir

31

Cytomegalovirus (HHV-5)

32

Cytomegalovirus (HHV-5)  Herpesvirüslerin Betaherpesvirus alt ailesinde bulunur  Zarflı Çift zincirli DNA virüsüdür  Genom yapısı diğer herpesviruslara benzer  Primer hedef hücreler monosit,lenfosit ve epiteliyal

hücrelerdir  Latent kalma yeri monosit,lenfosit, kemik iliğidir  Geçiş yakın temas, transfüzyon, transplantasyon,

konjenital yolla olmaktadır

33

34

CMV Patogenez

CMV Epidemiyoloji  Vertikal (uterus içi, perinatal veya postnatal) ve horizantal

olarak en başarılı geçiş gösteren virüslerden biridir  Konağa etkileri minimaldir  Bir kere infekte olununca, kişi yaşamı boyunca virüsü taşır ve virüs zaman zaman aktive olabilir infeksiyöz virionlar idrarda ve tükürükte bulunur  Gelişmiş ülkelerde görülme oranı daha düşük (%70) ,gelişmekte olan ülkelerde ise oran daha yüksektir (% 90)

35

 Persistant ve latent infeksiyonlar semptomsuzdur  uterus içi, perinatal veya postnatal geçiş gösterir  Postnatal infeksiyonda geçişte  Genital sekresyonlar,  Anne sütü  Tükrük  Kan ve kan ürünleri  Transplante organlar önemlidir

36

6

CMV Lab Tanı

CMV infeksiyonları  Konjenital enfeksiyon

 Virus izolasyonu  Konvensiyonel hücre kültürü (diploid fibroblast) altın standarttır,4 hafta gerektirir  Seroloji  IgM varlığı ise primer infeksiyonu gösterir, immünsistemi bozuk hastalarda reaktivasyonuda gösterebilir  CMV IgG antikor varlığı geçirilmiş infeksiyonu,  pp65 CMV antijenemi testi immünsistemi bozuk hastalarda hızlı tanıda rutin olarak kullanılır

 cytomegalic inklüzyon hastalığı  Perinatal infeksiyon – genellikle asemptomatik  Postnatal infeksiyon - genellikle asemptomatik.  İnfeksiyöz mononukleozis sendromu  İmmünsüprese erişkinlerde ciddi CMV hastalığı görülür pnömoni,

kolit,retinit ve sistemik infeksiyonlara yol açar.  İmmunkompetanlarda çoğu kez asemptomatiktir.

 PCR ile CMV-DNA tayini immün sistemi bozuk hastalarda yaygın olarak kullanılır

 Transplantasyonda(böbrek) başarısızlığa neden olur  CMV ile Reaktivasyon veya reinfeksiyon – asemptomatiktir

(İmmünsüprese hastalar hariç) 37

38

Tedavi, korunma ve kontrol Korunma  HCMV infeksiyonunun tedavisinde son yıllarda kullanıma giren

 a.Antiviral profilaksi: Kİ ve böbrek alıcılarında profilaktik olarak

gansiklovir (GCV) ve foskarnet (fosfonoformik asit) dışında diğer

antiviral ilaçlar kullanılmaktadır.

antiviral ajanlar etkisizdir.

 b. Pasif immünoprofilaksi: Yüksek doz IVİG seronegatif alıcılarda

 GCV, viral nükleik asit yapısına girerek zincirin sonlanmasına neden

etkili olmaktadır. Allojenik Kİ transplantasyonu olgularında da

olur.

immünomodülatör etkisiyle GVHH’nı engellediği ileri sürülmüştür.

 Foskarnet ise viral DNA polimerazı inhibe ederek etki eder.

 c. Aşılar: Laboratuvara adapte bir KCMV kökeni (Towne kökeni) ile

atenue aşı çalışmaları yapılmıştır. Virusun çeşitli proteinleri ile

 Sağlıklı kişilerdeki primer HCMV infeksiyonunda antiviral tedavi

rekombinan veya altbirim aşı çalışmaları sürmektedir.

önerilmemektedir.

39

Korunma

40

Epstein-Barr Virus

 henüz lisanslı aşısı yoktur  Henüz aday durumunda olan canlı attenüe bir aşı vardır ancak canlı

   

aşı uygulaması sonucu latent kalma veya reaktivasyona neden olabileceğinden korkulmaktadır Transplant alıcılarında CMV hastalığını önlemek için alıcı ve vericiler CMV açısından değerlendirilmelidir. Transfüzyonda CMV negatif kanlar kullanılmalıdır Seronegatif transplant alıcılarına CMV immunoglobulini verilir Proflaktik olarak acyclovir ve ganciclovir gibi antiviral ajanlar verilmelidir

41

42

7

Epstein-Barr Virus (EBV)

EBV EPİDEMİYOLOJİ  Gelişmiş ülkelerde 1-6 yaş okul öncesi ve adolesan ve 14-20 yaş

genç erişkinler olmak üzere iki epidemiyolojik patern gösterir

 Herpesvirüslerin gammaherpesvirus alt ailesinde bulunur  Genom linear çift zincirli DNA ya sahiptir

 % 80-90 erişkin infekte olmuş durumdadır

 Primer hedef hücreleri B hücreleri ve epiteliyal hücrelerdir

 Gelişmekte olan ülkelerde infeksiyon daha erken gelişir

 Latent kalma yeri B hücreleridir

 EBV, tükrük ve boğaz salgısıyla bulaşır

 HHV – 4 olarak sınıflandırılır

 yakın temasla, kanla veya kontamine eşyalarla kişiden kişiye

bulaşmaktadır.  Yakın temasla sık bulaştığı için öpüşme hastalığı"Kissing disease"

olarak da bilinir. 43

Patogenez

44

EBV İnfeksiyonları

 Bir kere infekte olununca hayat boyu taşıyıcılık durumu gelişir,immün

 1. İnfeksiyöz Mononükleoz (İM). glandular fever  2. Burkitt's lenfoma

defans ile hafif infeksiyonlar kontrol altında tutulabilir

 3. Nazofaringeal karsinoma

 Seropozitif bireylerin farenksinin epiteliyal hücrelerinde düşük dereceli

 4. İmmunsüprese bireylerde Lenfoproliferatif hastalık ve lenfoma

virüs replikasyonu ve saçılımı gösterilebilir

 5. X-linked Lenfoproliferatif sendrom  6.kronik İnfeksiyöz Mononükleoz

 EBV çok farklı hastalıklarla ilgili olabilmektedir ,bu hastalıklara direkt

 7. AIDS hastalarında Hairy oral leukoplakia

etkilli veya çeşitli ko faktörlerden biri olabilmektedir

 8. AIDS hastalarında kronik interstisiyal pnömoni

45

46

EBV tanı

İnfeksiyöz Mononükleoz (İM).

 Klinik bulgular  Lab Testleri

 İM çocuk ve genç erişkinlerde sık

 Atipik Lenfositler (Downey hücreler, B lenfositler)

 Etken %80 EBV’dir ,İnkübasyon süresi 30-50 gün (çocuk 10-14 gün)

 Heterofil antikor testi(monospot)

 Önce orofarenks ve tükrük bezi epitel hücreleri sonra larenks'in lenfoid dokusundaki B

 Paul-Bunnel testi

lenfositlere yerleşir  Kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır, uzamış ateş, farenjit,boğaz ağrısı lenfadenopati,splenomegali görülür  Komplikasyonlar nadir görülür ancak splenik rüptür, meningoansefalit, faringeal obstrüksiyon gibi ciddi komplikasyonlar olabilir

 Spesifik serolojik testler Heterofil ab nonspesifik EA (early antigen) Anti-VCA(IgM)(viral capsid antigen) + (4-8 hafta) Anti-VCA(IgG)+ (ömür boyu) tarama testi EBNA (EBV nüklear antijeni ) Boğaz çalkantı suyu veya lenfositlerden %80-90 oranında EBV izolasyonu mümkündür.  EBV-DNA (PCR)

     

 Tanı  heterofil antikor testi ve /veya EBV IgM tespiti ile yapılır  Atipik lenfositler(Downey cells) olabilir

 Spesifik tedavisi yok

47

48

8

  

         

II. Spesifik Antikorlar Heterofil antikorların negatif olduğu veya atipik olgularda tanı spesifik testlerle konur. Viral Kapsid Antijen (VCA), Early Antijen (EA) ve Epsptein-Barr Nükleer Antijen (EBNA)’e karşı oluşan antikorlar indirekt immunfloresans (IFA) veya daha duyarlı bir yöntem olan ELISA ile saptanabilir Viral Kapsid Antijene (VCA) Karşı Oluşan IgM Tipi Antikorlar: Klinik belirtilerin ortaya çıkmasıyla pozitifleşir. 4-8 hafta süre ile pozitif kalır ve hızlı şekilde düşer Ancak %10 olguda 4 aydan daha uzun süre pozitif kalır. VCA IgM antikorların pozitifliği, sağlıklı kişilerde bulunmaz. Bulunan kişilerde akut primer IM tanısı koydurur. Latent infeksiyon ve reaktivasyon olgularında VCA IgM antikorları saptanmaz Viral Kapsid Antijene(VCA) Karşı Oluşan IgG Tipi Antikorlar: Klinik belirtilerin ortaya çıkmasıyla pozitifleşir ve ömür boyu kalıcı olur. Tek başına pozitif bulunması kronikleşmeyi göstermez. Early Antijene (EA) karşı oluşan Antikorlar: Primer infeksiyon ve reaktivasyonda pozitifleşir.

 

Epstein-Barr Nükleer Antijene (EBNA-1 ve 2 ) Karşı Oluşlan Antikorlar: Primer infeksiyondan 3-4 hafta sonra ortaya çıkar ve ömür boyu kalıcı olur



Sonuç olarak; akut infeksiyonun tanısı için: 1. Anti-VCA IgM pozitifliği, 2. Anti-VCA IgG pozitifliği, 3. Anti-EA pozitifliği, gerekir.

   

İnfeksiyöz mononükleoz olgularının tümünde, geç dönemde anti-EBNA antikorları pozitifleşir ve hayat boyu pozitif kalır. Tek başına anti-VCA IgG antikoru ile enfeksiyonun kronikleşmesi değerlendirilemez.



reaktivasyon Anti-EBNA, anti-VCA IgG ile anti-EA beraber pozitif bulunursa hastalığın reaktivasyonu lehine değerlendirilir.



49

50

İnfeksiyöz mononükleozun spesifik serolojik tanısı İnfeksiyon

Anti-VCA IgG

Anti-VCA IgM

Anti-EA

Tedavi

Anti-EBNA

EBV infeksiyonu geçirmemiş Akut infeksiyon

-

-

-

-

+/++

+/++

+

-

++

+/-

+/++

+/-

+

-

-

+

+

-

+/-

+

Yeni geçirilmiş infeksiyon Geçmişte geçirilmiş infeksiyon Kronik /Reaktive infeksiyon

 Spesifik Tedavisi yoktur

51

HHV-6 ve 7

52

HHV 6

 Herpesvirüslerin betaherpesvirus alt ailesinde bulunur

 Primer infeksiyon genellikle 1-2 yaşlarında görülür.Çoğu infeksiyon

asemptomatiktir.

 Çift zincirli DNA genomuna sahiptir (170 kbp)

 Exanthema subitum (Roseola infantum ,6. Hast.):4. aydan sonra görülebilir

 Esas hedef hücre T-lenfositlerdir ancak B lenfositlerde infekte olabilir

HHV-6-7 etken olabilir. Ateş ve makülopapüler yada eritemle

 HHV-6 ve HHV-7 sınırlı nükleotid homolojisi ve antijenik çapraz

karakterizedir.Febril konvulsiyonlar,ansefalit gibi komplikasyonlar görülebilir

reaksiyon gösterir

 Mononükleoz:Yetişkinlerde görülür, primer infeksiyon servikal lenfadenopatilerle

 HHV-6 ve HHV-7 hamile kadınların Periferik kanındaki mononükler

karekterizedir.EBV ve CMV benzer tablo oluşturur

hücrelerde izole edilmiştir serviksinde de saptanmıştır ve perinatal bulaş?

53

54

9

HHV-6 ve HHV-7 Epidemiyoloji ve Patogenez

HHV7  Bu virüs HHV-6 ya benzer.

 HHV-6 ve HHV-7 dünyada yaygın olarak görülmektedir

 HHV-7 için hedef hücre olarak CD4+ T lenfositleri ve tükürük bezleri epiteli

 Genellikle tükrük ve anne sütü ile geçiş gösterir

tanımlanmıştır.

 HHV-6 ve HHV-7 4. aydan sonra maternal antikorların azalması ile

 Akciğerler, deri, meme bezleri, karaciğer, böbrek ve tonsillalardada HHV-7

sıklıkla ortaya çıkmaya başlar

saptanmış

 Yetişkinlerin % 90-99 her iki virüsle de infekte olmuş durumdadır

 Pytriasis rosea hastalığında da rol oynayabilmektedir

 Diğer herpesvirüsler gibi HHV-6 ve HHV-7 de primer infeksiyondan

 Çocuklardaki ateşli hast.nedenlerindendir.

sonra latent kalır ve zaman zaman reaktive olur

55

56

Human Herpes Virus 8 Tanı

 Gammaherpesvirus alt ailesinde bulunur  İlk olarak Kaposi sarkomu olan AIDS’li bir hastada bulunmuş ve daha

 HHV-6 infeksiyon tanısı klinik konur

sonraKaposi sarkomunun tüm formlarında saptanmıştır

 Virüs izolasyon tekniği komplikedir ve rutin kullanımı pratik değildir

 HHV-8 DNA sı Kaposi sarcoma vakalarının yaklaşık % 100 de tespit

 Bu nedenle spesifik IgM ve IgG tespitine dayalı serolojik tanı ve PCR

edilmiştir

kullanılır

 Vakaların çoğunda HHV-8 karşı spesfik antikorda tespit edilmiştir

 HHV-6 antikor pozitifliği 2 yaşın altında kazanılır,sağlıklı yetişkinlerde IgM

 HHV-8 seroprevalansı genel toplumda düşüktür HHV-6 ve 7 den farklı

pozitifliği olabileceği için tanıda tek başına kullanılmaz

olarak seksüel aktif ve özellikle homoseksüel erkeklerde ve HIV + lerde

 HHV-7 HHV-6 ya göre daha ileri yaşlarda kazanıllır

primer inf. Etkenidir

 HHV-7 tanısında IFA ve PCR kullanılır

 Herpesvirüslerin aksine yaygın değillerdir primer hedef hücre

 Spesifik tedavileri yoktur

lenfositlerdir latent kaldığı hücreler bilinmemektedir 57

58

59

60

Human Herpes Virus 8 (HHV 8)  Kaposi sarkomu gerçekten bir neoplastik hastalık mı ve HHV-8

onkojenbir virüs mü tartışmalıdır

10

VİRAL HEPATİT ETKENLERİ  Hepatit A virüsü  Hepatit B virüsü  Hepatit C virüsü

HEPATİT A-E VİRUSLERİ

 Hepatit D virüsü  Hepatit E virüsü  Diğer hepatit virüsleri  Hepatit G virüsü  “ Transfusion transmitted transmitted”” virüs

Hepatitis A Virus

Hepatit Tipleri A

C

D

feçes

Geçiş yolu Kronik infeksiyon

korunma

B

kan/kan kan/kan kan/kan deriveleri,vücut deriveleri,vücut deriveleri,v sıvıları sıvıları ücut sıvıları fekal-oral Deri mukoza Deri mukoza Deri mukoza

Virüs kaynağı

yok

Maruziyet öncesi ve sonrası bağışıklama

var

Maruziyet öncesi ve sonrası bağışıklama

var

Kan donörlerinin taranması,riskli hareketlerden kaçınma

var Maruziyet öncesi ve sonrası bağışıklama riskli hareketlerden kaçınma

E feçes

fekal-oral

olabilir içme sularının temizliği

Hepatit A Yapısı Hepatit A Virus: Yapı ve Sınıflama         

Önceden enterovirus 72olarak anılıyordu, Bugün ise Picornaviridae ailesi, hepatovirus genusunda bulunmaktadır Zarfsız, SS RNA virüsüdür ikosahedral simetrili, 27-28 nm Dünya genelinde tek serotipi vardır Rezervuarı sadece insandır Bir çok genotip vardır (Genotip IA, IB, II, IIIA,IIIB, IV, V, VI, VII) Deneysel infeksiyon oluşturulabilir ve hücre kültürlerinde üretilebilir

1

Hepatit A: Patogenez  inkubasyon süresi 4 hafta (2-6 hafta)dır  Oral mukozadan gastrointestinal sisteme geçer kan yolu ile karaciğere

gider  Hepatositlerde replike olur,hücrelere az zarar verir,klinik semptomlardan 7-10 gün önce safra yolu ile bağırsaklara salınır  Karaciğerde oluşan hasar ve klinik sendromun oluşması direkt virüsün etkisi ile değil immün cevap ile ilişkilidir  Kronikleşme görülmez

Hepatit A Virus Geçişi  Kontamine besin ve su

(gelişmekte olan ülkelerde)  Yakın temas (ev içi, cinsel temas,kreş vs)  Kan yolu (nadir)

(i.v ilaç kullanımı(düşük endemik bölge), transfüzyon)

Epidemiyoloji  Türkiye’de HAV infeksiyonu yaygındır  anti-HAV pozitifliği % 88.8-100  Enfeksiyon 2-6 yaş arasında pik  Salgınlarda



Vakaların çoğunda risk faktörü tespit edilmez En yüksek atak oranı 5-14 yaş dır Çocuklar infeksiyon kaynağıdır



Yüksek risk altında olan kişiler

 

yolcular  Homoseksüel erkekler  i.v ilaç kullananlar 

Hepatit A Lab Tanısı  Serumda HAV-IgM antikorlarının ELISA yöntemi ile

tespiti akut infeksiyon tanısını koydurur.

 Serumda HAV-IgG antikorlarının ELISA yöntemi ile

tespiti geçirilmiş gösterir

infeksiyonu

veya

bağışıklamayı

 Hücre kültürü – zordur ve 4 hafta gerektirir rutinde

kullanılmaz

 Direkt Tespit – EM, RT-PCR feçes.serolojiden daha

erken tespiti sağlar ancak nadiren kulanılır

Hepatitis B Virus Hepati A Tedavisi Aşı ve Korunma  Antiviral tedavinin spesifik rolü yoktur,destek tedavi yapılır  infeksiyon sonrası veya aşılama ile yaşam boyu bağışıklık oluşur  ImmunoGlobulin  Temas öncesi ve Temas sonrası (14 gün içinde)uygulanır  Ev içi ,Bakım evleri,kreşler,kışlalar

 AŞI  İnaktive aşı 2 doz uygulanır

 Korunma  Hijyen (el yıkama)  Sanitasyon (örn. Temiz su kaynakları)  Hepatit A aşıları (maruziyet öncesi)  Immuno globulin (temas öncesi ve sonrası)

2

HEPATİT B VİRÜSÜ VE COĞRAFİK DAĞILIM HEPATİT B VİRÜSÜ        

Hepadnavirus familyasında , Zarflı virüstür ancak eterden etkilenmez çift zincirli DNA virusudur,+ zincir tamamlanmamıştır Viriona” Dane partikülü” de denir Tam Dane partikülü 42 nm dir, 28 nm elektron dens core, HBcAg ve HBeAg ni çerir. Kılıf ve 22 nm serbest partiküller HBsAg nini içerir Core antijenleri merkezde lokalize olmuştur (nucleocapsid)  Core antijen (HbcAg)  e antijen (HBeAg)- bulaşıcılığı gösterir (core un minor komponentidir, antijenik olarak HBcAg den farklıdır)

   

Major genler

 

Yüksek viremi ve infektiviteye sahip Core bölgesi içinde DNA bağımlı DNA polimeraz (revers transkriptaz) bulundurur

S C P X

HBsAg’yi kodlar HBcAg ve HBeAg’yi kodlar Viral replikasyon Transaktivasyon ve transkripsiyon

 HBsAg’de bulunan a, d, y, w aminoasitlerine göre 4 alt tipi fenotipi tanımlanmıştır  adw, adr, ayw ve ayr.

   

Mutantlar gelişebilir HBcAg ninin tek serotipi vardır Hepatitis B virus (HBV)nun 8 genotipi vardır (A-H). Genotipler farklı coğrafik dağılım gösterir  Türkiyede Genotip D  Hücre kültürlerinde henüz üretilememişlerdir

replikasyon

HBsAg = surface (coat) protein ( 4 phenotypes : adw, adr, ayw and ayr) HBcAg = inner core protein (a single serotype) HBeAg = secreted protein; function unknown

HBV Patogenez Kronik Hepatit B hastalık spektrumu  inkubasyon süresi ortalama 60-90 gündür (45-180 gün)  Virus kan yolu ile hepatositlere girer  Hepatosit hücre yüzeyinde eksprese edilen viral antijenlere karşı

1.Kronik Persistent Hepatit- asemptomatik

 Kronik taşıyıcılık oranı % 5 tir (HBsAg> 6 ay)  Özellikle “e” antijen pozitif kronik taşıyıcılarda hepatocellular ca

3. K.C sirozu

oluşan immün cevap (cytotoxic T cell)klinik sendromdan sorumludur

görülme oranı daha yüksektir  Anti HBs,Hepatitis B (surface) yüzey antikoru hayat boyu bağışıklık oluşturur  AntiHBe,(Hepatitis B e Ab) varlığı bulaşıcılığın düşük olduğunu gösterir

2. Kronik

Aktif Hepatit-semptomatik

4. Hepatosellular karsinom

3

Çeşitli vücut sıvılarında bulunan Hepatit B Virus konsantrasyonları

Hepatit B Virus Geçiş yolları  Cinsel temas - seks homoseksüeller riskli

çalışanları

ve Yüksek

 Parenteral - IVDA,sağlık çalışanları daha yüksek riske sahiptir  Perinatal - HBeAg pozitif anneden bebeğe Perinatal geçiş yüksek riskli toplumlarda sık görülen geçiş yoludur

kan serum Yara eksudaları

Orta semen vaginal sıvı tükrük

Düşük /tayin edilemeyen idrar dışkı ter Göz yaşı Anne sütü

HBV Tanısı

Hepatit B yüksek Risk Grupları       

Çoklu eşlilik veya cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlar homoseksüel erkekler İnfekte kişilerle cinsel teması olanlar i.v ilaç kullananlar kronik infekte olan kişilerle ev içi teması olanlar infekte anneden doğan infantlar yüksek riskli bölgelerden gelen göçmenlerin infant ve çocukları  sağlık çalışanları  hemodiyaliz hastaları

 Akut ve kronik hepatit B infeksiyonunun tanısında serolojik

testler kullanılır. HBsAg – genel infeksiyon markeri olarak kullanılır HBsAb (anti HBs)– iyileşme ve/veya bağışıklığı gösterir anti-HBc IgM –akut infeksiyon markeri olarak kullanılır anti-HBcIgG – geçirilmiş veya kronik infeksiyonu gösterir HBeAg -virüsün aktif replikasyonunu gösterir, infektiviteyi gösterir.  Anti-Hbe –replikasyon yoktur ,HBsAg pozitif olabilir  HBV-DNA - virüsün aktif replikasyonunu gösterir, kaçak mutant vakalarında HBeAg den daha kesindir,tedaviye cevabı takipte kullanılır     

HBV infeksiyonunda serolojik göstergeler

İnfeksiyon

HBsAg Anti- HBs Anti- HBc Ig G IgM

Geç inkübasyon Akut B hepatiti Akut B hepatiti HBsAg taşıyıcılığı Kronik hepatit HBV aşısı

+ + + + -

+

+ + + + -

+ + -

HBeAg Anti- HBe

 +   -

  -

Tedavi ve Korunma Interferon

  Lamivudine,Adefovir ,Entecavir gibi antiviral ilaçlar kullanılır  Başarılı tedavi HBsAg, HBV-DNA nın kaybolması,HBeAg

serokonversiyonudur AŞI yüksek efektif rekombinant aşılar kullanılır Erişkin ve 10 yaşın üzerinde: 0-1-2-12. aylarda 4 doz veya 0-1-6. aylarda 3 doz. HBV Hepatit B Immunoglobulin - HBIG hepatit B ye maruz kalan kişilere uygulanır. 48 saat içinde uygulanmalıdır. HBsAg ve HBeAg pozitif anneden doğan çocuklara da yapılmalıdır.  Diğer önlemler - kan donörleri kontrol edilmeli ve kan ve vücüt sıvıları için önlemler alınmalı.      

4

Hepatit C Virus

özet        

Hepatit A Fekal-oral kronikleşmez aşı ile önlenebilir Hepatit B kan yolu ile bulaşır sıklıkla kronikleşir aşı ile önlenebilir

Hepatit C yapı ve sınıflama

capsid envelope protein

protease/helica se

c22

33c

RNA-dependentRNA polymerase c-100

5’

3’ cor E1 e

E2

NS2

NS3

NS4

NS5

hypervariable region

HCV geçiĢinde risk faktörleri

 Flaviridae ailesi üyesidir, Hepacivirus genusunda  zarflı tek zincirli RNA virüsüdür  bilinen rezervuarları insan ve şempanzelerdir  6 serotipi (genotipleri) ve zarf glikoproteinlerine göre    

birçok subtipi vardır Genotip 1 ve 4 de interferon tedavisine cevap ve prognoz kötüdür Avrupa ve ABD’inde genel popülasyonda prevalans %1 %1--2 Türkiyede en sık görülen genotip 1b dir Türkiyede % 2-2.5

 transfüzyon /infekte vericiden transplantasyon  i.v ilaç kullananlar  hemodiyaliz hastaları  iğne ile yaralanmalar  infekte olan kişilerle cinsel,ev içi teması olanlar  Çoklu eşlilik  infekte anneden doğan infantlar

HCV patogenez ve klinik  İnkubasyon süresi ortalama 6-7 hafta (2-26 hafta),  Kan yolu ile kazanılan patojendir,hepatositleri infekte eder  Karaciğerde oluşan hasar ve klinik sendromun oluşması direkt virüsün etkisi

ile değil immün cevap ile ilişkilidir  CTL hasara aracılık eder  hepatosellüler ca (HCC)ya neden olabilir  sarılık görülebilir ,  kronikleşebilir,persistan kalabilir,  koruyucu antikor yoktur

5

HCV lab tanı

Hepatit C virus partikül ve genomu

 HCV antikoru - EIA,genellikle HCV infeksiyon tanısında

kullanılır,akut fazda kullanışlı değildir çünkü antikorun oluşması için en az 4 hafta gereklidir .  HCV-antijen - EIA  HCV-RNA - PCR ve branched DNA gibi çeşitli teknikler

kullanılmaktadır, bu teknikler akut fazda da kullanılabilir ancak en çok tedaviye cevap ve tedavinin izlenmesi için kullanılmaktadır

HCV TEDAVĠ VE KORUNMA

Hepatit C: tanı

 Tedavi  Interferon

 ELISA- 3. jenerasyon kitler kullanılır, spesifiklik ve

sensitivite % 99

 Ribavirin

 Korunma  antikorları tespit ettiği için infeksiyondan sonra 2-5    

hafta içinde pozitifleşir Doğrulayıcı testler PCR RIBA (recombinant immunoblot assay)Genotip tayini

 Koruyucu antikor yoktur  Kan ,organ ve doku vericileri kontrol edilmelidir  Yüksek riskli davranışlardan kaçınılmalıdır  Kan ve vücut sıvıları için önlemler alınmalıdır

Hepatit D (Delta) Virus  antijen

HBsAg

Hepatit D Virus Yapısı     

sadece insanlarda görülür replikasyonu için HBV ‘ne gereksinim duyar HBV satellit virüsü olarak kabul edilmektedir 36-43 nm, düzensiz, sferik bir yapısı vardır. HBV’ndan kazanılan zarf yapısı içinde üç tip zarf antijenini ve lipid içerir.  HDV nükleokapsidi 1 .7 kb uzunluğunda iplikcikii RNA genomu ve delta antijeninden oluşur.  İkozahedral simetride olduğu sanılmaktadır.  Delta antijeni virusun kodladığı tek proteindir; büyük ve küçük olmak üzere iki formda bulunur.

 Üç genotip (Genotip 1, 2, 3)

RNA

6

Hepatitis D virus genome

Hepatit D: Patogenez  HDV’nin patolojik etkileri karaciğer ile sınırlıdır.  akut veya kronik hepatite neden olur.  Oluşan histopatolojik değişikliklerden virusun sitopatik

olmaması nedeniyle immünolojik mekanizmaların sorumlu olduğu düşünülmektedir.  Virusa karşı oluşan anti delta antikorlarırıın (anti HD) kronik infeksiyonla birlikte görülmesi, koruyucu olmadıklarını göstermektedir.  Bununla birlikte akut geçirilen ve iyileşme ile sonuçlanan HDV infeksiyonundan sonra ikinci kez geçirilen HDV infeksiyonu henüz bildirilmemiştir. Bu nedenle koruyucu bazı mekanizmaların olduğu düşünülmektedir.

Hepatit D - klinik  Primer olarak hepatotrop bir patojen Olduğu için değişik hepatit tablolarına yol açar.  Akut HDV hepatiti: Replikasyon için HBV’ne gereksinimi nedeniyle kişinin daha önceden HBV ile karşılaşmış olma durumuna göre iki tablo görülür. Her iki durumda da HDV infeksiyonu, henüz aydınlatılamamış bir mekanizma ile HBsAg ekspresyonunda azalma olmaksızın HBV replikasyonunu baskılar.  1. Koinfeksiyon: HBV ve HDV ile eş zamanlı olarak infekte olan kişilerde gelişen tablodur. Hastalğın inkübasyon dönemi inokülumun HBV titresine bağlı olarak 3-7 hafta dır 

2. Süperinfeksiyon: HBV ile kronik infekte kişilerde gelişen HDV infeksiyonudur. İnkübasyon donemi 3-4 haftadır.Daha ağır bir hepatit tablosudur ve olguların %70’inde kronikleşme olur

Laboratuvar tanı  Oluşan hepatit tablosunun diğer hepatitlerden ayrılması

için  Ag, anti HD IgM ve IgG, serumda HDV RNA saptanması

gibi testlerden yararlanılabilir.  HDV enfeksiyonu tanısı hastalarda anti-HDV IgM

antikorlarının gösterilmesi ile konulur.  Anti-HBclgM pozitifliği koinfeksiyon lehinedir.  Hepatit delta virüs enfeksiyonu tespit edilen hastalarda

koenfeksiyon ile super-enfeksiyonu birbirinden ayıran test anti-HBc IgM'dir.

Hepatit D Virus Epidemiyoloji ve Geçiş Yolları  HDV infeksiyon prevalansı Akdeniz havzas, Ortadoğu ülkeleri, Orta

Asya, Batı Afrika, Amazon havzası ve Güney Pasifik adalarında yüksektir.  Endüstrileşmiş ülkelerde  hemofili hastaları,  damariçi yoldan uyuşturucu madde kullananlar ve  kan ve kan ürünü kullanan hastalar HDV infeksiyonu riski taşımaktadır.  İnfeksiyonun bulaşmasında en önemli yol parenteral bulaşmadır.  Kötü hijyen koşulları ve yakın temasın da rolü olduğu düşünülmektedir.

Hepatit D - Tedavi, korunma ve kontrol  HDV infeksiyonunun özgül tedavisi henüz yoktur.  Alfa-interferon ile yüksek doz ve uzun süreli ile klinik olarak hastalığın

   

ilerlemesi yavaşlatılabilmekte; fakat HDV RNA’nın kaybolması sağlanamamaktadır. HBV infeksiyonundan korunmaya yönelik önlemler HDV de geçerlidir. Fakat HBV ile kronik infekte kişiler HDV infeksiyonu açısından yüksek risk taşımaktadırlar. Bu grup olgular için uygulanabilecek d Ag içeren aşı çaışmaları yapılmaktadır.

 Cinsel ilişki ile bulaşma az oranda görülmektedir,

7

Hepatitis E Virus

Hepatit E Virus  1980’lerin başlarında yapılan çalışmalarda, enterik yolla bulaşan ne-A,

ne-B hepatitinin, hepatitE virüsü (HEV) olarak bilinen yeni bir hepatit virüsü ile oluştuğu gösterilmiştir.  HEV, fekal-oral yolla bulaşan, tek ipİikcikli RNA genomuna sahip, bir

hepatotrop virüstür. Persistan veya kronik hepatit oluşturabilir.  Hamileliğin son üç ayındaki kadınlarda fulminan hepatit oluşturarak

önemli oranda ölüme yol açabilir.  Gelişmekte olan ülkelerde sporadik olgular yanında epidemiler de

yapabilir.

HEV Virusun genel özellikleri  HEV, hepeviridae ailesi ,hepevirus genusunun üyesidir  27-34 nm, çapında,  zarfsız, RNA virusu  4 genotipi ve 24 sub tipi vardır  Doku kültürlerinde üretilememiştir  Çevresel koşullara duyarlı

HEV Laboratuvar tanı  E hepatiti klinik olarak diğer akut viral hepatitlerden ayırt edilemez.

HEV Patogenez ve immünite    

Bulaş Fekal-oral yolla virus replikasyonu çoğunlukla karaciğerde olmaktadır. Hepatositlerdeki hasarın, immunopatolojik olduğu kabul edilmektedir. HEV infeksiyonunda serumda spesifik IgG, IgA ve IgM tipi antikorlar oluşmaktadır.  IgM antikorları hastalığın akut fazı süresince daha yüksektir ve yaklaşık 1-2 ay içinde kaybolur.  IgG antikorlarının kalış süresi kesinlik kazanmamıştır.  Hastalığı geçirenlerde oluşan antikorların reinfeksiyona karşı yaşam boyu koruyuculuk sağladığı, henüz tam olarak açık değildir. Hücresel immünite hakkında pek az bilgi vardır.

Türkiye’de HEV epidemiyolojisi  Hepatit E virusu, infekte kişilerin dışkısı ile kirlenmiş su ve

besinlerle bulaşmaktadır.

 Tanıda

 İnfeksiyon, sanitasyon ve hijyen koşullarının yetersiz Olduğu

 anti-HEV IgM ve IgG antikorlarını ölçen serolojik testler

gelişmekte olan ülkelerde endemik olup, sporadik olgular ve epidemiler şeklinde de görülebilir.  Ülke genelinde sporadik, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde endemik  Güneydoğu Anadolu bölgesi dışında anti-HEV prevalansı %5-10  Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde prevalans %20 dolaylarında

 HEV RNA sını tespit eden moleküler yöntemler kullanılmaktadır.  İmmun elektron mikroskopisi, dışkıda virus partiküllerini araştırmada

kullanıldığı gibi antikor taramada da kullanılmaktadır.  Dışkı ile virus atılımı yaklaşık dört hafta sonra başlamakta ve yaklaşık

iki hafta devam etmektedir.  HEV infeksiyonunu takiben ortalama üç hafta sonra özgül IgG ve IgM

antikorları oluşmakta, anti-HEV IgM erken konvelesan dönemde hızla azalmakta, anti-HEV IgG ise bir süre daha kalmaktadır.

8

Tedavi, korunma ve kontrol:  İn vivo etkili spesifik antiviral tedavi yoktur.  Fulminan olgular hariç, hastalar kendiliğinden iyileşmektedir.  Sanitasyon ve hijyen koşullarının düzeltilmesi, yiyecek ve içeceklerin

dışkı ile kontaminasyonunun önlenmesi ve suların etkin dezenfeksiyonu infeksiyon zincirinin kırlmasında en önemli korunma yollarıdır.  Aşı araştırma safhasında

A-E hepatitlerin dışındaki yeni virüsler

Non A-E hepatitlerin %10-20’sinin etyolojisi bilinmemektedir Yeni tanımlanan hepatit virüsleri  GB virüsü

tip C/hepatit G virüsü

 TT virüs  SEN-V

GBV-C/HGV  Sınıflandırılamamış Flaviridae ailesinde bulunan RNA virüsüdür  Bir çok genotipi var  HCV’na benzer yollarla bulaşır  Karaciğer hastalıklarındaki etyolojik rolü?  Posttransfüzyonel hafif akut hepatit  Konik karaciğer hastalığına neden olduğuna ilişkin kanıt

yok  HBV veya HCV infeksiyonlarında HGV ile koinfeksiyon

infeksiyon seyrini etkilemez

SEN virus (SENV)

Table 24.12

 SEN virus (SENV) sirkular tek zincirli Zarfsız DNA virüsü  İlk kez HIV -1 ile infekte hastanın serumunda gösterilmiştir  SENV 9 genotipi vardır (A-I)  sekans çalışmalarda Anellovirus genusunda bulunduğu tespit

edilmiştirur  SENV Circoviridae ailesinde bullunan TT virus (TTV) variantları

olduğuna dair çalışmalarvardır  Tek başına belirgin karaciğer hasarına yol açmaz  Transfüzyon ile bulaşır  Parenteral yol dışı bulaşa ilişkin kanıtlar var

9

Dayanıklılık 

SICAK

  

Hepatit A virusu 60º C de 1 saat dayanır. 100 º C de 5 dakika kaynatmayla ölür. Hepatit B virusu 60 º C de 4 saat dayanır. 100 º C de 10 dakika kaynatmayla ölür. Hepatit C virusu 60 º C de 10 saat dayanır. 100 º C de 5 dakika kaynatmayla ölür.



KURULUK



Hepatit virusları kuruluğa oldukça dayanıklıdır.



Hepatit A ve B viruslarının her ikisi de 180 derecelik fırında 1 saatte canlılıklarını kaybederler.



UV



Ultraviyole ıĢığı A, B ve C tipi hepatit viruslarının üçünü de 1-2 dakikada öldürür



KLOR



10-15 ppm klor konsantrasyonunda 30 dakikada inaktive olurlar.



SOĞUK



Hepatit A virusları +4 C de (buzdolabı sıcaklığı ) haftalarca aktif kalırlar. B viruslarının da -20 derecelik ortamda 15 yıl gibi uzun bir süre canlılıklarını korudukları saptanmıĢtır.



SU KAYNAKLARI



Hepatit A virusunun tatlı su ve deniz suyunda aylarca etkinliğini koruduğu, canlı istiridyede günler ve aylarca canlı kalabildiği saptanmıĢtır.



DIġ ORTAM



Hepatit A viruslarının toprak ve sentetik yüzeylere bulaĢtırılmıĢ kurumuĢ dıĢkıda aylarca canlı kalabildiği ; Hepatit B viruslarının ise dıĢ ortamda 30 gün kadar canlı kalabildiği tespit edilmiĢtir.

10



Picornaviridae ailesi insanlarda ve hayvanlarda hastalık oluşturan geniş bir virüs ailesidir.



en küçük RNA virüsleridir.

Prof Dr Buket Cicioğlu Arıdoğan

2

Replication       



yaklaşık 20-30 nm büyüklüğünde, ikozahedral simetrili, tek iplikcikli positive sense RNA içeren virüslerdir. Zarfları bulunmamaktadır. Hücre sitoplazması içinde çoğalırlar. 4 kılıf proteini var VP1, VP2, VP3,VP4 Basit kapsid yapısı var : 60 kapsomerden oluşur (composed of VP1,2,3) The single-strand genome of 7500–8500 nucleotides

1 Attachment.

Capsid RNA

and uncoating.

and release. 4 Translation and syn-

thesis of viral proteins.

3 RNA replication by viral RNA-

dependent RNA polymerase.

+ strand mRNA is transcribed from the – strand.

Picornaviridae ailesinde 5 virüs cinsi bulunmaktadır Enterovirus'lar ve Rhinovirus'lar insan için önemli olan virüs türlerini içermektedirler.



Enterovirus     

Viral genome (RNA)

Viral protein

ssRNA; + or sense strand; Picornaviridae

Bu genusta insanlar için önemli hastalık etkeni olan virüsler 1 - Poliovirus 2 - Coxsackievirus 3 – Echovirus  insanlarda sindirim kanalında çoğalırlar genellikle belirtisiz enfeksiyonlara yol açarlar.  SSS nin tutulumuyla karakterize ağır ve öldürücü hastalıklara nadirde olsa neden olrlar 

Poliovirus type 1, 2, and 3 Coxsackie A virus types 1 to 22 and 24 Coxsackie B virus types 1 to 6 Echovirus (ECHO virus) types 1 to 9, 11 to 27, and 29 to 34 Enterovirus 68 to 71

Rhinovirus types 1 to 100+  Cardiovirus  Aphtovirus  Heparnavirus 



Uncoating releases viral RNA and proteins.

– strand is transcribed from + viral genome.

3



Cytoplasm

2 Entry

5 Maturation

Capsid protein



Nucleus Host cell

HAV

5

6

1

 morfolojik

olarak Picornavirus'ların genel özelliklerini gösterirler.  Polio 1,2 ve 3 olmak üzere 3 serotipi bulunur  Zarfsız oldukları için eter, kloroform ve alkolden etkilenmezler  Klora karşı duyarlıdırlar.

 Polyomyelit

ya da Çocuk felcinin etkenidirler akut enfeksiyonunudur  Medulla spinalisin motor nöronlarının harabiyeti sonucu felçlere yol açarlar.  çoğu Poliovirüs enfeksiyonları belirtisiz seyreder  SSS'nin

7

8

 ikinci



iki aşamada gerçekleşir



vücuda giriş kapısı üst solunum yolu, orofarinks ve ince barsaklardır.



Birinci aşamada



ağız yoluyla, nadiren de damlacık enfeksiyonu yoluyla giren virüsler üst solunum yolu mukozasında primer olarak çoğalır.



ince barsak epitel hücrelerinde üremeye devam ederler.



Bu dönem belirgin semptomlar ortaya çıkmaz.



Bu dönemde boğaz salgılarından ve dışkıdan virüs izole edilebilmektedir

aşama



primer replikasyonu takiben virüs kana karışarak viremi oluşturur.



Virüsler hem kan yoluyla, hem de periferik sinirlerin aksonları yoluyla MSS'ye ulaşırlar.



Polioviruslar medulla spinalisin ön boynuz hücreleri, dorsal kök gangliyonu hücreleri, motor hücreleri ve diğer bazı hücrelere tropizm gösterir ve karakteristik lezyonlar oluştururlar



Bu bölgelerdeki tahribata bağlı olarak, çeşitli kas gruplarını tutan felçler ortaya çıkmaktadır.

9

süresi genellikle( 3-35) gün ortalama 7-14 gündür.  4 türlü klinik tablo gelişebilir  Asemptomatik Polyomyelit  Abortif Polyomyelit  Non Paralitik Polyomyelit  Paralitik Polyomyelit

10

 İnkübasyon



Virüs izolasyonu



farinksten alınan sürüntü ve dışkı örnekleri kullanılır.



ilk birkaç günde virüsü boğaz sürüntüsünden izole etmek mümkündür.



30 gün sonraya kadar dışkıda izole edilebilir.



Ayrıca BOS, kan ve rektal sürüntü de kullanılabilmektedir.



özellikle maymun böbrek hücre kültürlerinde iyi ürerler.



Hücre kültürlerinde 3-6 gün içerisinde CPE oluşturur



tipe özgül antiserumlar kullanılarak nötralizasyon deneyiyle kesin tanı ve tiplendirmesi yapılır.

11

12

2

  

 



virüsün ya da viral antijenlerin araştırılması Materyalde elektron mikroskobu, floresan antikor mikroskobu ve ELISA yöntemiyle araştırılır Seroloji

 

spesifik IgG ve IgM antikorları araştırılır, ya da total antikor titresinde gittikçe artan yükselme olup olmadığı araştırılır.



   

yaygın olarak görülür. Tüm yaş gruplarında görülür, çocuklar daha duyarlıdır. Bulaş Fekal oral ve enfekte kişilerin nazofaringeal sekresyonları Virüs uzun süre dışkı ile dışarı atıldığı için enfeksiyonun yaygınlığı, ülkelerin sosyoekonomik düzeyi ve alt yapı yetersizliği ile yakından ilgilidir. Alt yapı ve hijyen şartları düzelmiş gelişmiş ülkelerde kişiler virüsle ya hiç karşılaşmazlar, ya da ileri yaşlarda karşılaşırlar. Hastalığa karşı en etkin korunma aşılama ile elde edilir. Poliovirüs enfeksiyonuna karşı 2 tip aşı bulunmaktadır. Salk Aşısı (İnaktive Aşı) Sabin Aşısı (Attenüe Aşı)

13

14

Enterovirus cinsi içinde geniş bir virüs grubudur. Picornaviridae ailesinin genel özelliklerini taşırlar  A ve B olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar.  İnsanlarda çeşitli hastalıklar oluştururlar.  

 Türkiye,

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölgesi ile birlikte 21 haziran 2002 tarihinde çocuk felci hastalığından (polio) arındırılmış olarak sertifikalandırılmıştır

15

             

Virüs vücuda ağız ve solunum yoluyla girer değişik klinik bulgularla seyreden hastalıklara yol açarlar. İnkübasyon süresi 2-9 gün arasındadır Herpanjina Coxsackie A virüsü Pleurodynia Coxsackie B virüsleri Aseptik Menejit Coxsackie A ve B virüsleri Kalp Hastalıkları Coxsackie A ve B virüsleri Hafif Yaz Ateşi Coxsackie A ve B virüsleri Soğuk Algınlığı Coxsackie A ve B virüsleri El, Ayak va Ağız Hastalıkları Coxsackie A virüsü Pankreatit,neonatal infeksiyonlar Bağışıklık yaşam boyunca bir çok Coxsackievirus tipi ile enfeksiyon geçirilir Bu antikorlar yıllarca pozitifliğini sürdürürler 17

16



Virüs İzolasyonu



ilk birkaç günü içinde boğaz çalkantı suyundan, ilk bir kaç hafta içinde de dışkıdan izole edilebilir



BOS, vezikül sıvısı, burun ve konjuktiva sürüntüsü de kullanılabilir



hücre kültürlerinde 5-14 gün içinde belirgin CPE yaparak ürerler



Serolojik



spesifik antikorlar veya total antikorlar araştırılır.



Total antikor tayininde gittikçe artan antikor titresi akut enfeksiyon yönünden tanı koydurucudr.

18

3

  

    

bütün dünyada yaygın Zaman zaman salgınlar oluştururlar. Başta dışkı olmak üzere boğaz salgılarıyla, solunum sekresyonlarıyla, vezikül sıvı virüs yayılmasında önemli rol oynarlar. dışkı ile uzun süre atıldıklarından dolayı lağım sularında devamlı olarak bulunurlar. sinekler ve hamam böcekleri de dolaylı olarak virüsü yayabilmektedir direkt ya da indirekt yolla bulaşır Genellikle aile içi enfeksiyon şeklinde seyreder aile içi bulaş oldukça önemlidir

ismi Enterik Cytopathogenic Human Orphan kelimelerinin baş harflerinden türetilmiştir.  Enterovirus cinsi içerisinde yer alırlar.  30 dan fazla serotipi var, hepsi insanda hastalık oluşturmaz.  Enterovirüslerin genel özelliklerini gösterirler.  insan O grubu eritrositlerini enfekte ederler.  Bir çok hücre kültüründe üreyebilirler ve CPE oluştururlar. 

19

ağız ve solunum yolu ile girer. Tonsillaların lenfoid dokusu ve payer plaklarında çoğaldıktan sonra kan dolaşımına karışarak viremi oluştururlar.  Virüs kan yoluyla çeşitli organ ve dokulara yayılarak bu organlarda üremeye devam eder.  Virüs üremesine bağlı olarak çeşitli klinik bulgular ortaya çıkar.  

20

Aseptik Menenjit : Genellikle çocuklarda görülür. Yaz ve sonbahar aylarında sık görülür  Menengoensefalomyelit  Ateşli Hastalıklar Çocuklarda sık görülür.  Gastroenterit : Genellikle prematüreler, bebekler, küçük çocuklarda da görülür  Üst Solunum Yolu Hastalıkları  Diğer Hastalıklar : Nadiren perikardit, myokardit, orşit, glomerulonefrit gibi komplikasyonlar oluşabilir 

21

 virüs

izolasyonu ve serolojik deneylerle olur.  boğaz sürüntüsü, dışkı, rektal sürüntü, serebrospinal sıvı kullanılır.  hücre kültürlerine ekilerek virüs üreme belirtisi araştırılır.  Bir çok farklı virüs tipi bulunması nedeniyle serolojik testlerle tanı pratik değildir.  tipik klinik bulgular varsa serolojik deneylerle antikor tayini tanı koydurucudur. 23

22

Tüm yeryüzünde yaygındır. Enfeksiyonların çoğu asemptomatik seyirlidir.  Genellikle yaz ve sonbahar aylarında sık görülür.  fekal oral yol ile kontamine yiyeceklerle bulaşır.  solunum yoluyla ve kullanılan eşyalarla da bulaşabilir.  Sularda ve lağım sularında uzun süre canlı kalırlar  

24

4

 soğuk

algınlığı ve üst solunum yolu hastalıklarının en önemli etkenidir.  Genellikle burun ve boğazda yerleştiklerinden dolayı Rhinovirus olarak adlandırılmışlardır.  Yüzün üzerinde serotipi bulunmaktadır

      

Çoğu yönden Picornavirus'ların genel özelliklerini gösterirler PH 3 gibi asit ortamlarda kolaylıkla inaktive olurlar,bütün Enterovirus'lar ise bu ortama dirençlidir 50oC'de enfektif özelliklerini muhafaza ederler. Eter ve kloroformdan etkilenmezler. Sadece insanlarda ve şempanzelerde enfeksiyözdür. İnsan embriyonik akciğer fibroblastik hücre kültürlerinde ürerler. En iyi 33oC'de ürerler.

25

damlacık enfeksiyonu ya da kontamine ellerin ağıza ve buruna sürülmesiyle üst solunum yolu mukozasından bulaşır.  nezle ve soğuk algınlığı hastalığına yol açar.  tipe özgül bağışıklık gelişir yaklaşık 2 yıl kadar koruyuculuk sağlayabilir.  Hastalığa karşı koruyucu etkiyi burun mukozasında bulunan salgısal IgA'lar sağlamaktadır.  organizmada oluşan interferon diğer Rhinovirus tiplerine de dirençli hale gelmeyi sağlar

26





duyulmaz. 

       

27

Klinik tipik olması nedeniyle laboratuvar tanısına genellikle gerek

Ancak virüsün tipinin tayin edilmesi, ya da kesin tanı konulması amacıyla laboratuvar tanısından yararlanılır Virüs izolasyonu inceleme örnekleri duyarlı hücre kültürlerine ekilir ,CPE bakılır Üreyen virüsün aside duyarlılık durumuna bakılarak Enterovirus veya Rhinovirus olduğuna karar verilir. Antijen araştırılmasında IFAT ve ELISA testleri kullanılır Seroloji çok sayıda tip bulunmasından dolayı rutin tanı yönünden pratik değildir. tip tayini ya da araştırma amacıyla kullanılır 28

 Çok

sayıda virüs tipi bulunması nedeniyle, aşı uygulamasıyla tam etkin bir koruma sağlanamamaktadır.

29

5

Respiratory enteric orphan 9 genusa ayrılır,  sadece 4 genus İnsanlar ve hayvanlarda hastalık oluşturur,diğerleri bitki ve böceklerde hastalık yaparlar  İnsanlarda Gastrointestinal ve solunum sisteminde enfeksiyonlara neden olurlar 





   







31

Reoviruslar en iyi bilinen ve en yaygın virüslerdir Zarfsız viruslardır dsRNA virüsleridir ikosahedral yapıya sahip sferik viruslardır. iki katlı kapside sahip, İkosahedral kapsid dış (T=13) ve iç (T=2) protein kabuktan oluşur Genomları, çift iplikçikli RNA yapısında olup, 10-12 adet segmentten (birbirinden ayrı RNA molekülü) oluşur Genom Boyutlarına göre 3 kategoride gruplandırılan 10-12 segmenti içerir L (large), M (medium) ve S (small). Her segment 1-3 protein kodlar, total 10-14 protein kodlar

32

Reovirusler: Respiratory Enteric Orphan virus insanları infekte eden 3 serotip var (tip 1, 2, 3) hafif veya orta şiddette üst solunum yolu enfeksiyonları yapar

 



Rotavirusler: insanları infekte eden 3 serotip var (Groups A, B, C) çocuklarda ciddi diare yapar



Reoviridae proteinleri yunan harfleri ile gösterilir L segment λ proteinleri kodlar, M segment μ proteinleri kodlar S segment σ proteinleri kodlar Virion, transkriptazları ve diğer enzimleri içerir Sitoplazma içerisinde çoğalırlar.

Orbiviruses: çoğunlukla insan dışındaki omurgalılarda enfeksiyon yapar Coltiviruses: Colorado tick fever virus insanlarda hastalık yapar

33

34

solunum ve sindirim sistemi yoluyla organizmaya girer.  mukozada lokal olarak çoğalırlar.  Zarfsız virüs olmaları nedeniyle mide asiditesinden etkilenmezler.  Virüs özellikle bağırsakların payer plaklarının lenfoid dokusunda çoğalırlar.  Reovirus'lar genellikle çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonları, gastrointestinal enfeksiyonlar ve hafif ateşli hastalıklar oluşturmaktadır. 

35

36

6

İzolasyonu : rektal sürüntü, boğaz sürüntüsü, boğaz çalkantı suyu kullanılır.  duyarlı hücre kültürlerine ekilir.  CPE oluşturarak ürerler.  Serolojik İnceleme :  kanda spesifik antikorlar ve total antikorlar araştırılır

yaygın olarak görülür. Genellikle yaz sonu, sonbahar ve kış aylarında hastalık yaparlar,Tüm yaş gruplarında görülür.  Fekal oral yol ile bulaşır  toplumdaki yaygınlığı alt yapı yetersizliği ile ilişkilidir.

 Virüs



 dışkı,



37

ailesinde yer alırlar. ve küçük çocukların önemli gastroenterit etkenidirler  Morfolojik yapı reoviruslara benzer  çift iplikçikli, doğrusal RNA içeren virüslerdir.  Tekerleğe ya da rotaya benzemesinden dolayı Rotavirus olarak adlandırılmıştır

38

 Reoviridae

 Bebeklerin

  

39

       

sindirim sistemi yoluyla girerler. barsak hücrelerinin transport mekanizmaları bozulur. Hastalık kusma, diyare, ateş, abdominal ağrı gibi gastroenterit tablosuyla aniden ortaya çıkar. Dışkıda kan ve mukus bulunmaz. Ateş 38,5oC'ye kadar yükselebilir. hastalarda uzun süreli (5-8 gün) bol sulu ishal görülür Diyarenin uzun sürmesi Rotavirus enfeksiyonunun önemli özelliğidir. Genellikle 6-24 aylık bebeklerde görülür ve oldukça ağır seyreder.

41

İnsan Rotavirus'ları A,B,C olmak üzere 3 gruba ayrılır. A grubu ise 2 alt gruba ve 4 serotipe ayrılır. Serotipler kapsid proteinlerine bağlı olarak nötralizasyon deneyi ile ortaya konulur

40

  

   

Dışkıda Virüsün ya da Viral Antijenlerin Araştırılması : elektron mikroskobu kullanılır rutin olarak kullanılmaz. ELISA, lateks aglutinasyon deneyi, immünfloresan, immünelektroforez deneyleri ile antijen araştırılması hem pratik, hem çabuk, hem de daha ucuz bir yöntemdir Dışkıdan Virüs İzolasyonu : Dışkı duyarlı hücre kültürlerine ekilir Serolojik İnceleme : Rotavirüse özgül spesifik IgG ve IgM antikorları araştırılır

42

7

NOROVIRUS  



Caliciviridae ailesi içinde bulunan farklı bir virüs grubudur. 1968 yılında Norwalk, Ohio'daki bir okulda gastroenterit salgınına neden olduğu için Norwalk virüsü adı verilmiştir. Daha sonra Norovirus olarak kısaltılmıştır.



1972 yılında elektron mikroskopu ile dışkı örneklerinde identifiye edilmiştir.



Epidemik non bakteriyel gastroenterit salgınlarının %90 nından ve besin kaynaklı gastroenterit salgınlarının ise % 50 sinden sorumlu olabileceği düşünülmektedir.

CALICIVIRIDAE - NOROVIRUS Prof.Dr.Buket Cicioğlu Arıdoğan Bu sunu kopyalanamaz ve çoğaltılamaz

44

MORFOLOJİ     



Caliciviridae ailesi Single-stranded, positive-sense RNA genom,~7.7 kb Zarfsız ve icosahedral. 27-40 nm. Viral genom, viral kapsidi oluşturan 60 kDa'lık bir major yapısal proteini kodlar. 2 major genogrubu vardır GII.4 olarak adlandırılan genogrup II genotip 4 Norovirüsler şu anda dünya çapında Norovirus salgınlarının% 70-80'inden sorumludur.

45

NOROVIRUS

46

BULAŞ

5 grup norovirüs tanımlanmıştır. üçü insanları infekte edebilmektedir.  Bu gruplar içinde > 25 farklı norovirus türü saptanmış ve yeni suşlar ortaya çıkmaya devam etmektedir.  insanlar yaşamları boyunca Pek çok farklı norovirüs türü ile birçok kez enfekte olabilirler.  Belirli türlere karşı bağışıklık gelişebilir, ancak bağışıklığın ne kadar sürdüğü tam olarak bilinmemektedir. 

Norovirus hastalığı olan insanlar virüs partiküllerini dışkı ve kusma ile dış ortama saçarlar  İnsanlara bulaş yolları  Taşıyıcılar semptomatik olmayabilir  Norovirüs ile kontamine gıda veya sıvıları yemek veya içmek  Norovirüsler ile kontamine yüzeylere dokunmak veya nesnelere dokunup elleri ağza sürmek  norovirüs ile enfekte birisiyle doğrudan temas etmek,bakım, içecek ve yiyecek paylaşımı 

47

48

8

BULAŞ Restaurantlarda norovirus ile infekte Gıda işleyicileri, başkalarına da yayabilirler.  Dokundukları yiyecekleri ve içecekleri kolayca kirletebilirler.  Bu yiyecekleri ya da içecekleri tüketen insanlara virüs bulaşmasına ve hastalanmasına neden olabilirler, bu da norovirus salgınına neden olabilir.  Gıda kaynaklı tüm salgınlarının yaklaşık% 50'si norovirüs kaynaklı olabilir  Bu durumda da en önemli kaynak hasta Gıda işleyicileridir. 

49

NOROVİRÜS İNFEKSİYON BULGULAR VE BELİRTİLERİ

50

KLİNİK SEYİR

İnsan Norovirus enfeksiyonu halk arasında kış kusma hastalığı olarak bilinir  İnkubasyon süresi 24-48 saat ,10-50 saat olabilir  Akut gastroenterit (mide ve bağırsak inflamasyonu) 

  

Norovirus hastalığı olan insanların çoğu 1-3 gün içinde iyileşir.  özellikle küçük çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıflamış olan insanlarda ciddi derecede dehidratasyon görülebilir  Her yıl, norovirüs çoğunlukla küçük çocuklarda ve yaşlılarda yaklaşık 70.000 hastaneye yatış ve 800 ölüme yol açmaktadır. 

ishal, kusma, mide bulantısı, mide ağrısı Ateş, vücut ağrıları, yorgunluk

Dehidrasyon (günde birçok kez ishal ve kusma olması nedeniyle) Az idrara çıkma Kuru ağız veya boğaz  Baş dönmesi  

51

52

TANI VE TEDAVİ  TANI

Moleküler tanı yöntemleri kullanılır  PCR veya RT-PCR (real time PCR)  Spesifik tedavisi yok  Dehidratsyona karşı destekleyici tedavi uygulanmalı  Doktor önermedikce ilaç (antibiyotik vs) tedavisinden kaçınılmalı



Noroviruslar önemli bir halk sağlığı problemidir.



Oldukça bulaşıcıdırlar.



nörovirüs hastalığı olan insanlar kendi dışkı ve kusmuk içinde virüs parçacıklarını



milyarlarca saçarlar, ancak kişilerin hasta olabilmesi için çok küçük bir miktarda (10-100 parçacıklar) alması yeterlidir. 

Özellikle gündüz bakımevleri, bakım evleri, okullar ve yolcu gemileri gibi kapalı mekanlarda kolay ve hızlı bir şekilde yayılırlar.



Nesneler ve yüzeylerde günler veya haftalar süresince canlı kaldıkları için önlem almak çok zordur



dondurma ve ısıtma (kapsamlı yemek pişirmese de) ve hatta bazı dezenfektanlara da direnç gösterirler,klor bazlı dezenfektanlar tercih edilmelidr



aşı geliştirmek de zordur

53

54

.

9

NOROVİRUS SALGINLARINDA SIKLIKLA YER ALAN GIDALAR 

 



 

ÖNLEM

Yeşillikler, taze meyveler veya kabuklu deniz ürünleri gibi çiğ veya az pişmiş gıdalar. Çiğ veya pişirdikten sonra işlenmiş gıdalar Mahsulleri sulamak için kullanılan su, çiğ besin üzerinde devam edecek olan norovirüs kontaminasyonuna neden olabilir. İstiridye gibi ham veya az pişmiş kabuklu deniz hayvanları, kontamine su ile saklandığında sorun yaratabilir. Hazır gıdalar, sandviçler ve salatalar Genellikle salgına neden olan spesifik gıdayı belirlemek zordur, çünkü norovirüsler çok çeşitli yollarla yayılım gösterirler.



Öncelikle gıda işleyicilerine odaklanmalı



Enfekte yiyecek işleyicileri gıda kaynaklı norovirüs salgınlarının yaklaşık % 82 sinden sorumlu olabilirler.



Çoğu salgın, hazırlık sırasında kirlenmiş olan lokantalardan alınan yiyeceklerden kaynaklanabilmektedir.



Gıda görevlileri aşağıdaki kurallara uymalıdırlar.



daima el hijyenine dikkat etmeliler



Çıplak elle yiyeceklere dokunmamaya özen göstermeliler



Hastalandıklarında mutfaktan uzak durmalı ve yiyecekleri hazırlamamalıllar



İkincisi, gıdalar mutfağa erişmeden önce de bazı önlemleri almalı



Kabuklu deniz hayvanlarının ve ürünlerinin neden olduğu bazı salgınlar, üretim sırasında olabilecek kontaminasyonlara da bağlı olabilir.



Gıdaları üretirken ve sulamak için güvenli su kullanılması kaynağında kirlenmeyi önlemeye yardımcı olabilir.

55

56

KORUNMA  

Aşısı yok çalışmalar devam ediyor İlk olarak, her zaman tuvaleti kullandıktan ve çocuk bezini değiştirdikten sonra ve yemek hazırlamak veya yiyeceklere dokunmadan önce su ve sabunla dikkatlice ellerinizi yıkayın.



meyve ve sebzelerinizi iyice yıkayın ve istiridyeleri ve diğer kabuklu deniz balıklarını yemeden önce iyice pişirin.



hasta olduğunuzda başkalarına yemek hazırlamayın ya da dokunmayın.



Kustuğunuzda veya diyare ile kirlenmiş yüzeyleri temizleyin ve dezenfekte edin.



Son olarak, Kustuğunuzda veya diyare ile kirlenmiş çamaşırları iyice yıkayın.



, www.cdc.gov/norovirus

57

10

POXVİRİDAE AİLESİ

POXVİRİDAE AİLESİ Ve diğer DNA VİRÜSLERİ

Parvovirus B19

 en büyük ve en kompleks yapıya sahip virüslerdir.  Çok büyük virüslerdir(200 nm eninde, 400 nm boyunda), ışık mikroskobunda küçük noktacıklar halinde görülebilmektedirler.  Bu aile içerisinde bir çok virüs türü bulunmaktadır.  Bütün Poxvirus'lar morfolojik olarak genelde birbirlerine benzerler.  Hayvanlarda ve insanlarda hastalık yapabilmektedirler 2

Poxvirus Morfoloji  kompleks bir yapıya sahiptirler.  Görünüm olarak tuğlaya benzerler.  çift iplikçikli DNA'dan oluşan büyük bir viral genomu bulunur.  viral proteinlerden oluşan viral kor yapısı var  iki adet lateral cisimcik yer alır.  lipoproteinden oluşan dış membran bulunur.  En dış kısımın yüzeyinde tubuli şeklinde çıkıntılar ihtiva eden bir zarf vardır. 3

Sınıflama

4

Sınıflandırılması

 Vertebralıların Poxvirus'ları morfolojik yapıları, antijenik özellikleri ve konak özellikleri ne göre 6 cinse ayrılmaktadır.  İnsanlar için önemli olan Poxvirus'lar Orthopoxvirus ve Parapoxvirus olmak üzere 2 cinste toplanırlar.  Diğer 4 cinste yer alan virüsler ise yalnızca hayvanlarda hastalık oluştururlar.  sınıflandırılamayan Poxvirus grubu insanlarda enfeksiyon oluşturmaktadır.

5

6

1

Üreme      

Diğer DNA virüslerinden farklı özellikte replike olurlar Diğer DNA virüslerinde DNA replikasyonu hücre nükleusu içinde Poxvirus'larda ise sitoplazma içinde oluşur. Çiçek virüsü hücre kültürlerinde ve embriyonlu yumurtada üretilebilir. Hücre kültüründe CPE oluşturarak ürerler. Embriyonlu yumurtanın ise koryoallantoik zarı üzerinde poks adı verilen karakteristik lezyonlar oluştururlar.

 Üredikleri hücrelerin sitoplazmasında çiçek virüsüne tipik, asidofilik karakterde inklüzyon cisimcikleri oluştururlar.  Bu cisimciklere Guarnieri Cisimcikleri adı verilir.

SMALLPOX VİRÜSÜ (VARİOLA VİRÜSÜ)    

Orthopoxvirus cinsi içerisinde yer alırlar İnsanlarda çiçek hastalığını oluşturur Çiçek hastalığında kuluçka dönemi 10-12 gün arasındadır. Ani başlar, yüksek ateş, baş ağrısı, kırgınlık, vücut ağrıları, halsizlik gibi genel hastalık bulguları vardır.  Bir süre sonra vücutta hastalığa özgül tipik döküntüler oluşmaya başlar.  Döküntüler oluşmaya başladıktan 24 saat sonra ateş normale döner.  Hastalığın seyrine ve döküntülerin karakterine göre çiçek hastalığı klinik yönden çeşitli gruplara ayrılarak incelenir.

7

8

SMALLPOX VİRÜSÜ ENFEKSİYONLARI

Patogenez

 Variola Major (Variola Vera)  en yaygın ve en tipik görülen şeklidir  Döküntüler önce göz, ağız ve farinks mukozasında, yüzde, ellerde, kollarda ve bacaklarda başlar, daha sonra hızla gövdeye yayılır.  Makül, papül, vezikül, püstül, kabuk , en son çiçek sikatriksi adı verilen izler bırakır.  Variola Minör  Çiçek hastalığının daha hafif olan şeklidir  Kanamalı Çiçek  vücut direnci düşük kişilerde  Varioloid  Yıllar önce aşılanmış kişilerin çiçek hastalığına yakalanması  Döküntüsüz Çiçek  Bağışıklığı yeterli düzeyde olan aşılanmış kişilerde görülen klinik formdur  Uterus Ġçinde Bulaşan Çiçek  Hamilelik döneminde çiçek enfeksiyonu geçirilmesi durumunda, virüs plasenta yoluyla fetüse geçerek düşüklere, anomalili doğumlara yol açabilir.

 Etken damlacık enfeksiyonu şeklinde veya çicek lezyonu kabuklarının üst solunum yoluna ulaşmasıyla üst solunum yollarının mukozasından girer.  mukoza epitel hücrelerinde bir miktar üremeyi takiben, lenf düğümlerine taşınırlar.  Özellikle servikal lenf düğümlerinde ürerler, buradan kana karışarak primer viremi yaparlar.  Kan yoluyla diğer lenf bezlerine, dalak, karaciğer, kemik iliği gibi organlara diğer taraftan da deri ve mukozalardaki küçük kan damarlarına ulaşırlar.  bu organlarda sekonder viremi oluşturarak tekrar deri ve mukozalara ulaşarak,  hastalığa özgül tipik döküntülerin ve lezyonların oluşmasına yol açarlar.  Lezyonlar başta deri olmak üzere ağız, göz, farinks, trachea ve yemek borusunda da görülebilir. 

9

10

Tanı

Tanı

 Tipik vakalarda klinik ile tanı konur  Virüs İzolasyonu ve İdentifikasyonu  İnceleme örneği olarak vezikül sıvısı, veziküllerin tabanından alınan kazıntı örneği, kabuklar ve serolojik inceleme için kan kullanılır.  hücre kültürlerine veya embriyonlu yumurtanın koryoallantoik membranına inokule edilir.  embriyonlu yumurtanın koryoallantoik membranında poks adı verilen lezyonlar oluşur.  Hücre kültürlerinde ise CPE oluşturarak ürerler.  Üreyen virüsün çeşitli serolojik yöntemlerle kesin tanısı yapılır. 11

 Mikroskobik Ġnceleme  Hastalık materyalinden direkt olarak preparat hazırlanarak ışık mikroskobu ile incelenir.  enfekte hücreler içerisinde çok küçük noktacıklar olarak görülebilirler.  histolojik preparatlarda Guarnieri adı verilen inklüzyon cisimciklei görülür.  floresan antikor yöntemiyle viral antijen olup olmadığı araştırılır.  elektron mikroskobu ile incelenerek virüsün ayrıntılı yapısı görülebilir.  Spesifik Antikorların Araştırılması  serolojik deneyler kullanılarak, hasta serumunda viral antikorların olup olmadığı, ayrıca antikor titresinde yükselme olup olmadığı araştırılır 12

2

Epidemiyoloji  Çok bulaşıcı bir hastalıktır  Hastalığı geçiren kişilerde ömür boyu bağışıklık oluşur  1978 yılından sonra hiç bir çiçek olgusuna rastlanmamıştır.  Bu yüzden son vakadan 10 yıl sonra, yani 1988 yılında aşı uygulanmasına tüm dünyada son verilmiştir.  Çiçek hastalığından korunma aşılama ile mümkündür.  Çiçek aşısı Vaccinia virüsü ile hazırlanan canlı bir aşıdır. Bu aşı deri üzerine uygulanır

         

VACCĠNĠA VĠRÜSÜ Orthopoxvirus cinsi içerisinde yer alır Çeşitli hayvanlarda enfeksiyon oluşturan bir Poxvirüstür Çiçek aşısının hazılanmasında kullanılır MAYMUN ÇĠÇEK VĠRÜSÜ Orthopoxvirus cinsi içerisinde yer alır Maymunlarda enfeksiyon yapan bir virüstür. Maymunlarla direkt teması olan kişilere bulaşır. insandan insana çok nadir bulaşır. Bu yüzden insanlar arasında oldukça nadir görülür.

13

              

14

ĠNEK ÇĠÇEĞĠ VĠRÜSÜ (COWPOX VĠRÜSÜ Orthopoxvirus cinsi içinde yer alır. İneklerde genellikle memelere yerleşir. İnsana genellikle sağım sırasında bulaşır bu virüsle enfekte olan kişiler, insan çiçek virüsüne karşı da bağışıklık kazanırlar SÜTÇÜ NODÜLÜ VĠRÜSÜ Parapoxvirus cinsi içerisinde yer alır. İneklerde genellikle memelere yerleşerek enfeksiyon oluşturur. İnsanlara süt sağımı sırasında bulaşır. ORF VĠRÜSÜ Parapoxvirus cinsi içerisinde yer alır. Genellikle koyun ve keçilerde enfeksiyon yaparlar. Daha çok hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülür. İnsandan insana bulaş yok

 MOLLUSCUM CONTAGĠOSUM VĠRÜSÜ  Molloscum Contagiosum yalnızca insanlarda oluşan, derinin bir nevi iyi huylu tümörüdür.  Etkeni aynı isimle anılan, sınıflandırılamayan bir Poxvirus'tur.  bulaş genellikle direkt olarak hasta kişilerle temas  Ayrıca hasta kişilerin havlu ve traş malzemelerini kullanmak, hasta kişilerle aynı havuza girmekle de bulaşabilir.  Gençler arasında seksüel temas nedeniyle daha sık görülür. 

15

16

Parvoviridae  Parvoviridae familyası ikozahedral simetrili kapsidi bulunan,zarfsız, tek iplikli DNA viruslarıdır.  Parvovirinae ve Densovirinae olmak üzere iki alt familyası vardır.

Parvovirus B19

 Parvovirinae alt familyasında Amdovirus, Bocavirus, Partetravirus,Parvovirus, Erytrovirus ve Dependovirus genusları yer almaktadır. 18

3

PARVOVİRÜS B19  Parvovirus B19, ilk kez 1975 yılında sağlıklı kan donörlerinde HBsAg için immunoelektroferez ile taranması sırasında bulunmuştur

 Viral kapsit proteinlerine karşı yetersiz humoral immun

 Parvoviridae familyasının Erytrovirus genusunda yer alan küçük bir DNA virusudur.

cevap viral persistansa neden olmaktadır.

 Son zamanlarda insan eritrosit öncül hücrelerine olan tropizmi nedeni ile Erytrovirus B19 adı da verilmektedir

 NS1, hücre ölümü ile ilgili olduğu düşünülen proteindir.

 Zarfsız, ikosahedral kapsidi vardır.

 NS1 proteine karşı gelişen IgG tipindeki antikorlar

 Eter ve kloroform gibi lipid çözücülere dirençli olup

hastalarda görülen artrit ve artropati ile ilişkili olabilir

 56°C sıcaklığa pH 3.0’de 60 dakikadan daha fazla dayanabilir

 B19 virusunun üç genotipi tanımlanmıştır

 Parvovirus genomu lineer, tek sarmallı, bir DNA molekülü içerir.  Genom iki kapsid proteini [VP- 1, VP-2 ], bir yapısal olmayan (non-structural protein, NS1) protein kodlamaktadır 19

20

Parvovirus B19

Yaptığı hastalıklar

 parvovirus B19 Parvoviridae ailesinin insanları enfekte ettiği bilinen tek üyesi idi

 Çocukluk çağında eritema enfeksiyozum (5.Hastalık) denilen döküntülü hastalıklara ,

 Daha sonraları İnsan bocavirus ve insan parvovirus 4 tanımlanmıştır

 Erişkinlerde özellikle kadınlarda artropatilere neden olmaktadır

 Tüm dünyada yaygın olarak bulunur

 özellikle kronik hemolitik anemisi olan hastalarda aplastik krize yol açabilmektedir

 Bulaş solunum yolu sekresyonları başta olmak üzere kan transfüzyonu,organ nakli ve transplasental yol ile maktadır. kan ve kan ürünleri ile bulaş sıktır.

 Hamilelerde hidrops fetalis ve konjenital anemi gelişebilmektedir

 Ev içi temas gibi yakın temas önemlidir.

21

22

Laboratuvar tanı 

fetal kord kanı ve kemik iliği aspirasyon örneklerinde üretilebilir rutin olarak kullanılmaz



moleküler teknikler ve virusa spesifik kapsid proteinlerine özgül antikorların kullanıldığı



 Parvovirus B19 enfeksiyonu tüm dünyada yaygındır.  Enfeksiyon en sık okul çağı çocuklarında (5-15 yaş) görülür

immünolojik yöntemler kullanılır

 Tüm yaşlarda görülebilir. Erişkinlerin yaklaşık %65’i enfeksiyonu geçirmiştir.

parvovirus B19 IgM ve IgG antikorlarını saptayan EIA ve RIA yöntemleri yaygın olarak

 Enfeksiyon daha çok kış sonu, erken bahar aylarında görülür

kullanılmaktadır 

Epidemiyoloji

IgM, viremi semptomlarının başlangıcından sonra üç gün için de, IgG’de birkaç gün sonra

 Eritema enfeksiyozum her iki cinsiyette de eşit oranda görülmektedir; ancak erişkin artropatisi kadınlarda daha fazladır

saptanabilir.

 Kreş çalışanları ve ilkokul personeli mesleksel riski en yüksek olan grubu



IgM antikorları bir ay boyunca artmaya devam eder, 2-3. aydan sonra kaybolur.

 oluşturur



IgG antikorları ise hayat boyu serumda bulunur



Ġmmunositokimyasal ve immunohistokimyasal tekniklerle antijende saptanabilir

23

24

4

Korunma  hastaların izolasyonu imkansızdır.  El yıkama önemli ?  Eldiven, gözlük ve maske bu hastalarla temas esnasında kullanılmalı ve hasta taburcu olana kadar kullanmaya devam edilmelidir.  Gebe sağlık çalışanları bu hastalarla temasta bulunmamalıdır.  IgG antikorları pozitif sağlık çalışanları için bu önlemler gerekli değildir  VP1 ve VP2 kapsit proteinlerinden oluşan rekombinant insan  parvovirus B19 aşısıyla yapılan çalışmalarda başarı sağlanmıştır

25

5

ORTHOMYXOVĠRĠDAE

yalnızca grip etkeni olan Influenza virüsleri bulunur  Solunum yolu mukozasında enfeksiyon oluştururlar  Ġnsanlarda ve hayvanlarda hastalık yaparlar  Influenza ya da grip olarak adlandırılan klinik tabloyu oluştururlar 

ORTHOMYXOVİRİDAE ve PARAMYXOVİRİDAE

2

Virus yapısı

Viral genom

Helikal simetrili, zarflı, tek iplikçikli RNA virüslerdir  RNA’ları tek parça halinde olmayıp 8 parçacıktan oluşmuştur  Bu parçacıkların her biri farklı bir protein yapımından sorumludur  Buna bağlı olarak Influenza virüslerinde antijenik değişim sık olarak görülür  Ġpliksi, küresel ya da diğer görünümde olabilirler 



Viral genom içerisinde antijenik yapıdan sorumlu nukleoproteinler yer alır.



Nukleik asit genomu helikal simetrili bir kapsid çevreler. Kapsidin dıĢında matriks proteini, en dıĢta ise lipid yapısında bir zarf bulunur.

   

Zarfın yüzeyinde iki tip dikensi çıkıntı bulunur. Bu çıkıntılar protein yapısında olup, virüse hemaglutinasyon ve nöroaminidaz yapma özelliği kazandırır

3

4

Dört tip antijeni bulunur

Viral Replikasyon



1. Nukleoprotein Antijeni (NP Antijeni)



2. Matriks Protein Antijeni (M Antijeni)



3. Hemaglütinin Antijeni (HA Antijeni)



4. Nöroaminidaz Antijeni (N Antijeni)



5

6

1

Nukleoprotein Antijeni (NP Antijeni) ve Matriks Protein Antijeni (M Antijeni)

Hemaglütinin Antijeni (HA Antijeni) 



Nukleoprotein Antijeni genomda, Matriks Protein Antijeni ise viral zarfın alt kısmında yer alırlar



Ribonukleoproteinler antijenik özellik gösterirler



Virüsün tiplere ayrılmasını sağlarlar





Organizmada kendilerine karĢı antikor oluĢumuna yol açarlar





Ġnternal antijen oldukları için oluĢan antikorlar viral enfeksiyonu engelleyemez







Viral zarfın yüzeyinde yer alan dikensi çıkıntılardır Glikoprotein yapıdadır Virüsün hücreye tutunmasında rol oynar Duyarlı eritrositleri hemaglutine eder Virüsün alt tiplere ayrılmasını sağlar Yüzeyel antijen olduğu için organizmada oluşan antikorlar viral enfeksiyonu engeller

7

8

Nöroaminidaz Proteinleri (N Antijeni)

    

 

Influenza A virüsünün Alt Tipleri

Viral zarfın yüzeyinde yer alan dikensi çıkıntılardır Glikoprotein yapısındadır nörominidaz ise koruyucu mukus tabakayı sulandırarak, reseptörlerin ortaya çıkarır. Virüsün duyarlı hücre reseptörlerine ilgisini sağlar Dokulardaki siyalik asit ve N asetil nöroaminik asit bağlarını parçalayarak virüsün hücreye tutunmasını sağlar Virüslerin alt tiplere ayrılmasında rol alır OluĢan antikorlar viral enfeksiyonu engeller

    

15 hemaglütinin alt tipi vardır H1,H2,H3,…olarak gösterilir 9 nöroaminidaz alt tipi vardır N1, N2, N3, … olarak gösterilir Kuşlarda tüm alt ipler bulunur İnsanlarda yalnızca 3 hemaglütinin ve 2 nöroaminidaz alt tipi bulunur Toplam 144 Influenza A alt tipinin olduğu bilinmektedir

9

Influenza Virüslerinin Ġsimlendirilmesi

10

2018--2019 influenza aĢı kompozisyonu 2018 

„’For 2018-2019, trivalent (three-component) vaccines are CDC recommended to



A/Michigan/45/2015 (H1N1)pdm09-like virus A/Singapore/INFIMH-16-0019/2016 A(H3N2)-like virus (updated) B/Colorado/06/2017-like (Victoria lineage) virus (updated)

  

For the 2018-2019 season, All recombinant vaccine will be quadrivalent. (No trivalent recombinant vaccine will be available this season.)



Quadrivalent (four-component) vaccines, which protect against a second lineage of B viruses, are recommended to contain:



the three recommended viruses above, plus B/Phuket/3073/2013-like (Yamagata lineage) virüs’’



Page last reviewed: August 30, 2018,Page last updated: August 30, 2018



Content source: Centers for Disease Control and Prevention, National Center for Immunization and Respiratory Diseases (NCIRD)

 

  

11

contain:

WHO It is recommended that quadrivalent vaccines for use in the 20182019 northern hemisphere influenza season contain the following: - an

A/Michigan/45/2015 (H1N1)pdm09-like virus; - an A/Singapore/INFIMH-16-0019/2016 (H3N2)-like virus; - a B/Colorado/06/2017-like virus (B/Victoria/2/87 lineage); and - a B/Phuket/3073/2013-like virus (B/Yamagata/16/88 lineage).

12

2

İNFLUENZA VİRÜSÜNÜN ANTİJENİK TİPLERİ

ANTĠJENĠK DEĞĠġĠM 

Influenza virüslerinde sık antijenik değiĢim görülür



Her yıl yeni serotipler ortaya çıkar



Sürekli yeni salgınlar meydana gelir



Antijenik değiĢim hemaglütinin ve nöroaminidaz antijenlerinde oluĢur



Ġki türlü antijenik değiĢim vardır

  

Minör Antijenik Değişim (Antijenik Drift, Antijen Sürüklenmesi) Viral genlerde bir noktada mutasyon sonucu oluĢur Toplumda dolaĢan etkene benzer fakat antijenik yönden farklı suĢ oluĢur

     

Major Antijenik Değişim (Antijenik Shift, Antijen Kayması) Viral genlerde daha geniĢ alanda daha köklü mutasyon oluĢur Genellikle genetik alıĢveriĢler sonucu olur Yeni hemaglütinini ve yeni nöroaminidazı olan farklı bir suĢ oluĢur Yüzeyel proteinlerde tamamıyla baĢkalaĢım meydana gelir Yepyeni bir virüs ortaya çıkabilir



Ġnfluenza virüsü grup antijenlerine göre A, B ve C olarak üç ana tipi ve çok sayıda alt tipi vardır.



Influenza D virüsleri öncelikle sığırları etkiliyor ve insanlarda bulaĢtırma ve hastalığa neden olduğu bilinmiyor.



Ġnfluenza virüsünün antijenik yapısını hemaglutinin (H1,2,3…) ve nöraminidaz (N1,2..) adlı yüzey proteinleri belirler.



Tip A

bütün yaĢ gruplarında görülür orta ve Ģiddetli derecede hastalık yapar



insan ve hayvanlarda hastalık yapar

 

Tip B

hafif epidemilere yol açar ve daha çok çocukları etkiler. insanda hastalık yapar

 

Tip C



Hemaglutininde küçük ve yavaĢ geliĢen zincir değiĢlikleri (antijenik drift) epidemilere yol açabilir, ani ve büyük değiĢiklikler ise (antijenik shift) pandemilere neden olur.

insanlarda sık görülmez ve epidemi yapmaz.

13

14

15

16

KLİNİK BULGULAR 

Kişiden kişiye damlacık enfeksiyonu, kontamine eller ve çeşitli eşyalarla solunum yollarından bulaşır



Solunum yolları mukozası yapışkan bir müsin tabaka ile kaplıdır



nöroaminidaz enzimi ile bu musin tabakayı eritirler İnkübasyon süresi 1 - 4 gün arasındadır



  

Komplikasyonsuz Grip Pnömoni Reye Sendromu

20.Yüzyılda yayılım yapan Influenza virüsleri ve oluşturdukları pandemiler

LABORATUVAR TANISI 

Virüs izolasyonu ve identifikasyonu ◦ Burun yıkantı suyu ve boğaz sürüntüsü alınır ◦ Ġlk üç gün içinde alınması gerekir ◦ Hücre kültürü ve embryonlu yumurtanın amniotik kesesine ekilir ◦ Hücre kültüründe CPE oluĢturmaz ◦ Hemaglütinasyon ,nötralizasyonv e hemadsorbsiyon deneyleri ile tanı konur



Antijen Araştırılması



Floresan mikroskobi ELISA ve diğer yöntemlerle de antijen araĢtırılabilir



Serolojik Ġnceleme

1918: “Ġspanya Gribi” 20-40 milyon ölüm

H1N1

1920 17

1957: “Asya Gribi”

1 milyon ölüm

1968: “Hong Kong Gribi”

1 milyon ölüm

H2N2

1940

1960

H3N2

1980

2000

WHO 18

3

KuĢ Gribi

EPĠDEMĠYOLOJĠ VE KORUNMA

        

Bütün dünyada yaygındır Epidemiler ve pandemiler oluĢturur

 

Latent enfeksiyon yapmaz ve kronikleĢmez. Influenza A daha sık salgın yapar Influenza B daha seyrek salgın oluĢturur



Influenza C sporadik vakalar halinde görülür AĢı ile korunma mümkündür AĢı virüsü embryonlu yumurtanın amniotik kesesinde üretilir

  

Halk arasında tavuk vebası olarak da bilinir Genellikle kanatlı hayvanların enfeksiyonudur Solunum ve sindirim sistemine ait belirtilerle yüksek morbidite ve mortalite hızıyla seyreden akut, bulaĢıcı bir hastalıktır Nadiren insanlarda da enfeksiyon oluĢturmaktadır Ġnsanda enfeksiyon oluĢtuğunda %50‟nin üzerinde mortalite görülmektedir Etken Influenza A virüsüdür BulaĢ enfekte hayvan ve hayvan ürünleri ile yakın temas ile olur

19

20

ĠNSANLARA HANGĠ YOLLARLA BULAġMAZ ? 

TEDAVĠ

Pişirilmiş tavuk etleri ve yumurtalarla bulaşmaz

Hastaneye yatırılarak takip Antiviral ilaç uygulaması  Destek tedavisi 

◦ Çiğ tavuk ya da çiğ yumurta ile temastan sonra ellerin bol sabunlu ya da deterjanlı su ile yıkanması ◦ Tavuk ambalajının etrafı kirletmeden derhal çöpe atılması ◦ Çiğ tavukla temas eden mutfak malzemelerinin derhal bol deterjanlı su ile yıkanması 



◦ Yatak istirahati ◦ Sıvı ve elektrolit replasmanı ◦ Mekanik ventilasyon

Dış ortamla teması olmayan evde beslenen kuşlarla bulaşmaz ◦ Bu tür hayvanların yem ve sularına dikkat edilmesi gerekir ◦ Dışarıdan bulaşmayı sağlayacak mekanik taşıyıcılığın engellenmesi

21

PARAMYXOVĠRĠDAE 

22

PARAMYXOVĠRUS

bebek ve çocuklarda solunum yollarıyla bulaşarak çeşitli hastalıklara yol açarlar.

          

23

Orthomyxovirus'lara benzerler,daha büyük ,150-200 nm Nükleusu helikal simetrili bir kapsit çevreler. Kapsidin dıĢında ise lipid yapısında bir zarf yer alır. Tek iplikçikli RNA genomuna sahiptirler. RNA'ları tek parçadan ibarettir. Paramyxovirus'ların tümü antijenik olarak sabittir. Zarf üzerinde iki farklı tipte glikoprotein çıkıntı bulunur. Büyük çıkıntılar hemaglütinasyon ve nöroaminidaz fonksiyonlarını kazandırır. Küçük olan glikoprotein çıkıntılar ise füzyon oluĢturma kazandırarak, virüsün hücre içerisine girmesini sağlarlar. Bunlar ayrıca virüse hemoliz yapma fonksiyonunu da kazandırırlar. Viral zarfın hemen alt kısmında matriks proteinleri ve en iç kısımda ise ribonükleoproteinler yer alır.

24

4

PARAMYXOVĠRĠDAE 

Paramyxovirus-PARAĠNFLUENZA VĠRÜSÜ

Paramyxoviridae familyası 3 cins altında toplanır. 1 - Paramyxovirus Cinsi : Bu cins içerisinde Parainfluenza virüsü, Mumps virüs ve Newcastle virüsü yer alır. 2 - Morbilivirus Cinsi : Bu cinste Rubeola virüs (Measles virüs - Kızamık virüsü) yer alır. 3 - Pneumovirus Cinsi : Bu cins içerisinde ise Respiratory Syncytial Virüsü (RSV) yer alır.

       

Paramyxovirus'ların genel özelliklerini gösterirler. Ġnsanlarda tüm yaĢ gruplarında akut solunum yolu enfeksiyonları oluĢtururlar. Ġnsanda patojen olan 4 serotipi bulunmaktadır. Tip 1, 2 , 3 bebeklerde ve küçük çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonu oluĢtururlar. Tip 4 ise çocuklarda ve yetiĢkinlerde orta Ģiddetli üst solunum yolu enfeksiyonu oluĢtururlar. Virüs Ġzolasyonu ve Ġdentifikasyonu hücre kültürlerinde hemadsorbsiyon Viral antijenlerin Araştırılması immünfloresan Serolojik Ġnceleme IgG ve IgM antikorları

25

KABAKULAK VĠRÜSÜ TANI

Paramyxovirus-MUMPS(KABAKULAK VĠRÜSÜ) 

       

26

kulak altı tükrük bezlerinin irinsiz yangılanması ve büyümesi ile karakterize, akut bulaĢıcı bir enfeksiyon olan kabakulak hastalığının etkenidir. Genellikle 5-15 yaş arası çocuklarda sık görülmektedir doğal konakları yalnızca insandır. KiĢiden kiĢiye bulaĢma damlacık enfeksiyonu yoluyladır.



klinik bulgular tipik ,laboratuvar tanısına gerek bulunmamaktadır.



Virüs izolasyonu için inceleme örneği olarak genellikle tükrük, BOS, idrar, stenon kanalı etrafından alınan sürüntü kullanılır Virüs üreyen hücre kültürlerinde hücrelerin yuvarlaklaĢması ve dev hücrelerin oluĢumu ile karakterize belirgin CPE görülür,serolojik testlerle identifikasyonu yapılır.



en çok etkilenen organ parotis bezidir. Parotis bezinin tutulumu tek ya da çift taraflı olur testisler, overler, pankreas, tiroid ve böbrek gibi organlar tutulabilir tek bir antijenik tipi bulunur, antijenik değiĢim göstermezler. Bu yüzden bir defa enfeksiyon geçirmekle ömür boyu bağıĢıklık elde edilir.

 

Seroloji spesifik antikorlar Korunma aĢı

27

Morbilivirus – Kızamık (Measles (Measles virüs)  

   

28

Measles virüs

Paramyxoviridae ailesinin genel özelliklerini gösterir kızamık olarak adlandırılan, genellikle çocuklarda görülen makülopapüler döküntü, ateĢ ve solunum sistemi semptomları ile karakterize hastalık tablosunu oluĢturur. Kızamık akut, çok bulaĢıcı Virüs izolasyonu için nazofarinks sürüntüsü, konjuktiva sekresyonu ve kan incelenir Hücre kültüründe tipik CPE Hücreler içerisinde çok çekirdekli dev hücreler ve inklüzyon cisimcikleri oluĢur.



Kesin tanı hemadsorbsiyon ya da immünfloresan deneyleri ile olur.



Seroloji spesifik IgG ve IgM antikorları bakılır yalnızca bir serotipi bulunmakta olup, tek konağı insandır. ömür boyu kalıcı bağıĢıklık bırakır.

   

29

Korunma Aktif ve pasif bağıĢıklama

30

5

Pneumovirus - Respiratory Syncytial Virüsü (RSV) 

Paramyxoviridae ailesinin Pneumovirus cinsi içerisinde yer alır.



YetiĢkinlerde soğuk algınlığı,Bebeklerde ve çocuklarda pnömoni ve bronĢit oluĢtururlar.



hücre kültürlerinde sinsityal dev hücreler oluĢturması nedeniyle Respiratory Syncytial Virüs adı verilmiĢtir.



Virüs İzolasyonu ve İdentifikasyonu



nazofaringeal sürüntü, boğaz sürüntüsü, boğaz ve burun çalkantı suyu kullanılır.



hücre kültürlerinde CPE oluĢumu ve karakteristik sinsityal dev hücreler görülür.



Üreyen virüsün çeĢitli serolojik deneylerle kesin tanısı yapılır.



viral antijenler immünfloresan mikroskopisi ya da ELISA ile araĢtırılır



Virüsün hastane içinde yayılımı genellikle hastane personelinin elleri aracılığı ile olur 31

6

Rhabdoviridae Bu ailede memeliler, balıklar ve kuşlar için patojen olan virüsler bulunmaktadır. Rhabdoviridae 175 ten fazla virüs içerir

Rhabdoviridae ve Togaviridiae

Bu ailedeki virüsler 4 cins içerisinde toplanırlar. 

Bu ailenin en ünlü virüsü Rabies Virüs olarak adlandırılan Kuduz virüsüdür.



En eski ve en korkulan hastalıklardan birinin etkenidir Kuduz virüsü Lyssavirus cinsi içerisinde yer alır

2

Rabies virüs genom yapısı

Rabies virüs

 tek iplikcikli, düzlemsel RNA'dan oluşan

genomu bulunur.

Kuduz virüsü Lyssavirus cinsi içerisinde yer alır

 Nükleik asidin etrafında helikal simetrili,

silindirik görünümde bir kapsid yer alır.  Nükleokapsid içerisinde nükleoprotein (N),

70 nm eninde ve 170 nm boyundadır Segmentsiz tek zincirli negativesense RNA virüsüdür



Geniş peplomerleri ile zarflı bir virüsdür



Helikal silendrik nükleokapsid virüse mermi şeklini verir (conical)



Farklı serotipleri var



geniş (L) ve non strüktürel (NS) proteinler yer alır. Nükleokapsidin hemen dış kısmında ve viral zarfın altında matriks proteinleri bulunur. En dış kısımda ise üzerinde glikoprotein yapısında (G Protein) dikensi çıkıntılar bulunan bir zarf yer alır. Zarf üzerindeki bu glikoproteinler virüsün konak hücreye yapışmasını sağlar. Nükleokapsit içinde yer alan nükleoproteinler viral RNA'yı, nükleaz

enziminin zararlı etkisinden korur 3

Kuduz virüsü

4

Kuduz virüsü

• doğada serbest olarak yaşayamazlar.

 MSS nin akut ve kesin öldürücü olan Kuduz hastalığının etkenidir.

• Ultraviyole ve güneş ışınları virüsü hızlı bir şekilde inaktive

 Zoonozdur, genellikle hayvanların hastalığı olup, çeşitli yollarla

etmektedir.

hayvanlardan insanlara bulaşır.

• Isıya dayanıksız (50oC'de 1 sa, 60oC'de ise 5 dak) inaktive olur

 Virüs enfekte hayvanların tükrük bezlerinde, gözyaşı, cilt, adrenal bezler,

kalp kası, saç folikülleri ve böbreklerde bulunabilir.

• Soğuğa karşı dayanıklı,4oC'de haftalarca, 0oC'nin altında aylarca

 Virüs hiçbir zaman kan veya kan hücrelerinde bulunmaz.

canlı kalabilirler.

 Yarasalar hariç enfeksiyona yakalanan tüm canlılar kısa sürede

• eter ve kloroforma karşı oldukça duyarlıdırlar.

karakteristik semptomlarla ölürler

• Kuvvetli asitler ve alkalilerle hızla inaktive olur

 sıcak kanlı hayvanlar ve insanlar virüse karşı duyarlıdır. 5

6

1

Kuduz virüsü     

Virüs tipleri  Sokak Virüsü (Vahşi Tip Virüs)  Hayvanlarda ve insanlarda doğal olarak enfeksiyon oluşturan

Doğada yayılmasında yarasalar önemli rol oynar. Yarasaların, kendileri hastalanmazlar, yarasalar tarafından hastalık vahşi hayvanlara bulaştırılır. Vahşi hayvanlar evcil hayvanlara bulaştırır. Evcil hayvanlardan ise insana bulaşır.

tip

 inkübasyon süresi uzun 3-8 hafta  Sabit Virüs (Aşı Virüsü)  Doğal enfeksiyonlardan elde edilen sokak virüsünün

laboratuvar koşullarında, tavşandan tavşana sürekli pasajları yapılarak hem inkübasyon süresinin kısaltılması(5-7 gün) ve sabitlenmesi , hem de enfeksiyon yapma yeteneğinin azaltılması ile elde edilen virüs  sabit virüs aşı hazırlanmasında kullanılmaktadır.  Aşı virüsü organizmada negri cisimciği oluşturmadan üremektedir.

 Yarasalar mağaralarda taşıdıkları virüsleri inhalasyon ile

de insanlara bulaştırabilirler  Fare gibi kemiriciler kuduz bulaştırmazlar.

7

Patogenez

Bulaş ve inkubasyon süresi  Kuduz hayvan ısırması ve infekte hayvanın salyası ile bulaşır  nadiren de olsa solunum yoluyla, kontamine damlacıkların

 kuduzlu bir hayvanın salyasında bulunan virüs, ısırılma ile       

8

vücuda girer. girdiği bölgede kas veya bağ dokusunda ilk üremeyi gösterir. buradan periferik sinirlere ulaşarak, özellikle duyu sinirleri yoluyla yavaş bir şekilde MSS'ye doğru yayılır. Duyu sinirlerine ulaşan virüsün bir saatte 3 mm hızla MSS'ye yayıldığı bildirilmektedir. Bu yayılım sırasında virüs ilk önce omuriliğe ulaşır. Omurilik yoluyla da beyine doğru yayılır. MSS hücrelerinde hızla üreyen virüs, tekrar periferik sinirler yoluyla tükrük bezlerine ve diğer organlara ulaşırlar Virüs viremi yapmadığı için kanda bulunmaz



  

alınmasıyla, enfekte doku transplantasyonu ile ve sağlam mukoza ile temas yoluyla da bulaşabilir Bir hayvanı evde besleme veya elle tutma veya kan, idrar veya dışkılarla temas etme gibi bir temas, tehlikeli temas olarak değerlendirilmez . Bu durumlarda temas sonrası profilaksisine gerek yoktur. Kuduz virüsü, dış ortamda kuruduğunda ve güneş ışığına maruz kaldığında bulaştırıcı değildir. İnkübasyon süresi vücuda giren virüs miktarına, ısırma yarasının derinliğine, ısırılma yerinin beyine olan uzaklığına bağlı olarak değişir. İnkübasyon süresi genellikle 2-12 hafta arasında değişmekle birlikte, nadir olarak yıllar sonra dahi ortaya çıkabilmektedir

9

10

laboratuvar tanı

klinik  Kuduz enfeksiyonunun seyri sırasında üç dönem bulunmaktadır.

 ısıran hayvana yönelik olarak yapılır  insanda kuduz enfeksiyonunun laboratuvar tanısının önemi

bulunmamaktadır.

1 - Prodromal Dönem 2 – Eksitasyon Dönemi 3 – Felç Dönemi

 ısıran köpeğin canlı olarak ele geçirilmesi oldukça önemlidir.  Canlı olarak ele geçirilen hayvanların 10 gün süreyle gözetim altında

bulundurulması gerekir.  Semptomlar görülmeye başladıktan sonra en geç 10 gün içinde

ölümle sonuçlanmaktadır.  Gözetim sırasında ölen ya da ölü olarak ele geçirilen hayvanlarda

çeşitli laboratuvar yöntemleriyle kuduz enfeksiyonu olup olmadığı araştırılır

11

12

2

Mikroskopik İnceleme  Işık Mikroskopu ile İnceleme  beyin dokusundan histolojik preparat hazırlanır.  intrastoplazmik negri cisimcikleri olup olmadığı araştırılır

 Virüs İzolasyonu

 görülmemesi durumunda şüpheli kabul edilerek

 Deney Hayvanına Ekim  salgı ya da beyin dokusu, fare beynine enjekte edilir, negri cisimciği

ve viral antijenler araştırılır.  Hücre Kültürüne Ekim 

 hamster ya da fare hücre kültürlerine ekilir. 2-4 günde üretilen

 Floresan Mikroskopu ile İnceleme

 Serolojik İnceleme

virüsün nötralizasyon deneyi ile kesin tanısı yapılır.

 Beyin dokusundan hazırlanan preparat floresan boyası ile ile işaretli kuduz antikorları ile boyanır

 İmmünfloresan, kompleman birleşme ve nötralizasyon deneyleri

 en hızlı ve en doğru tanı yöntemidir. 

 Ab geç oluştuğu için rutin olarak fazla önemi yok

kullanılarak serumda ve BOS'ta kuduz antikorları araştırılır.

13

tedavi

14

aşı

 Klinik semptomlar gelişmeye başladıktan sonra tedavisi mümkün değildir.

 Sabit virüs ile hazırlanan aşılar uygulanarak hastalık oluşmadan önce

 hastalar 7-10 gün içinde ölmektedir.

bağışıklık oluşturulur.

 Kuduzda kuluçka süresinin uzun olması nedeniyle, ısırılmadan hemen sonra yapılan profilakside % 100 olumlu sonuç alınmaktadır.

 Sabit virüsün kuluçka süresi, sokak virüsüne göre çok kısa olduğu için,

sokak virüsünden daha önce beyine ulaşarak, kısa sürede antikor

 Bu yüzden koruyucu tedaviye mümkün olduğunca erken başlanmalıdır.  İlk ve en acil yapılması gereken

oluşmasını sağlar

 Isırılma yarası ilk önce sabun ve bol su ile yıkanmalıdır.

 Bazı durumlarda aşı uygulanması yeterli olmayabilir

 Sabun kuduz virüsünün lipid yapısını eriterek inaktive olmasını sağlar.

 kuduz virüsüne karşı immünglobulin içeren bağışık serum uygulaması

 Daha sonra yara zefiran ile temizlenir.

yapılır

 Zefiran temas ettiği virüslerin hem ilerlemesini durdurur, hem de öldürür.  Kan akıyorsa bir süre için durdurulmamalı ve dikiş konulması geciktirilmelidir.

 bağışık serumun yarısı yara çevresine, yarısı da kas içine enjekte edilir 15

16

Korunma ve Kontrol

aşı  Hiperimmünglobulinler ilk bir hafta içinde uygulanmalıdır, daha sonraki günlerde yapılmasının bir faydası yoktur.  Aşı ile ayrı enjektörlerde ve ayrı bölgelerde aynı anda uygulanabilirler.

 İnsanlara bulaş en sık köpeklerle, daha az olarak da kedi ve diğer

hayvanlarla temas sonucu olmaktadır

 Isıran hayvan, ısırdıktan sonra 10 gün yaşamışsa hastada aşılama kesilir.  Temas öncesi aşılama: 0, 7, 21/28'nci günlerde HDCV hayvancılıkla uğraşanlara, laboratuvar çalışanlarına, veterinerlere, kırsal kesimlere çıkacaklara uygulanır.

 Hastalığın kontrolünde başıboş kedi ve köpeklerin belediyeler tarafından

 Bu aşı 2 yıl koruma sağlar, ancak sürekli risk altındakilere 6 ayda bir veya yılda bir booster aşılama yapılır.

 Sahipli kedi ve köpeklerin ise sürekli aşılanması, enfeksiyonun

kayıt altına alınması ve aşılama yapılması önemli rol oynar.

yayılmaması yönünden önemlidir.

 Temas sonrası: Temas sonrası korunmanın ilk kademesi yaranın sabunlu su ile yıkanmasıdır. Kuduz sadece bu uygulama ile %80'in üzerinde önlenmektedir.

 Ayrıca risk grubu olan hayvan bakıcılarının ,veteriner hekimlerin,, kuduz

 HDCV aşılama; 0, 3, 7, 14, 28'inci günlerde deltoid kasına intramuskuler uygulanır.



laboratuvarlarında çalışanların koruyucu olarak aşılanması gereklidir.

17

18

3

TOGAVIRIDIAE Rubivirus-rubella İlk defa alman doktorları tarafından teşhis edilmiştir  Alman kızamığı denmiştir,3 günlük kızamık  

 

TOGAVIRIDIAE

Alphavirus- Equine Encephalitis, Sindbis Pestivirus- hayvan patojenleri

20

RUBELLA - KIZAMIKCIK

RUBELLA KLİNİK

Rubivirus genusunda bulunur Zarflı,ikosahedral simetrili,tek zincirli RNA virüsü  (ss RNA sense)  core proteini tek tabaka lipoprotein zarf ile çevrelenir  Zarf üzerinde dikensi 2 tane glikoprotein vardır, E1 ve E2.  1 antijenik tipi vardır  Bilinen tek rezervuarı insandır  



   

 



 

22

:

TÜMÖR VIRÜSLERI

Epidemioloji Dünyanın heryerinde görülür,Yeni epidemi görülmedi gebeliğin ilk trimestrinde geçirildiğinde fetal infeksiyona ve anomalilere neden olması önemli özelliğidir Aşısız genç kadınlar riskli

 

 

Nötralizan antikorlar ve hücresel bağışıklık rol oynar Tanı Klinik,üst solunum yolunda virus izolasyonu, Rubella Ig M antikorlarının tayini Tedavi Spesifik tedavi yok Korunma aşı

5-14 yaş en sık. 14-21 gün inkubasyon Haif ateş,Nezle belirtileri, LAP, 3 günde geçen Eritematöz makülopapüler döküntü ,yüzden başlayıp vücuda yayılır Konjenital Rubella: spontan düşükler,Büyüme geriliği,Göz ( Katarakt, glokom, retinopati.),Sağırlık, kalp anomalileri,Nörolojik bozukluk,Hepatomegali vs



RUBELLA 

Damlacık infeksiyonu ile veya transplasental olarak bulaşır

 

21





    23



İnsanlarda ve hayvanlarda tümör oluşumuna katkısı olan virüslerdir. Bu virüsler direkt olarak tümör oluşumundan sorumlu olmamasına karşılık, oluşan tümörlerde önemli katkıları bulunmaktadır. RNA virusları (Retroviruslar tip-B ve -C) DNA virusları (Adenoviruslar, hepadnaviruslar, herpesviruslar, papovaviruslar, parvoviruslar, poxviruslar) Epstein-Barr virüs Hepatit B virüs Hepatit C virüs Human herpesvirüs HHV8

Human papillom virus polyoma virüs pox virüsler 24

4

HIV Human Immunodeficiency Virus İnsan İmmun Yetmezlik Virusu

H I V

A I

Prof.Dr.Buket Cicioğlu Arıdoğan

Human(insan) Human(insan) Immunodeficiency (immunyetmezlik immunyetmezlik)) Virus

Acquired (kazanılmış) Immuno (İmmün)

D

Deficiency (yetmezlik)

S

Syndrome (sendrom)

2

Morfoloji & Genomik Yapı HIV-1 & HIV-2

The HIV/AIDS Virus 

    



HIV-1 ve HIV-2 retrovirus grubunun LENTIVIRUS genusunda yer alır HIV RNA virüsüdür (Ribonucleic acid) HIV dış ortama dayanıksızdır(fragil) Hücre içinde uzun yıllar yaşayabilir HIV-1 Kuzey Amerika ve Avrupa HIV-2 ilk Batı Afrika daha sonraları Avrupa,Brezilya,bazı Asya ülkelerinde de tespit edildi En yaygın olan ve dünyada pandemiye neden olan tip HIV1’dir. HIV2’nin yaygınlığı azdır ve daha az virülandır fakat sonuçta oluşturduğu klinik tablo benzerdir.

By

Pr. Justin WANE

HIV-2 - gp105 - gp36

3

HIV YAPISI    



4

Viral Genome

100-120 nm çapında sferik 100morfolojiye sahip Dondurma külahı şeklinde “core core”yapısı ”yapısı vardır lipid matriks yüzey antijenleri ve gl gliko ikoprotein proteinleri leri içerir Viral core genomik genomik RNA RNA’nın ’nın 2 kopyası,, reverse transcriptase, kopyası integrase and protease içerir Nükleokapsid yapısı ikozahedraldir ve zarfla çevrilidir





Genom 3 yapısal yapısal,, 2 zarf (envelope envelope)), 6 düzenleyici protein (3 enzime enzime ek olarak)kodlayan 9 genden oluşur pozitif po zitif--polariteli polariteli,, tek zincirli RNA içerir( 9.2 kb) kb)

The genome of the human immunodeficiency virus (type 1) is shown in this schematic diagram.

5

6

1

Viral Genome   

Yapısal(striktürel) HIV Genleri Genleri

Yapısal(striktürel) HIV Genleri Genleri Düzenleyici Genler Yardımcı Genler (accessory) olmak üzere 3 tip gen bulunmaktadır

Yapısal Gen Genler ler gag (grup-spesifik antijen)

pol (polymerase)

Core bölgesinin yapısal proteinleri olan Matrix, Capsid ve Nucleocapsid Proteinlerini kodlar p9,p17, p24, p40, p55 bulunur.

Protease, Reverse transcriptase ve Integrase kodlar (p66, p51, p32, p17)

env (envelope,zarf) Gp120 ve gp41içeren HIV yüzey antijeni olan Gp160 ı kodlar gp120 CD4 lenfosite tutunur . gp120 ve gp41 immunojeniktir

7

8

Düzenleyici Genler

Yardımcı Genler (accessory)  Bu genler HIV replikasyonu için gerekli değildir yardımcı fonksiyonları vardır

 Bu genler HIV’ HIV’in in hücreyi infekte edebilme,replikasyon(çoğalma) ve hastalık yapabilmesi için gerekli olan proteinlerin üretimi için bilgiye sahiptirler  tat – transactivator of transcription Tat Tat,, viral transk trans krip ripsiyonun siyonun aktivasyonundan sorumlu bölgedir  rev – mRNA nın sitoplazmaya transportu için gerekli yardımcı protein proteindir dir

 vif – viral infectivity factor insan lenfositleri ve bazı hücre serilerinin infeksiyonunda gereklidir.Mekanizması bilinmemektedir

 nef – negative factor, factor, 27 kD AIDS in progresyon determinantıdır viral infek infektivit tivite eyi ve çoğalmayı artırır



vpu – viral protein U, U, 81 aa lik membran proteinidir proteinidir..infekte hücrenin



vpr – viral protein R, R, 96 aa, 14 kDa luk protein indirekt indirekt olarak viral

plazma membranından viral partikülün salınmasını düzenler, hızlandırır ve CD4’ün endopla endoplazmik zmik reti retik kulum ulumda da degrade eder replikasyonu repli kasyonu güçlendirir

9

10

HIV SİKLUSU 

1- Virüsün hücre Reseptörüne (Lenfosit) Tutunması ve adsorbsiyon   



2. Virüsün Hücre içine girişi, Viral RNA içine giriş



3. Revers Transkripsiyon ile viral DNA sentezi 



11

T- lenfosit üzerinde HIV virüsünün bağlanacağı en az iki reseptör vardır Temel reseptör, "CD4", İkincisi Co-receptor (CCR5,CXCR4) reverse transcriptase“(protein) konak hücre içine giren viral RNA nukleik asit sekansını okuyan ve komplementer DNA sekansına transkribe eden enzimdir Bu enzim olmadan viral genom konak hücreye inkorpore olamaz ve çoğalamaz

12

2

HIV bir hücreyi infekte etmek için 2 yüzeyel proteine bağlanmalıdır

HIV bir hücreyi infekte etmek için 2 yüzeyel proteine bağlanmalıdır

13

HIV Konak Hücrede Çoğalması

HIV SİKLUSU  

4. Viral DNA’nın integrasyonu 5.Viral mRNA,genomik RNA transkripsiyonu ve protein sentezi   



14

Transkripsiyon:RNA’ya geri dönüş Translasyon: RNA Proteinlerin yapımı Viral Protease

6.Tam virüs partikülü oluşumu,Tomurcuklanma ve salınım  Son olarak , viral RNA ve ilişkili proteinler paketlenir ve lenfosit yüzeyinden salınır ve başka lenfositi infekte etmeye devam eder 15

Human Immunodeficiency Virus Reverse Transcription: viral RNA dan DNA ya dönüş

HIV Lenfosit membranına bağlanması

Viral RNA (sarı) DNA (mavi)

17

18

3

Viral DNA nın konak DNA ya integrasyonu (Provirus))

Reverse Transcriptase Inhibitor (Kırmızı) AZT- benzeri ilaçlar Reverse Transcriptionu inhibe eder

19

Transcription: Viral DNA ve viral ürünlerin sentezi

20

Translation: RNA -> Yapısal proteinler ve enzimler sentezlenir .

21

Viral Proteazlar

22

Proteaz İnhibitörleri

23

24

4

Olgunlaşma ve konak hücreden ayrılma

HIV tomurcuklanarak hücreden ayrılıyor 25

26

27

28

HIV cycle



 

    

29

Dünyada 2016 yılında yaklaşık 36.7 milyon insan HIV ile birlikte yaşamaktadır Bunların 2.1 milyonu 15 yaşın altındaki çocuklar yaklaşık 18.8 milyonu kadın ve genç kızlardır. Türkiye de 2016 yılı kayıtlı hasta sayısı 8810 dur Bildirimi yapılan vakaların %84,8’i erkek, %15,2’si ise kadındır. Vakaların %12,2’si yabancı uyrukludur. 2016 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29 yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir.

30

5

Tablo 1. HIV (+), AIDS ve Toplam Vaka Sayısının ve Ölümlerin Yıllara Göre Dağılımı (Türkiye 2012-2016)* *Son 5 yılda 31 Aralık 2016 tarihi itibarıyla doğrulanarak 30.06.2017 tarihine kadar bildirimi yapılan ve sisteme kaydedilen vaka sayılarıdır.

Vücut sıvıları ile

Yıllar

HIV (+)

AIDS

TOPLAM

ÖLÜM

2012

986

97

1083

41

2013

1309

102

1411

28

2014

1894

137

2031

18

2015

2151

119

2270

13

2016

2470

103

2573

9

TOPLAM

8810

558

9368

109



Kan ve kan ürünleri



Semen



Vajinal Va jinal sıvı



Anne sütü

31

32

33

34

35

36

HIV in Body Fluids

Blood 18,000

Semen 11,000

Vaginal Fluid 7,000

Amniotic Fluid 4,000

Saliva 1

1 ml vücut sıvısında bulunan ortalama HIV partükül sayısı

HIV NASIL BULAŞIR? Cinsel Temas: Temas:

korunmasız her türlü cinsel ilişki

Kan/kan ürünleri : test edilmemiş kan ürünleri ile temas

i.v ilaç kullanımı mesleki temas transfüzyon Açık yara, deride çatlak,mukozalar Hamilelik:: Hamilelik

Transplasental (hamilelik sırasında) Doğum sırasında(perinatal sırasında(perinatal Anne sütü ile

6

HIV nelerle bulaşmaz ?        

Patogenez 

Cinsellik dışında yakın ilişkiyle Banyolardan Tuvaletten Yüzme havuzundan Duşlardan Telefonlardan Yiyecek-içecek paylaşılmasıyla Sinek ve böcek vektörlerle bulaş gösterilememiş

HIV bir hücreyi infekte etmek için 2 yüzeyel proteine bağlanmalıdır. Bunlar;

-CD4 -CXCR4 (fusion (fusion)) veya CCR5 







Eğer HIV virüsü CD4 ve CXCR4’ü kullanıyorsa TTtropiktir. Kan ve kan ürünleri ile geçebilir. T lenfositleri infekte eder. Eğer HIV virüsü CD4 ve CCR5 kullanıyorsa MMtropiktir. M-tropik virüsler seksüel yolla geçerler. Makrofaj ve T lenfositleri infekte eder.

37

38

AIDS ile iliş ilişkili Opportunisti Opportunistik k İnfeksiyonlar

Klinik Belirtiler 

CDC’nin HIV sınıflaması



FAZ I – Asemptomatik faz CD4 sayısı >500hücre/ml 







Bakteriyel Ba kteriyel 

(CD4 > 28%)

Soğuk algınlığı belirtileri FAZ II – Semptomatik CD4 sayısı 200-499hücre/ml ( CD4 % 14 -28) Kilo kaybı,halsizlik,ishal,infeksiyonlar FAZ III – geç semptomatik CD4 sayısı 90% sensitive, spesifik ve basit) • Diğer sistemik mikozlarda ise serolojik tanıda antikor aranır.

KRİPTO PTOK KOKK KKO OZİ ZİS S Tedavi • Kriptokok memenjiti ve kriptokokkozun yayılım gösteren şekilleri tedavi edilmezlerse mutlaka ölümcüldür – Akut olarak 2 hafta amfoterisin B+flusitozin – Arkasından ya oral flukonazol ya da itrakonazol ile pekiştirme tedavisi yapılmalı • AİDS’li hastalar için yaşam boyu idame tedavisi (flukonazol ya da itrakonazol ile) • AİDS’li olmasa bile bir azolle 1 yıla kadar varan uzun bir pekiştirme tedavisi gerekir.

ASPERGİLLOZİS • Etken: Aspergillus spp. (en sık: A. fumigatus) • Aspergillozis, dünyada en yaygın invazif küf enfeksiyonudur. • Risk faktörleri ve patogenez – İmmünsupresyon, DM, ekzojen enfeksiyon (sporların inhalasyonu) – Atopik konak tarafından sporların inhalasyonu, Aşırı duyarlılık reaksiyonları (allerji) – Aspergillus toksinleri ile kontamine ürünlerin tüketilmesi, Mikotoksikoz / karaciğer ve kolon kanseri

12

Aspergillus ÖZELLİKLER • Doğal rezervuar: hava, toprak • Patojenite faktörleri: hif, fosfolipaz • Enfekte dokuda: damar invazyonu, trombus, infarkt, kanama • Makr: pudramsı küf kolonisi (spor rengi her türde farklı) • Mikr: dikotom dallanan septalı hifler, vezikül, fiyalidler, mikrokonidya

ASPERGİLLOZİS / Klinik tablolar • ALLERJİK ASPERGİLLOZİS – Astım (Tip I) – Allerjik bronkopulmoner aspergillozis (Tip I, III) • NONİNVAZİV LOKAL KOLONİZASYON • Aspergilloma (Fungus topu) (akciğerler, paranazal sinüsler) • Otomikoz (eksternal otit) • Onikomikoz • Göz enf.u (konjunktival, korneal, intraoküler) • İNVAZİV ASPERGİLLOZİS – Pulmoner – Yaygın: GIS, beyin, karaciğer, böbrek, kalp, deri, göz – İnvaziv aspergilloz, nötropeni ve nötrofil fonksiyon bozukluğu ile oldukça ilişkilidir  Aspergillus terreus gerçek aspergillemi yapar ve kan kültüründe ürer.

• MİKOTOKSİKOZİS

ASPERGİLLOZİS Tanı • Örnekler Balgam, BAL, doku... • Direk inceleme Balgamda septalı hif ve konidya. • Dokuda damar içinde hifler • Kültür Siklohekzimidsiz SDA (en az 2 kültürde üremeli !) • Seroloji Allerji (serumda spesifik IgE-- RAST) İnvaziv enf. (serumda galaktomannan antijeni-ELISA)

ASPERGİLLOZİS Tedavi • ALLERJİK Steroid • ASPERGİLLOMA Semptomatik ise cerrahi, amfoterisin B • LOKAL, YÜZEYEL ENF. Nistatin • İNVAZİV ENF. Cerrahi debridman, Amfoterisin B, itrakonazol ***Mortalite yüksek

Aspergillus flavus on SAB media at 72 hour at 30oC (note greenish-yellow colour with white edge

Aspergillus fumigatus

13

ZİGOMİKOZİS • Etkenler: Rhizopus, Rhizomucor, Mucor... • Doğal rezervuar: Hava, su, toprak • Risk faktörleri: Diabetik ketoasidoz, immünsupresyon • Patogenez: Sporanjiyosporların inhalasyonu • Enfekte dokuda: Damar invazyonu, trombus, infarkt, kanama

ZİGOMİKOZİS Klinik bulgular • I. RİNOSEREBRAL –Burun, sinüs, göz, beyin ve meninks tutulumu –Orbital sellülit • II. TORASİK –Akciğer lezyonları, parenkimde nekroz • III. LOKAL –Travma sonrası böbrek enfeksiyonu –Yanık veya operasyon sonrası deri enf.u

ZİGOMİKOZİS Tanı • Örnekler; Balgam, BAL, sinüs biyopsisi.. • Direk inceleme Septasız, kurdeleye benzeyen ve dik açılar yaparak dallanan hifler, sporanjiyum • Kültür SDA (pamuk helva görünümü)

ZİGOMİKOZİS Tedavi • Cerrahi debridman Amfoterisin B ***Mortalite yüksek • Zigomikoz etkeni olan mantarlarda yeni bir triazol olan posakonazol ile yüksek klinik başarı oranları bildirilmektedir.

14

Mantarlarla ilişkili insanlarda 4 tür hastalıktan söz edilebilir.

Mikotoksinler ve Mikotoksikozlar

Mikotoksinler / Genel özellikleri • Küfler tarafından üretilen toksinler (zehirli bileşikler) • Küflerin ikincil metabolitleri olup hayvanlar ve insanlar üzerinde toksik etkilidir. • Yunanca'da ‘mantar’ = 'mykes' ve Latince'de zehir veya toksik = 'toxicum'. • 300’den fazla mikotoksin belirlenmiştir. • Aflatoksinler, okratoksin A, ergot alkaloidleri, fusarium insan ve hayvan sağlığını direkt etkiler.

• 1. Hipersensitivite – maya mantarlarına veya küf mantarlarının sporlarına karşı gelişebilir. • 2. İnfeksiyon- insanlar için patojenik olan mantarlar ile karşılaşma sonucu değişik dokularda infeksiyon gelişebilmektedir (mikozlar). • 3. Mikotoksikoz – mantar toksinleri ile kontamine gıdaların veya tahılların yenmesi ile oluşabilir. • 4. Micetismus- doğada bulunan zehirli mantarların yenmesiyle oluşmaktadır.

Mikotoksinler / Genel özellikleri • • • • • • • • • •

Mikotoksinler / Genel özellikleri • Mikotoksinler bulaşıcı değildir • Mikotoksikozis üzerine ilaç ve antibiyotik tedavisinin çok az etkisi vardır veya hiç etkisi yoktur • Mikotoksikozislerin yaygın görülmeleri genelde mevsime bağlıdır • Salgın şeklinde görülmeleri kontamine olmuş bir besin veya yemle ilişkilidir • Duyarlı besin veya yemin incelenmesi ile küflerin bulunma durumu ve aktiviteleri açığa çıkarılabilir.

Düşük molekül ağırlığında kimyasal bileşikler Antijen olarak algılanmazlar Akut veya kronik toksisite gösterirler. Akut KC ve böbrek toksisitesi, Mss, deri ve endokrin sistem belirtileri Kanserojen, teratojen ve mutajenik etkiler Hepsi sitotoksiktir. RNA, DNA ve protein sentezi üzerine etki Bütün küf cins ve türleri mikotoksin üretmezler. Küflerin görünüşü, kokusu ve tatlarına bakılarak mikotoksin ürettiklerini söylemek olanaksızdır. Bazı besinler görünür küf taşımaksızın da mikotoksinleri içerebilirler

Mikotoksikozlar • Klinik olarak ani ölümle tümör oluşumu arasındaki bir aralıkta kendini gösteren akut veya kronik hastalık şeklinde ortaya çıkabilir • Mikotoksikozların çoğu mikotoksin bulaşmış gıdaların yenilmesi sonucu ortaya çıkar • Ortaya çıkan semptomların ve oluşan tablonun ciddiyeti – – – –

mikotoksinin tipine, temasın miktar ve süresine, temas yoluna, toksine maruz kalan kişinin yaş, cinsiyet ve sağlık durumuna bağlıdır.

• Kötü beslenme, alkol bağımlılığı ve diğer toksin temasları gibi çeşitli durumlar da mikotoksin zehirlenmesinin etkisi ve şiddetini artırıcı etki gösterebilir

1

Mikotoksinler Akut mikotoksikozis • Karaciğer, böbrek, dalakta hiperplazi • Yerel veya yaygın hemoraji • Diare • Konvülziyon, tremor • Deri ve mukozalarda lezyonlar • İştahsızlık, kusma • Ölüm

Kronik mikotoksikozis • Yaşamsal organlarda (en sık KC) hücresel değişiklikler • Kalıcı dejeneratif bozukluklar • Tümoral bozukluklar • İmmunsupressif etki

Aflotoksinler • Üzerinde en fazla durulan mikotoksinlerden birisidir • İlk olarak Aspergillus flavusdan izole edilen bu toksin dört gruba ayrılır. – – – –

B1, B2, G1, G2. Bitkisel ürünlerde farklı oranlarda bulunur B1 en fazla bulunan ve en toksik etkiye sahiptir Bilinen en güçlü doğal karsinojen Aflatoksin B1’dir

 Aspergillus flavus kültürlerinin yaklaşık %35’inin , Aspergillus parasiticus kültürlerinin ise önemli bir bölümünün aflotoksin oluşturduğu bilinmektedir.

Aflotoksinler • Sıradan pişirme yöntemleri ve pastörizasyon toksin parçalanmasında yeterli değildir. • Kuru ısıda dehidrate ederek pişirme (kavurma) sonucunda kontamine fıstıklarda aflotoksinlerin %50’sinden fazlası saptanmamıştır. • Hedef organ karaciğer • Akut hepatosellüler nekrozdan intrasellüler etkileşim sorumlu • Hepatokarsinojenik etkiden aflotoksin B1 (AFB1)’in mikrozomal oksidatif sistem aracılığıyla metabolize olması sonucu oluşan metaboliti “AFB1-2,3 epoksid”in sorumlu olduğu varsayılmaktadır.

Aflatoksinler Trikotekenler Ergot alkaloitleri Okratoksin Fumonizinler Strinin

Aflotoksinler • En riskli besinler yer fıstığı, diğer sert kabuklu meyveler, yağlı tohumlar, mısır, kırmızı toz ve pul biber, incir • Aflotoksin içeren yemle beslenen hayvanların eti, sütü ve yumurtası gibi yenilebilir kısımlarındaki aflotoksin kontaminasyonunun oldukça düşük olduğu saptanmıştır. • Aflotoksinlerin gıda maddelerinden tam olarak elimine edilmesi mümkün değildir. • Bu nedenle FDA belirli bir düzeye kadar gıdalarda (20ppb, sütte

Smile Life

When life gives you a hundred reasons to cry, show life that you have a thousand reasons to smile

Get in touch

© Copyright 2015 - 2024 AZPDF.TIPS - All rights reserved.